bilgili - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bilgili



"bilgili" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bilgili knowledgeable s.
bilgili informed s.
bilgili learned s.
bilgili knowing s.
bilgili well-informed s.
bilgili wise s.
General
bilgili hep s.
bilgili well informed s.
bilgili read s.
bilgili thoroughbred s.
bilgili scholarly s.
bilgili erudite s.
bilgili sciential s.
bilgili learnt s.
bilgili sophisticated s.
bilgili intellectual s.
bilgili wise s.
bilgili versed s.
bilgili sapiential s.
bilgili well-versed s.
bilgili literate s.
bilgili profound s.
bilgili well-educated s.
bilgili enlightened s.
bilgili lettered s.
bilgili well-read s.
bilgili insightful s.
bilgili acquainted s.
bilgili educated s.
bilgili au courant [french] s.
bilgili up s.
bilgili wise-hearted s.
bilgili wys (wise) s.
bilgili hip s.
bilgili gash [scotland] s.
bilgili old-fashioned [dialect] [uk] s.
bilgili old-fashioned [dialect] [uk] s.
bilgili clueful s.
bilgili clergial s.
bilgili cunning [obsolete] s.
bilgili savvey s.
bilgili scient s.
bilgili scious s.
Colloquial
bilgili double-dome i.
bilgili down s.
Idioms
bilgili about it expr.
bilgili bout it expr.
bilgili at home expr.
bilgili up to snuff expr.
Law
bilgili conusant s.
Industry
bilgili time-served s.
Education
bilgili educ (educated) i.
Archaic
bilgili lered [scotland] s.
bilgili scienced s.
British Slang
bilgili clued up s.
bilgili sussed s.

"bilgili" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çok bilgili polymath i.
bilgili olma durumu initiation i.
bilgili öğrenci knowledgeable student i.
birçok konuda bilgili kişi polyhistor i.
birçok konuda bilgili kişi polymath i.
her konuda anlatacak bir şeyleri olan bilgili kimse generalist i.
yıldızlar hakkında bilgili kimse astrophile i.
kitaplar konusunda çok bilgili kimse bibliognost i.
bilgili görünmek isteyenlerin raflarına dizdiği kitap görünümlü sahte obje fake book i.
bilgili kimse highbrow i.
bilgili olma hip i.
bilgili kimse hippie i.
demonoloji alanında bilgili ve tecrübeli kimse demonologer i.
gregoryen ilahileri konusunda bilgili kimse gregorian [obsolete] i.
organografi konusunda bilgili kimse organographist i.
organ tanımı konusunda bilgili kimse organographist i.
fosil, mineral ve kayaçların incelenmesi konusunda bilgili kimse oryctologist [obsolete] i.
bilgili olmak be knowledgeable about f.
bir konuda bilgili olmak be well-versed in f.
tecrübeli ve bilgili olmak know a thing or two f.
çok bilgili well read s.
çok bilgili erudite s.
bilgili (bir konuda) at home in s.
engin bilgili erudite s.
bilgili (çeşitli konularda çok kitap okuduğu için) well-read s.
çok okumuş ve bilgili well-read s.
bilgili ve sezgili savvy s.
çok bilgili deep-read s.
aşırı bilgili ultrasophisticated s.
bilgili olmayan unintellectual s.
çok bilgili multiscious [obsolete] s.
aşırı bilgili overknowing s.
bilgili ve becerikli cluey [australia] s.
çok bilgili polyhistoric s.
bilgili ve gözü açık fly [uk] s.
teknoloji konusunda bilgili plugged-in s.
çok derin ve bilgili scholarlike s.
çok bilgili scholarlike s.
oldukça bilgili well-informed s.
bilgili bir şekilde sophisticatedly zf.
bilgili bir şekilde learnedly zf.
bilgili bir biçimde savvily zf.
bilgili bir şekilde knowledgeably zf.
bilgili bir şekilde informedly zf.
bilgili bir biçimde wisely zf.
bir konuda bilgili kimse anlamı veren son ek -ista snk.
Phrasals
(bir şey) hakkında bilgili olmak know about (something) f.
Phrases
ne kadar bilgili olduğun değil kimi bildiğin/tanıdığın önemli it's not what you know but who you know expr.
Proverb
ne kadar hazır ve bilgili olunursa şanslar ve fırsatlar o kadar iyi değerlendirilir chance favors the prepared mind
Colloquial
bilgili kimse double-dome i.
uçuş veya helikopterler konusunda bilgili kimse rotorhead i.
teknoloji konusunda çok bilgili/yetenekli/hevesli kimse tech-nerd i.
bilim, teknik, bilgisayar ve edebiyat gibi konular üzerinde saplantılı derecesinde bilgili kişilerin oluşturduğu alt kültür geek i.
çok bilgili/tecrübeli olmak know one's way around f.
bilgili olmak be down f.
konusunda bilgili clued-in s.
konusunda bilgili clued-up s.
şehirli ve bilgili with-it s.
çok bilgili know all the answers expr.
biriyle/bir şeyle ilgili bilgili at home with someone or something expr.
Idioms
bilgili kişi an old hand i.
bilgili ve deneyimli old salt i.
kendisini bilgili gibi gösteren ancak cahil olan kimse a piss-artist i.
bilgili görünmek için kullanılan kimsenin bilmediği terim inkhorn term i.
(bir konuda) bilgili kimse old hand (at doing something) i.
(bir konuda) bilgili kimse an old hand (at something/at doing something) i.
(bir konuda) bilgili kimse old hand (at something) i.
(bir konuda) bilgili kimse old hand (at doing something) i.
(bir konuda) bilgili kimse an old hand (at something/at doing something) i.
(bir konuda) bilgili kimse old hand (at something) i.
(bir şeyde) bilgili/becerikli olmak know (one's) beans f.
çok bilgili olmak have something at one's fingertips f.
çok az bilgili olmak have a nodding acquaintance with f.
bilgili olmak have a lot on the ball [us] f.
bir şey yönünden dolu/bilgili olmak be strong on something f.
bilgili olmak be in the know f.
bir konuda bilgili olmak be well in f.
(bir konuda) bilgili olmak be well versed in (something) f.
bir konuda çok bilgili olmak have something at your fingertips f.
herkesten zeki bilgili olmak/görünmek have/know all the answers f.
çok bilgili/tecrübeli olmak know way around f.
çok bilgili advanced in years s.
(bir konuda) bilgili hot at (something) s.
(bir şeyde) bilgili no stranger to (something) s.
(bir şey) hakkında bilgili/bilgi sahibi well up with (something) s.
(bir konuda) bilgili in the know expr.
daha bilgili/bilge birinden at (one's) knee expr.
yaşça büyük/tecrübeli/bilgili birinin yanında at (one's) knee expr.
Technical
içerik hakkında bilgili olma content awareness i.
Traffic
trafik sıkışıklığını çözmek için tasarlanmış trafik bilgili iletim sistemi autoguide i.
Fishery
bilgili balıkçı sharpie [us] i.
Education
edebiyat hakkında bilgili olmayan unliterary s.
Religious
(kuzey nijerya'da) eğitimli ve bilgili bir erkek için kullanılan unvan veya hitabet biçimi mallam i.
Hunting
ormanlar ve ormanlarda yaşayan hayvanlar hakkında bilgili bir avcı woodman [obsolete] [uk] i.
Archaic
belirli bir alanda bilgili seen s.
Slang
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi geek i.
bilgili kişi egghead i.
bilim, teknik, bilgisayar, edebiyat gibi bir veya birden fazla konu üzerinde bilgili ve aşırı saplantılı olan, zeki, kültürlü, yetenekli ve entelektüel özelliklere sahip sıradışı veya tuhaf kişi geke i.
bilgili olmak know one's ass from a hole in the ground f.
en son trendler veya gelişmeler hakkında çok bilgili olan hepper s.
bilgili ve kabiliyetli on-air s.
bilgili bir şekilde hiply zf.
Modern Slang
yaşı büyük olan kişinin daha bilgili ve tecrübeli olacağı inancı age superiority i.