dialect - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dialect

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"dialect" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 23 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
dialect i. lehçe
dialect i. ağız
General
dialect i. ağız
dialect i. diyalekt
dialect i. dil
dialect i. anlatım biçimi
dialect i. söyleyiş
dialect i. biçem
dialect i. tarz
dialect i. üslup
dialect s. lehçeye ait
dialect s. lehçede olan
Computer
dialect i. aynı dilin diğer versiyonlarından yalnızca küçük farklar gösteren programlama dili versiyonu
Linguistics
dialect i. ağgan
dialect i. ağız
dialect i. belirli bir bölge veya topluluğa has konuşma biçimi
dialect i. lehçe
dialect i. jargon
dialect i. mesleki dil
dialect i. lehçeye özgü kelime bilgisi, dilbilgisi ve telaffuz özellikleri
dialect i. jargon
dialect i. mesleki dil
dialect i. mesleki argo

"dialect" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
beijing dialect i. pekin lehçesi
cacolet [french dialect] i. hasta ya da yaralı taşımak için katıra yerleştirilmiş oturma alanı ya da yatak
tally-woman (northern english dialect) i. metres
ramcat [dialect] i. erkek kedi
cant [dialect] i. canlı
cant [dialect] i. neşeli
cant [dialect] i. içten
reck [dialect] i. saman yığını
reckling [dialect] i. güçsüz ve cılız kimse
reckling [dialect] i. zayıf karakterli kimse
castling [dialect] i. erken doğan yavru
castling [dialect] i. kürtaj
caul [dialect] i. özellikle cornwall'da balık taşımak için kullanılan kulplu tahta sepet
chal [dialect] i. kişi
chal [dialect] i. adam
chal [dialect] i. herif
regrater [dialect] i. ülkeyi dolaşarak pazar için çiftlik ürünleri satın alan komisyoncu
tang [dialect] i. yılan dili
tang [dialect] i. arı sokması
tang [dialect] i. ani sızlama
tapper [dialect] i. şiddet eğilimli dengesiz kimse
reduct [dialect] i. kesinti yapmak
reef [dialect] i. cilt kaşıntısı
reek [dialect] i. yığın
backer [dialect] i. tütün
backside [dialect] i. evin arka bahçesi
backside [dialect] i. çiftlik avlusu
oaky [dialect] i. dondurma
reduct [dialect] i. (maaştan vb.) kesmek
chance [dialect] i. büyük miktar, sayı veya mesafe
chance [dialect] i. örnek
chance [dialect] i. örneklem
refuse [dialect] i. ret
refuse [dialect] i. reddetme
lade [dialect] i. yük
ladronism [dialect] i. hırsızlık
ladronism [dialect] i. haydutluk
ladronism [dialect] i. dolandırıcılık
ladronism [dialect] i. hergelelik
lake [dialect] i. eğlence
lake [dialect] i. eğlendiren uğraş
lakin [dialect] i. oyuncak
chap [dialect] i. alıcı
chap [dialect] i. müşteri
chap [dialect] i. seyyar satıcı
chare [dialect] i. dar sokak
chark [dialect] i. odun kömürü
chark [dialect] i. mangal kömürü
charm [dialect] i. sohbet eden insanlar, kuş ötüşü, vb. içeren yüksek ve karmaşık ses
chase [dialect] i. çiftlikte bölgeler arasında bulunan şerit
chawk [dialect] i. küçük karga
check [dialect] i. atıştırmalık
chellup [dialect] i. ses
chellup [dialect] i. gürültü
chellup [dialect] i. patırtı
nachas [dialect] i. memnuniyet ve gurur duygusu
nadder [dialect] i. engerek
nap [dialect] i. ense
napkin [dialect] i. mendil
napper [dialect] i. taşçı
natch [dialect] i. çentik
natch [dialect] i. gedik
nation [dialect] i. lanet
nation [dialect] i. bela
niddick [dialect] i. ense
niddick [dialect] i. boynun arka kısmı
nieve [dialect] i. yumruk
nieve [dialect] i. kapalı el
nill [dialect] i. iğne
nob [dialect] i. düğüm
nob [dialect] i. yumru
nod [dialect] i. boynun ense kısmı
noddle [dialect] i. başın ense kısmı
nog [dialect] i. ufak bardak
nog [dialect] i. fincan
nog [dialect] i. bir içki ölçüsü
nog [dialect] i. kafa
nog [dialect] i. kelle
nonce [dialect] i. belirli amaç
nooning [dialect] i. gün ortası
nooning [dialect] i. öğle vakti
not [dialect] i. boynuzsuz hayvan
nature [dialect] i. normal kalite/güç/esneklik
netty [dialect] i. tuvalet
netty [dialect] i. evin dışına inşa edilmiş tuvalet
tent [dialect] i. dikkat
tent [dialect] i. önemseme
tent [dialect] i. özen
thief [dialect] i. alçak herif
thief [dialect] i. hergele
thief [dialect] i. yezit
thirl [dialect] i. delik
thirl [dialect] i. açıklık
thoft [dialect] i. düşünce
thoft [dialect] i. fikir
thoft [dialect] i. düşünme
thraiping [dialect] i. dayak
thraiping [dialect] i. mutlak mağlubiyet
thraiping [dialect] i. yenilgi
thrash [dialect] i. çöp
thrash [dialect] i. süprüntü
thowt [dialect] i. düşünce
thowt [dialect] i. fikir
thowt [dialect] i. düşünme
thronner [dialect] i. garip işlerde iyi olan kimse
thumbpiece [dialect] i. az miktarda yiyecek
thumbpiece [dialect] i. az miktarda yiyecek
thunge [dialect] i. patlama sesi
thunge [dialect] i. gürültülü ses çıkaran patlama
tibbit [dialect] i. duyu
tibbit [dialect] i. his
tiddlywink [dialect] i. birahane
tillicum [dialect] i. kişi
tillicum [dialect] i. insanlar
tillicum [dialect] i. kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
timber [dialect] i. ton
timber [dialect] i. tını
timber [dialect] i. verilen hava
timber [dialect] i. ayırt edici özellik
timber [dialect] i. kalite
tinkler [dialect] i. tamircilik
tinkler [dialect] i. tenekeci
tinkler [dialect] i. tamirci
tint [dialect] i. tat
tint [dialect] i. önceden alınan tat
tint [dialect] i. belirti
tilikum [dialect] i. arkadaş
tilikum [dialect] i. kimse
tilikum [dialect] i. biri
tilikum [dialect] i. kızılderili kabilesinin şef olmayan sıradan insanları
tisty-tosty [dialect] i. çiçeklerden yapılmış bir top
titty [dialect] i. göğüsten çıkan süt
tod [dialect] i. bir demet yün
to-do [dialect] i. resmi kutlama
to-do [dialect] i. şaşaalı parti
to-do [dialect] i. alışılmadık tarzda şov
toll [dialect] i. değirmencinin ücret olarak aldığı bir miktar tahıl
tolsel [dialect] i. bilet gişesi
tolsel [dialect] i. ücret gişesi
tolsey [dialect] i. bilet gişesi
tolsey [dialect] i. ücret gişesi
tolzey [dialect] i. bilet gişesi
tolzey [dialect] i. ücret gişesi
toattler [dialect] i. yeşilaycı
toattler [dialect] i. içki içmeyen kimse
tober [dialect] i. sirk alanı
toddick [dialect] i. değirmenciye yaptığı işin karşılığı olarak verilen un
toddick [dialect] i. değirmencinin kullandığı ölçü
toddick [dialect] i. az miktar
tom walkers [dialect] i. cambaz ayaklığı
top [dialect] i. kafanın tepesindeki saç tutamı
top [dialect] i. hotoz
top [dialect] i. tepelik
torril [dialect] i. değersiz kadın
torril [dialect] i. değersiz at
tosh [dialect] i. fildişi
tote [dialect] i. toplam miktar
totter [dialect] i. ikilem
totter [dialect] i. tereddüt
tow [dialect] i. halat
tow [dialect] i. idam ipine sekiz ya da dokuz tur dolayarak atılan düğüm
tow bag [dialect] i. çuval
tow sack [dialect] i. çuval
town [dialect] i. küçük köy
town [dialect] i. mezra
trabs [dialect] i. spor ayakkabısı
town end [dialect] i. kasaba veya köyün sokaklarının bittiği yer
trabbel [dialect] i. seyahat
trabbel [dialect] i. yolculuk
trabbel [dialect] i. gezi
track [dialect] i. kapsam
track [dialect] i. arazinin sınırladığı alan
tract [dialect] i. iz
tract [dialect] i. ayak izi
tract [dialect] i. emare
tract [dialect] i. yol
tract [dialect] i. güzergah
tract [dialect] i. kalıntı
tract [dialect] i. işaret
trade [dialect] i. karışıklık
trade [dialect] i. huzursuzluk
trade [dialect] i. şeyler
trade [dialect] i. yiyecekler
trade [dialect] i. çerçöp
trade [dialect] i. değersiz insanlar
tram [dialect] i. araba mili
tram [dialect] i. tezgah
tranter [dialect] i. devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse
traveler [dialect] i. serseri
traveler [dialect] i. çapulcu
tray [dialect] i. parmaklık
tray [dialect] i. çit
treddle [dialect] i. koyun gübresi
treddle [dialect] i. tavşan gübresi
treddle [dialect] i. pedal
tree [dialect] i. ahşaptan yapılmış sap
treen [dialect] i. ağaçlar
trennel [dialect] i. kavela
trennel [dialect] i. ağaç çivi
trantlum [dialect] i. önemsiz şey
trantlum [dialect] i. değersiz şey
trantlum [dialect] i. ıvır zıvır
trendle [dialect] i. oval ve ahşap küvet
trick [dialect] i. nazarlık
trick [dialect] i. muska
tricker [dialect] i. tetik
trier [dialect] i. hakem
trig [dialect] i. takoz
trig [dialect] i. yarışa başlama çizgisi
trig [dialect] i. sınır belirlemek için kullanılan sığ hendek
trigger [dialect] i. takoz
trigger [dialect] i. köstek
trindle [dialect] i. yuvarlak/dairesel nesne
trip [dialect] i. küçük hayvan sürüsü
trippet [dialect] i. çelik çomak oyunundaki ucu sivri tahta parçası
trod [dialect] i. ayak izi
trod [dialect] i. yürüyüş yolu
trod [dialect] i. patika
trod [dialect] i. tekerleğin dış yüzü
troll [dialect] i. işportacı arabası
trivvet [dialect] i. kaprisli kimse
trivvet [dialect] i. uçarı kimse
troft [dialect] i. yalak
trouch [dialect] i. hurda
trouch [dialect] i. çöp
trouch [dialect] i. ıvır zıvır
trough [dialect] i. mezar
trough [dialect] i. tabut
trough [dialect] i. kütükten oyulmuş kütük
trounce [dialect] i. yorucu gezinti
trounce [dialect] i. uzun yolculuk
trouper [dialect] i. süvari eri
trouper [dialect] i. paraşütçü asker
trow [dialect] i. yalak
trow [dialect] i. oluk
trowl [dialect] i. küçük oltayla yapılan balık avı
troublement [dialect] i. sıkıntı kaynağı olan şey
trumpery [dialect] i. bahçe atıkları
tumbler [dialect] i. kağnı
tumbler [dialect] i. yük arabası
tubbie [dialect] i. fıçıcı
tubbie [dialect] i. fıçıcı yamağı
tun [dialect] i. baca
tun [dialect] i. baca külahı
tunnel [dialect] i. huni
turn [dialect] i. karakter
turn [dialect] i. kişilik
turnel [dialect] i. küvet
turnel [dialect] i. tekne
tut [dialect] i. parça
tut-nose [dialect] i. kalkık burun
twattle [dialect] i. gevezelik
twattle [dialect] i. laf salatası
tway [dialect] i. iki kişi
twill [dialect] i. telek
twill [dialect] i. tüy sapı
tutty [dialect] i. çiçek
tutty [dialect] i. çiçek demeti
twattle [dialect] i. boş konuşma
tweedle [dialect] i. dönüş
tweedle [dialect] i. bükülme
twiddle [dialect] i. bükme
twindle [dialect] i. ikiz
twister [dialect] i. yeşilbaş ördek
twizzle [dialect] i. dönüş
twitchel [dialect] i. çitler arasından geçen yol
twitchel [dialect] i. ilmikleme
twitchel [dialect] i. kement
twitchel [dialect] i. birden kapıp çekme
tyne [dialect] i. bükülen veya kenetlenen dallara sahip bitki
alley [dialect] i. kilisede oturma sıralarının ortasında kalan koridor
all-overs [dialect] i. kıpırtı
all-overs [dialect] i. kaşıntı
almuerzo [dialect] i. kahvaltı
ambition [dialect] i. kötü niyet
ambition [dialect] i. kin
ambition [dialect] i. fesatlık
ambry [dialect] i. kiler
ambry [dialect] i. ufak dolap
aumbry [dialect] i. kiler
aumbry [dialect] i. ufak dolap
amper [dialect] i. şişlik
amper [dialect] i. irin
amper [dialect] i. iltihap
amper [dialect] i. cerahat
anger [dialect] i. yara
anger [dialect] i. sızı
anger [dialect] i. boğaz iltihabı
angerie [dialect] i. kalabalık
angerie [dialect] i. izdiham
ashet [dialect] i. sığ oval tabak
ashet [dialect] i. büyük tabak
attercop [dialect] i. kötü huylu kimse
aunt [dialect] i. (kendinden yaşlı kadına saygı hitabı olarak) teyze
ebenezer [dialect] i. öfke
ebenezer [dialect] i. hiddet
ebenezer [dialect] i. sinir
where away [dialect] i. nerelerde
where away [dialect] i. nerelerden
whereaway [dialect] i. nerelerde
whereaway [dialect] i. nerelerden
yagger [dialect] i. seyyar satıcı
yagger [dialect] i. işportacı
way [dialect] i. sebep
way [dialect] i. neden
yelk [dialect] i. yumurta sarısı
yellow [dialect] i. yumurtanın sarısı
bait [dialect] i. paket öğle yemeği
ballup [dialect] i. pantolonların önünde kasıklığı andıran bir parça
barley [dialect] i. oyunun kurallarına ara verme çağrısı
barnacle [dialect] [uk] i. gözlük
barrow [dialect] [uk] i. alaka
barrow [dialect] [uk] i. münasebet
jack-the-rags [dialect] i. eskici
kecksy [dialect] i. içi boş bitki sapı
keel [dialect] i. kömür taşımada kullanılan düz tabanlı bir mavna
upcome [dialect] i. yükselme
upcome [dialect] i. söz
upcome [dialect] i. laf
upcome [dialect] i. ifade
upcome [dialect] i. deyiş
batten [dialect] [uk] i. saman demeti
keld [dialect] i. pınar
keld [dialect] i. kaynak
keld [dialect] i. su kaynağının durgun kısmı
kelter [dialect] i. mülk
kelter [dialect] i. para
kemb [dialect] i. tarak
kest [dialect] [uk] i. döküm
knicker [dated] [dialect] i. oyunlarda bilye olarak kullanılan kilden yapılmış küçük bir top
leet [dialect] i. yığın
being [dialect] [uk] i. ev
being [dialect] [uk] i. mesken
bent [uk] [dialect] i. çalılık
bent [uk] [dialect] i. otlak
bent [uk] [dialect] i. çayır
berry [dialect] i. tümsek
berry [dialect] i. höyük
berry [dialect] i. tavşan çukuru
berry [dialect] i. oyuk
lathe [dialect] [uk] i. ambar
lathe [dialect] [uk] i. silo
made [dialect] [obsolete] i. larva
made [dialect] [obsolete] i. kurtçuk
mag [dialect] [uk] i. yarım peni
mayordomo [dialect] i. vekilharç
mayordomo [dialect] i. çiftlik veya malikane yöneten kimse
mayordomo [dialect] i. sulama sistemi denetmeni
major-domo [dialect] i. çiftlik veya malikane yöneten kimse
major-domo [dialect] i. ispanyol veya italyan kraliyet evlerinde baş hizmetçi veya kahya
major-domo [dialect] i. yabancı bir ülkede varlıklı bir hanede baş hizmetçilik yapan kimse
major-domo [dialect] i. baş kahya
make [dialect] [uk] i. denk
make [dialect] [uk] i.
make [dialect] [uk] i. eşlik eden kimse
make [dialect] [uk] i. refakatçi
make [dialect] [uk] i. karı kocadan her biri
make [dialect] [uk] i. hayat arkadaşı
make [dialect] [uk] i. yarım peni
voar [dialect] i. bahar
voider [dialect] i. (yemekleri, boşları) ortadan kaldırmak için kullanılan tepsi veya sepet
voider [dialect] i. yemekten sonra masayı temizleyen hizmetçi
voider [dialect] i. gölgelik
voider [dialect] i. ekran
voider [dialect] i. şövalyenin vücudunun herhangi bir kısmını örten zincirli tertibat
voider [dialect] i. mataraya benzer kap
bever [dialect] i. hafif bir öğle yemeği
bever [dialect] [uk] i. titreme
bevarage [dialect] [uk] i. yeni kıyafetler giymiş birinden alınan içecek veya içecek parası
bias [dialect] [uk] i. oturmuş prosedür
bias [dialect] [uk] i. kurulu düzen
bibble [dialect] i. çakıltaşı
bidness [dialect] i.
bidness [dialect] i. ticaret
biff [dialect] i. tuvalet
biff [dialect] i. evin dışındaki tuvalet
malkin [dialect] [uk] i. bostan korkuluğu
malkin [dialect] [uk] i. grotesk figür
mawkin [dialect] [uk] i. bostan korkuluğu
mawkin [dialect] [uk] i. grotesk figür
malkin [dialect] [uk] i. ekmek fırınını temizlemek için kullanılan bir ucuna çaput bağlı sopa
mammet [dialect] i. (kukla, oyuncak bebek) acayip tasvir
mammet [dialect] i. suiistimal
mammet [dialect] i. hakir görme
mammet [dialect] i. korkuluk
maumet [dialect] i. (kukla, oyuncak bebek) acayip tasvir
maumet [dialect] i. suiistimal
maumet [dialect] i. hakir görme
maumet [dialect] i. korkuluk
mammock [dialect] i. kırık parça
mammock [dialect] i. kırıntı
mammock [dialect] i. parça
mammock [dialect] i. dağınıklık
mammock [dialect] i. karışıklık
mammock [dialect] i. çöp
mammock [dialect] i. çerçöp
mammock [dialect] i. döküntü
wea [dialect] i. keder
wea [dialect] i. elem
wea [dialect] i. üzüntü
weanel [dialect] i. yakın zamanda sütten kesilmiş çocuk
big house [dialect] i. oturma odası
big house [dialect] i. (ev) yaşam alanı
bile [dialect] i. şekil veya boyut olarak tohuma benzeyen şey
bile [dialect] i. kaynama
bile [dialect] i. (su) köpürme
bile [dialect] i. (su) çalkalanma
bile [dialect] i. suyun, suyu önleyici bir yapının altına girmesi nedeniyle toprakta yüzey toprağında oluşan bozulma
bile [dialect] i. çelik fırınında metal banyosunun kaynıyor gibi göründüğü aşama
bile [dialect] i. haşlanmış yemek
bile [dialect] i. haşlanmış yemeklerin servis edildiği toplantı
billy [dialect] i. dost
black man [dialect] [obsolete] i. kötü ruh
black man [dialect] [obsolete] i. şeytan
black man [dialect] [obsolete] i. öcü
loblolly [dialect] i. çamur çukuru
loblolly [dialect] i. kaba saba kimse
bland [dialect] [uk] i. karışım
bland [dialect] [uk] i. birleşme
blatherer [dialect] i. saçmalayan kimse
master [dialect] i. koca
wisket [dialect] i. sepet
leam [dialect] [uk] i. çayır hendeği
leap [dialect] [uk] i. balık tuzağı
leap [dialect] [uk] i. balık ağı
leap [dialect] [uk] i. anız sepeti
lease [dialect] i. açık otlak
lease [dialect] i. halka açık park
mand [uk] [dialect] i. kapaklı sepet
mand [uk] [dialect] i. piknik sepeti
mand [uk] [dialect] i. niceliği değişen bir ölçü
mangcorn [uk] [dialect] i. buğday ile çavdar veya başka tür tahılların karışımına verilen ad
marl [dialect] i. olağanüstü şey
marl [dialect] i. hayret
marl [dialect] i. şaşılacak şey
marrow [dialect] i. arkadaş
marrow [dialect] i. iş arkadaşı
hack [uk] [dialect] i. dil sürçmesi
hackle [dialect] [uk] i. post
hackle [dialect] [uk] i. kürk
hackle [dialect] [uk] i. kuş tüyleri
hackle [dialect] [uk] i. arı kovanını örten saman
hade [dialect] [scotland] i. rütbe
hade [dialect] [scotland] i. derece
hade [dialect] [scotland] i. mezhepler
hade [dialect] [scotland] i. tarikatlar
hade [dialect] [scotland] i. durum
hade [dialect] [scotland] i. koşul
hade [dialect] [scotland] i. vaziyet
haggle [dialect] i. dolu yağışı
haggler [dialect] i. işportacı
hake [dialect] [uk] i. s şeklinde çengel
halvers [dialect] i. yarımlar
ham [uk] [dialect] i. çayırlık bölge
hamel [dialect] [uk] i. mezra
marsh [dialect] i. otlak
marsh [dialect] i. çayır
marsh [dialect] i. mera
marvel [dialect] i. mermer
massy [dialect] i. af
massy [dialect] i. merhamet
querl [dialect] i. kıvrılış
querl [dialect] i. kıvrılma
querl [dialect] i. dolanma
wed [dialect] [uk] i. rehin olarak verilen veya bırakılan bir kimse veya şey
wed [dialect] [uk] i. bahse konan para
wed [dialect] [uk] i. iddia
wed [dialect] [uk] i. bahis
whit [dialect] i. beyaz
wick [dialect] i. ağız kenarı
wick [dialect] i. göz kenarı
wick [dialect] i. canlılık
wick [dialect] i. hayat
wick [dialect] i. hafta
widdle [dialect] i. mücadele
widdle [dialect] i. çabalama
widdle [dialect] i. boğuşma
widdle [dialect] i. kıvranma
widdle [dialect] i. kıpırdama
widdle [dialect] i. kıpırdanma
widdle [dialect] i. sallanma
widdy [dialect] i. dul
widdy [dialect] i. dul kadın
wine [dialect] i. su
quillet [dialect] i. parsel
wommit [dialect] [southern england] i. aptal kimse
wommit [dialect] [southern england] i. ahmak kimse
won [dialect] i. bir
blert [dialect] i. ahmak
blind tiger [dialect] i. kaçak bar
blink [dialect] i. hafif ekşi süt
blob [dialect] i. baloncuk
blob [dialect] i. kabarcık
blackade [dialect] i. kaçak içki
blockader [dialect] i. kaçak viski üreticisi
blockader [dialect] i. kaçak viski satıcısı
blockading [dialect] i. kaçak içki üretme
blotter [dialect] i. büyükbaş hayvan çalıp çalıntı olduklarını gizlemek için kulak küpelerini değiştiren hırsız
blowze [dialect] [uk] i. fahişe
blowze [dialect] [uk] i. kaba kadın