yourself - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yourself

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"yourself" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

İngilizce Türkçe
General
yourself zm. kendin
yourself zm. kendiniz
yourself zm. kendini
yourself zm. kendine
yourself zm. kendinin
yourself zm. bizzat sen
yourself zm. bizzat senin
yourself zm. bizzat siz
yourself zm. bizzat sizin
yourself zm. kendinize
yourself zm. senden
yourself zm. sizden
yourself zm. kendinden
yourself zm. kendinizden
yourself zm. kendinde
yourself zm. kendinizde
yourself zm. siz
yourself zm. sen
yourself zm. her zamanki halin
yourself zm. normal halin
yourself zm. kendi halin
Colloquial
yourself zm. ...sensin
yourself expr. sana...

"yourself" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
do-it-yourself i. birinin kendi başına monte edebileceği (şey)
do-it-yourself i. birinin kendi başına yapabileceği şey (şey)
do-it-yourself i. kendin yap
do-it-yourself project i. kendin yap projesi
avoid attracting attention to yourself f. dikkat çekmemeye çalışmak
make yourself useful f. bir işe yaramak
surrender yourself to the rhythm f. kendini müziğin ritmine bırakmak
let yourself go with the rhythm f. kendini müziğin ritmine bırakmak
teach yourself f. kendi kendine öğrenmek
think to yourself f. (bir şeyle ilgili) kendi kendine düşünmek
be hard on yourself f. kendine haksızlık etmek
bury yourself f. kendini gömmek
buy yourself out f. (askerlikten vb) tazminat ödeyerek ayrılmak
go out and enjoy yourself f. çıkıp eğlenmek
set aside time for yourself f. kendine vakit ayırmak
set aside time for yourself f. kendine zaman ayırmak
believe in yourself f. kendine inanmak
talk yourself f. kendi kendine konuşmak
treat yourself f. kendini ödüllendirmek
treat yourself f. kendini ödüllendirmek
abandon yourself to something f. kendini bir şeye bırakmak
make yourself up f. kendine makyaj yapmak
have time for yourself f. kendine zaman ayırmak
be patient with yourself f. kendine karşı sabırlı olmak
doubt yourself f. kendinden şüphe etmek
do-it-yourself s. yardımsız yapılabilen
do-it-yourself s. amatörce yapılan
do-it-yourself s. amatör işler için tasarlanmış
do-it-yourself s. hobi amaçlı üretilmiş
by yourself zf. kendi kendinize
by yourself zf. kendi kendine
by yourself zf. tek başına
help yourself! ünl. buyurun
help yourself ünl. buyurunuz
go beyond yourself! ünl. aş kendini
Phrasals
lever yourself out of something f. bir yerden destek alarak ayağa kalkmak
lever yourself out of something f. bir yerden destek alarak hareket etmek
lever yourself onto something f. bir yerden destek alarak ayağa kalkmak
lever yourself onto something f. bir yerden destek alarak hareket etmek
Phrases
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini alarak
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul ederek
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden kabul etmek suretiyle
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/birinin/bir şeyin riskini bilerek
at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske atarak
at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske attığını bilerek
at risk to yourself/somebody/something f. kendini/birini/bir şeyi riske attığının bilincinde olarak
at risk to yourself/somebody/something f. kendi/biri/bir şey pahasına
what matters most is how you see yourself expr. önemli olan kendini nasıl gördüğündür
don't suppress yourself expr. kendine yüklenme
apply yourself expr. kendini ver
go easy on yourself expr. kendine yüklenme
through yourself expr. şahsınızda
despite yourself expr. elinde olmadan
despite yourself expr. elinde olmayarak
despite yourself expr. istemese de
despite yourself expr. ister istemez
despite yourself expr. istemediği halde
Proverb
why keep a dog and bark yourself? (para verip tuttuğun) başka birisi varken sen niye yapasın?
