en iyisi - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

en iyisi



"en iyisi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
en iyisi the best (of something) i.
General
en iyisi best i.
en iyisi cream i.
en iyisi the very best i.
en iyisi cream of the crop i.
en iyisi the best bet i.
en iyisi topflighter i.
en iyisi the best i.
en iyisi flagship i.
en iyisi plum i.
en iyisi the finest i.
en iyisi damnedest i.
en iyisi damnd·est i.
en iyisi darnedest i.
en iyisi darndest i.
en iyisi prime i.
en iyisi honey s.
en iyisi arch s.
en iyisi champion s.
en iyisi pick s.
en iyisi extra zf.
en iyisi best of all zf.
Phrasals
en iyisi pick of i.
Phrases
en iyisi better still expr.
en iyisi as good as it gets expr.
Colloquial
en iyisi better yet i.
en iyisi berries i.
en iyisi the berries i.
en iyisi mother of i.
en iyisi your best bet i.
en iyisi second to none s.
Idioms
en iyisi the ultimate in i.
en iyisi a good bet i.
en iyisi a safe bet i.
en iyisi top of the heap i.
en iyisi the pick of something i.
en iyisi the cream of the crop i.
en iyisi the top of the line i.
en iyisi the best of the best i.
en iyisi crown jewel i.
en iyisi the uncrowned king/queen i.
en iyisi number one expr.
en iyisi at the best expr.
en iyisi at best expr.
en iyisi in a league of one's own expr.
en iyisi in a league of its own expr.
en iyisi pick of something expr.
Speaking
en iyisi you know what'd be best expr.
Trade/Economic
en iyisi first rate s.
Slang
en iyisi end i.
en iyisi bestest expr.
en iyisi the end expr.
en iyisi the shit exclam.
Modern Slang
en iyisi goated s.

"en iyisi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç

Türkçe İngilizce
General
döneminin en iyisi the best of its period i.
döneminin en iyisi the best of its era i.
çağının en iyisi the best of its age i.
türünün en iyisi best of breed i.
en iyinin iyisi the best of the best i.
sınıfının en iyisi the best in its class i.
son zamanların en iyisi the best of recent times i.
türünün en iyisi olan şey caviar i.
türünün en iyisi olan şey aristocrat i.
yapılabileceklerin en iyisi best i.
elden gelenin en iyisi best i.
türünün en iyisi magnifico i.
en iyisi olma optimism i.
en iyisi olma optimity i.
elden gelenin en iyisi devoir [obsolete] i.
türünün en iyisi pearl i.
elinden gelenin en iyisi possible i.
grup veya sınıfın en iyisi pride i.
grubun en iyisi prime i.
türünün en iyisi kabul edilen şey rolls-royce i.
türünün en iyisi sugarplum i.
alanının en iyisi superlative i.
elinden gelenin en iyisi full s.
döneminin en iyisi best of its period s.
döneminin en iyisi best of its era s.
türünün en iyisi best of its kind s.
sınıfın en iyisi best in class s.
çağının en iyisi best of its era s.
sınıfının en iyisi top of the range s.
türünün en iyisi par excellence s.
türünün en iyisi tophole [brit] s.
türünün en iyisi olan marvelous s.
mevcudun en iyisi ideal s.
türünün en iyisi ideal s.
en iyisi olan good s.
türünün en iyisi olan first-class s.
hepsinin içinde en iyisi best of all zf.
alanının en iyisi anlamına gelen bir ön ek super- ök.
maçın en iyisi bim (best in match) kısalt.
gösterinin en iyisi bis (best in show) kısalt.
Phrases
bu makine işlevsel olarak en iyisi this machine is functionally top i.
mümkün dünyaların en iyisi the best of all possible worlds expr.
özellikleri açısından dünyanın/piyasanın en iyisi/mükemmeli best of all worlds expr.
tüm dünyada/piyasada bulabileceğinin en iyisi/mükemmeli best of all worlds expr.
şu ana kadar en iyisi the best-so-far expr.
olabileceğin en iyisi as good as it gets expr.
Proverb
pot kırmamak için en iyisi susmak a closed mouth gathers no feet
boş boş konuşmaktansa en iyisi susmak a shut mouth catches no flies
gaf yapmamak için en iyisi susmak a closed mouth gathers no feet
çam devirmemek için en iyisi susmak a closed mouth gathers no feet
bir şey seni mutsuz kılıyorsa en iyisi onu hiç bilmemek gerekir where ignorance is bliss, 'tis folly to be wise
pot kırmamak için en iyisi susmak a closed mouth gathers no feet
boş boş konuşmaktansa/pot kırmaktansa en iyisi susmak a fly will not get into a closed mouth
Colloquial
bir şeyin en iyisi honey of a something i.
bir alanın en iyisi ringer [australia] i.
sınıfının en iyisi olan şey dandy i.
en iyisi (bir şeyi yapması) olmak had (just) as soon (do something) f.
en iyisi (bir şeyi yapması) olmak would (just) as soon do something f.
en iyisi/iyi olmak rule ok f.
en iyisi yapmak best do f.
en iyisi (bir şeyi) yapması olmak had as soon do f.
türünün en iyisi best of its kind s.
türünün en iyisi of the first order s.
türünün en iyisi of the first magnitude s.
tüm zamanların en iyisi greatest of all time s.
en iyisi hiç söylememek/anlatmamak better left unsaid expr.
en iyisi hiç konuşmamak better left unsaid expr.
hayal edebileceğinin/bulabileceğinin en iyisi of your dreams expr.
en iyisi (bir şeyi yapmam) olmak I'd (just) as soon (as) do something expr.
tüm zamanların en iyisi goat (greatest of all time) expr.
elinden gelenin en iyisi as best one can expr.
içlerindeki en iyisi best of the bunch expr.
aralarındaki en iyisi best of the bunch expr.
al, geliştir, en iyisi ol eee (embrace, extend, and extinguish) expr.
al, geliştir, en iyisi ol embrace, extend, and extinguish expr.
Idioms
benzeri şeylerin en iyisi the mother of all i.
bir topluluğun en iyisi pick of the litter i.
bir grubun en iyisi best thing since sliced bread i.
en iyilerin en iyisi the best of the best i.
en iyilerin en iyisi the cream of the crop i.
grubun en iyisi pick of the litter i.
olabilecek en iyisi top-flight i.
olanların/eldekilerin en iyisi pick of the litter i.
şimdiye kadar yapılanların en iyisi greatest thing since indoor plumbing i.
şimdiye kadar görünenler arasında en iyisi best thing since sliced bread i.
(içlerinden) en iyisi the best of the lot i.
(bir grubun) en iyisi the pick of the bunch i.
(bir grubun) en iyisi veya değerlisi the jewel in the crown i.
türünün en iyisi the only show in town i.
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi the uncrowned king of (something) i.
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi the uncrowned queen of (something) i.
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse the uncrowned king/queen of (something) i.
(bir şeyin) en iyisi the mother of all (something) i.
(bir şeyin) en iyisi the father of all (something) i.
(birinin) elinden gelenin en iyisi (one's) best foot forward i.
(birinin) yapabileceğinin en iyisi (one's) best foot forward i.
(birinin) elinden gelenin en iyisi (one's) best shot i.
(birinin) yapabileceğinin en iyisi (one's) best shot i.
(birinin) elinden gelenin en iyisi (one's) level best i.
(birinin) yapabileceğinin en iyisi (one's) level best i.
(bir şeyin) en iyisi an ace i.
elinden gelenin en iyisi an all-out effort i.
(bir şeyin) en iyisi an ace i.
elinden gelenin en iyisi an all-out effort i.
aralarında en iyisi flower of the flock i.
aralarında en iyisi/iyileri the flower of i.
şimdiye kadar yapılanların en iyisi the greatest thing since indoor plumbing i.
bir şeyin en iyisi the mother of something i.
her şeyin en iyisi ile geçinmek live on the fat of the land f.
bir şeyin/konunun en iyisi olmak be the living end f.
(bir şeyin) en iyisi olarak bilinen kişi (olmak) (be) the uncrowned king/queen (of something) f.
(bir şeyin) yaygın olarak en iyisi/etkileyicisi olarak kabul edilen kimse olmak be the uncrowned king/queen (of something) f.
en iyisi bir şey yapmak (had) best do something f.
en iyisi olmak be second to none f.
en iyisi olmak be without equal f.
en iyisi olmak have no equal f.
en iyisi olmak için uğraşmak go for (the) gold f.
en iyisi olmaya çabalamak go for (the) gold f.
dünyaya gelmiş/ayak basmış kişiler arasında en iyisi/yeteneklisi vs. as ever trod shoe-leather s.
bu fiyata en iyisi bu dollar for dollar expr.
şimdiye kadar yapılanların en iyisi the greatest thing since sliced bread expr.
türünün en iyisi best one of its kind expr.
türünün en iyisi the only game in town expr.
türünün en iyisi in a class by itself expr.
mümkün dünyaların en iyisi the best of all possible worlds expr.
içlerinden en iyisi best of all worlds expr.
olabileceğin en iyisi the best of all possible worlds expr.
mümkün dünyaların en iyisi the best of all possible worlds expr.
mümkün dünyaların en iyisi the best of all possible worlds expr.
tüm zamanların en iyisi goat (greatest of all time) expr.
türünün en iyisi in a class by (oneself) expr.
türünün en iyisi in a class of its own expr.
türünün en iyisi in a class of one's own expr.
türünün en iyisi in a league of its own expr.
türünün en iyisi in a league of one's own expr.
(bir şey) içinde en iyisi/iyileri the flower of (something) expr.
olabilecek en iyisi as good as they come expr.
Speaking
ben hazırlanayım en iyisi I'd better get ready expr.
bulabileceğinin en iyisi bu muydu? is this the best you can do? expr.
en iyisi... it's best if... expr.
en iyisi böyle this way is the best expr.
en iyisi böyle this is the best possible way expr.
en iyisi şudur it seems best expr.
hangisi en iyisi? which is the best? expr.
en kolay yol her zaman en iyisi değildir the easiest way isn't always the best expr.
en iyisi böyle this is the best way expr.
yapabileceğinin en iyisi bu mu? is that the best you can do? expr.
yapabileceğimin en iyisi bu that is the best that I can do expr.
Trade/Economic
olası çözümler içinde en iyisi optimal solution i.
sektörünün en iyisi best-in-industry i.
Politics
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
gönülden geçen aday yerine kazanma şansı en yüksek olan kötünün iyisi adaya oy verme strategic voting i.
Computer
gösterinin en iyisi best of show i.
kullanılabilen en iyisi best available i.
olabileceğin en iyisi best possible i.
Telecom
elden gelenin en iyisi best effort i.
Agriculture
türünün en iyisi olan, yüksek şeker içerikli sulu saplı şeker kamışı noble cane i.
Religious
olası dünyaların içinde en iyisi olmasa da dünyanın iyi olduğu doktrini bonism i.
Philosophy
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisi optimism i.
leibniz'in yaşadığımız dünyanın muhtemel dünyalar arasında en iyisi olduğunu ileri sürdüğü öğretisini benimsemiş kimse optimist i.
Abbreviation
grubun en iyisi big (best in group) kısalt.
Slang
en iyisi/sağlamı it rules (it rulez) expr.