kendinde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kendinde



"kendinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 9 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kendinde conscious s.
kendinde squared away s.
kendinde collected s.
kendinde self conscious s.
kendinde uninebriated s.
kendinde unintoxicated s.
kendinde yourself zm.
Philosophy
kendinde itself expr.
kendinde in itself expr.

"kendinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 83 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kendinde olmama unconsciousness i.
kendinde varlık being-in-itself i.
kabahati kendinde görme self-indictment i.
kendinde şey thing-in-itself i.
kendinde olmama spaciness i.
iki ayrı türe ait canlının özelliklerini kendinde toplayan canlı dimorphic i.
kendinde olmamak be unconscious f.
kendinde olmamak lose consciousness f.
kendinde olmamak not being fully awake f.
kendinde olmamak feel hazy f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak find enough courage (to do something) f.
kendinde değil senseless s.
kendinde var olan inherent s.
kendinde değil unconscious s.
kendinde varlı amacı taşıyan autotelic s.
kendinde kusur bulan self-critical s.
kendinde olmayan unsensible s.
kendinde olmayan unsober s.
kendinde var olan innate s.
yarı kendinde olan semi-conscious s.
kendinde olmayarak unselfconsciously zf.
kendinde olmadan unsoberly zf.
kendinde olarak (eril) himself zm.
Phrasals
kendinde bir şey yapmanın hakkını bulmak get off f.
kendinde var olmak reside in f.
(bir şey) yapacak gücü, enerjiyi kendinde bulmak feel up to (something) f.
Proverb
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır people who live in glass houses shouldn't throw stones
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır those who live in glass houses shouldn't throw stones
Colloquial
kendinde olmama kingdom come i.
yapabilecek gücü kendinde bulamamak not bring oneself to do something f.
(kendinde) olmamak be not (oneself) f.
kendinde olmamak be out of it f.
kendinde yeterli cesareti bulmak get enough courage up f.
kendinde yeterli cesareti bulmak get enough nerve up f.
kendinde değil far gone s.
kendinde değil far gone s.
kendinde değil far gone s.
kendinde değil far out s.
(kendinde) değil not (oneself) expr.
(kendinde) değil not (oneself) expr.
Idioms
kendinde olmama chemical imbalance i.
kendinde devam edecek azmi/gücü bulma a second wind i.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak work up a head of steam f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak build up a head of steam f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi bulmak/toplamak get up a head of steam f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get the nerve up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get enough pluck up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get the guts up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get enough courage up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get the courage up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get the pluck up (to do something) f.
(aklen) kendinde olmak have all one's marbles f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get enough nerve up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get enough guts up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get enough spunk up (to do something) f.
(bir şeyi yapmak için) kendinde yeterli cesareti bulmak get the spunk up (to do something) f.
kendinde olmak be (as) sober as a judge f.
kendine gelmiş görünmek/kendinde değil gibi görünmek (not) look yourself f.
kendinde bir şeyi yapacak enerjiyi toplamak, yaratmak, bulmak build up/work up a head of steam f.
kendinde yeterli cesareti bulmak get the courage up f.
kendinde yeterli cesareti bulmak get enough nerve up f.
kendinde yeterli cesareti bulmak get the spunk up f.
(aklen) kendinde olmak have got all (one's) marbles f.
kendinde olmamak not feel (oneself) f.
kendinde olmamak not feel yourself f.
kendinde olmayan a bit out of it s.
kendinde olmayan chemically imbalanced s.
kendinde/ayık sober as a judge s.
kendinde değil knocked out s.
kendinde/ayık as sober as a judge expr.
Speaking
kendinde değil he is not himself expr.
bugün kendinde değil gibisin you don't look like yourself today expr.
Trade/Economic
kendinde varolan inherent s.
Medical
yarı kendinde olan semicomatose s.
Philosophy
kendinde değer intrinsic value i.
kendinde şey thing in itself i.
kendinde şey ding an sich i.
kendinde olmayan nonself s.
Football
bonservisi kendinde olan oyuncu free agent i.
Slang
kendinde olmamak goof (off) f.
kendinde değil gorked (out) s.
kendinde değil gorked s.
British Slang
kendinde değilsin sen! you have lost the plot! expr.