cold - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

cold

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"cold" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 46 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
cold i. soğukluk
cold s. soğukkanlı
cold s. soğuk
General
cold i. nezle
cold i. ingin
cold i. bürudet
cold i. üşüme
cold i. soğuk algınlığı
cold i. nevazil
cold i. soğukalgınlığı
cold s. donuk
cold s. yapmacık
cold s. baygın
cold s. şuursuz
cold s. kaçınılmaz
cold s. üşümüş
cold s. duygusuz
cold s. bayat
cold s. nesnel
cold s. sıkıcı
cold s. sakin
cold s. itici
cold s. antipatik
cold s. soğuk
cold s. soğutulmuş
cold s. soğumuş
Colloquial
cold s. donma
cold s. donup kalma
cold s. ölü
cold s. ölmüş
cold s. buz kesmiş
cold s. kötü
cold s. boktan
cold s. dandik
cold s. mükemmel
cold s. müthiş
cold s. şahane
cold s. fevkalade
cold s. gaddar
cold s. zalim
cold s. acımasız
cold s. kalpsiz
Technical
cold i. soğukluk
cold s. soğuk
Medical
cold s. ingin
Meteorology
cold s. soğuk

"cold" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
cold blood i. soğukkanlılık
General
common cold i. nevazil
mass of cold air i. soğuk hava kütlesi
cold steel i. süngü
cold fish i. soğuk balık
cold work i. soğuk iş
cold light i. ısısız ışık
cold cuts i. söğüş
cold snap i. aniden gelen soğuk hava
squirting pressurized cold water i. basınçlı su sıkma
head cold i. ingin
cold steel i. kılıç
severe winter cold i. kış kıyamet
cold chisel i. keski kalemi
cold meat i. söğüş
cold cream i. yüz kremi
cold war i. soğuk savaş
cold soil i. soğuk toprak
cold fish i. soğuk kimse
dry cold i. kuru soğuk
cold flow i. soğuk akış
cold cream i. cilt kremi
becoming cold i. soğuma
cold isostatic pressing i. soğuk izostatik pres
cold mirror reflector i. soğuk yansıtıcı
cold cuts i. söğüş et
cold snap i. ani soğuk
perishing cold i. dondurucu soğuk
cold sweat i. soğuk ter
cold chisel i. demirci keskisi
cold cuts i. sosis
cold frame i. limonluk
forcing to wait on cold floor i. soğuk zeminde bekletme
cold sweet i. soğukluk
squirting cold water i. soğuk su sıkma
cold stewed fruit i. komposto
cold wave i. soğuk dalgası
cold sore i. uçuk
common cold i. nezle
cold snap i. havanın aniden soğuması
cold weather i. soğuk hava
cold white beans vinaigrette i. pilaki
dry cold i. ayaz
cold blood i. acımasızlık
cold cream i. yağlı krem
moderately cold i. yumuşak soğuk
cold cream i. yağlı krema
cold fish i. frigo
cold storage depot i. soğuk hava deposu
cold storage i. soğuk depolama
cold day i. soğuk gün
freezing cold i. dondurucu soğuk
extreme cold i. aşırı soğuk
cold mountain i. soğuk dağ
cold days i. soğuk günler
cold rolling mill i. soğuk haddehane
cold water i. soğuk su
cold weather precautions i. soğuktan koruma önlemleri
cold weather precautions i. soğuk hava önlemleri
post-cold-war world i. soğuk savaş sonrası dünyası
cold seal i. soğuk mühür
cold coffee i. soğuk kahve
winter cold i. kış soğuğu
snow cold i. kar soğuğu
winter's cold i. kış soğuğu
cold potable water i. soğuk içme su
extremely cold climates i. çok soğuk iklimler
cold potable water i. soğuk içme suyu
cold pack i. buz kesesi
serve cold i. soğuk servis ediniz
the extreme cold i. aşırı soğuk
a massive cold front i. büyük bir soğuk hava cephesi
siberian cold front (to affect) i. sibirya üzerinden gelen soğuk hava dalgası
cold facts i. somut gerçekler
cold fact i. somut gerçek
cold fact i. yalın gerçek
cold climate i. soğuk iklim
cold pizza i. soğuk pizza
bitter cold i. sert soğuk
a slice of cold meat i. bir dilim soğuk et
a glass of cold water i. bir bardak soğuk su
a glass of cold water i. bir su bardağı soğuk su
bitter cold i. yakıcı soğuk
bitter cold i. iliklere işleyen soğuk
cold drinks i. soğuk meşrubat
cold-heartedness i. merhametsizlik
cold-heartedness i. katı kalplilik
cold-heartedness i. şefkatsizlik
cold person i. soğuk insan
cold person i. soğuk birey
cold person i. soğuk kimse
bitterly cold i. acı soğuk
cold weather conditions i. soğuk hava koşulları
cold milk i. soğuk süt
cold reception i. soğuk karşılama
cold soup i. soğuk çorba
cold season i. grip sezonu
cold season i. grip mevsimi
cold colors i. soğuk renkler
the end of the cold war i. soğuk savaş'ın sonu
the cold i. soğuk hava
through cold i. ayaz
cold coffee i. soğuk kahve
cold medicine i. soğuk algınlığı ilacı
clay cold i. toprak gibi soğuk
clay cold i. ölü
clay cold i. cansız
clay cold i. hareketsiz
throw cold water on f. eleştirerek bir şeyin çekiciliğini azaltmak
cause to feel cold f. üşütmek
throw cold water over (an idea/a plan) f. pişmiş aşa su katmak
have cold feet f. çekinmek
become cold f. ayazlamak
get the cold shoulder f. soğuk bir karşılık almak
give someone a cold welcome f. birini soğuk karşılamak
spend the night out in the cold f. ayazlamak
give someone the cold shoulder f. birine soğuk davranmak
catch a cold f. nezle olmak
get cold feet f. çekinmek
blow hot and cold about f. bir dediği bir dediğine uymamak
feel very cold f. çivi kesmek
blow hot and cold f. bir dediği bir dediğine uymamak
catch cold f. üşütmek
get the cold shoulder f. soğuk bir şekilde karşılanmak
be very cold f. eli ayağı buz kesilmek
throw cold water over f. tenkit etmek
throw cold water over f. hevesini kırmaya çalışmak
make one's blood run cold f. dehşete düşürmek
get cold feet f. korkmak
pour cold water on f. tenkit etmek
leave someone out in the cold f. birine hiç haber vermemek
come down with a cold f. nezle olmak
be cold f. üşümek
become cold f. soğumak
feel cold f. üşümek
get cold f. soğumak
give somebody the cold shoulder f. yüz vermemek
get cold f. soğuklaşmak
leave someone out in the cold f. birine hiçbir şey vermemek
give somebody a cold shoulder f. ağırsamak
give somebody the cold shoulder f. soğuk davranmak
turn cold f. ayaza çekmek
be very cold f. kıkırdamak
throw cold water over f. pişmiş aşa su katmak
be very cold f. içi titremek
be out in the cold f. açıkta kalmak
catch cold f. soğuk almak
catch cold f. nezle olmak
be left out in the cold f. cascavlak kalmak
know something cold f. bir şeyi eksiksiz bir şekilde bilmek
feel very cold f. buz kesmek
give someone the cold shoulder f. pas vermemek
drink cold f. soğuk içmek
go cold turkey f. bir anda bir alışkanlıktan vazgeçmek
drink cold water f. soğuk su içmek
make someone's blood run cold f. kanını dondurmak
make someone's blood run cold f. tüylerini diken diken etmek
bring cold soup f. soğuk çorba servis etmek
dress down the waiter for bringing cold soup f. soğuk çorba getirdiği için garsonu haşlamak
(coffee) go cold f. kahve soğumak
(one's coffee) go cold f. kahvesi soğumak
(one's coffee) get cold f. kahvesi soğumak
(coffee) get cold f. kahve soğumak
drink something cold f. soğuk birşeyler içmek
drink something cold f. soğuk bir şeyler içmek
catch a cold f. şifayı kapmak
(one's finger) be numb with the cold f. soğuktan parmakları uyuşmak
one's teeth chatter from the cold f. soğuktan dişleri takırdamak/zangırdamak
one's teeth chatter from the cold f. soğuktan dişleri birbirine vurmak
be blue with cold f. soğuktan morarmak
have a cold f. şifayı kapmak
have a cold f. soğuk almak
have a cold f. nezle olmak
be out in the cold for hours f. saatlerce soğukta dışarıda kalmak
keep/leave/put someone out in the cold f. birini soğukta dışarıda bekletmek/tutmak/bırakmak
go cold at one point f. bir yerden sonra soğumak
apply a cold compress f. soğuk kompres uygulamak
catch a cold f. soğuk algınlığına yakalanmak
shiver with cold f. soğuktan titremek
shiver from cold f. soğuktan titremek
tremble with cold f. soğuktan titremek
quiver with cold f. soğuktan titremek
have a cold sore on one's lip f. dudağında uçuk çıkmak
be left out in the cold f. soğukta sokakta kalmak
as cold as ice s. buz gibi
post cold war s. soğuk savaş sonrası
as cold as ice s. buz gibi soğuk
out in the cold s. açıkta bırakılmış
as cold as charity s. duygusuz
as cold as s. kadar soğuk
deathly cold s. çok soğuk
very cold s. çivi gibi
cold enough s. yeterince soğuk
out in the cold s. açıkta kalmış
very cold s. buz gibi
cold proof s. soğuk geçirmeyen
cold proof s. soğuk geçirmez
cold-blooded s. merhametsiz
cold-blooded s. acımasız
ice-cold s. buz gibi
cold-hearted s. soğuk
cold-hearted s. duygusuz
cold-blooded s. hunhar
cold-hearted s. acımasız
cold-blooded s. (hayvan) soğukkanlı
cold-blooded s. duygusuz
ice-cold s. çok soğuk
washed with cold water s. soğuk suyla yıkanmış
cold-hearted s. merhametsiz
cold-hearted s. katı kalpli
cold-hearted s. şefkatsiz
cold-hearted s. katı yürekli
cold-minded s. soğukkanlı
cold-minded s. sakin
bitterly cold s. aşırı derecede soğuk
i̇cy cold s. dondurucu soğuk
key-cold s. metal anahtar kadar soğuk
key-cold s. buz gibi
key-cold s. cansız
ice-cold s. bilerek duygularını göstermeyen
ice-cold s. soğuk davranan
in cold blood zf. bile bile
in cold blood zf. merhametsizce
in cold blood zf. kılı kıpırdamadan
in cold blood zf. soğukkanlılıkla
in cold blood zf. acımasızca
in cold blood zf. mahsus
in cold blood zf. kılını kıpırdatmadan
in a cold sweat zf. acele ile
in a cold sweat zf. kan ter içinde
in a cold sweat zf. endişe içinde
in a cold winter night zf. soğuk bir kış gecesinde
cold-heartedly zf. katı yüreklilikle
cold-heartedly zf. duygusuzca
cold-heartedly zf. acımasızca
cold-heartedly zf. duygusuz bir şekilde
the room is too cold expr. oda çok soğuk
the showers are cold expr. duşta su soğuk akıyor
h and c (hot and cold) kısalt. sıcak ve soğuk (su)
h. & c. (hot and cold) kısalt. sıcak ve soğuk (su)
Phrases
dry and hot in summers cold and snowy in winters i. yazları kurak ve sıcak kışları soğuk ve kar yağışlı
knock cold f. (birini) bayıltmak
drink cold expr. soğuk içiniz
Proverb
dead mice feel no cold acı patlıcanı kırağı çalmaz
dead mice feel no cold ölmüş eşek kurttan korkmaz
cold hands warm heart eli soğuk olanın kalbi sıcak olur
feed a cold and starve a fever üşütünce karnını pek tut ki ateş uzak olsun
cold hands warm heart eli soğuk olanın yüreği sıcaktır
revenge is a dish best eaten cold intikam soğuk yenen bir yemektir
revenge is a dish best eaten cold. intikam soğuk servis edilen bir yemektir
feed a cold, starve a fever üşütünce karnını pek tut ki ateş uzak olsun
Colloquial
cold one i. soğuk bira
cold one i. buz gibi bira
cold comfort i. rahatlamak için söylenen ancak işe yaramayan şey
cold comfort i. züğürt tesellisi
chest cold i. akut bronşit
a cold fish i. buzdolabı
blow cold f. soğuk durmak
blow cold f. soğuk davranmak
blow cold f. duygu belirtisi göstermemek
blow cold f. ilgisiz davranmak
blow cold f. umursamamak
be (a bit, a little) on the cold, small f. (biraz) soğuk, küçük olmak
be (a bit, a little) on the cold, small f. (azıcık) soğuk, küçük kaçmak
have (one) cold [us] f. (birinin) insafına kalmak
have (one) cold [us] f. (birini) eline düşürmek
kick cold (turkey) f. uyuşturucu kullanmayı kesmek
kick cold (turkey) f. eroini, kokaini bırakmak
kick cold (turkey) f. birden bire uyuşturucuyu kesmek
kick cold (turkey) f. bir anda uyuşturucu kullanmayı bırakmak
kick cold (turkey) f. uyuşturucuyu bırakmak
quit (something) cold turkey f. uyuşturucu kullanmayı kesmek
quit (something) cold turkey f. eroini, kokaini bırakmak
quit (something) cold turkey f. birden bire uyuşturucuyu kesmek
quit (something) cold turkey f. bir anda uyuşturucu kullanmayı bırakmak
quit (something) cold turkey f. uyuşturucuyu bırakmak
leave cold f. etkilememek
catch one's death (of cold) f. fena soğuk almak
catch one's death (of cold) f. öldürücü derecede soğuk algınlığına yakalanmak
look cold f. soğuk görünmek
seem cold f. soğuk görünmek
leave cold f. tesir etmemek
leave cold f. vız gelmek
out cold s. baygın
out cold s. bilinçsiz
out cold s. şuursuz
out cold s. sarhoş
in cold storage s. rafa kalkmış
stone-cold sober s. tamamen ayık
cold sober s. tamamen ayık
stone (cold) sober s. tamamen ayık
bico (baby, it's cold outside) expr. frank loesser'ın aynı adı taşıyan şarkısına göndermeyle havanın soğuk olduğunu belirtmekte kullanılan tabir
baby it’s cold outside expr. frank loesser'ın aynı adı taşıyan şarkısına göndermeyle havanın soğuk olduğunu belirtmekte kullanılan tabir
in cold storage expr. askıya alınmış
a massive cold front is building expr. büyük bir soğuk hava cephesi oluşuyor
so cold you could hang meat expr. buz gibi
today it is very cold expr. bugün çok soğuk
today it is very cold expr. bugün hava çok soğuk
in the cold light of day expr. gündüz gözüyle
out cold expr. kendinden geçmiş
out cold expr. mışıl mışıl uyuyan
serve cold expr. soğuk servis ediniz
in cold storage expr. rafa (morga) kaldırma
baby, it's cold outside expr. dışarısı buz gibi
baby, it's cold outside expr. hava buz gibi dışarıda
Idioms
a cold piece of work i. çok zor biri
a cold piece of work i. zor insan
a stone cold fox i. ateş parçası kız
a cold piece of work i. art niyetli kimse
a cold piece of work i. anlaşması zor kişi
a stone cold fox i. taş gibi kız
a cold piece of work i. sevimsiz tip
a stone cold fox i. heykel gibi kız
a cold piece of work i. antipatik tip
a stone cold fox i. bir içim su kız
a cold piece of work i. münasebetsiz tip
a stone cold fox i. bomba gibi kızı
a cold piece of work i. ciğeri beş para etmez
a stone cold fox i. fıstık gibi kız
a stone cold fox i. ilik gibi kız
cold check i. sahte çek
cold check i. karşılıksız çek
a cold piece of work i. anlaşması zor insan
a cold piece of work i. münasebetsiz kimse
a cold piece of work i. çok zor biri
a cold piece of work i. sevimsizini teki
a cold piece of work i. sevimsiz tip
a cold shower i. soğuk duş etkisi
a cold shower i. beklenmedik kötü tepki
a cold shower i. sarsıntı
cold shower i. soğuk duş etkisi
cold shower i. beklenmedik kötü tepki
cold shower i. sarsıntı
a stone cold fox i. çekici kadın
a stone cold fox i. ateş parçası hatun
a stone cold fox i. taş gibi hatun
a stone cold fox i. ilik gibi kadın
a stone cold fox i. bir içim su kadın
a stone cold fox i. dilber
a stone cold fox i. fıstık gibi kadın
a stone cold fox i. erik gibi kadın
cold check [us/south africa] i. sahte çek
cold check [us/south africa] i. karşılıksız çek
a cold heart i. soğuk nevale
a cold heart i. soğukkanlı kimse
a cold heart i. katı kalpli, duygusuz kimse
a cold heart i. ilgisiz, katı yürekli kimse
cold open i. film veya dizilerde jenerikten önceki sahne
cold reading i. bir senaryoyu prova etmeden yüksek sesle okuma
cold reading i. medyumların, tarotçuların insanlar hakkındaki kişisel bilgileri sıraladıkları teknik
a cold snap i. aniden gelen soğuk hava
bitter cold i. acı soğuk
a cold snap i. ani soğuk
cold as a welldigger's ass (in January) i. aşırı soğuk
cold as a welldigger's ears (in January) i. aşırı soğuk
cold as a witch's caress i. aşırı soğuk
cold as marble i. aşırı soğuk
cold enough to freeze the balls off a brass monkey i. aşırı soğuk
cold as a witch's tit i. aşırı soğuk
cold as a welldigger's feet (in January) i. aşırı soğuk
cold comfort i. avuntu
the cold face of death i. ölümün soğuk yüzü
death-cold breath i. ölümün soğuk nefesi
cold breath of death i. ölümün soğuk nefesi
cold shoulder i. soğuk muamele
cold expression i. soğuk yüz ifadesi
cold fish i. soğuk nevale
cold shower i. soğuk duş
a cold fish i. soğuk nevale
cold comfort i. teselli
cold comfort i. züğürt tesellisi
a cold day in july i. olmayacak iş
a cold day in july i. çıkmaz ayın son çarşambası
a cold fish i. taş kalpli kimse
a cold fish i. duygusuz kimse
a cold fish i. soğuk kimse
a cold fish i. sevimsiz kimse
a cold fish i. samimiyetsiz kimse
a cold shower i. cinsel dürtülerini/hislerini bastıracak bir şey
cold call i. bir şey pazarlamak için yapılan arama/ziyaret
cold call i. satış/pazarlama araması/ziyareti
cold feet i. tedirginlik
cold feet i. çekingenlik
cold feet i. kaygı
cold feet i. soğuk ter dökme
cold feet i. eli ayağı buz kesilme
cold heart i. kalpsizlik
cold heart i. katı yüreklilik
cold heart i. duygusuzluk
cold heart i. hissizlik
cold heart i. merhametsizlik
the cold shoulder i. soğuk muamele
the cold shoulder i. yüz vermeme
the cold shoulder i. pas vermeme
the cold shoulder i. geri çevirme
the common cold i. soğuk algınlığı
the common cold i. üşütme
cold-shoulder f. birisine soğuk davranmak
leave one out in the cold f. ihmal etmek
turn a cold shoulder to f. ihmalkar davranmak
leave one out in the cold f. boşlamak
turn a cold shoulder to f. kayıtsız kalmak
turn a cold shoulder to f. yüz vermemek
(one's) blood runs cold f. dehşete düşmek
(one's) blood runs cold f. kanı donmak
(one's) blood runs cold f. tüyleri diken diken olmak
(one's) blood runs cold f. ödü kopmak
(one's) blood runs cold f. ödü patlamak
be hot and cold f. üşüyüp terlemek
be hot and cold f. ateşler içinde yanmak
be hot and cold f. maymun iştahlı olmak
be hot and cold f. bir sevip bir sevmemek
be hot and cold f. bir öyle bir böyle davranmak
blow cold f. ilgilenmemek
blow cold f. soğuk davranmak
blow cold f. kayıtsız davranmak
blow cold f. aldırış etmemek
blow cold f. kayıtsız kalmak
blow cold f. oralı olmamak
grow cold f. üşümek
grow cold f. solmak
grow cold f. azalmak
grow cold f. sönmek
grow cold f. zayıflamak
leave (one) cold f. (birini) sıkmak
leave (one) cold f. ruhunu daraltmak
leave (one) cold f. sıkıntı vermek
leave (one) cold f. (birini) etkilememek
leave someone cold f. (birini) sıkmak
leave someone cold f. ruhunu daraltmak
leave someone cold f. sıkıntı vermek
leave someone cold f. (birini) etkilememek
pass out (cold) f. bayılmak
pass out (cold) f. kendinden geçmek
pass out (cold) f. sersemlemek
pass out (cold) f. sızmak
pass out (cold) f. uyuşmak
pass out (cold) f. düşüp bayılmak
pass out (cold) f. yere yığılmak
pass out (cold) f. içi geçmek
pass out (cold) f. kendini kaybetmek
run hot and cold f. bir öyle bir böyle olmak
run hot and cold f. sağı solu belli olmamak
run hot and cold f. bir öyle bir böyle demek
run hot and cold f. iki arada bir derede kalmak
come in from the cold f. ısınmak için içeri girmek
come in from the cold f. kabul edilmek
come in from the cold f. benimsenmek
come in from the cold f. masabaşı göreve alınmak
come in from the cold f. içlerine alınmak
stop cold f. afallatmak
take one's death of cold f. ağır biçimde şifayı kapmak
catch one's death of cold f. ağır biçimde şifayı kapmak
knock someone cold f. aklını başından almak
leave out in the cold f. aldırış etmemek
stop cold f. aniden bırakmak
stop cold f. aniden durmak
be left out in the cold f. ayazda kalmak
cold-shoulder f. birine soğuk yapmak
catch somebody cold f. birini hazırlıksız yakalamak
give someone the cold shoulder f. birine omuz çevirmek
knock someone cold f. birini bir vuruşla yere sermek
leave out in the cold f. boş vermek
give somebody the cold shoulder f. birisine soğuk yapmak
have (something) down cold f. bir şeyde ustalaşmak
have (something) down cold f. bir şeyi çok iyi öğrenmek/anlamak
stop cold f. birden durmak
be as cold as ice f. buz gibi soğuk olmak
be as cold as ice f. buz gibi olmak
catch somebody cold f. birisini şaşırtmak
leave one out in the cold f. birine soğuk yapmak
cold-shoulder f. birine soğuk davranmak
throw cold water on something f. cesaretini kırmak
blow hot and cold f. daldan dala konmak
be left out in the cold f. dımdızlak kalmak
dash cold water on something f. cesaretini kırmak
leave out in the cold f. dışlamak
make somebody's blood run cold f. dehşete düşürmek
blow hot and cold f. daldan dala atlamak
go cold all over f. diken diken olmak
feel hot and cold all over f. çok şaşırmak
go hot and cold all over f. çok şaşırmak
come in from the cold f. daha önce kabul edilmedikleri bir grup veya aktivitenin parçası olmak/kabul edilmek
make someone's blood run cold f. dehşete düşürmek
bring somebody in from the cold f. gruba kabul edilmek
get cold feet f. gözü yememek
come in from the cold f. gruba kabul edilmek
go cold on f. hevesini yitirmek
throw cold water on something f. hevesini/cesaretini kırmak
go cold on f. hevesini almak
dash cold water on something f. hevesini/cesaretini kırmak
pour cold water on f. hevesini kırmaya çalışmak
catch one's death of cold f. fena/kötü üşütmek
dash cold water on something f. hevesini kırmak
go cold on f. hevesini kaybetmek
throw cold water on something f. hevesini kırmak
take one's death of cold f. fena/kötü üşütmek
be in a cold sweat f. ecel teri dökmek
leave someone cold f. etkilememek
pour cold water on something f. hevesini/cesaretini kırmak