Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
favor
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"favor"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 114 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
favor
i.
iyilik
2
Yaygın Kullanım
favor
i.
lütuf
3
Yaygın Kullanım
favor
f.
kayırmak
4
Yaygın Kullanım
favor
f.
iyilik etmek
General
5
Genel
favor
i.
taraftarlık
6
Genel
favor
i.
iltifat
7
Genel
favor
i.
sevilme
8
Genel
favor
i.
yüz
9
Genel
favor
i.
yardım
10
Genel
favor
i.
beğenme
11
Genel
favor
i.
beğenilme
12
Genel
favor
i.
sempati
13
Genel
favor
i.
inayet
14
Genel
favor
i.
onay
15
Genel
favor
i.
şeref nişanı
16
Genel
favor
i.
ayrıcalık
17
Genel
favor
i.
lütuf
18
Genel
favor
i.
kayırma
19
Genel
favor
i.
kurdele
20
Genel
favor
i.
ufak hediye (bir davete katılanlara verilen)
21
Genel
favor
i.
kerem
22
Genel
favor
i.
çehre
23
Genel
favor
i.
iltimas
24
Genel
favor
i.
koruma
25
Genel
favor
i.
hediye sürpriz
26
Genel
favor
i.
himaye
27
Genel
favor
i.
taltif
28
Genel
favor
i.
armağan
29
Genel
favor
i.
sima
30
Genel
favor
i.
sevgi
31
Genel
favor
i.
himmet
32
Genel
favor
i.
teveccüh
33
Genel
favor
i.
rozet
34
Genel
favor
i.
destek
35
Genel
favor
i.
onaylama
36
Genel
favor
i.
dostça davranış
37
Genel
favor
i.
ata
38
Genel
favor
i.
lütfet
39
Genel
favor
i.
atiyye
40
Genel
favor
i.
kayra
41
Genel
favor
i.
yakınlık
42
Genel
favor
i.
taraf
43
Genel
favor
i.
güleryüz
44
Genel
favor
i.
imtiyaz
45
Genel
favor
i.
hak
46
Genel
favor
i.
müsaade
47
Genel
favor
i.
şeref
48
Genel
favor
i.
ruhsat
49
Genel
favor
i.
taviz
50
Genel
favor
i.
ödün
51
Genel
favor
i.
kabul
52
Genel
favor
i.
avantaj
53
Genel
favor
i.
fayda
54
Genel
favor
i.
yarar
55
Genel
favor
i.
üstünlük sağlayan şey
56
Genel
favor
i.
kazanç
57
Genel
favor
i.
menfaat
58
Genel
favor
i.
istifade
59
Genel
favor
i.
üstünlük
60
Genel
favor
i.
leh
61
Genel
favor
i.
yan
62
Genel
favor
i.
ilgi
63
Genel
favor
i.
alaka
64
Genel
favor
i.
önem
65
Genel
favor
i.
pay
66
Genel
favor
i.
(özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık
67
Genel
favor
i.
bir şey karşılığında seks yapma
68
Genel
favor
i.
hediye
69
Genel
favor
i.
güzellik
70
Genel
favor
i.
popüler olma
71
Genel
favor
f.
yardımda bulunmak
72
Genel
favor
f.
tercih etmek
73
Genel
favor
f.
benzemek
74
Genel
favor
f.
tarafını tutmak
75
Genel
favor
f.
desteklemek
76
Genel
favor
f.
kabul etmek
77
Genel
favor
f.
lehte olmak
78
Genel
favor
f.
tutmak
79
Genel
favor
f.
onaylamak
80
Genel
favor
f.
şereflendirmek
81
Genel
favor
f.
korumak
82
Genel
favor
f.
kollamak
83
Genel
favor
f.
gözetmek
84
Genel
favor
f.
vermek
85
Genel
favor
f.
lütfetmek
86
Genel
favor
f.
uygun görmek
87
Genel
favor
f.
yüreklendirmek
88
Genel
favor
f.
iltimas etmek
89
Genel
favor
f.
rahatlatmak
90
Genel
favor
f.
kolaylaştırmak
91
Genel
favor
f.
kıyak yapmak
92
Genel
favor
f.
daha avantajlı olmak
93
Genel
favor
f.
başarılı olma olasılığını arttırmak
94
Genel
favor
f.
başarısını arttırmak
95
Genel
favor
f.
özenli davranmak
96
Genel
favor
f.
görünüşü benzemek
97
Genel
favor
f.
bir diğerine benzemek
Law
98
Hukuk
favor
i.
lütuf
99
Hukuk
favor
f.
hoşgörmek
100
Hukuk
favor
f.
kollamak
101
Hukuk
favor
f.
kayırmak
102
Hukuk
favor
f.
taraf tutmak
Archaic
103
Eski Kullanım
favor
i.
görünüş
104
Eski Kullanım
favor
i.
hal
105
Eski Kullanım
favor
i.
durum
106
Eski Kullanım
favor
i.
görünüm
107
Eski Kullanım
favor
i.
surat
108
Eski Kullanım
favor
i.
şeytan tüyü
109
Eski Kullanım
favor
i.
müsamaha
110
Eski Kullanım
favor
i.
yüz verme
111
Eski Kullanım
favor
i.
anlayış gösterme
112
Eski Kullanım
favor
i.
boyun eğme
113
Eski Kullanım
favor
i.
hoşgörü
114
Eski Kullanım
favor
i.
göz yumma
"favor"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 334 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
love favor
i.
aşk nişanı
2
Genel
love favor
i.
aşkın ispatı olarak giyilen şey
3
Genel
favor [obsolete]
i.
mektupla iletişim
4
Genel
favor [obsolete]
i.
muhabere
5
Genel
favor [obsolete]
i.
yüzde karakteristik özellik
6
Genel
favor [obsolete]
i.
onaylanan şey
7
Genel
ask a favor of
f.
ricada bulunmak
8
Genel
not to expect any favor from
f.
hayır beklememek
9
Genel
prejudice someone in favor of
f.
lehine çevirmek (birini)
10
Genel
tip the scales in someone's favor
f.
durumu birinin lehine çevirmek
11
Genel
do a favor
f.
iyilik etmek
12
Genel
curry favor with
f.
yaltaklanarak birinin gözüne girmeye çalışmak
13
Genel
favor one person
f.
ayrıcalık tanımak
14
Genel
prejudice someone in favor of
f.
birine (bir konu hakkında) olumlu fikirler aşılamak
15
Genel
tip the scales against someone's favor
f.
durumu birinin aleyhine çevirmek
16
Genel
fall out of favor
f.
ikbalden düşmek
17
Genel
be out of favor with
f.
birinin gözünden düşmüş olmak
18
Genel
decide in favor of something
f.
bir şeyin lehinde karar vermek
19
Genel
tell in someone's favor
f.
bir şey birinin lehinde olmak
20
Genel
do the favor
f.
lütfetmek
21
Genel
militate in favor of
f.
lehine olmak
22
Genel
brought into favor
f.
yardıma sevk etmek
23
Genel
find favor
f.
rağbet görmek
24
Genel
vote in favor
f.
evet oyu kullanmak
25
Genel
discriminate favor of somebody
f.
ayrıcalık yapmak
26
Genel
curry favor with somebody
f.
yaltaklanmak
27
Genel
fall out of favor
f.
gözden düşmek
28
Genel
gain favor
f.
fayda sağlamak
29
Genel
gain favor
f.
nemalanmak
30
Genel
bestow one's favor (on/upon)
f.
lütufta bulunmak
31
Genel
result in one's favor
f.
lehine sonuçlanmak
32
Genel
show favor
f.
torpil yapmak
33
Genel
militate in favor of
f.
-e yararlı olmak
34
Genel
lose favor
f.
gözden düşmek
35
Genel
fall out of favor with
f.
gözden düşmek
36
Genel
do favor
f.
iyilik yapmak
37
Genel
win one's favor
f.
gözüne girmek
38
Genel
do a favor
f.
insanlık yapmak
39
Genel
ask for a favor
f.
bir iyilik istemek
40
Genel
do someone a favor
f.
birisine bir iyilik yapmak
41
Genel
decide in favor of
f.
lehine karar vermek
42
Genel
ask a favor
f.
iyilik istemek
43
Genel
discriminate in favor of
f.
ayrımcılık yapmak
44
Genel
do a favor
f.
iyilik yapmak
45
Genel
do a favor
f.
bir iyilik yapmak
46
Genel
call in a favor
f.
(eskiden yapılmış olan) bir iyiliğin karşılanmasını / geri ödenmesini istemek
47
Genel
win back the favor of
f.
tekrar gözüne girmek
48
Genel
win back the favor of
f.
gönlünü/beğenisini/takdirini tekrar kazanmak
49
Genel
return to favor
f.
tekrar rağbet görmek
50
Genel
be for; be in favor
f.
lehte olmak
51
Genel
favor of
f.
lehte olmak
52
Genel
ask for a favor
f.
bir iyilik istemek
53
Genel
find favor in the eyes of
f.
(birinin) şifalı ellerinde iyileşmek
54
Genel
find favor in the eyes of
f.
merhametle tedavi edilmek
55
Genel
fall from favor
f.
güncellik kaybetmek
56
Genel
out of favor
s.
gözden düşmüş
57
Genel
with one's favor
zf.
izinli
58
Genel
with one's favor
zf.
iltimaslı
59
Genel
in favor of
ed.
beraat etmesi için
60
Genel
in favor of
ed.
lehine
61
Genel
in favor of
ed.
yararına
62
Genel
in favor of
ed.
faydasına
63
Genel
in favor of
ed.
(çek) bir kimsenin emrine
64
Genel
in favor of
ed.
seçmek için
65
Genel
in favor of
ed.
bir şeyi tercih ederek
Phrasals
66
Öbek Fiiller
ingratiate oneself into someone's favor
f.
birine hoş/şirin gözükmeye/ kendini sevdirmeye çalışmak
67
Öbek Fiiller
ingratiate oneself into someone's favor
f.
(birine) yaltaklanmak
68
Öbek Fiiller
come out in favor of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) desteğini açıklamak
69
Öbek Fiiller
come out in favor of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) desteklediğini açıklamak
70
Öbek Fiiller
come out in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana olmak
71
Öbek Fiiller
come out in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
72
Öbek Fiiller
decide in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) lehinde karar vermek
73
Öbek Fiiller
decide in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
74
Öbek Fiiller
favor with
f.
vermek
75
Öbek Fiiller
favor with
f.
sağlamak
76
Öbek Fiiller
favor someone or something with something
f.
birine/bir şeye bir şey vermek
77
Öbek Fiiller
favor someone or something with something
f.
birine/bir şeye bir şey sağlamak
Phrases
78
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını tutmak
79
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana olmak
80
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafına meyilli olmak
81
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını temsil etmek
82
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafında olmak
83
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını desteklemek
84
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını yansıtmak
85
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen yazı yazmak
86
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
taraflı yazı yazmak
87
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
taraflı bir şey sunmak
88
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını destekleyen bir şey sunmak
89
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana bir yazı yazmak
90
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana bir şey sunmak
91
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir yazı yazmak
92
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını tutan bir şey sunmak
93
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir yazı yazmak
94
İfadeler
slant in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) tarafını temsil eden bir şey sunmak
95
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birinden/bir şeyden tarafa yapmak
96
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına saptırmak
97
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin lehine çevirmek
98
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birini/bir şeyi destekler şekilde yapmak
99
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına çevirmek
100
İfadeler
slant something in favor of someone or something
f.
bir şeyi birinin/bir şeyin tarafına meyillendirmek
101
İfadeler
in favor of
ed.
adına
102
İfadeler
as a favor
expr.
hatıra binaen
103
İfadeler
in favor of
expr.
emrine
104
İfadeler
as a favor
expr.
hatır için
105
İfadeler
in favor
expr.
gözde
106
İfadeler
in someone's favor
expr.
lehine
107
İfadeler
in favor of
expr.
lehine
108
İfadeler
in favor of
expr.
lehinde
109
İfadeler
may the odds be ever in your favor (hunger games quote)
expr.
şans sonsuza dek sizinle olsun
110
İfadeler
the tides are turning in our favor
expr.
rüzgar arkamızdan esiyor
111
İfadeler
in favor of
expr.
-in lehinde
112
İfadeler
in someone's favor
expr.
yararına
113
İfadeler
in favor of
expr.
-den yana
114
İfadeler
in favor of
expr.
-in lehine
115
İfadeler
in favor of
expr.
-in taraftarı
116
İfadeler
in return of the favor
expr.
yapılan iyiliğin karşılığında
117
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) gözdesi
118
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) en sevdiği
119
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) çok hoşlandığı
120
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) onayladığı
121
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) kabul ettiği
122
İfadeler
in favor (with someone)
expr.
(birinin) saygı duyduğu
123
İfadeler
in favor with
expr.
gözdesi
124
İfadeler
in favor with
expr.
en sevdiği
125
İfadeler
in favor with
expr.
çok hoşlandığı
126
İfadeler
in favor with
expr.
onayladığı
127
İfadeler
in favor with
expr.
saygı duyduğu
128
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) yana
129
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) taraftarı
130
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(birinden/bir şeyden) taraf
131
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) lehinde
132
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) lehine
133
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) adına
134
İfadeler
in favor of (someone or something)
expr.
çekin alıcısı (biri/bir şey) olarak
135
İfadeler
in favor of (something)
expr.
(bir şey) uğruna
136
İfadeler
in favor of (something)
expr.
(bir şeyi) seçerek/tercih ederek
137
İfadeler
in favor of (something)
expr.
(bir şey) için
Proverb
138
Atasözü
he who earnestly seeks good finds favor
iyilik yap iyilik bul
139
Atasözü
he who earnestly seeks good finds favor
iyilik yapan iyilik bulur
140
Atasözü
fortune doesn't favor fools
talih aptalların yüzüne gülmez
Colloquial
141
Konuşma Dili
a small favor
i.
küçük bir iyilik
142
Konuşma Dili
do a favor
f.
güzellik yapmak
143
Konuşma Dili
curry favor
f.
yaltaklanmak
144
Konuşma Dili
court favor
f.
yaltaklanmak
145
Konuşma Dili
curry favor
f.
yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
146
Konuşma Dili
court favor
f.
yalakalık yaparak birinin gözüne girmeye çalışmak
147
Konuşma Dili
do (one) a favor
f.
(birine) yardım etmek
148
Konuşma Dili
do (one) a favor
f.
(birine) bir iyilik yapmak
149
Konuşma Dili
do (one) a favor
f.
(birine) bir güzellik yapmak
150
Konuşma Dili
do (one) a favor
f.
(birine) bir nezakette bulunmak
151
Konuşma Dili
do (one) a favor
f.
(birine bir şeyi yapmama) nezaketini göstermek
152
Konuşma Dili
in your favor
expr.
sizin lehinize
Idioms
153
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
eşit şartlarda yarışma
154
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
adil koşullarda mücadele etme
155
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
adil şartlarda mücadele
156
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
herkesin eşit şartlara/fırsatlara sahip olduğu ortam
157
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğünün/avantajının olmadığı ortam
158
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
herkesin eşit olduğu ortam
159
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
adil bir ortam
160
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
bir yarıştaki/mücadeledeki eşit şartlar
161
Deyim
a fair field and no favor [dated]
i.
bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar
162
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
(başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak
163
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
düzen veya avantaj (başkasına göre birinden) yana olmak
164
Deyim
curry favor with someone
f.
birinin gözüne girmeye çalışmak
165
Deyim
favor something over something else
f.
bir şeyi başka bir şeye yeğlemek
166
Deyim
fall out of favor with someone
f.
birinin gözünden düşmek
167
Deyim
request a favor of someone
f.
birinden bir iyilik istemek
168
Deyim
curry favor with someone
f.
birine yaranmaya çalışmak
169
Deyim
lose favor with someone
f.
birinin gözünden düşmek
170
Deyim
come out in favor of someone
f.
birine desteğini açıklamak
171
Deyim
opt in favor of someone or something
f.
belli birini ya da bir şeyi seçmek/tercih etmek
172
Deyim
do someone a favor
f.
birine bir iyilik yapmak
173
Deyim
find favor with someone
f.
birinin gözüne girmek
174
Deyim
return the favor
f.
gördüğü iyiliğin karşılığını vermek
175
Deyim
return the favor
f.
iyiliğe karşılık vermek
176
Deyim
return the favor
f.
iyiliğine karşılık vermek
177
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine dönüşmek
178
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine değişmek
179
Deyim
go in someone's favor
f.
lehine dönmek
180
Deyim
find favor with someone
f.
övgüsünü almak
181
Deyim
rule in favor of someone
f.
lehine karar vermek
182
Deyim
lose favor
f.
pabucu dama atılmak
183
Deyim
court favor
f.
yalakalanmak
184
Deyim
court favor
f.
yaltaklanmak
185
Deyim
court favor
f.
yalakalık yapmak
186
Deyim
court favor
f.
yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
187
Deyim
curry favor
f.
yalakalık ederek birinin gözüne girmeye çalışmak
188
Deyim
curry favor
f.
yaltaklanmak
189
Deyim
curry favor
f.
yalakalanmak
190
Deyim
curry favor
f.
yalakalık yapmak
191
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
192
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
193
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
194
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
195
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
196
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
197
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
198
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
199
Deyim
stack the cards in the favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
200
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
201
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
202
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
203
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
204
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
205
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
206
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
desteyi (birine/bir şeye) göre dağıtmak
207
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
208
Deyim
stack the deck in the favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
209
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
210
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
211
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
212
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
213
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
214
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
215
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
216
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
217
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
218
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
219
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
220
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
221
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
222
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
223
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
224
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
225
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
226
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
227
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
228
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
229
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
230
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
231
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
232
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
233
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
234
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
235
Deyim
be in favor of (something)
f.
(bir şeyi) desteklemek
236
Deyim
be in favor of (something)
f.
(bir şeyin) destekçisi/taraftarı olmak
237
Deyim
be in favor of (something)
f.
(bir şeyden) yana olmak
238
Deyim
be in (one's) favor
f.
(birinin) yararına olmak
239
Deyim
be in (one's) favor
f.
(birinin) lehine olmak
240
Deyim
be in (one's) favor
f.
(birinin) gözüne girmek
241
Deyim
be in (one's) favor
f.
(birinin) takdirini kazanmak
242
Deyim
be in (one's) favor
f.
(birinin) gözünde değer kazanmak
243
Deyim
be in (one's) favor
f.
(biri) tarafından sevilmek/beğenilmek/kabul görmek
244
Deyim
be out of favor (with one)
f.
(birinin) gözünden düşmek
245
Deyim
be out of favor (with one)
f.
(birinin) gözünde değerini kaybetmek
246
Deyim
curry favor with (one)
f.
yaltaklanarak (birinin) gözüne girmeye çalışmak
247
Deyim
curry favor with (one)
f.
(birinin) gözüne girmek
248
Deyim
curry favor with (one)
f.
(birine) yaranmak
249
Deyim
do (someone or oneself) a favor
f.
(birine/kendine) bir iyilik yapmak
250
Deyim
do (someone or oneself) a favor
f.
(birine/kendine) bir güzellik yapmak
251
Deyim
do (oneself) a favor
f.
(kendine) bir iyilik yapmak
252
Deyim
do (oneself) a favor
f.
(kendine) bir güzellik yapmak
253
Deyim
fall out of favor (with one)
f.
(birinin) gözünden düşmek
254
Deyim
find favor with
f.
-in gözüne girmek
255
Deyim
find favor with
f.
'-in övgüsünü almak
256
Deyim
find favor with (one)
f.
(birinin) gözüne girmek
257
Deyim
find favor with (one)
f.
(birinin) övgüsünü almak
258
Deyim
get into (one's) favor
f.
(birinin) gözüne girmek
259
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinin) lehine olmak/karar verilmek
260
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinden) yana olmak/karar verilmek
261
Deyim
go in (one's) favor
f.
(birinin) yararına olmak
262
Deyim
go in favor
f.
lehine dönüşmek
263
Deyim
go in favor
f.
lehine dönmek
264
Deyim
go in favor
f.
lehine değişmek
265
Deyim
go out of favor
f.
rağbetini kaybetmek
266
Deyim
go out of favor
f.
gözden düşmek
267
Deyim
go out of favor (with one)
f.
(birinin) rağbetini/desteğini kaybetmek
268
Deyim
go out of favor (with one)
f.
(birinin) gözünden düşmek
269
Deyim
lose favor (with one)
f.
(birinin) gözünden düşmek
270
Deyim
opt in favor of
f.
-i seçmek/tercih etmek
271
Deyim
rule in favor of
f.
-in lehine karar vermek
272
Deyim
rule in favor of
f.
-den yana karar vermek
273
Deyim
rule in favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) lehine karar vermek
274
Deyim
rule in favor of (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana karar vermek
275
Deyim
the odds are in favor of something
expr.
gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
276
Deyim
the cards are stacked in favor of (someone or something)
expr.
kartlar/şans (birinden) yana
277
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
kartlar/şans (birinden) yana
278
Deyim
the cards are stacked in favor of (someone or something)
expr.
şansı yaver gidiyor
279
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
şansı yaver gidiyor
280
Deyim
the cards are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
281
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
282
Deyim
all in favor
expr.
(oy verme sırasında) evet diyenler
283
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
284
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
285
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
286
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
287
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
288
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
289
Deyim
the cards are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
290
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
291
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
292
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
293
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
294
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
295
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
296
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
297
Deyim
every good boy deserves favor
expr.
baş harflerinden sol anahtarındaki notaları hatırlamak için uydurulmuş bir ipucu (e, g, b, d, f)
298
Deyim
in (one's) favor
expr.
(birinin) lehine
299
Deyim
in (one's) favor
expr.
(birinin) yararına
300
Deyim
in (one's) favor
expr.
(birinin) gözüne girmiş
301
Deyim
in (one's) favor
expr.
(birinin) gözdesi
302
Deyim
in (one's) favor
expr.
(birinin) takdirini kazanmış
303
Deyim
out of favor (with one)
expr.
(birinin) gözünden düşmüş
304
Deyim
out of favor (with one)
expr.
(birinin) gözünde değerini kaybetmiş
305
Deyim
out of favor (with one)
expr.
(birinin) rağbetini/desteğini kaybetmiş
306
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) şansı yüksek
307
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması mümkün
308
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması olası
309
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) lehine
310
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
durum/şartlar (birinden/bir şeyden) yana
311
Deyim
without fear or favor
expr.
kimseden korkmadan ve kimseye boyun eğmeden
312
Deyim
without fear or favor
expr.
hiçbir baskı ve etki altında kalmadan
Speaking
313
Konuşma
do me a favor
expr.
bana bir iyilik yap
314
Konuşma
can you do me a favor?
expr.
bana bir iyilik yapar mısın?
315
Konuşma
do me a favor!
expr.
bana bir iyilik yap!
316
Konuşma
could you do me a favor?
expr.
bana bir iyilik yapar mısın?
317
Konuşma
I'm doing us all a favor
expr.
hepimize bir iyilik yapıyorum
318
Konuşma
the pleasure of doing a favor
expr.
iyilik yapmanın zevki
319
Konuşma
you think you're doing her a favor
expr.
ona iyilik yaptığını sanıyorsun
320
Konuşma
why don't you do us all a big favor?
expr.
neden hepimize büyük bir iyilik yapmıyorsun?
321
Konuşma
let's do him a favor
expr.
ona bir iyilik yapalım
322
Konuşma
do yourself a favor
expr.
kendinize bir iyilik yapın
323
Konuşma
do yourself a favor
expr.
kendine bir güzellik yap
324
Konuşma
let's do her a favor
expr.
ona bir iyilik yapalım
325
Konuşma
do yourself a favor
expr.
kendine bir iyilik yap
326
Konuşma
I'm asking you a favor
expr.
sizden bir iyilik istiyorum
327
Konuşma
I want to ask you a little favor
expr.
senden ufak bir iyilik istiyorum
328
Konuşma
can I ask a favor of you?
expr.
senden bir iyilik isteyebilir miyim?
Trade/Economic
329
Ticaret/Ekonomi
favor tariff
i.
ikramlı tarife
330
Ticaret/Ekonomi
in favor of
expr.
emrine
331
Ticaret/Ekonomi
in favor of
expr.
lehine
Law
332
Hukuk
challenge to the favor
i.
tanışıklık, iş ilişkisi vb. durumlardan dolayı tarafsız olamayacağına hükmedilen jüri üyesinin reddedilmesi
333
Hukuk
challenge to the favor
i.
tarafgirlik nedeniyle jüri üyesinin reddedilmesi
334
Hukuk
challenge for favor
i.
tarafgirlik nedeniyle jüri üyesinin reddedilmesi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of favor
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy