-something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

-something



"-something" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
-something snk. yaşı belirli sayıdaki 10 yıllık süre ile yaklaşık olarak ifade edilen kimse anlamını veren bir son ek

"-something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
the best (of something) i. en iyisi
General
the pluses and minuses of something i. bir şeyin olumlu ve olumsuz tarafları
something got without effort/cost i. lüp
fire something up i. fayrap etmek (soba/kalorifer vb'ni)
slowing something down i. ağırlaştırma
sorting something out i. ayıklama
something of the kind i. öyle bir şey
blowing something up i. şişirme
something eaten with one's bread i. katık
something fishy i. bityeniği
something to say i. diyecek
luck into something i. şans eseri
making something go with i. yakıştırma
something i. bir şey
the right way do (something) i. yol yordam
the right way do (something) i. yol yöntem
key point (about something) i. bir işin püf noktası
key point (about something) i. işin püf noktası
something of a puzzle i. bilinmez bir sır
(someone/something) which is a blend of the two i. ikisinin ortası
(someone/something) which is a blend of the two i. ikisi ortası
the right way to do (something) i. yol erkan
good opinion of someone or something i. hüsn-ü zan
samples of something similar i. örneğe en uygun
easy way of doing something i. bir işi yapmanın kolay yolu
low point (to be in something) i. (bir işin) gelebileceği en berbat durum
low point (to be in something) i. (bir işin) gelebileceği en berbat nokta
basic characteristics of something i. bir şeyin en temel özellikleri
the dark face of something i. bir şeyin karanlık yüzü
group something under something i. altında toplamak
life after something i. -den sonraki hayat
short for something i. (bir şeyin) kısaltılmışı
take something seriously i. ciddiye almak
responsibility towards someone or something i. birine veya bir şeye karşı sorumluluk
embodiment of something i. ... vücut bulmuş hali
initiation of something i. bir şeye önayak olunması
wind something up f. saat vb gibi bir şey kurmak
see something before one dies f. dünya gözüyle görmek
make heavy weather of something f. birşeye olması gerektiğinden daha fazla zaman harcamak
rake about for something f. arayıp taramak
revile against something f. küfretmek
make the most of something f. bir şeyden azami derecede faydalanmak
say something out of spite f. nispet yapmak
disapprove of something f. uygun bulmamak
clear something away f. kaldırmak
say something out of spite f. nispet vermek
put something in order f. nizama sokmak
have a scent for something f. sezmek
get something easily f. düşürmek
shake something out f. bir şeyi silkmek
tell something to someone straight f. birine bir şeyi hiç sakınmadan söylemek
let something out f. kiraya vermek
have something cut f. kestirmek
legislate for something f. yasa yapmak
legislate against something f. yasa yapmak
have something in common with someone f. biriyle ortak bir özellik taşımak
deal in something f. alıp satmak
find something impressing f. beğenmek
take something out of f. bir şeyi bir yerden çıkarmak
cross with somebody about something f. kızmak
look for a way to do something f. bir şeyin çaresine bakmak
be inherent in something f. bir şeyin aslında var olmak
get something cheaply f. düşürmek
do something mischievous f. hınzırlık etmek
take the trouble to do something f. zahmet edip bir şey yapmak
be mixed up in something bad f. adı karışmak
bitterly resent something f. zoruna gitmek
pride oneself on something f. bir şeyden kıvanç duymak
bring somebody in something f. kazandırmak
be out of something f. bitmek
respond to something normally f. normal karşılamak
sort something out f. düzeltmek
whip something away f. bir şeyi kapıvermek
channel something into f. kanalize etmek
rule something out f. silmek
estimate the weight of something f. okkalamak
rule something out of order f. kabul etmemek
take something hard f. bir şeye pek çok üzülmek
clear something up f. toparlamak
see (someone/something) in one's dreams f. rüyalarına girmek
kiss something goodbye f. üzerine bir bardak su içmek
leap something over something f. atlatmak
take something up f. sıvıyı emmek
be awake to something f. bilincinde olmak
turn something down f. kısmak
make sure something is ok f. kontrol etmek
(something) to be clearly explained f. açıkça anlatılmak
be out of keeping with something f. bir şeye uygun olmamak
lie lateral to something f. yanında bulunmak
keep something near at hand f. el altında bulundurmak
argue against something f. karşı çıkmak
set something on foot f. bir şeyi başlatmak
do something unbeknown to someone f. birinin haberi olmadan bir şey yapmak
cross something off f. karalamak
feel uneasy about something f. tedirgin olmak
turn something to good account f. bir şeyi değerlendirmek
get something over with f. bir şeyi yapıp bitirmek
argue somebody in doing something f. razı etmek
give something a swirl f. bir şeyi çalkalayarak döndürmek
go down with something f. tutulmak
put something by f. bir kenara koymak
button something f. düğmelemek
dissolve something f. yok etmek
strike something off f. bir darbeyle bir şeyi kesmek
pull something over f. bir şeyi kendine doğru çekerek devirmek
have something on hand f. el altında bulundurmak
leave something to rest f. dinlenmeye bırakmak
pitch into something f. koyulmak
serve as an offset to something f. bir şeyin güzelliğini belirtmek
give something prominence f. bir şeyi ön plana çıkarmak
piece something together f. bir şeyin parçalarını bir araya getirmek
set something afloat f. bir şeyi yüzdürmek
coop up in something f. hapsetmek
be contingent upon something f. tabi olmak
get something without effort f. lüpe konmak
take something in f. gitmek (konser müze vb'ne)
regard something as good riddance f. bir şeyin yok edilmesini hoş karşılamak
masquerade as something f. kılığına girmek
get something done f. yaptırmak
make something public f. bir şeyi ilan etmek
enviously admire something f. dibi düşmek
give something some thought f. bir şeyi iyice düşünmek
be dead set on something f. kafasına koymak
have a fancy for something f. içi çekmek
see something through f. bir şeyin sonunu getirmek
frown on something f. uygun görmemek
prick something on f. sivri bir şey bir uzva batmak
get something out f. yayımlamak
cut something up f. doğramak
lay something down f. yatırmak
make much of something f. büyütmek
pull something to f. bir şeyi çekerek kapamak
keep something at arm's length f. el altında bulundurmak
incapable of doing something f. aciz kalmak
burn something down f. yakıp kül etmek
clean somebody out of something f. soyup soğana çevirmek
gulp something down f. bir şeyi yutuvermek
let something slip f. ağzından kaçırmak
piss on something f. takmamak
pry something up f. bir şeyi manivela görevini gören bir şeyle kanırtmak
put something forward to f. toplantı tarihini ileri almak
give something a wring f. döndürerek sıkmak
start something going f. bir makineyi çalıştırmak
get something down f. not etmek
keep something a secret from someone f. bir şeyi birinden saklamak
cut something down f. devirmek
make something go with f. yakıştırmak
press something upon someone f. birine bir şeyi ısrarla vermeye çalışmak
put something in order f. düzen vermek
button something up f. düğmelemek
let something prey on one's mind f. dert etmek
turn something up f. paçalarını kıvırmak
set something down f. kaydetmek
fritter something away on something f. ziyan etmek
brace someone for something f. birini kötü bir habere hazırlamak
give something a wipe f. silmek
know something like the back of one's hand f. adı gibi bilmek
wheedle something out of someone f. dil dökerek birinden bir şey koparmak
let something become wide apart f. seyrekleştirmek
click on something f. bir şeyin üstüne tıklamak
let something go by the board f. fırsatı kaçırmak
charge somebody with something f. suçlamak
have somebody up for something f. mahkemeye vermek
pay for something by instalments f. taksitli alışveriş yapmak
wire something together f. bir şeyi telle bağlamak
think something becoming to f. yakıştırmak
put up with something with patience f. ya sabır çekmek
fling something in one's teeth f. yüzüne vurmak
vote something down f. aleyhinde oy kullanarak bir şeye engel olmak
write something out f. bir şeyi yazıya dökmek
pitch into something f. yumulmak
strike something out f. iptal etmek için bir şeyi çizmek
have a dream of (someone/something) f. rüyasını görmek
excuse someone or something f. mazur görmek
do something behind someone's back f. arkadan iş çevirmek
muck something up f. içine sıçmak
end something f. ilişiğini kesmek
keep something by one f. elinin altında bulundurmak
be locked oneself into something f. kendini adamak
cut back on something f. kesinti yapmak
put somebody through something f. tabi tutmak
tear something off f. bir şeyi bir yerden yırtarak koparmak
nail something down f. çivilemek
rhapsodize over something f. öve öve bitirememek
be lacking in something f. yoksun olmak
be bent on doing something f. bir şeyi yapmaya azmetmek
be incapable of doing something f. aciz olmak
sponge something dry f. bir şeyi süngerle kurulamak
note something down f. not etmek
be unable to hide something f. açık vermek
strain something out of f. bir sıvıyı süzgeçten geçirip ondan bir şey çıkarmak
redeem something pawned f. rehinden kurtarmak
put something on f. sahneye koymak
be very interested in something f. yakından ilgilenmek
make much of something f. izam etmek
pull something over f. bir şeyi yaklaştırmak
whip something on f. bir giysiyi giyivermek
let something off f. kiraya vermek
find (something) strange f. tuhafına gitmek
clear something up f. düzene sokmak
deal in something f. ticareti yapmak
clean something up f. kırmak
train something on f. nişan almak
find something incongruous with f. aykırı bulmak
cordon something off f. kordon altına almak
batter something down f. yerle bir etmek için bir şeye vurmak
wrench something from somebody f. zorla almak
give something the thumbs up f. tam not vermek
lose control of something f. kontrolünü yitirmek (bir aracın vb)
cast a cloud on something f. gölgelemek
place something out of someone 's reach f. bir şeyi biri için imkansız hale getirmek
strain every nerve (to do something) f. şartlarını zorlamak
revile at something f. küfretmek
give someone to understand something f. birine bir şeyi ima etmek
wind something into a ball f. bir şeyi yumak yapmak
put something away f. kaldırmak
tilt something over f. bir şeyi yan yatırarak devirmek
put something plainly f. bir şeyi açıkça söylemek
keep something secret f. gizli tutmak
lock something up f. bir şeyi kilit altında tutmak
revile at something f. hakaret etmek
book something to someone's account f. bir şeyi birinin hesabına yazmak
start something going f. bir şeyi başlatmak
put something down to f. bir şeyi birine vermek
go at something f. girişmek
revile at something f. yermek
revile against something f. yermek
deal with something f. hakkında olmak
clear something up f. düzene koymak
put something down f. bir şeyi yere koymak
show someone the way to do something f. birine bir şeyin nasıl yapıldığını göstermek
turn something into a joke f. şakaya bozmak
laugh something off f. şakaya vurmak
happen to have something good f. konmak
fire something up f. çalıştırmak (motoru)
mess something about f. karıştırmak
cross something out f. karalamak
pass the sponge over something f. sünger çekmek
elaborate on something f. özenmek
put down a deposit on something f. depozito vermek
blow something up f. şişirmek
be deaf to something f. kulak asmamak
hold something back f. zapt etmek
have something to do with f. alakası olmak
keep something under wraps f. gizli tutmak
have a bash at something f. bir denemek
sum something up f. bir şeyi özetlemek
make something into f. bir şeyi başka bir şeye dönüştürmek
break something off f. son vermek
take something in stride f. bir şeyin üzerinde durmamak
clamp the lid on something f. engellemek
kiss something goodbye f. üzerine bir bardak soğuk su içmek
treat something seriously f. işi ciddiye almak
drum something into somebody f. kafasına sokmak
put something back f. bir şeyi eski yerine koymak
steam something open f. bir şeyi buhara tutarak açmak
inform somebody of something f. haberdar etmek
be acquainted with something f. bilmek
leave something to its fate f. kaderine bırakmak
be entrusted with something f. bir şeyle görevli olmak
make something public f. aleniyete vurmak
pull something over f. bir şeyi çekerek yaklaştırmak
take something off f. bir yere götürmek
play something by ear f. olayların seyrine göre hareket etmek
put something to one side f. bir şeyi bir kenara bırakmak
talk somebody out of something f. vazgeçirmek
know something backwards f. ezbere bilmek
do something hastily f. aceleye boğmak
take something in f. bir şeyi farketmek/görmek
see something through f. bir işin sonunu getirmek
pry something open f. bir şeyi manivela görevini gören bir şeyle açmak
keep up with something f. başa çıkmak
dissolve something f. gidermek
give something a sweep f. süpürmek
strap something to f. kayışla bağlamak (birşeyi) (bir yere)
redeem something pawned f. rehindeki eşyayı kurtarmak
make something happen f. mümkün kılmak
number something among f. bir şeyi (bir kategorinin vb) arasına katmak
buy something cheaply f. ucuza düşürmek
mess (something) up f. ağzına sıçmak
keep something active f. aktif halde tutmak
flush something down the toilet f. bir şeyi tuvalete atıp sifonu çekmek
give something a stir f. bir şeyi karıştırmak
make something tingle f. bir şeyi tatlı bir şekilde ürpertmek
dream something away f. boşa geçirmek
feel raw about something f. birşey yüzünden kendini kötü hissetmek
put something on f. ileri almak
turn something out f. boşaltmak
sell something off f. elden çıkarmak
see something through f. bir işi bitirmek
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde tutmak
gobble something f. sömürmek
be loath to do something f. bir şeyi yapmaktan çekinmek
bring something forward f. ortaya atmak
ration something out f. karneyle vermek
point something out to somebody f. dikkatini çekmek
look at something in perspective f. bir şeye geniş bir açıdan bakmak
have a bee in one's bonnet about something f. aklını takmak
puzzle something out f. bir şeyi çözmek
get something out of one's system f. çok arzuladığı bir şeyi arzulamaz olmak
touch something off f. bir şeyi başlatmak
expect something of somebody f. yakıştırmak
be about something f. bir şeyle meşgul olmak
have a scent for something f. kokusunu almak
keep something on the back burner f. daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
boot somebody out of something f. pasaportunu eline vermek
pull something down f. yıkmak
give something a sweep f. temizlemek
rent something by the week f. bir şeyi haftalığına kiralamak
decide against something f. bir şeyin aleyhinde karar vermek
have information about something f. bilgi sahibi olmak
get something out of one's system f. vücudu bir şeyi atmak
cut something into slices f. bir şeyi dilimlemek
sort something out f. bir şeye çözüm bulmak
run out of something f. bitmek
get something illegally f. haram yemek
press something into service f. bir şeyi hizmete sokmak
take something in f. bir şeyi kavramak
throw something out f. reddetmek
give somebody a sniff of something f. koklatmak
mark something up f. zam yapmak
put something forward f. ortaya atmak
slip somebody something f. gizlice vermek
brood on something f. arpacı kumrusu gibi düşünmek
get something cheaply f. ucuza düşürmek
be furious with somebody at something f. öfkelenmek
be quite something f. olağanüstü bir şey olmak
patch something up f. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
make something bitter f. acılaştırmak
revile against something f. kötülemek
get something off one's chest f. derdini açmak
set someone against something f. birini bir şeyin aleyhine çevirmek
have something on someone f. elinde suçlayıcı delil bulunmak
run short of something f. azalmak
acquaint oneself with something f. öğrenmek
lean something on f. dayandırmak
put something off f. bir şeyi ertelemek
be the butt of something f. hedef olmak
mess something up f. bir yeri dağıtmak
pepper something with f. bir şeye ... serpiştirmek
tear something up f. parça parça etmek
display of something f. sergilemek
do something sloppily and hastily f. aceleye getirmek
keep something under one's hat f. bir şeyi gizli tutmak
chisel somebody out of something f. zokayı yutturmak
find (something) strange f. garibine gitmek
treat something with skepticism f. bir şeye şüpheli bir gözle bakmak
have something on f. üzerinde olmak
put something up for sale f. bir şeyi satışa çıkarmak
see something out f. bir işi bitirmek
make amends to someone for something f. bir şeyin zararını telafi etmek
coax something out of someone f. birini tatlı sözlerle kandırarak bir şey elde etmek
frown on something f. uygun bulmamak
push something through f. bir şeyi kabul ettirmek
give credence to something f. inanmak
spell something out f. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
go in for something f. katılmak
deliver something by hand f. elden vermek
break something off f. koparmak
put something on the market f. satışa çıkarmak
keep something dark f. açığa vurmamak
make something creak f. gıcırdatmak
take something in stride f. bir şeyi mesele yapmamak
set one's mind on something f. kafasına koymak
carry something out f. yürütmek
bring something to good working order f. çalışır duruma getirmek
put the lid on something f. engellemek
shake something down f. bir şeyi silkeleyip düşürmek
carry something through f. bir şeyi yerine getirmek
be anxious for someone to do something f. birinin bir şeyi yapmasını çok istemek
think something out f. enikonu düşünmek
take turns at something f. keşikleşe yapmak
vent something on f. acısını çıkarmak
acquaint oneself with something f. bilgilenmek
be deprived of something f. bir şeyden yoksun olmak
give way to something f. kapılmak
blow something up f. havaya uçurmak
take something down f. yazmak
sell something at a profit f. bir şeyin satışından kar etmek
have something on f. giymek
absent oneself from something f. katılmamak
turn something into a joke f. şakaya dökmek
check something in f. emanete vermek
spell something out for f. birine bir şeyi ayrıntılarıyla açıklamak
ensconce oneself in something f. kurulmak
sum something up f. bir durumu anlamak/kavramak
put something to ransom f. rehin bırakmak
pique oneself on something f. övünmek
patch something together f. bir şeyi eğreti bir şekilde tamir etmek
frown upon something f. uygun bulmamak
take something in f. bir şeyi içeri almak/çekmek
make something clear f. bir şeyi belirtmek
carry something through f. gerçekten yapmak
make somebody scapegoat for something f. hedef göstermek
cancel something f. iptal etmek
do something wrong f. kabahat işlemek
draw somebody out about something f. söyletmek
stand as a candidate in something f. adaylığını koymak
(for something) to hurt f. zoruna gitmek
heed of something f. kulak asmak
tack something on f. bir şeyi çivi veya raptiyeyle bir yere asmak
kiss good bye to something f. birşeyi kaybedeceğini kabul etmek
break something down f. parçalamak
wipe something dry f. bir şeyi silerek kurulamak
put something aside f. biriktirmek
pull something to pieces f. bir şeyi parçalara ayırmak
sew something up f. kesik yeri dikmek
keep something accessible f. el altında bulundurmak
shake something up f. katı maddeyi sallamak
project something onto f. projeksiyon makinesiyle bir şeyi bir yere yansıtmak
be sticky about doing something f. isteksiz olmak
be disposed to do something f. istekli olmak
chisel somebody out of something f. madik atmak
put something away f. bir şeyi ortadan kaldırmak
work something out f. bir şeyi bir yerden çıkarmak
batter something in f. bir şeye vurup çökertmek
be pressed for something f. sıkışık olmak
run for something f. adaylığını koymak
root something out f. kökünü kazımak
be quite something f. çok iyi bir şey olmak
have no business to do something f. hakkı olmamak
keep something within reach f. el altında bulundurmak
snap out of something f. üzülmemek için kendini zorlamak
be so cynical about something f. kuşkuyla karşılamak
predicate something on something f. isnat etmek
let something out to somebody f. kiraya vermek
choke something back f. zapt etmek
give something off f. yaymak
bung something up f. tıkamak
put something to the vote f. oya koymak
put something out of one's mind f. aklından çıkarmak
sell something at a loss f. bir şeyi zararına satmak
keep something handy f. el altında bulundurmak
blurt something out f. yumurtlamak
put something over f. bir şeyi etkili bir şekilde açıklamak/söylemek
set something apart f. bir şeyi bir tarafa ayırmak
make great strides in something f. aşama kaydetmek
put something away f. yerine koymak
cannot take something f. tahammül edememek
go with something f. uymak
give up something to somebody f. helal etmek
cut something off f. kesmek
let something pass unchallenged f. göz yummak
spin something round f. fırıl fırıl döndürmek
find something difficult f. ağır gelmek
take something lying down f. hiç karşı gelmeden bir şeyi kabul etmek
take something naturally f. doğal karşılamak
put something out f. üretmek
get something over with f. bir şeyi bitirmek
be vexed at something f. bir şeye canı sıkılmak
put something back to f. tarihini öne almak (toplantı/randevu vb)
have something taped f. kaydetmek
be unable to work something out f. içinden çıkamamak
lay something at one's door f. üzerine atmak
end in something f. sonuçlanmak
find something contrary to f. aykırı bulmak
inform oneself of something f. öğrenmek
wear something out f. deforme etmek
get something through someone's head f. bir şeyi birinin kafasına sokmak
work something loose f. bir şeyi yavaş yavaş gevşetmek
keep something out of f. uzak tutmak
work something out of f. bir şeyi bir yerden çıkarmak
throw money at something f. bir sorunu parayla çözmeye çalışmak
fill something in f. doldurmak
give way to something f. yerine bırakmak
leave something undone f. bir şeyi yarıda bırakmak
present something to f. hediye etmek
talk something over f. görüşmek
break something up f. sona erdirmek
disapprove of something f. uygun görmemek
set something in motion f. bir şeyi başlatmak
palm something off f. kakalamak
lay something to rest f. nahoş bir olayı unutmak ve sanki olmamış gibi davranmak
call something into question f. bir şeyden şüphe duymak
be devoid of something f. bir şeyden yoksun olmak
pay something off f. kapatmak
bludgeon someone into doing something f. birini bir şey yapmaya zorlamak
pitch into something f. girişmek
get at something f. demek istemek
see to something f. bakmak
give something a tip f. devirmek
enjoy something to the utmost f. sefasını sürmek
take something in f. bir şeyi anlamak
wrench something away from someone f. bir şeyi birinden zorla çekip almak
keep something going f. devam ettirmek
prick something on f. bir uzva sivri bir şeyi batırmak
pique oneself on something f. iftihar etmek
gasp for something f. çok istemek
rid something of f. bir şeydeki (bir şeyi) yok etmek
be disposed to do something f. hevesli olmak
go over something f. incelemek
keep something readily available f. el altında bulundurmak
take something lying down f. sineye çekmek
put something over to f. bir şeyi başka bir tarihe ertelemek
constantly make something the main topic of conversation f. aynı şeyi durmadan ve her yerde tekrarlamak
find a way to do something f. bir şeye çare bulmak
wind something into a ball f. bir şeyi sarmak
do something devilish f. şeytanlık etmek
lay something up f. depolamak
cast lots for something f. kura çekmek