uk - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

uk

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"uk" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç

İngilizce Türkçe
General
uk i. ingiltere
uk i. büyük britanya
uk i. birleşik krallık

"uk" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
defence (uk) i. defans
caravan (uk) i. karavan
bin bag (uk) i. çöp torbası
bin liner (uk) i. çöp torbası
shop window [uk] i. vitrin
General
the uk i. birleşik krallık
metropolitan police service (uk) i. büyük şehir polis teşkilatı (ingiltere)
commercial driver's licence (uk) i. ticari araç sürücü belgesi
runner beans (uk) i. taze fasulye
propelling pencil (uk) i. basmalı kalem
washing-up liquid (uk) i. bulaşık deterjanı
washing-up liquid (uk) i. bulaşık sabunu
uk glossary of joint and multinational terms and definitions i. birleşik krallık müşterek ve çok uluslu terimler ve açıklamaları sözlüğü
family counselling (uk) i. aile danışmanlığı
electricity pylon (uk) i. (elektrik) iletim kulesi
bum bag (uk/canada) i. bel çantası
hip pack (uk) i. bel çantası
meat tenderiser (uk) i. et tokmağı
meat tenderiser (uk) i. et döveceği
noisy neighbour (uk) i. gürültücü komşu
punched pocket (uk) i. şeffaf dosya
punched pocket (uk) i. poşet dosya
draught horse (uk) i. koşum atı
tipping (uk) i. yasa dışı çöp boşaltma
porta loos (uk) i. portatif tuvaletler
scrapyard (uk) i. araba mezarlığı
scrapyard (uk) i. araba hurdalığı
last in the series (uk) i. sezon finali
u-turn (uk) i. tutum/tavır değiştirme
u-turn (uk) i. döneklik
till (uk) i. yazar kasa
newsagent's shop (uk) i. gazete büfesi
newsagent's shop (uk) i. gazeteci
newsagent's shop (uk) i. gazete bayisi
newsagent's shop (uk) i. gazete satılan yer
newsagent's shop (uk) i. gazete bayi
bin man (uk) i. çöp toplama görevlisi
bin man (uk) i. çöp toplama işçisi
bin man (uk) i. çöpçü
dustman (uk) i. çöp toplama görevlisi
refuse collector (uk) i. çöpçü
rubbish man (uk) i. çöpçü
dustman (uk) i. çöpçü
refuse collector (uk) i. çöp toplama görevlisi
dustbin man (uk) i. çöp toplama işçisi
dustbin man (uk) i. çöp toplama görevlisi
refuse collector (uk) i. çöp toplama işçisi
dustman (uk) i. çöp toplama işçisi
dustbin man (uk) i. çöpçü
rubbish man (uk) i. çöp toplama işçisi
rubbish man (uk) i. çöp toplama görevlisi
jogger (uk) i. egzersiz giysisi
the noughties (uk) i. 200-2009 arası yıllar
noughties (uk) i. 200-2009 arası yıllar
shop window (uk) i. mağaza vitrini
skipping (uk) i. (işe yarayacak birşeyler bulmak amacıyla yapılan) çöp karıştırma
fairy cake (uk) i. fincan şeklinde küçük kek
fairy cake (uk) i. fincan kek
uk visa i. ingiltere vizesi
hair-slide (uk) i. saç tokası
panda eyes (uk) i. güneş gözlüğü ile güneşlendikten sonra göz çevresinde kalan iz
special constables (uk) i. özel emniyet mensupları
lost property (uk) i. kayıp ve bulunan eşya ofisi
year of enrolment (uk) i. kayıt yılı
dosshouse [uk] i. düşkünler evi
dosshouse [uk] i. evsizler evi
dosshouse [uk] i. evsizler yuvası
garden centre [uk] i. bahçe merkezi
petrol tanker (uk) i. yakıt tankeri
petrol tanker (uk) i. tanker
allotment garden (uk) i. insanların üzerinde sebze/meyve veya küçük bitkiler yetiştirmeleri için kiraladıkları küçük toprak parçası
allotment garden (uk) i. hobi bahçesi
candy floss (uk) i. pamuk şeker
candyfloss (uk) i. pamuk helva
candy floss (uk) i. pamuk helva
candyfloss (uk) i. pamuk şeker
chinese whispers (uk) i. kulaktan kulağa oyunu
massage parlour [uk] i. masaj salonu
scientific endeavour [uk] i. bilimsel çaba
flat peak [uk] i. Snapback şapka
caregiver (uk) i. bakımveren
caregiver (uk) i. bakıcı
potholing [uk] i. mağara yürüyüşü
potholing [uk] i. mağarada yapılan gezinti
foreignisation [uk] i. yabancılaştırma
q-car [uk] i. sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
local rag (uk) i. yerel gazete
tube station [uk] i. metro durağı
tube station [uk] i. metro istasyonu
curb ramp [uk] i. kaldırım rampası
dropped kerb [uk] i. kaldırım rampası
magazine news [uk] i. magazin haberleri
fire and rescue service [uk] i. itfaiye teşkilatı
fire and rescue service [uk] i. itfaiye
sofa bed [uk] i. çek yat
blowlamp [uk] i. şalama
veterinary surgeon [uk] i. veteriner hekim
tea [uk] i. çay partisi
tea [uk] i. ikindi çayı
bags [uk] i. pantolon
bags [uk] i. büyük bir miktar
brief bag [uk] i. avukat evrak çantası
dorothy bag [uk] i. el çantası
hot–water bag [uk] i. ısıtıcı ped
private bag [uk] i. postaların içine konulduğu kilitli çanta
bag-snatching [uk] i. kapkaç
childminder [uk] i. çocuk bakıcısı
child minder [uk] i. çocuk bakıcısı
barnacle [dialect] [uk] i. gözlük
barrow [dialect] [uk] i. alaka
barrow [dialect] [uk] i. münasebet
basket [uk] i. faytonun dış bölümünde birbiriyle karşılıklı duran iki arka koltuk
esquire [uk] i. dava vekili
esquire [uk] i. avukat
upgang [uk] i. yokuş
upgang [uk] i. bayır
upgang [uk] i. fırtına
zip [uk] i. fermuar
zipp [uk] i. fermuar
bathe [uk] i. açık suda yüzme
bathe [uk] i. açık suda kürek çekme
batten [dialect] [uk] i. saman demeti
kep [uk] i. yakalamak
kep [uk] i. çekmek (bir şeyi)
kest [dialect] [uk] i. döküm
king's scout [uk] i. izcilikte en yüksek sıralamaya sahip erkek izci
knifeboard [uk] i. eski model bir omnibüsün tepesindeki oturma yeri
upstairs [obsolete] [uk] i. ev sahipleri
usher [obsolete] [uk] i. öğretmen
blash [uk] i. hafif yağmur
baulk [obsolete] [uk] i. dahil etmeme
baulk [obsolete] [uk] i. hariç bırakma
baulk [obsolete] [uk] i. ihmal
beacon [uk] i. göze çarpan yüksek tepe
bedder [uk] i. (bazı üniversitelerde) öğrenci odası temizlikçisi
bedder [uk] i. yatak odası
bed-head [uk] i. yatak başlığı
bed-sit [uk] i. stüdyo daire
beerocracy [uk] i. zenginliğini bira üretimine borçlu olan aristokrasi
beezer [obsolete] [uk] i. şahıs
beezer [obsolete] [uk] i. kişi
beezer [obsolete] [uk] i. adam
being [dialect] [uk] i. ev
being [dialect] [uk] i. mesken
bender [uk] i. ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak
bender tent [uk] i. ağaç dalları üzerine branda geçirilerek yapılan basit sığınak
bent [uk] [dialect] i. çalılık
bent [uk] [dialect] i. otlak
bent [uk] [dialect] i. çayır
bestiarian [uk] i. hayvanlar üzerinde deney yapılmasına karşı olan kimse
extent [uk] i. değer kaydı
extent [uk] i. değer biçme davası
jollities [uk] i. parti
jollities [uk] i. kutlama
jollity [uk] i. kutlama toplantısı
jollity [uk] i. şölen toplantısı
jolly [uk] i. iyi vakit
jolly [uk] i. gezi
jolly [uk] i. kısa yolculuk
jolly [uk] i. gezinti
josser [uk] i. ahbap
josser [uk] i. akran
josser [uk] i. yoldaş
jumble [uk] i. hayırsever bir kurum yararına satılan eşyalar
latewake [uk] i. cesedin başında tutulan gece nöbeti
late-wake [uk] i. cesedin başında tutulan gece nöbeti
lathe [dialect] [uk] i. ambar
lathe [dialect] [uk] i. silo
mag [dialect] [uk] i. yarım peni
mains [uk] i. malikane sahibinin yaşadığı çiftlik
make [dialect] [uk] i. denk
make [dialect] [uk] i.
make [dialect] [uk] i. eşlik eden kimse
make [dialect] [uk] i. refakatçi
make [dialect] [uk] i. karı kocadan her biri
make [dialect] [uk] i. hayat arkadaşı
make [dialect] [uk] i. yarım peni
varnish [uk] i. tırnak cilası
varnish [uk] i. oje
victualer [uk] i. hancı
victualer [uk] i. tavernacı
licensed victualer [uk] i. hancı
licensed victualer [uk] i. tavernacı
vigintillion [uk] i. 10120'e eşit sayma sayısı
village green [uk] i. köy merkezindeki halka açık arazi parçası
bever [dialect] [uk] i. titreme
bevarage [dialect] [uk] i. yeni kıyafetler giymiş birinden alınan içecek veya içecek parası
bias [dialect] [uk] i. oturmuş prosedür
bias [dialect] [uk] i. kurulu düzen
bierkeller [uk] i. alman tarzında dekore edilmiş birahane
malkin [dialect] [uk] i. bostan korkuluğu
malkin [dialect] [uk] i. grotesk figür
mawkin [dialect] [uk] i. bostan korkuluğu
mawkin [dialect] [uk] i. grotesk figür
malkin [dialect] [uk] i. ekmek fırınını temizlemek için kullanılan bir ucuna çaput bağlı sopa
way-out [uk] i. çıkış
flubber [uk] i. beceriksiz kimse
billycock hat [uk] i. melon şapka
birdcage [uk] i. padok
biscuit [uk] i. ince çıtır kraker
black [uk] i. siyah havai fişek
black treacle [uk] i. melas
blackcoat [uk] i. beyaz yakalı çalışan
blacks [uk] i. havada uçuşan kurum
bland [dialect] [uk] i. karışım
bland [dialect] [uk] i. birleşme
bleeder [uk] i. herif
masty [uk] i. çoban köpeği
masty [uk] i. çomar
matron [uk] i. (eski adıyla) hastanedeki hasta bakım personelinin idari amiri
l-driver [uk] i. acemi şoför
l-driver [uk] i. sürücü adayı
lead weight [uk] i. kurşundan yapılan ağırlık
leam [dialect] [uk] i. çayır hendeği
leap [dialect] [uk] i. balık tuzağı
leap [dialect] [uk] i. balık ağı
leap [dialect] [uk] i. anız sepeti
leg [uk] i. profesyonel kumarbaz
let-out [uk] i. kaçış yolu
let-out [uk] i. kaçamak noktası
let-out [uk] i. kaçınma
let-out [uk] i. sakınma
let-out [uk] i. kaçış yolu
lettercard [uk] i. mektupluk kart
lettercard [uk] i. büyük kartpostal
levee [uk] i. ikindi vaktinde sadece erkeklerin katıldığı saray kabul merasimi
mand [uk] [dialect] i. kapaklı sepet
mand [uk] [dialect] i. piknik sepeti
mand [uk] [dialect] i. niceliği değişen bir ölçü
mangcorn [uk] [dialect] i. buğday ile çavdar veya başka tür tahılların karışımına verilen ad
manred [uk/scotland] i. resmi olarak birinin sadık destekçisi olma taahhüdü
manred [uk/scotland] i. birinin sadık destekçisi olma yükümlülüğü
marriage lines [uk] i. evlilik cüzdanı
hack [uk] i. atla yapılan kır gezisi
hack [uk] [dialect] i. dil sürçmesi
hacking [uk] i. at gezintisi
hacking jacket [uk] i. binici ceketi
hackle [dialect] [uk] i. post
hackle [dialect] [uk] i. kürk
hackle [dialect] [uk] i. kuş tüyleri
hackle [dialect] [uk] i. arı kovanını örten saman
hag [uk] i. bataklık
hag [uk] i. batak
hake [dialect] [uk] i. s şeklinde çengel
half-and-half [uk] i. iki çeşit bira karışımı
ham [uk] [dialect] i. çayırlık bölge
hamel [dialect] [uk] i. mezra
mascot [uk] i. otomobillerde bulunan radyatör süsü
mash [uk] i. çay demi
mask [uk] [scotland] i. ağın gözü
mask [uk] [scotland] i.
mask [uk] [scotland] i. file çanta
maslin [uk] i. pirinç çanak
maslin [uk] i. pirinç kap
maslin kettle [uk] i. pirinç çanak
maslin kettle [uk] i. pirinç kap
mass observation [uk] i. gözlem, röportaj gibi yöntemlerle insanların sosyal alışkanlıklarının incelenmesi
wed [dialect] [uk] i. rehin olarak verilen veya bırakılan bir kimse veya şey
wed [dialect] [uk] i. bahse konan para
wed [dialect] [uk] i. iddia
wed [dialect] [uk] i. bahis
whang [uk] i. iri parça
whang [uk] i. büyük dilim
whang [uk] i. kocaman parça
whid [uk] i. sözcük
whid [uk] i. kelime
whid [uk] i. laf
whid [uk] i. söz
whinge [uk/australia/new zealand) i. ağlama
whinge [uk/australia/new zealand) i. sızlanma
whinge [uk/australia/new zealand) i. haykırma
wide boy [uk] i. üçkağıtçılık yaparak geçinen adam
wind up [uk] i. eşek şakası
wind up [uk] i. birini kandırmak için yapılan muziplik
windup [uk] i. eşek şakası
windup [uk] i. muziplik
wine [uk] i. (ingiliz üniversitelerinde) şarap servis edilen sosyal toplantı
windrow [uk] i. başka bir araziye toprak taşımak için kazılmış yeşil bir tarla sınırı
witting [uk] i. elde edilip başkasına aktarılan bilgi
witting [uk] i. haber
witting [uk] i. istihbarat
wolfcub [uk] i. yavru kurt
wolfcub [uk] i. 8-11 yaş arası erkek izciler oymağının bir üyesi olan erkek çocuk
blimp [uk] i. gerici ve aşırı milliyetçi kimse
blind-reader [uk] i. okunaklı olmayan adresleri okumakla görevli postane memuru
bloke [uk] i. taş fırın erkeği
blood [uk] i. kanı kaynayan genç
blood [uk] i. kötü ve ucuz macera
blood [uk] i. kötü ve ucuz polisiye roman
blowze [dialect] [uk] i. fahişe
blowze [dialect] [uk] i. kaba kadın
blowze [dialect] [uk] i. pasaklı kadın
blowze [dialect] [uk] i. erkek fatma
blowze [dialect] [uk] i. terbiyesiz kız
blow-in [uk] i. göçmen
blow-in [uk] i. muhacir
blue [uk] i. bir tür havai fişek
blue rod [uk] i. aziz michael ve aziz george tarikatı görevlisi
bodkin [uk] i. iki kişi arasında sıkışmış kimse
boggle [dialect] [uk] i. cüce cin
boggle [dialect] [uk] i. hortlak
boggle [dialect] [uk] i. korku nesnesi
boggle [dialect] [uk] i. nefret kaynağı
boiler [uk] i. çamaşır kaynatma küveti
bolt-hole [uk] i. kaçış yeri
bolt-hole [uk] i. sığınma yeri
bolt-hole [uk] i. hayvan kaçış deliği
boltin [dialect] [uk] i. saman demeti
hand [dialect] [uk] i. iki atın çektiği at arabasında sol taraftaki at
hand [dialect] [uk] i. mahalle
hand [dialect] [uk] i. muhit
hander [dialect] [uk] i. elin üstüne vurma
hander [dialect] [uk] i. el darbesi
hank [dialect] [uk] i. asma halkası
hant [dialect] [uk] i. gelenek
hant [dialect] [uk] i. huy
hant [dialect] [uk] i. alışkanlık
hard [scotland] [uk] i. adi
hard [scotland] [uk] i. nekes
hard [scotland] [uk] i. alçak
hard [uk] i. suların çekildiği kıyı
hard [uk] i. sert plaj
hard lines [uk] i. kötü şans
hard lines [uk] i. şanssızlık
hardcore [uk] i. tuğla çöpü, cüruf, moloz gibi malzemelerle oluşturulan taban
hardcore [uk] i. nüve
hardcore [uk] i. kurumsal bakıma ihtiyaç duyan mültecilerin oluşturduğu grup
hardhat [uk] i. melon şapka
maukin [uk] i. bir ucunda paçavralar bulunan, ekmek fırınını temizlemek için kullanılan sırık
maukin [uk] i. bakımsız tasvir veya şekil
maukin [uk] i. bostan korkuluğu
maukin [uk] i. pasaklı kadın
maukin [uk] i. hırpani kadın
maukin [uk] i. intizamsız kadın
maumet [uk] i. (korkuluk gibi) giydirilmiş figür
mauther [uk] i. genç kız
mauther [uk] i. tuhaf ve sakar genç kız
mawk [uk] [obsolete] i. pasaklı kadın
meal [uk] i. süt sağma
meal [uk] i. süt sağma zamanı
meal [uk] i. sağılan süt
meal [uk] i. kumla
meal [uk] i. kumul
meal [uk] i. deniz veya akarsu içinde sığlık oluşturan kum yığını
meal [uk] i. benek
meal [uk] i. leke
meal [uk] i. nokta
meals on wheels [uk] i. sosyal hizmetler bölümü veya gönüllü kuruluşlar tarafından işletilen, yaşlı veya evden çıkamayan insanlara sıcak yemek götüren bir hizmet programı
meanie [uk] i. cimri kimse
mease [uk] i. beş yüz
meg [uk] i. yarım peni
melder [uk] i. tek seferde öğütülen un miktarı
melder [uk] i. yeni öğütülmüş un
melder [uk] i. un öğütücü
mell [uk] i. özellikle ahşaptan yapılmış çekiç veya tokmak
mell [uk] i. yarışmada sonuncu olan katılımcıya verilen ödül
mell [uk] i. yarışmada sonuncu olan katılımcı
mell [uk] i. söylem
mell [uk] i. konuşma
mell [uk] i. sohbet
mense [dialect] [uk] i. görgülü veya ince davranış
mense [dialect] [uk] i. edep
mense [dialect] [uk] i. adap
mense [dialect] [uk] i. misafirperverlik
mense [dialect] [uk] i. büyük miktar
mense [dialect] [uk] i. büyük sayı
mense [dialect] [uk] i. onur kaynağı
mense [dialect] [uk] i. şeref
mense [dialect] [uk] i. itimat
mense [dialect] [uk] i. zarif, düzenli veya taze görünüm
mense [dialect] [uk] i. zarafet
mense [dialect] [uk] i. şıklık
messet [uk] [obsolete] i. köpek
meths [uk] i. mavi ispirto
middenstead [uk] i. çöp yığını
middenstead [uk] i. döküntü ve çöplerin atıldığı yer
milk stout [uk] i. ağızda acı tat bırakmayan zengin ve yumuşak koyu bira
milligramme [uk] i. bir gramın 1000'de 1'ine eşit olan bir kütle birimi
milligramme [uk] i. bir gramın 1000'de 1'ine eşit olan bir ağırlık birimi
milligramme [uk] i. 0.0154 gren
wow [dialect] [uk] i. bağırma
wow [dialect] [uk] i. ağlama
wow [dialect] [uk] i. sızlanma
wow [dialect] [uk] i. yakınma
wow [dialect] [uk] i. inleme
working party [uk] i. bir sorunu araştırmak üzere oluşturulmuş komite
work [dialect] [uk] i. rahatsızlık
work [dialect] [uk] i. sıkıntı
work [dialect] [uk] i. dert
work [dialect] [uk] i. telaş
work [dialect] [uk] i. tantana
work [dialect] [uk] i. zahmet
work [dialect] [uk] i. sorun
wrack [uk] i. bina enkazı
wrack [uk] i. araba enkazı
bomb [uk] i. büyük başarı
bonce [dialect] [uk] i. misket oyunu
bonce [dialect] [uk] i. büyük misket
bonnet [uk] i. yem
boob [uk] i. utanç verici hata
boob [uk] i. gaf
boob [uk] i. pot
book stall [uk] i. gazete büfesi
bool [dialect] [uk] i. eğimli veya kıvrımlı nesne
bool [dialect] [uk] i. sepeti oluşturan ahşap çemberlerden her biri
fairing [uk] i. hediye
fairing [uk] i. panayırda alınan veya verilen hediye
harvest [dialect] [uk] i. sonbahar
harvest [dialect] [uk] i. güz
hash [uk] i. yeniden işleme
hash [uk] i. yeniden kullanım
hasp [dialect] [uk] i. çile milinin dördüncü kısmı
hastings [dialect] [uk] i. erken olgunlaşan meyveler
hastings [dialect] [uk] i. erken olgunlaşan sebzeler
hattock [dialect] [uk] i. eğimli bir şekilde yaslanmış tepesi olan tahıl demeti
hattock [dialect] [uk] i. koruyucu demet
haunt [dialect] [uk] i. adet
haunt [dialect] [uk] i. usul
haunt [dialect] [uk] i. alışkanlık
heald [uk] i. gücü
heald [uk] i. dokuma sırasında çözgü ipliğinin geçmesi için deliği bulunan metal bıçak veya bükülmüş tel
health check [uk] i. makine çalışma takibi
health check [uk] i. bir şirket veya şahsın ekonomik başarısı için yürütülen inceleme
hell’s angels [uk] i. cehennem melekleri motosiklet kulübünün bir üyesi
hellier [dialect] [uk] i. çatı kiremitçisi
hellier [dialect] [uk] i. çatı tenkitçisi
helter-skelter [uk] i. spiral şekilli yüksek kaydırak
hem [dialect] [uk] i. koşum kayışına bağlı iki eğri çubuktan her biri
hemmel [dialect] [uk] i. arazide sığır veya saman için kullanılan basit bir barınak
minder [uk] i. birinin bakımına emanet edilmiş çocuk
minicab [uk] i. taksi olarak kullanılan küçük araba
minicab [uk] i. gezinerek müşteri aramaya izni olmayıp sadece telefonla irtibat kurulan taksi
minicabbing [uk] i. kaçak taksi sürme
borstal [dialect] [uk] i. dik bir tepeye çıkan yol
borstall [dialect] [uk] i. dik bir tepeye çıkan yol
borstal institution [uk] i. 16 ile 23 yaş arasındaki suçlular için yetiştirme yurdu
boss [dialect] [uk] i. hasır tabure
bottle [dialect] [uk] i. bina
bottle [dialect] [uk] i. ev
bottom gear [uk] i. düşük hız
bottom gear [uk] i. birinci vites
bounce [uk] i. gürültülü ve kibirli konuşma
bounce [uk] i. kuru gürültü
bounce [uk] i. küstahlık
bounce [uk] i. kasıntılık
bounce [uk] i. kibirlilik
bouncer [uk] i. kabadayı
bouncer [uk] i. palavracı
bouncer [uk] i. yalancı
bout [dialect] [uk] i. zaman
bout [dialect] [uk] i. hal
box [uk] i. kutu içinde duran para
box [uk] i. fon
box [uk] i. telefon kabini
brash [dialect] [uk] i. saldırı
brash [dialect] [uk] i. kriz
brash [dialect] [uk] i. yoğun aktivite
brat [dialect] [uk] i. kıyafet
brat [dialect] [uk] i. giysi
brat [dialect] [uk] i. pelerin
breakwind [uk] i. rüzgarlık
breakwind [uk] i. siper
breaker [uk] i. (gemi, araç) hurdacı
breed [dialect] [uk] i. yavru
breid [dialect] [uk] i. örgü
brew [uk/new zealand] i. bir fincan çay yapma
brick [uk] i. oyun tuğlası
briefs [uk] i. bir görevi açıklamak için verilen talimatlar
brief [dialect] [uk] i. dilenme mektubu
brim [dialect] [uk] i. hayat kadını
brim [dialect] [uk] i. fahişe
brink [dialect] [uk] i. şapka siperliği
brock [uk] i. porsuk
brod [dialect] [uk] i. sivri uçlu nesne
brow [dialect] [uk] i. dik yokuş
bucca [dialect] [uk] i. korkuluk
buck [dialect] [uk] i. küllü veya sabunlu yıkama suyu
buck [dialect] [uk] i. küllü veya sabunlu suya basılan kıyafetler
buck [uk] i. yılan balığı yakalama sepeti
buck [uk] i. yılan balığı yakalama sepetlerini tutan bir çerçeve
buck [dialect] [uk] i. değirmen gövdesi
buffet [uk] i. başka işletmeye ek olarak hizmet veren restoran
booger [uk] i. şanslı adam
booger [uk] i. şanssız adam
hern [dialect] [uk] i. köşe
hern [dialect] [uk] i. kenar
hes [uk] i. ebeleme oyunları
hes [uk] i. ebelenen oyuncular
hesp [dialect] [uk] i. çile
hesp [dialect] [uk] i. yumak
hesp [dialect] [uk] i. makara
hesp [dialect] [uk] i. kopça
hide [obsolete] [uk] i. 24.3 ve 48.6 hektar arasında değişen eski bir ingiliz ölçü birimi
hide [obsolete] [uk] i. güvenlik
hide [obsolete] [uk] i. refah
hide [obsolete] [uk] i. insan derisi
hide [uk] i. pusu
hide [uk] i. avdan gizlenme yeri
hind [uk] i. (kuzey ingiltere ve iskoçya'da) çiftlik işçisi
hind [uk] i. ingiliz çiftlik yöneticisi