|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
sırtında reklamla dolaşan adam |
sandwich man i.
|
|
2 |
Genel |
sırtında semere benzer çizgileri olan hayvan |
saddleback i.
|
|
3 |
Genel |
sırtında taşıma |
piggybacking i.
|
|
4 |
Genel |
at sırtında gezi |
trot i.
|
|
5 |
Genel |
at sırtında ringa balığı taşımak için kullanılan hasır sepet ölçüsü |
maise i.
|
|
6 |
Genel |
at sırtında yapılan ispanyol eğlencesi |
masquerade i.
|
|
7 |
Genel |
at sırtında yolculuk |
road [obsolete] i.
|
|
8 |
Genel |
at sırtında silahlı saldırı |
road [obsolete] i.
|
|
9 |
Genel |
insan sırtında taşıma |
packing i.
|
|
10 |
Genel |
insan sırtında taşınma |
packing i.
|
|
11 |
Genel |
hayvan sırtında taşınma |
packing i.
|
|
12 |
Genel |
hayvan sırtında gönderilme |
packing i.
|
|
13 |
Genel |
sırtında taşıma |
piggyback i.
|
|
14 |
Genel |
insan sırtında gönderme |
packing i.
|
|
15 |
Genel |
hayvan sırtında gönderme |
packing i.
|
|
16 |
Genel |
birinin toprağına yürüyerek veya at sırtında girme hakkı |
iter i.
|
|
17 |
Genel |
oturma duruşu (at sırtında) |
seat i.
|
|
|
18 |
Genel |
oturma şekli (at sırtında) |
seat i.
|
|
19 |
Genel |
sırtında taşımak |
hump f.
|
|
20 |
Genel |
çantası sırtında gezmek |
live out of suitcases f.
|
|
21 |
Genel |
evini sırtında taşımak |
live out of suitcases f.
|
|
22 |
Genel |
at sırtında tilki avına çıkmak |
ride to hounds f.
|
|
23 |
Genel |
sırtında döküntüler olmak |
get some rash on one's back f.
|
|
24 |
Genel |
at sırtında yola çıkmak |
take horse f.
|
|
25 |
Genel |
at sırtında çapraz dönüş yapmak |
traverse f.
|
|
26 |
Genel |
at sırtında sürmek |
haze [dialect] f.
|
|
27 |
Genel |
at sırtında gütmek |
haze [dialect] f.
|
|
28 |
Genel |
at sırtında sürmek |
hazle [dialect] f.
|
|
29 |
Genel |
at sırtında gütmek |
hazle [dialect] f.
|
|
30 |
Genel |
at sırtında gitmek |
ride horseback f.
|
|
31 |
Genel |
at sırtında daireler çizerek hayvanların etrafını çevirmek |
ring f.
|
|
32 |
Genel |
hayvan sırtında taşımak |
pack f.
|
|
33 |
Genel |
hayvan sırtında götürmek |
pack f.
|
|
34 |
Genel |
(at sırtında) valizle seyahat etmek |
pack f.
|
|
35 |
Genel |
omzunda ve sırtında taşımak |
piggyback f.
|
|
36 |
Genel |
at sırtında olan |
horse s.
|
|
37 |
Genel |
at sırtında bulunan |
horseback s.
|
|
|
38 |
Genel |
sırtında kamburu olan |
humpbacked s.
|
|
39 |
Genel |
sırtında kamburu olan |
hunchbacked s.
|
|
40 |
Genel |
sırtında yosun benzeri oluşum olan |
moss-backed s.
|
|
41 |
Genel |
sırtında yosun benzeri oluşum olan |
mossy-backed s.
|
|
42 |
Genel |
sırtında elmas şeklinde izler olan |
diamondback s.
|
|
43 |
Genel |
sırtında baklava şeklinde izler olan |
diamondback s.
|
|
44 |
Genel |
at sırtında |
on horseback zf.
|
|
45 |
Genel |
at sırtında |
in the saddle zf.
|
|
46 |
Genel |
at sırtında |
on horse back zf.
|
|
47 |
Genel |
at sırtında |
à cheval zf.
|
|
48 |
Genel |
at sırtında |
ahorse zf.
|
|
49 |
Genel |
at sırtında |
ahorseback zf.
|
|
50 |
Genel |
at sırtında bulunarak |
horseback zf.
|
|
51 |
Genel |
at sırtında giderek |
horseback zf.
|
|
52 |
Genel |
sırtında anlamına gelen bir ön ek |
super- ök.
|
|
Phrasals |
|
53 |
Öbek Fiiller |
kucağında/sırtında taşımak |
carry someone around (with oneself) f.
|
|
54 |
Öbek Fiiller |
(birinin) omuzlarında/sırtında yük olmak |
fall (squarely) on (someone's) shoulders f.
|
|
55 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) sırtında yük olmak |
weigh on (someone or something) f.
|
|
Phrases |
|
56 |
İfadeler |
(birinin) sırtında/omuzlarında (sorumluluk/görev) |
on (one's) shoulders expr.
|
|
57 |
İfadeler |
(birinin) sırtında (yükümlülük) |
on (one's) shoulders expr.
|
|
58 |
İfadeler |
birinin sırtında/omuzlarında (sorumluluk/görev) |
on someone's shoulders expr.
|
|
59 |
İfadeler |
birinin sırtında (yükümlülük) |
on someone's shoulders expr.
|
|
Colloquial |
|
60 |
Konuşma Dili |
(birinin/bir şeyin) üstünde/sırtında yük |
drag on (someone or something) i.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
birisini sırtında gezdirmek |
give someone a piggyback ride f.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
sırtında taşımak |
muscle up f.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
bıçak sırtında |
on a knife-edge expr.
|
|
Idioms |
|
64 |
Deyim |
omzunda/sırtında çok yük/sorumluluk olabilme/taşıyabilme |
broad shoulders i.
|
|
65 |
Deyim |
sırtında bir yük |
excess baggage i.
|
|
66 |
Deyim |
(birinin) sırtında/omzunda yük |
a millstone about (one's) neck i.
|
|
67 |
Deyim |
sırtında/omzunda yük |
a millstone around your neck i.
|
|
68 |
Deyim |
sırtında/omzunda yük |
a millstone round your neck [uk] i.
|
|
69 |
Deyim |
birinin sırtında/omzunda yük |
a millstone around somebody's neck i.
|
|
70 |
Deyim |
birinin sırtında/omzunda yük |
a millstone round somebody's neck i.
|
|
71 |
Deyim |
sırtında yük |
albatross i.
|
|
72 |
Deyim |
birinin sırtında yük |
albatross round someone's neck i.
|
|
73 |
Deyim |
sırtında yük |
an albatross around your neck i.
|
|
74 |
Deyim |
sırtında yük |
an albatross round your neck [uk] i.
|
|
75 |
Deyim |
sırtında yük |
albatross i.
|
|
76 |
Deyim |
birinin sırtında yük |
albatross round someone's neck i.
|
|
77 |
Deyim |
sırtında yük |
an albatross around your neck i.
|
|
|
78 |
Deyim |
sırtında yük |
an albatross round your neck [uk] i.
|
|
79 |
Deyim |
sırtında/belinde tutulma |
crick in one's back i.
|
|
80 |
Deyim |
omzunda/sırtında çok yük/sorumluluk olabilmek/taşıyabilmek |
have broad shoulders f.
|
|
81 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
sit on a powder keg f.
|
|
82 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
walk a tightrope f.
|
|
83 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
be sitting on a powder keg f.
|
|
84 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
be on the ropes f.
|
|
85 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
be on a knife-edge f.
|
|
86 |
Deyim |
bıçak sırtında yürümek |
dance on the razor's edge f.
|
|
87 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
be walking a tightrope f.
|
|
88 |
Deyim |
sırtında yük olmak |
have a monkey on your back f.
|
|
89 |
Deyim |
sırtında kambur olmak |
have a monkey on your back f.
|
|
90 |
Deyim |
sırtında külfet olmak |
have a monkey on your back f.
|
|
91 |
Deyim |
evini sırtında taşımak |
live out of one's suitcase f.
|
|
92 |
Deyim |
çantası sırtında gezmek/yaşamak |
live out of one's suitcase f.
|
|
93 |
Deyim |
evini sırtında taşımak |
live out of a suitcase f.
|
|
94 |
Deyim |
çantası sırtında gezmek/yaşamak |
live out of a suitcase f.
|
|
95 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
tread/walk a tightrope f.
|
|
96 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
be on a tightrope f.
|
|
97 |
Deyim |
bıçak sırtında |
sitting on a powder keg s.
|
|
98 |
Deyim |
bıçak sırtında |
on a razor's edge zf.
|
|
99 |
Deyim |
bıçak sırtında |
on a razor-edge zf.
|
|
100 |
Deyim |
bıçak sırtında |
between wind and water zf.
|
|
101 |
Deyim |
bıçak sırtında |
on the knife-edge expr.
|
|
102 |
Deyim |
bıçak sırtında |
on a knife-edge expr.
|
|
103 |
Deyim |
sırtında/omuzlarında (sorumluluk/görev) |
on shoulders expr.
|
|
104 |
Deyim |
sırtında (yükümlülük) |
on shoulders expr.
|
|
105 |
Deyim |
bıçak sırtında |
on the razor's edge expr.
|
|
106 |
Deyim |
bıçak sırtında olmak |
on the ropes expr.
|
|
Advertising |
|
107 |
Reklam |
sırtında reklamla dolaşan adam |
sandwichman i.
|
|
Technical |
|
108 |
Teknik |
ülkenin bir ucundan diğerine at sırtında yapılan yolculuk |
wild-goose chase [obsolete] i.
|
|
Computer |
|
109 |
Bilgisayar |
sırtında taşıma |
piggybacking i.
|
|
Informatics |
|
110 |
Bilişim |
sırtında taşıma |
piggybacking i.
|
|
Veterinary |
|
111 |
Veterinerlik |
hindilerin sırtında görülen mavimsi bir renk bozulması |
blueback i.
|
|
Biology |
|
112 |
Biyoloji |
yumurtalarını ya da yavrularını sırtında taşıyan |
tergiferous s.
|
|
113 |
Biyoloji |
yumurtalarını ya da yavrularını sırtında taşıyan |
dorsiferous s.
|
|
Marine Biology |
|
114 |
Deniz Biyolojisi |
sırtında dikenler olan ve soğuk suda yaşayan bir tür dip balığı |
thorny skate (raja radiata) i.
|
|
115 |
Deniz Biyolojisi |
sırtında solungaçları olan deniz yumuşakçaları sınıfı |
notobranchiata i.
|
|
116 |
Deniz Biyolojisi |
sırtında solungaçları olan deniz yumuşakçaları sınıfına mensup canlı |
notobranchiate i.
|
|
117 |
Deniz Biyolojisi |
uskumrugiller familyasında sırtında koyu renk dalgalı çizgileri bulunan, gümüş rengi karınlı yırtıcı bir yemeklik balık |
mackerel (scomber scombrus) i.
|
|
118 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
weakfish i.
|
|
119 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
seatrout i.
|
|
120 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
squeteague i.
|
|
121 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
cynoscion regalis i.
|
|
122 |
Deniz Biyolojisi |
sırtında zehirli dikenleri olan bir balık |
weaverfish i.
|
|
123 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey kutbu'na özgü, yanlarında ve sırtında halka şeklinde desenler bulunan bir fok |
ringed seal i.
|
|
124 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey kutbu'na özgü, yanlarında ve sırtında halka şeklinde desenler bulunan bir fok |
pusa hispida i.
|
|
125 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey kutbu'na özgü, yanlarında ve sırtında halka şeklinde desenler bulunan bir fok |
phoca hispida i.
|
|
126 |
Deniz Biyolojisi |
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık |
oncorhynchus keta i.
|
|
127 |
Deniz Biyolojisi |
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık |
chum salmon i.
|
|
128 |
Deniz Biyolojisi |
pasifik'e özgü olup sırtında küçük benekler bulunan, yenilebilir büyük bir balık |
chum i.
|
|
129 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
drummer i.
|
|
130 |
Deniz Biyolojisi |
kuzey amerika'da atlantik okyanusu'na özgü sırtında lekeleri olan bir av balığı |
sun trout [dialect] i.
|
|
Zoology |
|
131 |
Zooloji |
uzun ve ince bacaklı, dişilerinin sırtında kırmızı şerit bulunan küçük ve zehirli bir örümcek |
redback (latrodectus hasselti) i.
|
|
132 |
Zooloji |
doğu asya ve hindistan'a özgü, sırtında beyaz şerit olan ve misk kokan etçil bir memeli |
nyentek (helictis orientalis) i.
|
|
133 |
Zooloji |
doğu asya ve hindistan'a özgü, sırtında beyaz şerit olan ve misk kokan etçil bir memeli |
helictis moscatus i.
|
|
134 |
Zooloji |
yiyecek ararken sırtında yaprak parçaları taşıyan karınca |
umbrella ant i.
|
|
135 |
Zooloji |
yiyecek ararken sırtında yaprak parçaları taşıyan karınca |
parasol ant i.
|
|
136 |
Zooloji |
güney afrika’ya özgü, sırtında enine sarımsı çizgiler bulunan grimsi kahverengi bir mirket |
zenick (suricata tetradactyla) i.
|
|
137 |
Zooloji |
güney afrika’ya özgü, sırtında enine sarımsı çizgiler bulunan grimsi kahverengi bir mirket |
suricat (suricata tetradactyla) i.
|
|
138 |
Zooloji |
güney afrika’ya özgü, sırtında enine sarımsı çizgiler bulunan grimsi kahverengi bir mirket |
zenik (suricata tetradactyla) i.
|
|
139 |
Zooloji |
hayvanın sırtında bulunan renkli işaret |
saddle i.
|
|
140 |
Zooloji |
sırtında beyaz bir şerit bulunan siyah bir domuz ırkı |
saddleback i.
|
|
141 |
Zooloji |
sırtında ve kanatlarında eyer biçiminde kestane rengi leke bulunan yeni zelanda'ya özgü nadir siyah bir kuş |
saddleback i.
|
|
142 |
Zooloji |
sırtında yosun benzeri oluşuma sahip yaşlı kaplumbağa |
mossyback i.
|
|
143 |
Zooloji |
afrika'da avlanma için yetiştirilen, taba veya kızıl kahverengi kısa tüyleri sırtında çıkıntı oluşturan iri bir köpek ırkı |
rhodesian ridgeback i.
|
|
144 |
Zooloji |
östaki kasları sırtında olan |
anacromyodian s.
|
|
Breeding |
|
145 |
Hayvancılık |
genellikle sırtında siyah veya beyaz tüyleri olan alman kökenli evcil bir güvercin ırkı |
nun i.
|
|
Hunting |
|
146 |
Silah/Atıcılık |
(tilki avında) at sırtında avın ilerlemesini takip etmek |
hilltop f.
|
|
147 |
Silah/Atıcılık |
(at sırtında) av köpeklerini takip etmek |
drag hunt f.
|
|
Wagering |
|
148 |
Bahisçilik |
at sırtında |
à cheval [french] zf.
|
|
Bookbindery |
|
149 |
Ciltçilik |
kitap sırtında yer alan dekoratif kabartma |
rib i.
|
|
150 |
Ciltçilik |
kitap sırtında yer alan bombe |
round i.
|
|
Archaic |
|
151 |
Eski Kullanım |
hayvan sırtında gitmek |
hagride f.
|
|
Ornithology |
|
152 |
Kuşbilim |
sırtında siyah tüyleri bulunan büyük bir martı |
karoro (laris dominicanus) i.
|
|
153 |
Kuşbilim |
abd'nin doğusuna özgü, sırtında kızıl kahverengi tüyler olan ötücü bir kuş |
mavis (toxostoma rufum) i.
|
|
154 |
Kuşbilim |
abd'nin doğusuna özgü, sırtında kızıl kahverengi tüyler olan ötücü bir kuş |
mavie (toxostoma rufum) i.
|
|
155 |
Kuşbilim |
abd'nin doğusuna özgü, sırtında kızıl kahverengi tüyler olan ötücü bir kuş |
brown thrasher (toxostoma rufum) i.
|
|
156 |
Kuşbilim |
sırtında merdiveni andıran yatay çizgiler bulunan (kuş) |
ladder-backed s.
|
|
Reptiles |
|
157 |
Sürüngenler |
sırtında düzensiz ve çapraz desenli derisi olan bir yılan |
tiger rattlesnake (crotalus tigris) i.
|
|
158 |
Sürüngenler |
sırtında üç adet sivri çıkıntı bulunan, güneydoğu abd'ye özgü büyük bir kaplumbağa |
alligator snapping turtle (macroclemys temmincki) i.
|
|
159 |
Sürüngenler |
(yılan) sırtında çapraz şeritler olan |
cross-banded s.
|
|
Entomology |
|
160 |
Böcek Bilimi |
sırtında iki sarı çizgisi olan kısa boynuzlu bir çekirge |
two-striped grasshopper (melanoplus bivittatus) i.
|
|
161 |
Böcek Bilimi |
sırtında iki sarı çizgisi olan kısa boynuzlu bir çekirge |
yellow-striped locust i.
|
|
162 |
Böcek Bilimi |
notodonta cinsi olup tırtılının sırtında belirgin boynuz olan bir güve |
unicorn moth (coelodasys unicornis) i.
|
|
163 |
Böcek Bilimi |
notodonta cinsi olup tırtılının sırtında belirgin boynuz olan bir güve |
unicorn prominent i.
|
|
Slang |
|
164 |
Argo |
(birinin) sırtında kambur olmak |
have got a monkey on (one's) back f.
|
|