anlaşılmaz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

anlaşılmaz



"anlaşılmaz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 81 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
anlaşılmaz incomprehensible s.
anlaşılmaz inapprehensible s.
General
anlaşılmaz oracular s.
anlaşılmaz weird s.
anlaşılmaz fathomless s.
anlaşılmaz hard s.
anlaşılmaz thick s.
anlaşılmaz obscure s.
anlaşılmaz impenetrable s.
anlaşılmaz intangible s.
anlaşılmaz inexplicable s.
anlaşılmaz enigmata s.
anlaşılmaz elusory s.
anlaşılmaz unfathomable s.
anlaşılmaz clear as mud s.
anlaşılmaz occult s.
anlaşılmaz delphic s.
anlaşılmaz perplexed s.
anlaşılmaz bottomless s.
anlaşılmaz unintelligible s.
anlaşılmaz puzzling s.
anlaşılmaz opaque s.
anlaşılmaz complicated s.
anlaşılmaz elusive s.
anlaşılmaz uncanny s.
anlaşılmaz inconceivable s.
anlaşılmaz inarticulate s.
anlaşılmaz enigmatic s.
anlaşılmaz sphinxlike s.
anlaşılmaz enigmatical s.
anlaşılmaz vague s.
anlaşılmaz as mud s.
anlaşılmaz inscrutable s.
anlaşılmaz deep s.
anlaşılmaz unsearchable s.
anlaşılmaz unaccountable s.
anlaşılmaz indecipherable s.
anlaşılmaz recondite s.
anlaşılmaz mysterious s.
anlaşılmaz hazy s.
anlaşılmaz incomprehensive s.
anlaşılmaz incognizable s.
anlaşılmaz inapprehensive s.
anlaşılmaz involved s.
anlaşılmaz riddling s.
anlaşılmaz ungraspable s.
anlaşılmaz acataleptic s.
anlaşılmaz unaccountable s.
anlaşılmaz unreadable s.
anlaşılmaz unapprehensible s.
anlaşılmaz uncouth [obsolete] s.
anlaşılmaz esoteric s.
anlaşılmaz unscrutable s.
anlaşılmaz mystical s.
anlaşılmaz lofty s.
anlaşılmaz odd s.
anlaşılmaz off-key s.
anlaşılmaz oversubtile s.
anlaşılmaz oversubtle s.
anlaşılmaz imperscrutable [obsolete] s.
anlaşılmaz inconstruable s.
anlaşılmaz cross-eyed s.
anlaşılmaz fell [scotland] s.
anlaşılmaz insensible s.
anlaşılmaz phantomlike s.
anlaşılmaz sinuous s.
anlaşılmaz skunky s.
anlaşılmaz squishy s.
anlaşılmaz strange s.
anlaşılmaz stratospheric s.
anlaşılmaz stratospherical s.
anlaşılmaz woolly s.
anlaşılmaz phantomlike zf.
Idioms
anlaşılmaz be over one's head f.
anlaşılmaz black on black s.
anlaşılmaz all over the map expr.
anlaşılmaz beyond reach expr.
anlaşılmaz over head expr.
Law
anlaşılmaz unintelligible s.
Archaic
anlaşılmaz unconceivable s.
anlaşılmaz gibberish s.

"anlaşılmaz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 121 sonuç

Türkçe İngilizce
General
anlaşılmaz şey puzzlement i.
anlaşılmaz kimse puzzle i.
anlaşılmaz konuşma gibber i.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma sputter i.
anlaşılmaz kimse sphinx i.
anlaşılmaz dil jargon i.
çabuk ve anlaşılmaz konuşma gabble i.
anlaşılmaz kimse enigma i.
anlaşılmaz söz gibberish i.
anlaşılmaz şey puzzler i.
anlaşılmaz şey enigma i.
anlaşılmaz şey mystery i.
yabancı bir dilin karmaşık/anlaşılmaz kullanımı (daha çekici göstermek için) flowery i.
anlaşılmaz bir şekilde konuşan kimse enigmatist i.
anlaşılmaz konuşma baragouin i.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak jibber i.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşan kimse maunderer i.
anlaşılmaz kombinasyon mesh i.
duraklama ve ünlemlerle tereddütlü ve anlaşılmaz bir şekilde konuşma hemming and hawing i.
anlaşılmaz metin hieroglyphics i.
(bir şeyi) anlaşılmaz hale getirme obfuscation i.
anlaşılmaz hale getirme obfuscation i.
kasten anlaşılmaz olan kimse obscurantist i.
anlaşılmaz hale gelme obscuration i.
anlaşılmaz hale getirme obscuration i.
anlaşılmaz kimse obscurity i.
anlaşılmaz şey obscurity i.
anlaşılmaz kimse riddle i.
anlaşılmaz şey riddle i.
anlaşılmaz konuşma inarticulation i.
anlaşılmaz şey double dutch i.
anlaşılmaz konuşma double dutch i.
teknik dilde anlaşılmaz söz kalabalığı double-talk i.
anlaşılmaz şey incomprehensible i.
anlaşılmaz kimse inscrutable i.
anlaşılmaz hale getiren kimse subtiliser [uk] i.
anlaşılmaz hale getiren kimse subtilizer [us] i.
hızlı ve anlaşılmaz konuşmak gibber f.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak splutter f.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatize f.
çabuk ve anlaşılmaz konuşmak sputter f.
anlaşılmaz bir şekilde konuşmak gabble f.
anlaşılmaz sözler söylemek babble f.
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz hale getirmek jam f.
tutarsız ve anlaşılmaz konuşmak maunder f.
anlaşılmaz biçimde konuşmak enigmatize f.
çabuk çabuk ve anlaşılmaz biçimde konuşmak gabble f.
hızlı ve anlaşılmaz bir biçimde konuşmak jabber f.
anlaşılmaz hale getirmek obscure f.
anlaşılmaz hale getirmek karartmak obnubilate f.
anlaşılmaz bir hal almak become incomprehensible f.
anlaşılmaz biçimde davranmak enigmatise f.
anlaşılmaz biçimde konuşmak enigmatise f.
anlaşılmaz hale getirmek thicken f.
anlaşılmaz olmaktan çıkmak uncloud f.
anlaşılmaz şekilde konuşmak chew f.
hızlı ve anlaşılmaz bir şekilde konuşmak bleat f.
anlaşılmaz hale getirmek hide f.
anlaşılmaz hale getirmek obfuscate f.
anlaşılmaz hale getirmek clot f.
anlaşılmaz ifadeler belirtmek pontificate f.
anlaşılmaz şekilde söylenmiş jabbered s.
anlaşılmaz (söz) incoherent s.
tamamen anlaşılmaz utterly inconceivable s.
yanlış anlaşılmaz unmistakable s.
nedeni anlaşılmaz inexplicable s.
yanlış anlaşılmaz unmistakeable s.
anlaşılmaz hale getirilmemiş unobscured s.
(metin) anlaşılmaz blind s.
daha anlaşılmaz obscurer s.
anlaşılmaz hale getirilmemiş disguiseless s.
gizemli ve anlaşılmaz searchless s.
nispeten anlaşılmaz subobtuse s.
anlaşılmaz şekilde obscurely zf.
anlaşılmaz bir şekilde unspeakingly zf.
anlaşılmaz bir şekilde inarticulately zf.
anlaşılmaz bir şekilde oracularly zf.
anlaşılmaz bir şekilde hazily zf.
anlaşılmaz bir halde eerily zf.
anlaşılmaz bir şekilde perplexedly zf.
anlaşılmaz bir şekilde delphically zf.
anlaşılmaz bir halde intangibly zf.
anlaşılmaz bir halde enigmatically zf.
anlaşılmaz bir şekilde complicatedly zf.
anlaşılmaz bir şekilde bottomlessly zf.
anlaşılmaz bir biçimde inconceivably zf.
anlaşılmaz bir şekilde fathomlessly zf.
anlaşılmaz biçimde enigmatically zf.
anlaşılmaz şekilde fathomlessly zf.
anlaşılmaz bir biçimde cloudlessly zf.
anlaşılmaz bir şekilde impenetrably zf.
anlaşılmaz bir biçimde puzzlingly zf.
anlaşılmaz bir biçimde unintelligibly zf.
anlaşılmaz biçimde elusively zf.
anlaşılmaz bir şekilde unsearchably zf.
anlaşılmaz bir şekilde ununderstandably zf.
anlaşılmaz şekilde hermetically zf.
anlaşılmaz bir biçimde opaquely zf.
anlaşılmaz şekilde impalpably zf.
anlaşılmaz şekilde confusely zf.
Phrasals
(biri/bir şey) hakkında anlaşılmaz şekilde konuşmak jabber about (someone or something) f.
(bir şeyi) anlaşılmaz bir şekilde telaffuz etmek slur over (something) f.
Proverb
bir düşüncenin doğru olup olmadığı denemeden anlaşılmaz the proof of the pudding is in the eating
Colloquial
teknik dilde bir sürü anlaşılmaz şey/saçmalık gobbledygook i.
resmi belgelerde kasti olarak kullanılan anlaşılmaz dil bafflegab i.
anlamsız/anlaşılmaz konuşma mush i.
Idioms
anlaşılmaz kimse veya şey a closed book i.
anlaşılmaz konuşma monkey talk i.
(biri için) anlaşılmaz kimse/şey a closed book (to somebody) i.
zor ya da anlaşılmaz bir işle karşılaşmak go out of one's depth f.
anlaşılmaz olmak be as clear as mud f.
Technical
aynı dalga boyunda sinyal göndererek yayını anlaşılmaz yapmak jam f.
Psychology
kan ve vahşetten ziyade bilinmeyenin ve anlaşılmaz olanın dehşetini vurgulayan kurgusal bir korku alt türü cosmic horror i.
Pathology
konuşmanın anlaşılmaz olması thickness i.
Linguistics
anlaşılmaz dil ambiloquy [obsolete] i.
anlaşılmaz sesler çıkarmak jargon f.
Military
konuşmayı anlaşılmaz hale getirme speech scrambling i.
Archaic
hızlı ve anlaşılmaz biçimde konuşmak gabber f.
anlaşılmaz bir şekilde unconceivably zf.
Slang
sürüp giden boğuk ve anlaşılmaz ses rolling buzz i.
anlaşılmaz konuşma bafflegab i.