Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
preparation of nitric acid
huano
análisis de marea
lavandière
corpus juris
open-end manometer
-eli
Geçmiş
Cümleler
"-eli"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
-eli
since
ed.
"-eli"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
eli sıkı
stingy
s.
I know that Tom is
stingy.
Tom'un
eli sıkı
biri olduğunu biliyorum.
More Sentences
2
Yaygın Kullanım
eli açık
generous
s.
Are you
generous?
Eli açık
mısın?
More Sentences
General
3
Genel
eli boş dönmek
return empty-handed
f.
Tom
returned empty-handed.
Tom
eli boş döndü.
More Sentences
4
Genel
eli kulağında
imminent
s.
War seems
imminent.
Savaş
eli kulağında
görünüyor.
More Sentences
5
Genel
eli sıkı
tight
s.
My hands are
tight.
Benim
ellerim sıkıdır.
More Sentences
6
Genel
eli boş
empty handed
s.
I came home
empty handed.
Ben eve
eli boş
geldim.
More Sentences
7
Genel
eli bol
generous
s.
She is one of the most
generous
people I know.
O, tanıdığım en
eli bol
insanlardan biridir.
More Sentences
8
Genel
eli boş
empty-handed
s.
We are not moving forward
empty-handed.
Elimiz boş
bir şekilde ilerlemiyoruz.
More Sentences
Colloquial
9
Konuşma Dili
eli darda
hard up
expr.
He is
hard up
for money.
Onun para için
eli darda.
More Sentences
Idioms
10
Deyim
yardım eli
a helping hand
i.
Parliament should give more of
a helping hand
in this.
Parlamento bu konuda daha fazla
yardım eli
uzatmalıdır.
More Sentences
Common Usage
11
Yaygın Kullanım
eli açık
bounteous
s.
12
Yaygın Kullanım
eli açık
openhanded
s.
13
Yaygın Kullanım
eli çabuk
swift-handed
s.
General
14
Genel
eli açık olma
freehandedness
i.
15
Genel
eli kolu bağlanmışlık duygusu
sense of paralysis
i.
16
Genel
usta eli
master touch
i.
17
Genel
eli yatkınlık
smartness
i.
18
Genel
eli bayraklı
shrew
i.
19
Genel
eli çabuk kimse
hustler
i.
20
Genel
eli açıklık
bounteousness
i.
21
Genel
eli açıklık
generousness
i.
22
Genel
eli işe yakışmazlık
awkwardness
i.
23
Genel
eli açıklık
openhandedness
i.
24
Genel
eli maşalı
shrew
i.
25
Genel
eli ağırlık
hardhandedness
i.
26
Genel
gurbet eli
foreign place
i.
27
Genel
eli çabukluk
dexterousness
i.
28
Genel
eli açıklık
donorship
i.
29
Genel
eli açıklık
bounty
i.
30
Genel
meryem ana eli
welwitschia
i.
31
Genel
eli maşalı kadın
virago
i.
32
Genel
eli olma
handedness
i.
33
Genel
eli ayağı tutma
able-bodiedness
i.
34
Genel
eli açıklık
largess
i.
35
Genel
eli açıklık
largesse
i.
36
Genel
eli açıklık
magnanimity
i.
37
Genel
eli açıklık
munificence
i.
38
Genel
eli sıkı kimse
skinflint
i.
39
Genel
eli sıkı kimse
piker
i.
40
Genel
eli sıkı kimse
cheapskate
i.
41
Genel
eli sıkı kimse
scrooge
i.
42
Genel
eli sıkı kimse
miser
i.
43
Genel
eli sıkı kimse
penny pincher
i.
44
Genel
eli sıkı kimse
tightwad
i.
45
Genel
eli sıkı kimse
niggard
i.
46
Genel
eli sıkı kimse
curmudgeon
i.
47
Genel
eli yüzü düzgün bir kız
a decent-looking girl
i.
48
Genel
eli çabukluk
dextrousness
i.
49
Genel
eli açıklık
open-handedness
i.
50
Genel
büyük ve hoyrat insan eli
paw
i.
51
Genel
eli sıkı
cheeseparer
i.
52
Genel
eli sıkı olma
niggardise [obsolete]
i.
53
Genel
eli sıkı olma
niggardliness
i.
54
Genel
eli sıkı olma
niggardness
i.
55
Genel
eli sıkı olma
niggardship
i.
56
Genel
eli sıkı olma
niggardy
i.
57
Genel
insan eli değmeden doğal yoldan oluşan nesne
natural object
i.
58
Genel
medeniyet eli değmemiş vahşi ve ilkel yaşam koşulları
natural state
i.
59
Genel
eli/kolu zor kullanarak bükmeye yarayan işkence aleti
twister
i.
60
Genel
eli maşalı kadın
amazon
i.
61
Genel
her iki eli eşit derecede iyi kullanma yeteneği
ambidextrianism
i.
62
Genel
eli açık olmama
ungenerosity
i.
63
Genel
briçte eli güçlendiren ancak herhangi bir el değerlendirme yönteminde bahsedilmeyen kart
filler
i.
64
Genel
eli açıklık
unsparingness
i.
65
Genel
eli açıklık
big-heartedness
i.
66
Genel
eli açıklık
great-heartedness
i.
67
Genel
eli açıklık
large-heartedness
i.
68
Genel
eli açıklık
large [obsolete]
i.
69
Genel
eli ile yönlendiren kimse
manuducent
i.
70
Genel
asılmış bir adamın kurutularak büyü amacıyla kullanılan eli
hand of glory
i.
71
Genel
özellikle bir eli daha kabiliyetli olan kimse
-hander
i.
72
Genel
eli maşalı
hell-cat
i.
73
Genel
briçte mevcut eli kazanabilecek bir kartın sonra kullanılmak için bekletilmesi
holdup
i.
74
Genel
kanca korsan eli
hook
i.
75
Genel
selamlama eli
right hand
i.
76
Genel
karşılama eli
right hand
i.
77
Genel
dostluk eli
right hand
i.
78
Genel
sağ eli kullanma
right-handedness
i.
79
Genel
briçte mevcut eli kazanabilecek kartın sonra kullanılmak için bekletilmesi
holdup
i.
80
Genel
aşırı eli açık olma
overgenerosity
i.
81
Genel
eli çabuk kimse
rusher
i.
82
Genel
eli kulağında olan şey
impendency
i.
83
Genel
(dini ayinde) eli uzatma
imposition
i.
84
Genel
sağ eli kullanma
dexterity
i.
85
Genel
eli hiçbir işe varmayan kimse
dorser [uk/ireland]
i.
86
Genel
bebek eli
paddy
i.
87
Genel
çocuk eli
paddy
i.
88
Genel
tüm işlere eli yatkın olma
panurgy
i.
89
Genel
eli sıkılık
penny-pinching
i.
90
Genel
eli ayağına dolaşma
powder
i.
91
Genel
eli sıkı kimse
puckfist [obsolete]
i.
92
Genel
çocuk eli
pud
i.
93
Genel
eli sıkı kimse
scrapegood
i.
94
Genel
eli sıkı kimse
scrapepenny
i.
95
Genel
eli sıkı tip
scraper
i.
96
Genel
eli sıkı kimse
scrimper
i.
97
Genel
eli sıkılık
scrimpness
i.
98
Genel
beş kartlı poker eli
four-flush
i.
99
Genel
eli her yer uzanan kimse
spider
i.
100
Genel
eli sıkı kimse
stinkard
i.
101
Genel
bir eli yağda bir eli balda olmak
be in clover
f.
102
Genel
yardım eli uzatmak
bear a hand
f.
103
Genel
bırakmak (sıkılan eli)
unclasp
f.
104
Genel
eli olmak
have a finger in a matter
f.
105
Genel
eli değmek
find time to do something
f.
106
Genel
eli ekmek tutmak
earn one's bread
f.
107
Genel
eli genişlemek
gain money
f.
108
Genel
eli ayağı buz kesilmek
be very cold
f.
109
Genel
eli darda olmak
be pushed for money
f.
110
Genel
eli alışmak
become skilful
f.
111
Genel
eli ayağı tutmamak
be physically disabled
f.
112
Genel
eli ayağı tutmak
be in good health
f.
113
Genel
eli kulağında olmak
brew
f.
114
Genel
eli ayağı buz kesilmek
freeze
f.
115
Genel
eli kaymak/kurtulmak
lose one's grip
f.
116
Genel
eli genişlemek
have money
f.
117
Genel
eli ayağı tutmak
be physically sound and strong
f.
118
Genel
eli kolu bağlı oturmak
stand idle by
f.
119
Genel
açmak (sıkılmış eli)
unclench
f.
120
Genel
eli ayağı dolaşmak
be at one's wits end
f.
121
Genel
eli ayağı titremek
dither
f.
122
Genel
(yardım eli) uzatmak
extend
f.
123
Genel
eli işe yatmak
be skilful
f.
124
Genel
açtırmak (sıkılmış eli)
unclench
f.
125
Genel
eli ayağı dolaşmak
get in a tizzy
f.
126
Genel
eli uyuşmak
get numb hand
f.
127
Genel
eli alışmak
get one's hand in
f.
128
Genel
eli ermek
find the time do (something)
f.
129
Genel
eli erişmek
find the time do (something)
f.
130
Genel
eli değmek
find the time do (something)
f.
131
Genel
dostluk eli uzatmak
give a friendly hand
f.
132
Genel
eli ayağı çözülmek
become weak
f.
133
Genel
iki eli böğründe kalmak
feel helpless
f.
134
Genel
iki eli şakaklarında düşünmek
be deep in thought
f.
135
Genel
iki eli şakaklarında düşünmek
brood
f.
136
Genel
eli darda olmak
be hard up
f.
137
Genel
eli kalem tutmak
be literate
f.
138
Genel
eli kalem tutmak
be able to write
f.
139
Genel
eli ayağına dolanmak
dither
f.
140
Genel
eli darda olmak
embarrass
f.
141
Genel
yardım eli uzatmak
lend a hand
f.
142
Genel
dostluk eli uzatmak
offer a hand of friendship
f.
143
Genel
eli boş dönmek
come up empty handed
f.
144
Genel
yardım eli uzatmak
extend a hand
f.
145
Genel
yardım eli uzatmak
offer a lifeline
f.
146
Genel
eli darda olmak
be in financial difficulty
f.
147
Genel
eli ayağı tutmak
be able-bodied
f.
148
Genel
eli kolu bağlı oturmak
stand idle with hands tied
f.
149
Genel
eli sıkı olmak
niggardize
f.
150
Genel
eli sıkı olmak
niggardise
f.
151
Genel
eli yanmak
burn one's hand
f.
152
Genel
at sürerken dizgin tutan eli değiştirmek
change a horse
f.
153
Genel
at sürerken dizgin tutan eli değiştirmek
change hand
f.
154
Genel
(eli kolu bağlı kimseyi) çözmek
unshackle
f.
155
Genel
kullanmaya eli yatkın olmak
jockey
f.
156
Genel
(eli) sıkıca sıkmak
wring
f.
157
Genel
(eli) kuvvetlice sıkmak
wring
f.
158
Genel
(eli) içtenlikle sıkmak
wring
f.
159
Genel
eli kulağında olmak
depend [obsolete]
f.
160
Genel
(dini ayinde) eli uzatmak
impose [obsolete]
f.
161
Genel
eli varmak
begin
f.
162
Genel
eli varmamak
dread
f.
163
Genel
eli ayağına dolaşmak
drumble [obsolete]
f.
164
Genel
(kadın) hayranlıktan eli ayağına dolaşmak
fangirl
f.
165
Genel
eli ayağına dolaşmak
powder
f.
166
Genel
heyecandan eli ayağına dolaşmak
fizz
f.
167
Genel
eli ayağına dolaşmak
fluster
f.
168
Genel
beş kartlı poker eli ile blöf yapmak
four-flush
f.
169
Genel
eli ile geçirmek
smite
f.
170
Genel
(bir oyunda) eli güvenceye almak
secure the round
f.
171
Genel
(rekabetçi bir video oyununda) eli almak
clutch a round
f.
172
Genel
(eli veya ön kolu) avuç içleri görünecek şekilde döndürmek
supinate
f.
173
Genel
eli yatkın
skilled
s.
174
Genel
eli sıkı
niggard
s.
175
Genel
eli yatkın
deft
s.
176
Genel
eli yüzü düzgün
fairly pretty
s.
177
Genel
eli sıkı
near
s.
178
Genel
eli çabuk
efficient
s.
179
Genel
eli maşalı
quarrelsome
s.
180
Genel
eli ayağı tutmayan
doddery
s.
181
Genel
eli çabuk
fast working
s.
182
Genel
eli omuzlardan daha yüksek olan
overhand
s.
183
Genel
eli çabuk
swift
s.
184
Genel
eli açık
freehearted
s.
185
Genel
eli çabuk
dextrous
s.
186
Genel
eli ağır
slow
s.
187
Genel
eli yatkın
handsome
s.
188
Genel
eli ayağı tutmayan
doddering
s.
189
Genel
eli ağır
heavy handed
s.
190
Genel
eli sıkı
closefisted
s.
191
Genel
eli yatkın
apt (at)
s.
192
Genel
eli yüzü düzgün
presentable
s.
193
Genel
eli uzun
thievish
s.
194
Genel
eli sıkı
tightfisted
s.
195
Genel
eli sıkı
shabby
s.
196
Genel
eli açık
freehanded
s.
197
Genel
eli çabuk
deft
s.
198
Genel
eli açık
bountiful
s.
199
Genel
eli işe yakışmaz
maladroit
s.
200
Genel
eli yatkın
skilled at
s.
201
Genel
eli sıkı
parsimonious
s.
202
Genel
eli sıkı
skinny
s.
203
Genel
eli açık
munificent
s.
204
Genel
eli kulağında
impending
s.
205
Genel
eli ayağı tutmayan
feeble
s.
206
Genel
eli açık
bighearted
s.
207
Genel
eli sıkı
pinchpenny
s.
208
Genel
eli yatkın
apt at
s.
209
Genel
eli açık
liberal
s.
210
Genel
eli yatkın
skilled (at)
s.
211
Genel
eli bayraklı
quarrelsome
s.
212
Genel
eli sıkı
spare
s.
213
Genel
eli ayağı tutmayan
crippled
s.
214
Genel
eli sıkı
niggardly
s.
215
Genel
eli ayağı tutmaz
decrepit
s.
216
Genel
eli çabuk
adroit
s.
217
Genel
eli yatkın
inclined
s.
218
Genel
eli kulağında
at hand
s.
219
Genel
eli çabuk
dexterous
s.
220
Genel
eli çabuk
expeditious
s.
221
Genel
eli çabuk
sharp
s.
222
Genel
eli sıkı
mean
s.
223
Genel
eli çabuk
fast
s.
224
Genel
eli işe yatkın
handy
s.
225
Genel
eli kelepçeli
in irons
s.
226
Genel
eli uz
dexterous
s.
227
Genel
en eli çabuk
sharpest
s.
228
Genel
eli açık
charitable
s.
229
Genel
eli açık
open handed
s.
230
Genel
eli darda
badly off
s.
231
Genel
eli açık
profuse
s.
232
Genel
eli boş
broke
s.
233
Genel
eli boş
penniless
s.
234
Genel
eli ağır
hardhanded
s.
235
Genel
eli ayağına dolaşmış
nonplused
s.
236
Genel
eli açık
big-hearted
s.
237
Genel
eli açık
large-handed
s.
238
Genel
eli ağır
ham-fisted
s.
239
Genel
eli sıkı
hard-fisted
s.
240
Genel
eli dar
hard-up
s.
241
Genel
eli ağır
heavy-fisted
s.
242
Genel
eli ağır
heavy-handed
s.
243
Genel
eli sıkı
close-fisted
s.
244
Genel
eli hafif
light-handed
s.
245
Genel
eli uzun
light-fingered
s.
246
Genel
eli açık
open-handed
s.
247
Genel
eli çabuk
nimble-fingered
s.
248
Genel
eli ağır
slow-working
s.
249
Genel
eli sıkı
tight-fisted
s.
250
Genel
eli kanlı
bloody-minded
s.
251
Genel
eli kanlı
sanguinary
s.
252
Genel
eli sıkı
cheese-paring
s.
253
Genel
eli sıkı
frugal
s.
254
Genel
eli ayağı tutan
able-bodied
s.
255
Genel
kendi eli ile yazılmış
autographic
s.
256
Genel
eli mahkum
doomed
s.
257
Genel
eli ayağına dolaşmış
nonplussed
s.
258
Genel
eli uz
dextrous
s.
259
Genel
eli ayağı tutmayan
ailing
s.
260
Genel
eli ayağı tutan
abled
s.
261
Genel
eli sıkı
cheap
s.
262
Genel
eli sıkı
narrow
s.
263
Genel
eli sıkı
niggardish
s.
264
Genel
eli sıkı
niggardous
s.
265
Genel
eli uzun
theftuous [scottish]
s.
266
Genel
eli kulağında
toward [obsolete]
s.
267
Genel
eli yüzü düzgün
au fait [french]
s.
268
Genel
eli mahkum olmayan
undoomed
s.
269
Genel
eli açık
unwithdrawing
s.
270
Genel
soğuktan eli ayağı kızarmış
kibed
s.
271
Genel
soğuktan eli ayağı kızarmış
kiby
s.
272
Genel
eli sıkı
mean
s.
273
Genel
eli hafif
light-fingered
s.
274
Genel
eli açık
big
s.
275
Genel
eli açık
handsome
s.
276
Genel
eli nasırlı
hardfisted
s.
277
Genel
eli nasırlı
hard-fisted
s.
278
Genel
eli nasırlı
hardhanded
s.
279
Genel
eli nasırlı
hard-handed
s.
280
Genel
eli ağır
hard-handed
s.
281
Genel
eli yatkın
heppen [dialect] [uk]
s.
282
Genel
korkudan eli ayağı kesilmiş
horror-stricken
s.
283
Genel
korkudan eli ayağı kesilmiş
horror-struck
s.
284
Genel
eli sıkı
miserable [scotland/australia/new zealand]
s.
285
Genel
eli ayağı tutmayan
gaga
s.
286
Genel
eli kulağında
looming
s.
287
Genel
eli sıkı
gare [scotland]
s.
288
Genel
eli darda
hard-pressed
s.
289
Genel
eli sıkı
chinche
s.
290
Genel
eli sıkı
chinchy
s.
291
Genel
eli sıkı
chintzy
s.
292
Genel
eli çabuk şekilde yapılan
clean
s.
293
Genel
eli sıkı
grudging
s.
294
Genel
eli açık
guidwillie [scotland]
s.
295
Genel
eli bol
heavy-handed [dialect]
s.
296
Genel
eli açık
munific [obsolete]
s.
297
Genel
ideal olmayan (briç eli)
off
s.
298
Genel
yetersiz olan (briç eli)
off
s.
299
Genel
açık eli olan
openhanded
s.
300
Genel
fazlasıyla eli açık
overbounteous
s.
301
Genel
eli kulağında
impendent
s.
302
Genel
eli çabuk
compendious [obsolete]
s.
303
Genel
eli ayağı boşalmış
gone
s.
304
Genel
eli kulağında
close
s.
305
Genel
eli sıkı (kimse)
dry [obsolete]
s.
306
Genel
eli sıkı
fast-handed
s.
307
Genel
eli mahkum
fated
s.
308
Genel
eli çabuk
feat [dialect] [uk]
s.
309
Genel
eli sıkı
penny-wise
s.
310
Genel
eli sıkı
save-all
s.
311
Genel
eli açık
plenteous [obsolete]
s.
312
Genel
eli bol
plenteous [obsolete]
s.
313
Genel
eli ayağı tutmayan
puling
s.
314
Genel
eli sıkı
scarce [obsolete]
s.
315
Genel
eli ağır
schleppy
s.
316
Genel
eli sıkı
scotch
s.
317
Genel
eli sıkı
scraping
s.
318
Genel
eli sıkı
screwy
s.
319
Genel
eli sıkı
scrimpit [scotland]
s.
320
Genel
eli sıkı
scrimy
s.
321
Genel
insan eli değen
seminatural
s.
322
Genel
eli çabuk
short
s.
323
Genel
eli kısa olan
shorthanded
s.
324
Genel
eli ayağı tutmayan
non-able-bodied
s.
325
Genel
eli çabuk
prestidigital
s.
326
Genel
eli sıkı
skrimp [scotland]
s.
327
Genel
eli sıkı
snippy [dialect]
s.
328
Genel
eli kulağında
close at hand
zf.
329
Genel
eli çabuk bir şekilde
dexterously
zf.
330
Genel
eli kulağında
around the corner
zf.
331
Genel
eli açık bir şekilde
freeheartedly
zf.
332
Genel
eli açık bir şekilde
freehandedly
zf.
333
Genel
eli açık bir şekilde
bigheartedly
zf.
334
Genel
eli kulağında bir şekilde
imminently
zf.
335
Genel
eli kulağında
just around the corner
zf.
336
Genel
eli sıkı bir şekilde
parsimoniously
zf.
337
Genel
iki eli kızıl kanda olsa
no matter what
zf.
338
Genel
iki eli kanda olsa
no matter what
zf.
339
Genel
eli boş bir şekilde
empty-handedly
zf.
340
Genel
eli çabuk bir şekilde
dextrously
zf.
341
Genel
eli kulağında
at the elbow
zf.
342
Genel
eli altında
in one's way [brit]
zf.
343
Genel
bir eli yağda bir eli balda
high on the hog [us]
zf.
344
Genel
aşırı eli açık şekilde
overgenerously
zf.
345
Genel
eli alışmış halde
in practice
zf.
346
Genel
eli sıkı bir şekilde
scrimpingly
zf.
347
Genel
eli sıkı bir şekilde
starvedly
zf.
348
Genel
eli kulağında
within an ace of
ed.
349
Genel
eli kulağında
on the verge of
ed.
350
Genel
eli kulağında
on the brink of
ed.
351
Genel
-eli beri
since
ed.
Phrasals
352
Öbek Fiiller
eli kulağında olmak
close in
f.
353
Öbek Fiiller
eli kulağında olmak
close in
f.
354
Öbek Fiiller
eli kulağında olmak
close in on (one)
f.
355
Öbek Fiiller
eli ayağı tutmak
kick around
f.
356
Öbek Fiiller
eli ayağı tutmak
kick about
f.
357
Öbek Fiiller
yardım eli uzatmak
pitch in with
f.
358
Öbek Fiiller
eli değmek
get around
f.
Phrases
359
İfadeler
iki eli (kızıl) kanda olsa dahi/bile
by hell or high water
expr.
360
İfadeler
iki eli (kızıl) kanda olsa dahi/bile
hell or high water
expr.
361
İfadeler
iki eli (kızıl) kanda olsa dahi/bile
(come) hell or high water
expr.
362
İfadeler
(az eli aşta gör,) çok eli işte gör
cheaper by the dozen
expr.
363
İfadeler
insan eli değmeden
without human intervention
expr.
364
İfadeler
iki eli kanda olsa
no matter how tied up one is
expr.
365
İfadeler
iki eli kızıl kanda olsa
no matter how tied up one is
expr.
366
İfadeler
eli kulağında
close to hand
expr.
Proverb
367
Atasözü
az eli aşta gör çok eli işte gör
many hands make light work
368
Atasözü
eli soğuk olanın kalbi sıcak olur
cold hands warm heart
369
Atasözü
el eli yıkar el döner yüzü yıkar
one hand washes the other and together they wash the face
370
Atasözü
el eli yıkar el de döner yüzü yıkar
one hand washes the other and together they wash the face
371
Atasözü
eli soğuk olanın yüreği sıcaktır
cold hands warm heart
372
Atasözü
el eli yıkar el döner yüzü yıkar
one hand washes the other (and both wash the face)
Colloquial
373
Konuşma Dili
eli ayağına dolaşan kişi
stumblebum
i.
374
Konuşma Dili
ölümün eli
jaws of death
i.
375
Konuşma Dili
yardım eli
helping hand
i.
376
Konuşma Dili
bir eli yağda bir eli balda olma
easy street
i.
377
Konuşma Dili
bir eli yağda bir eli balda olma
fat city
i.
378
Konuşma Dili
tutsak olmamasına rağmen içinde bulunduğu durumdan dolayı eli kolu bağlı kimse
hog on ice
i.
379
Konuşma Dili
eli sıkı
moneygrubber
i.
380
Konuşma Dili
eli kolu bağlayan durum
chopping block
i.
381
Konuşma Dili
eli sıkı
pincher
i.
382
Konuşma Dili
eli açık kimse
doll
i.
383
Konuşma Dili
eli darda olmak
be up against it
f.
384
Konuşma Dili
(mecaz) eli kolu bağlı olmak
hamstrung
f.
385
Konuşma Dili
birine eli açık davranmak
do well by somebody
f.
386
Konuşma Dili
eli sıkı
niggish [obsolete]
s.
387
Konuşma Dili
eli makinelere yatkın
mechanical
s.
388
Konuşma Dili
eli sıkı
money-grubbing
s.
389
Konuşma Dili
eli sıkı
snoep [south africa]
s.
390
Konuşma Dili
eli açık bir biçimde
with an open hand
expr.
391
Konuşma Dili
eli kulağında
about to happen
expr.
392
Konuşma Dili
eli kulağında
in the offing
expr.
393
Konuşma Dili
eli arkasında bağlıyken bile
with one arm tied behind one's back
expr.
394
Konuşma Dili
eli darda
on one's beam ends
expr.
395
Konuşma Dili
eli sıkı
mean enough to steal a penny off a dead man's eyes [uk]
expr.
396
Konuşma Dili
eli cebine gitmeyen
mean enough to steal a penny off a dead man's eyes [uk]
expr.
397
Konuşma Dili
eli kulağında
(at) any moment (now)
expr.
398
Konuşma Dili
eli kulağında
(at) any minute (now)
expr.
399
Konuşma Dili
eli kulağında
any second now
expr.
400
Konuşma Dili
eli sıkı biri
(one) still has (one's) communion money [ireland]
expr.
401
Konuşma Dili
eli kulağında
any minute now
expr.
402
Konuşma Dili
eli kulağında
any day now
expr.
403
Konuşma Dili
eli kulağında
any minute/moment
expr.
404
Konuşma Dili
eli kulağında
(at) any minute/moment (now)
expr.
405
Konuşma Dili
eli kulağında
any moment
expr.
406
Konuşma Dili
eli kulağında
any moment now
expr.
407
Konuşma Dili
eli kulağında
any second
expr.
408
Konuşma Dili
bükemediğin eli öp başına koy
if you can't beat 'em
expr.
409
Konuşma Dili
eli darda
up against it
expr.
Idioms
410
Deyim
bir çift yardım eli
a pair of hands
i.
411
Deyim
bir çift yardım eli
pair of hands
i.
412
Deyim
barış eli/çubuğu
an/the olive branch
i.
413
Deyim
eli verimsiz olma
brown thumb
i.
414
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olma
charmed existence
i.
415
Deyim
eli ayağı tutan herkes
all able-bodied people
i.
416
Deyim
eli uzun kimse
light-fingered person
i.
417
Deyim
bir grubun/takımın eli kolu
engine room
i.
418
Deyim
eli sıkı tip
miserly sort
i.
419
Deyim
(bir şeye) eli yatkınlık
a hand for (something)
i.
420
Deyim
eli sıkı
a close chewer and a tight spitter
i.
421
Deyim
bir eli yağda bir eli balda bir yaşam
charmed life
i.
422
Deyim
eli ayağı buz kesilme
cold feet
i.
423
Deyim
bir eli yağda bir eli balda
fat of the land
i.
424
Deyim
düşmana doğru uzatılan bir barış eli
nixon in china
i.
425
Deyim
düşmana doğru uzatılan bir barış eli
nixon to china
i.
426
Deyim
eli kulağında
striking distance
i.
427
Deyim
bir eli yağda bir eli balda yaşama
the lap of luxury
i.
428
Deyim
eli sıkı kimse
tight wad
i.
429
Deyim
on tane eli olmamak
(one's) only got one pair of hands
f.
430
Deyim
iki tane eli olmak
(one's) only got one pair of hands
f.
431
Deyim
eli sıcak olmak
have a hot hand
f.
432
Deyim
eli kulağında olmak
be in the wind
f.
433
Deyim
bir şeye eli yatkın olmak
have a knack for something
f.
434
Deyim
eli bir şeye yatkın olmak
have a knack for something
f.
435
Deyim
daha önce hiç insan ayağı/eli değmemiş yerlere gidecek cesareti göstermek
boldly go where no man has gone before
f.
436
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
have your bread buttered on both sides
f.
437
Deyim
çalışıp çabalamadan bir eli yağda bir eli balda olsun demek
want (one's) bread buttered on both sides
f.
438
Deyim
eli darda yakalanmak
be caught in the crunch
f.
439
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
have a charmed existence
f.
440
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
lead a charmed existence
f.
441
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
live a charmed existence
f.
442
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
ride the gravy train
f.
443
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
be living the life of riley
f.
444
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
live off the fat of the land
f.
445
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
eat high on the hog
f.
446
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
live in the lap of luxury
f.
447
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
live like fighting cocks
f.
448
Deyim
bir şeyde eli olmak
have a part in something
f.
449
Deyim
bir şeyde eli olmak
get a hand in something
f.
450
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
lead the life of riley
f.
451
Deyim
bir şeye eli çok yatkın olmak
be a dab hand
f.
452
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
be in the lap of luxury
f.
453
Deyim
bir eli yağda bir eli balda olmak
live high on the hog
f.
454
Deyim
bir işi yapmak için eli kaşınmak
one's fingers itch
f.
455
Deyim
bir şeyde eli olmak
get a part in something
f.
456
Deyim
eli kolu bağlı olmak
be bound hand and foot
f.
457
Deyim
eli alışmak
keep one's hand in
f.
458
Deyim
eli kulağında olmak
be only a matter of time
f.
459
Deyim
eli kolu bağlı kalmak
stand by with folded arms
f.
460
Deyim
eli alışmak
get one's hand in
f.
461
Deyim
eli alışkın olmak
get one's hand in
f.
462
Deyim
eli böğründe kalmak
lay a bomb
f.
463
Deyim
eli boş dönmek
come up empty
f.
464
Deyim
eli ayağına dolaşmak
get a lather
f.
465
Deyim
eli kulağında olmak
be in the cards
f.
466
Deyim
eli ayağı birbirine dolaşmak
one's knees knock together
f.
467
Deyim
eli kolu bağlı olmak
have one's hands tied
f.
468
Deyim
eli kulağında olmak
be on the cards
f.
469
Deyim
eli boş dönmek
go away empty-handed
f.
470
Deyim
eli ayağına dolaşmak
get into a lather
f.
471
Deyim
eli ayağına dolaşmak
be in a lather
f.
472
Deyim
eli kolu bağlı olmak
be tied hand and foot
f.
473
Deyim
eli uzun olmak
have light fingers
f.
474
Deyim
eli kulağında olmak
be in the offing
f.
475
Deyim
eli tetikte olmak
have an itchy trigger finger
f.
476
Deyim
eli kanlı olmak
have someone's blood on one's hands
f.
477
Deyim
eli sıkı olmak
be a penny pincher
f.
478
Deyim
eli uzun olmak
have sticky fingers
f.
479
Deyim
eli ayağı tutulmak
be at a loss
f.
480
Deyim
eli dolu olmak
have one's hands full
f.
481
Deyim
eli alışkın olmak
keep one's hand in
f.
482
Deyim
eli kulağında olmak
be in the wind
f.
483
Deyim
eli darda olmak
hard put
f.
484
Deyim
eli darda olmak
be hard pushed (brit)
f.
485
Deyim
eli ayağı dolaşmak
be at a loss
f.
486
Deyim
eli yatkın olmak
get one's hand in
f.
487
Deyim
eli yatkın olmak
keep one's hand in
f.
488
Deyim
eli boş dönmek
come away empty-handed
f.
489
Deyim
yardım eli uzatmak
give a helping hand
f.
490
Deyim
yardım eli uzatmak
give someone a hand with
f.
491
Deyim
yardım eli uzatmak
come to one's aid
f.
492
Deyim
yardım eli uzatmak
lend a helping hand
f.
493
Deyim
eli boş çıkmak
take eggs for money
f.
494
Deyim
eli ayağı boşalmak/titremek
throw up your hands/arms in despair
f.
495
Deyim
eli ayağı boşalmak/titremek
throw up your hands/arms in horror
f.
496
Deyim
eli ayağı rahat durmamak
have roman hands and russian fingers
f.
497
Deyim
eli ayağına dolaşmak
not know where to look
f.
498
Deyim
utançtan eli ayağına dolaşmak
not know which way to look
f.
499
Deyim
utançtan eli ayağına dolaşmak
not know where to look
f.
500
Deyim
eli ayağına dolaşmak
not know which way to look
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of -eli
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy