Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
way
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"way"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 100 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
way
i.
yol
2
Yaygın Kullanım
way
i.
taraf
3
Yaygın Kullanım
way
i.
tarz
4
Yaygın Kullanım
way
i.
gidişat
5
Yaygın Kullanım
way
i.
yön
6
Yaygın Kullanım
way
i.
yapılış şekli
7
Yaygın Kullanım
way
i.
usul
8
Yaygın Kullanım
way
i.
yöntem
General
9
Genel
way
i.
adet
10
Genel
way
i.
davranış
11
Genel
way
i.
yöntem
12
Genel
way
i.
gidiş
13
Genel
way
i.
kayıp
14
Genel
way
i.
halet
15
Genel
way
i.
yordam
16
Genel
way
i.
tarik
17
Genel
way
i.
yan
18
Genel
way
i.
yer
19
Genel
way
i.
huy
20
Genel
way
i.
erkan
21
Genel
way
i.
tarz
22
Genel
way
i.
ilerleme
23
Genel
way
i.
gidişat
24
Genel
way
i.
adap
25
Genel
way
i.
itiyat
26
Genel
way
i.
biçim
27
Genel
way
i.
suret
28
Genel
way
i.
cihet
29
Genel
way
i.
uzaklık
30
Genel
way
i.
iş alanı
31
Genel
way
i.
minval
32
Genel
way
i.
çığır
33
Genel
way
i.
racon
34
Genel
way
i.
zagon
35
Genel
way
i.
vasıta
36
Genel
way
i.
durum
37
Genel
way
i.
çare
38
Genel
way
i.
yapılış şekli
39
Genel
way
i.
usul
40
Genel
way
i.
şekil
41
Genel
way
i.
gelenek
42
Genel
way
i.
husus
43
Genel
way
i.
davranış tarzı
44
Genel
way
i.
hal
45
Genel
way
i.
bakım
46
Genel
way
i.
yol
47
Genel
way
i.
yön
48
Genel
way
i.
civar
49
Genel
way
i.
taraf
50
Genel
way
i.
yol yordam
51
Genel
way
i.
mesafe
52
Genel
way
i.
bir şeyi istediği gibi yapabilme
53
Genel
way
i.
canı istediği gibi hareket etme
54
Genel
way
i.
olasılık
55
Genel
way
i.
olası karar
56
Genel
way
i.
olası hareket
57
Genel
way
i.
olası sonuç
58
Genel
way
i.
iyi geçinebilme
59
Genel
way
i.
(bir şeyi) iyi yapabilme
60
Genel
way
i.
katılımcı
61
Genel
way
i.
hareket özgürlüğü
62
Genel
way
i.
fırsat, şans
63
Genel
way
i.
yer
64
Genel
way
i.
küçük ve dar sokak
65
Genel
way
i.
gemi kızağı
66
Genel
way
i.
kılavuz
67
Genel
way
f.
başarmak
68
Genel
way
zf.
çok
69
Genel
way
zf.
aşırı
70
Genel
way
zf.
fazla
71
Genel
way
zf.
uzağa
Law
72
Hukuk
way
i.
zorunlu geçit hakkı
73
Hukuk
way
i.
geçit hakkı
74
Hukuk
way
i.
yol hakkı
75
Hukuk
way
i.
(bir kimsenin mülkünden) yasal geçiş hakkı
76
Hukuk
way
i.
yasal geçiş hakkının olduğu bir yol
77
Hukuk
way
i.
üzerinden umumi bir yolun geçtiği toprak
78
Hukuk
way
i.
tren yolunun geçtiği toprak
79
Hukuk
way
i.
elektrik, doğal gaz gibi kamu hizmetleri için kullanılan toprak
Technical
80
Teknik
way
i.
taraf
81
Teknik
way
i.
yön
82
Teknik
way
i.
(valf) uç
83
Teknik
way
i.
(şalter) çalışma pozisyonu
84
Teknik
way
i.
geminin üzerinde inşa edildiği ahşap yapı
85
Teknik
way
i.
makinedeki kılavuz yüzey
86
Teknik
way
i.
kılavuz yapı
87
Teknik
way
i.
ortak özelliklere sahip olan bir grup
88
Teknik
way
i.
kategori
89
Teknik
way
i.
tür
90
Teknik
way
i.
tanım
91
Teknik
way
i.
(gemi, tekne) sudaki hız
92
Teknik
way
i.
hareket
93
Teknik
way
i.
hız
94
Teknik
way
yol
Textile
95
Tekstil
way
i.
kumaşta ipliklerin yönü
Automotive
96
Otomotiv
way
yol
Astronomy
97
Gökbilim
way
i.
geceleri gökyüzünde görülen yola benzer ışık kuşağı
Religious
98
Dini
way
i.
bir dine uygun olarak benimsenen davranış, tutum ve yaşam tarzı
99
Dini
way
i.
hristiyanlık
100
Dini
way
i.
bir navaho dini töreni
"way"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
way out
i.
çıkar yol
2
Yaygın Kullanım
half-way line
i.
santra çizgisi
3
Yaygın Kullanım
half-way line
i.
orta saha çizgisi
4
Yaygın Kullanım
by the way
zf.
bu arada
5
Yaygın Kullanım
all the way
zf.
sonuna kadar
6
Yaygın Kullanım
in a messy way
zf.
dağınıkça
7
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
aracılığıyla
8
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
yolu ile
9
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
vasıtası ile
10
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
kanalıyla
11
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
vasıtasıyla
12
Yaygın Kullanım
by way of
ed.
üzerinden
General
13
Genel
way of using
i.
kullanış
14
Genel
carriage way
i.
yolun özellikle taşıtlar için ayrılmış kısmı
15
Genel
right of way
i.
mürur hakkı
16
Genel
way in
i.
giriş
17
Genel
the right way
i.
doğru yol
18
Genel
milky way
i.
gökdere
19
Genel
the wrong way round
i.
ters
20
Genel
single way anova
i.
tek yollu anova
21
Genel
a way out
i.
çözüm yolu
22
Genel
way of living
i.
yaşayış
23
Genel
carriage way
i.
araba yolu
24
Genel
state/way of being made
i.
yapılış
25
Genel
taxi way
i.
taksi yolu
26
Genel
common way
i.
orta yol (anlaşma vb)
27
Genel
way of thinking
i.
düşünce biçimi
28
Genel
way back
i.
dönüş
29
Genel
way of sitting
i.
oturuş
30
Genel
way of speaking
i.
söyleyiş
31
Genel
right of way
i.
geçiş hakkı
32
Genel
a long way to hoe
i.
zahmetli iş
33
Genel
the way
i.
yapma şekli
34
Genel
way of life
i.
yaşam tarzı
35
Genel
right of way
i.
trafik geçiş hakkı
36
Genel
pedestrian way
i.
yaya kaldırımı
37
Genel
way of thinking
i.
düşünüş
38
Genel
way of reading
i.
okunuş
39
Genel
way out
i.
çözüm
40
Genel
way of seizing
i.
kapış
41
Genel
milky way
i.
samanyolu
42
Genel
way in
i.
girilecek yol
43
Genel
roundabout way
i.
dolambaçlı yol
44
Genel
way of behaviour
i.
davranış biçimi
45
Genel
way of life
i.
gidiş
46
Genel
way of life
i.
yaşam biçimi
47
Genel
three way anova
i.
üç yollu anova
48
Genel
the right way
i.
hak yolu
49
Genel
right of way
i.
otoyol hakkı
50
Genel
right of way
i.
geçiş üstünlüğü
51
Genel
a good way
i.
çok uzak
52
Genel
way of searching
i.
arayış
53
Genel
the way
i.
yapılış şekli
54
Genel
way out
i.
çıkış yolu
55
Genel
the way
i.
yöntem
56
Genel
right of way
i.
yol geçen arazi parçası
57
Genel
way out
i.
çıkış
58
Genel
water way
i.
nehir yolu
59
Genel
the right way do (something)
i.
yol yöntem
60
Genel
the right way do (something)
i.
yol yordam
61
Genel
right of way
i.
irtifak hakkı
62
Genel
right of way
i.
geçit hakkı
63
Genel
the milky way
i.
kehkeşan
64
Genel
way of thinking
i.
düşünme tarzı
65
Genel
jewish way of life
i.
yahudi yaşam tarzı
66
Genel
way home
i.
evin yolu
67
Genel
right-of-way fight
i.
yol verme kavgası
68
Genel
the way of work
i.
çalışma şekli
69
Genel
middle way
i.
ikisinin ortası
70
Genel
middle way
i.
ikisi ortası
71
Genel
way of dressing
i.
giyim tarzı
72
Genel
way of behaviour
i.
davranış şekli
73
Genel
way of behaving
i.
yol
74
Genel
the right way to do (something)
i.
yol erkan
75
Genel
searching for the right way
i.
hidayet
76
Genel
the way of thinking
i.
düşünme şekli
77
Genel
cart way
i.
araba yolu
78
Genel
covered way
i.
örtülü yol
79
Genel
by-way
i.
dolaşık yol
80
Genel
half-way house
i.
aşama
81
Genel
by-way
i.
yan yol
82
Genel
four-way
i.
dört yönde geçit veren
83
Genel
by-way
i.
gizli yol
84
Genel
half-way house
i.
uzlaşma
85
Genel
by-way
i.
karanlık yol
86
Genel
one-way street
i.
tekyönlü yol
87
Genel
one-way ticket
i.
dönüş bileti
88
Genel
two-way radio
i.
alıcı verici
89
Genel
one-way traffic
i.
tek yönlü trafik
90
Genel
two-way communication
i.
ikili iletişim
91
Genel
two-way communication
i.
çift yönlü iletişim
92
Genel
one-way slope
i.
tek yönlü eğim
93
Genel
one-way rental
i.
tek yönlü kiralama
94
Genel
one-way ticket
i.
tek gidiş bileti
95
Genel
one-way ticket
i.
gidiş bileti
96
Genel
underground way
i.
tünel
97
Genel
a good way
i.
hayli mesafe
98
Genel
way heave
i.
geçit hakkı
99
Genel
water way
i.
su yolu
100
Genel
way out
i.
yol çıkışı
101
Genel
way in
i.
yol girişi
102
Genel
the way of dressing
i.
giyim şekli
103
Genel
escape way
i.
çıkış yolu
104
Genel
easy way of doing something
i.
bir işi yapmanın kolay yolu
105
Genel
way station
i.
ara durak
106
Genel
way station
i.
ara istasyon
107
Genel
islamic way of life
i.
islami hayat biçimi
108
Genel
islamic way of life
i.
islami hayat tarzı
109
Genel
the only way to escape
i.
kurtulmanın tek yolu
110
Genel
the easiest way
i.
en kolay yol
111
Genel
milky way galaxy
i.
samanyolu galaksisi
112
Genel
way of communication
i.
iletişim biçimi
113
Genel
way of learning
i.
öğrenme şekli
114
Genel
way of addressing
i.
hitap şekli
115
Genel
way of addressing
i.
hitap terimi
116
Genel
the best way to learn language
i.
dil öğrenmenin en iyi yolu
117
Genel
the right way
i.
hidayet
118
Genel
outdated way
i.
çağdışı yöntem/yol
119
Genel
convenient way
i.
uygun yol
120
Genel
bike way
i.
bisiklet yolu
121
Genel
way of thinking
i.
düşünce tarzı
122
Genel
way of thinking
i.
düşünme biçimi
123
Genel
the worst way to die
i.
en kötü ölüm şekli
124
Genel
particular way
i.
belli bir yol/biçim
125
Genel
third way
i.
üçüncü yol
126
Genel
public way
i.
halka açık yol
127
Genel
traditional way
i.
geleneksel yol
128
Genel
race way
i.
su yatağı
129
Genel
race way
i.
su kanalı
130
Genel
race way
i.
su oluğu
131
Genel
race way
i.
kanal
132
Genel
race way
i.
su arkı
133
Genel
different way of saying
i.
başka bir şekilde söyleniş
134
Genel
the hard way
i.
zor yoldan
135
Genel
the entire way
i.
bütün yol boyunca
136
Genel
the whole way
i.
bütün yol boyunca
137
Genel
two-way street
i.
karşılıklı özveri gerektiren ilişki
138
Genel
american way
i.
amerikan tarzı
139
Genel
the american way
i.
amerikan tarzı
140
Genel
asking the way
i.
yol tarifi isteme
141
Genel
each way
i.
at yarışında bahisçinin oynadığı at birinci, ikinci veya üçüncü olursa para kazandığı bahis
142
Genel
best way possible
i.
en iyi yöntem
143
Genel
right–of–way
i.
öncelik hakkı
144
Genel
way [dialect]
i.
sebep
145
Genel
way [dialect]
i.
neden
146
Genel
way-out [uk]
i.
çıkış
147
Genel
half-way house
i.
yarıyol hanı
148
Genel
half-way house
i.
orta nokta
149
Genel
half-way house
i.
uyum evi
150
Genel
(the) right of way
i.
trafik geçiş hakkı
151
Genel
(the) right of way
i.
geçiş izni
152
Genel
(the) right of way
i.
geçiş üstünlüğü
153
Genel
(the) right of way
i.
yol hakkı
154
Genel
(the) right of way
i.
geçme hakkı
155
Genel
(the) right of way
i.
öncelik hakkı
156
Genel
harm's way
i.
tehlike
157
Genel
harm's way
i.
riskli durum
158
Genel
bridle way
i.
at yolu
159
Genel
right of way
i.
kamu yoluyla kaplı arazi
160
Genel
right of way
i.
üzerinden kamu yolu geçen arazi
161
Genel
right of way
i.
yollarla kaplı arazi
162
Genel
great white way
i.
geceleri parlak bir şekilde aydınlatılan ve genellikle tiyatrolara ayrılmış cadde
163
Genel
one-way street
i.
tek taraflı etkileşim
164
Genel
one-way ticket
i.
yapıldıktan sonra geri dönüşü olmayan hareket
165
Genel
private way
i.
kamu yerine belirli kişi veya kişilere yönelik bir tür arazi geçiş hakkı
166
Genel
private way
i.
özel mal sahipleri tarafından düzenlenen ve masraflar bizzat üstlenerek sürdürülen hak
167
Genel
private way
i.
özel mülk sahibinin talep ve masrafları ile sürdürülen geçiş hakkı
168
Genel
give way
f.
yıkılmak
169
Genel
find a way out
f.
yolunu bulmak
170
Genel
pay one's way
f.
kendi masraflarını kendi ödemek
171
Genel
give way
f.
yol vermek
172
Genel
give way
f.
dayanamamak
173
Genel
be in a bad way
f.
çok zor bir durumda olmak
174
Genel
be way out in left field
f.
fena halde yanılmak
175
Genel
be on its way out
f.
devri kapanmak üzere olmak
176
Genel
feel one's way
f.
çok ihtiyatlı davranmak
177
Genel
show the way
f.
yol göstermek
178
Genel
take one's own way
f.
bildiğini okumak
179
Genel
go one's way
f.
kafasının dikine gitmek
180
Genel
have one's own way
f.
kendi bildiğini okumak
181
Genel
go the way of all flesh
f.
ölmek
182
Genel
go one's way
f.
kendi yoluna gitmek
183
Genel
be out of the way
f.
sapa düşmek
184
Genel
give way at the knees
f.
dizlerinin bağı çözülmek
185
Genel
wheedle one's way into
f.
yaltaklanarak bir yere girmek
186
Genel
work one’s way up
f.
düzenlemek
187
Genel
ask somebody the way
f.
yol sormak
188
Genel
do something in a haphazard way
f.
ezbere hareket etmek
189
Genel
rub somebody up the wrong way
f.
gıcık etmek
190
Genel
do something the right way
f.
bir şeyi usulüne göre yapmak
191
Genel
lose one's way
f.
yolunu şaşırmak
192
Genel
find a way out
f.
çözüm bulmak
193
Genel
see one's way
f.
çaresini bulmak
194
Genel
lead the way
f.
kılavuzluk etmek
195
Genel
go one's own way
f.
bildiğini okumak
196
Genel
worm one's way through
f.
kıvrıla kıvrıla biryerden geçmek
197
Genel
go all the way with
f.
tamamıyla hemfikir olmak
198
Genel
be on one's way out
f.
çıkmak
199
Genel
stand in someone's way
f.
birine mani olmak
200
Genel
wend one's way
f.
yönelmek
201
Genel
find a way to (do something)
f.
çare aramak
202
Genel
find no way out
f.
çaresiz kalmak
203
Genel
be in the way
f.
kalabalık etmek
204
Genel
find a way
f.
yolunu bulmak
205
Genel
get under way
f.
demir almak
206
Genel
lead the way
f.
yol göstermek
207
Genel
make one's way
f.
ilerlemek
208
Genel
look for a way to do something
f.
bir şeyin çaresine bakmak
209
Genel
make one's way
f.
başarılı olmak
210
Genel
get a small job out of the way
f.
aradan çıkarmak
211
Genel
take one's way
f.
gitmek
212
Genel
walk a long way
f.
taban tepmek
213
Genel
go down the wrong way
f.
genize kaçmak
214
Genel
pave the way for
f.
zemin hazırlamak
215
Genel
get under way
f.
yola çıkmak
216
Genel
pick one's way through
f.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
217
Genel
observe the right of way
f.
geçiş hakkına uymak
218
Genel
rough the wrong way
f.
tahrik etmek
219
Genel
give way
f.
çökmek
220
Genel
try every cunning way
f.
allem etmek kullem etmek
221
Genel
wend one's way
f.
gitmek
222
Genel
meet half way
f.
uzlaşmak
223
Genel
pave the way for
f.
kolaylaştırmak
224
Genel
walk a long way
f.
taban patlatmak
225
Genel
get one's own way
f.
kendi bildiğini okumak
226
Genel
light the way
f.
ışık tutmak
227
Genel
smooth the way for somebody
f.
kıyak geçmek
228
Genel
get out of the way
f.
savulmak
229
Genel
lead the way
f.
önayak olmak
230
Genel
make way
f.
yol vermek
231
Genel
have the right of way
f.
geçiş hakkına sahip olmak
232
Genel
lose one's way
f.
şaşmak
233
Genel
look the other way
f.
görmezlikten gelmek
234
Genel
get someone out of the way
f.
etkisiz hale getirmek
235
Genel
show the right way
f.
doğru yolu göstermek
236
Genel
give way to something
f.
yerine bırakmak
237
Genel
find a way
f.
çare bulmak
238
Genel
get under way
f.
yelken açmak
239
Genel
make one's way
f.
yolunu tutmak
240
Genel
find a way to do something
f.
bir şeye çare bulmak
241
Genel
get one's way
f.
istediğini yaptırmak
242
Genel
rough the wrong way
f.
sinirlendirmek
243
Genel
walk in a sexy way
f.
kıvırmak
244
Genel
rub somebody the right way
f.
suyuna gitmek
245
Genel
get someone out of the way
f.
birini devredışı etmek
246
Genel
make one's way
f.
ileri gitmek
247
Genel
find a way
f.
formül bulmak
248
Genel
have one's way
f.
kendi istediğini yaptırmak
249
Genel
lead the way
f.
öne düşmek
250
Genel
get one's way
f.
istediğini elde etmek
251
Genel
rough the wrong way
f.
kızdırmak
252
Genel
give way to something
f.
kapılmak
253
Genel
lose one's way
f.
yolunu kaybetmek
254
Genel
know the way
f.
işi bilmek
255
Genel
wend one's way
f.
yol almak
256
Genel
stand in someone's way
f.
birinin yolunu kapamak
257
Genel
go all the way with
f.
sevişmek
258
Genel
get someone out of the way
f.
birini kenara çekmek
259
Genel
get something out of the way
f.
bir şeyi kenara çekmek
260
Genel
smooth the way
f.
kolaylaştırmak
261
Genel
go a long way towards
f.
çok yararlı olmak
262
Genel
be in a bad way
f.
ağır hasta olmak
263
Genel
fight one's way
f.
çırpınıp durmak
264
Genel
look for a way to solve (a problem)
f.
çare aramak
265
Genel
light the way for
f.
ışık tutmak
266
Genel
be in the way
f.
ayak altında olmak
267
Genel
proceed on one's way
f.
yoluna devam etmek
268
Genel
go all the way
f.
her naneyi yemek
269
Genel
show someone the way to do something
f.
birine bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek
270
Genel
give way
f.
boyun eğmek
271
Genel
give way
f.
kapılmak
272
Genel
make way
f.
yol açmak
273
Genel
pave the way
f.
kolaylaştırmak
274
Genel
give way to despair
f.
ümitsizliğe kapılmak
275
Genel
stand in someone's way
f.
birine engel olmak
276
Genel
go all the way with
f.
birinin tüm isteklerini yerine getirmek
277
Genel
go one's own way
f.
bildiğinden şaşmamak
278
Genel
behave in an inexperienced way
f.
acemilik etmek
279
Genel
work one's way up
f.
terfi etmek
280
Genel
find a way to
f.
formül bulmak
281
Genel
do something the hard way
f.
daha kolay bir çözüm varken bir şeyi zor bir şekilde yapmak
282
Genel
go the long way around
f.
dolaşmak
283
Genel
get out of the way
f.
kenara çekilmek
284
Genel
rub somebody the wrong way
f.
bamteline basmak
285
Genel
get one's way
f.
kendi istediğini yaptırmak
286
Genel
go one's way
f.
bildiğini okumak
287
Genel
give the right of way
f.
yol vermek
288
Genel
feel one's way
f.
el yordamıyla ilerlemek
289
Genel
make way for
f.
yol vermek
290
Genel
pave the way for
f.
yolunu açmak
291
Genel
go all the way
f.
son haddine varmak
292
Genel
make way for
f.
yol açmak
293
Genel
be way out in left field
f.
ıskalamak
294
Genel
be in the way
f.
engel olmak
295
Genel
work one's way
f.
çalışarak ücretlerini karşılamak (öğrenci okul/üniversite)
296
Genel
go a long way towards
f.
bir şeye çok katkıda bulunmak
297
Genel
lead the way
f.
rehberlik etmek
298
Genel
lie one's way out of something
f.
yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
299
Genel
have a way with
f.
ikna etmek
300
Genel
get something out of the way
f.
bir şeyi bitirmek
301
Genel
find an easy way
f.
kolayını bulmak
302
Genel
stand in someone's way
f.
birini engellemek
303
Genel
get in somebody's way
f.
ayak altında dolaşmak
304
Genel
yield the right of way
f.
trafikte yol vermek
305
Genel
ignore the right of way
f.
geçiş hakkına uymamak
306
Genel
rub somebody up the wrong way
f.
sinir etmek
307
Genel
react in a usual way
f.
doğal karşılamak
308
Genel
look for a way to do
f.
çaresine bakmak
309
Genel
push one's way into
f.
araya sıkışmak
310
Genel
worm one's way
f.
sokulmak
311
Genel
worm one's way
f.
hile ile sokulmak
312
Genel
worm one's way
f.
kendine yol açmak
313
Genel
rub the wrong way
f.
bamteline basmak
314
Genel
act in a warm way
f.
yakın davranmak
315
Genel
do something in a haphazard way
f.
ezbere iş görmek
316
Genel
blow the opposite way
f.
tersten esmek
317
Genel
make a living the hard way
f.
ekmeğini taştan çıkarmak
318
Genel
pave the way
f.
yol açmak
319
Genel
treat (somebody) in a way that's intended
f.
nabzına göre (şerbet vermek)
320
Genel
be in a bad way
f.
meydanda kalmak
321
Genel
seek a way to solve (a problem)
f.
çare aramak
322
Genel
find the right way
f.
doğru yolu bulmak
323
Genel
stand in one's way
f.
gölge etmek
324
Genel
take the easy way out
f.
kolaya kaçmak
325
Genel
take the easy way out
f.
zahmete girmemek
326
Genel
take the easy way out
f.
kolay yolu tercih etmek
327
Genel
lead the way
f.
bir ilke imza atmak
328
Genel
pave the way
f.
kaldırım döşemek
329
Genel
pave the way for
f.
imkan vermek
330
Genel
pave the way for
f.
önünü açmak
331
Genel
give way to pessimism
f.
karamsarlığa kapılmak
332
Genel
find a way to make (something illegal) look legal
f.
kitabına uydurmak
333
Genel
take the chance that comes one's way
f.
fırsat ayağına gelmek
334
Genel
pave the way for
f.
yol açmak
335
Genel
look for a way (to solve a problem)
f.
yol aramak
336
Genel
find the way to get (something) done
f.
yolunu bulmak
337
Genel
find the way to do (something)
f.
yolunu bulmak
338
Genel
look for a way (to solve a problem)
f.
çıkar yol aramak
339
Genel
walk a long way
f.
yol tepmek
340
Genel
live in (a certain) way
f.
yol tutmak
341
Genel
wend one's way
f.
yola koyulmak
342
Genel
begin to live in (a certain) way
f.
yol tutmak
343
Genel
take one's way
f.
yola koyulmak
344
Genel
represent his/her country in the best possible way in the international arena
f.
ülkesini uluslararası alanda en iyi şekilde temsil etmek
345
Genel
come a long way
f.
büyük mesafe katetmek
346
Genel
come a long way
f.
gelişme kaydetmek
347
Genel
come a long way
f.
gelişme göstermek
348
Genel
(for food or liquid) go down the wrong way
f.
genze kaçmak
349
Genel
(for food or liquid) go down the wrong way
f.
genzine kaçmak
350
Genel
go down the wrong way
f.
genzine kaçırmak
351
Genel
go down the wrong way
f.
genzine kaçmak
352
Genel
have one's way
f.
başına buyruk olmak
353
Genel
have one's way
f.
istediğini yapmak
354
Genel
have one's way
f.
kafasına göre takılmak
355
Genel
have one's way
f.
aklına eseni yapmak
356
Genel
find a way (out)
f.
çözüm üretmek
357
Genel
wait to see which way the cat will jump
f.
yaş tahtaya basmamak
358
Genel
give way
f.
kopmak
359
Genel
give way
f.
kırılmak
360
Genel
pave the way for
f.
-e zemin hazırlamak
361
Genel
pave the way for
f.
-in yolunu açmak
362
Genel
pave the way for
f.
-i kolaylastirmak
363
Genel
worm one's way into
f.
-e kurnazlıkla girmek
364
Genel
worm one's way into
f.
-e sinsice girmek
365
Genel
yield the right-of-way
f.
yol vermek
366
Genel
get out of one's way
f.
yolunu kapatmamak
367
Genel
get into the way of
f.
yolunu yordamını öğrenmek
368
Genel
get out of one's way
f.
(birinin) yolundan çekilmek
369
Genel
get out of one's way
f.
yolunun üzerinde durmamak
370
Genel
have one's head screwed on the right way
f.
aklı başında biri olmak
371
Genel
work one's way into
f.
yavaş yavaş bir yere girmek
372
Genel
work one's way up
f.
çalışmalarıyla kendini ispatlayarak derece derece terfi etmek
373
Genel
(one's) knees give way
f.
dizleri çözülmek
374
Genel
put on the way
f.
yola koymak
375
Genel
see about the way
f.
hal çaresi aramak
376
Genel
see about the way
f.
çözüm yolu aramak
377
Genel
see about the way
f.
formül aramak
378
Genel
find a way round
f.
hal yoluna koymak
379
Genel
keep someone out of harm's way
f.
kötülüklerden uzak tutmak
380
Genel
fight one's way through the crowd
f.
kalabalıkta zorlukla hareket etmek
381
Genel
fight one's way through the crowd
f.
kalabalığı yararak ilerlemek
382
Genel
fight one's way through the crowd
f.
itiş kakış ilerlemek
383
Genel
push one's way through
f.
kalabalığı yararak ilerlemek
384
Genel
worm one's way into
f.
sinsice girmeye çalışmak
385
Genel
worm one's way into
f.
sinsice gözüne girmeye çalışmak
386
Genel
worm one's way into
f.
sinsice tavlamaya çalışmak
387
Genel
worm one's way into
f.
sinsice sızmaya çalışmak
388
Genel
make money for oneself in a dishonest way
f.
dürüst olmayan yollarla para kazanmak
389
Genel
go long way back
f.
eskiye dayanmak
390
Genel
do in certain way
f.
belirli bir düzen içinde yapmak
391
Genel
goes a long way
f.
geniş bir alanı kapsamak
392
Genel
behave in a mature way
f.
olgun davranmak
393
Genel
be in no way connected to
f.
uzaktan yakından ilgisi olmamak
394
Genel
go a long way
f.
etkisi uzun sürmek
395
Genel
talk in a bossy way
f.
emir verir gibi konuşmak
396
Genel
pave the way for
f.
zemini hazırlamak
397
Genel
get in the way
f.
ayağına dolanmak
398
Genel
get in the way
f.
araya girmek
399
Genel
go long way back
f.
geçmişe dayanmak
400
Genel
pave the way for
f.
bir şeye zemin hazırlamak
401
Genel
pave the way for a social disaster
f.
sosyal bir felakete zemin hazırlamak
402
Genel
pave the way for
f.
ortam hazırlamak
403
Genel
think in the same way
f.
aynı düşünmek
404
Genel
affect in a negative way
f.
olumsuz yönde etkilemek
405
Genel
affect in a negative way
f.
olumsuz etkilemek
406
Genel
find out some way
f.
bir çaresini bulmak
407
Genel
find out some way
f.
bir yolunu bulmak
408
Genel
support someone in every way
f.
her konuda destek olmak
409
Genel
be on one's way
f.
yolu üzerinde bulunmak
410
Genel
be on the way from
f.
-den geliyor/dönüyor olmak
411
Genel
find a way out
f.
bir yolunu bulmak
412
Genel
argue one's way out
f.
sorunu tartışarak çözmek
413
Genel
argue one's way out of something
f.
sorunu tartışarak çözmek
414
Genel
argue one's way out of something
f.
tartışarak kendini aklamak
415
Genel
argue one's way out
f.
tartışarak kendini aklamak
416
Genel
turn back half-way
f.
yarı yoldan dönmek
417
Genel
pave the way
f.
yolunu yapmak
418
Genel
go a long way in doing something
f.
çok yararlı olmak
419
Genel
go a long way toward doing something
f.
çok yararlı olmak
420
Genel
go a long way toward doing something
f.
bir şeye çok katkıda bulunmak
421
Genel
close all the way
f.
tam kapanmak
422
Genel
hack one's way through something
f.
(ormandan) (ağaçları vb keserek) ilerlemek
423
Genel
make a decision one way or the other
f.
öyle ya da böyle bir karara varmak
424
Genel
deal with the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
425
Genel
handle the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
426
Genel
handle the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle başa çıkmak
427
Genel
deal with the crisis in his own way
f.
krizle kendi yöntemiyle baş etmek
428
Genel
stand in someone's way
f.
birinin önünde/geçiş yolunda durmak
429
Genel
turn the four-way flashers on
f.
dörtlüleri yakmak
430
Genel
find a middle way
f.
orta yol bulmak
431
Genel
extend all the way to
f.
-e kadar ulaşmak
432
Genel
be on one's way home from one's shift
f.
vardiyasından evine dönüyor olmak
433
Genel
go the wrong way
f.
yanlış tarafa gitmek
434
Genel
go the wrong way
f.
yanlış yöne gitmek
435
Genel
come a long way
f.
çok fazla yol katetmek
436
Genel
accept the world the way it is
f.
dünyayı olduğu gibi kabullenmek
437
Genel
light the way
f.
yolu aydınlatmak
438
Genel
resemble someone in the way she/he walks
f.
yürüyüşüyle birini andırmak
439
Genel
resemble someone in the way she/he walks
f.
yürüyüşü birine benzemek
440
Genel
lead the way
f.
başı çekmek
441
Genel
be photographed on their way out of a movie
f.
sinema çıkışı görüntülenmek
442
Genel
ask someone the way
f.
yolu sormak
443
Genel
show the true way
f.
doğru yolu göstermek
444
Genel
be making its way into retail stores
f.
mağazalarda yerini almak
445
Genel
give way to
f.
-a/e dönmek
446
Genel
give way to
f.
dönüşmek
447
Genel
give way to
f.
şekline dönmek
448
Genel
give way to
f.
değişmek
449
Genel
affect in a negative way
f.
olumsuz anlamda etkilemek
450
Genel
come each way in different directions
f.
aynı yola farklı yönlerden gelmek
451
Genel
take the easy way out
f.
kolay yolu seçmek
452
Genel
set in one's way
f.
bir düzen kurmak
453
Genel
be opened part way
f.
aralanmak
454
Genel
swallow the wrong way
f.
genzine kaçmak
455
Genel
find a way out
f.
çıkış yolu bulmak
456
Genel
work one’s way up
f.
ıslah etmek
457
Genel
get in the way
f.
bir şeyin olmasını (araya girerek) engellemek
458
Genel
bring one on one's way
f.
eşlik etmek
459
Genel
do way
f.
kenara koymak
460
Genel
lead the way
f.
önden giderek yolu göstermek
461
Genel
make way
f.
geçmesine izin vermek
462
Genel
put out of one's way
f.
huzurunu kaçırmak
463
Genel
put out of the way
f.
birini mahvetmek
464
Genel
put out of one's way
f.
başını belaya sokmak
465
Genel
make way
f.
girmesi için yer açmak
466
Genel
put out of the way
f.
huzurunu kaçırmak
467
Genel
bring one on one's way
f.
katılmak
468
Genel
do way
f.
kenara kaldırmak
469
Genel
lead the way
f.
önce davranmak
470
Genel
put out of the way
f.
başını belaya sokmak
471
Genel
make way
f.
kenara çekilmek
472
Genel
do way
f.
ortadan kaldırmak
473
Genel
bring one on one's way
f.
yol göstermek
474
Genel
make way
f.
ilerletmek
475
Genel
do way
f.
uzaklaştırmak
476
Genel
make way
f.
ilerleme kaydetmek
477
Genel
give way
f.
üstünlüğü terk etmek
478
Genel
give way
f.
konumu terk etmek
479
Genel
give way
f.
üstünlüğü başkasına bırakmak
480
Genel
give way
f.
ısrara boyun eğmek
481
Genel
give way
f.
istemeyerek razı olmak
482
Genel
give way
f.
kapılmak
483
Genel
give way
f.
histeriye kapılmak
484
Genel
give way
f.
ilerleyen bir güç önünde geri çekilmek
485
Genel
give way
f.
kendini kaybetmek
486
Genel
give way
f.
kontrolünü kaybetmek
487
Genel
give way
f.
kürek çekmeye başlamak
488
Genel
give way
f.
hızlı hızlı kürek çekmek
489
Genel
give way
f.
değeri azalmak (hisse senedi)
490
Genel
find one's way into
f.
-e girmek
491
Genel
find one's way into
f.
'-e dahil olmak
492
Genel
two way
s.
çift taraflı
493
Genel
out of harm's way
s.
emniyette
494
Genel
in a bad way
s.
tehlikede
495
Genel
in a bad way
s.
çok hasta
496
Genel
one way
s.
tek yönlü
497
Genel
half way
s.
yetersiz
498
Genel
out of way
s.
uzakta
499
Genel
out of harm's way
s.
emin yerde
500
Genel
three way
s.
üç yollu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of way
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy