down - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

down

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"down" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 251 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
down zf. aşağıya doğru
down ed. aşağı
down zf. aşağıya
General
down i. iniş
down i. nefret
down i. ayva tüyü
down i. ince kuş tüyü
down i. ince tüy
down i. depresyon
down i. kuş tüyü
down i. şansın ters dönmesi
down i. kumul
down i. hav
down i. bunalım
down i. kuştüyü
down i. tüy
down i. ülger
down i. garez
down i. yumuşak tüy
down i. aşağı kuark
down i. moral bozucu etken
down i. açık, yüksek ve çimenlik geniş arazi
down i. (bulmaca) çözümü dikey yazılan ipucu
down i. kuş tüyünden yapılmış yumuşak ev tekstil ürünü
down f. aşağı indirmek
down f. alaşağı etmek
down f. yere sermek
down f. mideye indirmek
down f. yenmek
down f. devirmek
down f. yuvarlamak
down f. düşürmek
down f. yere yıkmak
down f. çabucak içmek
down f. çökmek
down f. indirmek
down f. aşağıya almak
down f. yıkmak
down f. yutulmak
down f. zevkine hitap etmek
down f. hiçe sayılmak
down f. baskı altına alınmak
down f. kuş tüyüyle süslemek
down f. kuş tüyüyle kaplamak
down f. kabartmak
down f. yumuşatmak
down s. aşağıya yönelen
down s. kayıpta
down s. keyifsiz
down s. neşesiz
down s. programlanmış
down s. bezgin
down s. morali bozuk
down s. üzgün
down s. çökmüş
down s. çarşı doğrultusunda olan
down s. şehir merkezine giden
down s. düşen
down s. meyus
down s. yıkılmış
down s. kapalı
down s. dikey giden
down s. hastalıktan muzdarip olan
down s. ayakta olan (hasta)
down s. ufkun altında olan
down s. daha düşük fiyatlı
down s. daha düşük fiyatla karakterize olan
down s. trafiğin az olduğu
down s. az trafiğe ait
down s. az trafikle ilgili
down s. az trafikte kullanılan
down s. az yoğun ulaşıma ait
down s. az yoğun ulaşımla ilgili
down s. az yoğun ulaşımda kullanılan
down s. belgelenen
down s. kaydedilen
down s. (kumarda para) kaybetmiş
down s. karamsar
down s. hevesi kırılmış
down s. cesareti kırılmış
down zf. azalarak
down zf. aşağıda
down zf. geride
down zf. güneye doğru
down zf. aşınmış bir şekilde
down zf. aşağıya doğru
down zf. altına
down zf. şehir merkezine
down zf. bunalımlı bir şekilde
down zf. londra'nın dışına
down zf. peşin olarak
down zf. hüzünle
down zf. güneye
down zf. aşağı
down zf. güneyde
down zf. yüzükoyun
down zf. hastalanarak
down zf. sağlığı bozularak
down zf. ciddi bir şekilde
down zf. hareketli bir şekilde
down zf. sayfa sonuna doğru
down zf. sayfanın altına doğru
down zf. kaynağa doğru
down zf. saklanma yerine doğru
down zf. midede
down zf. midenin içine
down zf. tam kontrol noktasına doğru
down zf. tam durma noktasına doğru
down zf. sesin bitme noktasına doğru
down zf. aşırı derecede
down zf. zorla inerek
down zf. zorla düşerek
down zf. aniden düşerek
down zf. aniden inerek
down zf. aktif olarak
down zf. etkin bir şekilde
down zf. faal bir şekilde
down zf. ciddi bir şekilde
down zf. güçlü bir şekilde
down zf. geçmiş zamandan
down zf. eski zamandan
down zf. seyrekten yoğun kıvama
down zf. seyrek hacimden sık hacme
down zf. yüksekten düşük değere
down zf. dipnot şeklinde
down zf. bahis yaparak
down zf. tehlike altında
down zf. risk altında
down zf. acil nakit olarak
down zf. yenilgiye doğru
down ed. boyunca
down ed. aşağısına doğru
down ed. altında
down ed. aşağısına
down ed. aşağısında
down ed. beri
down ed. (bir şeyin) kaynağından ağzına doğru
down ed. (bir şeyin) çıkışına doğru
down ed. (bir şeyin) güney ucuna doğru
Phrasals
down f. içki içmek
down f. içki yuvarlamak
down f. kadeh yuvarlamak
Colloquial
down i. yatıştırıcı bir ilaç
down i. yatıştırıcı madde
down i. sakinleştirici
down i. yatıştırıcı
down i. uyku hapı
down i. barbitürat
down i. fondip yapma
down f. mideye indirmek
down f. yiyip bitirmek
down f. alt etmek
down f. yere sermek
down f. (dövüşte) yere devirmek
down f. depresyona girmek
down s. bitmiş
down s. tamamlanmış
down s. hafızaya işlenmiş
down s. anlaşılmış
down s. aklına girmiş (bilgi)
down s. modu düşük
down s. depresif
down s. melankolik
down s. çalışmayan
down s. bozuk
down s. çökmüş (bilgisayar)
down s. (skor olarak) geride
down s. bitirilmiş
down s. tamamlanmış
down s. elde bir
down s. cepte
down s. öğrenilmiş
down s. ezberlenmiş
down s. sindirilmiş (bilgi)
down s. sakin
down s. durulmuş
down s. yatışmış
down s. uzlaşmış
down s. uzlaşmaya varmış
down s. hazır
down s. bilgili
down s. zom olmuş
down s. sarhoş
Idioms
down f. arkadaş olmak
down f. bir kişiyle iyi anlaşmak
down f. saygı göstermek
down s. morali bozuk
Trade/Economic
down s. taksitle alınan ürün ücretinin satın veya teslim alma anında ödenen kısmına ait
Media
down s. baskıya gitmiş
down zf. baskıya
down zf. basın odasına
Computer
down i. çökmüş bilgisayar
down s. bozuk
down zf. dikey
Telecom
down zf. aşağı
Electric
down s. yeterince şarj edilmemiş (batarya, pil)
Radio
down i. anlatımı diyalogdan ayırt etmek için konuşmacının ses kalitesinde yapılan bir değişiklik
Woodworking
down s. yere devrik (kereste)
Railway
down s. daha önemli bir yerden gelen (tren)
down s. büyükşehirden taşraya olan (tren)
Marine
down i. manş denizi veya dover boğazı'ndaki savaş zamanında deniz kuvvetleri birleşme noktası olarak kullanılan bir deniz yolu
down f. (dümeni) bırakmak
down f. (işaret, yelken) alçaltmak
down f. (pervanenin) hızını düşürmek
down f. (pervanenin) dönüşünü azaltmak
down zf. rüzgara doğru
Printing
down s. küçük harfle yazılmış
down s. küçük harfle basılmış
down s. ilk harfi küçük yazılmış
down s. ilk harfi küçük basılmış
down s. büyük yerine küçük harfle yazılan
Physics
down i. aşağı kuark
Zoology
down i. ingiltere'nin güneyine özgü iyi et ve ince yün üreten bir koyun ırkı
Botanic
down i. (bitkide) erginleşme
down i. (bitkide) erginlik dönemi
down s. biçildikten sonra yere düşen (çim)
Agriculture
down zf. çok yıllık olarak ekilmiş durumda
Geography
down i. ağaçsız ve seyrek bitki örtüsüne sahip yüksek ve engebeli bir arazi
down i. kuzey irlanda'nın güneydoğusunda irlanda denizi'ne kıyısı olan bir bölge
down i. down kontluğu
Military
down f. (uçağı) havadayken vurmak
down zf. hedef (referans noktasından) daha aşağıda
down zf. (ihtiraklı atışta patlama yüksekliği) daha az
Hunting
down f. atış yaparak durdurmak
down f. öldürmek
Sport
down i. badmintonda başarısız sayı
down i. (güreşte) rakibi yere devirme
down i. hakem düdüğünü çaldığında topu ilerletmeyi bırakma
down i. topu veya top sürme süresini ilerleten oyun
down i. takımın top hakimiyetini sürdürmek için ya sayı yapması ya da topu en az on metre sürmesi gereken dört ardışık oyundan her biri
down f. top süren oyuncuyu yere indirmek
down f. (amerikan futbolunda) yere temas yoluyla topu kasten oyun dışı bırakmak
down f. (cepli bilardoda) topu deliğe sokmak
down f. bilardo topunu deliğe sokmak
down s. durdurulduğu için oyunda olmayan (futbol topu)
down s. hakem durduğu için oyunda olmayan (futbol topu)
down s. ayağı haricinde vücudunun bir yeri zemine temas eden (boksör)
down s. hakemin yerde olarak ilan ettiği (boksör)
down s. (beyzbolcu) emekli olmuş
down s. kırık (kriket kalesi)
Football
down f. (birini) faulle yere düşürmek
Theatre
down zf. sahnenin önüne doğru
Printery
down zf. küçük harfle
down zf. ilk harfi küçük olacak şekilde
down zf. sol sayfada ve cilt kenarına yakın olacak şekilde (basılan görsel)
Slang
down i. (büfede, restoranda) kızarmış ekmek siparişi
down s. harika
down s. mükemmel
down s. müthiş
down s. (teknik ve stil açısından) ustalık sergileyen
down zf. kızarmış ekmek üzerinde

"down" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
down payment i. ön ödeme
down payment i. kapora
cracking down i. çökertme
settling down i. durulma
playing down i. hafifseme
close down f. kapatmak
go down f. inmek
shut down f. kapamak
lie down f. yatmak
come down f. inmek
lie down f. uzanmak
shut down f. kapatmak
calm down f. yatışmak
sit down f. oturmak
nail down f. çivilemek
crouch down f. çömelmek
cut down on f. kısmak
break down f. bozulmak
slow down f. yavaşlatmak
fall down f. çökmek
slow down f. yavaşlamak
calm down f. sakinleşmek
broken down s. çökük
down and out s. bezgin
General
falling down i. düşme
burning down of villages i. köy yakma
handed down from i. kalma
splash down i. uzay gemisinin denize inmesi
face down i. yüzükoyun
face down i. ters
dying down i. körelme
down payment i. peşin ödeme
down payment i. teminat
blackhawk down i. karaşahin düştü
being broken down i. düşkünlük
breaking down i. ayrılma
dressing somebody down i. fırça çekme
down payment i. pey akçesi
dressing down i. zılgıt
down payment i. ilk ödeme
pinning down i. sıkboğaz
down feather i. ince kuştüyü
goose down i. kaz tüyü
cooling down i. soğuma
stepping down i. inme
down payment i. peşinat
breaking down i. dağılma
bed of down i. kuştüyü yatak
tearing down i. sökme
tie down i. bağlantı parçası
slowing something down i. ağırlaştırma
down town i. çarşı
close down routine i. kapanış yordamı
jump up and down i. başlama noktası
swoop down on i. polis baskını
down payments i. ön ödemeler
dressing someone down i. fırça (çekmek)
breaking down i. çökme
face down i. yüzüstü
splash down i. uzay gemisinin denize düşmesi
cutting down i. kısıntı
going down i. inme
stepping down i. iniş
being broken down i. bozukluk
sit down strike i. oturma eylemi
down pour i. sağanak
down payment i. depozito
down under i. ingilizlerin avustralya ve yeni zelanda için kullandıkları halk deyimi
face down i. arka yüz
cutting down of expenses i. masrafları kısma
bringing down (of fever) i. ateş düşmesi
(battery) running down i. pil bitmesi
page down i. sonraki sayfa
cooling down i. soğutma
down feathers i. kıl tüyleri
a knock-down drag-out fight i. meydan kavgası
a knock-down drag-out fight i. şiddetli ağız kavgası
lay-down i. şekerleme
lay-down i. kestirme
down-town i. şehir merkezi
low-down i. içyüzü
dressing-down i. azarlama
lie-down i. kestirme
count-down i. geriye sayım
lay-down i. uyuklama
dressing-down i. paylama
low-down i. gerçek
lie-down i. şekerleme
down-payment i. ön ödeme
dressing-down i. dövme
hand-me-down i. kullanılmış elbise vey eşya
dressing-down i. dayak
down-payment i. avans
pull-down shutter i. kepenk
scale-down i. düşme
stand-down i. ara
scale-down i. düşüş
pat-down search i. silah aramak icin elle yapılan arama
scale-down i. azalma
letting down i. azaltma
letting down i. düşürme
pull down menu i. çekme menu
a broken down car i. bozuk araba
snowfall coming down during the evening hours i. akşam saatlerinde bastıran kar yağışı
one-down position i. bir alt pozisyon
one-down position i. bir alt konum
laying down i. yatırma
laying down i. belirleme
show-down i. müsabaka
show-down i. karşılaşma
Knock down ginger i. zili/kapıyı çalıp kaçma oyunu
wearing down i. yıpranma
laying down arms i. silah bırakma
half up half down i. saçın bir kısmını arkadan birleştirerek, bir kısmını ise açık bırakacak şekilde toplama biçimi
lay down area i. stok/depolama alanı
down pillow i. kuştüyü yastık
down jacket i. kuş/kaz tüyü ceket
north down i. kuzeydoğu irlanda'da yerel hükümet bölgesi
throw down i. meydan okuma
thumbs down i. ret
thumbs down i. reddetme
thumbs-down i. ret
thumbs-down i. reddetme
tie-down i. bir şeyi kayışla bağlama
bending down i. yere doğru eğilme
bending down i. yere eğilme
let-down i. düşüş
let-down i. azalma
let-down i. irtifa kaybı
let-down i. azalma
let-down i. hayal kırıklığı
hand-me-down i. eski
hand-me-down i. müstamel
hogging down i. domuzların hasat edilmiş tahıl yerine doğrudan sapındaki ekinden beslenmesi anlamında kullanılan bir terim
hold-down i. iki parçayı birbirine tutturmak için kullanılan kıskaç alet
hold-down i. aşağıda tutma
hold-down i. limit
look-down i. kağıdın ışık altındaki görünümü
look-down i. kağıdın parlaması
hold-down i. sınır
hold-down i. aşağıda tutma
bite-down (on) i. dişini geçirme
chow-down i. yemek yeme
chow-down i. mideye indirme
white down i. kırık beyaz
down jacket i. şişme mont
run-down neighborhood i. yıkık mahalle
run-down neighborhood i. harap mahalle
cracking down i. çökertme
getting down to i. koyulma
playing down i. hafifseme
settling down i. durulma
down easter i. (abd'de) aşağı doğu yakasında doğmuş kimse
down easter i. (abd'de) aşağı doğu yakasında yaşayan kimse
down-easter i. maine'in yerlisi
down-easter i. maine'de yaşayan kimse
down-easter i. new england'ın yerlisi
down-easter i. new england'da yaşayan kimse
down-easter [canada] i. kanada'nın atlas okyanusu'na kıyısı olan eyaletlerinden olan kimse
down grade i. (eğimli tren yolu) iniş
down low i. gizlilik
down low i. ketumluk
down low i. sır tutma
down low i. ağız sıkılığı
down-and-out i. çulsuz kimse
down-and-out i. meteliksiz kimse
down-and-out i. parasız kimse
down cycle i. başarının azaldığı dönem
down cycle i. popülerliğin azaldığı dönem
down cycle i. kıtlık dönemi
duck down i. ördek tüyü
climb-down i. (fikirden, konumdan) geri çekilme
shoot-down i. gözünü kırpmadan vurup indirme
shoot-down i. vurarak öldürme
shooting-down i. vurarak öldürme
sit-down i. oturma
sit-down i. oturma eylemi
sit-down i. yerde yenen yemek
sit-down i. oturarak yenen yemek
sit-down i. toplantı
sit-down i. buluşma
sit-down i. konferans
slap down i. şiddetli azarlama
slap down i. sert kınama
rub down search i. (polis) elle arama
lay down f. başlamak
knock down f. yıkmak
keep down f. engellemek
shut down on f. kesmek
come down on f. sıkıştırmak
plop down f. külçe gibi oturmak
set down f. yolcuları indirmek
brush down f. üstünü fırçalamak
let one's hair down f. rahatlatmak
lay down f. şart koşmak
fine down f. arıtmak
kneel down f. diz çökmek
let down f. kandırmak
hail down f. topa tutmak
quiet down f. susmak
put down on f. inmek (uçak)
turn down f. tepmek
let down one's hair f. samimi davranmak
cut down expenses on food f. boğazından kesmek
sell somebody down the river f. ihanet etmek
mow down f. taramak
send down f. üniversiteden ihraç etmek
set down f. yazmak
set down f. indirmek
fine down f. inceltmek
hunt down f. yakalayıncaya kadar peşini bırakmamak
come down in price f. bir şeyin fiyatı düşmek
swob down f. suyla temizlemek
break down f. bölmek
take down f. aşağıya indirmek
run down f. ezmek
beat down f. fiyat kırmak
swab down f. temizlemek
write down f. not düşmek
turn upside down f. altüst etmek
throw down the gauntlet f. meydan okumak
knock something down f. yıkmak
put someone down for f. kaydetmek (okul/üniversite vb'ne)
break down f. bozmak
wear oneself down to a shadow f. erim erim erimek
hold down f. bastırmak
gun somebody down f. vurup devirmek
scale down f. azaltmak
shut down upon f. son vermek
beat down f. bardaktan boşanırcasına yağmak
turn upside down f. ters dönmek
mow down f. biçip öldürmek
sit down under f. boyun eğmek
throw down f. altına almak
call down curses upon somebody f. ah etmek
hand down f. kuşaktan kuşağa devretmek
pin down f. sıkboğaz etmek
skin down f. inmek (ağaç/direk vb'nden)
sit down to a meal f. sofraya oturmak
come down f. çökmek
shift down into f. belirli bir vitese almak
water down f. yumuşatmak
knock down f. devirmek
hang down f. ağmak
look down on f. tepeden bakmak
trample down f. ayak altında çiğnemek
wear down f. yavaş yavaş yıpranmak
let somebody down f. yüzüstü bırakmak
knock somebody down f. yumrukla devirmek
bear down on f. fazla bastırmak
close down f. kapanmak (işyeri)
go down with f. hastalanmak
note down f. not etmek
swoop down f. üstüne çullanmak
jot down f. yazmak
go down on one's knees to f. ayaklarına kapanmak
flag down f. bayrak sallayarak birini durdurmak
put down f. indirmek
scribble down f. kargacık burgacık yazmak
do down f. kötülemek
put someone down f. indirmek (birini)
knock down f. mezatta çekici vurup malı son fiyatı verenin üzerine bırakmak
screw down f. vidalamak
keep down f. tutmak
break down f. çökmek
put something down f. not etmek
run upside down f. altüst etmek
sit down f. yerine oturmak
turn thumbs down on f. kabul etmemek
back down f. caymak
die down f. sönmek (ateş)
put something down f. bir şeyi (aşağı bir yere) koymak
die down f. solmak
thin down f. zayıflamak
pull down f. düşürmek
pull down f. yıkmak (binayı)
take down f. almak
weight somebody down f. yüklemek
crouch down f. sinmek
bog down f. çıkmaza girmek
be upside down f. alt üst olmak
cast down f. üzmek
slim down f. azaltmak
damp down f. ateşini azaltmak
come down on f. üstüne gelmek
mark down f. düşürmek
go down f. mahvolmak
hoot someone down f. birini yuhalayarak susturmak
go down f. yatağa düşmek
run down f. küçülmek
belt down f. yuvarlamak
count down f. saymak
boil down to f. indirgenmek
put something down f. bir şeyi not almak
play something down f. bir şeyi önemsizmiş gibi göstermek
set down f. belirlemek
fall down f. geri çevirmek
bring down f. düşürmek
cool down f. sakinleşmek
cut down f. öldürmek
kneel down f. çökmek
batter down f. yumruklamak
plop something down on f. bir şeyi bir yerin üzerine pat diye koyuvermek
take down the shutters f. kepenkleri indirmek
note down f. kaydetmek
gulp down f. götürmek
tear down f. alaşağı etmek
trample down f. ezmek
weigh down f. yüklemek
sit down under f. katlanmak
bed down f. yatıp uyumak
shoot down f. ateş edip düşürmek
put down f. tahmin etmek
bog down f. batağa batmak
slow down f. hızını almak
narrow down f. daraltmak
smooth down f. sakinleştirmek
cut down f. masraf kısmak
settle down to f. koyulmak
tear down f. sökmek
write down f. tahrir etmek
go down on one's knees to f. diz çökmek
slow down f. ağırlaşmak
let down f. hayal kırıklığına uğratmak
go down f. batmak (güneş/gemi)
chop down f. keserek devirmek (ağaç)
let one's hair down f. içini dökmek
chop down f. devirmek
boil down f. kaynayarak suyunu çekmek
face down f. karşısındakini sindirmek
be weighed down with f. çok yüklü olmak (belirli bir şeyle)
cut down f. azalmak
run down f. çarpıp yere düşürmek
set something down f. kaydetmek
choke down f. tutmak
take the minutes down f. tutanak tutmak
sit someone down f. birini oturtmak
cut something down f. devirmek
calm someone down f. birini ferahlatmak
breathe down somebody's neck f. başına dikilmek
get something down f. not etmek
knock down f. yere sermek
burn down f. yanıp kül olmak
dash down f. acele ile yazmak
lay something down f. yatırmak
drop down f. yıkılmak
sit down f. oturtmak
pour down the drain f. çarçur etmek
burn something down f. yakıp kül etmek
shut down f. işyeri vb'ni kapatmak
gulp something down f. bir şeyi yutuvermek
run down f. aşağılamak
come down to f. kalmak (bir kişiden/bir zamandan)
turn something down f. kısmak
run down f. durmak (saat kurgusu bittiği için)
go down the wrong way f. genize kaçmak
gulp down f. yutmak
weigh down f. bastırmak
look down on f. küçük görmek
hoot down f. yuhalamak
pull down f. alaşağı etmek
tear down f. yerle bir etmek
turn down f. elektrikli aletler kısmak
be weighed down f. belini bükmek (bir görev/sorumluluk vb)
flag down a taxi f. taksi çevirmek
hold down f. ezmek
damp down f. köreltmek
boil down to f. demeye gelmek
grind down f. kuvvetle bastırmak
stand down f. bulunduğu makama bir daha aday olmamak
push down f. bastırmak
throttle down f. bastırmak
break down into f. ayırmak
beat down f. bastırmak
pull somebody down f. zayıf düşürmek
settle down f. rahat bir şekilde oturmak
mow down f. toptan öldürmek (top/tüfek ateşiyle)
push down f. aşağı itmek
go down f. alçalmak
shin down f. (ağaç) gövdesine sarılıp bedenini kaydırarak inmek
shut down upon f. kesmek
plump something down on f. bir şeyi pat diye birşeyin üzerine koyuvermek
turn down f. ters dönmek
hand down f. devretmek
kept down f. kontrol altında tutmak
knuckle down f. başlamak
break down f. ruhen yıkılmak
shake down f. uyum sağlamak
calm down f. sakinleşmek
dig down  f. elini cebine atmak
strap someone down f. birini kayışla bağlamak
climb down f. aşağı inmek
come down f. ucuzlamak
(blood pressure) go down f. tansiyonu düşmek
turn down f. kısmak (radyo/televizyon vb'ni)
turn down f. kıvırmak
calm somebody down f. sakinleştirmek
simmer down f. sakinleşmek
look down one's nose at f. küçük görmek
break down f. yıkmak
lay down one's arms f. savaşmaktan vazgeçmek
get down to work f. ciddi olarak işe koyulmak
lay down f. yatırmak
load down f. yüklemek
put down f. eleştirmek
trample down f. ayakla ezmek
grass down f. otlatmak
bring down the house f. çok alkışlanmak
track down f. izini aramak
bear down on f. sıkıştırmak (azarlayarak/ısrarla)
come down f. yıkılmak
close down f. kapamak (işyerini)
kip down f. uzanmak
drag down f. perişan etmek
go down in value f. değeri düşmek
take down the shutters f. kepenk kapatmak
back down from f. sözünden dönmek
break down f. yıkılmak
hang down f. sallanmak
have a down on somebody f. takmak
throttle down f. klapeyle aracın hızını azaltmak
step down f. emekliye ayrılmak
choke down f. mideye indirmek
chop down f. ağacı kesmek
keep down f. baskı altında tutmak
settle down f. sakinleşmek
cut down f. kısıntı yapmak
put something down f. yazmak
bow down f. ezmek
pull down f. aşağıya çekmek
calm down f. durgunlaşmak
take someone down a peg f. bir kimseyi küçük düşürmek
soap down f. ayartmak
settle down f. uslanmak
one's fever go down f. ateşi düşmek
clean down f. yıkamak
lay down one's life f. canını feda etmek
turn down f. geri çevirmek
smooth down f. yatıştırmak
go down on one's knees to somebody f. ayaklarına kapanmak
turn down f. ters çevirmek
settle down f. yola gelmek
soap down f. sabunlamak
cool somebody down f. sakinleştirmek
dash down f. karalamak
bucket down f. şakır şakır yağmak
keep down f. sınıfta bırakmak
dribble down f. su sızmak
lay down as a condition f. şart koymak
shoot down f. uçağa ateş edip düşürmek
be swooped down f. basılmak
take down f. parçalara ayırmak
shout someone down f. bağırarak birini konuşturtmamak
get down f. hayal kırıklığına uğratmak
keep down f. sinmek
come down in sheets f. bardaktan boşanırcasına yağmak
fine down f. incelmek
get down f. yutmak
nail something down f. çivilemek
hack down f. yere devirmek (ağaç vb)
tie down f. bağlamak
salt down f. tuza yatırmak
wear oneself down to a shadow f. kendini helak etmek
turn the place upside down f. ortalığı birbirine katmak
gulp down f. gövdeye indirmek
let somebody down f. birini hayal kırıklığına uğratmak
fall down f. başarısızlığa uğramak
play down f. önemsememek
pour down f. sağanak yağmur yağmak
knuckle down f. sıkı çalışmak
take somebody down a peg f. küçük düşürmek
vote something down f. aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak
put your foot down f. sert bir dille uyarmak
boil down f. özü kalana kadar kaynamak
slosh down f. kafaya dikmek
tie someone down f. ayak bağı olmak
go down f. geçmek
bring down f. indirmek
grind down f. üzmek
beat down f. düşürmek
run down f. kötülemek
dress somebody down f. fırça çekmek
weight down f. yüklemek
pare down f. kısmak
lay down f. bırakmak
gulp down f. küçük dilini yutmak
take down f. indirmek
go down with something f. tutulmak
choke down f. yutmak
fling down the gauntlet f. meydan okumak
put one's foot down f. sert bir dille uyarmak
choke down f. kontrol etmek
back down f. sözünden dönmek
choke down f. durdurmak
jot down f. not etmek
run down f. küçük düşürmek
note something down f. not etmek
smooth down one's hair f. saçlarını yatırmak
rub down f. silmek
nail somebody down f. mıhlamak