Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
plain
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"plain"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 87 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
plain
i.
ova
2
Yaygın Kullanım
plain
s.
süssüz
3
Yaygın Kullanım
plain
s.
yalın
4
Yaygın Kullanım
plain
s.
düz
5
Yaygın Kullanım
plain
s.
sade
General
6
Genel
plain
i.
vuzuh
7
Genel
plain
i.
düzlük
8
Genel
plain
i.
geniş ve düz yer
9
Genel
plain
i.
düz arazi
10
Genel
plain
i.
açıklık
11
Genel
plain
i.
sadelik
12
Genel
plain
i.
geniş açıklık
13
Genel
plain
f.
(sürekli) şikayet etmek
14
Genel
plain
f.
inlemek
15
Genel
plain
f.
ağlamak
16
Genel
plain
f.
yakınmak
17
Genel
plain
s.
çirkin
18
Genel
plain
s.
basit
19
Genel
plain
s.
şatafatsız
20
Genel
plain
s.
net
21
Genel
plain
s.
baharatsız
22
Genel
plain
s.
yavan
23
Genel
plain
s.
su katılmamış
24
Genel
plain
s.
açık
25
Genel
plain
s.
sade (yiyecek)
26
Genel
plain
s.
vazıh
27
Genel
plain
s.
adi
28
Genel
plain
s.
gösterişsiz
29
Genel
plain
s.
dürüst
30
Genel
plain
s.
belli
31
Genel
plain
s.
normal
32
Genel
plain
s.
bezemesiz
33
Genel
plain
s.
sade
34
Genel
plain
s.
kolay anlaşılır
35
Genel
plain
s.
alışılmış
36
Genel
plain
s.
(hanedan armaları) süslü olmayan
37
Genel
plain
s.
saf
38
Genel
plain
s.
katışıksız
39
Genel
plain
s.
(cam) pürüzsüz
40
Genel
plain
s.
engelsiz
41
Genel
plain
s.
hilesiz
42
Genel
plain
s.
olduğu gibi
43
Genel
plain
s.
düz
44
Genel
plain
s.
karmaşık olmayan
45
Genel
plain
s.
yaygın
46
Genel
plain
s.
kibirsiz
47
Genel
plain
s.
yapmacıksız
48
Genel
plain
s.
tutumlu
49
Genel
plain
s.
quaker mezhebi veya kullandıkları dile ait
50
Genel
plain
s.
quaker mezhebi veya kullandıkları dille ilgili
51
Genel
plain
s.
açıkça
52
Genel
plain
zf.
sadece
53
Genel
plain
zf.
açıkça
54
Genel
plain
zf.
sade bir biçimde
55
Genel
plain
zf.
düpedüz
56
Genel
plain
zf.
basit bir şekilde
57
Genel
plain
zf.
açık bir şekilde
58
Genel
plain
zf.
net bir şekilde
59
Genel
plain
zf.
tamamen
60
Genel
plain
zf.
kesinlikle
Trade/Economic
61
Ticaret/Ekonomi
plain
i.
ova
62
Ticaret/Ekonomi
plain
s.
açık
63
Ticaret/Ekonomi
plain
s.
anlaşılır
64
Ticaret/Ekonomi
plain
s.
basit
65
Ticaret/Ekonomi
plain
s.
sade
66
Ticaret/Ekonomi
plain
s.
yalın
Technical
67
Teknik
plain
f.
(cam) pürüzsüzleştirmek
68
Teknik
plain
s.
desensiz
69
Teknik
plain
s.
sade
70
Teknik
plain
s.
(kağıt veya levha) tamamı aynı kalitede üretilmiş
71
Teknik
plain
s.
(kağıt veya levha) kaplamasız
Textile
72
Tekstil
plain
s.
düz
73
Tekstil
plain
s.
sade
Marine
74
Denizcilik
plain
i.
düz alan
Gastronomy
75
Mutfak
plain
i.
bir tür hafif bira
Breeding
76
Hayvancılık
plain
s.
(merinos koyunu) kırışıksız
77
Hayvancılık
plain
s.
(büyükbaş hayvan) kaba ve düşük kaliteli
Geography
78
Coğrafya
plain
i.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
Sport
79
Spor
plain
i.
(bilardoda) beyaz top
80
Spor
plain
i.
(bilardoda) beyaz topu oynayan oyuncu
Card
81
İskambil
plain
s.
resimsiz (iskambil kartı)
Music
82
Müzik
plain
s.
(müzik armonisi) yalnızca temel akor tonlarını kullanan
Archaic
83
Eski Kullanım
plain
i.
ağıt
84
Eski Kullanım
plain
i.
yakarış
85
Eski Kullanım
plain
i.
savaş alanı
86
Eski Kullanım
plain
s.
düz
87
Eski Kullanım
plain
s.
pürüzsüz
"plain"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 477 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
plain dealing
i.
açık davranma
2
Genel
alluvial plain
i.
birikinti ovası
3
Genel
plain chocolate
i.
sade çikolata
4
Genel
flood plain
i.
taşkın ovası
5
Genel
in plain terms
i.
basit sözlerle
6
Genel
policeman in plain clothes
i.
sivil polis
7
Genel
wash plain
i.
sandur
8
Genel
abyssal plain
i.
deniz tabanı
9
Genel
plain sailing
i.
basit iş
10
Genel
flood plain zoning
i.
taşkın önleme bölgesi
11
Genel
plain paper
i.
boş kağıt
12
Genel
plain language
i.
açık dil
13
Genel
cilician plain
i.
çukurova
14
Genel
plain language
i.
sade dil
15
Genel
plain dealing
i.
dürüstlük
16
Genel
plain spirits
i.
saf alkol
17
Genel
plain knitting
i.
düz örgü
18
Genel
plain good sense
i.
sağduyu
19
Genel
plain good sense
i.
akıl fikir
20
Genel
plain-clothes policeman
i.
sivil polis
21
Genel
plain work
i.
düz iş
22
Genel
plain work
i.
kolay iş
23
Genel
plain hair
i.
düz saç
24
Genel
the plain truth
i.
gerçeğin ta kendisi
25
Genel
plain text
i.
açık metin
26
Genel
plain language
i.
açık ifade
27
Genel
plain logic
i.
düz mantık
28
Genel
a plain expression
i.
yalın bir anlatım
29
Genel
plain/simple thanks
i.
kuru teşekkür
30
Genel
just a plain thanks
i.
kuru teşekkür
31
Genel
a plain kind of guy
i.
sıradan tip/adam
32
Genel
plain clothes
i.
sivil giysi
33
Genel
plain clothes
i.
sivil kıyafet
34
Genel
plain water
i.
sade içme suyu
35
Genel
police officer in plain clothes
i.
sivil kıyafetli polis memuru
36
Genel
plain view
i.
düz görünüm
37
Genel
plain view
i.
açık görünüm
38
Genel
vast plain
i.
geniş düzlük
39
Genel
vast plain
i.
geniş ova
40
Genel
arid plain
i.
kurak ova
41
Genel
plain [rare]
i.
ağıt
42
Genel
plain battle
i.
açık savaş
43
Genel
plain battle
i.
meydan muharebesi
44
Genel
plain dealer
i.
dürüst tüccar
45
Genel
plain speaking
i.
açık konuşma
46
Genel
plain-clothes
i.
resmi görev sırasında tanınmamak için giyilen sivil kıyafet
47
Genel
plain-spokenness
i.
açık sözlülük
48
Genel
become plain
f.
sadeleşmek
49
Genel
dress in plain clothes
f.
sivil giyinmek
50
Genel
make plain
f.
açıklığa kavuşturmak
51
Genel
plain [obsolete]
f.
düzleştirmek
52
Genel
as plain as a pikestaff
s.
apaçık
53
Genel
as plain as a pikestaff
s.
bariz
54
Genel
plain spoken
s.
açık sözlü
55
Genel
as plain as the nose on your face
s.
apaçık
56
Genel
as plain as the nose on your face
s.
besbelli
57
Genel
as plain as a pikestaff
s.
besbelli
58
Genel
as plain as the nose on your face
s.
gün gibi ortada
59
Genel
as plain as the nose on your face
s.
bariz
60
Genel
as plain as a pikestaff
s.
açık seçik
61
Genel
as plain as a pikestaff
s.
gün gibi ortada
62
Genel
as plain as the nose on your face
s.
açık seçik
63
Genel
plain-dealing
s.
açık davranan
64
Genel
plain-dealing
s.
açık
65
Genel
plain-clothed
s.
sade giyimli
66
Genel
plain and simple
s.
sade ve basit
67
Genel
plain-speaking
s.
açık konuşan
68
Genel
plain-speaking
s.
dobra konuşan
69
Genel
plain-speaking
s.
içten
70
Genel
plain-speaking
s.
samimi
71
Genel
plain-clothes
s.
(polis, güvenlik görevlisi) görevdeyken tanınmamak için sivil giyen
72
Genel
plain-hearted
s.
içten
73
Genel
plain-hearted
s.
dürüst
74
Genel
plain-Jane
s.
süssüz
75
Genel
plain-Jane
s.
sade
76
Genel
plain-Jane
s.
basit
77
Genel
plain-jane
s.
basit
78
Genel
plain-jane
s.
sıradan
79
Genel
plain-laid
s.
(halat) iplerin dönüş yönünün tersi yönde bükülmüş iplerden oluşan
80
Genel
plain-spoken
s.
içten
81
Genel
plain-spoken
s.
samimi
82
Genel
plain-spoken
s.
açık sözlü
83
Genel
plain-vanilla
s.
sade
84
Genel
plain-vanilla
s.
basit
85
Genel
in plain english
zf.
açıkça
86
Genel
in plain words
zf.
açıkçası
87
Genel
in plain terms
zf.
açıkça
88
Genel
in plain english
zf.
açık ve sabit kelimelerle
89
Genel
in plain english
zf.
dobra dobra
90
Genel
in plain english
zf.
açıkçası
91
Genel
in plain language
zf.
basit bir dille
92
Genel
in plain language
zf.
yalın bir dille
93
Genel
plain of
expr.
… ovası
Phrases
94
İfadeler
in plain sight
expr.
açıkça
95
İfadeler
in plain sight
expr.
görünürde
96
İfadeler
in plain sight
expr.
meydanda
97
İfadeler
in plain sight
expr.
kolayca görülen
Colloquial
98
Konuşma Dili
plain jane
i.
sıradan vatandaş
99
Konuşma Dili
plain vanilla
i.
uygulama veya sistemin asgari işlevleri
100
Konuşma Dili
plain and simple
expr.
bu kadar basit
Idioms
101
Deyim
plain sailing
i.
basit iş
102
Deyim
plain sailing
i.
rahat ve sorunsuz iş
103
Deyim
a plain jane
i.
sıradan/çekici olmayan kız veya kadın
104
Deyim
be as plain as day
f.
gün gibi ortada olmak
105
Deyim
hide in plain sight
f.
göz önünde fark edilmemek
106
Deyim
be as plain as the nose on somebody's face
f.
gün gibi ortada olmak
107
Deyim
hide in plain sight
f.
varlığını maskeleyen bir ortamda görünür kalarak fark edilmez olmak
108
Deyim
put (something) into plain english
f.
daha açık ifade etmek
109
Deyim
put (something) into plain english
f.
daha basit bir dille anlatmak
110
Deyim
put (something) into plain english
f.
daha düz bir dille/ingilizceyle ifade etmek
111
Deyim
say (something) in plain english
f.
daha açık söylemek
112
Deyim
say (something) in plain english
f.
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
113
Deyim
say (something) in plain english
f.
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
114
Deyim
write (something) in plain english
f.
daha basit bir ingilizceyle yazmak
115
Deyim
write (something) in plain english
f.
daha düz bir ingilizceyle yazmak
116
Deyim
write (something) in plain english
f.
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
117
Deyim
hide (someone or something) in plain view
f.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak
118
Deyim
hide (someone or something) in plain view
f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bir yere saklamak
119
Deyim
hide (someone or something) in plain view
f.
(birini/bir şeyi) ortalık yerde saklamak/kamufle etmek
120
Deyim
hide in plain view
f.
göz önünde fark edilmemek
121
Deyim
hide in plain view
f.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmemek
122
Deyim
hide in plain view
f.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek
123
Deyim
hide in plain view
f.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmemek
124
Deyim
hide in plain view
f.
herkesin görebileceği bir yerde/ortalık yerde kamufle olmak
125
Deyim
hide in plain view
f.
apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak
126
Deyim
hide in plain view
f.
nasıl geldiyse öyle gitmek
127
Deyim
hide in plain view
f.
apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak
128
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
apaçık olmak
129
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
apaçık ortada olmak
130
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
besbelli olmak
131
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
aşikar olmak
132
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
bariz olmak
133
Deyim
be as plain as the nose on (one's) face
f.
gün gibi ortada olmak
134
Deyim
be in plain english
f.
dobra dobra olmak
135
Deyim
be in plain english
f.
açık olmak
136
Deyim
be in plain english
f.
açık bir dilde olmak
137
Deyim
be in plain english
f.
anlaşılır bir dilde olmak
138
Deyim
be in plain english
f.
herkesin anlayabileceği dilde olmak
139
Deyim
be in plain english
f.
düz bir dilde olmak
140
Deyim
be in plain language
f.
dobra dobra olmak
141
Deyim
be in plain language
f.
açık olmak
142
Deyim
be in plain language
f.
açık bir dilde olmak
143
Deyim
be in plain language
f.
anlaşılır bir dilde olmak
144
Deyim
be in plain language
f.
herkesin anlayabileceği dilde olmak
145
Deyim
be in plain language
f.
düz bir dilde olmak
146
Deyim
be plain sailing
f.
rahat ve sorunsuz gitmek
147
Deyim
be plain sailing
f.
tereyağından kıl çeker gibi olmak
148
Deyim
be plain sailing
f.
kolayca akmak/ilerlemek
149
Deyim
be plain sailing
f.
düzlüğe çıkmak
150
Deyim
be plain sailing
f.
dümdüz ilerlemek
151
Deyim
be (all) plain sailing
f.
rahat ve sorunsuz gitmek
152
Deyim
be (all) plain sailing
f.
tereyağından kıl çeker gibi olmak
153
Deyim
be (all) plain sailing
f.
kolayca akmak/ilerlemek
154
Deyim
be (all) plain sailing
f.
düzlüğe çıkmak
155
Deyim
be (all) plain sailing
f.
dümdüz ilerlemek
156
Deyim
hide (someone or something) in plain sight
f.
(birini/bir şeyi) göz önünde kamufle etmek
157
Deyim
hide (someone or something) in plain sight
f.
(birini/bir şeyi) göz önünde saklamak/görünmez kılmak
158
Deyim
hide (someone or something) in plain sight
f.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak
159
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
160
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
161
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
162
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
163
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak
164
Deyim
put (something) into plain language
f.
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
165
Deyim
say (something) in plain language
f.
(bir şeyi) açıkça/açık bir dille söylemek
166
Deyim
say (something) in plain language
f.
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
167
Deyim
say (something) in plain language
f.
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
168
Deyim
write (something) in plain language
f.
daha basit bir dille yazmak
169
Deyim
write (something) in plain language
f.
sade bir dille yazmak
170
Deyim
write (something) in plain language
f.
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
171
Deyim
hidden in plain view
s.
göz önünde fark edilmeyen
172
Deyim
hidden in plain view
s.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
173
Deyim
hidden in plain view
s.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen
174
Deyim
hidden in plain view
s.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmeyen
175
Deyim
hidden in plain view
s.
herkesin görebileceği bir yerde kamufle olan
176
Deyim
(as) plain as day
s.
gün gibi ortada
177
Deyim
(as) plain as day
s.
gün gibi aşikar
178
Deyim
(as) plain as day
s.
gün gibi açık
179
Deyim
(as) plain as day
s.
apaçık ortada
180
Deyim
(as) plain as the nose on (one's) face
s.
besbelli
181
Deyim
(as) plain as the nose on (one's) face
s.
apaçık ortada
182
Deyim
(as) plain as the nose on (one's) face
s.
aşikar
183
Deyim
hidden in plain sight
s.
göz önünde fark edilmeyen
184
Deyim
hidden in plain sight
s.
varlığını maskeleyen bir ortamda görünür kalarak fark edilmez olan
185
Deyim
hidden in plain sight
s.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen
186
Deyim
plain as day
s.
apaçık
187
Deyim
plain as day
s.
besbelli
188
Deyim
plain as day
s.
bariz
189
Deyim
plain as day
s.
açık seçik
190
Deyim
plain as day
s.
gün gibi ortada
191
Deyim
plain as day
s.
gün gibi aşikar
192
Deyim
plain as day
s.
gün gibi açık
193
Deyim
plain as the nose on your face
s.
apaçık
194
Deyim
plain as the nose on your face
s.
besbelli
195
Deyim
plain as the nose on your face
s.
bariz
196
Deyim
plain as the nose on your face
s.
açık seçik
197
Deyim
plain as the nose on your face
s.
gün gibi ortada
198
Deyim
plain as the nose on your face
s.
gün gibi aşikar
199
Deyim
plain as the nose on your face
s.
gün gibi açık
200
Deyim
in plain english
expr.
açıkçası
201
Deyim
in plain english
expr.
açık açık
202
Deyim
as plain as the nose on one's face
expr.
apaçık
203
Deyim
as plain as the nose on one's face
expr.
açık seçik
204
Deyim
in plain english
expr.
açık bir dille
205
Deyim
as plain as the nose on your face
expr.
besbelli
206
Deyim
plain sailing
expr.
düzlüğe çıkış
207
Deyim
in plain english
expr.
düzgün anlaşılır bir dille
208
Deyim
as plain as the nose on your face
expr.
gün gibi açık
209
Deyim
plain as a pikestaff
expr.
gün gibi açık
210
Deyim
plain as day
expr.
gün gibi aşikar
211
Deyim
plain as a pikestaff
expr.
gün gibi aşikar
212
Deyim
in plain english
expr.
herkesin anlayabileceği dilde
213
Deyim
plain as day
expr.
gün gibi açık
214
Deyim
as plain as a pikestaff
expr.
gün gibi aşikar
215
Deyim
as plain as the nose on your face
expr.
gün gibi aşikar
216
Deyim
in plain view
expr.
apaçık bir şekilde
217
Deyim
in plain view
expr.
her şeyi ortada
218
Deyim
in plain view
expr.
görünür şekilde
219
Deyim
in plain view
expr.
göstere göstere
220
Deyim
in plain view
expr.
alenen
Trade/Economic
221
Ticaret/Ekonomi
plain language
i.
açık dil
222
Ticaret/Ekonomi
plain bond
i.
teminatsız bono
223
Ticaret/Ekonomi
plain bond
i.
teminatsız bono veya tahvil
224
Ticaret/Ekonomi
plain bond
i.
teminatsız tahvil
Law
225
Hukuk
plain view doctrine
i.
açık görünüm doktrini
226
Hukuk
plain view doctrine
i.
açık ve görülebilir alan doktrini
227
Hukuk
plain view doctrine
i.
düz görünüm doktrini
Industry
228
Sanayi
plain packaging
i.
düz paketleme
229
Sanayi
plain packaging
i.
tektip paketleme
Insurance
230
Sigortacılık
plain form of policy
i.
standart nakliyat poliçesi
Technical
231
Teknik
plain washer
i.
adi rondela
232
Teknik
plain rolled glass
i.
aydınlık camı
233
Teknik
angular contact radial spherical plain bearing
i.
açısal temaslı radyal küresel kaymalı yatak
234
Teknik
angular contact radial spherical plain bearings
i.
açısal temaslı radyal küresel kaymalı yataklar
235
Teknik
plain brick
i.
adi tuğla
236
Teknik
alluvial plain
i.
alüvyon düzlüğü
237
Teknik
plain space
i.
ara bölge
238
Teknik
plain sedimentation
i.
basit çökelme
239
Teknik
plain copper conductor
i.
çıplak bakır iletken
240
Teknik
plain conductor
i.
çıplak iletken
241
Teknik
multilayer plain bearing
i.
çok tabakalı kaymalı yatak
242
Teknik
plain vanilla
i.
değişiklik gerektirmeyen
243
Teknik
plain concrete
i.
demirsiz beton
244
Teknik
piedmont plain
i.
dağeteği ovası
245
Teknik
plain rolled glass
i.
desensiz cam
246
Teknik
plain detonator
i.
düz kapsül
247
Teknik
plain head
i.
düz kafalı (piston)
248
Teknik
plain bearing
i.
düz veya silindirik yatak
249
Teknik
plain head piston
i.
düz kafalı piston
250
Teknik
plain washer
i.
düz rondela
251
Teknik
hydrostatic plain journal bearings with drainage grooves
i.
drenaj kanallı hidrostatik kaymalı yataklar
252
Teknik
plain grinding machine
i.
düz taslama tezgahı
253
Teknik
reinforced concrete plain web girder
i.
dolu gövdeli betonarme taşıyıcı
254
Teknik
plain lap
i.
düz katlantı
255
Teknik
plain door
i.
dolu kapı
256
Teknik
plain gliding bush
i.
düz kaymalı burç
257
Teknik
plain grinding wheel
i.
düz taşlama taşı
258
Teknik
hydrostatic plain journal bearings without drainage grooves
i.
drenaj kanalsız hidrostatik kaymalı yataklar
259
Teknik
resistance to vibration of plain detonator
i.
düz kapsülün titreşime direnci
260
Teknik
plain furnace
i.
düz saçlarla yapılmış silindir biçimli külhan
261
Teknik
plain web girder
i.
dolu gövdeli taşıyıcı
262
Teknik
plain bar of reinforcement
i.
düz betonarme demiri
263
Teknik
plain form
i.
düz kalıp
264
Teknik
plain knit
i.
düz örgü
265
Teknik
plain ball cage bush
i.
düz bilya kafesli burç
266
Teknik
reinforced concrete plain web beam
i.
dolu gövdeli betonarme kiriş
267
Teknik
adjustable self-aligning plain bearing with self-lubricating liner and threaded shank
i.
dişli gövdeli ve kendinden yağlamalı ve kendinden ayarlı kaymalı yatak
268
Teknik
plain flat molding
i.
düz silme
269
Teknik
plain bearing
i.
düz yatak
270
Teknik
plain tube
i.
düz boru
271
Teknik
plain washer
i.
düz pul
272
Teknik
plain hexagonal nut
i.
düz altıgen somun
273
Teknik
oil-lubricated plain journal bearings without drainage grooves
i.
drenaj kanalsız yağ yağlamalı kaymalı yataklar
274
Teknik
oil-lubricated plain journal bearings with drainage grooves
i.
drenaj kanallı yağ yağlamalı kaymalı yataklar
275
Teknik
plain socket
i.
düz soket
276
Teknik
plain steel sheet
i.
düz çelik sac
277
Teknik
plain dowel
i.
düz tespit pimi
278
Teknik
plain-text password
i.
düz metin parola
279
Teknik
plain nut
i.
düz somun
280
Teknik
plain headed
i.
düz kafalı (piston)
281
Teknik
plain grinding
i.
düz taşlama
282
Teknik
plain bar
i.
düz demir
283
Teknik
plain chamfered washer
i.
düz havşalı rondela
284
Teknik
thin walled plain bearing
i.
ince cidarlı kaymalı yatak
285
Teknik
thick-walled plain bearing
i.
kalın cidarlı kaymalı yatak
286
Teknik
plain glass
i.
kabarcıksız cam
287
Teknik
plain bearing
i.
kaymalı yatak
288
Teknik
thermoplastic polymers for plain bearings
i.
kaymalı yataklar için termoplastik polimerler
289
Teknik
axle journal for plain bearing box
i.
kayma yataklı dingil turyonu
290
Teknik
plain bearing axle-box
i.
kayma yataklı yağ kutusu
291
Teknik
plain bearing axle-box
i.
kaymalı yataklı aks kutusu
292
Teknik
plain plate
i.
levha sac
293
Teknik
plain sliced plywood
i.
masif kontrplak
294
Teknik
spherical plain bearing
i.
küresel kayma yatak
295
Teknik
spherical plain
i.
küresel düz
296
Teknik
spherical plain bearing
i.
küresel kaymalı yatak
297
Teknik
spherical plain in corrosion resisting steel with self-lubricating liner and wide inner ring bearings
i.
küresel düz geniş iç bilezik ve kendi kendine yağlanan silindir gömlekli korozyona dayanıklı çelikten bilyalı yatak
298
Teknik
plain nut
i.
normal somun
299
Teknik
eutectoid plain carbon steel
i.
ötektoid yalın karbonlu çelik
300
Teknik
radial spherical plain bearing
i.
radyal küresel kaymalı yatak
301
Teknik
plain glass
i.
sade cam
302
Teknik
plain washer
i.
rondela
303
Teknik
radial spherical plain bearings
i.
radyal küresel kaymalı yataklar
304
Teknik
plain carbon steel
i.
sade karbonlu çelik
305
Teknik
plain washer
i.
pul
306
Teknik
flood plain deposit
i.
sel yatağı birikintisi
307
Teknik
plain of strain
i.
şekil değiştirme düzlemi
308
Teknik
solid plain bearing
i.
som kaymalı yatak
309
Teknik
plain carbon steel scrap
i.
yalın karbonlu çelik hurdası
310
Teknik
rigid plain conduits of insulating materials
i.
yalıtkan malzemeden yapılmış rijit düz borular
311
Teknik
plain glass
i.
yalın cam
312
Teknik
plain carbon steels
i.
yalın karbonlu çelikler
313
Teknik
plain carbon steel
i.
yalın karbon çeliği
314
Teknik
plain bearing
i.
yassı yatak
315
Teknik
plain live axle
i.
tam hareketli dingil
316
Teknik
plain live axle
i.
tam hareketli aks
317
Teknik
plain molding
i.
düz silme
318
Teknik
plain vanilla
s.
olduğu gibi
319
Teknik
plain-sawn
s.
paralel biçilmiş
320
Teknik
plain head
expr.
olduğu gibi
Computer
321
Bilgisayar
plain conductor
i.
çıplak iletken
322
Bilgisayar
plain bullets
i.
düz madde işaretleri
323
Bilgisayar
plain text
i.
düz metin
324
Bilgisayar
plain text file
i.
düz metin dosyası
325
Bilgisayar
plain paper
i.
düz kağıt
326
Bilgisayar
plain text font
i.
düz metin yazı tipi
327
Bilgisayar
plain text
i.
normal metin
328
Bilgisayar
plain-text documents
i.
saltmetin belgeler
329
Bilgisayar
plain vanilla
s.
değişiklik gerektirmeyen
330
Bilgisayar
plain head
s.
değişiklik gerektirmeyen
331
Bilgisayar
send plain text
expr.
düz metin gönder
332
Bilgisayar
plain head
expr.
olduğu gibi
333
Bilgisayar
plain vanilla
expr.
olduğu gibi
Informatics
334
Bilişim
plain text
i.
düz metin
Telecom
335
Telekom
plain old telefone service
i.
geleneksel telefon hizmeti
Electric
336
Elektrik
plain weave
i.
düz örgü
Mechanic
337
Mekanik
plain milling machine
i.
düz freze tezgahı
338
Mekanik
plain milling cutter
i.
silindirik freze bıçağı
Textile
339
Tekstil
plain weave
i.
bezayağı
340
Tekstil
plain weave
i.
düz dokuma
341
Tekstil
plain stitch
i.
düz dikiş
342
Tekstil
plain velvet
i.
düz kadife
343
Tekstil
plain sewing
i.
basit dikiş
344
Tekstil
plain-woven
s.
(kumaş) düz örgüyle yapılmış
Architecture
345
Mimarlık
plain tile
i.
çarşı tuğlası
Construction
346
İnşaat
plain concrete
i.
demirsiz beton
347
İnşaat
plain bar
i.
düz demir çubuk
348
İnşaat
plain work
i.
düz duvar örgüsü
349
İnşaat
plain tile
i.
düz kiremit
350
İnşaat
plain concrete
i.
donatısız beton
351
İnşaat
plain end drill pipe
i.
düz uçlu sondaj borusu
352
İnşaat
flood plain
i.
taşkın alanı
353
İnşaat
flood plain management
i.
taşkın alanı yönetimi
354
İnşaat
plain tile
i.
yassı kiremit
Automotive
355
Otomotiv
plain ends
i.
açık uçlu yay
356
Otomotiv
plain vanilla
i.
hesaplı otomobil
357
Otomotiv
horse rasp plain
i.
sapsız nalbant törpü
358
Otomotiv
plain milling cutter
i.
silindirik freze
359
Otomotiv
plain tire
i.
flanşsız çelik tekerlek
Traffic
360
Trafik
plain bar
i.
düz demir
Railway
361
Demiryolu
plain line
i.
düz yol
362
Demiryolu
plain line
i.
düz hat
Aeronautic
363
Havacılık
plain flap
i.
düz flap
Marine
364
Denizcilik
alluvial plain
i.
alüvyal düzlük
365
Denizcilik
plain net
i.
düz ağ
366
Denizcilik
plain concrete
i.
düz beton
367
Denizcilik
flood plain
i.
taşkın sahası
368
Denizcilik
coastal plain
i.
yatay veya yumuşak eğimli kıyı ovası
369
Denizcilik
coastal plain
i.
yumuşak eğimli kıyı ovası
370
Denizcilik
plain chart
i.
bir tür deniz haritası
371
Denizcilik
plain sailing
i.
düzlem seyri
Mining
372
Maden
flood plain
i.
taşkın yatağı
Medical
373
Medikal
plain radiography
i.
düz radyografi
374
Medikal
plain radiography
i.
düz grafi
Food Engineering
375
Gıda
plain flour
i.
katışıksız un
376
Gıda
plain flour
i.
katkısız un
377
Gıda
plain flour
i.
saf un
378
Gıda
free swinging plain sifter
i.
serbest salınımlı düz elek
Gastronomy
379
Mutfak
omelette plain
i.
omlet sade
380
Mutfak
plain pilaf
i.
sade pilav
381
Mutfak
plain black coffee
i.
sade kahve
382
Mutfak
plain omelette
i.
sade omlet
383
Mutfak
plain coffee
i.
sade kahve
384
Mutfak
plain butter
i.
sade yağ
385
Mutfak
plain chocolate
i.
bitter çikolata
Chemistry
386
Kimya
plain vinyl
i.
normal vinil
Marine Biology
387
Deniz Biyolojisi
abyssal plain
i.
abisal ova
388
Deniz Biyolojisi
plain bonito
i.
akpalamut
389
Deniz Biyolojisi
plain bonito
i.
akpalamut balığı
390
Deniz Biyolojisi
plain bonito
i.
orcynopsıs unıcolor
Zoology
391
Zooloji
european plain toad
i.
ova kurbağası
Agriculture
392
Tarım
flood plain
i.
taşkın düzlemi
393
Tarım
flood plain
i.
taşkın provası
Tobacco
394
Tütün
plain cigarette
i.
filtresiz sigara
Religious
395
Dini
plain people
i.
sade yaşamı tercih eden hristiyanlar
Environment
396
Çevre
alluvial plain
i.
alüvyon ovası
397
Çevre
plain concrete
i.
saf beton
398
Çevre
flood plain
i.
sel düzlüğü
399
Çevre
flood plain
i.
taşkın havzası
400
Çevre
flood plain management
i.
taşkın alanı yönetimi
401
Çevre
flood plain
i.
taşkın yatağı
402
Çevre
flood plain
i.
taşkın alan
Geography
403
Coğrafya
nullarbor plain
i.
nullarbor düzlüğü
404
Coğrafya
nullarbor plain
i.
güney-avustralya’da büyük avustralya çölünün güneyinde bulunan kurak ve ağaçsız bir alan
405
Coğrafya
turan plain
i.
turan ovası
406
Coğrafya
turan plain
i.
türkmenistan'dan özbekistan'a uzanan geniş ve kurak bir ova
407
Coğrafya
abyssal plain
i.
abisal ova
408
Coğrafya
low plain
i.
alçak ova
409
Coğrafya
alluvial plain
i.
alüviyal ova
410
Coğrafya
alluvial plain
i.
alüviyal oval
411
Coğrafya
alluvial plain
i.
alüvyonal ova
412
Coğrafya
alluvial plain
i.
alüvyonel ova
413
Coğrafya
alluvial plain
i.
birikinti ovası
414
Coğrafya
outwash plain
i.
buzul ovası
415
Coğrafya
piedmont alluvial plain
i.
dağ eteği düzlüğü
416
Coğrafya
karst plain
i.
karst ovası
417
Coğrafya
valley plain
i.
koyak tabanı
418
Coğrafya
plain base
i.
ova tabanı
419
Coğrafya
outwash plain
i.
sandur
420
Coğrafya
frontal plain
i.
sander
421
Coğrafya
morainal plain
i.
sander
422
Coğrafya
wash plain
i.
sander
423
Coğrafya
outwash plain
i.
sander
424
Coğrafya
morainal plain
i.
sandur
425
Coğrafya
frontal plain
i.
sandur
426
Coğrafya
overwash plain
i.
sandur
427
Coğrafya
wash plain
i.
sandur
428
Coğrafya
overwash plain
i.
sander
429
Coğrafya
flood plain
i.
taşkın ovası
430
Coğrafya
flood plain
i.
taşkın yatağı
431
Coğrafya
valley plain
i.
vadi tabanı
432
Coğrafya
esdraelon plain of
i.
emir vadisi
433
Coğrafya
plain city
i.
utah eyaletinde şehir
434
Coğrafya
maple plain
i.
minnesota eyaletinde şehir
435
Coğrafya
pleasant plain
i.
ohio eyaletinde yerleşim yeri
436
Coğrafya
garden plain
i.
kansas eyaletinde şehir
437
Coğrafya
plain city
i.
ohio eyaletinde yerleşim yeri
438
Coğrafya
plain dealing
i.
louisiana eyaletinde yerleşim yeri
439
Coğrafya
maple plain
i.
wisconsin eyaletinde yerleşim yeri
440
Coğrafya
pleasant plain
i.
iowa eyaletinde şehir
441
Coğrafya
plain of jezreel
i.
emir vadisi
442
Coğrafya
salisbury plain
i.
salisbury ovası
443
Coğrafya
salisbury plain
i.
ingiltere'de bir plato
444
Coğrafya
salt plain
i.
tuz düzlüğü
445
Coğrafya
salt plain
i.
tuzlu suyun buharlaşarak arkasında bıraktığı tuzdan oluşan geniş düzlük
446
Coğrafya
serengeti plain
i.
serengeti düzlüğü
447
Coğrafya
plain of sharon
i.
şaron ovası
448
Coğrafya
staked plain
i.
new mexico'nun güneydoğu ve doğusu ile batı teksas'ta yaylalık bir bölge
Meteorology
449
Meteoroloji
mountain-plain wind system
i.
dağ-plato rüzgar sistemi
450
Meteoroloji
flood plain
i.
sele uygun arazi
451
Meteoroloji
flood plain
i.
taşkına uygun arazi
Geology
452
Jeoloji
till plain
i.
dip moreni ile kaplı dalgalı arazi
453
Jeoloji
alluvial flood plain
i.
alüvyal taşkın ovası
454
Jeoloji
abyssal plain
i.
abisal düzlük
455
Jeoloji
alluvial outwash plain
i.
alüvyal sandur düzlüğü
456
Jeoloji
lava plain
i.
lav tabakası
457
Jeoloji
lava plain
i.
lav yatağı
458
Jeoloji
flood plain
i.
taşkın alanı
Military
459
Askeri
plain code
i.
açık kod
460
Askeri
plain coordinates
i.
açık koordinatlar
461
Askeri
plain component
i.
açık unsur
Music
462
Müzik
plain chant
i.
kilise müziği
463
Müzik
plain song
i.
kilise müziği
464
Müzik
plain song
i.
sabit müzik
465
Müzik
plain song
i.
basit melodi
Theatre
466
Tiyatro
plain-an-gwarry
i.
cornish'de bulunan bir ortaçağ amfitiyatrosu
Printery
467
Matbaa
plain press
i.
düz silindirli pres
Ornithology
468
Kuşbilim
plain turkey
i.
avustralya'ya özgü toy kuşu
469
Kuşbilim
plain-tailed wren
i.
düz kuyruklu çıtkuşu
470
Kuşbilim
plain wanderer (pedionomus torquatus)
i.
avustralya'ya özgü boz renkli bir kuş
471
Kuşbilim
plain wanderer
i.
bıldırcıngöçebesi
Slang
472
Argo
two-cents plain
i.
maden suyu
473
Argo
a plain jane
i.
silik/düz bir kadın
474
Argo
a plain jane
i.
basit/gösterişsiz bir kadın
Star Wars
475
Star Wars
desert plain
i.
çöl ovası
476
Star Wars
fractured plain
i.
çatlamış ova
477
Star Wars
plain hunda
i.
ova hundası
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of plain
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy