Geçmiş

apaçık ortada

"apaçık ortada" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	apaçık ortada	noticeable s.
2	Genel	apaçık ortada	bald-faced s.
3	Genel	apaçık ortada	in zf.
Idioms
4	Deyim	apaçık ortada	(as) clear as day s.
5	Deyim	apaçık ortada	(as) plain as day s.
6	Deyim	apaçık ortada	(as) plain as the nose on (one's) face s.
7	Deyim	apaçık ortada	in evidence expr.
8	Deyim	apaçık ortada	something speaks for itself expr.
9	Deyim	apaçık ortada	it's all over bar the shouting expr.
10	Deyim	apaçık ortada	(as) clear as the sky is blue expr.

"apaçık ortada" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 22 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	suçun apaçık ortada olması	flagrancy i.
2	Genel	apaçık ortada olma	notoriousness [obsolete] i.
3	Genel	apaçık ortada olan gerçek	truism i.
4	Genel	apaçık ortada olan	bodacious [dialect] s.
Idioms
5	Deyim	apaçık ortada olan delil	a smoking gun i.
6	Deyim	apaçık ortada olan delil	a smoking pistol i.
7	Deyim	apaçık ortada olan ama görmezden gelinen/üstü kapatılan durum	(the) elephant in the corner i.
8	Deyim	apaçık ortada olan ama görmezden gelinen/üstü kapatılan durum	the elephant in the corner i.
9	Deyim	apaçık ortada olan delil	a smoking gun i.
10	Deyim	apaçık ortada olan delil	the smoking gun i.
11	Deyim	kusurları açıkça/apaçık ortada olmak	could drive a truck through (something) [us] f.
12	Deyim	apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek	hide in plain view f.
13	Deyim	apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak	hide in plain view f.
14	Deyim	apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak	hide in plain view f.
15	Deyim	apaçık ortada olmak	be as plain as the nose on (one's) face f.
16	Deyim	apaçık ortada olmak	be staring (one) in the face f.
17	Deyim	apaçık ortada olmak	be staring someone in the face f.
18	Deyim	apaçık ortada olmak	be staring someone in the face f.
19	Deyim	apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen	hidden in plain view s.
20	Deyim	(bir anlaşmanın, tartışmanın, sözleşmenin) açıklarının/zayıflıklarının apaçık ortada olması	can drive a truck through something expr.
Speaking
21	Konuşma	bu apaçık ortada	it's no secret expr.
22	Konuşma	durum apaçık ortada	it seems pretty obvious expr.