Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
hard
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"hard"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 162 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
hard
s.
çetin
2
Yaygın Kullanım
hard
s.
sert
3
Yaygın Kullanım
hard
s.
zahmetli
4
Yaygın Kullanım
hard
s.
katı
5
Yaygın Kullanım
hard
zf.
zor
General
6
Genel
hard
i.
cırtlak ve kalitesiz görünüm veren renklendirici
7
Genel
hard
s.
ters
8
Genel
hard
s.
çok soğuk (mevsim/hava)
9
Genel
hard
s.
şiddetli
10
Genel
hard
s.
ağır
11
Genel
hard
s.
kuvvetli
12
Genel
hard
s.
sert (içki)
13
Genel
hard
s.
kireçli
14
Genel
hard
s.
şefkatsiz
15
Genel
hard
s.
nasırlı
16
Genel
hard
s.
kalpsiz
17
Genel
hard
s.
acı (su)
18
Genel
hard
s.
anlaşılmaz
19
Genel
hard
s.
faal
20
Genel
hard
s.
acımasız
21
Genel
hard
s.
zahmetli
22
Genel
hard
s.
kötü
23
Genel
hard
s.
ekşi
24
Genel
hard
s.
sert (söz)
25
Genel
hard
s.
çalışkan
26
Genel
hard
s.
merhametsiz
27
Genel
hard
s.
çirkin
28
Genel
hard
s.
cimri
29
Genel
hard
s.
ekşimiş
30
Genel
hard
s.
acı
31
Genel
hard
s.
eziyetli
32
Genel
hard
s.
sağlam
33
Genel
hard
s.
tıkız
34
Genel
hard
s.
berk
35
Genel
hard
s.
müşkül
36
Genel
hard
s.
pinti
37
Genel
hard
s.
zalim
38
Genel
hard
s.
inatçı
39
Genel
hard
s.
yakın
40
Genel
hard
s.
sıkı
41
Genel
hard
s.
hasis
42
Genel
hard
s.
dayanıklı
43
Genel
hard
s.
kazık
44
Genel
hard
s.
tehlikeli ve bağımlılık yapan (madde)
45
Genel
hard
s.
çok
46
Genel
hard
s.
katı
47
Genel
hard
s.
sert
48
Genel
hard
s.
zor
49
Genel
hard
s.
güç
50
Genel
hard
s.
özenli
51
Genel
hard
s.
enerjik
52
Genel
hard
s.
haşin
53
Genel
hard
s.
gerçekçi
54
Genel
hard
s.
tartışma götürmez
55
Genel
hard
s.
uzlaşılmaz
56
Genel
hard
s.
hasara yol açan
57
Genel
hard
s.
saldırıya açık
58
Genel
hard
s.
kararlı
59
Genel
hard
s.
gerçeğe uygun
60
Genel
hard
s.
doğrulanmış verilere dayalı
61
Genel
hard
s.
niceliksel verileri kullanan
62
Genel
hard
s.
sağlam
63
Genel
hard
s.
mayalı
64
Genel
hard
s.
kalıcı
65
Genel
hard
s.
bozulmayan
66
Genel
hard
s.
basılı
67
Genel
hard
s.
matbu
68
Genel
hard
s.
becerikli
69
Genel
hard
s.
kullanışlı
70
Genel
hard
s.
dikkatli
71
Genel
hard
s.
damıtılmış (içki)
72
Genel
hard
s.
fanatik
73
Genel
hard
s.
partizan
74
Genel
hard
s.
en ince detayına kadar araştıran
75
Genel
hard
s.
alkolik
76
Genel
hard
s.
alkol düşkünü
77
Genel
hard
s.
kurutulmuş
78
Genel
hard
s.
sert ağaçtan yapılmış
79
Genel
hard
s.
sert odunlu
80
Genel
hard
s.
tek renkli (tüyler)
81
Genel
hard
s.
normal sıcaklıklarda dökülemeyecek kadar katı olan (yağ)
82
Genel
hard
s.
doğa bilimlerinin metodu olan
83
Genel
hard
s.
doğa bilimlerinde öğretilen
84
Genel
hard
s.
sert kaslara sahip
85
Genel
hard
s.
dinç ve kuvvetli
86
Genel
hard
zf.
güçlükle
87
Genel
hard
zf.
pek
88
Genel
hard
zf.
şiddetle
89
Genel
hard
zf.
aşırı ölçüde
90
Genel
hard
zf.
fena halde
91
Genel
hard
zf.
zorlu
92
Genel
hard
zf.
büyük bir gayretle
93
Genel
hard
zf.
aşırı
94
Genel
hard
zf.
hızla
95
Genel
hard
zf.
kuvvetle
96
Genel
hard
zf.
ancak
97
Genel
hard
zf.
sıkıca
98
Genel
hard
zf.
zorla
99
Genel
hard
zf.
büyük gayretle
100
Genel
hard
zf.
zorluk çıkaracak şekilde
101
Genel
hard
zf.
büyük hasar verecek şekilde
102
Genel
hard
zf.
yakın
103
Genel
hard
zf.
titizlikle
104
Genel
hard
zf.
sertçe
105
Genel
hard
zf.
ciddiyetle
106
Genel
hard
zf.
ağır ve isteksiz bir şekilde
107
Genel
hard
zf.
sert bir şekilde
108
Genel
hard
zf.
ısrarlı bir şekilde
109
Genel
hard
zf.
alçak gönüllü bir şekilde
110
Genel
hard
zf.
sade bir şekilde
111
Genel
hard
zf.
büsbütün
112
Genel
hard
zf.
tamamıyla
113
Genel
hard
zf.
aşırı kullanıma dayanacak şekilde
Trade/Economic
114
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
metal (para)
115
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
yüksek ve sabit (fiyatlar)
116
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
elde etmesi güç
117
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
çok rağbet gören
118
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
kendi değeri olan (değerli şey)
119
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
sınırlı ve yüksek faiz oranlı (kredi)
120
Ticaret/Ekonomi
hard
s.
ekonomik buhranlı
Politics
121
Siyasal
hard
s.
siyasi olarak aşırı
Media
122
Medya
hard
s.
ciddi haberlere odaklanmış
Technical
123
Teknik
hard
s.
güç
124
Teknik
hard
s.
katı
125
Teknik
hard
s.
kolayca kırılmayan
126
Teknik
hard
s.
sert
127
Teknik
hard
s.
zor
128
Teknik
hard
s.
sağlam takviye edilmiş
129
Teknik
hard
s.
aşırı kuvvetlendirilmiş yeraltı sığınaklarında yer alan (nükleer füzeler)
130
Teknik
hard
s.
yavaşlatıcısız yapılan (uzay aracının inişi)
131
Teknik
hard
s.
sivri uçlu bir ışık kaynağından iletilen (ışık)
132
Teknik
hard
s.
demanyetize etmesi zor
133
Teknik
hard
s.
manyetize etmesi zor
Textile
134
Tekstil
hard
s.
pürüzsüz (kumaş)
Marine
135
Denizcilik
hard
i.
son hadde kadar
136
Denizcilik
hard
i.
gemi rampası
137
Denizcilik
hard
i.
gemiyi sudan çekmeye uygun taş döşeli plaj
138
Denizcilik
hard
zf.
alabanda
Gastronomy
139
Mutfak
hard
s.
(ekmek ) bayat
140
Mutfak
hard
s.
tanen tadı yoğun olan (şarap)
141
Mutfak
hard
s.
sert kabuklu (ekmek, pide)
Physics
142
Fizik
hard
s.
çok yüksek enerjili
143
Fizik
hard
s.
tesirli
144
Fizik
hard
s.
neredeyse tam (vakum)
Chemistry
145
Kimya
hard
s.
biyolojik bozunmaya dayanıklı
Linguistics
146
Dilbilim
hard
s.
sert
147
Dilbilim
hard
s.
kalın sesli
148
Dilbilim
hard
s.
damaksıllaşmayan
149
Dilbilim
hard
s.
ses tellerini titretmeden üretilen
Art
150
Sanat
hard
s.
ciddi
151
Sanat
hard
s.
geleneksel
Photography
152
Fotoğrafçılık
hard
s.
kontrast oluşturan
153
Fotoğrafçılık
hard
s.
çok kontrastlı
Bookbindery
154
Ciltçilik
hard
s.
ciltli
Slang
155
Argo
hard
i.
krek kokain
156
Argo
hard
i.
penisin sertleşmesi
157
Argo
hard
i.
ağır iş
158
Argo
hard
i.
zorlu iş
159
Argo
hard
s.
açık seçik
160
Argo
hard
s.
müstehcen
161
Argo
hard
s.
cinsel olarak uyarılmış
162
Argo
hard
s.
tahrik olmuş
"hard"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
hard disk
i.
sabit disk
2
Yaygın Kullanım
work hard
f.
didinmek
3
Yaygın Kullanım
become hard
f.
sertleşmek
General
4
Genel
hard labour
i.
kürek cezası
5
Genel
hard core
i.
çekirdek kadro
6
Genel
hard water
i.
acı su
7
Genel
hard coal
i.
antrasit
8
Genel
hard money
i.
peşin para
9
Genel
hard cider
i.
elma suyu
10
Genel
hard glass
i.
sert cam
11
Genel
hard drive
i.
hard sürücü
12
Genel
hard cash
i.
nakit
13
Genel
hard labour
i.
ağır ceza
14
Genel
hard luck
i.
şanssızlık
15
Genel
hard money
i.
nakit
16
Genel
hard hat
i.
miğfer
17
Genel
hard labor
i.
ağır ceza
18
Genel
hard hat
i.
kask
19
Genel
hard case
i.
çetin ceviz
20
Genel
hard cyder
i.
elma suyu
21
Genel
hard line
i.
talihsizlik
22
Genel
hard hat
i.
geri kafalı kimse
23
Genel
hard currency
i.
tedavüldeki para
24
Genel
hard drink
i.
sert içki
25
Genel
hard look
i.
sert bir bakış
26
Genel
hard roe
i.
balık yumurtası
27
Genel
hard work
i.
sıkı çalışma
28
Genel
hard cash
i.
peşin para
29
Genel
hard tack
i.
galeta
30
Genel
hard coal
i.
madenkömürü
31
Genel
hard money
i.
demir para
32
Genel
a hard nut to crack
i.
çetin ceviz
33
Genel
hard line
i.
şanssızlık
34
Genel
hard work
i.
ağır iş
35
Genel
hard cash
i.
nakit para
36
Genel
hard sledding
i.
zorlanma
37
Genel
hard cash
i.
trinko para
38
Genel
hard shoulder
i.
otoyol kenarlarındaki acil durak yerleri
39
Genel
hard boiled egg
i.
çok kaynamış yumurta
40
Genel
die hard
i.
kandırılmaz
41
Genel
hard core
i.
çekirdek
42
Genel
hard liner
i.
ödün vermeyen
43
Genel
hard biscuit
i.
galeta
44
Genel
hard nut to crack
i.
çetin ceviz
45
Genel
hard cider
i.
elma şarabı
46
Genel
a hard nut to crack
i.
demir leblebi
47
Genel
hard wheat
i.
durum buğdayı
48
Genel
hard times
i.
müşkül zamanlar
49
Genel
hard copy
i.
basılı kopya
50
Genel
hard materials
i.
sert malzemeler
51
Genel
hard disk management
i.
hard disk yönetimi
52
Genel
hard times
i.
zor günler
53
Genel
hard times
i.
kötü günler
54
Genel
hard knocks
i.
zor zamanlar
55
Genel
hard worker
i.
köle gibi çalışan kimse
56
Genel
hard worker
i.
çok çalışan kimse
57
Genel
hard life
i.
zor hayat
58
Genel
hard hat
i.
inşaat kaskı
59
Genel
hard conditions
i.
ağır şartlar
60
Genel
hard tail chopper
i.
arka süspansiyonu olmayan
61
Genel
hard hyphen
i.
istenen kısa çizgi
62
Genel
hard evidence
i.
sağlam delil
63
Genel
hard evidence
i.
kesin delil
64
Genel
hard row to hoe
i.
çetin ceviz
65
Genel
hard-fought battle
i.
sıkı kavga
66
Genel
die-hard
i.
gerici
67
Genel
hard-liner
i.
taviz vermeyen
68
Genel
hard-boiled egg
i.
katı yumurta
69
Genel
hard-line
i.
şanssızlık
70
Genel
die-hard
i.
tutucu kimse
71
Genel
hard-liner
i.
ödün vermeyen
72
Genel
hard-up family
i.
düşük gelirli aile
73
Genel
hard-line
i.
katı tutum
74
Genel
hard-boiled egg
i.
lop yumurta
75
Genel
hard-line
i.
ödünsüz davranış
76
Genel
hard-line
i.
talihsizlik
77
Genel
hard-hit
i.
ağır hasar görmüş
78
Genel
die-hard
i.
eski kafalı kimse
79
Genel
hard-on
i.
ereksiyon
80
Genel
hard cash
i.
madeni para
81
Genel
hard soap
i.
sert sabun
82
Genel
hard crash
i.
örseleyen çöküm
83
Genel
hard water
i.
acısu
84
Genel
hard currency
i.
sağlam para
85
Genel
hard water
i.
kireçli su
86
Genel
hard water
i.
sert su
87
Genel
hard core
i.
blokaj
88
Genel
hard core
i.
çakıl dolgusu
89
Genel
hard core
i.
dolgu
90
Genel
hard drug
i.
sert uyuşturucu
91
Genel
hard drug
i.
ağır uyuşturucu
92
Genel
hard copy
i.
saklanabilir kopya
93
Genel
hard-packed snow
i.
sertleşmiş kar kitlesi
94
Genel
hard worker
i.
köle gibi çalışan
95
Genel
a hard object
i.
sert bir cisim
96
Genel
a hard object
i.
sert bir obje
97
Genel
hard liquor
i.
sert içki
98
Genel
hard candy
i.
akide şekeri
99
Genel
hard work
i.
zor iş
100
Genel
hard times
i.
zor zamanlar
101
Genel
a hard woman
i.
zor kadın
102
Genel
hard surfaces
i.
sert yüzeyler
103
Genel
cleaning of hard surfaces
i.
sert yüzeylerin temizlenmesi
104
Genel
hard-earned trust
i.
zor kazanılmış güven
105
Genel
hard-won trust
i.
zor kazanılmış güven
106
Genel
a hard period
i.
zorlu bir dönem
107
Genel
a hard period
i.
zorlu bir süreç
108
Genel
a hard language
i.
zor bir dil
109
Genel
a hard task
i.
zor görev
110
Genel
a hard mission
i.
zor görev
111
Genel
hard question
i.
zor soru
112
Genel
hard effort
i.
yoğun çaba
113
Genel
hard fact
i.
aksi kanıtlanamaz gerçek
114
Genel
hard fact
i.
inkar edilemez gerçek
115
Genel
hard hat
i.
baret
116
Genel
hard science
i.
müspet ilim
117
Genel
hard truths
i.
acı gerçekler
118
Genel
hard job
i.
zor iş
119
Genel
ask a really hard question
i.
ahiret sorusu sormak
120
Genel
ask a really hard question
i.
ahiret suali sormak
121
Genel
hard bread
i.
kraker
122
Genel
hard-working accountant
i.
çalışkan muhasebeci
123
Genel
hard condition
i.
zor şart
124
Genel
hard condition
i.
zor koşul
125
Genel
hard bargain
i.
sıkı pazarlık
126
Genel
a hard slap
i.
okkalı bir tokat
127
Genel
hard data
i.
somut veri/bilgi
128
Genel
hard data
i.
rakamlara/somut delillere dayalı bilgi
129
Genel
hard-hat suit
i.
sert dalış giysisi
130
Genel
hard wheat
i.
sert buğday
131
Genel
hard science
i.
pozitif bilim
132
Genel
hard reality
i.
acı gerçek
133
Genel
hard-line approach
i.
radikal yaklaşım
134
Genel
hard-line approach
i.
sert yaklaşım
135
Genel
hard person
i.
zor insan
136
Genel
the hard way
i.
zor yoldan
137
Genel
blow-hard
i.
böbürlenen ve palavracı kimse
138
Genel
hard [scotland] [uk]
i.
adi
139
Genel
hard [scotland] [uk]
i.
nekes
140
Genel
hard [scotland] [uk]
i.
alçak
141
Genel
hard [uk]
i.
suların çekildiği kıyı
142
Genel
hard [uk]
i.
sert plaj
143
Genel
hard case
i.
pişkin suçlu
144
Genel
hard case
i.
ısrarla suç işleyen kimse
145
Genel
hard case
i.
zor durumda olan kimse
146
Genel
hard case
i.
çaresiz kimse
147
Genel
hard case
i.
kötü alışkanlıklarıyla bilinen kimse
148
Genel
hard case [new zealand]
i.
sıkı kimse
149
Genel
hard copy
i.
baskıya hazır nüsha
150
Genel
hard core
i.
nüve
151
Genel
hard core
i.
bir grupta değişime karşı çıkanlar
152
Genel
hard core
i.
kurumsal bakıma ihtiyaç duyan mültecilerin oluşturduğu grup
153
Genel
hard core
i.
çaresiz kimseler
154
Genel
hard feeling
i.
husumet
155
Genel
hard feeling
i.
küskünlük
156
Genel
hard hat
i.
melon şapka
157
Genel
hard launch
i.
resmi açılış
158
Genel
hard launch
i.
resmi lansman
159
Genel
hard line
i.
sert politika
160
Genel
hard line
i.
katı duruş
161
Genel
hard lines [uk]
i.
kötü şans
162
Genel
hard lines [uk]
i.
şanssızlık
163
Genel
hard of hearing
i.
kulağı ağır işiten kimseler
164
Genel
hard pan
i.
sert toprak tabakası
165
Genel
hard pan
i.
killi toprak tabakası
166
Genel
hard paste
i.
sert macundan yapılmış porselen
167
Genel
hard polytomy
i.
sert politomi
168
Genel
hard put
i.
çok zorluk çekme
169
Genel
hard rock
i.
kuvvetli kimse
170
Genel
hard sell
i.
zor satan şey
171
Genel
hard sell
i.
rağbet görmeyen şey
172
Genel
hard sell
i.
bir şeyi almaya direnen kimse
173
Genel
hard sell
i.
onaylamamakta ısrar eden kimse
174
Genel
hard sell
i.
ısrarlı reklamcılık
175
Genel
hard water soap
i.
sert su sabunu
176
Genel
hard-ass
i.
kurallara körü körüne bağlı kimse
177
Genel
hard-cooked egg
i.
katı yumurta
178
Genel
hard-cooked egg
i.
tam pişmiş yumurta
179
Genel
hard-core
i.
tuğla çöpü, cüruf, moloz gibi malzemelerle oluşturulan taban
180
Genel
hard-core
i.
nüve
181
Genel
hard-core
i.
çekirdek
182
Genel
hard-core
i.
öz
183
Genel
hard-core
i.
çaresiz kimseler
184
Genel
hard-favoredness
i.
kabalık
185
Genel
hard-favoredness
i.
hoyratlık
186
Genel
hard-labored
i.
ağır işçilikle yapılmış
187
Genel
hard-labored
i.
özenle hazırlanmış
188
Genel
hard-labored
i.
üzerinde çalışılmış
189
Genel
hard-line
i.
sert politika
190
Genel
hard-line
i.
kesin durum
191
Genel
hard-liner
i.
ödün vermeyen kimse
192
Genel
hard-on
i.
nadir bir soyisim
193
Genel
hard-top
i.
sert yüzeyli alan
194
Genel
hard-top
i.
sert yüzeyli yol
195
Genel
hard-shelled fruit
i.
sert kabuklu meyve
196
Genel
have hard times
f.
gün görmemek
197
Genel
try hard
f.
asılmak
198
Genel
try hard
f.
özenmek
199
Genel
bear hard on
f.
yük olmak
200
Genel
be hard up
f.
sıkıntıya düşmek
201
Genel
try hard
f.
gayret sarf etmek
202
Genel
turn the wheel hard
f.
direksiyonu kırmak
203
Genel
blow hard
f.
övünmek
204
Genel
put the helm hard over
f.
alabanda etmek
205
Genel
pay in hard cash
f.
peşin ödemek
206
Genel
work hard
f.
emek çekmek
207
Genel
try hard
f.
didinmek
208
Genel
work very hard
f.
çok çalışmak
209
Genel
be hard of hearing
f.
kulağı ağır işitmek
210
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek
211
Genel
use hard words
f.
ağır söylemek
212
Genel
become hard
f.
pekişmek
213
Genel
study hard
f.
dirsek çürütmek
214
Genel
be hard up for money
f.
para sıkıntısı çekmek
215
Genel
do something the hard way
f.
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
216
Genel
try hard
f.
gayret etmek
217
Genel
say some hard things
f.
ağır konuşmak
218
Genel
breathe hard
f.
solumak
219
Genel
be hard done by
f.
haksızlığa uğramak
220
Genel
be hard at hand
f.
kapıya dayanmış olmak
221
Genel
be hard at hand
f.
kapıda olmak
222
Genel
take something hard
f.
bir şeye pek çok üzülmek
223
Genel
work hard
f.
sıkı çalışmak
224
Genel
try hard
f.
uğraşmak
225
Genel
work hard
f.
uğraşmak
226
Genel
work hard
f.
harıl harıl çalışmak
227
Genel
breathe hard
f.
zor nefes almak
228
Genel
make hard to see
f.
görülmesi zor hale getirmek
229
Genel
be hard of hearing
f.
ağır işitmek
230
Genel
get hard
f.
zorlaşmak
231
Genel
make hard
f.
sertleştirmek
232
Genel
take a hard line with
f.
sert davranmak
233
Genel
hit hard
f.
sertçe vurmak
234
Genel
breathe hard on
f.
uhlamak
235
Genel
breathe hard
f.
sık ve kesik soluklar alıp vermek
236
Genel
be hard by
f.
çok yakın olmak
237
Genel
run hard
f.
hızlı koşmak
238
Genel
hard up
f.
zor durumda kalmak
239
Genel
be hard put to do something
f.
akla karayı seçmek
240
Genel
give somebody a hard time
f.
kök söktürmek
241
Genel
be frozen hard
f.
donup kaskatı olmak
242
Genel
be a hard worker
f.
çok çalışkan olmak
243
Genel
be hard by
f.
çok yakınında olmak
244
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlık yaparak fiyatı çok indirmek
245
Genel
try hard
f.
çok çalışmak
246
Genel
think hard
f.
kafa yormak
247
Genel
be hard hit by
f.
bir şeyin çok zararını görmek
248
Genel
work hard
f.
yoğun çalışmak
249
Genel
study hard
f.
çok ders çalışmak
250
Genel
make a living the hard way
f.
ekmeğini taştan çıkarmak
251
Genel
try hard remembering something
f.
zihnini kurcalamak
252
Genel
think hard
f.
zihnini kurcalamak
253
Genel
study hard
f.
çok yoğun çalışmak
254
Genel
work hard
f.
çok yoğun çalışmak
255
Genel
be hard to believe
f.
inanması güç olmak
256
Genel
be hard to believe
f.
inanması zor olmak
257
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı pazarlık yapmak
258
Genel
drive a hard bargain
f.
sıkı bir pazarlığa girişmek
259
Genel
get hard (to do)
f.
güce sarmak
260
Genel
become hard up for money
f.
sıkıntıya düşmek
261
Genel
live in hard conditions
f.
zor şartlar altında yaşamak
262
Genel
think hard
f.
fikir yormak
263
Genel
be between a rock and a hard place
f.
iki arada kalmak
264
Genel
be between a rock and a hard place
f.
iki arada bir derede kalmak
265
Genel
hard put
f.
maddi sıkıntılarla yüzyüze olmak
266
Genel
hard put
f.
maddi sıkıntı içinde olmak
267
Genel
have a hard time making ends meet
f.
geçim sıkıntısı çekmek
268
Genel
strive hard
f.
fazla uğraşmak
269
Genel
strive hard
f.
çok çabalamak
270
Genel
play hard to get
f.
kendini ağırdan satmak
271
Genel
play hard to get
f.
ağırdan satmak
272
Genel
be hard on someone's heels
f.
birinin peşini bırakmamak
273
Genel
be hard on somebody's trail
f.
ensesinde olmak
274
Genel
be hard up
f.
eli darda olmak
275
Genel
be hard on the heels of
f.
-in hemen ardından gelmek
276
Genel
become hard-boiled
f.
kaşarlanmak
277
Genel
hard-solder
f.
lehimlemek
278
Genel
do a hard day's work
f.
yoğun bir çalışma günü yaşamak
279
Genel
do a hard day's work
f.
(işte) çok yorulmak
280
Genel
do a hard day's work
f.
(işte) çok çalışmak
281
Genel
do a hard day's work
f.
yorucu bir çalışma günü geçirmek
282
Genel
do a hard day's work
f.
zor bir çalışma günü geçirmek
283
Genel
work under hard conditions
f.
zor şartlar altında çalışmak
284
Genel
work under hard conditions
f.
zor şartlar altında görev yapmak
285
Genel
seem hard
f.
zor görünmek
286
Genel
try hard to forget
f.
unutmak için çaba harcamak
287
Genel
try hard to forget
f.
unutmak için mücadele vermek
288
Genel
make things hard for someone
f.
işini zorlaştırmak
289
Genel
try so hard
f.
çok uğraşmak
290
Genel
bear down too hard
f.
bir şeyin üzerine sertçe bastırmak
291
Genel
hard at something
f.
bir şey üzerinde çalışmak
292
Genel
work hard at something
f.
bir şey üzerinde çok çalışmak
293
Genel
be (very) hard to do
f.
yapması (çok) zor olmak
294
Genel
have hard times ahead
f.
zor günler beklemek
295
Genel
ask a hard question
f.
zor bir soru sormak
296
Genel
ask a hard question
f.
zor bir sual sormak
297
Genel
rain come down hard
f.
yağmur şiddetli yağmak
298
Genel
(for a teacher) give a student hard time in school
f.
bir öğrenciye takmak
299
Genel
be hard on yourself
f.
kendine haksızlık etmek
300
Genel
have hard days
f.
kötü günler geçirmek
301
Genel
have hard days
f.
zor günler geçirmek
302
Genel
have hard times
f.
zor günler geçirmek
303
Genel
have hard times
f.
kötü günler geçirmek
304
Genel
try hard
f.
çalışıp çabalamak
305
Genel
work hard
f.
çalışıp çabalamak
306
Genel
play hard
f.
naz yapmak
307
Genel
have hard measure
f.
baskıyla üstesinden gelmek
308
Genel
hard put
f.
müşkül durumda olmak
309
Genel
hard put
f.
çözmesi zor bir durumda olmak
310
Genel
hard-top
f.
(yola, kaldırıma) döşemek
311
Genel
hard-top
f.
kaplamak
312
Genel
hard of hearing
s.
duyma engelli
313
Genel
hard to find
s.
ele geçmez
314
Genel
fallen on hard times
s.
düşkün
315
Genel
hard shell
s.
bağnaz
316
Genel
as hard as nails
s.
sağlam
317
Genel
very hard
s.
kaskatı
318
Genel
as hard as a bone
s.
kemik gibi
319
Genel
having hard time
s.
sıkışma
320
Genel
hard to control
s.
kontrolü zor
321
Genel
hard hearted
s.
acımasız
322
Genel
hard of hearing
s.
ağır işiten
323
Genel
hard arduous
s.
müşkül
324
Genel
hard hearted
s.
taş kalpli
325
Genel
hard and fast
s.
çok sıkı
326
Genel
as hard as
s.
kadar sert
327
Genel
very hard
s.
abanoz gibi
328
Genel
hard surfaced
s.
sert yüzeyli
329
Genel
as hard as nails
s.
sıhhatli
330
Genel
as hard as nails
s.
sıhhatli acımasız
331
Genel
very hard
s.
katır kutur
332
Genel
hard enough
s.
yeterince sıkı
333
Genel
hard bitted
s.
inatçı
334
Genel
hard to please
s.
güç beğenen
335
Genel
hard as stone
s.
taş gibi
336
Genel
very hard
s.
kerpiç gibi
337
Genel
as hard as nails
s.
acımasız
338
Genel
hard to swallow
s.
kabullenmesi güç
339
Genel
hard to swallow
s.
inanması güç
340
Genel
hard to swallow
s.
inanılmaz
341
Genel
hard to swallow
s.
kabul etmesi zor
342
Genel
hard earned
s.
güç kazanılmış
343
Genel
extremely hard
s.
aşırı sert
344
Genel
hard-hearted
s.
duyarsız
345
Genel
hard-set
s.
bozuk
346
Genel
hard-set
s.
acıkmış
347
Genel
hard-bitten
s.
arsız
348
Genel
hard-and-fast
s.
değişmez
349
Genel
hard-shell
s.
bağnaz
350
Genel
hard-boiled
s.
hilekar
351
Genel
hard-nosed
s.
inatçı
352
Genel
hard-edge
s.
keskin hatlı
353
Genel
hard-core
s.
çetin ceviz
354
Genel
hard-line
s.
ödünsüz
355
Genel
hard-up
s.
zararına
356
Genel
hard-boiled
s.
kurnaz
357
Genel
hard-core
s.
etkin
358
Genel
hard-earned
s.
zor kazanılmış
359
Genel
hard-core
s.
boyun eğmez
360
Genel
hard-headed
s.
dik başlı
361
Genel
hard-hitting
s.
can alıcı
362
Genel
hard-bitten
s.
yüzsüz
363
Genel
hard-hitting
s.
saldırgan
364
Genel
die-hard
s.
inatçı
365
Genel
hard-fisted
s.
eli sıkı
366
Genel
hard-hearted
s.
duygusuz
367
Genel
hard-up
s.
muhtaç
368
Genel
hard-core
s.
kararlı
369
Genel
hard-boiled
s.
lop
370
Genel
hard-up
s.
eli dar
371
Genel
hard-headed
s.
inatçı
372
Genel
hard-hearted
s.
taş yürekli
373
Genel
hard-bitten
s.
inatçı
374
Genel
hard-working
s.
hamarat
375
Genel
hard-mouthed
s.
dizginlenemez
376
Genel
hard-fought
s.
sıkı dövüşmüş
377
Genel
hard-hearted
s.
taş kalpli
378
Genel
hard-bitten
s.
sert
379
Genel
hard-hitting
s.
etkili
380
Genel
hard-up
s.
sıkıntıda
381
Genel
hard-boiled
s.
katı
382
Genel
hard-earned
s.
zor kazanılan
383
Genel
hard-line
s.
inatçı
384
Genel
hard-set
s.
kokuşmuş
385
Genel
hard-bitten
s.
belalı
386
Genel
hard-line
s.
uzlaşmaz
387
Genel
hard-and-fast
s.
katı
388
Genel
hard-boiled
s.
kaşarlanmış
389
Genel
hard-shell
s.
kabuklu
390
Genel
hard-working
s.
çalışkan
391
Genel
hard-wired
s.
sert telli
392
Genel
hard-mouthed
s.
inatçı
393
Genel
hard-core
s.
müstehcen
394
Genel
hard-hitting
s.
sert
395
Genel
hard-core
s.
yolundan şaşmaz
396
Genel
hard-core
s.
açık saçık
397
Genel
hard-nosed
s.
kendi çıkarını düşünen
398
Genel
hard-bitten
s.
pişkin
399
Genel
hard-hearted
s.
katı yürekli
400
Genel
hard-headed
s.
gerçekçi
401
Genel
hard-up
s.
darda
402
Genel
hard-spun
s.
sıkı örülmüş
403
Genel
hard-to-understand
s.
anlaşılması zor
404
Genel
hard-fisted
s.
cimri
405
Genel
hard-hearted
s.
acımasız
406
Genel
hard-set
s.
sert
407
Genel
hard-boiled
s.
pişkin
408
Genel
hard-nosed
s.
çıkarcı
409
Genel
hard-line
s.
katı
410
Genel
hard-nosed
s.
pişkin
411
Genel
hard-line
s.
sert
412
Genel
hard-and-fast
s.
sert
413
Genel
hard-boiled
s.
yüzsüz
414
Genel
hard-hitting
s.
kaba
415
Genel
hard-hitting
s.
güçlü
416
Genel
hard-fisted
s.
hasis
417
Genel
rock-hard
s.
kaya gibi
418
Genel
hard-boiled
s.
(yumurta) çok pişmiş
419
Genel
hard-wearing
s.
sağlam
420
Genel
hard-burned
s.
çok pişmiş
421
Genel
hard-burned
s.
pişkin
422
Genel
hard-wearing
s.
dayanıklı
423
Genel
hard-nosed
s.
kendi çıkarlarını düşünen
424
Genel
hard-bitten
s.
kül yutmaz
425
Genel
as hard as a nail
s.
çok sert
426
Genel
hard working
s.
çok çalışkan
427
Genel
hard to digest
s.
hazmı zor
428
Genel
hard to digest
s.
hazmedilmesi zor
429
Genel
hard to get
s.
elde edilmesi zor
430
Genel
hard to come by
s.
bulunması zor
431
Genel
hard to get
s.
bulunması zor
432
Genel
hard to come by
s.
elde edilmesi zor
433
Genel
hard-stamped
s.
baskı mühürlü
434
Genel
hard-won
s.
zor kazanılmış
435
Genel
hard-to-discern
s.
ayırt etmesi zor
436
Genel
hard to recover
s.
telafisi zor
437
Genel
hard-to-cook
s.
pişirmesi zor
438
Genel
hard-to-cook
s.
pişmesi zor
439
Genel
hard-to-cook
s.
pişirimi zor
440
Genel
extra hard
s.
çok sert
441
Genel
hard-nosed
s.
ödün vermez
442
Genel
hard going
s.
zor
443
Genel
hard-indicating
s.
sert-vurgulu
444
Genel
hard-baked
s.
sert/iyi pişmiş
445
Genel
hard-baked
s.
sertleşinceye kadar pişmiş
446
Genel
hard-baked
s.
sertleşinceye kadar pişirilmiş
447
Genel
hard-working
s.
gayretkeş
448
Genel
hard-to-reach
s.
ulaşılması zor
449
Genel
hard-headed
s.
aklı başında
450
Genel
hard-driving
s.
aşırı hırslı
451
Genel
hard-driving
s.
hevesli
452
Genel
hard-driving
s.
istekli
453
Genel
hard-driving
s.
tutkulu
454
Genel
hard-driving
s.
ihtiraslı
455
Genel
hard-line
s.
sertlik yanlısı
456
Genel
hard-line
s.
katı tutumlu
457
Genel
hard-bitten
s.
görmüş geçirmiş
458
Genel
hard-wired
s.
istemsiz düşünen/davranan
459
Genel
hard-core
s.
sabit fikirli
460
Genel
hard-edged
s.
keskin hatlı
461
Genel
hard to resist
s.
karşı konulmaz
462
Genel
hard-wired
s.
doğuştan olan
463
Genel
hard-fought
s.
büyük çaba gerektiren
464
Genel
hard-fought
s.
büyük çabalarla elde edilmiş
465
Genel
hard [uk] [new zealand]
s.
uslanmaz
466
Genel
hard [uk] [new zealand]
s.
namussuz
467
Genel
hard and fast
s.
kati
468
Genel
hard and fast
s.
mutlaka uyulması gereken
469
Genel
hard-put
s.
zorluk çeken
470
Genel
hard-put
s.
müşkül durumda olan
471
Genel
hard-put
s.
ne yapacağını bilemeyen
472
Genel
hard up
s.
yoksun
473
Genel
hard up
s.
muhtaç
474
Genel
hard up
s.
çaresiz
475
Genel
hard up
s.
umutsuz
476
Genel
hard-and-fast
s.
kati
477
Genel
hard-and-fast
s.
mutlaka uyulması gereken
478
Genel
hard-bitten
s.
sert ısıran
479
Genel
hard-bitten
s.
çetin ceviz
480
Genel
hard-bitten
s.
çetin
481
Genel
hard-bitten
s.
zorluklarla dolu
482
Genel
hard-bitten
s.
müzmin
483
Genel
hard-bitten
s.
yerleşmiş
484
Genel
hard-bitten
s.
kökleşmiş
485
Genel
hard-bitten
s.
güçlendirilmiş
486
Genel
hard-bitten
s.
dayanıklılığı artırılmış
487
Genel
hard-bitten
s.
gaddar
488
Genel
hard-bitten
s.
merhametsiz
489
Genel
hard-boiled
s.
nasırlanmış
490
Genel
hard-boiled
s.
katı yürekli
491
Genel
hard-boiled
s.
aşırı kolalanmış
492
Genel
hard-boiled
s.
gerçekçi
493
Genel
hard-boiled
s.
pratik
494
Genel
hard-boiled
s.
realist
495
Genel
hard-core
s.
çaresiz
496
Genel
hard-core
s.
umutsuz
497
Genel
hard-core
s.
bağlı
498
Genel
hard-core
s.
değişmez
499
Genel
hard-drinking
s.
ayyaş
500
Genel
hard-drinking
s.
çok içki içen
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of hard
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy