yan - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yan



"yan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 60 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yan side s.
General
yan sidewise i.
yan direction i.
yan party i.
yan part i.
yan hand i.
yan way i.
yan place i.
yan behalf i.
yan side i.
yan flank i.
yan aspect i.
yan half [obsolete] i.
yan board [obsolete] i.
yan favor i.
yan favour i.
yan point i.
yan subsidiary s.
yan sidelong s.
yan auxiliary s.
yan awry s.
yan ancillary s.
yan sideways s.
yan flanking s.
yan subordinate s.
yan parietal s.
yan rakish s.
yan sideward s.
yan asquint s.
yan adjoining s.
yan aslant s.
yan lateral s.
yan agee s.
yan understrapping s.
yan satellite s.
yan satellitic s.
yan sidewise s.
yan skeef s.
yan skewwhiff [dialect] [uk] s.
yan succursal s.
yan askew zf.
yan sideling zf.
yan agee zf.
yan sub- ök.
yan sub ök.
Idioms
yan second fiddle i.
Technical
yan side i.
yan adjacent s.
Mechanic
yan donkey s.
Marine
yan side i.
Medical
yan collateral s.
Anatomy
yan parietal s.
yan parietary s.
Statistics
yan bias s.
Biochemistry
yan auxiliary s.
yan neighboring s.
yan lateral s.
yan neighbouring s.
Marine Biology
yan accessory s.
Military
yan wing i.

"yan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yan çizmek sidestep f.
yan çizmek cop out f.
yan yana side by side zf.
General
geminin yan yatması list i.
yan çizen kimse evader i.
yan yol lateral line i.
yan yol bypath i.
yan kulaç sidestroke i.
yan kapı side door i.
yan geçit bypass i.
yan tesir side effect i.
dönerken yan yatma (uçak) banking i.
yan ürün offshoot i.
yan yol bypass i.
yan kesit lateral section i.
yan ürün waste product i.
yan sokak side street i.
yan yol shunt i.
yan bakma leer i.
yan ateşi enfilade i.
yan bakış leer i.
yan yol sidetrack i.
yan yol side road i.
yan duvar gable i.
yan yol branch road i.
yan etki side effect i.
yan gelir perk i.
yan bakma leering i.
yan hakemi lineman i.
olumlu bir yan (bir meseleye ait) pro i.
yan çalışma offshoot i.
yan yatma list i.
kafatası yan kemiği parietal i.
yan kağıdı endpaper i.
yan parça lateral i.
yan adım sidestep i.
yan duvar sonu gable end i.
yan taraf flank i.
yan moren lateral moraine i.
motosiklet yan arabası sidecar i.
yan yüz side i.
basketbol yan çizgi sideline i.
yan dolusavak lateral spillway i.
yan izomer cis isomer i.
yararlı bir yan (bir meseleye ait) pro i.
üçgen çatı yan duvarı gable wall i.
yan oda adjoining room i.
yan yol byroad i.
haç şeklindeki kilisenin yan kolları transept i.
yan çizen kimse shirker i.
yan yol crossroad i.
iki tahtanın yan yana birleştiği çizgi seam i.
yan ürün byproduct i.
yan yol ring road i.
yan sinyal sidelight i.
yan etki side reaction i.
yan tesir epiphenomenon i.
yan çizme sidestep i.
yan yol accommodation road i.
yan yol sideline i.
yan kuruluş offshoot i.
yan ürün fallout i.
yan pencere porthole i.
yan aralık lateral clearance i.
yan çizgisi sideline i.
yan giriş side entrance i.
yan kiriş trimmer i.
yan hat siding i.
yan yan bakma a sidelong glance i.
yan hakemi linesman i.
yan bakma goggle i.
yan yol ancillary road i.
yan kağıdı endleaf i.
yan ürün associated product i.
yolculukta yan koltukta oturan kişi seatmate i.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanma shunpiking i.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yolu kullanan kimse shunpiker i.
otoyollarda paralı geçiş kullanmamak için tercih edilen yan yol shunpike i.
yan yana koyma juxtaposition i.
zayıf yan weaker side i.
yan yana sayfaların satır hizası ayarı register i.
yan çizgi sideline i.
yan hat sideline i.
yan şerit side track i.
yan kulvar side track i.
yan hat side track i.
küçük yan duvar gablet i.
yan komşu nextdoor i.
yan ödeme perquisite i.
yan aynası side mirror i.
yan aynası sideview mirror i.
yan sokak branch road i.
yan yol byway i.
yan yüz check i.
yan kanal lateral i.
yan anlam connotation i.
yan sokak by-street i.
yan yol by-way i.
yan ürün fall-out i.
yan geçit by-pass i.
deneme-yanılma trial-and-error i.
deneme-yanılma trial and error i.
yan ürün spin-off i.
yan sanayi sub-industry i.
bir meseleye ait yararlı bir yan pro i.
bir meseleye ait olumlu bir yan pro i.
yan yol relief road i.
zayıf yan foible i.
yan hakem linesman i.
yan tutma partiality i.
karşılıklı iki yan sediri olan araba waggonette i.
yan gereksinimler utilities i.
yan yumruk sidewinder i.
yan yatış pozisyonu side-lying position i.
yan yan bakma sidelong look i.
yan gözle bakma sidelong look i.
yan sehpa side table i.
yan ürün bi-product i.
yan ürün biproduct i.
zayıf ve güçlü yan weakness and strength i.
yan hikaye byplay i.
yan yön side i.
yan gezi side trip i.
ana yollar ve yan yollar highways and byways i.
yan bahis side bet i.
ek/yan/ilave (hastalık) comorbid i.
yan yelken ipi snotter i.
yan dal sub-branch i.
yan dal subbranch i.
yan fayda side benefit i.
yan ton(yan ses) sidetone i.
yan karakter side/secondary character i.
iyi yan good side i.
kötü yan bad side i.
yan oda the room next door i.
yan yana koyma apposition i.
güzel yan beauty i.
yan yana olma collocation i.
yan cümle consequent i.
yan masa next table i.
yan çizen kimse slacker i.
yan ürün by-product i.
iyi yan upside i.
yan alın side of the forehead i.
belin yan kısımları love handle i.
yan keski flush cutter i.
yan yana/bitişik odalar adjoining rooms i.
yan hak side benefit i.
yan haklar fringe benefits i.
yan akım dumanı sidestream smoke i.
yan not side note i.
otobüsün yan tarafı side of bus i.
yan cam tutucusu side window holder i.
yan etkinlik side event i.
yan uğraş side hustle i.
kabini, kazanın arkası yerine, ortasında yan yana konumlandırılmış olan lokomotif camelback i.
şapkayı yan koyma/takma rake i.
yan kısımları lastikli, ayak bileği yüksekliğinde bot chelsea boot i.
ortak bir yan duvar ile başka eve bağlı olan çok katlı aile evi town house i.
bir patikanın yan tarafındaki bölge trailside i.
kabul edilebilir yan acceptable face i.
yan ezgi undersong i.
yan yana koyan kimse apposer i.
yan çizen kimse eel i.
yan çizme evasiveness i.
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç şekilde yan yana gelmesi bathos i.
yan yana bulunan bir dizi yer vianage i.
yan çizen kimse weaseller i.
yan çizen kimse weaseller i.
yan bakış quarter look i.
kadın yan hakem lineswoman i.
yan binaya yaslı çatı lean-to i.
yan binaya yaslı çatısı olan yapı lean-to i.
batı şeria'da faal olan, el fetih'in militan bir yan örgütü martyrs of al-aqsa i.
uzun bir seyahatin parçası olan yan gezi meander i.
alın borusunun tepesinden başlayıp arka aksa doğru uzanan bir çift küçük yan borudan oluşan bir bisiklet kasası mixte i.
çeneli böceklerde maksillanın dış veya yan lobu galea i.
yan kesicinin suç ortağı hustler i.
mmorpg oyununda yan karakter mule i.
hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit gemel i.
hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit gemmel i.
hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit gemel bar i.
hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit gemelle i.
hanedan armalarında yan yana kullanılan bir çift şerit gemell i.
yan yan bakma gledge i.
yan yan bakma glee [scotland] i.
eşit öneme sahip olmayan yan yana gelmiş iki ünlüden az önemli olanı glide i.
yan bakış glime [dialect] [uk] i.
erkeklerde yüzün yan ve kulakların ön kısmında çıkan sakallar mutton chop i.
şakakta dar, alt çenelerde geniş ve yuvarlak olan yan bıyıklar muttonchops i.
şakakta dar, alt çenelerde geniş ve yuvarlak olan yan bıyıklar muttonchop whiskers i.
yan yol by-lane i.
yan yol by-passage i.
yan yol by-path i.
yan sokak bystreet i.
yan yol bystreet i.
yan yol by-walk i.
yan bıyıklar chops i.
yan masrafları bulunan, yalnızca görüntüde hediye olan şey gift horse i.
bitkinin ana gövdesindeki yan sürgün veya dal growth i.
yandan çarklı vapurda yan çarkı ve gövdeyi koruyan ahşap yapı guards i.
yan gelip yatma loll i.
yan gelip yatan kimse loll i.
plağın yan tarafı overside i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme dialectic i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik açıklama dialectic i.
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik tartışma dialectic i.
vücudun yan tarafı coast i.
kapının yan tarafı doorcheek [dialect] [uk] i.
uzun yan favoriler dundrearies i.
uzun yan favoriler dundreary whiskers i.
kökü aynı sözcüklerin yan yana sıralanması paregmenon i.
yan duvar sonu fastigium i.
genellikle özne ile yüklem arasına yan tümcelerin girdiği bir dilbilgisi yapısı involution i.
yan mülkiyet pendicle i.
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek five-abreast i.
yan yana araç çeken beş at five-abreast i.
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek five-horse string out i.
yan yana araç çeken beş at five-horse string out i.
yan yan sırıtma fleer i.
savaşlarda yan yana dizilen asker alayı phalanx i.
(saldırı veya savunma amaçlı) yan yana dizilen insan grubu phalanx i.
medya veya teknoloji şirketlerindeki para değeri olmayan yan haklar scooby snacks i.
ufak sembollerin yan yana getirilmesi ile yapılmış dekor semé i.
ufak sembollerin yan yana getirilmesi ile yapılmış dekor semée i.
yan çizme shirk i.
yan etki side action i.
yan merdiven side step i.
büyük bir olaya eşlik eden yan içerik sideband i.
yan sehpa sideboard [obsolete] i.
yan bakış side-glance i.
araç yan darbe koruyucusu side-impact protection i.
yan taraf sidelines i.
yan bölge sidelines i.
yan bakış side-look i.
yan yol sidepath i.
(kapı pervazında) yan direk sidepiece i.
yan yol sideroad [canada] i.
yan gösteri sideshow i.
yan kayma sideslip i.
yan durarak kayma sideslip i.
yan sehpa sidetable i.
ayakkabıya ait yan kenar sidewall i.
yan yürüyen at side-wheeler i.
yan yan gitme sidle i.
yan kuruluş sister organization i.
yan düğme side button i.
dört atın yan yana gitmesini sağlayan aparat four-abreast i.
yan yana hizalanmış dört at four-abreast i.
yan kanal slue i.
yan metin side text i.
yan görev sidequest i.
yan görev side quest i.
yan yan bakma squint i.
yan yan bakan kimse squinter i.
yan göz ile bakan kimse squinter i.
yan kuruluş succursal i.
yan kuruluş succursale i.
yan çizen kimse sugarer [uk] i.
(tren) yan hat branch i.
yan bakmak look askance f.
birine yan bakmak look at someone askance f.
yan çizmek evade f.
yan bakmak goggle f.
yan gözle bakmak look hostilely f.
yan yatmak gemi careen f.
yan yan gitmek edge off f.
yan tarafı korumak flank f.
yan bakmak leer f.
yan çizmek skulk f.
yan yan getirmek sidle f.
yan çizmek be evasive f.
yan yana gitmek sidle f.
yan çizmek funk f.
yan yatarak devrilmek tilt over f.
yan yan gitmek edge away f.
treni yan yola geçirmek sidetrack f.
yan kulaç atmak sidestroke f.
yan çizmek scrimshank f.
yan gelip yatmak sit back f.
yan çizmek (bir işte) evade f.
yan saldırısı yapmak flank f.
yan yatmak rake f.
yan gözle bakmak look askance f.
yan çizmek shirk f.
yan yana koymak adjoin f.
yan yola geçmek shunt f.
motorlu araç yan yatarak köşeyi dönmek careen around the corner f.
yan yan gitmek edge f.
yan yatmak list f.
yan bakmak squint f.
yan taarruzu yapmak flank f.
yan yan gitmek sidle f.
yan yatmak tilt f.
yan yatırmak cant f.
yan yana olmak adjoin f.
bir şeyi yan yatırarak devirmek tilt something over f.
yan çizmek sculk f.
yan gelip yatmak wind down f.
yan gelip yatmak unwind f.
yan yatırmak tilt f.
yan yana koymak juxtapose f.
karşılaştırmak için yan yana koymak juxtapose f.
(bir işte) yan çizmek evade f.
(hayvanda) yan parmak dewclaw f.
yan çizmek weasel out of something f.
yan gözle bakmak look cross-eyed at f.
yan yan ilerlemek edge f.
yan çizmek evade f.
yan gözle bakmak leer f.
yan çizmek circumvent f.
yan komşuyu öldürmek kill the next-door neighbor f.
(bir şeyin) üstünde kötü yan etkisi olmak have adverse side effects of (something) f.
yan yana koymak collocate f.
yan etki görmek experience side effect f.
yan yana gelmek come side by side f.
istenmeyen yan etkilerden kaçınmak için kesintili, çoğunlukla konsantre dozajlarda (ilaç) vermek pulse f.
yan yatmak cant f.
yan yatırmak cant f.
yan yatırmak (gemi) careen f.
yan devrilmek cave [dialect] f.
yan yana olmak touch f.
yan yana koymak appose f.
(attan) koşum takımını faytona bağlayan yan kayışları çıkarmak untrace f.
yan yan yürümek lateral f.
yan ateş açmak broadside f.
(bir şeyin) yan tarafına çarpmak broad-side f.
yan etkilerini göstermeden içki içmek hold f.
(bir şeyi) kolayca veya yan etki olmaksızın tüketebilmek hold f.
yan etkisi olmak hurt f.
yan yana olmak line f.
yan yan bakmak gledge f.
yan yan bakmak glee [scotland] f.
yan yan bakmak glent [dialect] [uk] f.
yan çizmek obfuscate f.
çıtanın uçlarını pahlayıp yan kirişi oluşturmak chine f.
yan çizmek delude [obsolete] f.
(karşılaştırma için) başkasıyla yan yana koymak offset f.
(tahtaları) zıvana-kinişli geçme veya oluklu bağlantı ile yan yana veya uç uca monte etmek match f.
(hareket eden biriyle) yan yana gitmek coast [obsolete] f.
yan yan gitmek crab f.
yan çark ile döndürmek paddle f.
(yan kesicilik yaparak) cüzdan, para aşırmak pickpocket f.
deneme-yanılma yöntemi ile bulmak feel f.
yan yan yürümek sashay f.
yan yan ilerlemek sashay f.
kütükleri yan yana dizerek (yol) inşa etmek corduroy f.
yan tarafa yerleştirilmek flank f.
yan tarafta hareket etmek flank f.
(ilerleyen birliklerin kanadını) yan kısma konumlandırılmış askerle desteklemek flanker [obsolete] f.
yan yan bakarak küçümsemek geck [scotland] f.
yan yana dizmek phalanx f.
yan argüman ile açıklamak premise f.
yan yana sıralanmak serre f.
yan yana dizilmek serre f.
buluşmadan yan çizmek shirk f.
yan yana gitmek shoulder f.
yan yan gitmek shrink f.
yan yan bakmak skew f.
yan yan koşmak squint f.
bir yan kesiciye yancılık etmek stall f.
bir yan kesicinin suç ortağı olmak stall f.
bir yan kesici ile iş birliği yapmak stall f.
yan yana koymak subjoin f.
yan çizmiş eluded s.
yan yatan recumbent s.
yan yatmış slanted s.
yan yana yerleştirilmiş collocated s.
yan çizen (bir işte) evasive s.
yan bakılmış leered s.
yan taraftan (yanal hareket gibi) lateral s.
yan yatan slanting s.
yan yana abutting s.
yan yana yerleştirilen collocated s.
yan yana olan collateral s.
yan yana (dizilmiş) flush-seamed s.
yan yana ve birbirini kesmeden uzayıp giden parallel s.
yan yana collateral s.
yan binaya yaslı lean-to s.
yan yana adjoining s.
yan ürün derivative s.
yan anlamsal connotational s.
yan/ikinci olgusal epiphenomenal s.
yan yan (bakış) squinty s.
yan yan (bakış) askant s.
yan yan (bakış) squint s.
yan yan (bakış) askance s.
yan yan (bakış) asquint s.
yan yan (bakış) sidelong s.
yan yan (bakış) squint-eyed s.
yan yatırılabilir tiltable s.
bir patikanın yan tarafında olan trailside s.
yan yana konmuş appositional s.
yan haklar vermeyen unbenefited s.
yüce ve sıradan iki şeyin gülünç bir şekilde yan yana gelmesiyle nitelenen bathetic s.
yan yana joinant s.
yan yana jugata s.
yan yana kıvrılmış huddled s.
yan yana büzüşmüş huddled s.
yan yan (bakış) moon-eyed s.
yan yan (bakış) glee [scotland] s.
yan yan (bakış) gleed [scotland] s.
yan yana dikilmiş halkalardan oluşan (zırh) ringed s.
yan yana dizilen multiple s.
(plak) yan tarafta kayıt altına alınan overside s.
yan yatmış deviated s.
yan çizilemeyen inevasible s.
yan yan crabwood s.
yan yana olan parallel s.
yan sonuç görevi gören consequential s.
yan lobları ayrılmış pedate s.
birbiri ile alakasız görüntülerin yan yana sıralanması ile karakterize edilen phantasmagorical s.
aracın yan tarafında olan side-on s.
aracın yan tarafını içeren side-on s.
yan yana side-to-side s.
yan çizen sideways s.
yan çizen sidewise s.
yan yana sistering s.
yan tarafa meyilli slopy s.
(bakış) yan yan squinny s.
yan yaprakçıklı stipulate s.
yan yaprakçıklı stipuled s.
üst-yan tarafta yer alan superolateral s.
yan tarafın üstünde bulunan superolateral s.
yan karaktere ait superscript s.
yan karakter ile ilgili superscript s.
yan karakter olan superscript s.
yan yana abreast zf.
yan yana alongside zf.
yan yan sideways zf.
hemen hemen yan yana at close quarters zf.
yan olarak laterally zf.
yan yana side to side zf.
yan yan bakarak leeringly zf.
yan yan sidewards zf.
yan yana teklifsizce cheek by jowl zf.
yan yüze yakın laterad zf.
yan yan sideward zf.
yan bakarak leeringly zf.
yan tarafa sideways zf.
yan yana cheek by jowl zf.
yan yana fast beside zf.
yan yan askance zf.
yan yana shoulder to shoulder zf.
yan yana olarak collaterally zf.
yan yan edgeways zf.
yan yan edgewise zf.
yan yatmış biçimde atilt zf.
yan yöne sideways zf.
yan evde nextdoor zf.
yan tutarak partially zf.
yan tarafında near zf.
yan tarafta near zf.
yan yan crabwise zf.
yan yana at close quarters zf.
yan taraftan sideling zf.
balede yana, yan tarafa à la seconde zf.
yan yana olarak adjacently zf.
yan yana halde adjacently zf.
geminin yan tarafında overside zf.
plağın yan tarafında overside zf.
yan evde in the adjacent apartment zf.
yan evde in the adjacent house zf.
yan binerek sideling [obsolete] zf.
yan binilen eyer üzerinde sideling [obsolete] zf.
yan binerek sidesaddle zf.
yan binilen eyer üzerinde sidesaddle zf.
yan binerek side-saddle zf.
yan binilen eyer üzerinde side-saddle zf.
yan yan giderek sidlingly zf.
yan yan skew zf.
ile yan yana alongside ed.
yan tarafında next to ed.
yan tarafta next to ed.
yan tarafta by ed.
yan tarafında by ed.
yan yüzünde upside ed.
yan yüzüne karşı upside ed.
zarf niyetine kullanılarak yan cümleyi tanıtan bir işlev sözcüğü that [obsolete] bağ.
yan yan git! move sideways! ünl.
(kristalografi) daha kısa yan eksenle ilgili brachy- ök.
yan anlam conn (connotation) kısalt.
tek yan bant ssb (single sideband) kısalt.
Phrasals
yan/tali yola yönlendirmek route (someone or something) around (something or some place) f.
yan/tali yola yönlendirmek route someone or something around something f.
yan çizmek blanch at (something) f.
yan çizmek blanch at something f.
iki şeyi yan yana koyup karşılaştırmak collate (something) with (something) f.
iki şeyi yan yana koyup karşılaştırmak collate something with something f.
yan çizmek doss about f.
yan çizmek faff about [uk] f.
yan yana sıralamak lay together f.
yan yana dizmek lay together f.
yan gelip yatmak lay about f.
yan gelip yatmak laze something away f.
yan yana yerleştirmek lay together f.
yan gelip yatmak lay around f.
yan yatmak heel over f.
yan yana yatırmak lay together f.
(iki şeyi/kişiyi) yan yana getirmek juxtapose (someone or something) with (someone or something else) f.