Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
pinch
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"pinch"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 94 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
pinch
i.
tutam
General
2
Genel
pinch
i.
yakalanma
3
Genel
pinch
i.
fiske
4
Genel
pinch
i.
sıkıntı
5
Genel
pinch
i.
gerek
6
Genel
pinch
i.
zaruret
7
Genel
pinch
i.
ihtiyaç
8
Genel
pinch
i.
darlık
9
Genel
pinch
i.
gereklilik
10
Genel
pinch
i.
çimdik
11
Genel
pinch
i.
tutam
12
Genel
pinch
i.
çimke
13
Genel
pinch
i.
kritik nokta
14
Genel
pinch
i.
önemli an
15
Genel
pinch
i.
acil vaka
16
Genel
pinch
i.
zor durum
17
Genel
pinch
i.
yay gövdesindeki belli belirsiz yatay çizgiler
18
Genel
pinch
i.
vücudun bir yerini kıstırınca oluşan bere
19
Genel
pinch
i.
öngörülememiş ani kriz
20
Genel
pinch
i.
küçük ve keskin ısırık
21
Genel
pinch
i.
kırpıntı
22
Genel
pinch
f.
iç etmek
23
Genel
pinch
f.
para çalmak
24
Genel
pinch
f.
kaldırmak
25
Genel
pinch
f.
ayağını sıkmak
26
Genel
pinch
f.
çimdiklemek
27
Genel
pinch
f.
vurmak
28
Genel
pinch
f.
eşya çalmak
29
Genel
pinch
f.
araklamak
30
Genel
pinch
f.
kaparozlamak
31
Genel
pinch
f.
vurmak (ayakkabı)
32
Genel
pinch
f.
ayakkabı vurmak
33
Genel
pinch
f.
sıkmak
34
Genel
pinch
f.
kıvrandırmak
35
Genel
pinch
f.
uçurmak
36
Genel
pinch
f.
iyi etmek
37
Genel
pinch
f.
yakalamak
38
Genel
pinch
f.
acıtmak
39
Genel
pinch
f.
yürütmek
40
Genel
pinch
f.
acı vermek
41
Genel
pinch
f.
kısmak
42
Genel
pinch
f.
mıncıklamak
43
Genel
pinch
f.
makas almak
44
Genel
pinch
f.
ele geçirmek
45
Genel
pinch
f.
enselemek
46
Genel
pinch
f.
aşırmak
47
Genel
pinch
f.
çalmak
48
Genel
pinch
f.
kıstırmak
49
Genel
pinch
f.
sıkıştırmak
50
Genel
pinch
f.
çimdik atmak
51
Genel
pinch
f.
ince göstermek
52
Genel
pinch
f.
dar göstermek
53
Genel
pinch
f.
süzgün göstermek
54
Genel
pinch
f.
çelimsiz göstermek
55
Genel
pinch
f.
buruşturmak
56
Genel
pinch
f.
soldurmak
57
Genel
pinch
f.
iyice sınırlandırmak
58
Genel
pinch
f.
dar bir alana hapsetmek
59
Genel
pinch
f.
(miktar) bir tutam gelmek
60
Genel
pinch
f.
(baharat) bir tutam koymak
61
Genel
pinch
f.
(resmi) dokunmatik ekranda parmaklarla büyütmek
62
Genel
pinch
f.
(dokunmatik ekranda) resim büyütme hareketi yapmak
63
Genel
pinch
s.
yedek
64
Genel
pinch
s.
yedek vurucunun elde ettiği
Trade/Economic
65
Ticaret/Ekonomi
pinch
f.
dara düşürmek
66
Ticaret/Ekonomi
pinch
f.
mali sıkıntıya sokmak
67
Ticaret/Ekonomi
pinch
f.
idareli olmak
68
Ticaret/Ekonomi
pinch
f.
pintilik yapmak
69
Ticaret/Ekonomi
pinch
f.
eli sıkı olmak
Technical
70
Teknik
pinch
i.
ampül kapatma yeri
71
Teknik
pinch
i.
flament bağlantı yeri
72
Teknik
pinch
i.
manivela kolu
73
Teknik
pinch
i.
domuz tırnağı
74
Teknik
pinch
f.
kıstırmak
75
Teknik
pinch
f.
sıkıştırmak
Computer
76
Bilgisayar
pinch
i.
dokunmatik ekranda resim büyütmek için yapılan parmak hareketi
Marine
77
Denizcilik
pinch
f.
(tekneyi) rüzgara çok yakın kullanmak
Mining
78
Maden
pinch
i.
damar veya yatak üzerinde belirgin incelme
79
Maden
pinch
f.
(maden damarı) ufalmak
80
Maden
pinch
f.
(maden damarı) küçülüp kaybolmak
Gastronomy
81
Mutfak
pinch
i.
çimdik
82
Mutfak
pinch
i.
tutam
Hunting
83
Silah/Atıcılık
pinch
f.
(köpek) yakalamak
84
Silah/Atıcılık
pinch
f.
(köpek) sıkıca tutmak
Sport
85
Spor
pinch
i.
istekanın aşağı doğru baskısıyla beyaz topun bilardo masasına yaptığı basınç
86
Spor
pinch
f.
(beyaz topu) bilardo masasına bastırmak
87
Spor
pinch
f.
topu bilardo masasına bastırarak itmek
Baseball
88
Beysbol
pinch
s.
yedek vurucuya ait
89
Beysbol
pinch
s.
yedek koşucuya ait
90
Beysbol
pinch
s.
yedek vurucu ile ilişkili
91
Beysbol
pinch
s.
yedek koşucu ile ilişkili
Slang
92
Argo
pinch
i.
sabıka
93
Argo
pinch
i.
hırsızlık
94
Argo
pinch
f.
kayırmak
"pinch"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 252 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
pinch of salt
i.
tuz parçası
2
Genel
pinch of salt
i.
bir tutam tuz
3
Genel
a pinch of parsley
i.
bir tutam maydanoz
4
Genel
jack-at-a-pinch
i.
acil durum yedeği
5
Genel
jack-at-a-pinch
i.
acil durumda birinin yerini alan kimse
6
Genel
jack-at-a-pinch
i.
ücret karşılığı hizmet veren gezgin papaz
7
Genel
pinch hitter
i.
başkasının yerine geçen kimse
8
Genel
pinch hitter
i.
yedek kimse
9
Genel
pinch point
i.
sürecin çok yavaş ilerleyip gecikme yaratan kısmı
10
Genel
pinch point
i.
darboğaz
11
Genel
feel the pinch
f.
darda kalmak
12
Genel
pinch off
f.
çimdiklemek
13
Genel
penny pinch
f.
cimrilik yapmak
14
Genel
come to a pinch
f.
dara gelmek
15
Genel
feel the pinch
f.
darda olmak
16
Genel
(one's shoes) pinch one's feet
f.
ayağını sıkmak
17
Genel
(one's shoes) pinch one's feet
f.
ayakkabı ayağını vurmak
18
Genel
a pinch of
s.
bir tutam
19
Genel
at a pinch
s.
sıkıntıda
20
Genel
at a pinch
s.
darlıkta
21
Genel
a pinch of
s.
bir pinçik
22
Genel
at a pinch
zf.
gereğinde
23
Genel
in a pinch
zf.
icabında
24
Genel
in a pinch
zf.
sıkışınca
25
Genel
in a pinch
zf.
gerektiğinde
26
Genel
at a pinch
zf.
gerektiğinde
27
Genel
at a pinch
zf.
sıkışınca
28
Genel
on a pinch
zf.
icabında
29
Genel
on a pinch
zf.
ihtiyaç karşısında
30
Genel
at a pinch
zf.
gerekirse
31
Genel
at a pinch
zf.
icabında
32
Genel
even if just a pinch
zf.
biraz da olsa
33
Genel
even if just a pinch
zf.
az da olsa
Phrasals
34
Öbek Fiiller
pinch at
f.
hata bulmak
35
Öbek Fiiller
pinch at
f.
kusur bulmak
36
Öbek Fiiller
pinch at
f.
itiraz etmek
37
Öbek Fiiller
pinch at
f.
kabul etmemek
38
Öbek Fiiller
pinch something back
f.
(bitkiyi) budamak
39
Öbek Fiiller
pinch off
f.
tutup çekmek
40
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi tutup bir şeyden çekmek
41
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
42
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi tutup bir şeyden koparmak
43
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi tutup bir şeyden çekmek
44
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden tutup ayırmak
45
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi tutup bir şeyden koparmak
46
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) çimdikleyip durmak
47
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) mıncıklamak
48
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) çimdikler atmak
49
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
50
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something) [obsolete ]
f.
(birinde/bir şeyde) hata bulmak
51
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something) [obsolete ]
f.
(birinde/bir şeyde) kusur bulmak
52
Öbek Fiiller
pinch at (someone or something) [obsolete ]
f.
(birine/bir şeye) söylenmek
53
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birine) sürekli rahatsızlık vermek
54
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birinin) sürekli canını sıkmak
55
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birinin) sürekli aklını kurcalamak
56
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birine) sürekli acı vermek
57
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birine) sürekli sıkıntı vermek
58
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek
59
Öbek Fiiller
pinch at (someone)
f.
(birinin) duygu durumunu bozmak
60
Öbek Fiiller
pinch off
f.
koparmak
61
Öbek Fiiller
pinch off
f.
ayırmak
62
Öbek Fiiller
pinch off
f.
parmakla bölmek
63
Öbek Fiiller
pinch off
f.
parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
64
Öbek Fiiller
pinch off
f.
elle/parmakla koparmak
65
Öbek Fiiller
pinch off
f.
önünü kesmek
66
Öbek Fiiller
pinch off
f.
yolunu tıkamak
67
Öbek Fiiller
pinch off
f.
yoluna çıkmak
68
Öbek Fiiller
pinch off
f.
önünü kapatmak
69
Öbek Fiiller
pinch off
f.
uzaklaştırmak
70
Öbek Fiiller
pinch off
f.
bağını koparmak
71
Öbek Fiiller
pinch off
f.
bağını kesmek
72
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden koparmak
73
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
74
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
75
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
76
Öbek Fiiller
pinch something off (of) something
f.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak
77
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden koparmak
78
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden ayırmak/ayıklamak
79
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden parmak uçlarıyla bölerek ayırmak/koparmak
80
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden parmağın ucuyla çimdikleyip koparmak/ayırmak
81
Öbek Fiiller
pinch something off
f.
bir şeyi bir şeyden elle/parmakla koparmak
82
Öbek Fiiller
pinch out
f.
budamak
83
Öbek Fiiller
pinch out
f.
bitkinin uç kısımlarından almak
84
Öbek Fiiller
pinch out
f.
bitkinin uç kısımlarını eliyle koparmak
85
Öbek Fiiller
pinch out
f.
kıyafet daraltmak
86
Öbek Fiiller
pinch out
f.
kıyafetin yanlarından/eninden almak
87
Öbek Fiiller
pinch out
f.
kıyafetin bir yerini içine katlayıp dikerek daraltmak
88
Öbek Fiiller
pinch out
f.
önünü kesmek
89
Öbek Fiiller
pinch out
f.
yolunu tıkamak
90
Öbek Fiiller
pinch out
f.
yoluna çıkmak
91
Öbek Fiiller
pinch out
f.
önünü kapatmak
92
Öbek Fiiller
pinch back
f.
budamak
93
Öbek Fiiller
pinch back
f.
parmak uçlarıyla kopararak budamak
94
Öbek Fiiller
pinch back
f.
ana sapı eliyle kopararak yeni sapların çıkmasını sağlamak
95
Öbek Fiiller
pinch for
f.
(biri) için bir şey çalmak/araklamak
96
Öbek Fiiller
pinch for
f.
(biri) için bir şey yürütmek/aşırmak
97
Öbek Fiiller
pinch for
f.
(bir suçtan) dolayı birini yakalamak/tutuklamak
98
Öbek Fiiller
pinch from
f.
-den bir şey aşırmak/çalmak
99
Öbek Fiiller
pinch from
f.
'-den bir şey yürütmek/araklamak
100
Öbek Fiiller
pinch from (one)
f.
(birinden bir şey) aşırmak/çalmak
101
Öbek Fiiller
pinch from (one)
f.
(birinden bir şey) yürütmek/araklamak
Phrases
102
İfadeler
a pinch of
expr.
bir tutam (tuz vb)
Colloquial
103
Konuşma Dili
pinch and scrape
f.
kıtı kıtına harcamak
104
Konuşma Dili
pinch and scrape
f.
tutumlu olmak
105
Konuşma Dili
pinch-hit
f.
ihtiyaç anında başkasının yerine geçmek
106
Konuşma Dili
a dash of this a pinch of that
expr.
biraz ondan biraz bundan
Idioms
107
Deyim
pinch-hit for someone
f.
birine yedek olmak
108
Deyim
pinch-hit for someone
f.
başkasının yerine atış yapmak
109
Deyim
pinch-hit for someone
f.
birinin yedeği olmak
110
Deyim
pinch and save
f.
dişinden tırnağından artırmak
111
Deyim
feel the pinch
f.
dara düşmek
112
Deyim
pinch and scrape
f.
dişinden tırnağından artırmak
113
Deyim
take something with a pinch of salt
f.
ihtiyatla yaklaşmak
114
Deyim
feel the pinch
f.
meteliğe kurşun atmak
115
Deyim
pinch and scrape
f.
kıt kıtına harcamak
116
Deyim
take something with a pinch of salt
f.
kuşku ile karşılamak
117
Deyim
take something with a pinch of salt
f.
şüphe ile yaklaşmak
118
Deyim
feel the pinch
f.
parasızlıktan güç günler geçirmek
119
Deyim
penny-pinch
f.
sinekten yağ çıkarmak
120
Deyim
feel the pinch
f.
parasızlık çekmek
121
Deyim
pinch and scrape
f.
ucu ucuna geçinmek
122
Deyim
pinch pennies
f.
üçün beşin hesabını yapmak
123
Deyim
take what (one) says with a pinch of salt
f.
(birinin) söylediği bir şeye ihtiyatla yaklaşmak
124
Deyim
take what (one) says with a pinch of salt
f.
(birinin) söylediği bir şeye kuşkuyla yaklaşmak
125
Deyim
take what (one) says with a pinch of salt
f.
(birinin) söylediği bir şeye şüpheyle yaklaşmak
126
Deyim
take what (one) says with a pinch of salt
f.
(birinin) söylediği bir şeye temkinli yaklaşmak
127
Deyim
take what (one) says with a pinch of salt
f.
(birinin) söylediği bir şeye hemen inanmamak
128
Deyim
take with a pinch of salt
f.
ihtiyatla yaklaşmak
129
Deyim
take with a pinch of salt
f.
kuşku ile karşılamak
130
Deyim
take with a pinch of salt
f.
şüphe ile yaklaşmak
131
Deyim
with a pinch of salt
zf.
çekinerek
132
Deyim
with a pinch of salt
zf.
emin olmadan
133
Deyim
with a pinch of salt
zf.
tereddütle
134
Deyim
with a pinch of salt
zf.
tedirginlikle
135
Deyim
with a pinch of salt
zf.
çok güvenmeden
136
Deyim
in a pinch
expr.
gereğinde
137
Deyim
take it with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla yaklaş
138
Deyim
in a pinch
expr.
ihtiyaç karşısında
139
Deyim
take it with a pinch of salt
expr.
şüphe ile yaklaş
140
Deyim
take it with a pinch of salt
expr.
şüpheyle yaklaş
141
Deyim
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland]
expr.
ayın ilk günü için sana bir cimcik bir yumruk
142
Deyim
a pinch and a punch for the first of the month [uk/australia/ireland]
expr.
ayın ilk günü söylenen ve yapılan çocukça bir sataşma
143
Deyim
at a pinch
expr.
acil durumda
144
Deyim
at a pinch
expr.
zaruret halinde
145
Deyim
at a pinch
expr.
zor durumda
146
Deyim
in a pinch
expr.
acil durumda
147
Deyim
in a pinch
expr.
zaruret halinde
148
Deyim
in a pinch
expr.
zor durumda
149
Deyim
at a pinch
expr.
icabında
150
Deyim
at a pinch
expr.
gerektiğinde
151
Deyim
at a pinch
expr.
gerekirse
152
Deyim
at a pinch
expr.
ihtiyaç olursa
153
Deyim
at a pinch
expr.
zaruret halinde
154
Deyim
at a pinch
expr.
ihtiyaç halinde
155
Deyim
at a pinch
expr.
acil durumda
156
Deyim
at a pinch
expr.
zor durumda
157
Deyim
at a pinch
expr.
sıkışınca
158
Deyim
at a pinch
expr.
darlıkta
159
Deyim
at a pinch
expr.
gereğinde
160
Deyim
in a pinch
expr.
icabında
161
Deyim
in a pinch
expr.
gerektiğinde
162
Deyim
in a pinch
expr.
gerekirse
163
Deyim
in a pinch
expr.
ihtiyaç olursa
164
Deyim
in a pinch
expr.
zaruret halinde
165
Deyim
in a pinch
expr.
ihtiyaç halinde
166
Deyim
in a pinch
expr.
acil durumda
167
Deyim
in a pinch
expr.
zor durumda
168
Deyim
in a pinch
expr.
sıkışınca
169
Deyim
in a pinch
expr.
darlıkta
170
Deyim
in a pinch
expr.
gereğinde
171
Deyim
with a pinch of salt
expr.
kuşkuyla
172
Deyim
with a pinch of salt
expr.
şüpheyle
173
Deyim
with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla
174
Deyim
with a pinch of salt
expr.
ihtiyatla
175
Deyim
with a pinch of salt
expr.
şüpheyle
176
Deyim
with a pinch of salt
expr.
çekinceyle
Trade/Economic
177
Ticaret/Ekonomi
pinch point
i.
altına düşüldüğünde tüketicinin endişe duyduğu stok seviyesi
Technical
178
Teknik
bottom pinch rolls
i.
alt kapma merdaneleri
179
Teknik
pinch bar
i.
domuz tırnağı
180
Teknik
pinch pass
i.
hafif ezmeli paso
181
Teknik
pinch roll
i.
kapma merdanesi
182
Teknik
pinch bar
i.
kaldıraç
183
Teknik
bottom pinch roller
i.
kavrayıcı alt merdane
184
Teknik
pinch bolt
i.
kelepçe cıvatası
185
Teknik
pinch points
i.
kıstırma noktaları
186
Teknik
pinch cock
i.
kısma musluğu
187
Teknik
pinch point
i.
kıstırma noktası
188
Teknik
bottom pinch roller
i.
kavrayıcı alt role
189
Teknik
pinch bar
i.
manivela kolu
190
Teknik
pinch point
i.
sıkışma noktası
191
Teknik
pinch mark
i.
sıkıştırma izi (cam)
192
Teknik
pinch rolls
i.
sıkıştırma merdaneleri
193
Teknik
pinch effect
i.
sıkıştırma etkisi
194
Teknik
pinch effect
i.
sıkışma etkisi
195
Teknik
pinch bar
i.
sökü manivelası
196
Teknik
pinch roll
i.
sürücü role
197
Teknik
high¬speed pinch roll
i.
yüksek hızlı kapma merdanesi
198
Teknik
pinch roll
i.
sıkıştırma merdanesi
Computer
199
Bilgisayar
vulcan nerve pinch
i.
aynı anda uç veya daha fazla tuşa basılarak verilen bir klavye komutu
Electric
200
Elektrik
measuring the pinch temperature of quartz-tungsten-halogen lamps
i.
kuvars-tungsten halojen lambalarının boğaz sıcaklığının ölçülmesi
Construction
201
İnşaat
pinch point
i.
kıstırma noktası
Automotive
202
Otomotiv
damper pinch bolt
i.
amortisör sıkıştırma cıvatası
203
Otomotiv
hose pinch-off pliers
i.
hortum sıkma pensesi
204
Otomotiv
ear pinch clamp
i.
kulaklı kelepçe
Railway
205
Demiryolu
rail pinch bar
i.
ray makası
Medical
206
Medikal
first pinch strength
i.
birinci çimdikleme kuvveti
Math
207
Matematik
pinch point
i.
cebirsel yüzey üzerinde bir tür tekil nokta
Chemistry
208
Kimya
pinch valve
i.
esnek vana
Botanic
209
Botanik
pinch (out)
f.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
210
Botanik
pinch (off)
f.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
211
Botanik
pinch (back)
f.
(genç filizleri veya tomurcukları) budamak
Military
212
Askeri
pinch hold and cross
i.
kavrama tutamağı
Sport
213
Spor
pinch [uk]
f.
(yarış atını) tükenme noktasına kadar zorlamak
214
Spor
pinch-hit
f.
(kriket) vurucunun vuruş sırası başlangıcında topa sertçe vurması
Baseball
215
Beysbol
pinch hitter
i.
beyzbolda sıkı vuruş için oyuna giren vurucu
216
Beysbol
pinch hitter
i.
yedek vurucu
217
Beysbol
pinch hitter
i.
yedek oyuncu
218
Beysbol
pinch hit
i.
yedek oyuncunun yaptığı vuruş
219
Beysbol
pinch runner
i.
kale koşucusunun yerine geçen yedek oyuncu
220
Beysbol
pinch-hitter
i.
yedek vurucu
221
Beysbol
pinch-hit
f.
(başka oyuncu) yerine atış yapmak
222
Beysbol
pinch-hit
f.
birine yedek olmak
223
Beysbol
pinch-hit
f.
birinin yedeği olmak
224
Beysbol
pinch-hit for
f.
(başka oyuncu) yerine atış yapmak
225
Beysbol
pinch-hit for
f.
(birine) yedek olmak
226
Beysbol
pinch-hit for
f.
(birinin) yedeği olmak
Slang
227
Argo
pinch something from someone
f.
birinden bir şey aşırmak/çalmak
228
Argo
pinch someone for something
f.
birini -den dolayı tutuklamak
229
Argo
pinch a loaf
f.
sıçmak
230
Argo
pinch (one) off
f.
hızlıca sıçmak
231
Argo
pinch (one) off
f.
hızlıca kakasını yapmak
232
Argo
pinch (one) off
f.
hızlıca tuvaletini yapmak
233
Argo
pinch (one) off
f.
hemen tuvalete gidip gelmek
234
Argo
pinch (one) off
f.
hemen sıçıp gelmek
235
Argo
pinch off
f.
tırtıklamak
236
Argo
pinch off
f.
araklamak
237
Argo
pinch off
f.
çalmak
238
Argo
pinch off
f.
aşırmak
239
Argo
pinch off
f.
sıçmak
240
Argo
pinch off
f.
sıçıvermek
241
Argo
pinch one out
f.
sıçmak
242
Argo
pinch one out
f.
sıçıvermek
243
Argo
pinch out
f.
tırtıklamak
244
Argo
pinch out
f.
araklamak
245
Argo
pinch out
f.
çalmak
246
Argo
pinch out
f.
aşırmak
247
Argo
pinch out
f.
sıçmak
248
Argo
pinch out
f.
sıçıvermek
British Slang
249
İngiliz Argosu
half-inch (rhyming slang for pinch)
f.
aşırmak
250
İngiliz Argosu
half-inch (rhyming slang for pinch)
f.
çalmak
251
İngiliz Argosu
pinch a loaf
f.
sıçmak
252
İngiliz Argosu
pinch a loaf
f.
tuvaletini yapmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pinch
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy