acımasız - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

acımasız



"acımasız" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
acımasız pitiless s.
acımasız relentless s.
acımasız cruel s.
acımasız unmerciful s.
acımasız brutal s.
acımasız merciless s.
General
acımasız grimmer i.
acımasız hardhearted s.
acımasız inhumane s.
acımasız flinty s.
acımasız hard s.
acımasız tyrannic s.
acımasız unpitied s.
acımasız tyrannical s.
acımasız bowelless s.
acımasız mean s.
acımasız harsh s.
acımasız uncharitable s.
acımasız ruthless s.
acımasız truculent s.
acımasız cutthroat s.
acımasız atrocious s.
acımasız hard hearted s.
acımasız unrelenting s.
acımasız unchristian s.
acımasız outrageous s.
acımasız savage s.
acımasız coldhearted s.
acımasız stern s.
acımasız tyrannous s.
acımasız implacable s.
acımasız inhuman s.
acımasız heartless s.
acımasız unsparing s.
acımasız remorseless s.
acımasız without remorse s.
acımasız slashing s.
acımasız inexorable s.
acımasız ferocious s.
acımasız fiendish s.
acımasız dead s.
acımasız dispiteous s.
acımasız despot s.
acımasız as hard as nails s.
acımasız grim s.
acımasız unpitying s.
acımasız inclement s.
acımasız unkind s.
acımasız tyrannish s.
acımasız diabolical s.
acımasız fierce s.
acımasız cut-throat s.
acımasız cold-blooded s.
acımasız hard-hearted s.
acımasız cold-hearted s.
acımasız barbaric s.
acımasız barbarous s.
acımasız unfeeling s.
acımasız villain s.
acımasız fiercest s.
acımasız dog-hearted s.
acımasız mean-minded s.
acımasız cutthroat s.
acımasız earthen-hearted s.
acımasız unheard-of s.
acımasız unmercied [obsolete] s.
acımasız unnatural s.
acımasız unoppressive s.
acımasız unpitious s.
acımasız unremitted s.
acımasız hardened s.
acımasız hardfisted s.
acımasız hard-fisted s.
acımasız hard-handed s.
acımasız hard-visaged s.
acımasız medieval s.
acımasız hash [dialect] s.
acımasız butcherly s.
acımasız despitous s.
acımasız heavy-handed [dialect] s.
acımasız rocky s.
acımasız ill s.
acımasız impiteous [obsolete] s.
acımasız incompassionate s.
acımasız iron-hearted s.
acımasız intreatable [obsolete] s.
acımasız postal s.
acımasız salt s.
acımasız pharaonic s.
acımasız scrannel s.
acımasız street s.
acımasız unforgiving s.
Colloquial
acımasız a heart of stone i.
acımasız hard-featured s.
acımasız horrible s.
acımasız cold s.
acımasız hardboiled s.
Idioms
acımasız hard as nails s.
acımasız stony-hearted s.
acımasız bone-crunching s.
acımasız hard-as-nails s.
Social Sciences
acımasız florentine s.
Literature
acımasız unrelentor s.

"acımasız" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç

Türkçe İngilizce
General
acımasız olma wantoning i.
zalim ve acımasız tip mephistopheles i.
acımasız hayat merciless life i.
acımasız hayat wicked life i.
acımasız kadın harpy i.
acımasız kimse fiend i.
acımasız eleştiri bitter criticism i.
acımasız eleştiri heavy criticism i.
acımasız eleştiri strong criticism i.
acımasız eleştiri sharp criticism i.
acımasız eleştiri severe criticism i.
acımasız eleştiri trenchant criticism i.
acımasız eleştiri harsh criticism i.
acımasız eleştiri serious criticism i.
acımasız eleştiri strident criticism i.
acımasız eleştiri fierce criticism i.
acımasız dünya cruel world i.
sert ve acımasız tip meanie i.
sert ve acımasız tip meany i.
acı/zalim/acımasız gerçekler brutal facts i.
acımasız gerçek cruel reality i.
vahşi ve acımasız insan tartar i.
acımasız/insafsız tutum barbarian cruelty i.
acımasız ve kurnaz kimse wolf i.
son derece zalim ve acımasız olma heinousness i.
acımasız kimse hellhound i.
acımasız kimse hellkite i.
acımasız spekülatör buccaneer i.
acımasız vurguncu buccaneer i.
acımasız koşullar rigours i.
acımasız koşullar rigors i.
acımasız kadın ogress i.
hilekar, acımasız ve kaypak kimse ruffian i.
(hapishanede) nispeten tecrübesiz suçluların acımasız suçlularca yoldan çıkarılması contamination i.
acımasız kimse slasher i.
acımasız kimse stifler i.
kulağa acımasız gelmek sound harsh f.
acımasız davranmak trample f.
şiddetli derecede acımasız wrothful s.
sıhhatli acımasız as hard as nails s.
çok acımasız draconian s.
çok acımasız unmerciless s.
acımasız olmayan unacerbic s.
çok acımasız unholy s.
katı ve acımasız bare-knuckled s.
çok acımasız hellish s.
acımasız ve korkunç grizzly s.
çok acımasız overbrutal s.
çok acımasız overrigorous s.
sert ve acımasız ironfisted s.
acımasız ve yorulmaz (takip) dogging s.
aşırı sert ve acımasız slash-and-burn s.
acımasız ve hırslı bir şekilde hedeflerini kovalayan prosecutorial s.
kaba ve acımasız bir şekilde harshly zf.
Phrasals
acımasız davranmak knock about f.
acımasız davranmak knock around f.
(biriyle/bir şeyle) acımasız bir yarış içerisine girmek battle with (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı daha az acımasız olmak let up (on someone or something) f.
'-e karşı daha az acımasız olmak let up on f.
Colloquial
acımasız olmak/davranmak be tough f.
(birine karşı) acımasız olmak/davranmak be tough (on somebody) f.
(birine karşı) acımasız olmak/davranmak be tough (with somebody) f.
(birine karşı) acımasız olmak/davranmak get tough (on somebody) f.
(birine karşı) acımasız olmak/davranmak get tough (with somebody) f.
(birine/bir şeye karşı) acımasız olmak/davranmak be tough on (someone or something) f.
(kendine) karşı acımasız olmak beat (oneself) up f.
acımasız olmak/davranmak get tough f.
(birine/bir şeye) acımasız olmak/davranmak get tough on (someone or something) f.
'-e acımasız olmak/davranmak get tough with f.
elveda, acımasız dünya goodbye, cruel world expr.
bana bu kadar acımasız davranma! give me a break! expr.
bana bu kadar acımasız davranma! gimme a break! expr.
hayat çok acımasız ve sonunda da ölüm var labtyd (life’s a bitch, then you die) expr.
Idioms
acımasız eğlence roman holiday i.
acımasız eğlence a roman holiday i.
bir çatışma ya da rekabet sırasında acımasız ve zalim taktiklere başvurma red in tooth and claw i.
acımasız bir yapı heart of stone i.
sert ve acımasız tipler meanies i.
katı/acımasız patron simon legree i.
katı/acımasız iş veren simon legree i.
hedefine giden acımasız/gaddar olmak take no prisoners f.
acımasız olmak take no prisoners f.
(birine/bir şeye) karşı acımasız olmak steel (one's) heart against (someone or something) f.
'-e karşı acımasız olmak steel one's heart against f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron rod f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron hand f.
acımasız olmak/davranmak be/get tough f.
(birine) acımasız olmak/davranmak be/get tough (on/with somebody) f.
acımasız olmak have the heart f.
(bir şey yapacak kadar) acımasız olmak have the heart (to do something) f.
acımasız bir şekilde/gaddarca yönetmek rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
birine karşı acımasız hard on someone s.
'-e karşı acımasız tough on s.
(birine/bir şeye karşı) acımasız tough on (someone or something) s.
(birine/bir şeye) karşı daha acımasız tougher on (someone or something) s.
Speaking
sana acımasız davranıyorum I am being mean to you expr.
Trade/Economic
acımasız rekabet brutal competition i.
acımasız insan machiavellian i.
Politics
acımasız iç savaş brutal civil war i.
Social Sciences
acımasız kimse subman i.
Literature
acımasız eleştiri hatchet man i.
Military
acımasız harp war to knife i.
ani ve acımasız bir biçimde saldırarak düşmanı etkisiz hale getirme shock and awe i.
acımasız asker pandour i.
Archaic
acımasız ve kusur bulmaya yatkın eleştirmen censor i.
son derece acımasız immane s.
Slang
acımasız kimse iceberg slim i.
acımasız ve kötü otorite gestapo i.
acımasız kimse pit bull i.
(birine/bir şeye) çok acımasız davranmak shit all over (someone or something) f.
(birine/bir şeye) çok acımasız davranmak shit on (someone or something) f.
acımasız/çılgın ortamın içinde yitip gitmiş lost in the sauce s.
acımasız/çılgın ortamın içinde tüketilmiş lost in the sauce s.
hayat çok acımasız ve sonunda da ölüm var life’s a bitch, then you die expr.