Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
saddle
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"saddle"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 78 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
saddle
i.
semer
2
Yaygın Kullanım
saddle
i.
eyer
3
Yaygın Kullanım
saddle
i.
sele
4
Yaygın Kullanım
saddle
f.
semer vurmak
5
Yaygın Kullanım
saddle
f.
eyer vurmak
General
6
Genel
saddle
i.
kaltak (eyer)
7
Genel
saddle
i.
yatak kovanı
8
Genel
saddle
i.
bisiklet selesi
9
Genel
saddle
i.
sele (bisiklette)
10
Genel
saddle
i.
yastık
11
Genel
saddle
i.
oturmalık
12
Genel
saddle
i.
sırt
13
Genel
saddle
i.
kapı girişinde yer alan yükseltilmiş döşeme tahtası
14
Genel
saddle
i.
parkenin eşikteki yüksek kısmı
15
Genel
saddle
f.
eyerlemek
16
Genel
saddle
f.
yüklemek
17
Genel
saddle
f.
ayağına dolaşmak
18
Genel
saddle
f.
engellemek
19
Genel
saddle
f.
sorumluluk yüklemek
20
Genel
saddle
f.
engel olmak
21
Genel
saddle
f.
yük olmak
22
Genel
saddle
s.
eyerli
23
Genel
saddle
s.
semer vurulmuş
24
Genel
saddle
s.
ata binerken kullanılan
25
Genel
saddle
s.
eyerle binilen
26
Genel
saddle
s.
eyerle binmeye uygun
27
Genel
saddle
s.
eyerle binmekten kaynaklanan
28
Genel
saddle
s.
eyerde oturmaktan kaynaklı
29
Genel
saddle
s.
şekil ve duruş itibarı ile eyere benzeyen
30
Genel
saddle
s.
at binen
31
Genel
saddle
s.
atlı
32
Genel
saddle
s.
binek atı biniciliğine ait
33
Genel
saddle
s.
binek atı biniciliği ile ilgili
Technical
34
Teknik
saddle
i.
altlık (seramik)
35
Teknik
saddle
i.
dövme mandreli
36
Teknik
saddle
i.
semer
37
Teknik
saddle
i.
sele
38
Teknik
saddle
i.
şaryo
39
Teknik
saddle
i.
ek veya destek görevi gören, dışbükey bir yüzeye oturması için oyulmuş flanş benzeri aksam
40
Teknik
saddle
i.
asma köprünün halatlarının üzerinden geçtiği veya üzerine sabitlendiği blok
41
Teknik
saddle
i.
top arabasının top muylularını destekleyen parçası
42
Teknik
saddle
i.
torna ve dink makinesi gibi takım tezgahındaki bir aleti veya iş tezgahını taşımaya yarayan sürgülü düzenek
43
Teknik
saddle
i.
silindirik buhar kazanının üzerine oturduğu parça
44
Teknik
saddle
i.
(gaz veya kanalizasyon borularına) monte edilen boru ekleme parçası
45
Teknik
saddle
i.
diğer kütüklerin oturması için çukurluk bırakılmış enine uzanan bir kütük
46
Teknik
saddle
i.
perdahlama sırasında seramik objeyi desteklemesi için kullanılan pişmiş kil
47
Teknik
saddle
i.
çatı kaplamasında kullanılan rulo halindeki metal kaplama
48
Teknik
saddle
i.
eşeksırtı
49
Teknik
saddle
i.
her iki taraftaki ambarlara yönlendirme yapılabilmesi için geminin kömür ikmal kapağını bölen kısım
50
Teknik
saddle
i.
kapı eşiği
51
Teknik
saddle
i.
zeminin eşikle birleştiği yerdeki ince ahşap veya metal çıkıntı
52
Teknik
saddle
i.
lokomotifteki silindir çiftinin arasında yer alan köprüleme aksamı
53
Teknik
saddle
i.
genellikle ayakkabıya zıt renkli olup tarak kısmında bulunan deri bir şerit süs
54
Teknik
saddle
i.
etiket amaçlı çantanın kapanma kısmına tutturulmuş katlanmış kağıt
Electric
55
Elektrik
saddle
i.
kroşe
Mechanic
56
Mekanik
saddle
i.
boyun
57
Mekanik
saddle
i.
eyer
58
Mekanik
saddle
i.
oturak
Marine
59
Denizcilik
saddle
i.
genellikle bir direğe bağlanıp diğer bir direğin ucuna oturacak şekilde sokulmuş kütük
Dentistry
60
Diş Hekimliği
saddle
i.
bölümlü protezin üzerinde takma dişlerin bulunduğu ve uçlarındaki bağlarla bitişik dişleri tuttuğu kısmı
Gastronomy
61
Mutfak
saddle
i.