if you want a thing done well do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want a thing done well do it yourself kendi ununu kendin öğüt
serve yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
serve yourself kendi ununu kendin öğüt
if you would be well served, serve yourself işinin iyi görülmesini istiyorsan, kendi işini kendin gör
why keep a dog and bark yourself? maşa varken ateşi elinle tutmak niye?
don't make yourself a mouse, or the cat will eat you kuzu gibi olma, kurda yem olursun
don't make yourself a mouse, or the cat will eat you çekingen olma, hakkından gelirler
don't make yourself a mouse, or the cat will eat you çekingen olursan bunu fırsat bilirler/istismar ederler
don't make yourself a mouse, or the cat will eat you ses çıkarmazsan/kuzu gibi olursan bunu fırsat bilirler
if you want a thing done well/right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want a thing done well/right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want a thing done well/right, do it yourself bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want it done right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want it done right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want it done right, do it yourself bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want it done well, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want it done well, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want it done well, do it yourself bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want something done right, do it yourself bir şey doğru/doğru düzgün yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want something done well, do it yourself bir iş iyi yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well/right, do it yourself bir şeyi adamakıllı yapmak istiyorsan kendin yapacaksın
if you want something done well/right, do it yourself kendi ununu kendin öğüt
if you want something done well/right, do it yourself bir şey iyi/doğru yapılsın istiyorsan kendin yapacaksın
Colloquial
googling yourself i. kişinin google'da kendi adını veya websitesini aratması
excel yourself f. kendini aşmak
stop deluding yourself f. kendini aldatmayı bırak
laugh yourself silly f. gülmekten kırılmak
laugh yourself silly f. gülmekten kendinden geçmek
laugh yourself silly f. deli gibi gülmek
laugh yourself silly f. çılgın gibi gülmek
kill yourself (laughing) [uk] f. (gülmekten) ölmek
kill yourself (laughing) [uk] f. (gülmekten) yerlere yatmak
kill yourself doing something f. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini) helak etmek
kill yourself doing something f. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendi) canını çıkarmak
kill yourself doing something f. (bir şeyi yapmak için/yapacağım diye) ölümüne uğraşmak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için aşırı çabalamak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye ölümüne uğraşmak/çabalamak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye bir tarafını yırtmak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye kendini yırtmak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için/yapacağım diye canını dişine takmak
kill yourself doing something f. bir şeyi yapmak için aşırı çaba/efor sarf etmek
keep yourself busy f. kendini oyalamak
keep yourself busy f. kendine yapacak bir şeyler bulmak
keep yourself busy f. boş kalmamak/durmamak
keep yourself busy f. hiçbir şey yapmadan durmamak
play yourself in f. -e alışmak
play yourself in f. oyunun içine girmek
play yourself in f. kendini oyunun içine sokmak
play yourself in f. '-e dahil olmak
play yourself in f. kendini oyuna dahil etmek
play yourself in f. duruma alışmak
play yourself in f. kendini akışa dahil etmek
play yourself in f. akışa dahil olmak
play yourself in f. ritmi yakalamak
explain yourself f. kendini açıklamak
explain yourself f. davranışının nedenini açıklamak
explain yourself f. söylediği şeyi açmak
explain yourself f. ne demek istediğini açıklamak
explain yourself f. ne kast ettiğini açıklamak
push yourself f. kendini zorlamak
let yourself go f. kendini salmak
let yourself go f. kendini bırakmak
let yourself go f. kendini rahat bırakmak
full of yourself s. kendini beğenmiş
full of yourself s. kendini bir bok sanan
full of yourself s. kendini bir şey sanan
full of yourself s. böbürlenen
full of yourself s. çalımından geçilmeyen
full of yourself s. havasından geçilmeyen
full of yourself s. havalara girmiş
sure of yourself s. kendinden emin
sure of yourself s. kendine güvenen
listen to yourself expr. ağzından çıkanı duysana
show yourself expr. çık ortaya/meydana
keep your hands to yourself! expr. dokunma!
go chase yourself! expr. defol git ve beni rahatsız etme!
make yourself comfortable expr. evindeymiş gibi hisset
keep your opinions to yourself! expr. fikirlerini kendine sakla!
go see for yourself expr. git kendin bak
keep your opinions to yourself! expr. görüşlerini kendine sakla!
keep your hands to yourself! expr. ellerine hakim ol!
go take care of yourself expr. git kendinle ilgilen
show yourself expr. göster kendini
take care of yourself expr. iyi bak kendine
keep your intentions to yourself expr. içinden geçeni kendine sakla
pull yourself together expr. kendine çekidüzen ver
make yourself at home expr. kendi evinizdeymiş gibi davranın
show yourself expr. kendini göster
get yourself a towel expr. kendine bir havlu bul
make yourself at home expr. keyfine bak
put yourself in other people's shoes expr. kendini diğer insanların yerine koy
make yourself comfortable expr. keyfine bak
speak for yourself expr. kendi adına konuş
have some respect for yourself expr. kendine biraz saygı duy
have yourself a drink expr. kendine bir içki al
get it yourself expr. kendin hallet
discover yourself expr. kendini keşfet
take some time for yourself expr. kendine biraz zaman ayır
buy yourself some food expr. kendine yiyecek bir şeyler satın al
take very good care of yourself expr. kendine çok iyi bak
make yourself at home expr. kendi evinizdeymiş gibi hareket edin
stop feeling sorry for yourself expr. kendine acımayı kes
find yourself a place to stay expr. kendine kalacak bir yer bul
pull yourself together expr. kendine çeki düzen ver
pull yourself together expr. kendini topla
keep your intentions to yourself expr. niyetini kendine sakla
comfort yourself expr. kendini rahatlat
enjoy yourself expr. keyfine bak
take very good care of yourself expr. kendine çok ama çok iyi bak
stop blaming yourself expr. kendini suçlamayı bırak
consider yourself on notice expr. kendini uyarılmış bil
face yourself expr. kendinle yüzleş
stop blaming yourself expr. kendini suçlamaktan vazgeç
introduce yourself expr. kendinizi tanıtın
you're fooling yourself expr. kendini kandırıyorsun
pull yourself together expr. kendine hakim ol
make yourself a drink expr. kendine bir içki hazırla
see for yourself expr. kendin gör
pull yourself together expr. kendine gel
put yourself into her shoes expr. kendini onun yerine bir koy
get a grip on yourself! expr. kendine hakim ol!
suit yourself expr. keyfin bilir
put yourself in his position expr. kendini onun yerine koy
get it yourself expr. kendin al
stop deluding yourself expr. kendini kandırmayı kes
put yourself into his shoes expr. kendini onun yerine bir koy
make yourself at home expr. kendinizi evinizdeymiş gibi hissedin
take care of yourself expr. sağlıcakla kalın
get a grip on yourself expr. sakinleş
take care of yourself expr. sağlıcakla kalınız
you did it to yourself expr. sana müstahak
take care of yourself expr. sağlıcakla kal
make yourself comfortable expr. rahatınıza bakın
make yourself comfortable expr. rahatına bak
comfort yourself expr. rahatına bak
make yourself at home expr. rahatınıza bakın
suit yourself expr. paşa gönlün bilir
pull yourself together expr. topla kendini
introduce yourself expr. tanıt kendini
get yourself together expr. topla kendini
knock yourself out expr. yap da görelim
suit yourself expr. kendin bilirsin
don't knock yourself out expr. kendini çok yorma
don't knock yourself out expr. kendini perişan etme
go soak yourself expr. defol git
go soak yourself expr. haydi oradan
go soak yourself expr. git başımdan
go soak yourself! expr. defol git!
go soak yourself! expr. haydi oradan!
go soak yourself! expr. git başımdan!
(all) to yourself expr. tamamen kendine
(all) to yourself expr. yalnızca kendine
call yourself a friend? expr. sen de kendine arkadaş mı diyorsun?
call yourself a friend? expr. sen de kendini arkadaştan mı sayıyorsun?
call yourself a friend? expr. sen nasıl arkadaşsın?
call yourself a friend? expr. senin gibi arkadaş mı olur?
don't strain yourself expr. (aman) zahmet etme
don't strain yourself expr. (aman) rahatını bozma
dry (don't repeat yourself) expr. bilgisayar programcılığında yazılım geliştirirken kod tekrarına düşmeyi veya gereksiz kodları azaltmak için kullanılan bir prensip
dry (don't repeat yourself) expr. kendini tekrar etme
dry (don't repeat yourself) expr. aynı kodları tekrar etme
go and chase yourself expr. defol git
go and chase yourself expr. kaybol
go and chase yourself expr. çık git
go and chase yourself expr. git başımdan
go and chase yourself expr. yürü git
keep telling yourself that expr. sen öyle düşünmeye/sanmaya devam et
let yourself go expr. kendini bırak
let yourself go expr. kendini rahat bırak
let yourself go expr. sal kendini
call yourself a friend? expr. senin gibi arkadaş mı olur?
call yourself a friend? expr. sen kendini arkadaş mı sanıyorsun?
call yourself a friend? expr. sen de arkadaş mısın?
call yourself a friend? expr. sana arkadaş demeye bin şahit lazım
call yourself a friend? expr. sen kendine arkadaş mı diyorsun?
call yourself a friend? expr. sen kendine nasıl arkadaş diyebiliyorsun?
and yourself? exclam. ya sen?
go and chase yourself! exclam. defol git!
go and chase yourself! exclam. kaybol!
go and chase yourself! exclam. çık git!
go and chase yourself! exclam. git başımdan!
go and chase yourself! exclam. yürü git!
kick yourself büyük pişmanlık yaşamak
kick yourself dizini dövmek
kick yourself kendine kızmak
kick yourself kafasını/başını taşlara vurmak
kick yourself pişmanlık duymak
kick yourself kendini suçlamak
Idioms
not have a penny to bless yourself with f. cebinde üç kuruşu bile olmamak
not have a penny to bless yourself with f. çok fakir olmak
not have a penny to bless yourself with f. parasız/pulsuz olmak
not have a penny to bless yourself with f. meteliksiz olmak
not have a penny to bless yourself with f. meteliğe kurşun atmak
not have a penny to bless yourself with f. çulsuz olmak
be unable to hear yourself think f. kendi sesini/kendi düşüncelerini bile duyamamak
be unable to hear yourself think f. kafasını toparlayamamak/toplayamamak
be unable to hear yourself think f. gürültüden dolayı konsantre olamamak
be unable to hear yourself think f. kafası şişmek
pull yourself up by your own bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek
pull yourself up by your own bootstraps f. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek
pull yourself up by your own bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak
drag yourself up by your own bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek/iyileştirmek
drag yourself up by your own bootstraps f. tırnaklarıyla kazıyarak bir yere gelmek
drag yourself up by your own bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak
do well for yourself f. başarılı olmak
make something of yourself f. başarmak
make something of yourself f. başarılı olmak
take it upon yourself to do something f. durumdan vazife çıkarmak
pay yourself first f. eline geçen parayı kullanmadan önce bir kısmını ayırmak/biriktirmek
can barely hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
can hardly hear yourself think f. gürültüden adeta kendi sesini duyamamak
challenge yourself f. kendini aşmak
do yourself a mischief f. kendini yaralamak
put yourself in somebody's shoes f. kendini başkasının yerine koymak
put yourself in somebody's place f. kendini başkasının yerine koymak
project yourself into the future f. kendini gelecekte canlandırmak
do yourself a mischief f. kendine zarar vermek
find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belada olmak
find yourself on the wrong side of the law f. polisle başı belaya girmek
dust yourself off f. toparlanmak
dust yourself off f. yaralarını sarmak
fall all over yourself to do something f. (bir şeyi yapmaya) çok/aşırı hevesli olmak
fall over yourself to do something f. (bir şeyi yapmaya) çok/aşırı hevesli olmak
fall all over yourself to do something f. (bir şeyi yapmaya) çok düşkün olmak
preen yourself f. (böbür böbür) böbürlenmek
not know where to put yourself f. utancından kaçacak/girecek delik aramak
congratulate yourself f. (böbür böbür) böbürlenmek
boast about yourself f. (böbür böbür) böbürlenmek
not know where to put yourself f. utançtan saklanacak yer aramak
not know where to put yourself f. utançtan kaçıp sığınılacak bir yer aramak
big yourself up f. (böbür böbür) böbürlenmek
fall over yourself to do something f. (bir şeyi yapmaya) çok düşkün olmak
brace yourself f. (kötü bir şeye) kendini hazırlamak
drape yourself in the flag f. yurtseverlik kisvesine bürünmek
wrap yourself in the flag f. yurtseverlik kisvesine bürünmek
not know where to put yourself f. utancından saklanacak delik aramak
brag about yourself f. (böbür böbür) böbürlenmek
not have a penny to bless yourself with [old-fashioned] f. beş parasız olmak
not have a penny to bless yourself with [old-fashioned] f. beş parası olmamak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. başkalarından yardım/destek almadan başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. kendi çabasıyla başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your (own) bootstraps f. başarısını kendine borçlu olmak
draw yourself up/rise to your full height f. dik durmak
draw yourself up/rise to your full height f. dimdik durmak
laugh yourself silly f. gülmekten karnı ağrımak
laugh yourself silly f. gülmekten ölmek
laugh yourself silly f. gülmekten karnına kramp girmek
laugh yourself silly f. gülmekten karnına ağrılar girmek
laugh yourself sick f. gülmekten karnı ağrımak
laugh yourself sick f. gülmekten ölmek
laugh yourself sick f. gülmekten karnına kramp girmek
laugh yourself sick f. gülmekten karnına ağrılar girmek
do yourself an injury f. yaralanmak
do yourself an injury f. incinmek
do yourself an injury f. fiziksel zarar görmek
do somebody/yourself an injury f. kendini/birini yaralamak
do somebody/yourself an injury f. kendini/birini incitmek
do somebody/yourself an injury f. kendine/birine fiziksel zarar vermek
do somebody/yourself an injury f. kendi kendini yaralamak
do somebody/yourself an injury f. kendi kendini incitmek
do somebody/yourself an injury f. kendi kendine zarar vermek
dig yourself into a hole f. kendini utanç verici bir duruma düşürmek
dig yourself into a hole f. kendi kendini sıkıntıya sokmak
dig yourself into a hole f. kendi kendini dara sokmak
dig yourself into a hole f. kendi başına çorap örmek
dig yourself into a hole f. kendi başına iş açmak
dig a hole for yourself f. kendi kendini sıkıntıya sokmak
dig a hole for yourself f. kendi kendini dara sokmak
dig a hole for yourself f. kendi başına çorap örmek
dig a hole for yourself f. kendi başına iş açmak
dig yourself a hole f. kendini kötü bir duruma sokmak
dig yourself a hole f. kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
dig yourself into a hole f. kendini kötü bir duruma sokmak
dig yourself into a hole f. kendini içinden çıkılması zor bir duruma sokmak
get a hold on yourself f. kendini tutmak
get a hold on yourself f. kendini kontrol altında tutmak
get a hold on yourself f. kontrolünü kaybetmemek
get a hold on yourself f. duygularını frenlemek
get a hold on yourself f. sakin kalmak
get a hold on yourself f. kontrollü davranmak
take a hold on yourself f. kendini tutmak
take a hold on yourself f. kendini kontrol altında tutmak
take a hold on yourself f. kontrolünü kaybetmemek
take a hold on yourself f. duygularını frenlemek
take a hold on yourself f. sakin kalmak
take a hold on yourself f. kontrollü davranmak
get a grip on yourself f. kendini tutmak
get a grip on yourself f. kendini kontrol altında tutmak
get a grip on yourself f. kontrolünü kaybetmemek
get a grip on yourself f. duygularını frenlemek
get a grip on yourself f. sakin kalmak
get a grip on yourself f. kontrollü davranmak
take a grip on yourself f. kendini tutmak
take a grip on yourself f. kendini kontrol altında tutmak
take a grip on yourself f. kontrolünü kaybetmemek
take a grip on yourself f. duygularını frenlemek
take a grip on yourself f. sakin kalmak
take a grip on yourself f. kontrollü davranmak
get above yourself f. burnu kafdağı'nda olmak
get above yourself f. burnu kafdağı'na çıkmak
get above yourself f. kendini bir şey sanmak
get above yourself f. kendini dev aynasında görmek
get above yourself f. burun şişirmek
get above yourself f. burun yapmak
get above yourself f. üstünlük taslamak
get above yourself f. kendini diğerlerinden üstün görmek
get above yourself f. burnu havada olmak
get above yourself f. burnu büyük olmak
get above yourself f. havalara girmek
get above yourself f. kibirlenmek
get above yourself f. büyüklenmek
be above yourself f. burnu kafdağı'nda olmak
be above yourself f. burnu kafdağı'na çıkmak
be above yourself f. kendini bir şey sanmak
be above yourself f. kendini dev aynasında görmek
be above yourself f. burun şişirmek
be above yourself f. burun yapmak
be above yourself f. üstünlük taslamak
be above yourself f. kendini diğerlerinden üstün görmek
be above yourself f. burnu havada olmak
be above yourself f. burnu büyük olmak
be above yourself f. havalara girmek
be above yourself f. kibirlenmek
be above yourself f. büyüklenmek
get (yourself) into a stew (about/over something) f. (bir konuda) endişelenmek
get (yourself) into a stew (about/over something) f. (bir şey hakkında) telaşlanmak
get (yourself) into a stew (about/over something) f. etekleri tutuşmak
get (yourself) into a stew (about/over something) f. paçaları tutuşmak
have tickets on yourself f. kendiyle gurur duymak
have tickets on yourself f. kibirli olmak
have tickets on yourself f. bunu havada olmak
have tickets on yourself f. kendini beğenmiş olmak
have tickets on yourself f. burnu büyük olmak
have tickets on yourself f. burnundan kıl aldırmamak
(not) look yourself f. normal görünmek/normal görünmemek
(not) look yourself f. kendine gelmiş görünmek/kendinde değil gibi görünmek
(not) look yourself f. sağlıklı/sağlıksız görünmek
(not) look yourself f. iyi/kötü görünmek
take it on yourself to do something f. bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
take it on yourself to do something f. bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
take it on yourself to do something f. bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
take it upon yourself to do something f. bir şeyi kendisi yapmaya karar vermek
take it upon yourself to do something f. bir şeyi yapmayı kendisi üstlenmek
take it upon yourself to do something f. bir şeyi yapma sorumluluğunu kendisi almak
run yourself into the ground f. çok çalışmaktan hasta düşmek
run yourself into the ground f. çok çalışmaktan yorgun düşmek
run yourself into the ground f. çok çalışmaktan bitap düşmek
run yourself into the ground f. oyunda çok koşmak
run yourself into the ground f. oyunda deli gibi koşmak
run yourself into the ground f. oyunda çok koşturmak
give a bad account of yourself f. batırmak
give a bad account of yourself f. becerememek
give a bad account of yourself f. kötü geçmek
give a bad account of yourself f. kötü sonuç almak
land yourself in the soup f. kendi başını belaya sokmak
land yourself in the soup f. dara düşmek
land yourself in the soup f. kendini sıkıntıya sokmak
land yourself in the soup f. sıkıntıya düşmek
land yourself in the soup f. kendi başını derde sokmak
be a law unto yourself f. kafana göre hareket etmek
be a law unto yourself f. bildiğin gibi davranmak
be a law unto yourself f. bildiğini okumak
be a law unto yourself f. başına buyruk gitmek
be a law unto yourself f. sağı solu belli olmamak
be a law unto yourself f. öngörülebilir/tahmin edilebilir olmamak
be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmak için çok hevesli olmak
be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya dünden hazır olmak
be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya can atmak
be falling over yourself to do something f. bir şeyi yapmaya çok meraklı/istekli olmak
be falling over yourself to do something f. bir şey yapmak için birbirinin üstüne çullanmak/birbirini yemek
get (yourself) into a stew (about/over something) f. (bir konuda) paçaları tutuşmak
get (yourself) into a stew (about/over something) f. (bir konuda) telaş yapmak
land yourself/somebody in the soup f. hapı yutmak
land yourself/somebody in the soup f. ayvayı yemek
land yourself/somebody in the soup f. dara düşmek
land yourself/somebody in the soup f. sıkıntıya girmek/düşmek
be/feel sorry for yourself f. kendi derdine yanmak
be/feel sorry for yourself f. kendi kendine acımak
be/feel sorry for yourself f. kendi haline acımak
be above yourself f. kendini bir şey sanmak
be above yourself f. kendini dev aynasında görmek
be above yourself f. haddini aşmak
be above yourself f. kendini üstün görmek
be above yourself f. kendini beğenmiş olmak
get above yourself f. kendini bir şey sanmak
get above yourself f. kendini dev aynasında görmek
get above yourself f. haddini aşmak
get above yourself f. kendini üstün görmek
get above yourself f. kendini beğenmiş olmak
buy (yourself) time f. (kendine) zaman kazandırmak
buy (yourself) time f. zaman kazanmak
can't hear yourself think f. gürültüden neredeyse kendi sesini bile duyamamak
can't hear yourself think f. gürültüden konsantre olamamak/sağlıklı düşünememek
collect yourself/your thoughts f. sakinleşip kendine gelmek
collect yourself/your thoughts f. kendini toparlamak
collect yourself/your thoughts f. kafasını toplamak
collect yourself/your thoughts f. kendini toplamak
collect yourself/your thoughts f. aklını başına toplamak
collect yourself/your thoughts f. zihnini toplamak
collect yourself/your thoughts f. düşüncelerini toparlamak
do yourself a mischief f. kendine zarar vermek
do yourself a mischief f. kendini sakatlamak
do yourself a mischief f. kendini incitmek
do yourself a mischief f. kendine kötülük yapmak/etmek
do yourself a mischief f. kendine zarar verecek bir şey yapmak
do yourself a mischief f. kendine zarar vermek
do yourself a mischief f. kendini incitmek/sakatlamak
do yourself justice f. her zamanki performansını göstermek
do yourself justice f. bekleneni vermek
do yourself justice f. yapabileceğinin en iyisini yapmak
do yourself justice f. elinden geleni yapmak
do yourself an injustice f. kendine haksızlık etmek
do yourself an injustice f. kendine insafsızca davranmak
do yourself proud f. kendini gururlandırmak
do yourself proud f. kendi göğsünü kabartmak
do yourself proud f. kendi yüzünü kara çıkarmamak
drag/pull yourself up by your bootstraps f. dişini tırnağına takarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi ayakları üstünde durarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi tırnaklarıyla kazıyarak durumunu düzeltmek
drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi kanatlarıyla uçmak
drag/pull yourself up by your bootstraps f. başkalarından yardım/destek almadan başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi çabasıyla başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps f. kendi kendine başarmak
drag/pull yourself up by your bootstraps f. başarısını kendine borçlu olmak
drink yourself silly f. deli gibi içmek
drink yourself silly f. manyak gibi içmek
drink yourself silly f. çılgın gibi içmek
drink yourself silly f. öküz gibi içmek
drink yourself silly f. hayvan gibi içmek
drink yourself silly f. çatlayana kadar içmek
laugh yourself silly f. deli gibi gülmek