pick - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

pick

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"pick" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 128 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
pick i. gitar penası
pick i. pena
pick f. seçmek
General
pick i. seçme
pick i. seçenek
pick i. hasat
pick i. kürdan
pick i. toplanan ürün miktarı
pick i. mızrap
pick i. dürtme
pick i. güzide şey
pick i. kazma
pick i. kazma (sivri)
pick i. külünk
pick i. ilk seçilen şey
pick i. en iyi bölüm
pick i. en iyi üye
pick i. ilk tercih
pick i. sivri uç ile çalışılabilen kısım
pick i. sivri uçla yapılan gölgelendirme
pick i. maymuncuk
pick i. açmak, tutmak için kullanılan sivri uçlu alet
pick i. dişleri uzun ve geniş aralıklı tarak
pick f. ilerlemek
pick f. koparmak
pick f. gagası ile toplamak
pick f. karıştırmak
pick f. çıkartmak (sivri aletle/tırnaklarla)
pick f. kemirmek
pick f. didiklemek
pick f. burun karıştırmak
pick f. toplanmak
pick f. çalmak
pick f. almak
pick f. gagalamak
pick f. dermek
pick f. küçük küçük yemek
pick f. ayırmak
pick f. çapalamak
pick f. kazmak
pick f. çekiştirmek
pick f. anahtarsız açmak (kilidi)
pick f. gelişmek
pick f. toplamak
pick f. yolmak
pick f. aşırmak
pick f. yankesicilik yapmak
pick f. çıkartmak
pick f. devşirmek
pick f. devşirmek (meyveyi)
pick f. tavuklamak
pick f. toplamak (meyve/çiçek vb'ni)
pick f. delmek
pick f. ayıklamak
pick f. sivri bir şeyle açmak
pick f. seçip almak
pick f. sıyırmak
pick f. sivri bir aletle kazmak/delmek/açmak/kırmak
pick f. (kilidi) maymuncukla/telle açmak
pick f. seçip ayırmak
pick f. tek tek toplamak
pick f. tek tek çıkarmak
pick f. tüylerini yolmak
pick f. tüylerini toplamak
pick f. bilgi edinmek için didiklemek
pick f. kışkırtmak
pick f. (mecazen) kuyruğuna basmak
pick f. kavga çıkarmak
pick f. aranmak
pick f. az yemek
pick f. azar azar yemek
pick f. beceriksizce yemek
pick f. iştahsız yemek
pick f. çekinerek yemek
pick f. fırlatmak
pick f. atmak
pick f. aramak
pick f. araştırmak
pick f. bulmaya çalışmak
pick f. içeriğini çalmak
pick f. içeriğini araklamak
pick f. sağduyu ile karar vermek
pick f. özenle karar vermek
pick f. kılı kırk yarmak
pick f. hata bulmak
pick f. önemsiz eleştiride bulunmak
pick f. seviyesiz eleştiri yapmak
pick f. (iplik, lif) ayırmak
pick f. (iplik, lif) ayıklamak
pick s. en iyisi
pick s. en çok tercih edilen
pick s. seçilmiş
Technical
pick i. argaç
pick i. mekik atma
pick f. seçip almak
pick f. temizlemek
Textile
pick i. mekik geçme
pick i. mekiği geçirme
pick i. bir tel argaç ipi
pick f. (kumaş kenarını) düz dikiş atarak tamamlamak
pick f. (kumaş kenarını) düz dikiş atarak bitirmek
pick f. (mekiği) dokuma tezgahına geçirmek
pick f. dokuma tezgahına mekik geçmek
Printing
pick i. (kurumuş mürekkep, kir veya kağıt) harf boşluğuna yerleşen partikül
pick i. baskı kağıdındaki leke
pick i. plaka yüzeyindeki pürüz
pick i. levha yüzeyindeki pürüz
pick i. yeni dökülmüş hurufat yüzeyindeki pürüz
pick i. baskı makinesinde mürekkebin yapışkan dokusu kaynaklı kağıt yüzeyinde meydana gelen toplanma
pick f. (kağıt uçlarını) baskı bloğuna yapıştırarak üzerine mürekkep dökmek
pick f. (baskı sırasında) kağıdın kenarlarını mürekkebe bulaştırarak kaybetmek
Agriculture
pick f. hasat kaldırmak
pick f. tarladan kaldırmak
pick f. mamul toplamak
pick f. ürün toplamak
Sport
pick i. buz pateni bıçağının ön bölümündeki sivri çıkıntı
pick i. (lakros) savunmacının takım arkadaşına ulaşmasını engellemek için arada durma taktiği
pick f. (kriket) topun atış türünü anlamak
Basketball
pick i. perdeleme
pick f. perdelemek
Football
pick i. (amerikan futbolu) atılan pas
pick i. (amerikan futbolu) pası tutarak kontrol etme
Art
pick i. (resimdeki kusurun giderilmesi için) sivri uçlu kalemle tamamlanabilen kısım
Music
pick i. pena
pick i. çalgıç
pick f. mızrapla çalmak (telli çalgıyı)
pick f. parmaklarla çalmak (telli çalgıyı)
Slang
pick i. tüyo

"pick" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
guitar pick i. gitar penası
guitar pick i. pena
pick up f. toplamak
pick up f. almak (bir yere gelip/gidip birini)
pick up f. radyoda duymak
pick up f. yerden kaldırmak
General
crystal pick up i. pikap iğnesi
pick pocketing i. kapkaç
pick hammer i. martopikör
water pick i. basınçlı su ile dişleri temizleme aygıtı
ice pick i. buz kıracağı
a bone to pick i. çözülmesi gereken sorun
a bone to pick i. kafasını meşgul eden şey
a bone to pick i. kafasını kurcalayan
a bone to pick i. sıkıntı yaratan konu
pick up line i. karşı cinsi tavlama sözleri
pick up line i. karşı cinsi ayartma sözleri
pick-up i. plakçalar
pick-me-up i. canlandırıcı içki
pick-up i. kamyonet
pick-up i. pikap
hatchet pick i. baltalı kazma
navvy pick i. ağır kazma
drop-off and pick-up area i. yolcu indirme/bindirme alanı
pick-up service i. götürme-getirme servisi/hizmeti
lock pick i. her kilidi açabilen özel anahtar
lock pick i. maymuncuk
pick-me-up i. enerji veren şey
pick-me-up i. enerji deposu şey
parent pick up i. çocuğu okuldan ebeveyinlerinin alması
finger pick i. parmak penası
obvious pick i. bariz seçim
pick vision i. akıllı gözlük ile sipariş toplama
hoof-pick i. toynaktan taş çıkaran alet
hoof-pick i. toynak temizleyici
nut pick i. kabuklu yemişlerin içini çıkarmada kullanılan küçük, sivri uçlu alet
pick packer i. paketleyici
hair pick i. saç açma tarağı
hair pick i. perma tarağı
pick [dialect] i. gagalama
pick [dialect] i. azar azar alma
pick [dialect] i. bir parça yiyecek alma
pick [dialect] i. az miktardaki yemek
pick [dialect] i. bir gıdımlık yemek
pick [dialect] i. bir parça
pick [dialect] i. ufak parça
pick [dialect] i. kırıntı
pick [dialect] i. pike
pick [dialect] [uk] i. atma
pick [dialect] [uk] i. fırlatma
pick [dialect] [uk] i. atma
pick [dialect] [uk] i. atılan şey
pick [dialect] [uk] i. fırlatılan şey
pick [dialect] [uk] i. sivri uçlu alet
pick [dialect] [uk] i. çatallı alet
pick [dialect] [uk] i. yaba
pick [dialect] [uk] i. dirgen
pick [dialect] [uk] i. zıpkın
pick [obsolete] i. sivri uç
pick [obsolete] i. diken
pick-fault i. hata arayan kimse
pick-fault i. kusur arayan kimse
pick-up dinner i. artan yemeklerden hazırlanan öğün
pick-up dinner i. eldeki ürünlerle hazırlanan yemek
pick-up stick i. mikado oyun çubuğu
pick-up stick i. argacın arıştan geçirilmesi için kullanılan sivri uçlu alet
pick-up sticks i. mikado oyunu
crow to pick i. bulunacak hata
crow to pick i. kapatılmak istenen konu
pick holes in f. kusur bulmak
pick over f. satılık malları karıştırarak incelemek
pick up f. toplamak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri)
pick out f. seçmek
pick up f. toparlamak
pick out f. çıkarmak
pick up f. fatura ödemek
pick oneself up f. yere düşmüşken ayağa kalkmak
try and pick up birds f. kız tavlamak
pick up f. toplamak (dağınık bir yeri)
pick up f. karakola götürmek (polis birini)
have a bone to pick with somebody f. görülecek bir hesabı olmak
pick up f. ödül kazanmak
pick up the scene of f. kokusunu almak
pick off f. koparmak
pick at f. karışmak
pick on f. seçmek
pick on f. dadanmak
pick up the tab (for something) f. ödemek
pick at f. çekelemek
pick at one's food f. tabağındaki yemekten pek az yemek
pick flowers f. çiçek koparmak
pick over f. ayıklamak
pick up f. telefonu açmak
pick up the tab f. ödemek
pick out f. ayırmak
pick up f. şans eseri almak
pick a quarrel f. aranmak
pick up f. gelişmek
pick up f. kazmak
pick out f. teşhis etmek
try and pick up f. tavlamak
pick up f. kapmak (koltuk)
pick up f. düzeltmek
pick off f. kaldırmak
pick over f. burnunu sokmak
pick up f. ilerlemek
pick up f. kapmak (yer)
pick a war f. savaş çıkartmak
pick to pieces f. didiklemek
pick out f. ortaya çıkarmak
pick up f. kaldırmak (daha aşağı bir yerde duran birini/bir şeyi)
pick one's nose f. burnunu karıştırmak
pick up f. toparlanmak
pick someone's pocket f. birinin cebindekileri yürütmek
pick out f. ayırt etmek
pick up f. almak (daha aşağı bir yerde duran şeyleri)
pick up the tab for f. parasını ödemek
pick up f. tutuklamak (polis birini)
pick oneself up f. toparlanmak
pick a fight f. kavga çıkarmak
pick up f. anlamak
pick at f. burnunu sokmak
pick at f. kusur bulmak
pick out f. ağır nota çıkarmaya çalışmak
pick at f. yemek
pick up f. kaldırmak
pick up f. şans eseri öğrenmek
pick apart f. çürütmek (savı)
pick on f. kusur bulmak
pick up someone's trail f. takip edilen birinin izini bulmak
pick one's teeth f. dişini karıştırmak
pick up f. almak
pick on f. eleştirmek
pick a quarrel f. kavga çıkarmak
pick apart f. çekiştirmek
pick up f. şans eseri edinmek
pick over f. ince eleyip sık dokumak
have a bone to pick with somebody f. paylaşacak kozu olmak
pick people off f. teker teker silahla vurmak
pick up a language f. kulaktan kapmak
pick apart f. insafsızca eleştirmek
pick up f. almak (radyo/televizyon istasyonunu/telsiz sinyalini)
pick a fight f. çıngar çıkarmak
pick up f. şans eseri bulmak
pick one's way through f. arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek
pick on f. sataşmak
pick up the receiver f. ahizeyi kaldırmak
pick up f. kavramak
pick up f. tutuklamak
pick up speed f. hızlanmak
pick out f. anlamak
pick one's brain f. birinden fikir almak
pick holes in f. bir savı çürütmek
pick one's teeth f. kürdan vb'yle dişlerini temizlemek
pick one's brain f. bir kişinin görüş ve düşüncelerini sormak
pick and choose f. titizlikle seçmek
pick over f. karışmak
pick up f. iyileşmek
pick up f. arabayla birini almak
pick a war f. savaş çıkarmak
pick up f. şans eseri satın almak
pick holes in f. ince eleyip sık dokumak
pick one's brains about something f. tavsiye almak
have a bone to pick f. halledilecek davası olmak
have a bone to pick f. paylaşacak kozu olmak
pick a bone with f. kavga etmek
pick a bone with f. paylaşacak kozu olmak
pick up from the hotel f. otelden almak
pick one's nose f. burnuyla oynamak
pick the bones out of fish f. kılçık ayıklamak
pick the bones out of fish f. kılçığı ayıklamak
pick the bones f. kılçık ayıklamak
pick the bones f. kılçığı ayıklamak
pick the bones f. kılçık çıkarmak
pick the bones out of fish f. kılçığını çıkarmak
pick the bones f. kılçığını çıkarmak
pick the bones out of fish f. kılçık çıkarmak
pick somebody's pocket f. birine yankesicilik yapmak
(market) pick up f. piyasa açılmak
pick up a scent f. koku duymak
pick apple f. elma toplamak
pick cotton f. pamuk toplamak
pick speed f. hızlanmak
pick speed f. hız kazanmak
pick somebody's pocket f. yankesicilik yapmak
pick up the phone f. telefonu açmak
pick up the empties f. (masanın) boşlarını almak
pick up the empties f. boşları almak
hand-pick f. toplamak
hand-pick f. seçmek
nose-pick f. burnuyla oynamak
nose-pick f. burnunu karıştırmak
nose-pick f. burun karıştırmak
pick up f. edinmek
pick up f. uğrayıp almak
pick up f. başlatmak
pick up f. suçluyu yakalamak
pick up f. arabayla almak
pick up f. tutup kaldırmak
pick up f. kız tavlamak
pick up f. dostluk kurmak
pick up f. ortadan kaldırmak
pick up f. hız kazanmak
pick up f. bulmak
pick up f. kafası almak
pick up f. hızlanmak
pick up f. yine başlamak
pick up f. elde etmek
pick up f. kendini toparlamak
pick up f. arabaya almak
pick up f. algılamak
pick up f. adam seçmek (oyun için)
pick out f. fark etmek
pick up f. (dil) kulaktan kapmak
pick at f. (yemeği) isteksizce yemek
pick up f. yakalamak
pick out f. görmek
pick up f. arabasına almak
pick flowers f. çiçek toplamak
pick up in person f. elden almak
pick up the phone f. telefona cevap vermek
pick up the cost f. faturası birine çıkmak
pick up bad habits f. kötü alışkanlıklar edinmek
pick up an illness f. hastalık kapmak
pick up a distress call f. imdat çağrısı almak
kneel down to pick it up f. almak için yere eğilmek
pick fruit f. meyve toplamak
pick up the empties f. boşları toplamak
pick up someone from the airport f. birini havaalanından almak
pick up the heat signals f. sıcaklık sinyallerini toplamak
pick up the deceased from the hospital f. merhumu hastaneden almak
pick up speed f. hız kazanmak
pick one's nose f. burun karıştırmak
pick up f. seçmek
pick up a fare f. taksiye müşteri almak
pick up one's child from school f. çocuğu okuldan almak
pick someone up from the airport f. birini havaalanından almak
bend over to pick something up f. bir şeyi almak için yere eğilmek
pick a rose f. gül koparmak
pick (it) up on the first ring f. ilk çaldırışta telefonu açmak
pick (it) up on the first ring f. ilk çaldırışta telefona bakmak
pick (it) up on the first ring f. ilk çaldırışta telefona cevap vermek
pick up a ticket f. bilet almak
cherry-pick f. kendine en uygun olanını seçmek
cherry-pick f. kendine uygun olan kısmını çekip almak
pick up a disease f. bir hastalık kapmak
(the snow) to pick up f. kar toplamak
be pick for f. için seçilmek
pick up rubbish f. çöp toplamak
pick up toys f. oyuncak toplamak
nit-pick f. mızmızlanmak
nit-pick f. vesveselenmek
nit-pick f. dırdır etmek
nit-pick f. gereksiz detaylara takılmak
hand-pick f. dikkatle seçmek
hand-pick f. kişisel hedeflerinin başarısını garantiye almak
pick up cobwebs f. örümcek ağlarını toplamak
pick [obsolete] f. (çadır) kurmak
pick [obsolete] f. (çadır) sabitlemek
pick [dialect] f. prematüre doğurmak
pick [dialect] f. erken doğurmak
pick [dialect] [uk] f. devrilmek
pick [dialect] [uk] f. düşmek
pick and mix s. kullanıcının ürün veya fikirleri seçerek istediği gibi birleştirmesine izin veren
pick-off s. çıkarılabilir
pick-a-back zf. sırtına alarak
pick-a-back zf. sırtında
Phrasals
pick of i. en iyisi
pick of i. en çarpıcısı
pick of i. seçilmişi
pick at f. ısrarla rahatsız ederek canını sıkmak
pick off f. toplamak
pick out f. sınırlarını çizmek
pick up f. (faturayı) ödemek amacıyla almak
pick up on f. anlamak
pick up f. (sökülmüş dikişi) yeniden dikmek
pick off f. ateş açmak
pick up on f. idrak etmek
pick at f. kızdırmak
pick out f. planlamak
pick off f. (beysbolda top atıcı) geriye doğru koşan oyuncuya atış yapmak
pick up f. iğneyi bitmiş bir ilmeğin içine sokarak (örgü veya dikişi) başlatmak
pick at f. parmak uçlarıyla çekiştirmek
pick out f. renklendirmek
pick up on f. takdir etmek
pick up f. arabayla (birini) almak
pick out f. belirli bir grup arasından seçmek
pick up on f. farkına varmak
pick off f. önünü kesmek
pick at f. sürekli kusur bulmak
pick up on f. benimsemek
pick off f. engel olmak
pick up f. suda boğulmaktan kurtarmak
pick out f. tespit etmek
pick up f. az az kazanmak
pick out f. didikleyerek çıkarmak
pick up on f. kullanmaya başlamak
pick out f. (melodi) notalarını kulaktan duyarak tek tek çıkarmak
pick up f. gayri resmi yollardan öğrenmek
pick out f. anlamını sezmek
pick up f. derleyip toplamak
pick out f. duyularla algılamak
pick up f. görüntüsüne denk gelmek
pick out f. öne çıkarmak
pick up f. tanık olmak
pick up f. (sinyali) kulak ile algılamak
pick up f. muhabbet kurmak
pick up f. peşine düşmek
pick up f. (oyuncu repliğine) çabucak cevap vermek
pick up f. atletik müsabakada birlikte hareket etmek
pick up f. eldeki malzemelerden (yemek) hazırlamak
pick up f. şevk vermek
pick up f. coşturmak
pick up f. temposunu yükseltmek
pick up f. kaldığı yerden devam etmek
pick up f. (av köpeğini) çağırmak
pick up f. eski hızına/gücüne kavuşmak
pick up f. iyiye gitmek
pick up f. eşyalarını toplamak
pick up f. (fırsatı) yakalamak
pick up f. araklamak
pick over f. ayıklamak
pick out f. ayırt etmek
pick out f. bir grup içinden seçmek
pick at f. birinden yakınmak
pick on f. birisiyle uğraşmak
pick off f. birer birer vurmak
pick someone or something off f. bir şeyden/yerden toplamak
pick someone or something off (of) someone f. bir şeyden/yerden toplamak
pick out f. birkaç kişi arasından seçmek
pick at f. dırdır etmek
pick at f. çekmek
pick at f. çok az yemek
pick at f. çekiştirmek
pick on f. dadanmak
pick out f. farkına varmak
pick at f. gıdım gıdım yemek
pick over f. eliyle yoklayıp seçmek
pick apart f. hata bulmak
pick up f. enselemek
pick at f. hata bulmak
pick over f. ince eleyip sık dokumak
pick on f. musallat olmak
pick at f. lokmalarla oynamak
pick up f. kendine gelmek
pick at f. nerdeyse hiçbirşey yememek
pick at f. kuş kadar yemek
pick off f. kurşuna dizmek
pick on f. sataşmak
pick out f. seçmek
pick up f. suçluyu yakalamak
pick out f. tanımak
pick off f. teker teker vurmak
pick up f. tutmak
pick up f. toparlamak
pick up f. toplamak
pick someone out f. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
pick something away f. (eti kemikten) ayırmak
pick at f. yemeği didiklemek
pick up f. yerden almak
pick someone out of something f. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) birini seçmek
pick away f. (eti kemikten) ayırmak
pick apart f. yanlış bulmak
pick from f. -den seçmek
pick from f. içinden seçmek
pick from f. arasından seçmek
pick from f. bir grubun/serinin içinden birini seçmek
pick from f. birini/bir şeyi benzer şeyler arasından ayırt etmek
pick away at (something) f. (bir konuyu) didik didik kurcalamak
pick away at (something) f. (birinde veya bir şeyde) kusur aramak/bulmak
pick away at (something) f. (birine veya bir şeye) takmak
pick up f. satın almak
pick up f. talep etmek
pick up f. istemek
pick up f. geri almak
pick up f. temizlemek
pick up f. düzenlemek
pick up f. organize etmek
pick up f. yerleştirmek
pick up f. toplamak
pick up f. toparlamak
pick up f. enfeksiyon kapmak
pick up f. arttırmak
pick up f. yükseltmek
pick up f. biriktirmek
pick up f. çoğaltmak
pick up f. tespit etmek
pick up f. saptamak
pick up f. geliştirmek
pick up f. alıp yürümek
pick up f. gelişmek
pick up f. yoluna girmek
pick up f. düzelmek
pick up f. iyileşmek
pick up f. birini kucağına almak
pick up f. birini kaldırıp/kucağına alıp taşımak
pick up f. birini kucaklayıp kaldırmak/taşımak
pick up f. dış görünüşünü, durumunu, ruh halini iyileştirmek
pick up f. dış görünüşünü, durumunu, ruh halini düzeltmek
pick up f. kendine çeki düzen vermek
pick up f. kendini toplamak
pick up f. toparlanmak
pick up f. kendini zor/kötü durumdan çıkarmak
pick up f. tekrar ayağa kalkmak
pick up f. kendine gelmek
pick up f. yolcu almak
pick up f. yük almak
pick up f. aracı yüklemek
pick up f. yolcu/yük bindirmek
pick up f. öylesine bir şey almak
pick up f. alıvermek
pick up f. gelişigüzel alıvermek
pick up f. edinmek
pick up f. öğrenmek
pick up f. hızını artırmak
pick up f. oranını yükseltmek
pick up f. kazanmak
pick up f. aniden çıkıp gitmeye hazırlanmak
pick up f. pılını pırtısını toplamak
pick up f. aceleyle gitmeye hazırlanmak
pick up f. toparlanıvermek
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi bir şeyden) çıkarmak
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi bir şeyden) çekip almak
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasından almak
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi bir şeyden) seçip almak/ayırmak
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin/bir grubun) arasından seçmek
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi bir şeylerin/bir grubun) arasından tanımak
pick (someone or something) out of (something) f. (birini/bir şeyi bir şeylerin/bir grubun) içinden ayırt/tespit etmek
pick at (one) f. (birine) kusur bulmak
pick at (one) f. (birinin) başının etini yemek
pick at (one) f. (birine) dırdır etmek
pick at (one) f. (birini) huzursuz etmek
pick at (one) f. (biriyle) uğraşmak/cebelleşmek
pick at (one) f. (birini) haşlamak
pick at (one) f. (birine) fırça atmak
pick at (one) f. (birini) azarlamak
pick at (one) f. (birini) paylamak
pick at (one) f. (birini) topa tutmak
pick at (something) f. (bir şeyi) parmağıyla kurcalamak
pick at (something) f. (bir şeyi) parmak uçlarıyla çekiştirmek
pick at (something) f. (yemeği) didiklemek
pick at (something) f. (lokmalarla) oynamak
pick at (something) f. (bir şeyden) kuş kadar yemek
pick at (something) f. (bir şeyi) gıdım gıdım yemek
pick away at (one) f. (birine) sürekli kusur bulmak
pick away at (one) f. (birinin) başının etini yemek
pick away at (one) f. (birine) dırdır etmek
pick away at (one) f. (birini) huzursuz etmek
pick away at (one) f. (biriyle) uğraşmak/cebelleşmek
pick away at (one) f. (birine) fırça atıp durmak
pick away at (one) f. zayıflatmak
pick away at (one) f. baltalamak
pick away at (one) f. zarar vermek
pick away at (one) f. tüketmek
pick away at (one) f. yıpratmak
pick away at (one) f. yavaş yavaş yok etmek
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sataşmak
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) dadanmak
pick on (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uğraşmak
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) musallat olmak
pick on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) eleştirmek
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) takılmak
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) kusur bulmak
pick on (someone or something) f. (birine/bir şeye) odaklanmak
pick on (someone or something) f. (biri/bir şey) üzerinde yoğunlaşmak
pick out of f. (bir gruptan/topluluktan/bir grup insan arasından) seçmek
pick out of f. rastgele/gelişigüzel seçmek
pick through f. arasında dikkatle aramak
pick through f. didik didik etmek/aramak
pick through (something) f. (bir şeyin) arasında dikkatle aramak
pick through (something) f. (bir şeyi) didik didik etmek/aramak
pick up after f. arkasını toplamak
pick up after f. arkadan toplamak
pick up after f. dağıttıklarını toplamak
pick up after (someone or oneself) f. arkasını toplamak
pick up after (someone or oneself) f. dağıttıklarını toplamak
pick up after (someone or oneself) f. arkasından toplamak
pick upon f. belirli bir amaçla seçmek
pick upon f. belirli bir nedenden dolayı seçmek
pick upon f. seçmek
pick upon f. belirlemek
pick upon f. ayırmak
pick off f. yolmak
pick off f. yolarak çıkarmak
pick up f. (golfte pes ettiğini belli etmek için) oyun sırasında topu yerden almak
pick up f. ücretli olarak kabul etmek
pick up f. ücretini ödemek
pick up f. ödemeyi kabul etmek
pick up f. (şişi ilmeğe yerleştirerek) örgüye başlamak
pick up f. savunma pozisyonu almak
pick up f. (takım arkadaşının) koruması için hareket etmek
pick up f. (elde bulunan veya pişirilmiş ürünlerden) yemek yapmak
pick up f. yemek hazırlamak
pick up f. (av hayvanını) geri çağırmak
pick somebody up f. bekleyen birisini bulunduğu yerden almak
pick someone or something from someone or something birini bir grup insan içerisinden/arasından seçmek
pick someone or something from someone or something bir şeyi bir grup başka şey arasından seçmek
Colloquial
top pick i. ilk seçim
pick-up i. yatılan kişiler
pick-up i. (bardan, gece kulübünden) kaldırılan kişiler