Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
sonucu
"sonucu"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Idioms
1
Deyim
sonucu
the sum of
i.
"sonucu"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
proje sonucu
project result
i.
2
Genel
normal kullanılma sonucu eskime
wear and tear
i.
3
Genel
seçim sonucu
vote
i.
4
Genel
sonucu belirleyen karşılaşma
decider
i.
5
Genel
bir rastlantı sonucu vaki olan
fortuitousness
i.
6
Genel
sonucu şüpheli olan önemli ve zor iş
enterprize
i.
7
Genel
güneş fırtınaları sonucu ortaya çıkan görsel olgu
aurora borealis
i.
8
Genel
sonucu olma durumu
consequentialness
i.
9
Genel
hesap sonucu
calculation
i.
10
Genel
sonucu hile ile ayarlayan kimse
fixer
i.
11
Genel
seçim sonucu
return
i.
12
Genel
nefes alamama sonucu boğulma
drawning
i.
13
Genel
kasıtlı derin nefes alma sonucu karbondioksitin ciğerlerden dışarı kaçması süreci
hyperventilation
i.
14
Genel
aşınma sonucu kopan parçalar
abrasion
i.
15
Genel
gözlem sonucu
observation
i.
16
Genel
çökelme sonucu oluşan çamur ve kum tabakası
silt
i.
17
Genel
ölüm (kaza sonucu olan)
fatality
i.
18
Genel
bunalım sonucu öldürme arzusu
amok
i.
19
Genel
spekülasyon sonucu
sequitur
i.
20
Genel
çeşitli tamirler sonucu hızı arttırılmış araba
hot rod
i.
21
Genel
çeşitli modifikasyonlar sonucu hızı arttırılmış araba
hotrod
i.
22
Genel
analiz sonucu
analysis result
i.
23
Genel
araştırma sonucu
research result
i.
24
Genel
analiz sonucu
result of analysis
i.
25
Genel
toplantının sonucu
result of meeting
i.
26
Genel
toplantı sonucu
result of meeting
i.
27
Genel
özellikle yangın sonucu olan kırım
holocaust
i.
28
Genel
kura ile sonucu belirleme
casting lots
i.
29
Genel
sınav sonucu
exam result
i.
30
Genel
dava sonucu
case result
i.
31
Genel
ölçüm sonucu
result of a measurement
i.
32
Genel
bir şeyin doğal sonucu
corollary
i.
33
Genel
anket sonucu
survey result
i.
34
Genel
bir sonucu doğuran sebep
procuring cause
i.
35
Genel
test sonucu kontrolü
validation
i.
36
Genel
olağan sonucu
the natural consequence of
i.
37
Genel
olağan sonucu
the inevitable consequence of
i.
38
Genel
olağan sonucu
the natural result of
i.
39
Genel
ihbar/arama sonucu gidilen kurtarma/yardım olayı
call-out
i.
40
Genel
değerlendirme sonucu
evaluation result
i.
41
Genel
laboratuvar sonucu
laboratory result
i.
42
Genel
bir milyon kişinin ölmesi (genelde nükleer patlama sonucu)
megadeath
i.
43
Genel
bir geyiğin otları ezmesi sonucu bıraktığı iz
abature
i.
44
Genel
sürecin/işlemin sonucu
end result
i.
45
Genel
hedefe yapılan saldırıların toplam sonucu
targeting effects
i.
46
Genel
içindeki suyun buharlaşması sonucu patlayan küçük cam balon
candlebomb
i.
47
Genel
varılan sonucu doğru varsayıp kanıt için geriye dönük muhakeme etme
reasoning backward
i.
48
Genel
rastlantı sonucu olma
causelessness
i.
49
Genel
hikaye sonucu
story conclusion
i.
50
Genel
kimyasal işlem sonucu rengi değişen posta pulu
changeling
i.
51
Genel
borcun ödenmemesi sonucu oluşan zarar
nonremittal
i.
52
Genel
yanma sonucu oluşan duman
perfume [obsolete]
i.
53
Genel
bir eylemin beklenen sonucu olarak kazanılan şey
effect [obsolete]
i.
54
Genel
istenen sonucu verebilme
efficaciousness
i.
55
Genel
beklenen sonucu vermeme
lapse
i.
56
Genel
olası sonucu açısından değerlendirilen plan veya seçenek
bet
i.
57
Genel
(genellikle birleşik halde kullanılır) ince partiküllerin sürtülmesi sonucu meydana gelen aşınma
blasting
i.
58
Genel
dikkatsizlik sonucu yaralanmaya veya ölüme yol açabilecek şey
mantrap
i.
59
Genel
dikkatsizlik sonucu yaralanmaya veya ölüme yol açabilecek şey
man-trap
i.
60
Genel
işlenme sonucu ortası delikli meyve veya sebze
bloater
i.
61
Genel
belirli bir uyaran sonucu ortaya çıkan engramların oluşturduğu şablon
meaning
i.
62
Genel
gözlem veya muhakeme sonucu bir kimseye veya bir şeye atfedilen karakter, beceri veya büyüklük
measure
i.
63
Genel
erimenin sonucu
meltage
i.
64
Genel
kaza sonucu nükleer reaktör çekirdeğinin erimesi
meltdown
i.
65
Genel
sürtünme sonucu oluşan yara
merry-gall
i.
66
Genel
belirli bir eylemin, yaşam tarzının sonucu için ayrılmış şey
heritage
i.
67
Genel
avcı türlerin tadını sevmedikleri veya kendileri için zehirli olan bir hayvanla karıştırması sonucu avlanmaktan kurtulan, genellikle yenilebilir ve zararsız hayvan
mimic
i.
68
Genel
sonucu en küçük olan şey
minim
i.
69
Genel
gelişimin doğal bir sonucu
branch
i.
70
Genel
şiddetli egzersiz sonucu nefes nefese kalma
breathing
i.
71
Genel
bir girişimin sonucu
homestretch
i.
72
Genel
anlayamama sonucu oluşan yanlış fikir veya kanı
misappreciation
i.
73
Genel
yanılgı sonucu itaat etme
misobedience [obsolete]
i.
74
Genel
darbe sonucu oluşan mor şişlik
mouse
i.
75
Genel
meselenin sonucu
loose [obsolete]
i.
76
Genel
(partneri emme sonucu oluşan) geçici iz
love bite
i.
77
Genel
sürtünme sonucu kesilme veya yıpranma
burning
i.
78
Genel
ısınma sonucu sertleşme
burning
i.
79
Genel
(yüz kasılması sonucu ortaya çıkan) alaycı yüz ifadesi
rictus
i.
80
Genel
(kasılma sonucu ortaya çıkan) açıklık
rictus
i.
81
Genel
(hasırotu mantarının büyümesi sonucu bazı otların çiçeklenmesinde görülen) gelişim durması
choke
i.
82
Genel
kurt ve köpeğin çiftleşmesi sonucu ortaya çıkan yavru
demiwolf
i.
83
Genel
varsayımsal veya mevcut verilerle yapılan hızlı akıl yürütme sonucu ortaya çıkan ispat
demonstration
i.
84
Genel
kurutma sonucu elde edilen ürün
desiccate
i.
85
Genel
kurutma sonucu oluşan tortu
desiccate
i.
86
Genel
canlandırma, teşvik etme veya ilham verme özelliklerinin kaybolması sonucu oluşan bozulma
desiccation
i.
87
Genel
geceleri ışıkların kısıtlı kullanılması sonucu oluşan loşluk
dim-out
i.
88
Genel
darbe sonucu oluşan ufak çukur
dinge
i.
89
Genel
dehşet verici bir olayın ikincil sonucu
grue
i.
90
Genel
(bir sözcüğün tekrarlanması sonucu oluşan) kafiye
identical rhyme
i.
91
Genel
tek bir yumurtanın bölünmesi sonucu oluşan ikizler
identical twin
i.
92
Genel
çarpım sonucu
multiplicate [obsolete]
i.
93
Genel
resmi yetki kullanması sonucu zarar gören kimselere karşı sorumluluk nedeniyle bir kamu görevlisine tanınan kişisel dokunulmazlık
official immunity
i.
94
Genel
gelişmenin doğal sonucu
offshoot
i.
95
Genel
(atın arka ayağını ön ayağına vurması sonucu meydana gelen) yaralanma
overreach
i.
96
Genel
(üründe) değersiz başka bir madde eklenmesi sonucu hacim artışı
overrun
i.
97
Genel
sürtünme sonucu oluşan etki
ruboff
i.
98
Genel
yüzde ve özellikle burun üzerinde aşırı alkol tüketimi sonucu oluşan kızarıklık
rum bud
i.
99
Genel
ihmal sonucu ortaya çıkan olumsuz etki
rust
i.
100
Genel
emdirme sonucu oluşan katı-sıvı karışımı
imbibition [obsolete]
i.
101
Genel
sonucu olan tavır
importance
i.
102
Genel
gururun incinmesi sonucu duyulan kin
disdain [obsolete]
i.
103
Genel
kısıtlamaların tamamen veya kısmen ortadan kaldırılması sonucu oluşan serbest davranış
disinhibition
i.
104
Genel
kültürel sınırlamaların önemsenmemesi sonucu ortaya çıkan serbest davranış
disinhibition
i.
105
Genel
dikkatsizlik sonucu meydana gelen hata
inadvertence
i.
106
Genel
daha büyük veya önemli bir şeyin sonucu olan durum
incident
i.
107
Genel
daha önemli bir şeyin sonucu olarak meydana gelen durum
incident
i.
108
Genel
(sızıntı sonucu) dokuda toplanan madde
infiltrate
i.
109
Genel
alakasız iki olayın birbirinin nedeni veya sonucu olabileceği safsatası
cum hoc fallacy
i.
110
Genel
alakasız iki olayın birbirinin nedeni veya sonucu olabileceği safsatası
post hoc ergo propter hoc
i.
111
Genel
karar sonucu
closure
i.
112
Genel
birkaç bileşenin birleştirilmesinin sonucu
combinate
i.
113
Genel
doğal birleşme sonucu oluşan birikme
concrement
i.
114
Genel
gösteri hayvanından hata sonucu kırılan puan
cut
i.
115
Genel
hareketi yineleme sonucu oluşan ses
drum
i.
116
Genel
bir dizi gözlem sonucu elde edilerek gösterge olarak kullanılan faktör
index
i.
117
Genel
entelektüel ve estetik eğitim sonucu aydınlanma
culture
i.
118
Genel
kümülasyon işleminin sonucu
cumulation
i.
119
Genel
maddenin aşırı yüklenme sonucu zayıflaması
fatigue
i.
120
Genel
yaşlanma sonucu vücut yıpranması
involution
i.
121
Genel
betel cevizinin kabuklu küçük misket limonu ile betel yaprağına sarılması sonucu hazırlanan çiğneme karışımı
pan
i.
122
Genel
pozitif test sonucu
positive
i.
123
Genel
istenen sonucu veren uyaran
positive stimulus
i.
124
Genel
performans ölçüm sonucu
power
i.
125
Genel
saldırı sonucu çıkan yangın
fire storm
i.
126
Genel
birbirinden ayrılan pulların kenarlarında deliklerden yırtma sonucu meydana gelen diş
perforation
i.
127
Genel
barutlu silahın patlaması sonucu silahtan çıkan duman
pluff
i.
128
Genel
kurumun başvurması sonucu arpalığa atanma
presentation
i.
129
Genel
kazıma sonucu ortaya çıkan şey
scarification
i.
130
Genel
sosyal deneyimler sonucu kazanılan davranışsal kimlik
self
i.
131
Genel
toplantı sonucu varılan genel anlaşma
sense of the meeting
i.
132
Genel
fay oluşumu sonucu normalde kesintiye uğramayan bir yüzeyde oluşan iki ayrık parçanın arasındaki mesafe
separation
i.
133
Genel
(sıkışma sonucu) toprak düzleşmesi
shrinkage
i.
134
Genel
(sıkışma sonucu) toprakta gelişen hacim kaybı
shrinkage
i.
135
Genel
açlık veya huzursuzluk sonucu karında yumru hissi
sinking
i.
136
Genel
kaçınılamaz/kesin sonucu
the inevitable consequence of
i.
137
Genel
yılan sokması sonucu zehirlenme
snakebite
i.
138
Genel
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem
solera
i.
139
Genel
üst fıçıdaki genç şarabın alt fıçıdaki olgun şarap ile karıştırılması sonucu lezzet istikrarı sağlayan bir sistem
solera system
i.
140
Genel
(olumlu izlenim sonucu elde edilen) kredi
point
i.
141
Genel
karın erimesi sonucu oluşan suyun miktarı
snowmelt
i.
142
Genel
yerüstü sularının taşması sonucu oluşan geçici bataklık
soak [australia]
i.
143
Genel
(ayakkabı) ön yüzün kesilmesi sonucu topuk bölümünde gerilme
spring
i.
144
Genel
(şekerin kaynatılması sonucu geriye kalan) ağda kıvamlı şeker kütlesi
strike
i.
145
Genel
(ani saldırı sonucu gelişen) korku
surprise
i.
146
Genel
(ani saldırı sonucu gelişen) endişe
surprise
i.
147
Genel
önceden ayrı durumdaki elementlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan ürün
symphyogenesis
i.
148
Genel
(iç ses düşmesi sonucu gelişen) kısaltma
syncope
i.
149
Genel
sınav sonucu
result
i.
150
Genel
(sonucu belirsiz) yarış
sweepstake
i.
151
Genel
çarpmak (kaza sonucu)
crash
f.
152
Genel
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek
drive a hard bargain
f.
153
Genel
sonucu çıkmak
follow from
f.
154
Genel
sonucu olmak
be the result of
f.
155
Genel
sonucu olmak
represent
f.
156
Genel
istenilen sonucu vermemek (plan)
miscarry
f.
157
Genel
sonucu olmak
result
f.
158
Genel
sonucu olmak
follow
f.
159
Genel
düşmek (kaza sonucu)
crash
f.
160
Genel
sonucu olmak
ensue
f.
161
Genel
kaza sonucu bulmak
come by
f.
162
Genel
sonucu bildirmek
announce the result
f.
163
Genel
sonucu bildirmek
inform someone about the result
f.
164
Genel
sonucu bildirmek
read out the result
f.
165
Genel
kaza sonucu ölmek
die in an accident
f.
166
Genel
kaza sonucu ölmek
die accidentally
f.
167
Genel
sonucu kötü olmak
have had it
f.
168
Genel
sonucu çıkmak
follow
f.
169
Genel
rastlantı sonucu bulmak
chance upon
f.
170
Genel
rastlantı sonucu bulmak
chance on
f.
171
Genel
istenen sonucu elde edememek
misfire
f.
172
Genel
istediği sonucu almak
attain one's desire
f.
173
Genel
istediği sonucu elde etmek
attain one's desire
f.
174
Genel
istediği sonucu almak
achieve one's goal
f.
175
Genel
istediği sonucu almak
get what someone wants
f.
176
Genel
istediği sonucu almak
attain the expected result
f.
177
Genel
istediği sonucu elde etmek
achieve one's goal
f.
178
Genel
istediği sonucu elde etmek
get what someone wants
f.
179
Genel
istediği sonucu elde etmek
attain the expected result
f.
180
Genel
hareket halindeki bir araçtan açılan ateş sonucu hayatını kaybetmek
be killed by a drive by shooting
f.
181
Genel
hareket halindeki bir araçtan açılan ateş sonucu hayatını yitirmek
be killed by a drive by shooting
f.
182
Genel
yangın sonucu zarar görmek
be burned out
f.
183
Genel
sonucu olmak
come
f.
184
Genel
bir şeyin sonucu olmak
be due
f.
185
Genel
sonucu doğurmak
mean
f.
186
Genel
kanama sonucu ölmek
bleed (away)
f.
187
Genel
(egzersiz sonucu) terlemek
break
f.
188
Genel
bekleme süresi sonucu ortaya çıkmak
break
f.
189
Genel
gerilim sonucu kırılmak
burst
f.
190
Genel
(hesaplama veya ölçüm) sonucu vermek
give
f.
191
Genel
istenen sonucu güvenceye almak için önceden ayarlamak
rig
f.
192
Genel
yarışma sonucu meydana gelmek
go
f.
193
Genel
(yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek
decide
f.
194
Genel
ihmal sonucu işlevini yitirmek
rust
f.
195
Genel
sonucu olmak
import
f.
196
Genel
gelişim sonucu yok olmak
improve
f.
197
Genel
sonucu olmak
owe (to)
f.
198
Genel
sonucu olarak izlemek
develop
f.
199
Genel
sonucu olarak takip etmek
develop
f.
200
Genel
rakibin kazandığını sonucu beklemeden kabullenmek
concede
f.
201
Genel
baskı sonucu değişmek
drive
f.
202
Genel
(sergilenen hayvandan) hata sonucu puan kırmak
cut
f.
203
Genel
istenen sonucu verecek şekilde yapısını değiştirmek
pack
f.
204
Genel
(özellikle ısınma sonucu) fokurdamak
intumesce
f.
205
Genel
yoğun çaba sonucu elde etmek
penetrate
f.
206
Genel
yoğun çaba sonucu ulaşmak
penetrate
f.
207
Genel
tesadüf sonucu başarısız olmak
fluke
f.
208
Genel
(sonucu) getirmek
prefer [obsolete]
f.
209
Genel
(kısa devre sonucu) yönünü kaybetmek
short-circuit
f.
210
Genel
(kısa devre sonucu) yeri değişmek
short-circuit
f.
211
Genel
alüvyonların birikmesi sonucu tıkanmak
silt
f.
212
Genel
alüvyonların birikmesi sonucu kapanmak
silt
f.
213
Genel
alüvyon veya çamur birikmesi sonucu kaplamak
silt
f.
214
Genel
sonucu olmak
sue [obsolete]
f.
215
Genel
sonucu olmuş
ensued
s.
216
Genel
saldırı sonucu olan
violent
s.
217
Genel
ensest sonucu doğan
incestuous
s.
218
Genel
sonucu olan
consequential
s.
219
Genel
rastlantı sonucu
fortuitous
s.
220
Genel
istenilen sonucu veren
effectual
s.
221
Genel
istenen sonucu veren
efficacious
s.
222
Genel
rastlantı sonucu olan
fortuitous
s.
223
Genel
sonucu olan
consequent
s.
224
Genel
dondurarak kurutma sonucu elde edilen
lyophiled
s.
225
Genel
sonucu önceden haber veren
prognostic
s.
226
Genel
sonucu olan
resultant
s.
227
Genel
istenen sonucu veren
effectual
s.
228
Genel
sonucu belli olmayan
touch-and-go
s.
229
Genel
-in sonucu olan
resultant
s.
230
Genel
rastlantı sonucu olan
accidental
s.
231
Genel
rastlantı sonucu olan
causeless
s.
232
Genel
tufan sonucu oluşan
diluvial
s.
233
Genel
sonucu kuşkulu
doubtful
s.
234
Genel
kültürel etkileşimin/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirlerin sonucu olan
acculturational
s.
235
Genel
kültürel etkileşimin/bir kültürün başka bir kültürden aldığı tesirlerin sonucu olan
acculturative
s.
236
Genel
akraba evliliği sonucu doğmuş
inbred
s.
237
Genel
sonucu tartışmalı
controversial
s.
238
Genel
bilimsel ve endüstriyel gelişim sonucu ortaya çıkan
technological
s.
239
Genel
sık kullanım sonucu aşınmış veya kirlenmiş (sayfalar)
thumbed
s.
240
Genel
ceza sonucu yitirilmeyen
unforfeitable
s.
241
Genel
bir olay veya durumun dolaylı fakat kaçınılmaz sonucu olan
knock-on
s.
242
Genel
toplanma sonucu oluşan
massed
s.
243
Genel
sonucu belirsiz olan
wide-open
s.
244
Genel
ağartma sonucu rengi açılmış
blond
s.
245
Genel
ağartma sonucu rengi açılmış
blonde
s.
246
Genel
tamamen fiziksel değişim içeren bir süreç sonucu oluşan
mechanical
s.
247
Genel
bombardıman sonucu evini kaybetmiş
bombed-out
s.
248
Genel
yoğun bir dinsel deneyim sonucu inancı artmış (hristiyan)
born-again
s.
249
Genel
yoğun bir dinsel deneyim sonucu inancı artmış (hristiyan)
born-again
s.
250
Genel
geriden çiftleşme sonucu üreyen
retrogenerative
s.
251
Genel
mantıksal çıkarım sonucu uygun yönetime ulaşabileceğine inanan kimse
derivationist
s.
252
Genel
doğrudan sonucu olan
gut
s.
253
Genel
istenen sonucu elde etmek için ilgili ögelerin miktarında tasarruflu olan
oeconomical
s.
254
Genel
belirli sonucu olan
open-and-shut
s.
255
Genel
aşırı planlama sonucu ortaya çıkan
overplanned
s.
256
Genel
sonucu etkileyen
runaway
s.
257
Genel
bir sonucu olan
implicated
s.
258
Genel
ani istek sonucu yapılan
impulse
s.
259
Genel
sonucu olan
consectary
s.
260
Genel
sonucu belirleyen
dispositive
s.
261
Genel
sınırlı birliktelikler sonucu oluşan
inbred
s.
262
Genel
belirli bir sonucu vermesi kesin olan
good (for)
s.
263
Genel
(yakın gözlem sonucu) ayrıntılı
closeup
s.
264
Genel
sonucu belirsiz
close
s.
265
Genel
olumsuz sonucu olan
dim
s.
266
Genel
belirsiz sonucu olan
dim
s.
267
Genel
istek sonucu ortaya çıkan
fanatic
s.
268
Genel
korsancılık sonucu oluşan
piratic
s.
269
Genel
kadro şişirme sonucu yaratılan (istihdam)
feather-bed
s.
270
Genel
kadro şişirme sonucu yaratılan (istihdam)
featherbed
s.
271
Genel
hata sonucu gelişen
postfault
s.
272
Genel
tatil sonucu meydana gelen
postholiday
s.
273
Genel
sonucu kesin
cocksure [obsolete]
s.
274
Genel
sonucu olan
corollary
s.
275
Genel
kullanım sonucu kirlenen
fingered
s.
276
Genel
sonucu olan
sequential
s.
277
Genel
sokaktaki virüsler sonucu gelişen
street
s.
278
Genel
(gerçek) deneyim sonucu öğrenilen
synthetic
s.
279
Genel
(gerçek) deneyim sonucu öğrenilen
synthetical
s.
280
Genel
sonucu olarak
as a result
zf.
281
Genel
dikkatsizlik sonucu
by an oversight
zf.
282
Genel
rastlantı sonucu
accidentally
zf.
283
Genel
bunun sonucu olarak
therewith
zf.
284
Genel
dikkatsizlik sonucu
inadvertently
zf.
285
Genel
istenilen sonucu yaratacak şekilde
effectually
zf.
286
Genel
bunun sonucu olarak
hence
zf.
287
Genel
rastlantı sonucu
by accident
zf.
288
Genel
bunun sonucu olarak
as a consequence
zf.
289
Genel
bunun sonucu olarak
thereupon
zf.
290
Genel
rastlantı sonucu olarak
casually
zf.
291
Genel
(bir şeyin) bir sonucu olarak
in reaction to
zf.
292
Genel
yetiştirme sonucu olan
nurtural
zf.
293
Genel
yetiştirilme sonucu olan
nurtural
zf.
294
Genel
(sonucu etkileyebilecek) önemli bilgilerden yoksun bir şekilde
blind
zf.
295
Genel
bunun sonucu olarak
hen [dialect]
zf.
296
Genel
bunun sonucu olarak
henen [obsolete]
zf.
297
Genel
bunun sonucu olarak
hennes
zf.
298
Genel
doğrudan sonucu olarak
on the coattails of
zf.
299
Genel
inceleme sonucu olarak
in course
zf.
300
Genel
sonucu olarak
by virtue of
ed.
301
Genel
sonucu olarak
as a result of
ed.
302
Genel
sonucu olarak
in consequence of
ed.
303
Genel
sonucu olarak
as a consequence of
ed.
304
Genel
bir fonksiyonun sonucu ve temel bir varlık arasındaki ilişkiyi belirten edat
of
ed.
305
Genel
sonucu olarak
on
ed.
306
Genel
sonucu olarak
in
ed.
307
Genel
etile hidrojen eklenmiş vinil grubunun bulunduğu porfirin gibi pirol türevlerinin indirgenmesi sonucu oluşan ürün anlamında ön ek
mes-
ök.
308
Genel
etile hidrojen eklenmiş vinil grubunun bulunduğu porfirin gibi pirol türevlerinin indirgenmesi sonucu oluşan ürün anlamında ön ek
meso-
ök.
309
Genel
yarılma veya bölünme sonucu oluşmuş anlamını veren bir ön ek
schizo-
ök.
310
Genel
yarılma veya bölünme sonucu oluşmuş anlamını veren bir ön ek
schiz-
ök.
311
Genel
belirli bir hareketin somut sonucu, hedefi veya etkeni anlamını veren bir son ek
-ment
snk.
312
Genel
bir olayın sonucu anlamına gelen son ek
-ing
snk.
313
Genel
sürecin sonucu anlamı veren son ek
-ion
snk.
314
Genel
işlem sonucu üretilen madde anlamı veren son ek
-ite
snk.
315
Genel
karlı bir yere bakma sonucu ortaya çıkan göz kamaşması
snow-blindness
i.
Phrasals
316
Öbek Fiiller
gelişigüzel üreme sonucu ayırt edici cins özelliklerini kaybetmek
run out
f.
317
Öbek Fiiller
sonucu iyi/kötü olmak
come out
f.
318
Öbek Fiiller
sonucu başarılı/başarısız olmak
come out
f.
319
Öbek Fiiller
uzun bir araştırma sonucu bulmak/elde etmek
dredge up
f.
320
Öbek Fiiller
büyük çabalar sonucu bir şeye ulaşmak/bir şeyi elde etmek
dredge up
f.
321
Öbek Fiiller
bir şeyi birinden bir boğuşma sonucu almak
wrestle something from someone
f.
322
Öbek Fiiller
bir etkinliğin sonucu üstüne bahis oynamak
gamble on
f.
323
Öbek Fiiller
bir etkinliğin sonucu üstüne bahse girmek
gamble on
f.
324
Öbek Fiiller
bir etkinliğin sonucu üstüne para yatırıp/basıp bahis oynamak
gamble on
f.
325
Öbek Fiiller
bir şeyin sonucu olarak (bir şeye) sahip olmak
land up with (something)
f.
326
Öbek Fiiller
yoğun görüşmeler sonucu bir şey geliştirmek
thresh out
f.
327
Öbek Fiiller
aniden ve kuvvet sonucu ortaya çıkmak
break (forth)
f.
328
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sonucu olarak ortaya çıkmak
come out of (something)
f.
329
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sonucu olmak
come out of (something)
f.
330
Öbek Fiiller
sonucu ölmek
die by
f.
331
Öbek Fiiller
(bir şey) sonucu ölmek
die by (something)
f.
332
Öbek Fiiller
(beyzbolda) vurulan topun rakip oyuncu tarafından yakalanması sonucu topu dışarı atmış sayılmak
fly out
f.
333
Öbek Fiiller
(bir şey) sonucu ortaya çıkmak
result from (something)
f.
334
Öbek Fiiller
'-den bir boğuşma sonucu almak
wrestle from
f.
335
Öbek Fiiller
(bir şeyin) sonucu olmak
flow from
f.
Phrases
336
İfadeler
sebebi veya sonucu ne olursa olsun
no force
zf.
337
İfadeler
sonucu iyi/olumlu olur umuduyla/niyetiyle
with the best of intentions
expr.
338
İfadeler
bunun sonucu olarak
as a result of which
expr.
339
İfadeler
dikkatsizlik sonucu
through an oversight
expr.
340
İfadeler
çabalar sonucu
as a result of the efforts made
expr.
341
İfadeler
(bir şeyin) sonucu olarak
as a result of (something)
expr.
342
İfadeler
(bir şeyin) sonucu olarak
in virtue of (something)
expr.
Colloquial
343
Konuşma Dili
rastlantı (sonucu)
the breaks
i.
344
Konuşma Dili
sonucu değiştirebilecek sürpriz gelişme
a joker in the deck
i.
345
Konuşma Dili
içkiyi bırakma sonucu oluşan hezeyan hali
the bats
i.
346
Konuşma Dili
dolaylı etki sonucu ortaya çıkan şey
knock-on [uk]
i.
347
Konuşma Dili
alkol yoksunluğu veya aşırı tüketimi sonucu ortaya çıkan ve öldürücü olabilen aşırı korku
horror
i.
348
Konuşma Dili
düşme sonucu derinin sıyrılması
road rash [us] [canada]
i.
349
Konuşma Dili
düşme sonucu derinin sıyrılmasıyla oluşan yara
road-rash
i.
350
Konuşma Dili
belirli bir getirisi/sonucu bulunan olay
stick-on
i.
351
Konuşma Dili
kaza sonucu ölmek
die with one's boots on
f.
352
Konuşma Dili
rastlantı sonucu karşılaşmak
bump into
f.
353
Konuşma Dili
somut bir sonucu olmamak
amount to nothing
f.
354
Konuşma Dili
hold sözcüğünün yanlış yazımı sonucu kripto para piyasalarında alınan kripto veya tokeni değişken fiyatlar karşısında satmamak
hodl
f.
355
Konuşma Dili
sonucu ne olursa olsun
damn the consequences
expr.
356
Konuşma Dili
sonucu ne olursa olsun
damn the consequences
expr.
Idioms
357
Deyim
sonucu çok az farkla belli olan yarış/seçim
close call
i.
358
Deyim
tehdit sonucu susma
libel chill
i.
359
Deyim
(genel anlamda) nükleer reaktördeki patlama sonucu radyoaktif gazların atmosfere yayılması
china syndrome
i.
360
Deyim
en iyi sonucu elde etmek için uygulanan bekleme taktiği
waiting game
i.
361
Deyim
sonucu baştan belli olan dava
a cut-and-dried case
i.
362
Deyim
sonucu değiştirebilecek sürpriz gelişme
the joker in the pack
i.
363
Deyim
savaşın sonucu
fortunes of war
i.
364
Deyim
müsabakanın sonucu
fortunes of war
i.
365
Deyim
yarışın sonucu
fortunes of war
i.
366
Deyim
yarışmanın sonucu
fortunes of war
i.
367
Deyim
bir faaliyet/çaba sonucu ortaya çıkan ürünler/meyveler
the fruits of (something)
i.
368
Deyim
bir çabanın sonucu/meyvesi
the fruit of (something)
i.
369
Deyim
bir faaliyet/çaba sonucu ortaya çıkan ürün/meyve
the fruit of (something)
i.
370
Deyim
birden bire kesilip sonucu hüsran olan eylem
abortive action
i.
371
Deyim
sonucu/çözümü asla bilinemeyecek olan şey
the lady or the tiger
i.
372
Deyim
(bir şeyin) sonucu
the upshot (of something)
i.
373
Deyim
bir şeyin sonucu
upshot of something
i.
374
Deyim
iki uçağın havada çarpışması sonucu meydana gelen moloz yağmuru
aluminum shower
i.
375
Deyim
iki uçağın havada çarpışması sonucu meydana gelen enkaz/metal parçası yağmuru
aluminum shower
i.
376
Deyim
en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
a waiting game
i.
377
Deyim
en iyi sonucu görmek için uygulanan bekleme taktiği
the waiting game
i.
378
Deyim
gidişatı/sonucu net bir dava
an open-and-shut case
i.
379
Deyim
gidişatı/sonucu belli bir dava
an open-and-shut case
i.
380
Deyim
uzun süre kapalı bir yerde kalmak sonucu oluşan anksiyete/depresyon
cabin fever
i.
381
Deyim
uzun aramalar sonucu keşfedilen değerli bir şey
paydirt
i.
382
Deyim
uzun aramalar sonucu tekrar ortaya çıkarılan işe yarar bir şey
paydirt
i.
383
Deyim
burun foliküllerin genişlemesi sonucu burnun kızarması ve cildin belirgin şekilde genişlemesi
rum blossom [dated]
i.
384
Deyim
ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu)
third string
i.
385
Deyim
'-in sonucu
upshot of
i.
386
Deyim
sonucu etkileyecek güçte olmak
tip the scale
f.
387
Deyim
(davanın sonucu) birinin iyi haline bağlı olmak
be upon one's good behavior
f.
388
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur umuduyla yapmak/söylemek
do (something) for the best
f.
389
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur niyetiyle yapmak/söylemek
do (something) for the best
f.
390
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur umuduyla yapmak/söylemek
do/mean something for the best
f.
391
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur niyetiyle yapmak/söylemek
do/mean something for the best
f.
392
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur umuduyla yapmak/söylemek
mean (something) for the best
f.
393
Deyim
sonucu iyi/olumlu olur niyetiyle yapmak/söylemek
mean (something) for the best
f.
394
Deyim
yaptıklarının bir karşılığı/sonucu olmak
come home to roost
f.
395
Deyim
en başarısız sonucu almak
take the cake
f.
396
Deyim
en başarısız sonucu almak
take the biscuit
f.
397
Deyim
sonucu belirlemek
tip the balance
f.
398
Deyim
sonucu belirlemek
swing the balance
f.
399
Deyim
(kaza vb sonucu) birisini yaralamak
bump someone up
f.
400
Deyim
(sonucu olarak) meydana gelmek
make for
f.
401
Deyim
yapbozun parçalarını birleştirip sonucu görmek
join (up) the dots
f.
402
Deyim
sonucu bitiş çizgisinde belli olmak (yarış)
go, come (right) down to the wire
f.
403
Deyim
beklenen/ideal sonucu yaratmak
drop into place
f.
404
Deyim
(başarıyı, sonucu birine veya bir şeye) borçlu olmak
be a credit to (someone or something)
f.
405
Deyim
sonucu iyi olur umuduyla söylemek
mean (something) for the best
f.
406
Deyim
-in sonucu olmak
lie in
f.
407
Deyim
sonucu tahmin edilememek
be wide open
f.
408
Deyim
sonucu belli olmamak
be touch-and-go (whether...)
f.
409
Deyim
kötü bir durumdan olabilecek en iyi sonucu çıkarmak
save the furniture [australia]
f.
410
Deyim
kötü bir durumdan olabilecek en iyi sonucu yaratmak
save the furniture [australia]
f.
411
Deyim
sonucu iyi olmak
work out for the best
f.
412
Deyim
sonucu olmayan
of no avail
s.
413
Deyim
yazı turanın sonucu
on a toss of a coin
expr.
414
Deyim
geçmiş tecrübe sonucu her şeyin artık net bir şekilde anlaşılması
20/20 hindsight
expr.
415
Deyim
çarpışmanın etkisiyle/sonucu
upon impact
expr.
416
Deyim
her şeyin bir sonucu vardır
the longest day must have an end
expr.
417
Deyim
sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
all over but the shouting
expr.
418
Deyim
rastlantı sonucu
by the seat of one's pants
expr.
419
Deyim
sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
all over bar the shouting
expr.
420
Deyim
sonucu artık belli olacak biçimde neredeyse bitmiş
it's all over bar the shouting
expr.
421
Deyim
sonucu olmayan
to no avail
expr.
422
Deyim
sonucu/sonu belirsiz
in the melting pot
expr.
423
Deyim
rastlantı sonucu
by the seat of pants
expr.
424
Deyim
rastlantı sonucu
by the seat of (one's) pants
expr.
425
Deyim
rastlantı sonucu
by the seat of the pants
expr.
426
Deyim
rastlantı sonucu
by the seat of your pants
expr.
427
Deyim
(bir şeyin) sonucu olarak
by virtue of (something)
expr.
428
Deyim
bir şeyin sonucu olarak
by/in virtue of something
expr.
429
Deyim
bir şeyin sonucu olarak
by virtue of something
expr.
430
Deyim
(bir şeyin) sonucu olarak
in consequence (of something)
expr.
431
Deyim
hikayeye dayanan kanıtlar bilimsel araştırmalar sonucu elde edilen verilerin yerine kullanılamaz
the plural of anecdote is not data
expr.
432
Deyim
… bunun bir sonucu
therein lies...
expr.
433
Deyim
sonucu olarak
consequent on
expr.
Speaking
434
Konuşma
bundan sonucu çıkarılamaz
it does not follow that
expr.
435
Konuşma
riskli ve sonucu ağır olabilir
the stakes are high
expr.
436
Konuşma
tedaviye ne kadar erken başlarsan sonucu o kadar iyi olur
the sooner you start treatment the better the outcome
expr.
Trade/Economic
437
Ticaret/Ekonomi
bir sektörde ulusal düzeyde toplu pazarlık sonucu ortaya çıkan ücret oranlarını ve diğer çalışma koşullarını kapsayan yazılı resmi anlaşmalar
national agreement
i.
438
Ticaret/Ekonomi
borcun ödenmemesi sonucu oluşan zarar
nonpayment
i.
439
Ticaret/Ekonomi
bir olayın/durumun doğal sonucu olarak gelişen maliyet
follow-on cost
i.
440
Ticaret/Ekonomi
birleşme sonucu doğan şirket
surviving company
i.
441
Ticaret/Ekonomi
bölüm sonucu
segment result
i.
442
Ticaret/Ekonomi
bu sözleşme sonucu ya da bu sözleşme ile bağlantılı olarak doğacak/doğan tüm anlaşmazlıklar
all disputes arising out of or in connection with this contract
i.
443
Ticaret/Ekonomi
bir kararın tek bir sonucu olması ve o sonucun da tam olarak bilinmesi
certainty
i.
444
Ticaret/Ekonomi
ceza sonucu hakkın yitirilmesi
forfeit
i.
445
Ticaret/Ekonomi
faaliyeti sonucu
operating result
i.
446
Ticaret/Ekonomi
faaliyet sonucu
operating result
i.
447
Ticaret/Ekonomi
fiyatın denge düzeyinin üzerinde olması sonucu arzın talebi aşması
surplus
i.
448
Ticaret/Ekonomi
işletme sonucu
operating result
i.
449
Ticaret/Ekonomi
ihale sonucu
tender result
i.
450
Ticaret/Ekonomi
ihale sonucu
result of the tender
i.
451
Ticaret/Ekonomi
madeni paranın uzun süre tedavülde kalması sonucu aşınıp ağırlığından kaybetmesi
abrasion
i.
452
Ticaret/Ekonomi
ölçme sonucu
measuring result
i.
453
Ticaret/Ekonomi
pazarlık sonucu saptanan fiyat
negotiated price
i.
454
Ticaret/Ekonomi
sonucu belirleyici oy
deciding vote
i.
455
Ticaret/Ekonomi
sonucu belirleyici rey
deciding vote
i.
456
Ticaret/Ekonomi
terfi sonucu maaşın artması
promotional salary increase
i.
457
Ticaret/Ekonomi
tasfiye sonucu ortaklara dağıtılan tutar
liquidation dividend
i.
458
Ticaret/Ekonomi
tarifeler sonucu etkin olmayan kaynak kullanımı ile yurt içi üretimin artırılması ve tüketimde ortaya çıkan bozulmaların toplum açısından toplam maliyeti
protection costs of a tariff
i.
459
Ticaret/Ekonomi
ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori
bargaining theory of wages
i.
460
Ticaret/Ekonomi
yeniden değerleme sonucu değer kazanma
appreciation
i.
461
Ticaret/Ekonomi
yolculuğun normal sonucu olmayan hasar veya zarar
particular average
i.
462
Ticaret/Ekonomi
sendikaların çalışanları korunması sonucu gereğinden fazla işçi alınması
featherbedding
i.
463
Ticaret/Ekonomi
maliyet tasarrufu sağlamak için nitelikli çalışanların işten çıkarılması sonucu şirkette işlerin kötüye gitmesi
corporate anorexia
i.
464
Ticaret/Ekonomi
küçük arazilerin birleşimi sonucu arazinin toplam değerinin artması
plottage
i.
465
Ticaret/Ekonomi
belirli bir endüstride aşırı üretim veya fazla rekabet sonucu gelişen dramatik kırılma
shakeout
i.
466
Ticaret/Ekonomi
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya sunduğu daha başarılı olma potansiyeli
synergism
i.
467
Ticaret/Ekonomi
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya çıkardığı başarılı performans
synergism
i.
468
Ticaret/Ekonomi
spekülatif yatırım veya hızlı büyüme sonucu çok yüksek getiriler elde eden
go-go
s.
469
Ticaret/Ekonomi
serbest rekabet sonucu ulaşılan
open-market
s.
Law
470
Hukuk
iflas sonucu haciz emri
receiving order [obsolete]
i.
471
Hukuk
tımar vergisini iki yıl ödememe sonucu tımar hakkının kaybedilmesi
tinsel of the feu [scottish]
i.
472
Hukuk
genel itiraz sonucu yapılan ihraç
general issue
i.
473
Hukuk
bir ihmalin doğal sonucu olan zararlar
general damages
i.
474
Hukuk
dikkatsizlik sonucu işlenen suç
negligent offense
i.
475
Hukuk
dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu verilen hızlı karar
summary judgement
i.
476
Hukuk
gözetim görevlisinin ihmali sonucu suçlunun firar etmesi
negligent escape
i.
477
Hukuk
ihmal sonucu başkasının zarar görmesine neden olan suç
culpable negligence
i.
478
Hukuk
ihmal sonucu başkasının zarar görmesine neden olan suç
criminal negligence
i.
479
Hukuk
ihmal sonucu ölüme sebebiyet verme
wrongful death claim
i.
480
Hukuk
kanunun ihmal sonucu ihlal edilmesi
negligent violation of statute
i.
481
Hukuk
kiracının kiraladığı mülke ihmal sonucu olarak verdiği zarar
permissive waste
i.
482
Hukuk
kaybolmuş veya hata sonucu ele geçmiş eşya üzerinde tasarruf
enjoyment of lost property or property obtained by mistake
i.
483
Hukuk
kayıtsızlık sonucu sebep olunan zarar
wanton injury
i.
484
Hukuk
kaza sonucu ölüm kararı
a verdict of accidental death
i.
485
Hukuk
nefes alamama sonucu boğulma
suffocation
i.
486
Hukuk
sel basması sonucu arazinin bölünmesi
avulsion
i.
487
Hukuk
üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil
injurious falsehood
i.
488
Hukuk
üçüncü bir kişiye yapılan bilinçli yanlış bir ifade sonucu ekonomik zarara sebep olan haksız fiil
malicious falsehood
i.
489
Hukuk
(yanlış teşhis sonucu) sakat doğan çocuğun (maddi manevi) tazminat talebinde bulunması
wrongful life
i.
490
Hukuk
hukuki bir kararın sonucu olma
materiality
i.
491
Hukuk
öfke krizi sonucu işlenen cinayet
manslaughter
i.
492
Hukuk
dava sonucu tutuklanmış imtiyazlı bir kişiyi hapisten çıkarmak için verilen mahkeme emri
writ of privilege
i.
493
Hukuk
suların çekilmesi sonucu toprak kazanma
dereliction
i.
494
Hukuk
suların çekilmesi sonucu elde edilen arazi
dereliction
i.
495
Hukuk
çalışma arkadaşına ihmal sonucu zarar verme vakalarında işverenin mesuliyeti olmadığını belirten yasa
fellow-servant rule
i.
496
Hukuk
(firma ihmali sonucu gerçekleşen) iş ölümü
corporate manslaughter
i.
497
Hukuk
(haksız muamele hukukunda) eylemin veya eylemsizliğin doğal sonucu olarak öngörülen şey
foreseeability
i.
498
Hukuk
bilinçli taksirle trafik kazası sonucu ölüme sebebiyet vermek
cause death by dangerous driving
f.
499
Hukuk
idam hükmü sonucu hükümlünün medeni hukukunu kaldırmak
attaint
f.
500
Hukuk
kadının evlenmesi sonucu çeyiz payından düşen mülkiyeti ile ilgili
paraphernal
s.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sonucu
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy