Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
dışına
"dışına"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 5 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
dışına
outside
ed.
2
Genel
dışına
out of
ed.
3
Genel
dışına
but [scotland]
ed.
4
Genel
dışına
outgate [dialect]
ed.
5
Genel
dışına
outside
ed.
"dışına"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 462 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
içini dışına çevirme
everting
i.
2
Genel
konu dışına çıkma
excursus
i.
3
Genel
şehir dışına yerleşen insanlar
overspill
i.
4
Genel
memleket dışına sürme
expatriating
i.
5
Genel
toplum dışına itme
ostracism
i.
6
Genel
içini dışına çevirme
eversion
i.
7
Genel
içini dışına çeviren
evertor
i.
8
Genel
memleket dışına çıkma
expatriating
i.
9
Genel
toplum dışına itilmiş kimse
outcast
i.
10
Genel
görgü kurallarının dışına çıkma
violation of etiquette
i.
11
Genel
genel kuralın dışına çıkabilme izni
dispensation
i.
12
Genel
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
outhouse
i.
13
Genel
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
privy
i.
14
Genel
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
jakes
i.
15
Genel
eski zamanlarda evin dışına inşa edilen tuvalet
earth-closet
i.
16
Genel
genelde şehir dışına kurulmuş olan özel klüp
country club
i.
17
Genel
yurt dışına gönderme
ablegation
i.
18
Genel
evin dışına inşa edilmiş tuvalet
netty [dialect]
i.
19
Genel
tercümanın anadili dışına yaptığı çeviri
retour interpretation
i.
20
Genel
bir şeyi başka bir şeyin dışına yerleştirme
extraposition
i.
21
Genel
insanları ülke dışına kaçırarak ölüm tehlikesinden kurtaran kimse
scarlet pimpernel
i.
22
Genel
bir toplumdaki ana sosyal grubun dışında kalan veya dışına itilen insanlardan meydana gelen topluluğun veya kültürün bir parçası
margin
i.
23
Genel
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse
repat
i.
24
Genel
oyuncuların birbirlerinin bilyelerini halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları eski bir oyun
ring taw
i.
25
Genel
oyuncuların bilyeleri halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları bir oyun
ringer
i.
26
Genel
oyuncuların birbirlerinin bilyelerini halkanın dışına çıkarmaya çalıştıkları eski bir oyun
ringtaw
i.
27
Genel
standardın dışına çıkma
dereliction
i.
28
Genel
toplum dışına itilmiş kimse
offscouring
i.
29
Genel
toplum dışına itilmiş kimse
offscourings
i.
30
Genel
yangın sırasında dışına çıkılamayan yer
fire trap
i.
31
Genel
tahkimli bölgenin dışına inşa edilmiş küçük savunma alanı
outwork
i.
32
Genel
(hedef tahtasında) beyaz halka dışına yapılan atış
petticoat
i.
33
Genel
insanların ve sanayilerin kentin dışına taşınması
scatteration
i.
34
Genel
toplum dışına itilenler
scurf
i.
35
Genel
alışılmışın dışına çıkma
freshness
i.
36
Genel
normalin dışına çıkma
solecism
i.
37
Genel
kitap kapağının sayfa dışına taşan bölümü
square
i.
38
Genel
kalıpların dışına çıkan kimse
standout
i.
39
Genel
dışına yazma
superscription
i.
40
Genel
dışına sızmak
leak out
f.
41
Genel
içini dışına çevirmek
evert
f.
42
Genel
çizginin dışına çıkmak
step out of line
f.
43
Genel
ev dışına çıkmış olmak
be abroad
f.
44
Genel
içini dışına çevirmek
turn inside out
f.
45
Genel
konu dışına çıkmak
digress
f.
46
Genel
içini dışına çıkarmak
turn inside out
f.
47
Genel
prensiplerinin dışına çıkmak
deviate from one's principles
f.
48
Genel
toplum dışına itmek
ostracize
f.
49
Genel
dışına çıkmak
go out of
f.
50
Genel
konu dışına çıkmak
wander off
f.
51
Genel
konu dışına çıkmak
stray from the point
f.
52
Genel
dışına dönmek
turn out
f.
53
Genel
dışına taşmak
overflow
f.
54
Genel
prensiplerinin dışına çıkmak
go against one's principles
f.
55
Genel
dışına çıkmak
digress
f.
56
Genel
yurt dışına çıkmak
go abroad
f.
57
Genel
makul sınırların dışına çıkmak
go beyond reason
f.
58
Genel
prensiplerinin dışına çıkmak
act against one's principles
f.
59
Genel
ülke dışına çıkarmak
take something out of the country
f.
60
Genel
yurt dışına çıkarmak
take something/someone out of the country
f.
61
Genel
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
smuggle out of the country
f.
62
Genel
yasadışı yoldan yurt dışına çıkarmak
take it out of the country illegally
f.
63
Genel
yurt dışına çıkarmak
get something/someone out of the country
f.
64
Genel
dışına çıkarmak
take something out of
f.
65
Genel
dışına taşırmak
overflow
f.
66
Genel
çerçeve dışına çıkmak
go out of the frame
f.
67
Genel
yurt dışına çıkış yapmak
drive over the border
f.
68
Genel
araçla sınır dışına çıkmak/sınırı geçmek
drive across the border
f.
69
Genel
yurt dışına göç etmek
emigrate
f.
70
Genel
yurt dışına çıkış yapmak
slip across the border
f.
71
Genel
yurt dışına çıkış yapmak
cross the border
f.
72
Genel
yurt dışına çıkış yapmak
slip over the border
f.
73
Genel
yurt dışına çıkış yapmak
go abroad
f.
74
Genel
kontrol dışına çıkmak
go out of control
f.
75
Genel
kontrol dışına çıkmak
get out of control
f.
76
Genel
alışılmışın dışına çıkmak
go beyond the ordinary
f.
77
Genel
yurt dışına açılmak
expand overseas
f.
78
Genel
yurt dışına açılmak
expand abroad
f.
79
Genel
erim dışına çıkmak
get out of range
f.
80
Genel
ses eriminin dışına çıkmak
get out of earshot
f.
81
Genel
duyulabilir uzaklığın dışına çıkmak
get out of earshot
f.
82
Genel
menzil dışına çıkmak
get out of range
f.
83
Genel
konu dışına çıkmak
branch off into
f.
84
Genel
kapsamı dışına çıkmak
go beyond the scope of
f.
85
Genel
şehir dışına gitmek
go out of town
f.
86
Genel
şehir dışına çıkmak
go out of town
f.
87
Genel
pist dışına çıkmak
slide off the track
f.
88
Genel
pist dışına çıkmak
drive off the track
f.
89
Genel
pist dışına çıkmak
get off the track
f.
90
Genel
rutin dışına çıkmak
get out of the routine
f.
91
Genel
şehir dışına taşınmayı düşünmek
consider moving out of the city
f.
92
Genel
toplumun dışına itilmek
be excluded from the society
f.
93
Genel
kampüsün dışına taşınmak
move off campus
f.
94
Genel
kampüs dışına taşınmak
move off campus
f.
95
Genel
rutinin dışına çıkmak
break out of the routine
f.
96
Genel
konu dışına çıkmak
go off the subject
f.
97
Genel
politika dışına çıkarmak
depoliticize
f.
98
Genel
toplum dışına itmek
ostracise
f.
99
Genel
politika dışına çıkarmak
depoliticise
f.
100
Genel
toplum dışına itmek
taboo
f.
101
Genel
toplum dışına itmek
tabu
f.
102
Genel
yeniden konu dışına çıkmak
redigress
f.
103
Genel
yurt dışına çıkmak
take the air
f.
104
Genel
normalin dışına çıkarmak
overproportion
f.
105
Genel
dışına akmak
overspill
f.
106
Genel
dışına taşmak
overspill
f.
107
Genel
dışına akmak
overwash
f.
108
Genel
dışına taşmak
overwash
f.
109
Genel
dışına taşırmak
overwell
f.
110
Genel
dışına taşmak
overwell
f.
111
Genel
kapsama alanı dışına gitmek
roam
f.
112
Genel
konu dışına çıkmak
deviate
f.
113
Genel
(topu) kroket sahasının dışına çıkarmak
peg out
f.
114
Genel
saha dışına atış yapmak
peg out
f.
115
Genel
saha dışına göndermek
peg out
f.
116
Genel
(öğrencinin) kolej ve çevresindeki arazinin dışına çıkmasını yasaklamak
gate
f.
117
Genel
(dışına, kapağına) yazı yazmak
superscribe
f.
118
Genel
sınırların dışına çıkarmak
surpass
f.
119
Genel
içi dışına çevrilmiş
everted
s.
120
Genel
zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
diffuse
s.
121
Genel
içi dışına dönmüş
inside out
s.
122
Genel
toplum dışına itilmiş
outcast
s.
123
Genel
memleket dışına sürülmüş
expatriated
s.
124
Genel
ülke dışına çıkmayla ilgili
transmigratory
s.
125
Genel
dışına çıkmış
away [scottish]
s.
126
Genel
sezon dışına ait
off-season
s.
127
Genel
içi dışına çıkmış
inside-out
s.
128
Genel
şehir merkezinin dışına ait veya ilgili
outstate
s.
129
Genel
alışılmışın dışına çıkan
fresh
s.
130
Genel
bağlamın dışına çıkarılmış
out of context
s.
131
Genel
kalıpların dışına çıkmayan
square
s.
132
Genel
(kilise müziğinde) oktavın dışına çıkan
superfluous
s.
133
Genel
şehir dışına
downstate
zf.
134
Genel
yurt dışına
abroad
zf.
135
Genel
şehir dışına
uptown
zf.
136
Genel
şehir dışına
upstate
zf.
137
Genel
londra'nın dışına
down
zf.
138
Genel
yurt dışına
offshore [new zealand]
zf.
139
Genel
içi dışına çıkarak
inside out
zf.
140
Genel
içi dışına çıkacak şekilde
inside out
zf.
141
Genel
sınırların dışına
outside
zf.
142
Genel
dışına çıkmış
gone out of
ed.
Phrasals
143
Öbek Fiiller
(tavla pulunu) tahta dışına almak
throw off
f.
144
Öbek Fiiller
yaşadığı yerin dışına çıkmak
come out
f.
145
Öbek Fiiller
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak
lead someone off
f.
146
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out of something
f.
147
Öbek Fiiller
bir şeyin dışına damlamak
trickle out (of something)
f.
148
Öbek Fiiller
birini bir yerden uzaklaştırmak/ bir yerin dışına çıkarmak
guide someone away
f.
149
Öbek Fiiller
bir şeyin dışına çıkmak
jump out of
f.
150
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin dışına doğru uzatmak/çıkarmak
poke something out
f.
151
Öbek Fiiller
dışına dökülüp saçılmak
slop out (of something)
f.
152
Öbek Fiiller
konu dışına çıkmak
digress from something
f.
153
Öbek Fiiller
toplum dışına itmek
alienate from
f.
154
Öbek Fiiller
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out of something
f.
155
Öbek Fiiller
tekmeleyerek/ayağıyla vurarak bir şeyin dışına atmak
kick something out
f.
156
Öbek Fiiller
(birisini ülke dışına) çıkarmak
deport (someone) from (some place)
f.
157
Öbek Fiiller
birinin bir özelliği dışına taşmak
ooze from
f.
158
Öbek Fiiller
saha sınırlarının dışına çıkmak/gitmek
go out
f.
159
Öbek Fiiller
dışına çıkarmak
bring out
f.
160
Öbek Fiiller
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak
punch out of (something)
f.
161
Öbek Fiiller
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek
punch out of (something)
f.
162
Öbek Fiiller
tekerlekli bir araçla iterek bir yerin dışına çıkarmak
wheel out
f.
163
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına süpürmek
sweep out of (something or some place)
f.
164
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına itmek
sweep out of (something or some place)
f.
165
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına çekmek
sweep out of (something or some place)
f.
166
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına sürüklemek
sweep out of (something or some place)
f.
167
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin dışına atmak
sweep someone or something out of something
f.
168
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out of something
f.
169
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin dışına atmak
sweep someone or something out
f.
170
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi bir şeyin dışına sürüklemek
sweep someone or something out
f.
171
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin dışına süpürmek
sweep something out of something
f.
172
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak
keep within (something or some place)
f.
173
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına çıkarmamak
keep within (something or some place)
f.
174
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) sınırları dışına çıkarmamak
keep within (something or some place)
f.
175
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına çıkmamak
keep within (something or some place)
f.
176
Öbek Fiiller
tekerlekli bir araçla iterek (bir şeyin/yerin) dışına çıkarmak
wheel out of (something or some place)
f.
177
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out of something
f.
178
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi tekerlekli bir araçla iterek bir şeyin dışına çıkarmak
wheel someone or something out
f.
179
Öbek Fiiller
tekerlekli bir araç ilerleyip bir şeyin dışına çıkmak
wheel off
f.
180
Öbek Fiiller
tekerlekli bir aracı bir yerin dışına sürmek
wheel off
f.
181
Öbek Fiiller
tekerlekli bir aracı bir şeyin dışına itmek
wheel off
f.
182
Öbek Fiiller
sınırlarının dışına çıkmak
spill over on (something)
f.
183
Öbek Fiiller
sınırlarının dışına çıkmak
spill over onto (something)
f.
184
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına gitmek
lead out of (something or some place)
f.
185
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına götürmek
lead out of (something or some place)
f.
186
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına doğru götürmek
lead out of (something or some place)
f.
187
Öbek Fiiller
(bir şeyin/yerin) dışına doğru devam etmek
lead out of (something or some place)
f.
188
Öbek Fiiller
(birini bir şeyin/yerin) dışına atmak
put (one) out of (something or some place)
f.
189
Öbek Fiiller
(kapsamın) dışına çıkarmak
bulk out
f.
190
Öbek Fiiller
(birini) ülke dışına çıkarmak
deport (someone)
f.
191
Öbek Fiiller
(bir şeyin) dışına çıkmak
deviate from (something)
f.
192
Öbek Fiiller
konu dışına çıkmak
digress from
f.
193
Öbek Fiiller
golf topunu yuvanın dışına vurmak
drive off
f.
194
Öbek Fiiller
içini dışına çıkarmak
dump out
f.
195
Öbek Fiiller
dışında kalmak/dışına düşmek
fall outside
f.
196
Öbek Fiiller
'-in dışına çıkarmak
guide away
f.
197
Öbek Fiiller
dışına çıkmamak
keep within
f.
198
Öbek Fiiller
'-in dışına doğru devam etmek
lead out of
f.
199
Öbek Fiiller
'-in dışına gitmek
lead out of
f.
200
Öbek Fiiller
'-in dışına doğru götürmek
lead out of
f.
201
Öbek Fiiller
aşmadan/dışına çıkmadan yaşamak
live within
f.
202
Öbek Fiiller
(aracı) yavaşça bir yerin dışına doğru sürmek
nudge out
f.
203
Öbek Fiiller
'-in dışına sürmek/çıkarmak
nudge out
f.
204
Öbek Fiiller
yumrukla (bir şeyin) dışına atmak/çıkarmak
punch out of
f.
205
Öbek Fiiller
yumrukla (bir şeyin) dışına göndermek
punch out of
f.
206
Öbek Fiiller
(bir şeyin) dışına itmek
push out of (something)
f.
207
Öbek Fiiller
(bir şeyin) dışına itmek/sürüklemek
sweep off of (something)
f.
208
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinin/bir şeyin) dışına çıkarmak
take (something) out of (someone or something)
f.
209
Öbek Fiiller
içi dışına çıkmak
sick up
f.
Phrases
210
İfadeler
bir şeyin uzağına/dışına
out from something
expr.
211
İfadeler
konu dışına çıktığım için bağışla
forgive my digression
expr.
Proverb
212
Atasözü
bir kızı ülkesinin dışına çıkarabilirsin ama kızın içinden ülkesini çıkaramazsın
you can take the girl out of the country, but you can't take the country out of a girl
Colloquial
213
Konuşma Dili
beyzbolda topu iç sahanın hemen dışına gönderen hafif vuruş
blooper
i.
214
Konuşma Dili
(beyzbol) atış bölgesinin dışına çıkan dört atıştan sonra vurucunun ilk kaleye gelmesi/yürümesi
base on balls
i.
215
Konuşma Dili
(beysbolda) tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş
dinger [us]
i.
216
Konuşma Dili
at arabasının dışına binen yolcu
outside [dated] [uk]
i.
217
Konuşma Dili
içi dışına çıkmak
dummy up
f.
218
Konuşma Dili
içi dışına çıkmak
dump
f.
219
Konuşma Dili
beysbol veya softbolda topu, dört kaleyi de alıp sayı yapmaya izin verecek şekilde iç sahanın dışına vurmak
hit a home run
f.
220
Konuşma Dili
belli bir sınırın dışına göndermek
knock out
f.
221
Konuşma Dili
konunun dışına çıkmış
off subject
s.
222
Konuşma Dili
içi dışına çıkana kadar
(one's) heart out
expr.
223
Konuşma Dili
(beyzbolda) vurucunun topu saha dışına göndermesi
it's outta here
expr.
224
Konuşma Dili
'-in dışına
out from
expr.
Idioms
225
Deyim
birden alışılanın dışına çıkılması
the end of civilization as we know it
i.
226
Deyim
birden alışılanın dışına çıkılması
the end of the world as we know it
i.
227
Deyim
kuralların dışına çıkmayan kimse
a goody two-shoes
i.
228
Deyim
kuralların dışına çıkmayan kimse
a ˈgoody-goody
i.
229
Deyim
sanatsal bir etki yaratmak için kasten geleneksel formların dışına çıkma
artistic license
i.
230
Deyim
genel olarak kabul görenin dışına çıkmayan bir konum/duruş
center field
i.
231
Deyim
genel anlayışın dışına çıkmayan bir konum/duruş
center field
i.
232
Deyim
kuralların dışına çıkmayan kimse
goody two-shoes
i.
233
Deyim
rota dışına çıkmak
be blown off course
f.
234
Deyim
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
be well out of (something)
f.
235
Deyim
iyice (bir şey) dışına çıkmak/dışında olmak
be well out of
f.
236
Deyim
sınırların dışına çıkmak
color outside the lines
f.
237
Deyim
kuralların dışına çıkmak
color outside the lines
f.
238
Deyim
alışılagelmişin dışına çıkmak
break with tradition
f.
239
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
think out of the box
f.
240
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
think outside the box
f.
241
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
take liberties
f.
242
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
go/get/stray off the beaten path
f.
243
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
break the routine
f.
244
Deyim
alışılmışın dışına çıkmak
go beyond a routine
f.
245
Deyim
bağlam dışına çıkarmak
lift something out of context
f.
246
Deyim
bağlam dışına çıkarmak
take something out of context
f.
247
Deyim
bir şeyin dışında kalmak/dışına düşmek
fall outside something
f.
248
Deyim
görüş açısının dışına çıkmak
go out of sight
f.
249
Deyim
görüş açısının dışına çıkmak
go out of view
f.
250
Deyim
içi dışına çıkmak
puke one's guts out
f.
251
Deyim
konunun dışına çıkmak
get off the point
f.
252
Deyim
oyun alanının dışına atmak
go out of play
f.
253
Deyim
konu dışına sapmak/saptırmak
get off the track
f.
254
Deyim
öksürmekten içi dışına çıkmak
cough one's head off
f.
255
Deyim
sahayı sınırlayan çizgilerin dışına çıkmak
get out-of-bounds
f.
256
Deyim
sahayı sınırlayan çizgilerin dışına çıkmak
go out-of-bounds
f.
257
Deyim
(konunun vb) dışına sapmak
go off-piste
f.
258
Deyim
rota dışına çıkmak
be blown off course
f.
259
Deyim
beklenin/istenenin dışına çıkmak
throw (something) out of gear
f.
260
Deyim
temponun/ritmin dışına çıkmak
get out of time (with someone or something)
f.
261
Deyim
senkronun dışına çıkmak
get out of time
f.
262
Deyim
zamanlamanın dışına çıkmak
get out of time
f.
263
Deyim
konunun dışına çıkmak
go off on a tangent
f.
264
Deyim
sistemin dışına çıkmak/dışında yaşamak
live off the grid
f.
265
Deyim
ağlamaktan içi dışına çıkmak
weep (one's) heart out
f.
266
Deyim
(görev, sorumluluk) sınırları dışına çıkmak
go above and beyond
f.
267
Deyim
konunun dışına çıkıp umulmadık bir yere varmak
jump the rails
f.
268
Deyim
midesi/içi dışına çıkmak
toss one’s lunch
f.
269
Deyim
(birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of step (with someone or something)
f.
270
Deyim
(birinin/bir şeyin) ritminin dışına çıkmak
march out of time (with someone or something)
f.
271
Deyim
ritminin dışına çıkmak
march out of time
f.
272
Deyim
bildiği/tanıdığı yerin dışına çıkmış olmak
be not in kansas anymore
f.
273
Deyim
sistemin dışına çıkmak
be off the grid
f.
274
Deyim
grubun dışında bırakılmak/dışına atılmak
be sent to coventry [old-fashioned] [uk]
f.
275
Deyim
sistemin/kuralların dışına çıkmak
beat the system
f.
276
Deyim
kalıpların dışına çıkmak
break the mold
f.
277
Deyim
kalıpların dışına çıkmak
break the mould
f.
278
Deyim
belli bir grubun/zümrenin dışına çıkmamak
circle the wagons
f.
279
Deyim
öksürmekten içi dışına çıkmak
cough head off
f.
280
Deyim
genel kuralların dışına çıkmamak
fall into line
f.
281
Deyim
genel kuralların dışına çıkmamak
fall in line
f.
282
Deyim
konunun dışına çıkmış
(off) on a sidetrack
s.
283
Deyim
konunun dışına çıkmış
(off) on a tangent
s.
284
Deyim
konunun dışına çıkmış
off the subject
s.
285
Deyim
kiriş dışına taşan
off beat
zf.
286
Deyim
kiriş dışına taşan
off the beat
zf.
287
Deyim
20. yy'ın başlarındaki üç efsanevi beyzbol oyuncusunun rakip iki oyuncuyu oyun dışına atmak üzere yaptıkları bir senaryo
tinker to evers to chance
expr.
288
Deyim
(birinin) yolunun dışına/kenarına
out of (one's) road
expr.
289
Deyim
(birinin) konfor alanının dışında/dışına
outside (of) (someone's) wheelhouse
expr.
290
Deyim
(birinin) konfor alanının dışında/dışına
out (of) (someone's) wheelhouse
expr.
291
Deyim
dışına itilmiş
on the outside looking in
expr.
292
Deyim
konunun dışına çıkmış
on a tangent
expr.
293
Deyim
ritmin dışına çıkan
out of step
expr.
294
Deyim
birden alışılanın dışına çıkılması
teotwawki (the end of the world as we know it)
expr.
Speaking
295
Konuşma
kitapları izinsiz kütüphane dışına çıkarmayın
do not take the books outside the library without permission
expr.
296
Konuşma
şehir dışına çık bir süreliğine
get out of town for a while
expr.
297
Konuşma
şehir dışına çıkmak
go out of town
expr.
298
Konuşma
ezberin dışına çıkmak iyidir
there's a first time for everything
expr.
299
Konuşma
alışılmışın dışına çıkmak iyidir
there's a first time for everything
expr.
Trade/Economic
300
Ticaret/Ekonomi
bina dışına konulmuş reklam panosu
blue print board
i.
301
Ticaret/Ekonomi
sermayenin ülke dışına kaçması
flight of capital
i.
302
Ticaret/Ekonomi
ülke dışına çıkarılma
renvoy
i.
303
Ticaret/Ekonomi
ülke dışına akanlar-ülkeye gelenler
outflows-inflows
i.
304
Ticaret/Ekonomi
ülke dışına akan ödemeler
outflow of payments
i.
305
Ticaret/Ekonomi
ülke dışına çıkarma
expulsion
i.
306
Ticaret/Ekonomi
ülkeden yurt dışına sermaye çıkışı
outflow of capital
i.
307
Ticaret/Ekonomi
ülke dışına akma
outflow
i.
308
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına akan para
money flowing abroad
i.
309
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına yolculuk
foreign travel
i.
310
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına yapılan yolculuk
overseas journey
i.
311
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına göç edenlerin ana yurda gönderdikleri paralar
immigrant remittances
i.
312
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına borçlar
payables to foreign countries
i.
313
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına seyahat
foreign travel
i.
314
Ticaret/Ekonomi
yurt dışına kaçırılan sermaye
flight capital
i.
Law
315
Hukuk
kanun dışına çıkarma
outlawry
i.
316
Hukuk
ülkedeki insanların sahip olduğu hakları korumak amacıyla mahkeme tarafından memurlara verilen ve onların yasal yetkileri dışına çıkmalarını engelleyen emriler
prerogative writs
i.
317
Hukuk
yurt dışına çıkış yasağı
international travel ban
i.
318
Hukuk
sanığın varlıklarını yurt dışına kaçırmaması için bloke eden mahkeme kararı
freezing injunction
i.
Politics
319
Siyasal
hükumet tarafından ülke içine ve dışına para akışına getirilen kısıtlamalar
currency restrictions
i.
320
Siyasal
siyasetin dışına çıkma
depoliticising
i.
321
Siyasal
siyasetin dışına çıkma
depoliticizing
i.
322
Siyasal
ülke dışına çıkarma
expulsion
i.
323
Siyasal
babil sürgünü'nden sonra dağılan yahudi kolonilerinin antik filistin'in dışına yerleşmesi
diaspora
i.
324
Siyasal
ülke dışına kaçmış suçluları iade etmek
extradite
f.
Advertising
325
Reklam
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi
travelling display
i.
326
Reklam
bir toplu taşıma aracının dışına asılan reklam afişi
traveling display
i.
Technical
327
Teknik
deponun dışına yerleştirilmiş sıvı seviye göstergesi
sight glass
i.
328
Teknik
kalıp dışına taşan metal fazlası
feed head
i.
329
Teknik
kalıp dışına taşan metal fazlası
riser
i.
330
Teknik
kalıp dışına taşan metal fazlası
shrinking head
i.
331
Teknik
kalıp dışına taşan metal fazlası
shrinkhead
i.
332
Teknik
merkez dışına çıkarmak
decenner
f.
333
Teknik
pist dışına çıkarmak
overshoot
f.
334
Teknik
rayların dışına çıkmak (tren)
derail
f.
335
Teknik
dışına çizilen
circumscribed
s.
Informatics
336
Bilişim
kod dışına geçiş karakteri
shift-out character
i.
Telecom
337
Telekom
kuyruk dışına atma
flushing out the queue
i.
338
Telekom
stüdyo dışına yayın
outside broadcast
i.
339
Telekom
yurt dışına gönderilen telgraf
overseas telegram
i.
340
Telekom
yurt dışına gönderilen telgraf
international telegram
i.
341
Telekom
hattını yurt dışına açmak
roam
f.
Mechanic
342
Mekanik
çark dişlisinin eğim yüzeyi dışına taşan hareketli yüzey bölümü
face
i.
Architecture
343
Mimarlık
çatının duvar dışına sarkan kısmı
eaves
i.
Construction
344
İnşaat
gemi inşasında gövdenin dışına doğru, çıkıntılı baş kısmını desteklemesi için eklenen ana ahşap parça
lace piece
i.
Automotive
345
Otomotiv
dönüşlerde aks şanzıman dışına kaçıyor
axle slips out of transmission on turns
expr.
Transportation
346
Ulaştırma
yurt dışına gönderilen kargo paketinin/kolisinin üzerinde yer alan, paket/koli içeriğini ve içindekilerin değerini gösteren form
customs slip
i.
347
Ulaştırma
havalimanında yurt dışına direkt uçuşlar bulunan şehir
gateway
i.
Aeronautic
348
Havacılık
hava aracının atc müsaadesi dışına çıkması
aircraft out of atc permission
i.
349
Havacılık
kaplamalı alanların dışına çıkma riski
run-off risk
i.
350
Havacılık
meydan dışına iniş
off-field landing
i.
351
Havacılık
meydan dışına iniş
outside landing
i.
352
Havacılık
yurt dışına çıkış harcı
departure fee
i.
353
Havacılık
yurt dışına çıkış vergisi
departure tax
i.
354
Havacılık
pistin dışına sarkma
overshoot
i.
355
Havacılık
pistin dışına kaymak
skid off the runway
f.
356
Havacılık
pist dışına çıkarmak
overshoot
f.
357
Havacılık
yol dışına vektör
off-route vector
Marine
358
Denizcilik
ağır nesneleri geminin içine veya dışına taşımak için kullanılan makaralı halat takımı
winding tackle
i.
359
Denizcilik
geminin kıçındaki balkon kapısının dışına takılan bir tür fırtına panjuru
dead door
i.
360
Denizcilik
gemi gövdesinin dışına takılan motora ait
portable
s.
Medical
361
Medikal
amnion dışına uygulama
extra-amniotic use
i.
362
Medikal
kemoterapötik ajanların damar dışına kaçması
extravasation of chemotherapeutic agents
i.
363
Medikal
konsepsiyon ürününün kavite dışına alınması
exteriorization of conceptional product
i.
364
Medikal
uyarıları beynin veya omurganın dışına ileten nöron
efferent neuron
i.
365
Medikal
(organları) ameliyat için vücudun dışına çıkarmak
exteriorize
f.
366
Medikal
(organları) ameliyat için vücudun dışına çıkarmak
bring outside
f.
367
Medikal
damar dışına çıkmış (kan elemanları)
extravasated
s.
Anatomy
368
Anatomi
nöral kanalın dışına doğru olan embriyonik açıklık
neuropore
i.
369
Anatomi
vücudun dışına yakın
external
s.
Psychology
370
Psikoloji
(acı veya rahatsızlık veren anıları) otomatik olarak veya farkında olmadan bilinçli zihnin dışına itmek
repress
f.
Physiology
371
Fizyoloji
vücut dışına gerçekleşmeyen boşalma
retrograde ejaculation
i.
372
Fizyoloji
belirli iyonların hücre dışına çıkmasını sağlayan iyon kanalları açarak çalışan reseptör
ionotropic receptor
i.
Math
373
Matematik
bir geometrik şeklin dışına çizilen daire
escribed circle
i.
374
Matematik
dışına çizilen
circumscribed
s.
Geometry
375
Geometri
üçgenin dışına daire çizmek
escribe
f.
376
Geometri
dışına çizilmiş
escribed
s.
Biology
377
Biyoloji
proteinlerin hücre içine ve dışına geçişini düzenleyen yol
protein channel
i.
378
Biyoloji
(erkek veya dişi organı) taçyaprağın ağzının dışına taşmayan
included
s.
Marine Biology
379
Deniz Biyolojisi
su dışına sıçrayabilen siyah-beyaz bir yunus
common dolphin
i.
380
Deniz Biyolojisi
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
flying squid
i.
381
Deniz Biyolojisi
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
neon flying squid
i.
382
Deniz Biyolojisi
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
ommastrephes bartramii
i.
383
Deniz Biyolojisi
okyanuslarda yaşayan ve suyun dışına zıplayabilen bir mürekkep balığı
sthenoteuthis bartramii
i.
384
Deniz Biyolojisi
suyun dışına sıçrayabilen mürekkep balığı
sea arrow
i.
Astronomy
385
Gökbilim
asteroit kuşağının dışına yolculuk yapmış ilk uzay sondası
pioneer 10
i.
386
Gökbilim
yüksek bir hızla galaksinin dışına doğru ilerleyen yıldız
runaway star
i.
387
Gökbilim
(asteroit veya kuyruklu yıldızı) yörüngesinin dışına fırlatmak
disorb
f.
388
Gökbilim
yörüngenin dışına fırlatılmış
disorbed
s.
Botanic
389
Botanik
yaprağın dışına uzanan (damarlar)
excurrent
s.
390
Botanik
(yaprak) aya dışına taşmış dişleri olan
squarroso-dentate
s.
Forestry
391
Ormancılık
taşınan keresteleri orman dışına kadar gözleyip gerektiğinde çarpışma olmaması için sinyal göndermekle görevli kimse
chaser
i.
Social Sciences
392
Sosyal Bilimler
yurt dışına göç ettikten sonra ülkesine dönen kimse
repatriator
i.
Linguistics
393
Dilbilim
cümlenin doğal sırasının dışına çıkılıp, doğal cümle yapısının bozularak kullanılması
hyperbaton
i.
History
394
Tarih
babil sürgünü'nden sonra filistin'in dışına dağılan yahudi kolonilerinin yerleşimi
dispersion
i.
Religious
395
Dini
kilisenin dışına doğru
forward
zf.
Military
396
Askeri
sağ veya sol kanadın safın dışına taşan bölümlerine verilen ad
flank en potence
i.
Sport
397
Spor
topun oyun alanının dışına çıkması
long out
i.
398
Spor
(koşu veya yüzme yarışmasında) sporcunun dışına çıkmaması gereken şerit
lane
i.
399
Spor
(kriket) topu saha sınırı dışına çıkaran bir atış
boundary
i.
400
Spor
(kriket) topu saha sınırı dışına çıkaran bir atışla yapılan dört veya altı koşu
boundary
i.
401
Spor
(pata alanı dışına çıkacak şekilde) golf topuna vurmak
overplay
i.
402
Spor
yere değmeden saha dışına giden top skoru
innings
i.
403
Spor
(körling) rakibin taşını oyun dışına itmek için yapılan atış
peel
i.
404
Spor
faul çizgisi dışına giden top
foul ball
i.
405
Spor
minder dışına kaçmak
mat escape
f.
406
Spor
(yarış atı) alan dışına çıkmak
lug
f.
407
Spor
(bowling topunu) faul çizgisinin dışına düşecek şekilde atmak
loft
f.
408
Spor
saha dışına çıkarak oyun dışı kalmak
run out
f.
409
Spor
(lakros, hokey) topu savunma bölgesinin dışına atmak
clear
f.
410
Spor
(topu) gol çizgisinin dışına göndermek
pull back
f.
411
Spor
oyun alanının dışına doğru
afield
zf.
412
Spor
topa kale direğinden sahanın dışına doğru vurarak
inside out
zf.
413
Spor
oyun dışına
out of play
expr.
Baseball
414
Beysbol
beysbolda bir dış meydanı oyuncusunun ikinci kaleye dokunmadan sadece yaklaşarak koşucuyu saha dışına/auta çıkmak zorunda bıraktığı oyun
neighborhood play
i.
415
Beysbol
iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vurulan bir top
bloop
i.
416
Beysbol
tam kale koşusu gerektirip topu saha dışına çıkaran vuruş
home run
i.
417
Beysbol
iç alanın ortasından atıcı tümseğinin üzerinden saha dışına atılan top
diamond-cutter
i.
418
Beysbol
saha dışına düşecek şekilde yüksekten atılan top
fly
i.
419
Beysbol
topu faul çizgisi dışına gönderme
foul out
i.
420
Beysbol
faul çizgisi dışına yapılan atış
foul out
i.
421
Beysbol
topu iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vurmak
bloop
f.
422
Beysbol
beyzbol topunu kalenin dışına fırlatmak
overthrow
f.
423
Beysbol
(saha dışına düşen topa) sopayla güçlü bir şekilde vurmak
pole
f.
424
Beysbol
topu saha dışına düşeceği şekilde yüksekten atmak
fly
f.
425
Beysbol
(topu) saha dışına düşmesine sebep olacak şekilde yüksekten atmak
fly
f.
426
Beysbol
tam kale koşusu yapıp topu saha dışına çıkarmak
park
f.
427
Beysbol
(defans oyuncusu) normal savunma pozisyonunun dışına kaymak
shade
f.
428
Beysbol
(topu) faul çizgisi dışına göndermek
foul
f.
429
Beysbol
topu faul çizgisi dışına atmak
foul
f.
430
Beysbol
topu faul çizgisi dışına göndermek
foul out
f.
431
Beysbol
topu iç sahanın hemen dışına gönderecek şekilde vuran
bloop
s.
432
Beysbol
faul çizgisi dışına doğru
foul
zf.
Music
433
Müzik
(kilise müziği makamında) bir oktavın dışına çıkan
pluperfect
s.
434
Müzik
(kilise müziği makamında) bir oktavın dışına çıkan
superfluous
s.
Archaic
435
Eski Kullanım
kabın dışına çıkarılamayan
incoercible
s.
Slang
436
Argo
beysbol veya softbolda topu, dört kaleyi de alıp sayı yapmaya izin verecek şekilde iç sahanın dışına vurma
homer
i.
437
Argo
toplumun dışına itilmiş tip
quimp
i.
438
Argo
içi dışına çıkmak
blow beets
f.
439
Argo
içi dışına çıkmak
buick
f.
440
Argo
içi dışına çıkmak
sell buicks
f.
441
Argo
midesi dışına çıkmak
duke
f.
442
Argo
içi dışına çıkmak
drain the bilge
f.
443
Argo
içi dışına çıkmak
drain the bilge
f.
444
Argo
içi dışına çıkmak
drop one’s cookies
f.
445
Argo
içi dışına çıkmak
talk to earl
f.
446
Argo
içi dışına çıkmak
earp
f.
447
Argo
içi dışına çıkmak
urp
f.
448
Argo
içi dışına çıkmak
fetch up
f.
449
Argo
içi dışına çıkmak
barf
f.
450
Argo
içi dışına çıkmak
toss (one's) tacos
f.
451
Argo
geleneksel kuralların dışına çıkmak
fly (one's) freak flag
f.
452
Argo
alışılmışın dışına çıkmak
fly (one's) freak flag
f.
453
Argo
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at [euphemistic]
f.
British Slang
454
İngiliz Argosu
iç çamaşırının dışına çıkmış tüyler
pant moustache
i.
455
İngiliz Argosu
iç çamaşırının dışına çıkmış tüyler
spider's legs
i.
456
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
upon-tyne (newcastle)
f.
457
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at paisley
f.
458
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
jump off at edge hill
f.
459
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at gateshead (glasgow)
f.
460
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at haymarket (edinburgh)
f.
461
İngiliz Argosu
(doğum kontrolü amacıyla) vajinanın dışına boşalmak
get off at edge hill
f.
Modern Slang
462
Modern Argo
toplumsal sınırların dışına çıkmaktan korkmayan kimse
a different breed
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of dışına
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy