eli olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

eli olmak



"eli olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eli olmak have a finger in a matter f.

"eli olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

Türkçe İngilizce
General
eli kulağında olmak brew f.
eli darda olmak be pushed for money f.
bir eli yağda bir eli balda olmak be in clover f.
eli darda olmak be hard up f.
eli darda olmak embarrass f.
eli darda olmak be in financial difficulty f.
eli sıkı olmak niggardize f.
eli sıkı olmak niggardise f.
kullanmaya eli yatkın olmak jockey f.
eli kulağında olmak depend [obsolete] f.
Phrasals
eli kulağında olmak close in f.
eli kulağında olmak close in f.
eli kulağında olmak close in on (one) f.
Colloquial
eli darda olmak be up against it f.
(mecaz) eli kolu bağlı olmak hamstrung f.
Idioms
iki tane eli olmak (one's) only got one pair of hands f.
eli sıcak olmak have a hot hand f.
eli kulağında olmak be in the wind f.
bir şeye eli yatkın olmak have a knack for something f.
eli bir şeye yatkın olmak have a knack for something f.
bir eli yağda bir eli balda olmak have your bread buttered on both sides f.
bir eli yağda bir eli balda olmak have a charmed existence f.
bir eli yağda bir eli balda olmak lead a charmed existence f.
bir eli yağda bir eli balda olmak live a charmed existence f.
bir eli yağda bir eli balda olmak be in the lap of luxury f.
bir eli yağda bir eli balda olmak ride the gravy train f.
bir eli yağda bir eli balda olmak be living the life of riley f.
bir eli yağda bir eli balda olmak live high on the hog f.
bir eli yağda bir eli balda olmak live off the fat of the land f.
bir eli yağda bir eli balda olmak live in the lap of luxury f.
bir eli yağda bir eli balda olmak eat high on the hog f.
bir şeye eli çok yatkın olmak be a dab hand f.
bir eli yağda bir eli balda olmak lead the life of riley f.
bir şeyde eli olmak get a hand in something f.
bir şeyde eli olmak get a part in something f.
bir eli yağda bir eli balda olmak live like fighting cocks f.
bir şeyde eli olmak have a part in something f.
eli tetikte olmak have an itchy trigger finger f.
eli sıkı olmak be a penny pincher f.
eli kanlı olmak have someone's blood on one's hands f.
eli alışkın olmak get one's hand in f.
eli kulağında olmak be on the cards f.
eli kulağında olmak be only a matter of time f.
eli kolu bağlı olmak be bound hand and foot f.
eli kulağında olmak be in the cards f.
eli kolu bağlı olmak have one's hands tied f.
eli uzun olmak have sticky fingers f.
eli kulağında olmak be in the wind f.
eli darda olmak hard put f.
eli kulağında olmak be in the offing f.
eli uzun olmak have light fingers f.
eli kolu bağlı olmak be tied hand and foot f.
eli yatkın olmak get one's hand in f.
eli yatkın olmak keep one's hand in f.
eli alışkın olmak keep one's hand in f.
eli dolu olmak have one's hands full f.
eli darda olmak be hard pushed (brit) f.
eli açık olmak dig down f.
eli açık olmak dig deep f.
eli (bir şeyin) üstünde olmak get a hand on (something) f.
iki tane eli olmak (one) only has one pair of hands f.
eli (bir şeyin) üzerinde olmak have (one's) hands on (something) f.
eli maharetli olmak be good with (one's) hands f.
eli hünerli olmak be good with (one's) hands f.
eli işe yatkın olmak be good with (one's) hands f.
eli maharetli olmak be good with your hands f.
eli hünerli olmak be good with your hands f.
eli işe yatkın olmak be good with your hands f.
(birinin) eli ayağı olmak be hand and foot to (one) f.
(biri için) eli kulağında olmak be in store (for somebody) f.
(biri için) eli kulağında olmak be in store (for one) f.
eli kulağında olmak be in sight f.
eli kulağında olmak be within sight f.
eli kulağında olmak be just a matter of time f.
eli kulağında olmak be just a question of time f.
bir eli yağda bir eli balda olmak be living high on the hog f.
eli kulağında olmak be only a question of time f.
bir eli yağda bir eli balda olmak/yaşamak butter (one's) bread on both sides f.
eli darda olmak be hard-pressed f.
bir şeyde eli olmak get (one's) hand in (something) f.
eli yatkın olmak get your hand in f.
eli yatkın olmak keep your hand in f.
(bir şeye) eli yatkın olmak have (got) a knack for (something) f.
eli kolu bağlı olmak have hands tied f.
eli dolu olmak have your hands full f.
eli alışkın olmak keep hand in f.
eli yatkın olmak keep hand in f.
bir eli yağda bir eli balda olmak lead the life of reilly f.
eli sıkı olmak stretch money f.
eli ayağı dolaşmış olmak at your wits' end expr.
Trade/Economic
eli sıkı olmak pinch f.
Archaic
eli belinde olmak kimbo [rare] f.