Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
blow
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"blow"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 236 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
blow
i.
darbe
2
Yaygın Kullanım
blow
f.
esmek
3
Yaygın Kullanım
blow
f.
üflemek
General
4
Genel
blow
i.
alev lambası
5
Genel
blow
i.
çarpma
6
Genel
blow
i.
üfleme
7
Genel
blow
i.
saldırı
8
Genel
blow
i.
şanssızlık
9
Genel
blow
i.
şok
10
Genel
blow
i.
hamle
11
Genel
blow
i.
vuruş
12
Genel
blow
i.
baltalama
13
Genel
blow
i.
esinti
14
Genel
blow
i.
darp
15
Genel
blow
i.
övünme
16
Genel
blow
i.
çalma
17
Genel
blow
i.
yumruk
18
Genel
blow
i.
yüksekten atma
19
Genel
blow
i.
tokat
20
Genel
blow
i.
esme
21
Genel
blow
i.
rüzgar
22
Genel
blow
i.
felaket
23
Genel
blow
i.
beklenmedik şok
24
Genel
blow
i.
beklenmedik felaket
25
Genel
blow
i.
şiddetli fırtına
26
Genel
blow
i.
şok
27
Genel
blow
i.
tatsız sürpriz
28
Genel
blow
i.
sümkürme
29
Genel
blow
i.
balinanın su fışkırtması
30
Genel
blow
i.
kısa dinlenme
31
Genel
blow
i.
mola
32
Genel
blow
i.
(at) dinlenme molası
33
Genel
blow
i.
kabarcık
34
Genel
blow
i.
altın çağ
35
Genel
blow
i.
eksiksiz gelişim
36
Genel
blow
i.
en yüksek düzeyde gelişim
37
Genel
blow
i.
mükemmellik
38
Genel
blow
i.
zirve
39
Genel
blow
i.
en yüksek nokta
40
Genel
blow
i.
güzel ve genç olunan dönem
41
Genel
blow
i.
sert vuruş
42
Genel
blow
i.
üzücü haber
43
Genel
blow
i.
üzücü haber alma
44
Genel
blow
i.
parlak görüntü
45
Genel
blow
i.
patlama sesi
46
Genel
blow
i.
üfürme
47
Genel
blow
f.
unutulmak
48
Genel
blow
f.
fışkırmak
49
Genel
blow
f.
üfürmek
50
Genel
blow
f.
sigorta vb atmak
51
Genel
blow
f.
çarçur etmek
52
Genel
blow
f.
uçurmak
53
Genel
blow
f.
körüklemek
54
Genel
blow
f.
çalmak
55
Genel
blow
f.
kaçmak
56
Genel
blow
f.
esmek
57
Genel
blow
f.
çalınmak
58
Genel
blow
f.
küfretmek
59
Genel
blow
f.
sigorta atmak
60
Genel
blow
f.
altından girip üstünden çıkmak
61
Genel
blow
f.
parlamak
62
Genel
blow
f.
defolmak
63
Genel
blow
f.
atmak
64
Genel
blow
f.
patlatmak
65
Genel
blow
f.
patlamak
66
Genel
blow
f.
esmek (rüzgar)
67
Genel
blow
f.
soluk soluğa kalmak
68
Genel
blow
f.
balina vb su fışkırtmak
69
Genel
blow
f.
fırsat vb kaçırmak
70
Genel
blow
f.
harcamak
71
Genel
blow
f.
düşmek
72
Genel
blow
f.
uçmak
73
Genel
blow
f.
sigorta atmak (elektrik)
74
Genel
blow
f.
çiçek açmak
75
Genel
blow
f.
solumak
76
Genel
blow
f.
çiçeklenmek
77
Genel
blow
f.
yanmak
78
Genel
blow
f.
yelpazelemek
79
Genel
blow
f.
üflemek
80
Genel
blow
f.
(rüzgar) esmek
81
Genel
blow
f.
(sigorta) atmak
82
Genel
blow
f.
havaya uçurmak
83
Genel
blow
f.
hava vermek
84
Genel
blow
f.
vuruşmak
85
Genel
blow
f.
kahretmek
86
Genel
blow
f.
hava akımı ile hareket ettirmek
87
Genel
blow
f.
uçurmak
88
Genel
blow
f.
içinden hava geçirerek temizlemek
89
Genel
blow
f.
nefessiz bırakmak
90
Genel
blow
f.
(at) nefesini toplamasına izin vermek
91
Genel
blow
f.
gizli bir istihbarat operasyonunu ortaya çıkarıp tehlikeye atmak
92
Genel
blow
f.
gizli bir istihbarat operasyonunu ortaya çıkaran gazete haberi
93
Genel
blow
f.
muhalefet tarafından ortaya çıkarılan ajan
94
Genel
blow
f.
(rüzgar, fırtına) uğultu sesi çıkarmak
95
Genel
blow
f.
(ıslık, siren ) üfleyerek çalmak
96
Genel
blow
f.
sümkürmek
97
Genel
blow
f.
atı çok fazla koşturarak nefessiz bırakmak
98
Genel
blow
f.
(bilgi, haber) yaymak
99
Genel
blow
f.
(birine bir şey) ısmarlamak
100
Genel
blow
f.
tıslamak
101
Genel
blow
f.
ıslık çalmak
102
Genel
blow
f.
ötmek
103
Genel
blow
f.
(hayvan) homurdanmak
104
Genel
blow
f.
(av köpeklerini) düdük sesiyle yönlendirmek
105
Genel
blow
f.
göz ardı etmek
106
Genel
blow
f.
dikkate almamak
107
Genel
blow
f.
kağıt hamuru öğütücüsünün içindekileri basınçla dışarı atmak
108
Genel
blow
f.
gazla şişmek
109
Genel
blow
f.
şişmek
110
Genel
blow
f.
fırtınalı olmak
111
Genel
blow
f.
doğaçlama yapmak
112
Genel
blow
f.
(düşük kalite nedeniyle) kötü olmak
113
Genel
blow
f.
üfürerek ısıtmak
114
Genel
blow
f.
repliğini unutmak
115
Genel
blow
f.
repliğini şaşırmak
116
Genel
blow
f.
(ödünleşmek için) ifşa etmek
117
Genel
blow
f.
patlama sesi çıkarmak
118
Genel
blow
f.
sineklendirmek
119
Genel
blow
f.
beyazlamak
120
Genel
blow
f.
savrulmak
121
Genel
blow
f.
(fırsatı) tepmek
122
Genel
blow
f.
(teker) patlamak
123
Genel
blow
f.
şişirmek
124
Genel
blow
f.
açık etmek
125
Genel
blow
s.
tamamen gelişmiş
126
Genel
blow
s.
olgunlaşmış
Irregular Verb
127
Irregular Verb
blow
f.
blew - blown
Colloquial
128
Konuşma Dili
blow
i.
sorun
129
Konuşma Dili
blow
i.
darbe
130
Konuşma Dili
blow
i.
engel
131
Konuşma Dili
blow
i.
fiske
132
Konuşma Dili
blow
i.
zorluk/güçlük
133
Konuşma Dili
blow
i.
(alkol tüketiminin damga vurduğu) büyük parti
134
Konuşma Dili
blow
i.
sıkıntı
135
Konuşma Dili
blow
i.
aksilik
136
Konuşma Dili
blow
i.
aksaklık
137
Konuşma Dili
blow
f.
acele etmek
138
Konuşma Dili
blow
f.
sıvışmak
139
Konuşma Dili
blow
f.
kirişi kırmak
140
Konuşma Dili
blow
f.
uçmak
141
Konuşma Dili
blow
f.
(fırsat) geri tepmek
142
Konuşma Dili
blow
f.
çarçur etmek
143
Konuşma Dili
blow
f.
har vurup harman savurmak
144
Konuşma Dili
blow
f.
çılgına dönmek
145
Konuşma Dili
blow
f.
ateş püskürmek
146
Konuşma Dili
blow
f.
enstrüman/çalgı çalmak (genellikle üflemeli)
147
Konuşma Dili
blow
f.
üflemek
148
Konuşma Dili
blow
f.
boşa harcamak
149
Konuşma Dili
blow
f.
bozmak
150
Konuşma Dili
blow
f.
berbat etmek
151
Konuşma Dili
blow
f.
bir çuval inciri berbat etmek
152
Konuşma Dili
blow
f.
eline yüzüne bulaştırmak
153
Konuşma Dili
blow
f.
heba etmek
154
Konuşma Dili
blow
f.
içine etmek
155
Konuşma Dili
blow
f.
perişan etmek
156
Konuşma Dili
blow
f.
hızla geçip gitmek
157
Konuşma Dili
blow
f.
böbürlenmek
158
Konuşma Dili
blow
f.
övünmek
159
Konuşma Dili
blow
f.
lanet etmek
160
Konuşma Dili
blow
f.
(trafik lambasında, dur işaretinde) durmadan geçmek
161
Konuşma Dili
blow
f.
toz olmak
162
Konuşma Dili
blow
f.
hemen/hızlıca gitmek
163
Konuşma Dili
blow
f.
mahvetmek
164
Konuşma Dili
blow
f.
çileden çıkmak
165
Konuşma Dili
blow
f.
küplere binmek
166
Konuşma Dili
blow
f.
esip gürlemek
Technical
167
Teknik
blow
i.
üfleme
168
Teknik
blow
i.
vuruş
169
Teknik
blow
i.
vurma
170
Teknik
blow
i.
bessemer işleminde havanın erimiş pik demiri yoluyla yukarı basıldığı bir aşama
171
Teknik
blow
i.
bessemer dönüştürücüsünde işlenen metal miktarı
172
Teknik
blow
i.
parison
173
Teknik
blow
i.
bazı üfleme cam kapların içindeki boşluk
174
Teknik
blow
i.
(buharlı lokomotif) valf veya silindir paketindeki sızıntı
175
Teknik
blow
i.
(koferdam, suyolu) ani su akışına neden olan arıza
176
Teknik
blow
i.
su gazı üretiminde ateşlenen yakıt yatağına hava akışı yapılan dönem
177
Teknik
blow
i.
açık kuyudan gaz çıkışı
178
Teknik
blow
i.
kazıya istenmeyen su ve katı madde akışı
179
Teknik
blow
f.
hava vermek
180
Teknik
blow
f.
fışkırtmak
181
Teknik
blow
f.
hava veya gaz yoluyla şekillendirmek
182
Teknik
blow
f.
üflemek
183
Teknik
blow
f.
(kötü ve aşırı çalıştırma nedeniyle) bozulmak
184
Teknik
blow
f.
(sigorta) erimek
185
Teknik
blow
f.
(çömlek) fırında patlamak
186
Teknik
blow
f.
(kağıt, karton) kabarmak
Computer
187
Bilgisayar
blow
f.
prom çipe kod veya veri yazmak
Electric
188
Elektrik
blow
f.
(sigorta, valf ) aşırı akım nedeniyle yanmak
Construction
189
İnşaat
blow
f.
(çimento) şişip çatlamak
Automotive
190
Otomotiv
blow
f.
patlamak
Mining
191
Maden
blow
i.
madene doğru giden hava akışı
192
Maden
blow
i.
maden çatısının çökmesi
193
Maden
blow
i.
kömür veya cevher yatağının yüzeydeki yıpranmış bölümü
Food Engineering
194
Gıda
blow
f.
(yiyecek) anormal fermantasyonlu ürünler nedeniyle şişmek
Botanic
195
Botanik
blow
i.
çiçek kümesi
196
Botanik
blow
i.
şeftalilerin çiçek açması
197
Botanik
blow
i.
çiçeklenme
198
Botanik
blow
i.
tam açmış laleler
Sport
199
Spor
blow
i.
hatalı oynama
200
Spor
blow
i.
(bovling) split durumu yokken tüm labutları devirememe
Baseball
201
Beysbol
blow
f.
(top) çok hızlı atmak
Chess
202
Satranç
blow
i.
(rakibin taşını yiyemeyen bir taşı) tahtadan atma
203
Satranç
blow
f.
(rakibin taşını yiyemeyen bir taşı) tahtadan atmak
Music
204
Müzik
blow
f.
ıslık çalmak
205
Müzik
blow
f.
müzik gösterisinde enstrüman çalmak
Ornithology
206
Kuşbilim
blow
i.
(tavuk) yumurta kanalı sarkması
Entomology
207
Böcek Bilimi
blow
i.
(böcek) larva bırakma
208
Böcek Bilimi
blow
i.
yara içine bırakılan larva
209
Böcek Bilimi
blow
f.
(böcek) yumurta bırakmak
Slang
210
Argo
blow
i.
kokain
211
Argo
blow
i.
kokain
212
Argo
blow
i.
cakacı
213
Argo
blow
i.
eğlence
214
Argo
blow
i.
cümbüş
215
Argo
blow
i.
içki alemi
216
Argo
blow
i.
beyzbolda top vurucusunu kaleye güvenli bir şekilde ulaştıran vuruş
217
Argo
blow
f.
kokain çekmek
218
Argo
blow
f.
ot çekmek
219
Argo
blow
f.
esrar çekmek/içmek
220
Argo
blow
f.
(erkeğe) oral seks yapmak
221
Argo
blow
f.
sakso çekmek
222
Argo
blow
f.
ağza almak
223
Argo
blow
f.
mide bulandırıcı derecede kötü olmak
224
Argo
blow
f.
eğlendirmek
225
Argo
blow
f.
zevk vermek
226
Argo
blow
f.
açığa çıkarmak
227
Argo
blow
f.
ele vermek
228
Argo
blow
f.
abaza çekmek
229
Argo
blow
f.
mastur geçmek
230
Argo
blow
f.
(hap, LSD) ruh halini değiştirmek
231
Argo
blow
f.
(özellikle abd ve kanada ingilizcesinde) birini şaşırtmak
232
Argo
blow
f.
berbat olmak
233
Argo
blow
f.
fırt çekmek/almak
234
Argo
blow
f.
(burnundan) uyuşturucu çekmek
British Slang
235
İngiliz Argosu
blow
i.
esrar
236
İngiliz Argosu
blow
i.
ot
"blow"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
blow up
f.
patlatmak
2
Yaygın Kullanım
blow up
f.
şişirmek
General
3
Genel
sword blow
i.
kılıç darbesi
4
Genel
nasty blow
i.
ağır darbe
5
Genel
blow-dryer
i.
fön makinesi
6
Genel
death blow
i.
öldürücü darbe
7
Genel
violent blow
i.
sadme
8
Genel
blow off
i.
sorumluluktan kaçmak
9
Genel
nasty blow
i.
tehlikeli vuruş
10
Genel
blow fly
i.
sinek
11
Genel
blow it!
i.
kahretsin!
12
Genel
blow-out
i.
patlama
13
Genel
blow-out
i.
cümbüş
14
Genel
body-blow
i.
vücuda vurulan sert yumruk
15
Genel
blow-out
i.
alem
16
Genel
blow-up
i.
infilak
17
Genel
blow-up
i.
patlama
18
Genel
blow-up
i.
büyültme
19
Genel
blow-out
i.
eğlence
20
Genel
blow-up
i.
agrandisman
21
Genel
body-blow
i.
ciddi yenilgi
22
Genel
by-blow
i.
gayrimeşru çocuk
23
Genel
fatal blow
i.
öldürücü darbe
24
Genel
fatal blow
i.
ölümcül darbe
25
Genel
blow-up bed
i.
şişme yatak
26
Genel
blow-dryer
i.
saç kurutucu
27
Genel
blow-dryer
i.
saç kurutma makinesi
28
Genel
crushing blow
i.
ezici darbe
29
Genel
death blow
i.
ağır darbe
30
Genel
blow-out
i.
inceleme
31
Genel
blow-out
i.
araştırma
32
Genel
blow-out
i.
kolay zafer
33
Genel
blow-out
i.
soruşturma
34
Genel
blow-out
i.
lastik patlağı
35
Genel
blow-out
i.
kolay galibiyet
36
Genel
blow-out
i.
elektrik sigortasının erimesi
37
Genel
blow-up
i.
kavga
38
Genel
blow-out
i.
kuyudan petrol/gaz fışkırması
39
Genel
blow-out
i.
delik
40
Genel
blow-out
i.
lastik patlaması
41
Genel
blow-out
i.
rahat zafer
42
Genel
blow drier
i.
fön makinesi
43
Genel
blow drier
i.
saç kurutma makinesi
44
Genel
blow drier
i.
saç kurutucu
45
Genel
large blow
i.
büyük darbe
46
Genel
hammer blow
i.
büyük şok
47
Genel
hammer blow
i.
büyük aksaklık
48
Genel
blow dryer
i.
saç kurutma makinesi
49
Genel
blow-in [uk]
i.
göçmen
50
Genel
blow-in [uk]
i.
muhacir
51
Genel
blow tube
i.
ağız tüfeği
52
Genel
blow-up
i.
azarlama
53
Genel
blow-by-blow
i.
tek tek anlatma
54
Genel
blow-hard
i.
böbürlenen ve palavracı kimse
55
Genel
low blow
i.
ahlaka aykırı saldırı
56
Genel
low blow
i.
etik dışı saldırı
57
Genel
low blow
i.
hakaret
58
Genel
low blow
i.
aşağılama
59
Genel
by-blow
i.
dolaylı darbe
60
Genel
by-blow
i.
tesadüfi darbe
61
Genel
blow [dialect] [northern england]
i.
mavi
62
Genel
final blow
i.
son darbe
63
Genel
blow off
f.
uçurmak
64
Genel
blow the whistle on
f.
ilan etmek
65
Genel
blow up
f.
bombalamak
66
Genel
blow up
f.
büyütmek
67
Genel
blow gently
f.
efil efil esmek
68
Genel
blow down
f.
yıkmak
69
Genel
blow a horn
f.
korna çalmak
70
Genel
blow in
f.
çıkagelmek
71
Genel
blow upon
f.
üflemek
72
Genel
blow up
f.
havaya uçmak
73
Genel
blow down
f.
istim boşaltmak
74
Genel
blow with bellows
f.
körüklemek
75
Genel
blow out
f.
üfleyerek söndürmek
76
Genel
blow one's breath upon
f.
nefeslemek
77
Genel
blow one's nose
f.
burnunu silmek
78
Genel
blow a trumpet
f.
borazan çalmak
79
Genel
blow over
f.
sorunsuz atlatmak
80
Genel
blow out
f.
üflemek
81
Genel
blow hot and cold about
f.
bir dediği bir dediğine uymamak
82
Genel
blow one's mind
f.
deli etmek
83
Genel
blow upon
f.
püflemek
84
Genel
blow one's top
f.
öfkelenmek
85
Genel
give a blow with a whip
f.
kamçı vurmak
86
Genel
blow over
f.
dinmek (fırtına)
87
Genel
blow over
f.
geçmek
88
Genel
blow out
f.
püflemek
89
Genel
blow one's nose
f.
sümkürmek
90
Genel
blow in
f.
çıkıp gelmek
91
Genel
blow something up
f.
şişirmek
92
Genel
blow over
f.
sona ermek
93
Genel
blow a fuse
f.
sigortayı attırmak
94
Genel
blow about
f.
savurmak
95
Genel
blow the whistle on
f.
ele vermek
96
Genel
blow hard
f.
övünmek
97
Genel
blow something up
f.
havaya uçurmak
98
Genel
blow a whistle
f.
düdük çalmak
99
Genel
deal a blow
f.
geçirmek
100
Genel
blow one's stack
f.
heyheyleri tutmak
101
Genel
blow up
f.
agrandisman yapmak
102
Genel
blow away
f.
uçurmak
103
Genel
blow hot and cold
f.
bir dediği bir dediğine uymamak
104
Genel
blow up
f.
öfkelenmek
105
Genel
blow away the cobwebs
f.
zindeleşmek
106
Genel
blow over
f.
unutulmak
107
Genel
strike someone a blow
f.
birine bir yumruk indirmek
108
Genel
blow up
f.
tahrip etmek
109
Genel
blow one's top
f.
tepesi atmak
110
Genel
blow up
f.
havaya uçurmak
111
Genel
blow up
f.
patlak vermek
112
Genel
blow out
f.
sönmek
113
Genel
blow gently
f.
püfür püfür esmek
114
Genel
blow somebody up
f.
fırça çekmek
115
Genel
blow in
f.
damlamak
116
Genel
blow out
f.
patlamak (lastik)
117
Genel
blow out
f.
üfleyip söndürmek
118
Genel
blow the fuse
f.
sigortayı attırmak
119
Genel
(wind) blow
f.
rüzgar esmek
120
Genel
blow out
f.
söndürmek
121
Genel
blow in
f.
ansızın gelmek
122
Genel
deal a blow to
f.
darbe indirmek
123
Genel
blow up
f.
azarlamak
124
Genel
make blow up
f.
patlatmak
125
Genel
blow up
f.
patlamak
126
Genel
blow a raspberry
f.
yuhalamak
127
Genel
blow one's stack
f.
tepesi atmak
128
Genel
begin to blow from the northeast
f.
poyrazlamak
129
Genel
blow horn
f.
boru çalmak
130
Genel
deal somebody a blow
f.
oturtmak
131
Genel
blow away
f.
kuvvetle soluk vermek
132
Genel
blow out liquid from one's mouth
f.
püskürmek
133
Genel
blow up
f.
infilak etmek
134
Genel
(a bugle) to blow
f.
boru çalmak
135
Genel
blow off
f.
görevden kaçmak
136
Genel
blow one's own horn
f.
böbürlenmek
137
Genel
blow out
f.
püskürmek
138
Genel
blow somebody's brains out
f.
beynini dağıtmak
139
Genel
blow the whistle on
f.
itiraz etmek
140
Genel
deal somebody a blow
f.
yumruk atmak
141
Genel
deal a blow at somebody
f.
yumruk atmak
142
Genel
blow the opposite way
f.
tersten esmek
143
Genel
blow in opposite direction
f.
tersten esmek
144
Genel
blow into
f.
ansızın içeri girmek
145
Genel
blow one's stack
f.
zıvanadan çıkmak
146
Genel
blow smoke
f.
duman üflemek
147
Genel
have a blow dry
f.
fön çektirmek
148
Genel
blow out the candle
f.
mum söndürmek
149
Genel
blow out the candle
f.
mum üflemek
150
Genel
blow a kiss
f.
öpücük atmak
151
Genel
blow a kiss
f.
öpücük yollamak
152
Genel
blow off steam
f.
stres atmak
153
Genel
deal death blow
f.
büyük darbe vurmak
154
Genel
deal major blow
f.
büyük darbe vurmak
155
Genel
deal big blow
f.
büyük darbe vurmak
156
Genel
strike big blow
f.
ağır darbe indirmek
157
Genel
deliver big blow
f.
ağır darbe indirmek
158
Genel
deliver major blow
f.
ağır darbe indirmek
159
Genel
deal major blow
f.
ağır darbe indirmek
160
Genel
deal big blow
f.
ağır darbe indirmek
161
Genel
strike great blow
f.
ağır darbe indirmek
162
Genel
deliver great blow
f.
ağır darbe indirmek
163
Genel
deal great blow
f.
ağır darbe indirmek
164
Genel
strike major blow
f.
ağır darbe indirmek
165
Genel
get a severe blow
f.
acı bir darbe yemek
166
Genel
receive a nasty blow
f.
acı bir darbe yemek
167
Genel
receive a nasty blow
f.
ağır bir darbe yemek
168
Genel
get a severe blow
f.
ağır bir darbe yemek
169
Genel
blow down
f.
yere yatırmak
170
Genel
blow down
f.
devirmek
171
Genel
blow over
f.
dinmek
172
Genel
blow one's own horn
f.
yüksekten atmak
173
Genel
blow-down
f.
yıkmak (rakibi vb)
174
Genel
blow-dry
f.
fön çekmek
175
Genel
blow the final whistle
f.
maçın bitiş düdüğünü çalmak
176
Genel
blow a fuse
f.
çılgına dönmek
177
Genel
blow one's stack
f.
çılgına dönmek
178
Genel
blow up
f.
çılgına dönmek
179
Genel
blow up a balloon
f.
balon şişirmek
180
Genel
blow away the roofs
f.
çatıları uçurmak
181
Genel
take a major blow
f.
büyük darbe almak
182
Genel
blow-dry
f.
saç kurutma makinesi ile kurutmak
183
Genel
blow-dry
f.
saç kurutma makinesiyle saça şekil vermek
184
Genel
blow-dry
f.
kurutma makinesiyle saçı kurutmak
185
Genel
blow the horn
f.
kornaya basmak
186
Genel
blow up
f.
(fotoğraf) büyütmek
187
Genel
receive a blow
f.
darbe almak
188
Genel
blow dry
f.
fön yapmak
189
Genel
blow dry
f.
saçını fönlemek
190
Genel
blow the tyre
f.
lastiği patlatmak
191
Genel
blow the tire
f.
lastiği patlatmak
192
Genel
blow dry
f.
saç fönlemek
193
Genel
blow smoke in one's face
f.
dumanı suratına üflemek
194
Genel
blow the ash off with one's mouth
f.
ağzıyla külleri üflemek
195
Genel
blow from east
f.
doğudan esmek
196
Genel
blow from north
f.
kuzeyden esmek
197
Genel
reel back from the blow
f.
aldığı darbeyle sendelemek/dengesini kaybetmek
198
Genel
blow up
f.
kopmak (fırtına vb)
199
Genel
blow off
f.
kaytarmak
200
Genel
blow-up
f.
fotoğraf büyütme
201
Genel
blow something up
f.
patlatmak
202
Genel
blow up a bomb
f.
bomba patlatmak
203
Genel
blow up
f.
kabarmak
204
Genel
blow from south
f.
güneyden esmek
205
Genel
blow from west
f.
batıdan esmek
206
Genel
blow [obsolete]
f.
(duygularını) dile getirmek
207
Genel
blow (out)
f.
(binek atı) eyerlenirken nefesini tutarak göğsünü şişirmek
208
Genel
blow off
f.
(tozlu bir yeri) basınçlı hava ile temizlemek
209
Genel
blow off
f.
(yarışmada) geçmek
210
Genel
blow a gasket
f.
contası atmak
211
Genel
blow a gasket
f.
contadan sızdırmak
212
Genel
blow-up
s.
şişirilebilen
213
Genel
blow-by-blow
zf.
harfi harfine
214
Genel
at a blow
zf.
aniden
215
Genel
at one blow
zf.
bir vuruşta
216
Genel
at a blow
zf.
birden
217
Genel
blow-by-blow
zf.
ayrıntılarıyla
218
Genel
blow-by-blow
zf.
en ince ayrıntısına kadar
219
Genel
blow-by-blow
zf.
ayrıntılı
220
Genel
blow-by-blow
zf.
ayrıntılı bir şekilde
221
Genel
blow-by-blow
zf.
(bir olayı anlatırken) tüm detayları oluş sırasıyla vererek
222
Genel
a blow was struck
expr.
ilerleme kaydedildi
Phrasals
223
Öbek Fiiller
blow off
f.
buhar kazanından (buhar, su, tortu, vb.) püskürtmek
224
Öbek Fiiller
blow out
f.
bağırarak konuşmak
225
Öbek Fiiller
blow up
f.
şişmek
226
Öbek Fiiller
blow off
f.
buhar çıkarmak
227
Öbek Fiiller
blow up
f.
göğsünü kabartmak
228
Öbek Fiiller
blow out
f.
küfürlü konuşmak
229
Öbek Fiiller
blow out
f.
(mumu) söndürmek
230
Öbek Fiiller
blow up
f.
heyecanlandırmak
231
Öbek Fiiller
blow up
f.
fırlamak
232
Öbek Fiiller
blow out
f.
püskürtmek
233
Öbek Fiiller
blow up
f.
infilak etmek
234
Öbek Fiiller
blow up
f.
şiddetle azarlamak
235
Öbek Fiiller
blow up
f.
hava basmak
236
Öbek Fiiller
blow up
f.
imha etmek
237
Öbek Fiiller
blow in
f.
uçuşturmak
238
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeriye doğru esmek
239
Öbek Fiiller
blow in
f.
rüzgarla taşınmak
240
Öbek Fiiller
blow in
f.
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
241
Öbek Fiiller
blow in
f.
ansızın içeriye girmek
242
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeriye dalmak
243
Öbek Fiiller
blow in
f.
pat diye girmek
244
Öbek Fiiller
blow in
f.
selamsız sabahsız gelmek
245
Öbek Fiiller
blow in
f.
damlamak
246
Öbek Fiiller
blow in
f.
çıkagelmek
247
Öbek Fiiller
blow in
f.
(çalgı/enstrüman) üflemek
248
Öbek Fiiller
blow into
f.
uçuşturmak
249
Öbek Fiiller
blow into
f.
içeriye doğru esmek
250
Öbek Fiiller
blow into
f.
rüzgarla taşınmak
251
Öbek Fiiller
blow into
f.
bir yerden başka bir yere rüzgarla götürülmek
252
Öbek Fiiller
blow into
f.
ansızın içeriye girmek
253
Öbek Fiiller
blow into
f.
içeriye dalmak
254
Öbek Fiiller
blow into
f.
pat diye girmek
255
Öbek Fiiller
blow into
f.
selamsız sabahsız gelmek
256
Öbek Fiiller
blow into
f.
damlamak
257
Öbek Fiiller
blow into
f.
çıkagelmek
258
Öbek Fiiller
blow into
f.
(çalgı/enstrüman) üflemek
259
Öbek Fiiller
blow into
f.
uçuşturmak
260
Öbek Fiiller
blow into
f.
içeriye doğru esmek
261
Öbek Fiiller
blow in
f.
(kapı/pencere) çarpmak
262
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeriye taşınmak
263
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeri doldurmak
264
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeriye doluşmak
265
Öbek Fiiller
blow in
f.
çökertmek
266
Öbek Fiiller
blow in
f.
göçertmek
267
Öbek Fiiller
blow in
f.
göçmek
268
Öbek Fiiller
blow in
f.
çökmek
269
Öbek Fiiller
blow in
f.
ansızın içeriye girmek
270
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeriye dalmak
271
Öbek Fiiller
blow in
f.
pat diye girmek
272
Öbek Fiiller
blow in
f.
selamsız sabahsız gelmek
273
Öbek Fiiller
blow in
f.
damlamak
274
Öbek Fiiller
blow in
f.
çıkagelmek
275
Öbek Fiiller
blow off
f.
uçurmak
276
Öbek Fiiller
blow off
f.
uçuşturmak
277
Öbek Fiiller
blow off
f.
alıp götürmek
278
Öbek Fiiller
blow off
f.
havaya uçurmak
279
Öbek Fiiller
blow off
f.
patlatmak
280
Öbek Fiiller
blow off
f.
havayla taşınmak
281
Öbek Fiiller
blow off
f.
uçuşmak
282
Öbek Fiiller
blow off
f.
uçurmak
283
Öbek Fiiller
blow off
f.
havaya savurmak
284
Öbek Fiiller
blow off
f.
havaya uçmak
285
Öbek Fiiller
blow off
f.
patlamak
286
Öbek Fiiller
blow up
f.
patlatmak
287
Öbek Fiiller
blow up
f.
havaya uçurmak
288
Öbek Fiiller
blow up
f.
gümletmek
289
Öbek Fiiller
blow up
f.
infilak etmek
290
Öbek Fiiller
blow up
f.
patlatmak
291
Öbek Fiiller
blow up
f.
söndürmek
292
Öbek Fiiller
blow up
f.
havasını almak
293
Öbek Fiiller
blow up
f.
şişirmek
294
Öbek Fiiller
blow up
f.
(birisine) patlamak
295
Öbek Fiiller
blow up
f.
(birisine) çıkışmak
296
Öbek Fiiller
blow up
f.
veryansın etmek
297
Öbek Fiiller
blow up
f.
bir anda popüler olmak
298
Öbek Fiiller
blow up
f.
popülerleşmek
299
Öbek Fiiller
blow up
f.
önemsemek
300
Öbek Fiiller
blow up
f.
abartmak
301
Öbek Fiiller
blow up
f.
olduğundan daha fazla ciddiye almak
302
Öbek Fiiller
blow up
f.
büyütmek
303
Öbek Fiiller
blow up
f.
uzatmak
304
Öbek Fiiller
blow up
f.
(fırtına ve rüzgarlı hava için) aniden bastırmak
305
Öbek Fiiller
blow up
f.
(planları) suya düşmek
306
Öbek Fiiller
blow up
f.
kısa zaman çok sayıda telefon araması ve/veya mesaj almak
307
Öbek Fiiller
blow up
f.
atışmak
308
Öbek Fiiller
blow up
f.
tartışmak
309
Öbek Fiiller
blow up
f.
didişmek
310
Öbek Fiiller
blow up
f.
kavga etmek
311
Öbek Fiiller
blow up
f.
birbirine girmek
312
Öbek Fiiller
blow on something
f.
bir şeyi üflemek (çorba vb)
313
Öbek Fiiller
blow up
f.
çok kızmak
314
Öbek Fiiller
blow through
f.
çabucak bitirmek
315
Öbek Fiiller
blow in
f.
haber vermeden gelmek
316
Öbek Fiiller
blow somebody out
f.
hezimete uğratmak
317
Öbek Fiiller
blow out somebody
f.
hezimete uğratmak
318
Öbek Fiiller
blow through
f.
hızla harcamak
319
Öbek Fiiller
blow in
f.
habersiz gelmek
320
Öbek Fiiller
blow in
f.
gelivermek
321
Öbek Fiiller
blow in
f.
içeri dalmak
322
Öbek Fiiller
blow up
f.
küplere binmek
323
Öbek Fiiller
blow out somebody
f.
mağlup etmek
324
Öbek Fiiller
blow somebody out
f.
mağlup etmek
325
Öbek Fiiller
blow up
f.
sinirlenmek
326
Öbek Fiiller
blow in
f.
paldır küldür gelivermek
327
Öbek Fiiller
blow in
f.
selamsız sabahsız damlamak
328
Öbek Fiiller
blow up
f.
(gizli bir şeyin) ortaya çıkması
329
Öbek Fiiller
blow someone out
f.
(tabancayla) öldürmek
330
Öbek Fiiller
blow something out
f.
üfleyerek söndürmek
331
Öbek Fiiller
blow into something
f.
(balon vb) şişirmek
332
Öbek Fiiller
blow off
f.
oyalanıp durmak
333
Öbek Fiiller
blow someone or something over
f.
birini/bir şeyi alabora etmek
334
Öbek Fiiller
blow someone or something over
f.
birini/bir şeyi altüst etmek
335
Öbek Fiiller
blow someone or something over
f.
birini/bir şeyi devirmek
336
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
birini yere yıkmak
337
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
birini yere devirmek
338
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
şaşırtmak
339
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
hayrete düşürmek
340
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
hayret ettirmek
341
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
çok şaşırtmak
342
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
hayretler içinde bırakmak
343
Öbek Fiiller
blow someone over
f.
şoke etmek
344
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
345
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
346
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
347
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
348
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birine/bir şeye) kara çalmak
349
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
350
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
351
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) gözden düşürmek
352
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
353
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) ele vermek
354
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) gammazlamak
355
Öbek Fiiller
blow upon (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
356
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ününe gölge düşürmek
357
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) itibarını zedelemek
358
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) itibarsızlaştırmak
359
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ününe leke sürmek
360
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birine/bir şeye) kara çalmak
361
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) ismini lekelemek
362
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) namına leke sürmek
363
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) gözden düşürmek
364
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) açığa çıkarmak
365
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) ele vermek
366
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birini/bir şeyi) gammazlamak
367
Öbek Fiiller
blow on (someone or something) [obsolete]
f.
(birinin/bir şeyin) aleyhinde konuşmak
368
Öbek Fiiller
blow out
f.
(gaz kuyusu, petrol kuyusu) kontrolsüz bir şekilde patlamak
369
Öbek Fiiller
blow in
f.
(metalurji) yüksek fırında çalışma başlatmak
370
Öbek Fiiller
blow out
f.
(metalurji) yüksek fırında çalışma başlatmak
371
Öbek Fiiller
blow up
f.
(fonksiyon) sonsuz hale gelmek
372
Öbek Fiiller
blow on
f.
(bir kimsenin) adını lekelemek
373
Öbek Fiiller
blow on
f.
(bir kimseyi) itibarsızlaştırmak
374
Öbek Fiiller
blow out
f.
(sigorta) aniden erimek
375
Öbek Fiiller
blow up
f.
ayrıntı eklemek
376
Öbek Fiiller
blow up
f.
başarısız olmak
377
Öbek Fiiller
blow up
f.
stres altında çökmek
378
Öbek Fiiller
blow up
f.
çok kilo almak
379
Öbek Fiiller
blow up
f.
ön plana çıkmak
380
Öbek Fiiller
blow up
f.
beklenmedik şekilde ortaya çıkmak
381
Öbek Fiiller
blow up
f.
habersiz bir şekilde ortaya çıkmak
382
Öbek Fiiller
blow someone or something away
f.
birini/bir şeyi alıp götürmek
383
Öbek Fiiller
blow someone or something away
f.
birini/bir şeyi uçurmak
384
Öbek Fiiller
blow someone or something away
f.
birini/bir şeyi sürüklemek
385
Öbek Fiiller
blow away
f.
aklını almak
386
Öbek Fiiller
blow away
f.
aklını başından almak
387
Öbek Fiiller
blow away
f.
hoşuna gitmek
388
Öbek Fiiller
blow away
f.
zevk vermek
389
Öbek Fiiller
blow someone or something down
f.
birini/bir şeyi yıkmak
390
Öbek Fiiller
blow someone or something down
f.
birini/bir şeyi devirmek
391
Öbek Fiiller
blow in
f.
(rüzgar) içeri taşımak
392
Öbek Fiiller
blow in
f.
yıkmak
393
Öbek Fiiller
blow in
f.
indirmek
394
Öbek Fiiller
blow in (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) çıkagelmek
395
Öbek Fiiller
blow in (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) ansızın gelivermek
396
Öbek Fiiller
blow in (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) atlayıp gelmek
397
Öbek Fiiller
blow into (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) çıkagelmek
398
Öbek Fiiller
blow into (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) ansızın gelivermek
399
Öbek Fiiller
blow into (some place) (from some place)
f.
(bir yerden) atlayıp gelmek
400
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi ihmal etmemek
401
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi savsaklamamak
402
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi boşlamamak
403
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi göz ardı etmemek
404
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi kandırmak
405
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi yemek
406
Öbek Fiiller
blow someone/something off
f.
birini/bir şeyi aldatmak
Phrases
407
İfadeler
with a sharp blow
expr.
küt diye
Colloquial
408
Konuşma Dili
blow-off
i.
kavga
409
Konuşma Dili
blow-off
i.
tartışma
410
Konuşma Dili
blow-off
i.
didişme
411
Konuşma Dili
blow-off
i.
yüz vermeme
412
Konuşma Dili
blow-off
i.
oralı olmama
413
Konuşma Dili
blow-off
i.
yokmuş gibi davranma
414
Konuşma Dili
blow-off
i.
umursamama
415
Konuşma Dili
blow-off
i.
bardağı taşıran son damla
416
Konuşma Dili
blow-off
i.
çantada keklik
417
Konuşma Dili
blow-off
i.
çok kolay (iş)
418
Konuşma Dili
blow-off
i.
(iş/ders) kaytarmaya çalışan kişi
419
Konuşma Dili
blow-up
i.
büyültme
420
Konuşma Dili
blow-up
i.
(fotoğrafı) büyütme
421
Konuşma Dili
blow-up
i.
fiyasko
422
Konuşma Dili
blow-up
i.
çuvallama
423
Konuşma Dili
blow-up
i.
batırma
424
Konuşma Dili
blow-up
i.
başarısızlık
425
Konuşma Dili
a severe blow
i.
ağır bir darbe
426
Konuşma Dili
a big blow
i.
büyük bir darbe
427
Konuşma Dili
blow up in someone's face
i.
her şeyin altüst olması
428
Konuşma Dili
blow-out
i.
öfke patlaması
429
Konuşma Dili
blow-up
i.
öfke patlaması
430
Konuşma Dili
joe blow
i.
sıradan adam
431
Konuşma Dili
blow-out
i.
seçimi/yarışı kazanma
432
Konuşma Dili
joe blow
i.
sokaktaki adam
433
Konuşma Dili
joe blow
i.
sokaktaki adam
434
Konuşma Dili
joe blow
i.
sıradan adam
435
Konuşma Dili
joe blow
i.
sade vatandaş
436
Konuşma Dili
joe blow
i.
ortalama biri
437
Konuşma Dili
blow-in [australia/ireland]
i.
istenmeyen yabancı
438
Konuşma Dili
blow off
i.
tartışma
439
Konuşma Dili
blow off
i.
umursamama
440
Konuşma Dili
blow off
i.
yokmuş gibi davranma
441
Konuşma Dili
blow off
i.
yüz vermeme
442
Konuşma Dili
blow off
i.
bardağı taşıran son damla
443
Konuşma Dili
blow off
i.
çantada keklik
444
Konuşma Dili
blow off
i.
çok kolay iş
445
Konuşma Dili
blow off
i.
aylak
446
Konuşma Dili
blow off
i.
tembel
447
Konuşma Dili
joe blow
i.
sıradan vatandaş
448
Konuşma Dili
fetch a blow
f.
tokat aşketmek
449
Konuşma Dili
blow (one) to (something)
f.
(yemek/içki) ısmarlamak
450
Konuşma Dili
blow someone to something
f.
(yemek/içki) ısmarlamak
451
Konuşma Dili
blow someone to
f.
(yemek/içki) ısmarlamak
452
Konuşma Dili
blow cold
f.
soğuk durmak
453
Konuşma Dili
blow cold
f.
soğuk davranmak
454
Konuşma Dili
blow cold
f.
duygu belirtisi göstermemek
455
Konuşma Dili
blow cold
f.
ilgisiz davranmak
456
Konuşma Dili
blow cold
f.
umursamamak
457
Konuşma Dili
blow great guns
f.
(rüzgar) deli gibi esmek
458
Konuşma Dili
blow town
f.
kasabayı terk etmek
459
Konuşma Dili
blow town
f.
(kasabadan) kaçıp kurtulmak
460
Konuşma Dili
blow town
f.
şehri terk etmek
461
Konuşma Dili
blow town
f.
basıp gitmek
462
Konuşma Dili
blow town
f.
başını alıp gitmek
463
Konuşma Dili
blow town
f.
çekip gitmek
464
Konuşma Dili
blow town
f.
sıvışmak
465
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
tüm parasını kaybetmek
466
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
…'da donunu bırakmak
467
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
kendini kaybetmek
468
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
deliye dönmek
469
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
vitesten atmak
470
Konuşma Dili
blow (one's) load
f.
gözü kararmak
471
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
tüm parasını kaybetmek
472
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
…'da donunu bırakmak
473
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
kendini kaybetmek
474
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
deliye dönmek
475
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
vitesten atmak
476
Konuşma Dili
blow (one's) wad
f.
gözü kararmak
477
Konuşma Dili
puff and blow
f.
zorla/güçlükle nefes almak
478
Konuşma Dili
puff and blow
f.
soluk soluğa kalmak
479
Konuşma Dili
puff and blow
f.
nefes nefese kalmak
480
Konuşma Dili
blow off steam
f.
deşarj olmak
481
Konuşma Dili
blow up in someone's face
f.
çok kötü sonuçlar doğurmak
482
Konuşma Dili
blow up in someone's face
f.
elinde patlamak
483
Konuşma Dili
blow the whole thing
f.
her şeyi berbat etmek
484
Konuşma Dili
blow off steam
f.
içini dökerek rahatlamak
485
Konuşma Dili
blow off steam
f.
içini döküp rahatlamak
486
Konuşma Dili
puff and blow
f.
oflayıp poflamak
487
Konuşma Dili
blow someone a kiss
f.
öpücük yollamak
488
Konuşma Dili
blow someone a kiss
f.
öpücük göndermek
489
Konuşma Dili
blow up in someone's face
f.
mahvolmak
490
Konuşma Dili
blow through
f.
kaçmak
491
Konuşma Dili
blow someone's brains out
f.
kafasından tabancayla vurup öldürmek
492
Konuşma Dili
blow through
f.
sıvışmak
493
Konuşma Dili
puff and blow
f.
soluk soluğa kalmak
494
Konuşma Dili
blow up in someone's face
f.
yok olmak
495
Konuşma Dili
puff and blow
f.
üfleyip püflemek
496
Konuşma Dili
blow out
f.
silahla vurup öldürmek
497
Konuşma Dili
blow out
f.
açık ara yenmek
498
Konuşma Dili
blow out
f.
kolayca yenmek
499
Konuşma Dili
blow out
f.
kolay zafer kazanmak
500
Konuşma Dili
blow out
f.
tozunu attırmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of blow
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy