go - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

go

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"go" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 213 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
go f. hareket etmek
go f. gitmek
General
go i. sıra
go i. güdü
go i. tutulma
go i. gayret
go i. deneme
go i. hamle
go i. enerji
go i. girişim
go i. müsaade
go i. kuvvet
go i. moda
go i. sefer
go i. gitme
go i. bardak
go i. başarı
go i. teşebbüs
go i. gidiş
go i. sınama
go i. hadise
go i. olay
go i. tesadüf
go i. tek seferde kullanılan miktar
go i. tek seferde tedarik edilen miktar
go i. şans
go i. fırsat
go i. hastalık nöbeti
go i. pazarlık
go i. ticaret
go i. maç
go i. yarışma
go i. devam etme izni
go i. oyun tahtasında oynana bir tür japon oyunu
go i. başlangıç noktası
go i. hareketin zamanı
go i. hareketin süresi
go f. zaman uçup gitmek
go f. göstermek (saat belirli bir zamanı)
go f. dayanmak
go f. kaybolmak
go f. yaraşmak
go f. belirli bir durumda kalmak
go f. uçup gitmek (zaman)
go f. olmak (şiir/tekerleme vb'nin sözleri/müziğin nağmesi belirli bir biçimde)
go f. tükenmek
go f. olmak (hayat/işler herhangi bir durumda)
go f. uzanmak
go f. iddiaya girmek
go f. sayılmak
go f. yutulmak
go f. uyumak
go f. azalmak
go f. sarmak
go f. durmak
go f. başlamak
go f. erişmek
go f. yok olmak
go f. devrolunmak
go f. kaldırılmak
go f. işlemek
go f. koyulmak
go f. ayrılmak
go f. söylenmek
go f. gezinmek
go f. olmak
go f. girmek
go f. işlemek (makine)
go f. yıkılmak
go f. sönmek
go f. çıkarmak (belirli bir ses)
go f. aramak
go f. kesilmek
go f. düşmek
go f. geçmek
go f. fırlamak
go f. ölmek
go f. satılmak
go f. gitmek
go f. yeri belirli bir yer olmak
go f. geçmek (zaman/toplantı)
go f. kapak atmak
go f. yenilmek
go f. tekrarlamak
go f. denmek
go f. ulaşmak
go f. kaçmak
go f. ilerlemek
go f. yükselmek
go f. sonuçlanmak
go f. uymak
go f. incelemek
go f. çalışmak
go f. yapılmak
go f. bahse girmek
go f. yayılmak
go f. yürürlükten kaldırılmak
go f. ortadan kaldırılmak
go f. haline gelmek
go f. kırılmak
go f. devam etmek
go f. kopmak
go f. kalkmak
go f. gelişmek
go f. sığmak
go f. götürmek
go f. gidilmek
go f. köpeklerle ava çıkmak
go f. zihinsel süreç veya işlemle ilerlemek
go f. gecikmeden ilerlemek
go f. erişim sağlamak
go f. götürmek
go f. hamile olmak
go f. bırakılmak
go f. reddedilmek
go f. gücünü kaybetmek
go f. zayıflamak
go f. etkisini yitirmek
go f. genel olmak
go f. ortalama olmak
go f. standart olmak
go f. yarışma sonucu meydana gelmek
go f. olduğu ortaya çıkmak
go f. başarmak
go f. kendini hazırlamak
go f. kendini maruz bırakmak
go f. başvurmak
go f. müracaat etmek
go f. tanınır hale gelmek
go f. yönlendirilmek
go f. düzenlenmek
go f. uyumlu hareket etmek
go f. uyarınca hareket etmek
go f. uygulanmaya başlanmak
go f. tahsis edilmek
go f. eşdeğer olmak
go f. lehine olmak
go f. hakkında olmak
go f. -e niyetli olmak
go f. (bir şeyi) beklemek
go f. (belirli noktaya kadar) sürdürmek
go f. değişmek
go f. dönüşüm geçirmek
go f. dönüşmek
go f. (ifadede veya cümlede) yer almak
go f. okunmak
go f. yazıda yer almak
go f. ritmik şekilde atmak
go f. (şarkı olarak) söylenebilmek
go f. (şarkı olarak) çalınabilmek
go f. meyilli olmak
go f. araç görevi görmek
go f. yol açmak
go f. izin verilmek
go f. kabul edilmek
go f. ilgi konusu olmak
go f. izlemek
go f. dolaşmak
go f. teklif vermek
go f. sıfatıyla hareket etmek
go f. işlevini üstlenmek
go f. yükümlü olmak
go f. ölçüsünde katılmak
go f. ses çıkararak belirtmek
go f. vurmak
go f. belirli bir ses çıkarmak
go f. söylemek
go f. katlanmak
go f. tolere etmek
go f. parası yetmek
go f. zevk almak
go f. keyfini çıkarmak
go f. yardımcı bir etken olmak
go f. yetkiye sahip olmak
go f. ağırlığında olmak
go f. (belirli bir durumda) olmak
go f. (belirli durumda) olmaya devam etmek
go f. belirli bir ölçüde paylaşmak
go f. belirli bir ölçüde katılmak
go f. ürün vermek
go f. -e kadar büyümek
go f. konuşmacının görüş alanından çıkmak
go s. hazır
go s. faal
go s. serbest
Irregular Verb
go f. went - gone
Colloquial
go i. planlanan operasyonların başlangıcı
go i. şüpheliyi durdurma girişimi
go i. saldırı
go i. sözlü saldırı
go i. öngörülemeyen utanç verici durum
go f. tepesi atıp yapıvermek
go f. gidip (bir şey) yapmak
go f. çiş yapmak
go f. işemek
go f. tutuklu için kefalet vermek
Speaking
go expr. git
Technical
go f. boyunca hareket etmek
Computer
go expr. git
Marine
go i. tek seferlik yük içeren gemi
Biochemistry
go i. gtp bağlayıcı bir tür protein
Linguistics
go f. sürekli geçmiş zaman çekiminde yardımcı fiil
Sport
go f. (krikette) düşmek
go f. (krikette) maçtan alarak vuruş sırasını kaybettirmek
go f. (spor takımı veya oyuncusu) belirli bir kazanma veya kaybetme kaydına sahip olmak
Baseball
go f. oyuna atışçı olarak katılmak
Boxing
go i. boks maçı
Card
go i. bir çeşit iskambil oyununda oyuncunun elinde kağıt kalmama durumu
go i. bir çeşit iskambil oyununda bir oyuncuyu 31 puana ulaştıran skor
go f. (kart) tüm oyuncularca oynanması kabul edilmek
Slang
go f. bağırsaklarını boşaltmak
go f. cavlağı çekmek
go f. cartayı çekmek

"go" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
go out f. çıkmak
go to the toilet f. tuvalete gitmek
go to sleep f. yatmak
go out for a walk f. yürüyüşe çıkmak
go to bed f. yatmak
go crazy f. çıldırmak
go mad f. çıldırmak
let oneself go f. coşmak
go down f. inmek
go mad f. kudurmak
go gray f. ağarmak
go worse f. kötüleşmek
go beyond f. aşmak
go on f. devam etmek
go mad f. delirmek
go bankrupt f. iflas etmek
go into f. girmek
go to sleep f. uyumaya gitmek
go to bed f. yatağa yatmak
go to bed f. yatmaya gitmek
go to bed f. uyumaya gitmek
go to bed f. uyumak üzere uzanmak
go to sleep f. uyumak üzere uzanmak
go to sleep f. yatmaya gitmek
go to sleep f. yatağa yatmak
go on a walk f. yürüyüşe çıkmak
go better f. iyiye gitmek
go crazy f. delirmek
go to sleep f. uyumak
General
go in i. güneş veya ayın bulutla örtülmesi
load and go i. yükle ve yürüt
go off i. yiyeceklerin bozulması
making something go with i. yakıştırma
go cart i. çocuk arabası
go getter i. becerikli kişi
letting go i. salıverme
go off i. çalar saatin çalması
go bad cop on someone i. kötü polis oyunu oynayarak bilgi alma taktiği
go (of pain) i. ağrının geçmesi
go-off i. başlangıç
go-slow i. işi yavaşlatma
go-between i. aracı
go-kart i. çocuk arabası
go-getter i. gayretli ve tuttuğunu koparan kimse
get-up-and-go i. enerji
go-cart i. yarış arabası
go-no-go i. git gitme
go-slow i. işi yavaşlatma grevi
go-kart i. gokart
get-up-and-go i. itici güç
go-off i. başlama
go-getter i. tuttuğunu koparan kişi
go-cart i. bebek arabası
go-getter i. kariyeri hızla yükselen kimse
go-kart i. küçük yarış arabası
go-getter i. azimli kişi
go-between i. çöpçatan
go-devil i. boru açıcısı
go-between i. arabulucu
go-cart i. oyuncak bebek arabası
no-go area i. yetkili olmayanların girmelerinin yasak olduğu alan
sentry-go i. nöbet
the go-ahead i. müsaade
the go-ahead i. izin
merry-go-round i. atlıkarınca
go-cart i. el arabası
go-cart i. çocuk arabası
go-cart i. sebzeci arabası
go-cart i. çekçek
go fish i. bir kağıt oyunu
pay-as-you-go phone i. kontörlü hat
go fish i. bir kart oyunu
permission to go abroad i. yurtdışı izni
permission to go abroad i. yurtdışına gidiş izni
permission to go abroad i. yurtdışına çıkış izni
go cup i. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go-cup i. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
to-go cup i. (içeceğini alıp götürebilmen için kullanılan) plastik bardak
go-go-dancer i. aç aç dansçısı
go-go-dancer i. striptizci
go-fast boat i. sürat teknesi
go-between i. elçi
hide-and-go-seek i. saklambaç
the first person to go to space i. uzaya giden ilk kişi
the first person to go to space i. uzaya giden ilk insan
a-go-go i. gece klubü
go live i. canlıya geçiş
go-cart i. yürüteç
go-cart i. bebek yürüteci
go bag i. deprem çantası
go bag i. acil durum çantası
grab and go i. al ve götür
merry-go-round i. hareketli ve hızlı tur
merry-go-round i. fırıl fırıl dönme
merry-go-round i. sonu gelmeyen arayış
merry-go-round i. sonu bir yere varmayan koşturmaca
hide and go seek i. saklambaç oynama
go-about i. serseri
go-about i. aylak kimse
go board i. go oyunu tahtası
go game i. bir tür tahta oyunu
go no-go i. bileşenin çalışabilirlik durumu
go no-go i. sistemin çalışabilirlik durumu
go no-go i. karar anı
go-ahead i. enerji
go-ahead i. ruh
go-ahead i. atılganlık
go-ahead i. enerjik kimse
go-ahead i. girişimken kimse
go-ahead i. yeşil ışık
go-ahead i. devam etme izni
go-ahead i. (özellikle hawai ve kaliforniya'da) bir tür sandalet
go-between i. uzlaştırıcı
go-between i. bağlantı linki
go-between i. köprü
go-between i. farklı iki gruba ait kimse
go-between i. simsar
go-between i. tellal
go-by i. görmezden gelme
go-by i. başından savma
go-cart [us] i. at arabası
go-devil i. işçi ve malzeme taşımak için kullanılan küçük araba
go-devil i. çocuk kızağı
go-devil [us] i. aşırı derecede hızlı makine
go-devil [us] i. çok etkili alet
go-getting i. saldırganlık
go-getting i. girişkenlik
get-go i. en baş
get-go i. başlangıç
git-go i. en baş
git-go i. başlangıç
get-up-and-go i. girişimcilik ve kararlılık
get-up-and-go i. cesaret
go-round i. argüman
go-round i. tartışma
go-round i. sav
go-round i. çatışmayla sonuçlanan hengameli buluşma
go-round i. kararsız veya kaçamaklı tavır
go-see i. model seçiminde müşterinin modelle yüz yüze yaptığı iş mülakatı
go through f. gözden geçirmek
go one's own way f. bildiğinden şaşmamak
go well f. yaver gitmek
go over something with a fine tooth comb   f. ince eleyip sık dokumak  
go very often f. aşındırmak
go the pace f. bolluk içinde yaşamak
go boating f. sandalla gezmek
go to bed with f. koynuna girmek
go into rapture f. heyecan duymak
go down with something f. yakalanmak
go on f. dayanmak
go out f. dışarı gitmek
go in f. içeri girmek
go far away f. uzağa gitmek
go to town f. şehre gitmek
(blood pressure) go up f. tansiyonu yükselmek
go to ground f. araziye uymak
go for f. almaya gitmek
go to school f. üniversiteye devam etmek
go forth f. çıkmak
go through f. onaylanmak (bir kanun tasarısı vb)
go on a holiday f. tatile gitmek
go short of f. birine yeterli miktarda bir şey olmamak
go into a decline f. kuvvetten düşmek
go into detail f. detaya girmek
go bad f. kötü gitmek
go regularly f. gidip gelmek
go through a difficult patch f. çok çile çekmek
go through with f. planlanmış bir şeyi gerçekten yapmak
go on the stage f. oyuncu olmak
make go with f. yakıştırmak
let go f. salmak
go out f. flört etmek
go to the dogs f. rezil olmak
cause to go away f. savuşturmak
go from bad to worse f. kötüyken daha kötü olmak
go out f. sokağa çıkmak
go through f. muayene etmek
go through f. zor bir durumu atlatmak
go off the rails f. raydan çıkmak
go too far f. ileri gitmek
go ahead f. önde gitmek
go along f. anlaşmak
go on trial f. mahkemelik olmak
go downhill f. dibe vurmak
go through f. kontrol etmek
let oneself go f. taşkınlık yapmak
go sour f. bozulmak
go without f. bırakmak
go on at f. başının etini yemek
go in for f. sınav olmak
go into the army f. askere gitmek
go to bat for someone f. yardım elini uzatmak
go through a sorrow f. acıyı yaşamak
go to expense f. masraf etmek
go off the deep end f. ağzını açıp gözünü yummak
go halves f. yarı yarıya bölüşmek
go on a pilgrimage to mecca f. hacca gitmek
go bail for f. kefaletini yatırmak
go down the drain f. ziyan olmak
go about in disguise f. tebdil gezmek
go out of order f. arıza vermek
go for f. bulmak
go together f. yakışmak
go between f. araya girmek
go on an outing f. gezintiye çıkmak
go up f. yükselmek (fiyat)
go shopping f. çarşıya çıkmak
go out f. sönmek
go red f. kızıllaşmak
go down the drain f. boşa gitmek
go under f. batmak
go together f. flört etmek
go swimming f. denize girmek
go a long way towards f. çok yararlı olmak
go places f. başarılı olmak
go down f. sönmek (lastik)
go up in smoke f. yok olmak
go berserk f. afyonu başına vurmak
go into detail f. ayrıntılara girmek
go wrong f. hata yapmak
go hence f. ölmek
go off f. durmak (bir aygıt)
go like hot cakes f. yok satmak
go crazy f. deliye dönmek
go to the house f. eve gitmek
go down f. yenilmek
go round f. dönmek
go counter to f. karşı olmak
go off f. bozulmak (yemek)
go down f. dinmek
go to sleep f. uyumak
go astray f. azıtmak
go dutch with somebody f. alman usulü yapmak
go wrong f. bozulmak
go on f. çalışmaya başlamak (aygıt)
go to one's head f. başını döndürmek
go by the board f. gitmek
go over f. karşılanmak (belirli bir şekilde)
go on shank's mare f. tabanvayla gitmek
go mad f. oynatmak
go down f. inmek (şiş/sular)
go to rack and ruin f. harap olmak
go without saying f. söylemeye lüzum olmamak
go for a walk f. gezmeye gitmek
go by f. geçip gitmek
go out of one's mind f. aklını oynatmak
go the whole hog f. hiçbir şeyi atlamadan yapmak
go bad f. kokmak
go back to f. kadar uzanmak
go pop f. patlamak
go far f. çok başarılı olmak
go off the rails f. kafayı oynatmak
go short f. birine yeterli miktarda bir şey olmamak
let go f. rahatlamak
go to press f. baskıya girmek
go on the loose f. çapkınlık yapmak
go sour f. ekşimek
go for f. gitmek
go to somebody's head f. başını döndürmek
go through f. bitirmek (okulu)
go beyond f. aşmak
cause to go back f. geriletmek
go about f. gezmek
go to all lengths f. her çareyi kullanmak
go off the rails f. delirmek
go in f. uymak
go slow f. yavaşlatmak
go someone one better f. birinin yaptığından daha iyisini yapmak
go to extremes f. ifrata kaçmak
go bail for f. kefil olmak
go beyond the limit f. çizmeyi aşmak
let go f. salıvermek
go off f. gitmek
go along f. ilerlemek
go around f. dolaşmak
go into f. girmek (açıklamaya)
go about f. yön değiştirmek
go off f. başlamak
go up f. çıkmak
go through f. ince eleyip sık dokumak
go over f. sunmak
go on f. bel bağlamak
go down f. kesilmek
go without f. olmadan devam etmek
go in f. içeriye girmek
go hog wild f. rahatsıza bağlamak
go to waste f. ziyan olmak
be too tired to go on f. şişmek
go over f. tekrar gözden geçirmek
go at something f. girişmek
go through the mill f. büyük zorluklar atlatmak
go bad f. kokuşmak
go to the poll f. seçimde oy vermek
go against f. karşı koymak
go without f. olmadan idare etmek
go the whole hog f. bir işi tam yapmak
go too far f. azmak
go by the board f. tasarı vb suya düşmek
go to press f. gazete vb baskıya girmek
begin to go well f. bir adama benzemek
go by f. bakmak
go by the board f. bırakılmak
go through with f. tamamen bitirmek
go aground f. karaya oturmak
go on f. konuşmaya devam etmek
go against f. karşı çıkmak
go on f. çalışmaya başlamak
go ahead f. devam etmek
go into f. varmak
go out of f. dışına çıkmak
go at f. ele almak
go out f. istifa etmek
go to wrack and ruin f. bakımsızlıktan harabeye dönüşmek
go out f. gönderilmek
go off f. kahkahayı basmak
go and see a marriageable girl f. görücüye gitmek
go for a walk in the fresh air f. hava almak
go astray f. hata yapmak
go too far f. azıtmak
go places f. mesleğinde ilerlemek
go hog wild f. çılgınlaşmak
go all the way with f. sevişmek
go off the rails f. çığırından çıkmak
go by the board f. yatmak
go off the rails f. yoldan çıkmak
go through f. geçmek (sınav sınıf vb'ni)
go wrong f. aksi gitmek
go wrong f. yanılmak
go to pieces f. gücenmek
go in for something f. katılmak
go mad f. deli olmak
go up to the rostrum f. kürsüye çıkmak
go on the rampage f. kıyameti koparmak
go on the booze f. içki içmek
go on shank's pony f. yürüyerek gitmek
go splinters f. parçalanmak
go shopping f. alışveriş yapmak
go about f. yaygın olmak
go dry f. körleşmek
go on trial f. hakim karşısına çıkmak
go through f. geçirmek (zor bir zamanı)
let go one's hold of f. salıvermek
go out of order f. arıza meydana gelmek
go on a jaunt f. gezinti yapmak
go bald f. kabaklaşmak
go to pot f. berbat olmak
go against someone f. aleyhinde olmak
go on attack f. atağa kalkmak
go back f. geri gitmek
go against f. ters düşmek
go to the scaffold f. darağacını boylamak
go wild f. çılgınlaşmak
make a go of f. bir işyerini başarılı bir şekilde idare etmek
go by plane f. uçakla gitmek
go away f. gitmek
(a gun) go off f. ateş almak (silah)
go through f. yoklamak (cepleri)
go on the black market f. karaborsaya düşmek
go back on someone f. birine ihanet etmek
go on f. ilerlemek
go the long way around f. dolaşmak
go splinters f. dağılmak
go ahead f. ilerlemek
go after f. peşinde koşmak
let oneself go f. rahatlamak
go wrong f. arıza yapmak
go down f. aşağı inmek
go up f. yükselmek
go back f. geri dönmek
go faster f. süratlenmek
go to school on foot f. okula yürüyerek gitmek
go for a jaunt f. dolaşmak
go down f. karşılanmak
go round with f. takılmak
go off f. çıkmak
go to sleep f. uyuşmak
go down in history f. tarihe geçmek
go off f. çalışmamak
go off the air f. tv yayına son vermek
go out f. grev yapmak
go for f. sataşmak
go about a task f. bir işi ele almak
go someone one better f. birini geçmek
go over something with a fine comb f. ince eleyip sık dokumak
go along with f. desteklemek
go mad from jealousy f. çatlamak
go with f. ile flört etmek
go through f. sunmak
go on f. ileri gitmek
go around with f. ile birlikte olmak
go into retirement f. işten çekilmeyi araştırmak
go aboard f. binmek
go to ruin f. mahvolmak
go to sugar f. bal vb şekerlenmek
let oneself go f. kendini bırakıp coşmak
let go f. gevşemek
go by the board f. iyi şeyler yok olmak
go into f. girmek (tartışmaya)
go along f. eşlik etmek
go for a stroll f. gezinmek
go astray f. kötü yola düşmek
go for a stroll f. gezinti yapmak
go on a honeymoon f. balayına çıkmak
go one's way f. bildiğini okumak
go by a name f. adıyla tanınmak
go abroad f. dışarı gitmek
have a go f. denemek
go on f. olmak
go bathing f. yüzmeye gitmek
go off the deep end f. ayranı kabarmak
go through f. yapmak
go nuts f. çıldırmak
go about f. başlamak
go out with f. ile dışarı çık
go unheeded f. ihmal edilmek
go into splinters f. parçalanmak
go forward f. ileri gitmek
go for f. hoşlanmak
go against f. aleyhinde olmak (sonuç)
go up in flames f. tamamıyla yanmak
go shopping f. alışverişe çıkmak
go too far f. çok olmak
go over f. gözden geçirmek
go into action f. faaliyete başlamak
go adrift f. akıntıya kapılmak
go for f. seçmek
go through pain f. acıyı yaşamak
go mad f. cinnet getirmek
go to polls f. sandığa gitmek (oy kullanmak amacıyla)
go after f. peşinden gitmek
go to bed f. yatmaya gitmek
go soldiering f. asker olmak
go out f. geçmek
go mushrooming f. mantara çıkmak
go for nothing f. ziyan olmak
go bad f. eprimek
go one's way f. kafasının dikine gitmek
go under f. bozulmak
go the way of all flesh f. ölmek
go in with someone on f. bir şeyde biriyle ortak olmak
go sour f. eprimek
go one's way f. kendi yoluna gitmek
go to rack and ruin f. mahvolmak
go to great lengths f. her çareyi kullanmak
go up f. yukarıya gitmek
go bail for somebody f. kefil olmak
go limp f. gevşemek
go against one's principles f. prensiplerinin dışına çıkmak
go for a walk f. gezinmek
go to seed f. kuvvetten düşmek
go bald f. kel olmak
go out f. kesilmek
go broke f. züğürtleşmek
go after f. kovalamak
go by a vehicle f. vasıta ile gitmek
go to see f. bir amaç için bir yere gitmek
go through f. katlanmak
go up to someone f. birinin yanına gitmek
go off the rails f. kaçırmak
go off f. infilak etmek
go sour f. kötüye gitmek
go up hill and down dale f. dere tepe düz gitmek
let go f. koyvermek
go downhill f. çaptan düşmek
go to seed f. çaptan düşmek
go back to square one f. sıfırdan başlamak
go like clockwork f. tıkırında gitmek
go straight f. ahlaklı bir şekilde yaşamak
go ahead with f. işbirliği yapmak
go over f. tekrar anlatmak
go on a training course f. staj görmek
go shares with f. bölüşmek
go on f. gitmek (para)
go on f. olagelmek
go back and forth f. ileri geri gitmek
go for a jaunt f. gezinti yapmak
go into f. incelemek
go down f. hastalanmak
go like clockwork f. yolunda gitmek
go round f. kurcalamak
go through the motions f. bir işi keyif almadan yapmak
go up f. patlamak
go to pieces f. dağılmak
go to bed f. gece uykusuna yatmak üzere yatmak
go to war f. savaşa girmek
go too far f. çok ileri gitmek
go for a walk in the moonlight f. mehtaba çıkmak
go on about f. bıktıracak kadar konuşmak
go up in smoke f. yanıp kül olmak
go around with f. ile arkadaş olmak
go with f. flört etmek
go too far f. fazla olmak
go astray f. kötü yola sapmak (insan)
go together f. birbirine uymak
go on f. sürmek
go out of order f. arızalanmak
go on foot f. yaya gitmek
go with f. gitmek
go to ruin f. harap olmak
go in for f. ilerlemek için bir kariyer seçmek