|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
geniş kitlelere yayılmak için ucuza satılan ciltsiz kitap |
pocket edition i.
|
|
2 |
Genel |
ağızdan ağıza yayılmak |
be rumoured f.
|
|
3 |
Genel |
kadar yayılmak (bir yere) |
spill over into f.
|
|
4 |
Genel |
ışın halinde yayılmak |
radiate f.
|
|
5 |
Genel |
ağızdan ağıza yayılmak |
be circulated as a rumour f.
|
|
6 |
Genel |
geniş bir kitleye yayılmak |
be widely disseminated f.
|
|
7 |
Genel |
her tarafa yayılmak |
run rampant f.
|
|
8 |
Genel |
hafifçe havaya yayılmak (koku vs) |
tinge with f.
|
|
9 |
Genel |
azıp çok yayılmak (bitki) |
run wild f.
|
|
10 |
Genel |
yayılmak (söylenti) |
get round f.
|
|
11 |
Genel |
bir merkezden yayılmak |
radiate f.
|
|
12 |
Genel |
yayılmak (haber) |
get around f.
|
|
13 |
Genel |
yayılmak (haber/söylenti) |
get about f.
|
|
14 |
Genel |
yayılmak (haber) |
come out f.
|
|
15 |
Genel |
içine geçip yayılmak |
saturate f.
|
|
16 |
Genel |
ağızdan ağıza yayılmak |
spread by rumour f.
|
|
17 |
Genel |
üzerine yayılmak |
suffuse f.
|
|
18 |
Genel |
yayılmak (söylenti) |
get around f.
|
|
19 |
Genel |
dalgalar halinde yayılmak |
surge f.
|
|
20 |
Genel |
yayılmak (söylenti) |
get about f.
|
|
21 |
Genel |
her tarafına yayılmak |
overrun f.
|
|
22 |
Genel |
her tarafına yayılmak |
pervade f.
|
|
23 |
Genel |
kokusu hafifçe havaya yayılmak |
tinge with f.
|
|
24 |
Genel |
yayılmak (sıcaklık) |
radiate f.
|
|
25 |
Genel |
büyük bir hızla yayılmak |
spread like wildfire f.
|
|
26 |
Genel |
hafifçe havaya yayılmak |
tinge with f.
|
|
27 |
Genel |
ağızdan ağıza yayılmak |
spread by word of mouth f.
|
|
28 |
Genel |
hafifçe yayılmak |
tinge with f.
|
|
29 |
Genel |
yayılmak (haber) |
circulate f.
|
|
30 |
Genel |
her tarafa yayılmak |
pervade f.
|
|
31 |
Genel |
hızla yayılmak |
sweep f.
|
|
32 |
Genel |
çok geniş bir alana yayılmak |
sprawl f.
|
|
33 |
Genel |
yayılmak (koku) |
pervade f.
|
|
34 |
Genel |
pazara yayılmak |
spread to the market place f.
|
|
35 |
Genel |
pazara yayılmak |
extend out to the market f.
|
|
36 |
Genel |
pazara yayılmak |
spread to the market f.
|
|
37 |
Genel |
pazara yayılmak |
extend to the market f.
|
|
38 |
Genel |
çevreye yayılmak |
spread around f.
|
|
39 |
Genel |
çevreye yayılmak |
diffuse around f.
|
|
40 |
Genel |
çevreye yayılmak |
scatter around f.
|
|
41 |
Genel |
düzensiz bir biçimde yayılmak |
straggle f.
|
|
42 |
Genel |
virüs yayılmak |
(virus) spread f.
|
|
43 |
Genel |
(haber vb) yayılmak |
get out f.
|
|
44 |
Genel |
her yanına yayılmak |
get into f.
|
|
45 |
Genel |
dilden dile yayılmak |
get about f.
|
|
46 |
Genel |
kulaktan kulağa yayılmak |
get about f.
|
|
47 |
Genel |
merkezi bir noktadan yayılmak |
radiate f.
|
|
48 |
Genel |
(düşünce vb) yayılmak |
pervade f.
|
|
49 |
Genel |
(haber vb) yayılmak |
fly about f.
|
|
50 |
Genel |
geniş alana yayılmak |
spread on a large area f.
|
|
51 |
Genel |
dalga dalga yayılmak |
spread in waves f.
|
|
52 |
Genel |
bütün ülkeye yayılmak |
spread country-wide f.
|
|
53 |
Genel |
bütün ülke sathına yayılmak |
spread country-wide f.
|
|
54 |
Genel |
ülkenin bütününe yayılmak |
spread country-wide f.
|
|
55 |
Genel |
-de hızla yayılmak |
sweep through f.
|
|
56 |
Genel |
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak |
arborise f.
|
|
57 |
Genel |
ağaç gibi dal şeklinde yayılmak |
arborize f.
|
|
58 |
Genel |
-e yayılmak |
spread to f.
|
|
59 |
Genel |
her yere/yana dağılmak/yayılmak |
go everywhere f.
|
|
60 |
Genel |
zamana yayılmak |
extend over time f.
|
|
61 |
Genel |
zamana yayılmak |
spread over time f.
|
|
62 |
Genel |
yayılmak (mürekkep) |
puddle f.
|
|
63 |
Genel |
insandan insana yayılmak |
spread from person to person f.
|
|
64 |
Genel |
dünyaya yayılmak |
spread to the world f.
|
|
65 |
Genel |
dünyaya yayılmak |
spread around the world f.
|
|
66 |
Genel |
dünyaya yayılmak |
widespread the world f.
|
|
67 |
Genel |
dünyaya yayılmak |
widespread around the world f.
|
|
68 |
Genel |
ışın halinde yayılmak |
radiate f.
|
|
69 |
Genel |
merkezden çevreye doğru yayılmak |
radiate f.
|
|
70 |
Genel |
ağ gibi yayılmak |
network f.
|
|
71 |
Genel |
tüm vücuda yayılmak |
generalise f.
|
|
72 |
Genel |
tüm vücuda yayılmak |
generalize f.
|
|
73 |
Genel |
kontrolsüzce yayılmak |
escape f.
|
|
74 |
Genel |
bir yüzeye yayılmak |
mantle f.
|
|
75 |
Genel |
her tarafa yayılmak |
hant [dialect] f.
|
|
76 |
Genel |
her tarafa yayılmak |
haunt f.
|
|
77 |
Genel |
(fikir, duygu) yayılmak |
breathe f.
|
|
78 |
Genel |
okuyucular tarafından ödünç alınarak yayılmak |
move f.
|
|
79 |
Genel |
çalı gibi yayılmak |
bush f.
|
|
80 |
Genel |
mantar şeklinde yayılmak |
mushroom f.
|
|
81 |
Genel |
her yere yayılmak |
riddle f.
|
|
82 |
Genel |
kompakt bir halden yayılmak |
open out f.
|
|
83 |
Genel |
akılsızca yayılmak |
overexpand f.
|
|
84 |
Genel |
mantıklı sınırın ötesine yayılmak |
overextend f.
|
|
85 |
Genel |
her tarafa yayılmak |
overhang f.
|
|
86 |
Genel |
hızla yayılmak |
overrun f.
|
|
87 |
Genel |
yankılı alçak bir ses gibi yayılmak |
rumble f.
|
|
88 |
Genel |
kenarlara doğru seyrelip yayılmak |
feather (away) f.
|
|
89 |
Genel |
kenarlara doğru seyrelip yayılmak |
feather (out) f.
|
|
90 |
Genel |
(boya) yayılmak |
flow f.
|
|
91 |
Genel |
osmozla yayılmak |
osmose f.
|
|
92 |
Genel |
daha çok yayılmak |
outrange f.
|
|
93 |
Genel |
düzenli yayılmak |
outray [obsolete] f.
|
|
94 |
Genel |
sıralı bir şekilde yayılmak |
outray [obsolete] f.
|
|
95 |
Genel |
gelişigüzel yayılmak |
scramble f.
|
|
96 |
Genel |
hafifçe yerleşip yayılmak |
slump f.
|
|
97 |
Genel |
kaşla göz arasında yayılmak |
smear f.
|
|
98 |
Genel |
duman gibi yayılmak |
smoke f.
|
|
99 |
Genel |
içine yayılmak |
sog [dialect] f.
|
|
100 |
Genel |
düzensizce ve hızla yayılmak |
spill f.
|
|
101 |
Genel |
düzensiz yayılmak |
sprawl f.
|
|
102 |
Genel |
(içine, boyunca) yayılmak |
interpenetrate f.
|
|
103 |
Genel |
havada yayılmak |
float f.
|
|
Phrasals |
|
104 |
Öbek Fiiller |
aşağıya doğru yayılmak |
filter down f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
insandan insana yayılmak |
go around f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
insandan insana yayılmak |
go round f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
kulaktan kulağa yayılmak |
spread abroad f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
kulaktan kulağa yayılmak |
bandy about f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
(oturup) yayılmak |
sprawl around f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
(sıvı) alt bölümlere doğru yayılmak |
filter down f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
(araziye/alana/bölgeye) yayılmak |
range over something f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
-e yayılmak |
spread into f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
-den yayılmak |
spread from f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
-den yayılmak/saçılmak |
radiate from f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
-den çıkmak/yayılmak |
issue from something f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
(oturup) yayılmak |
sprawl about f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
(ışık, sis) yavaşça yayılmak |
creep across something f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
(ışık, sis) yavaşça yayılmak |
creep over someone or something f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
bir şeyden bir şeye genişlemek/yayılmak |
extend from (something) f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
bir yerden bir yere genişlemek/yayılmak |
extend from (something) f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
(bir noktadan diğer noktaya) yayılmak |
extend (from something) (to something) f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak |
filter in (some place) f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) yavaş yavaş yayılmak |
filter into (some place) f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
bir gruptan, yerden, şeyden bir şey yükselmek/yayılmak |
rise from (something) f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin her yanına yayılmak/dağılmak |
diffuse through something f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
bir şeye tamamen yayılmak/nüfuz etmek |
diffuse through something f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
insanlar arasında yayılmak |
get around f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
ünü yayılmak |
get around f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
(ışık, renk) yayılmak |
bathe in f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
büyüyüp (bir şeyin) içine yayılmak |
grow into (something) f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
herkese yayılmak/ulaşmak |
send round f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak |
spread all over (something or some place) f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
bir bilgi (bir şeyde/yerde) yayılmak |
spread all over (something or some place) f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
bir bilgi (bir şeyde/yerde) herkese yayılmak |
spread all over (something or some place) f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
bir bilgi (bir şeyin/yerin) her tarafına ulaşmak/yayılmak |
spread all over (something or some place) f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
her yere yayılmak |
spread all over f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
üzerinden yayılmak |
spread on f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
üzerine doğru yayılmak |
spread on f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
'-de yayılmak |
spread on f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bilgi bir şey üzerinden yayılmak |
spread on f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
'-de yayılmak |
spread on f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) üzerinden yayılmak |
spread onto (something or some place) f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) üzerine doğru yayılmak |
spread onto (something or some place) f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde/yerde) yayılmak |
spread onto (something or some place) f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
(ışık, sis) yavaşça yayılmak |
creep across something f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
düşüp yayılmak |
drop across (someone or something) f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) tümüyle yayılmak |
spread across (something or some place) f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
(bilgi, haber bir yere) tümüyle yayılmak |
spread across (something or some place) f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
bir grup içerisinde yayılmak/dönmek |
swirl about f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
bir grup içerisinde yayılmak/dönmek |
swirl around f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
hızla yayılmak |
lance through f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
yoğun bir şekilde yayılmak |
lance through f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
tamamen yayılmak |
lance through f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
(bir yerde) yayılmak |
loll about (some place) f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) yayılmak |
rise out of (something) f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) etrafa yayılmak |
surge off (of) (someone or something) f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) etrafa yayılmak |
surge out of (someone or something) f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) yayılmak |
spill over on (someone or something) f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) yayılmak |
spill over onto (someone or something) f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak |
spill over on (something) f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
sınırları aşıp (bir şeye/yere) yayılmak |
spill over onto (something) f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) her yerine yayılmak |
resound throughout (something or some place) f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde/yerde) ağızdan ağıza yayılmak/dolaşmak |
resound throughout (something or some place) f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
ses yayılmak |
carry up f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
ortama yayılmak |
brood above f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
ortama yayılmak |
brood over f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
(birileri/bir şeyler) arasında yayılmak |
circulate among (someone or something) f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) içerisinde hızlıca yayılmak |
course through (something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) hızlıca yayılmak |
course through (something) f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
yavaşça yayılmak |
creep across f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) üzerine yaymak/yayılmak |
drape (something or oneself) over (something) f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) yayılmak |
extend across (something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(biri/bir şey) boyunca yayılmak |
extend over (someone or something) f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) her yerine yayılmak |
extend over (someone or something) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) kadar yayılmak |
extend to (someone or something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) yayılmak |
fan out (from some place) f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
ateş/alev dışarı yayılmak |
flick out f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden/bir yerden) yayılmak |
issue (forth) from (some thing or place) f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
-den çıkmak/yayılmak |
issue from f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
bir yerden çıkmak/yayılmak |
issue from some place f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) yayılmak/açığa çıkmak |
radiate from (someone or something) f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
-e yayılmak |
rage through f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
-e yoğun bir şekilde yayılmak |
rage through f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(tartışma) yayılmak |
rage through f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) yayılmak |
rage through (something) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) yoğun bir şekilde yayılmak |
rage through (something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(tartışma/anlaşmazlık bir yere) yayılmak |
rage through (something) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir yere) yayılmak |
range over (something or some place) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her yanına yayılmak |
reverberate through (something or some place) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
(ses) (bir şeyin/bir yerin) her yanına yayılmak |
reverberate throughout (something or some place) f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) dalga dalga yayılmak |
ripple through (something) f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) söylentilerle/mırıldanmalarla yayılmak |
ripple through (something) f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
(bir şey, bir yer, bir grup içerisinde) küçük küçük/kulaktan kulağa yayılmak |
ripple through (something) f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
(birinin) içine dalga dalga yayılmak |
ripple through (someone) f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) boyunca yayılmak |
run through (something) f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) her tarafına yayılmak |
run through (something) f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
yayılmak/yığılmak |
slouch over f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) yayılmak/yığılmak |
slump down in (something) f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) yayılmak/yığılmak |
slump down into (something) f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
-e sıçramak/yayılmak |
spill into f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak |
spill into (something or some place) f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak |
spill out into (something or some place) f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir yere) sıçramak/yayılmak |
spill over into (something or some place) f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) tepesinde yayılmak |
spread over (someone or something) f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üzerinde yayılmak/üzerini kaplamak |
spread over (someone or something) f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye/bir yere) yayılmak |
spread to (something, or some place) f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) sıçramak/yayılmak |
spread to (some place) f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
dışarı yayılmak |
surge out f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
alt tabakadaki kişilere yayılmak/geçmek |
trickle down f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden/bir yerden) yayılmak |
trickle out (of something or some place) f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
yavaş yavaş yayılmak |
trickle through f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
'-den yayılmak |
waft off f.
|
|
Idioms |
|
213 |
Deyim |
daha geniş bir alana yayılmak |
cast/spread your net wide f.
|
|
214 |
Deyim |
dört bir yana yayılmak |
be all over the lot f.
|
|
215 |
Deyim |
dört bir yana yayılmak |
be all over the shop f.
|
|
216 |
Deyim |
hızla yayılmak |
spread like wildfire f.
|
|
217 |
Deyim |
hızla yayılmak |
spread far and wide f.
|
|
218 |
Deyim |
kontrolsüz ve hızlı bir biçimde yayılmak |
run rife f.
|
|
219 |
Deyim |
(koltuğun/yatağın vb) üzerine yayılmak |
drape oneself over something f.
|
|
220 |
Deyim |
virüs gibi yayılmak |
go viral f.
|
|
221 |
Deyim |
(dedikodu vb) çok çabuk yayılmak |
spread like wildfire f.
|
|
222 |
Deyim |
ünü yayılmak |
set the woods on fire f.
|
|
223 |
Deyim |
ünü yayılmak |
set the heather on fire f.
|
|
224 |
Deyim |
-in üzerine yayılmak |
drape oneself over f.
|
|
225 |
Deyim |
hızlı bir şekilde yayılmak |
burn the wind f.
|
|
226 |
Deyim |
kontrolsüzce yayılmak |
rage uncontrollably f.
|
|
227 |
Deyim |
kontrolden çıkmış bir şekilde yayılmak |
rage uncontrollably f.
|
|
228 |
Deyim |
(birileri/bir şeyler arasında)/(bir yerde) aniden çok başarılı olmak/yayılmak |
take (someone, something, or some place) by storm f.
|
|
229 |
Deyim |
dedikodu yayılmak |
tongues wag f.
|
|
230 |
Deyim |
yıldırım hızıyla (her yere yayılmak) |
like wildfire expr.
|
|
Trade/Economic |
|
231 |
Ticaret/Ekonomi |
alana yayılmak |
spread (the area) f.
|
|
Technical |
|
232 |
Teknik |
ışınlar biçiminde yayılmak |
radiate f.
|
|
233 |
Teknik |
içine girip yayılmak |
penetrate f.
|
|
234 |
Teknik |
yayılmak (sıvı) |
suffuse f.
|
|
235 |
Teknik |
yayılmak (sıvı gaz) |
diffuse f.
|
|
Computer |
|
236 |
Bilgisayar |
bilgisayar ağlarına yayılmak yerine yerel bilgisayarda kalıp kendi kendini kopyalayan program |
wabbit i.
|
|
237 |
Bilgisayar |
yayılma alanı yayılmak |
span f.
|
|
Medical |
|
238 |
Medikal |
hızlı ve kontrol edilemez bir şekilde yayılmak (hastalık, salgın) |
rage f.
|
|
239 |
Medikal |
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak |
generalise f.
|
|
240 |
Medikal |
tüm bedeni etkileyip vücuda yayılmak |
generalize f.
|
|
Physics |
|
241 |
Fizik |
(ısı) yayılmak |
convect f.
|
|
Biology |
|
242 |
Biyoloji |
yeni habitatlara yayılmak |
radiate f.
|
|
243 |
Biyoloji |
(yeni embriyo hücreleri) tabaka oluşturacak şekilde yayılmak |
delaminate f.
|
|
244 |
Biyoloji |
(bakteri veya kanser hücresi uzak dokulara) ana kaynaktan dağılarak yayılmak |
seed f.
|
|
Environment |
|
245 |
Çevre |
(bitkiler, özellikle yabani otlar) ortaya çıktıkları yerden farklı yere yayılmak |
invade f.
|
|
Slang |
|
246 |
Argo |
internette yayılmak |
go viral f.
|
|