field - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

field

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"field" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 67 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
field i. tarla
field i. alan
field i. saha
General
field i. saha
field i. çalışma alanı
field i. bilim dalı
field i. çayır
field i. otlak
field i. fırsat
field i. bilgi alanı
field i. kır
field i. savaş alanı
field i. mera
field i. alan
field i. kırlık
field i. açık arazi
field i. arazi
field i. pist
field i. (araştırma) alan
field i. (spor) saha
field i. mevcut olanlar
field i. piyasadakiler
field f. cevabı yapıştırmak
field f. cevaplandırmak
field f. sahaya çıkarmak (bir spor takımını)
field f. sahaya çıkarmak
field f. (tahıl, malt ve elyaf gibi ürünleri) arazide hava ve güneşe maruz bırakmak
field f. (vurulan topa) sahadayken elle dokunmak
field f. (takım veya oyuncuları) müsabaka için sahaya çıkarmak
field f. savaş meydanına çıkarmak
field f. (telefon araması, rica ile) ilgilenmek
field f. (telefon araması, rica) halletmek
field f. doğaçlama yanıt vermek
field f. doğaçlama çözüm sunmak
field f. seçmek
field f. cevaplamak
field s. araziye ait
field s. arazi ile ilişkili
field s. tarlalarda veya kırlarda yetişen
field s. tarlalarda veya kırlarda yaşayan
field s. arazide üretilen
field s. arazide yürütülen
field s. arazide kullanılan
field s. arazide çalışan
field s. arazide faal olan
field s. araziye tahsis edilen
field s. yol yerine araziye ait olan
field s. yol yerine arazi ile ilişkili
field s. yol yerine arazide rekabet edilen
Trade/Economic
field i. alan
Technical
field i. hava meydanı
field i. inşaat sahası
field i. meydan
Construction
field i. tarla
Automotive
field i. alan
field i. manyetik alan
field i. manyetik kuvvetle kaplanmış alan
Math
field i. cisim
Linguistics
field i. alan
Meteorology
field i. alan
Geology
field i. arazi
Military
field i. sahra
Sport
field i. atletizm sahası
Baseball
field f. dış sahada oynamak
Archaic
field i. savaş
field i. muharebe
field i. ofis, okul, fabrika veya laboratuvar dışındaki pratik uygulamaya ayrılmış alan

"field" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
barley field i. arpalık
General
reedy field i. kamışlık
playing field i. oyun alanı
field mission i. alan çalışması
ice field i. isfilt
field events i. alan yarışları
landing field i. uçak pisti
landing field i. pist
field mission i. çalışma
field trip i. öğretimde gezi
field study i. alan araştırması
expertise field i. ihtisas konusu
curvature of the field i. alan eğriliği
field marshal i. feldmareşal
field glasses i. dürbün
field bean i. bakla
quantum field theory i. kuantum alan teorisi
field assessment team i. arazi değerlendirme ekibi
field service i. alan hizmeti
conservative field i. konservatif alan
drill field i. talim meydanı
field pack i. sırt çantası
field of activity i. faaliyet alanı
free field i. boş alan
field theory i. alan teorisi
field day i. manevra günü
tomato field i. domates tarlası
field of interest i. ilgi alanı
arable field i. tarla
field cress i. horozcuk
field of training i. eğitim alanı
field lighting i. pist aydınlatması
field officer i. yüksek rütbeli subay
field tuning i. alan ayarlama
magnetostatic field i. manyetostatik alan
field observations i. arazi gözlemleri
football field i. futbol alanı
field goal i. meydandan yapılan gol
landing field i. havaalanı
field study i. katılımcı gözlem
field operations i. alan çalışması
magnetic field intensity i. manyetik alan yoğunluğu
field control i. alan kontrolü
field coil i. indüktör sargısı
field team coordinator i. arazi ekibi koordinatörü
field theory i. alan kuramı
field observation i. alan gözlemi
field training i. arazi eğitimi
sound field i. ses alanı
field house i. duşlu soyunma yeri
ice field i. buzla
track and field i. atletizm
field management i. alan yönetimi
field controlling i. alan denetimi
meson field i. mezon alanı
field mouse i. kırsıçanı
disaster field office i. afet koordinasyon bürosu
oil field i. petrol yatağı
class field theory i. sınıflandırılmış alan teorisi
field enginering i. teknik uzmanlık
field survey i. alan çalışması
field scabious i. miskçiçeği
field reconnaissance i. arazi keşfi
football field i. futbol sahası
field hockey i. çim hokeyi
field of view i. görüş alanı
free field overpressure i. serbest alan
field mouse i. tarla faresi
baseball field i. beysbol sahası
field standards i. çalışma standartları
cotton field i. pamuk tarlası
green field i. yeşil alan
magnetic field strength i. manyetik alan şiddeti
field survey i. arazi çalışması
field corn i. hayvan yemi için yetiştirilen mısır
field gun i. sahra topu
field officer i. alay komutanı
oil field i. petrol alanı
landing field i. iniş alanı
oil field discovery i. petrol keşfi
field of contest i. er meydanı
field marshall i. feldmareşal
field programmable gate arrays i. programlanabilir sıralı giriş alanları
noise field i. gürültü alanı
field glasses i. çifte dürbün
field hospital i. sahra hastanesi
oil field i. petrol sahası
input field i. veri giriş alanı
field service i. sahra hizmeti
football field carpet i. halı saha
sub field i. alt alan
electromagnetic field i. elektromanyetik alan
crystal field theory i. kristal alan teorisi
field measurement i. alan hesaplaması
a specialist in one's field i. alanında uzman
field control i. saha kontrolü
specialized field topics i. uzmanlık alan dersi
field crops i. tarla ürünleri
open field i. açık arazi
wheat field i. buğday tarlası
open field i. açık alan
technical field i. teknik alan
scientific study field i. bilimsel çalışma alanı
scientific study field i. bilimsel çalışma dalı
main field i. ana branş
field suppression i. doneler
specialists in their field i. alanında uzman kişiler
experts in one's field i. alanında uzman kişiler
destination field i. varış noktası alanı
destination field i. erek alanı
basketball field i. basket sahası
wide field of view i. geniş görüş alanı
field of vision i. görüş açısı
field of application i. uygulama alanı
far field i. uzak alan
field-hand i. tarla işçisi
dark-field microscope i. karanlık saha mikroskobu
green-field i. yeşil alan
water-melon field i. bostan
field fire system i. saha yangın sistemi
range over a wide field i. geniş alana yayılma
territorial field i. kara sahası
field hospital i. seyyar sahra hastanesi
mobile field hospital i. seyyar sahra hastanesi
poppy field i. gelincik tarlası
field coordinator i. saha koordinatörü
field coordinator i. alan koordinatörü
field of art i. sanat dalı
field of study i. çalışma alanı
oil field i. petrol yönünden zengin bölge
field supervisor i. saha sorumlusu
field manager i. saha sorumlusu
field of ice i. buz kütlesi
field glasses i. el dürbünü
field of social responsibility i. sosyal sorumluluk alanı
professional field i. mesleki alan
professional field i. uzmanlık alanı
paddy field i. çeltik tarlası
field controller i. saha kontrolörü
field controller i. alan denetçisi
field application i. saha uygulaması
strawberry field i. çilek tarlası
flower field i. çiçek tarlası
arable field i. mezra
field day i. spor günü
field day i. tatbikat günü
barley field i. arpa tarlası
melon field i. kavun tarlası
melon field i. bostan
educational field i. eğitim alanı
scientific field i. bilim alanı
scientific field i. bilimsel alan
medical field i. tıp alanı
field of medicine i. tıp alanı
field of law i. hukuk alanı
potter's field i. kimsesizler/evsizler mezarlığı
potter's field i. kimsesizler mezarlığı
field director i. saha yöneticisi
field of science i. bilim alanı
science field i. bilim alanı
field job i. saha işi
field work i. saha işi
pepper field i. biber tarlası
running field i. koşu sahası
field of education i. eğitim alanı
mulberry field i. dutluk
field of specialization i. uzmanlık alanı
field dressing i. tarlaya serpilmiş ve sürülmüş gübre
field dressing i. yaraya cephede yapılan sargı
field dressing i. cephe sargısı
field dressing i. avlandıktan sonran hayvanın iç organlarının çıkarılması
field of vision i. görüş alanı
field service i. saha hizmeti
backing field i. destek alanı
connoisseur in one's field i. alanında uzman
debris field i. enkaz alanı
field experience i. saha tecrübesi
field equipment i. saha ekipmanları
microscopic field i. mikroskop yardımı ile görülebilen alan
corn field i. mısır tarlası
mine field i. mayın tarlasına benzer şey
mine field i. tehlike içeren durum
mine field i. aşırı dikkat gerektiren alan
grain field i. tahıl tarlası
ice field i. buz alanı
ice field i. buzlu bölge
ice field i. buzul kütlesi
ice field i. buz örtüsü
ice field i. buz tabakası
field control i. göreceli konumları ve yükseklikleri bilinen nokta dizisi
field day i. açık alanda yapılan sosyal etkinlik
field day i. keyif yapılan zaman
field day i. etkinlik zamanı
field guide i. sıkça karşılaşılan canlı veya nesneleri tespit etmeye yarayan betimlemelerin bulunduğu resimli kitap
field of ice i. su üzerinde yüzen büyük buz kütlesi
field of ice i. buz örtüsü
field of operation i. bir tür ticari girişim
field of regard i. sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre
field of regard i. görüş alanı
field of study i. disiplin
field of study i. bilim dalı
field of view i. sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre
field of vision i. sabit gözle algılanabilen tüm fiziki çevre
field study i. sahada yürütülen araştırma projesi
field tent i. branda bezinden yapılmış arazi çadırı
field test i. yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test
field trial i. yeni bir ürünün kullanım koşullarındaki performansını ölçen test
field work i. sınıf, laboratuvar ve idare merkezi yerine sahaya inilerek yapılan araştırma
flame field expedients i. basit ve el yapımı alev çıkaran veya aydınlatıcı cihazlar
fld (field) i. alan
fld (field) i. saha
subject field i. başlık
subject field i. serlevha
be way out in left field f. fena halde yanılmak
be good in field of f. alanında iyi olmak
have a field day f. bayram etmek
have a field day with f. sarakaya almak
hold the field f. üstünlüğünü korumak
have a field day with f. makaraya almak
be way out in left field f. ıskalamak
have a say in a field f. alanında söz sahibi olmak
work in the field f. dışarıda çalışmak
be an expert on one's field f. alanında söz sahibi olmak
improve oneself in a certain field f. bir konuda kendini geliştirmek
field candidate f. aday çıkarmak
field stone f. cüret etmek
enter the gravitational field of f. çekim alanına girmek
enter into the magnetic field of f. çekim alanına girmek
do a field study f. saha çalışması yapmak
level playing field f. eşit şartlar sağlamak
level playing field f. eşit şartlar oluşturmak
lead the field f. lider konumda olmak
get to the top of one's field in a very short time f. çok kısa zamanda alanında en üste/tepeye çıkmak/ulaşmak
die in the war field with honour f. savaş alanında onurlu bir şekilde ölmek
work in the field of treatment f. ...tedavisi alanında çalışmak
work in the field f. tarlada çalışmak
work in the field f. sahada çalışmak
be an expert on a field f. bir alanda uzman olmak
be an expert on a field f. bir şeyde uzman olmak
be in/within one's field of interest f. ilgi alanına girmek
plough the field f. tarlayı sürmek
plow the field f. tarlayı sürmek
lay against the field f. tüm yarışmacılara karşı (at, vb. üzerine) bahse girmek
water the field f. tarlayı sulamak
wipe one's opponent off the field f. rakibini sahadan silmek
field [obsolete] f. savaş meydanına gitmek
field [obsolete] f. savaşmak
field-test f. (tekniği veya ürünü) kullanım koşullarında test etmek
field verified s. yerde doğrulanmış
field verified s. doğrulanmış
field surveyed s. yerde alınmış
field surveyed s. arazide ölçülmüş
expert in one's field s. alanında uzman
connoisseur in the field of s. alanında uzman
expert in the field of s. alanında uzman
specialist in the field of s. alanında uzman
specialist in one's field s. alanında uzman
field-free s. alansız
expert in his/her field s. alanında uzman
expert in his/her field s. alanında uzmanlaşmış
dead in the field s. hastaneye yetiştirilemeden yolda ölen veya hastaneye ölü gelen
dead in the field s. hastaneye giderken yolda hayatını kaybeden
field-loading s. sahada yüklenen
field-proven s. sahada kanıtlanmış
field-proven s. kendini sahada ispat etmiş
in this field zf. bu alanda
in the field of zf. alanında
in the field zf. arazide
in the field zf. şantiyede
by field of activity zf. faaliyet alanı itibarıyla
in the academic field zf. akademik alanda
in the field of design zf. tasarım alanında
in the design field/area zf. tasarım alanında
in veterinary field zf. veterinerlik alanında
in the field of ed. sahasında
Phrases
from field to fork zf. tarladan sofraya
in the field of medicine expr. tıp alanında
Colloquial
field a grounder f. beyzbolda yerden giden topu eldivenle yakalamak/durdurmak
field a grounder f. beyzbolda yerden giden topu eldivenle tutmak/kurtarmak
field grounders f. yerlerde sigara veya izmarit aramak
field grounders f. sigara veya izmarit aramak için yerlere bakmak
left-field s. acayip
left-field s. tuhaf
left-field s. olağan dışı
Idioms
a fair field and no favor [dated] i. eşit şartlarda yarışma
a fair field and no favor [dated] i. adil koşullarda mücadele etme
a fair field and no favor [dated] i. adil şartlarda mücadele
oil field trash i. akaryakıt sektöründe çalışan işçi
oil field trash i. petrol ayrıştırma ve üretim işini yapan işçi
oil field trash i. petrol işçisi
a fair field and no favor [dated] i. herkesin eşit şartlara/fırsatlara sahip olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] i. kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğünün/avantajının olmadığı ortam
a fair field and no favor [dated] i. herkesin eşit olduğu ortam
a fair field and no favor [dated] i. adil bir ortam
a fair field and no favor [dated] i. bir yarıştaki/mücadeledeki eşit şartlar
a fair field and no favor [dated] i. bir yarıştaki/mücadeledeki adil koşullar
a field day i. istediğini yapabilme özgürlüğü/fırsatı
a field day i. özgürce hareket edilebilme fırsatı
a field day i. istediği gibi davranma fırsatı/özgürlüğü
a field day i. meydanı boş bulma
a field day i. istediği gibi at oynatma
a level playing field i. adil şartların olduğu bir durum/ortam
a level playing field i. eşit şartların sağlandığı bir durum/ortam
a level playing field i. kimsenin kimseye karşı bir avantajının/üstünlüğünün olmadığı bir ortam
center field i. etliye sütlüye karışmadığı bir konum/duruş
center field i. çekimser bir konum/duruş
center field i. genel olarak kabul görenin dışına çıkmayan bir konum/duruş
center field i. aşırı uçlara dokunmayan bir konum/duruş
center field i. genel anlayışın dışına çıkmayan bir konum/duruş
come from left field [us] f. (öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak
come from left field [us] f. şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak
come out of left field [us] f. (öneri, soru, olay) beklenmedik bir şekilde ortaya çıkmak
come out of left field [us] f. şaşırtıcı bir öneri, soru, olay olmak
lead the field f. alanında lider/önde olmak
lead the field f. alanında öncü olmak veya liderlik/önderlik yapmak
lead the field f. başı çekmek
leave the field clear for somebody f. birisinin yoluna çıkmamak
play the field f. birden fazla kişiyle düşüp kalkmak
leave the field clear for somebody f. birisine ayak bağı olmamak
have a field day f. bir şeyi kutlamak
leave the field clear for somebody f. birisinin önünü açmak
have a field day f. bayram etmek
have a field day f. çok eğlenmek
have a field day f. çok iyi zaman geçirmek
have a field day f. hoşça vakit geçirmek
level the playing field f. herkes için fırsat eşitliği sağlamak
play the field f. gönül eğlendirmek
level the playing field f. herkese eşit fırsat vermek
compete on a level playing field f. eşit şartlarda rekabet etmek
level the playing field f. herkese aynı fırsatı vermek
have a field day f. felekten bir gün çalmak
lead the field f. liderlik bayrağı elinde olmak
play the field f. karşı cinsten bir sürü arkadaşı olmak
lead the field f. önde olmak
play the field f. kafasına göre takılmak
play the field f. kimseye bağlanmadan gönlünce yaşamak
play the field f. onunla bununla sürtmek
lead the field f. önde/lider olmak
field a question f. yöneltilen soruya cevap vermek
come out of left field f. (sorun) beklenmedik bir yerden çıkmak
field a question f. yöneltilen soruyu cevaplamak
come out of left field f. (sorun) hiç yoktan çıkmak
field questions f. (gazatecilerin vb. yönelttiği) soruları cevaplandırmak
order someone off the field f. (bir oyuncuyu) oyundan atmak
cover the field f. alanı kapsamlı olarak ele almak
cover the field f. alanı baştan sona ele almak
reverse (one's) field f. ters yöne gitmek
reverse (one's) field f. durup ters yöne doğru devam etmek
reverse (one's) field f. sahada yön değiştirmek
reverse (one's) field f. durup geriye doğru gitmek
reverse (one's) field f. daha önce savunduğu şeyin tersini savunmaya başlamak
reverse (one's) field f. önceki fikrinin tam tersini ileri sürmek
reverse (one's) field f. daha önce savunduğunun aksini savunmak
reverse (one's) field f. birden 180 derece dönmek
reverse (one's) field f. birden savunduğu fikirden dönmek
reverse (one's) field f. savunduğu fikirden bir anda çark etmek
reverse (one's) field f. fikrinden caymak
reverse (one's) field f. savunduğu/inandığı şeyden caymak
be (way out/over) in left field [us] f. fena halde yanılmak
be (way out/over) in left field [us] f. hiçbir şeyden haberi olmamak
be (way out/over) in left field [us] f. olan bitenden bihaber olmak
leave the field open for (one) f. (birinin) yolunu açmak
leave the field open for (one) f. (birinin) yolundan çekilmek
leave the field open for (one) f. meydanı (birine) bırakmak
leave the field open for (one) f. (birinin) önünü açmak
be (out) in left field f. popüler olmamak
be (out) in left field f. tuhaf olmak
be (out) in left field f. alışılmışın dışında olmak
be in left field f. sıra dışı olmak
be in left field f. tuhaf olmak
be in left field f. garip olmak
leave the field clear for (one) f. (birinin) yoluna çıkmamak
leave the field clear for (one) f. (birine) ayak bağı olmamak
leave the field clear for (one) f. (birinin) önünü/yolunu açmak
level the field f. herkese aynı fırsatı vermek
level the field f. herkes için fırsat eşitliği sağlamak
level the field f. herkese eşit fırsat vermek
level the field f. adil bir ortam sağlamak
level the field f. herkesi eşit konuma getirmek
order (one) off the field f. (bir oyuncuyu) oyundan/sahadan atmak
order (one) off the field f. (bir oyuncuyu) oyundan/sahadan çıkarmak
order off the field f. oyundan/sahadan atmak
order off the field f. oyundan/sahadan çıkarmak
reverse field f. ters yöne gitmek
reverse field f. durup ters yöne doğru devam etmek
reverse field f. sahada yön değiştirmek
reverse field f. durup geriye doğru gitmek
reverse field f. daha önce savunduğu şeyin tersini savunmaya başlamak
reverse field f. önceki fikrinin tam tersini ileri sürmek
reverse field f. daha önce savunduğunun aksini savunmak
reverse field f. birden 180 derece dönmek
reverse field f. birden savunduğu fikirden dönmek
reverse field f. savunduğu fikirden bir anda çark etmek
reverse field f. fikrinden caymak
reverse field f. savunduğu/inandığı şeyden caymak
out in left field expr. acayip
out of left field expr. ansızın
out of left field expr. beklenmedik bir anda veya şekilde
out in left field expr. gereksiz
way out in left field expr. gereksiz
out in left field expr. garip
way out in left field expr. modası geçmiş
out in left field expr. olağan dışı
out in left field expr. tuhaf
way out in left field expr. yararsız
from left field expr. beklenmedik yerden
from left field expr. ummadık yerden
from left field expr. tuhaf bir yerden
from left field expr. ansızın
from left field expr. şaşırtıcı bir yerden
Speaking
out of my field expr. benim alanım dışı
this is out of my field expr. bu benim alanımın dışında
this is out of my field expr. ben bundan anlamam
this is out of my field expr. beni aşar
Trade/Economic
field experiment i. alan deneyi
field research i. alan araştırması
field work standards i. alan çalışması standartları
field bet i. aynı endüstriden blok halinde kar ettirmeyen hisse senetlerinin alınması
field selling i. alan satışı
main business field i. ana işkolu
main field of business i. ana iştigal konusu
banking field i. bankacılık alanı
field force i. belli bir saha da belli bir iş için yetiştirilmiş ve organize olmuş kadro
field hand i. çiftlik işçisi
field hand i. çiftlikte çalışan adam
audit field i. denetim alanı
field warehouse financing i. depo makbuzu karşılığında finansman
field auditor i. denetimi ilgili işletmeye giderek yapan kişi
economic field i. ekonomik alan
field warehousing i. emtia üzerine rehin
economic field i. ekonomik saha
field auditor i. gezici denetçi
field of assignment i. görevlendirme alanı
field examinations i. iş yeri denetimleri
field of activity i. iştigal konusu
field of operation i. iş kolu
operation field i. işlem alanı
field of business i. iştigal konusu
field of operation i. işletme konusu
field of operation i. iş alanı
field of business i. iştigal mevzuu
field warehouse i. kamu antreposu
career field i. meslek sahası
metrological subject field i. metroloji konu alanları
field of occupation i. meslek dalı
field of profession i. meslek dalı
career field i. meslek ihtisas grubu
marketing field i. pazarlama alanı
project field i. proje alanı
oil field i. petrol sahası
field visit i. saha gezisi
field sales manager i. saha satış yöneticisi
field sales manager i. saha satış müdürü
field force i. saha ekibi
healthcare field i. sağlık alanı
field visit i. saha ziyareti
field force i. saha takımı
field administrator i. saha yöneticisi
field auditor i. seyyar müfettiş
field of standardisation i. standardizasyon alanı
field service i. taşraya yönelik hizmet
procedure for the provision of information in the field of technical standards and regulations i. teknik mevzuatın ve standartların türkiye ile avrupa birliği arasında bildirimi
field organization i. taşra örgütü
field service i. taşra teşkilatı
technical field i. teknik alan
field accountant i. taşra saymanı
tax field audit i. vergi denetimi
tax field audit i. yerel vergi denetimi
field-fabricated s. alanda/sahada imal edilmiş/yapılmış
dof (delivery on field) kısalt. sahada teslim
Law
application field i. tatbik sahası
field service i. taşra teşkilatı
Politics
field research i. alan araştırması
field application i. alan uygulaması
field exercise i. arazi tatbikatı
field service administration i. alan hizmet yönetimi
advisory committee on standardisation in the field of information technology i. bilgi teknolojisi alanında standartlaşma danışma komitesi
unified field theories i. birleştirilmiş alan teorileri
level playing field i. eşit şartlı faaliyet alanı
committee of the integrated action programme in the field of lifelong learning i. hayat boyu öğrenme alanında entegre eylem programı komitesi
committee of the second programme of community action in the field of health i. sağlık alanında ikinci topluluk eylem programı komitesi
general provisions in the field of technical barriers to trade i. ticarette teknik engellerin kaldırılmasına ilişkin genel hükümler
Institutes
european cooperation in the field of scientific and technical research i. avrupa bilimsel ve teknik araştırma alanında işbirliği
multinational programme in the field of data processing i. bilgi işlem alanında çok uluslu program
european cooperation in the field of scientific and technical research i. bilimsel ve teknik araştırma alanında avrupa işbirliği
department of field and horticultural crops i. tarla ve bahçe bitkileri daire başkanlığı
department of field crops research i. tarla bitkileri araştırmaları daire başkanlığı
field crops central research institute i. tarla bitkileri merkez araştırına enstitüsü müdürlüğü
field crops central research institute i. tarla bitkileri merkez araştırma enstitüsü müdürlüğü
central research institude for field crops i. tarla bitkileri merkez araştırma enstitüsü müdürlüğü
Media
field reporting i. saha muhabirliği
Technical
field number i. alan numarası
field-emission gun i. alan salım tabancası
field suppression i. alan silinmesi
field laboratory i. arazi laboratuvarı
field theory i. alan kuramı
field data i. alan verileri
field suppression period i. alan silme süresi
field emission source i. alan salım kaynağı
bright field illumination i. aydınlık alan aydınlatması