(kuzu/tavuk) but
Zoology
62
Zooloji
saddle
i.
bir yer solucanının üreme organının bulunduğu, baş kısmına yakın bölge
63
Zooloji
saddle
i.
hayvanın yekpare sırtının filetolarını da kapsayan her iki tarafı
64
Zooloji
saddle
i.
kavurmak için hazırlanan yekpare filetolar
65
Zooloji
saddle
i.
kurbağanın arka bacaklarının alt kısımları
66
Zooloji
saddle
i.
hayvanın sırtında bulunan renkli işaret
Breeding
67
Hayvancılık
saddle
i.
dişi hindilerin çiftleşme sırasında yaralanmasını önlemek için kullanılan çadır bezinden yapılmış kılıf
Geography
68
Coğrafya
saddle
i.
iki tepe arasında yer alan eğer biçimindeki sırt
69
Coğrafya
saddle
i.
iki yükseltiyi birleştiren sırt
70
Coğrafya
saddle
i.
dağ sırtı çizgisinde alçak olan kısım
Meteorology
71
Meteoroloji
saddle
i.
boyun sahası
72
Meteoroloji
saddle
i.
kol sahası
Sport
73
Spor
saddle
i.
eyer kaşları arasındaki iki saplı atlama beygiri ile yapılan jimnastik
Wagering
74
Bahisçilik
saddle
i.
lotoyu kazanacak numaraların arasında görünmesi için seçilen iki numaralı kombinasyon
75
Bahisçilik
saddle
f.
(eğitimli yarış atını) yarışa sokmak
Music
76
Müzik
saddle
i.
yuva
Bookbindery
77
Ciltçilik
saddle
i.
cilt makinesinin kitap bölümlerinin serildiği ve dikilmek üzere yerleştirildiği parçası
78
Ciltçilik
saddle
i.
kitap cildinin sırt kısmının ortası
"saddle"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 317 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
american saddle horse
i.
amerikan binek atı
2
Genel
porter's saddle
i.
arkalık
3
Genel
saddle roof
i.
beşik çatı
4
Genel
saddle beast
i.
binek
5
Genel
saddle horse
i.
binek atı
6
Genel
saddle bag
i.
hurç
7
Genel
saddle girth
i.
kolan
8
Genel
saddle without a frame
i.
palan
9
Genel
saddle blanket
i.
eyer örtüsü
10
Genel
saddle pad
i.
semer yastığı
11
Genel
turkish saddle
i.
türk eyeri
12
Genel
porter's saddle
i.
hamal semeri
13
Genel
saddle-sore
i.
at sürmekten gerilmiş ve hassaslaşmış olan
14
Genel
pack-saddle
i.
semer
15
Genel
bicycle saddle
i.
bisiklet selesi
16
Genel
saddle maker
i.
eyer yapan
17
Genel
saddle maker
i.
eyerci
18
Genel
saddle maker
i.
palancı
19
Genel
saddle clip
i.
eyer klipsi/bağlantı parçası
20
Genel
full-quarter saddle
i.
geniş ağızlı eyer
21
Genel
saddle girth
i.
eyer kolanı
22
Genel
sybian saddle
i.
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı
23
Genel
race saddle
i.
yarış eyeri
24
Genel
race saddle
i.
yarışlarda kullanılan hafif eyer
25
Genel
tree of a saddle
i.
eyer çerçevesi
26
Genel
saddle frame
i.
eyer çerçevesi
27
Genel
saddle horn
i.
kovboyların kullandığı eyerlerin, hayvanı durdurmak için kullanılan ipi tutması için tasarlanmış olan çıkıntılı kısmı
28
Genel
saddle oxford
i.
üzerinde zıt renkte semer şeklinde desen bulunan oxford tipi bağcıklı kundura
29
Genel
saddle shoe
i.
genellikle beyaz renkli olup tarak kısmında zıt renkten deri bir şerit bulunan gündelik bir ayakkabı
30
Genel
saddle stitch
i.
tel dikiş
31
Genel
side-saddle
i.
kadınlar için tasarlanan bir eyer türü
32
Genel
stock saddle
i.
işlemeli kovboy eyeri
33
Genel
western saddle
i.
işlemeli kovboy eyeri
34
Genel
put a saddle on
f.
eyer koymak
35
Genel
saddle someone with a task
f.
birine zor bir iş yüklemek
36
Genel
put a saddle on a horse
f.
bir ata eyer/semer vurmak
37
Genel
saddle a horse up
f.
ata eyer/semer vurmak
38
Genel
put a saddle on a horse
f.
ata eyer/semer takmak
39
Genel
saddle up a horse
f.
ata eyer/semer takmak
40
Genel
saddle-shaped
s.
eyer biçimli
41
Genel
saddle-backed
s.
eyer gibi çukur bir sırtı olan
42
Genel
saddle-backed
s.
eşeksırtı olan
43
Genel
in the saddle
zf.
at sırtında
44
Genel
in the saddle
zf.
hazır ve nazır
45
Genel
in the saddle
zf.
iktidarda
46
Genel
in the saddle
zf.
yönetimde
47
Genel
side-saddle
zf.
yan binerek
48
Genel
side-saddle
zf.
yan binilen eyer üzerinde
49
Genel
side-saddle
zf.
kadınlara özgü eyer üzerinde
Phrasals
50
Öbek Fiiller
saddle someone with something
f.
birine (zor/sıkıcı) bir görev vermek
51
Öbek Fiiller
saddle (one) with (someone or something)
f.
(birine birini/bir şeyi) yüklemek/yük etmek
52
Öbek Fiiller
saddle (one) with (someone or something)
f.
(birinin) sırtına (birini/bir şeyi) yüklemek
53
Öbek Fiiller
saddle (one) with (someone or something)
f.
(birinin) ayağına (birini/bir şeyi) dolaştırmak
54
Öbek Fiiller
saddle (one) with (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi birinin) başına bela etmek/sarmak
55
Öbek Fiiller
saddle (one) with (someone or something)
f.
(birini bir sorumluluğun/yükün) altına sokmak
56
Öbek Fiiller
saddle an animal up
f.
ata/bir yük hayvanına eyer/semer vurmak
57
Öbek Fiiller
saddle an animal up
f.
ata/bir yük hayvanına eyer/semer takmak
58
Öbek Fiiller
saddle someone with
f.
ile yüklemek
59
Öbek Fiiller
saddle someone with
f.
-i birinin sırtına yüklemek
60
Öbek Fiiller
saddle someone with
f.
birine görev vermek/yüklemek
61
Öbek Fiiller
saddle someone with
f.
birini (sorumluluğun/yükün) altına sokmak
62
Öbek Fiiller
saddle up
f.
(ata/bir yük hayvanına) eyer/semer vurmak
63
Öbek Fiiller
saddle up
f.
(ata/bir yük hayvanına) eyer/semer takmak
64
Öbek Fiiller
saddle up
f.
(bir hayvana) binmek
65
Öbek Fiiller
saddle up
f.
(bir hayvanın) eyerine/semerine binmek/atlamak
66
Öbek Fiiller
saddle up
f.
(bir hayvanın) sırtına binmek
67
Öbek Fiiller
saddle with
f.
ile yüklemek
68
Öbek Fiiller
saddle with
f.
-i sırtına yüklemek
69
Öbek Fiiller
saddle with
f.
görev vermek/yüklemek
70
Öbek Fiiller
saddle with
f.
(sorumluluğun/yükün) altına sokmak
Idioms
71
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
dert
72
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
bela
73
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
baş belası
74
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
sıkıntı
75
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
rahatsızlık
76
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
huzur bozucu şey
77
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
sürekli bir pürüz
78
Deyim
a burr under (one's) saddle
i.
ayakkabının altındaki taş/kum
79
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
dert
80
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
bela
81
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
baş belası
82
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
sıkıntı
83
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
rahatsızlık
84
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
huzur bozucu şey
85
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
sürekli bir pürüz
86
Deyim
a burr under your saddle [us]
i.
ayakkabının altındaki taş/kum
87
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
dert
88
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
bela
89
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
baş belası
90
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
sıkıntı
91
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
rahatsızlık
92
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
huzur bozucu şey
93
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
sürekli bir pürüz
94
Deyim
a burr in your saddle [us]
i.
ayakkabının altındaki taş/kum
95
Deyim
a saddle on a sow
i.
kel alaka şey
96
Deyim
a saddle on a sow
i.
alakasız şey
97
Deyim
a saddle on a sow
i.
hiç uymayan şey
98
Deyim
a saddle on a sow
i.
yakışmayan şey
99
Deyim
a saddle on a sow
i.
abes şey
100
Deyim
a burr under your saddle
i.
dert
101
Deyim
a burr under your saddle
i.
bela
102
Deyim
a burr under your saddle
i.
baş belası
103
Deyim
a burr under your saddle
i.
sıkıntı
104
Deyim
a burr under your saddle
i.
rahatsızlık
105
Deyim
a burr under your saddle
i.
huzur bozucu şey
106
Deyim
a burr under your saddle
i.
sürekli bir pürüz
107
Deyim
a burr under your saddle
i.
ayakkabının altındaki taş/kum
108
Deyim
a burr in your saddle
i.
dert
109
Deyim
a burr in your saddle
i.
bela
110
Deyim
a burr in your saddle
i.
baş belası
111
Deyim
a burr in your saddle
i.
sıkıntı
112
Deyim
a burr in your saddle
i.
rahatsızlık
113
Deyim
a burr in your saddle
i.
huzur bozucu şey
114
Deyim
a burr in your saddle
i.
sürekli bir pürüz
115
Deyim
a burr in your saddle
i.
ayakkabının altındaki taş/kum
116
Deyim
be tall in (one's) saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
117
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
118
Deyim
be tall in (one's) saddle
f.
dimdik durmak
119
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik durmak
120
Deyim
be tall in (one's) saddle
f.
yıkılmamak
121
Deyim
be tall in the saddle
f.
yıkılmamak
122
Deyim
be tall in (one's) saddle
f.
duruşunu bozmamak
123
Deyim
be tall in the saddle
f.
duruşunu bozmamak
124
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
dert
125
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
bela
126
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
baş belası
127
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
sıkıntı
128
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
rahatsızlık
129
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
huzur bozucu şey
130
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
sürekli bir pürüz
131
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
ayakkabının içine kaçan taş/kum
132
Deyim
a burr in (one's) saddle
f.
yürürken ayakkabıya giren taş/kum
133
Deyim
look like a saddle on a sow
f.
çok ilgisiz (yakışıksız) durmak
134
Deyim
have a burr under one's saddle
f.
huzursuz/rahatsız/sıkıntılı olmak
135
Deyim
be back in the saddle
f.
göreve tekrar başlamak/dönmek
136
Deyim
look like a saddle on a sow
f.
hiç uymamak/yakışmamak
137
Deyim
be back in the saddle
f.
işe yeniden koyulmak
138
Deyim
be in the saddle
f.
ipleri/kontrolü elinde tutmak
139
Deyim
look like a saddle on a sow
f.
kel alaka olmak
140
Deyim
be in the saddle
f.
yönetimde olmak
141
Deyim
be tall in one's saddle
f.
dimdik ayakta durmak
142
Deyim
be tall in one's saddle
f.
dimdik durmak
143
Deyim
be tall in one's saddle
f.
başını dik tutmak
144
Deyim
be tall in one's saddle
f.
yıkılmamak
145
Deyim
be tall in one's saddle
f.
onurunu kaybetmemek
146
Deyim
be tall in one's saddle
f.
onurunu korumak
147
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik ayakta durmak
148
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik durmak
149
Deyim
be tall in the saddle
f.
başını dik tutmak
150
Deyim
be tall in the saddle
f.
yıkılmamak
151
Deyim
be tall in the saddle
f.
onurunu kaybetmemek
152
Deyim
be tall in the saddle
f.
onurunu korumak
153
Deyim
ride tall in the saddle
f.
gururlu olmak/kalmak
154
Deyim
ride tall in the saddle
f.
başı dik olmak/kalmak
155
Deyim
ride tall in the saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
156
Deyim
ride tall in the saddle
f.
dimdik durmak
157
Deyim
ride tall in the saddle
f.
yıkılmamak
158
Deyim
ride tall in the saddle
f.
duruşunu bozmamak
159
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
gururlu olmak/kalmak
160
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
başı dik olmak/kalmak
161
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
162
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
dimdik durmak
163
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
yıkılmamak
164
Deyim
ride tall in one's saddle
f.
duruşunu bozmamak
165
Deyim
sit tall in the saddle
f.
gururlu olmak/kalmak
166
Deyim
sit tall in the saddle
f.
başı dik olmak/kalmak
167
Deyim
sit tall in the saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
168
Deyim
sit tall in the saddle
f.
dimdik durmak
169
Deyim
sit tall in the saddle
f.
yıkılmamak
170
Deyim
sit tall in the saddle
f.
duruşunu bozmamak
171
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
gururlu olmak/kalmak
172
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
başı dik olmak/kalmak
173
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
174
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
dimdik durmak
175
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
yıkılmamak
176
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
duruşunu bozmamak
177
Deyim
sit tall in the saddle
f.
dik durmak
178
Deyim
sit tall in the saddle
f.
duruşunu bozmamak
179
Deyim
sit tall in the saddle
f.
yıkılmamak
180
Deyim
sit tall in the saddle
f.
metin olmak
181
Deyim
sit tall in the saddle
f.
dimdik durmak
182
Deyim
sit tall in the saddle
f.
gururu elden bırakmamak
183
Deyim
sit tall in the saddle
f.
heybetinden/görkeminden bir şey kaybetmemek
184
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
dik durmak
185
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
duruşunu bozmamak
186
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
yıkılmamak
187
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
metin olmak
188
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
dimdik durmak
189
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
gururu elden bırakmamak
190
Deyim
sit tall in one's saddle
f.
heybetinden/görkeminden bir şey kaybetmemek
191
Deyim
be riding high in the saddle
f.
geçirdiği başarı/şanslı bir dönemden dolayı kendini emniyete aldığını hissetmek
192
Deyim
be riding high in the saddle
f.
kendine çok güvenmek
193
Deyim
be riding high in the saddle
f.
dört nala gitmek
194
Deyim
be riding high in the saddle
f.
dolu dizgin gitmek
195
Deyim
back in the saddle
f.
göreve/işe geri dönmüş
196
Deyim
back in the saddle
f.
tekrar işe koyulmuş/başlamış
197
Deyim
back in the saddle
f.
tekrar kaldığı yerden devam eden
198
Deyim
back in the saddle
f.
yeniden başlamış
199
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
200
Deyim
be tall in the saddle
f.
dimdik durmak
201
Deyim
be tall in the saddle
f.
yıkılmamak
202
Deyim
be tall in the saddle
f.
duruşunu bozmamak
203
Deyim
be tall in the saddle
f.
onurunu kaybetmemek
204
Deyim
be tall in the saddle
f.
gururundan/saygınlığından ödün vermemek
205
Deyim
be tall in the saddle
f.
metanetli olmak/durmak
206
Deyim
be tall in the saddle
f.
başı dik olmak
207
Deyim
be tall in one's saddle
f.
dimdik ayakta olmak/durmak
208
Deyim
be tall in one's saddle
f.
dimdik durmak
209
Deyim
be tall in one's saddle
f.
yıkılmamak
210
Deyim
be tall in one's saddle
f.
duruşunu bozmamak
211
Deyim
be tall in one's saddle
f.
onurunu kaybetmemek
212
Deyim
be tall in one's saddle
f.
gururundan/saygınlığından ödün vermemek
213
Deyim
be tall in one's saddle
f.
metanetli olmak/durmak
214
Deyim
be tall in one's saddle
f.
başı dik olmak
215
Deyim
have a burr under saddle
f.
huzursuz/rahatsız/sıkıntılı olmak
216
Deyim
be in the saddle
f.
dizginleri ele almak
217
Deyim
tall in the saddle
s.
gururlu
218
Deyim
tall in the saddle
s.
mağrur
219
Deyim
better lose the saddle than the horse
expr.
zararın neresinden dönülse kardır
220
Deyim
better lose the saddle than the horse
expr.
zararın neresinden dönülürse kardır
Technical
221
Teknik
saddle type
i.
boyunlu tip
222
Teknik
saddle key
i.
bindirme kama
223
Teknik
pipe saddle
i.
boru yastığı
224
Teknik
saddle point
i.
boyun noktası
225
Teknik
saddle guide
i.
cer kutusu
226
Teknik
saddle point equilibrium
i.
eğer noktası dengesi
227
Teknik
saddle-backed coping
i.
eşeksırtı harpuşta
228
Teknik
saddle type
i.
eyer tip
229
Teknik
saddle blanket
i.
eyer altlığı
230
Teknik
saddle leather
i.
eyer derisi
231
Teknik
saddle point
i.
eyer noktası
232
Teknik
saddle soap
i.
eyer sabunu
233
Teknik
saddle soar
i.
eyer vurması
234
Teknik
cable saddle
i.
kablo semeri
235
Teknik
wing saddle
i.
kanat yatağı
236
Teknik
collar saddle
i.
kelepçe içi lastik yatak
237
Teknik
saddle stitch stapler
i.
kitap şeklindeki baskılarda ortadan zımbalama işlemi yapabilen araç
238
Teknik
saddle stitch finisher
i.
kitap şeklindeki baskılarda ortadan zımbalama işlemi yapabilen araç
239
Teknik
saddle type
i.
kovan tipi
240
Teknik
saddle scaffold
i.
mahya üzeri iş iskelesi
241
Teknik
serrated saddle
i.
oluklu altlık
242
Teknik
tower saddle
i.
pilon kablo semeri
243
Teknik
sound propagation saddle-shaped
i.
ses yayılması
244
Teknik
saddle weld
i.
semer kaynak
245
Teknik
sound propagation saddle-shaped
i.
ses dağılması
246
Teknik
saddle joint
i.
sırtlı kenet
247
Teknik
saddle pipe support
i.
yastıklı boru mesnedi
248
Teknik
saddle-gall
i.
yağır
249
Teknik
english saddle
i.
ingiliz eyeri
Informatics
250
Bilişim
saddle point
i.
eyer noktası
251
Bilişim
saddle point equilibrium
i.
eyer noktası dengesi
Textile
252
Tekstil
saddle soap leather
i.
sabunlu kösele
253
Tekstil
saddle stitch
i.
genellikle kumaşa zıt renkteki bir iplikle yapılan ve kıyafetlerde süsleme olarak kullanılan basit bir sürfile dikişi
Architecture
254
Mimarlık
saddle roof
i.
beşik çatı
255
Mimarlık
pack saddle
i.
beşik örtü
256
Mimarlık
saddle back roof
i.
beşik çatı
257
Mimarlık
saddle-packed coping
i.
barbata sekisi
258
Mimarlık
side-piece (of saddle frame)
i.
böğür
259
Mimarlık
saddle roof
i.
eyer çatı
260
Mimarlık
saddle roof
i.
eyer biçiminde çatı
261
Mimarlık
saddle bar
i.
camlı pencerelere ait kurşun levhalarının sabitlendiği küçük demir çubuklar
Construction
262
İnşaat
saddle roof
i.
beşikçatı
263
İnşaat
wall saddle
i.
duvar yastığı
264
İnşaat
beam saddle
i.
kiriş yastığı
265
İnşaat
precast concrete saddle
i.
önyapımlı betonrme kanalet
266
İnşaat
precast concrete flume saddle
i.
önyapımlı betonarme kanalet eyeri
Woodworking
267
Ağaç İşleri
timber saddle
i.
ahşap yastık
Furniture
268
Mobilya
saddle seat
i.
oturma kısmı en yüksek noktası önde olan merkezdeki çıkıntılı bölümden her iki tarafa doğru alçalan sandalye
Medical
269
Medikal
saddle back
i.
belkemiğindeki eğrilik
270
Medikal
saddle block
i.
eğerli anestezi
271
Medikal
saddle back
i.
kamburluk
272
Medikal
treatment of saddle nose and supratip pathologies
i.
semer burun ve supratip deformitelerinin tedavisi
273
Medikal
saddle nose
i.
semer burun
274
Medikal
reconstruction of saddle nose
i.
semer burun tedavisi
275
Medikal
saddle joint
i.
yüzeylerinden biri konkav diğeri konveks olan eklem
276
Medikal
saddle block
i.
kaudal anestezi
277
Medikal
saddle block
i.
kalçayı, uylukların iç kısımlarını ve apış arasını uyuşturan bir spinal anestezi tipi
278
Medikal
saddle block anaesthesia
i.
eyerli anestezi
279
Medikal
saddle block anaesthesia
i.
kaudal anestezi
280
Medikal
saddle block anaesthesia
i.
kalçayı, uylukların iç kısımlarını ve apış arasını uyuşturan bir spinal anestezi tipi
281
Medikal
saddle block anesthesia
i.
eyerli anestezi
282
Medikal
saddle block anesthesia
i.
kaudal anestezi
283
Medikal
saddle block anesthesia
i.
kalçayı, uylukların iç kısımlarını ve apış arasını uyuşturan bir spinal anestezi tipi
Anatomy
284
Anatomi
turkish saddle
i.
sella turcica
285
Anatomi
turkish saddle
i.
hipofiz çukuru
286
Anatomi
turkish saddle
i.
türk kemiği
Optics
287
Optik
saddle bridge
i.
semer köprü
Veterinary
288
Veterinerlik
saddle sore
i.
eyer yarası
289
Veterinerlik
saddle sore
i.
eyer yüzünden atın derisinde meydana gelen tahriş
Gastronomy
290
Mutfak
saddle of lamb
i.
kuzu sırtı
291
Mutfak
wild boar saddle
i.
yabani domuz sırtı
Math
292
Matematik
saddle point
i.
eyer noktası
293
Matematik
saddle point
i.
semer noktası
Marine Biology
294
Deniz Biyolojisi
saddle oyster (anomia ephippium)
i.
kapağında derin bir çentik bulunan bir çift kabuklu deniz canlısı
295
Deniz Biyolojisi
saddle shell
i.
kapağında derin bir çentik bulunan bir çift kabuklu deniz canlısı
Zoology
296
Zooloji
saddle-backed jackal
i.
kara sırtlı çakal
Agriculture
297
Tarım
saddle grafting
i.
derin bir yarığı olan aşılık filizin kama şeklindeki gövdeye aşılandığı aşılama yöntemi
History
298
Tarih
english cavalry saddle
i.
ingiliz şövalye eyeri
Archaeology
299
Arkeoloji
saddle-backed
s.
eşeksırtı
Geography
300
Coğrafya
upper saddle river
i.
new jersey eyaletinde yerleşim yeri
301
Coğrafya
saddle brook
i.
new jersey eyaletinde yerleşim yeri
302
Coğrafya
saddle river
i.
new jersey eyaletinde yerleşim yeri
Military
303
Askeri
float saddle
i.
sal semeri
304
Askeri
pack saddle
i.
yük semeri
Bookbindery
305
Ciltçilik
saddle stitch
i.
kitap yapraklarını kat izinin olduğu yerden birbirine tutturmakta kullanılan, tel veya iplikle yapılan bir dikiş türü
306
Ciltçilik
saddle stitching
i.
baskının bölümlerinin iç taraftan ip veya tel zımbalarla birbirine dikilip ortada sabitlenmesi şeklinde yapılan ciltleme işlemi
307
Ciltçilik
saddle-stitched
s.
bölümlerinin iç taraftan ip veya tel zımbalarla birbirine dikilmesi ve ortada sabitlenmesi şeklinde ciltlenmiş olan (baskı)
Ornithology
308
Kuşbilim
saddle feather
i.
evcil kuşun sırtındaki uzun ince tüy
309
Kuşbilim
saddle hackle
i.
evcil kuşun sırtındaki uzun ince tüy
310
Kuşbilim
saddle-billed stork (ephippiorhynchus senegalensis)
i.
ortası siyah çizgili kırmızı-sarı uzun gagası olan siyah-beyaz büyük bir afrika leyleği
311
Kuşbilim
saddle-billed stork
i.
eyer gagalı leylek
Slang
312
Argo
saddle tramp [us]
i.
göçebe kovboy
313
Argo
saddle tramp [us]
i.
atlı
314
Argo
saddle tramp [us]
i.
atlı kimse
315
Argo
saddle tramp [us]
i.
at süren/ata binen kimse
316
Argo
saddle tramp [us]
i.
süvari
Star Wars
317
Star Wars
saddle (ahch-to)
i.
eyer (ahch-to)
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of saddle
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy