Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
crack
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"crack"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 170 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
crack
i.
çatırtı
2
Yaygın Kullanım
crack
i.
çatlak
3
Yaygın Kullanım
crack
f.
yarılmak
4
Yaygın Kullanım
crack
f.
çatlamak
General
5
Genel
crack
i.
çıt
6
Genel
crack
i.
şaklama
7
Genel
crack
i.
bitirim
8
Genel
crack
i.
aralık
9
Genel
crack
i.
deneme
10
Genel
crack
i.
birinci sınıf şey
11
Genel
crack
i.
çarpma
12
Genel
crack
i.
espri
13
Genel
crack
i.
çene çalma
14
Genel
crack
i.
çatırtı
15
Genel
crack
i.
patlama
16
Genel
crack
i.
as
17
Genel
crack
i.
özür
18
Genel
crack
i.
hızlı darbe
19
Genel
crack
i.
çatlaklık
20
Genel
crack
i.
vuruş
21
Genel
crack
i.
şırak
22
Genel
crack
i.
çatlak
23
Genel
crack
i.
yarık
24
Genel
crack
i.
çatırdama
25
Genel
crack
i.
çok kısa zaman
26
Genel
crack
i.
an
27
Genel
crack
i.
(buluğ çağında) sesin çatlaması
28
Genel
crack
i.
konuşma
29
Genel
crack
i.
sohbet
30
Genel
crack
i.
dedikodu
31
Genel
crack
i.
masal
32
Genel
crack
i.
hikaye
33
Genel
crack
i.
şaka
34
Genel
crack
i.
taşlama
35
Genel
crack
i.
bozulmadan kaynaklı kusur
36
Genel
crack
i.
yaşlanma nedeniyle beceride zayıflık
37
Genel
crack
i.
eksiklikten doğan hata
38
Genel
crack
i.
kafadan çatlak tip
39
Genel
crack
i.
eve izinsiz girme
40
Genel
crack
i.
soygun
41
Genel
crack
i.
sert ve sesli bir vuruş
42
Genel
crack
i.
tek bir çaba
43
Genel
crack
i.
tek bir teşebbüs
44
Genel
crack
i.
akıl hastalığı
45
Genel
crack
i.
zeka geriliği
46
Genel
crack
i.
gürleme
47
Genel
crack
i.
atıp tutma
48
Genel
crack
i.
yazılım kırma
49
Genel
crack
f.
çıtlatmak
50
Genel
crack
f.
çatırdamak
51
Genel
crack
f.
patlamak
52
Genel
crack
f.
çatlamak
53
Genel
crack
f.
çökmek
54
Genel
crack
f.
kırmak
55
Genel
crack
f.
kırılmak
56
Genel
crack
f.
kütürdemek
57
Genel
crack
f.
şaklatmak
58
Genel
crack
f.
yarmak
59
Genel
crack
f.
ayrılmak
60
Genel
crack
f.
zorlamak
61
Genel
crack
f.
açmak (kasayı)
62
Genel
crack
f.
çözmek (şifreyi)
63
Genel
crack
f.
çatırdatmak
64
Genel
crack
f.
çatallaşmak (ses)
65
Genel
crack
f.
şaklamak
66
Genel
crack
f.
çatlatmak
67
Genel
crack
f.
vurmak
68
Genel
crack
f.
sinirsel çöküntü yaşamak
69
Genel
crack
f.
sinir krizi geçirmek
70
Genel
crack
f.
parçalanmak
71
Genel
crack
f.
konuşmak
72
Genel
crack
f.
sohbet etmek
73
Genel
crack
f.
dedikodu yapmak
74
Genel
crack
f.
mahvolmak
75
Genel
crack
f.
başarısız olmak
76
Genel
crack
f.
uyumsuz ses çıkarmak
77
Genel
crack
f.
sert ses çıkarmak
78
Genel
crack
f.
hızla gitmek
79
Genel
crack
f.
hedefe ilerlemek
80
Genel
crack
f.
birden ve sertçe söylemek
81
Genel
crack
f.
tokat gibi söylemek
82
Genel
crack
f.
(şişe) açıp içmek
83
Genel
crack
f.
bulmacayı çözmek
84
Genel
crack
f.
gizemini ortaya çıkarmak
85
Genel
crack
f.
aralamak
86
Genel
crack
f.
(bir zümrede) ün kazanmak
87
Genel
crack
f.
çalışmak üzere (kitabı) açmak
88
Genel
crack
f.
ihlal etmek
89
Genel
crack
f.
zarar vermek
90
Genel
crack
f.
yok etmek
91
Genel
crack
f.
tahrip etmek
92
Genel
crack
f.
(alışılageldik olanı) aniden son vermek
93
Genel
crack
f.
kökünü kazımak
94
Genel
crack
f.
kabul veya onay almak için (bir engeli) aşmak
95
Genel
crack
f.
(şaka, espri) patlatmak
96
Genel
crack
f.
(mısır, buğday) ezerek parçalamak
97
Genel
crack
f.
(parmak) çıtlatmak
98
Genel
crack
f.
çarpmak
99
Genel
crack
f.
altında ezilmek
100
Genel
crack
f.
(ses) çatallaşmak
101
Genel
crack
f.
yıldırmak
102
Genel
crack
f.
kilidini kırmak
103
Genel
crack
f.
lisanssız yazılım edinmek
104
Genel
crack
f.
yazılım kırmak
105
Genel
crack
s.
yetenekli
106
Genel
crack
s.
delice
107
Genel
crack
s.
başarılı
108
Genel
crack
s.
uzman
109
Genel
crack
zf.
çatırtı sesiyle
Colloquial
110
Konuşma Dili
crack
i.
şaka
111
Konuşma Dili
crack
i.
espri
112
Konuşma Dili
crack
i.
dokundurma
113
Konuşma Dili
crack
i.
taş
114
Konuşma Dili
crack
i.
iğneli söz
115
Konuşma Dili
crack
i.
deneme
116
Konuşma Dili
crack
i.
hamle
117
Konuşma Dili
crack
i.
girişme
118
Konuşma Dili
crack
i.
birim
119
Konuşma Dili
crack
i.
tek seferlik kullanım
120
Konuşma Dili
crack
i.
(insan için) mükemmel
121
Konuşma Dili
crack
i.
(insan için) üst düzey
122
Konuşma Dili
crack
i.
muhteşem
123
Konuşma Dili
crack
f.
dili çözülmek
124
Konuşma Dili
crack
f.
ötmeye başlamak
125
Konuşma Dili
crack
f.
ağzındaki baklayı çıkarmak
126
Konuşma Dili
crack
f.
(kasa) patlatmak
127
Konuşma Dili
crack
f.
(kasa) içine girmek
128
Konuşma Dili
crack
f.
başarmak
Technical
129
Teknik
crack
i.
çatlama
130
Teknik
crack
i.
çatlak
131
Teknik
crack
i.
fisür
132
Teknik
crack
i.
yarık
Computer
133
Bilgisayar
crack
f.
bilgisayarlara kötü amaçlarla yetkisiz erişim sağlamak
Textile
134
Tekstil
crack
i.
(dokuma kumaşlarda) çapraz şerit
Construction
135
İnşaat
crack
i.
çatlak
136
İnşaat
crack
i.
kırık
137
İnşaat
crack
i.
(duvarcılıkta) başka bir taşa eklemlemek için eldeki taşa atılan çentik
Automotive
138
Otomotiv
crack
f.
aralamak
139
Otomotiv
crack
f.
çatlamak
Food Engineering
140
Gıda
crack
i.
çatlak
Gastronomy
141
Mutfak
crack
i.
kaynayan şeker şurubunun suya damlatılarak soğutulmasıyla birlikte çatladığı aşama
142
Mutfak
crack
i.
çatlak kabuklu olup membranı yırtılmamış tavuk yumurtası
Chemistry
143
Kimya
crack
f.
(hidrokarbonu) parçalanmaya maruz bırakmak
144
Kimya
crack
f.
parçalanmaya maruz bırakarak (hidrokarbon) üretmek
145
Kimya
crack
f.
(kimyasal bileşik) parçalanmak
146
Kimya
crack
f.
(kimyasal bileşik) piroliz geçirmek
147
Kimya
crack
f.
(emülsiyon) dağılmak
148
Kimya
crack
f.
(kimyasal bileşik) parçalamak
149
Kimya
crack
f.
(kimyasal bileşik) pirolize maruz bırakmak
Geology
150
Jeoloji
crack
i.
çatlak başlangıcı
Card
151
İskambil
crack
f.
(briçte) kontur yapmak
152
İskambil
crack
f.
(pokerde) açmak
Archaic
153
Eski Kullanım
crack
i.
hayat kadını
154
Eski Kullanım
crack
i.
soyguncu
Slang
155
Argo
crack
i.
taş kokain
156
Argo
crack
i.
çatal
157
Argo
crack
i.
kokain
158
Argo
crack
i.
(kıç) çatal
159
Argo
crack
i.
kıç çatalı
160
Argo
crack
i.
vulvanın dudakları arasındaki yarık
161
Argo
crack
i.
hatun
162
Argo
crack
i.
karı
163
Argo
crack
i.
kristalin
164
Argo
crack
i.
içilebilir kokain
165
Argo
crack
i.
taş kokain
166
Argo
crack
i.
haber
167
Argo
crack
i.
detay
British Slang
168
İngiliz Argosu
crack
i.
am
169
İngiliz Argosu
crack
i.
kuku
170
İngiliz Argosu
crack
i.
vajina
"crack"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
crack cocaine
i.
krek kokain
2
Genel
a crack shot
i.
keskin nişancı
3
Genel
a hard nut to crack
i.
çetin ceviz
4
Genel
crack cocaine
i.
taş kokain
5
Genel
bark crack
i.
kabuk çatlağı
6
Genel
crack up
i.
güçten düşme
7
Genel
crack width
i.
çatlak genişliği
8
Genel
hard nut to crack
i.
çetin ceviz
9
Genel
the crack of dawn
i.
sabahın körü
10
Genel
a hard nut to crack
i.
demir leblebi
11
Genel
spread (of crack)
i.
çatlak ilerlemesi
12
Genel
crack detector
i.
çatlak bulucu
13
Genel
crack-up
i.
yıkılma
14
Genel
crack-up
i.
çökme
15
Genel
hair crack
i.
kılcal çatlak
16
Genel
crack baby
i.
hamileliği sırasında krek kokain kullanan annenin doğurduğu çocuk
17
Genel
crack shot
i.
keskin nişancı
18
Genel
crack of doom
i.
mahşer günü
19
Genel
crack of doom
i.
kıyamet günü
20
Genel
a crack shot
i.
usta bir nişancı
21
Genel
butt crack
i.
kıç çatalı
22
Genel
crack-up
i.
kaza
23
Genel
ice crack
i.
buz çatlağı
24
Genel
crack monitor
i.
çatlak gözlemcisi
25
Genel
crack monitor
i.
çatlak monitörü
26
Genel
crack [uk] [dialect]
i.
övünme
27
Genel
crack [obsolete]
i.
yaramaz erkek çocuğu
28
Genel
crack addict
i.
taş kokain bağımlısı
29
Genel
crack down on
f.
son vermek için bir şeyin üstüne gitmek
30
Genel
crack down on
f.
müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
31
Genel
crack a whip
f.
kamçı şaklatmak
32
Genel
crack a joke
f.
espri yapmak
33
Genel
crack up
f.
çökmek
34
Genel
crack up
f.
güçten düşmek
35
Genel
crack a joke
f.
şaka yapmak
36
Genel
crack up
f.
dağılmak
37
Genel
crack a joke
f.
takılmak
38
Genel
crack jokes
f.
şaka yapmak
39
Genel
crack up
f.
dağıtmak
40
Genel
crack up
f.
övmek
41
Genel
crack up
f.
yıkılmak
42
Genel
crack down
f.
aşırı önlem almak
43
Genel
crack down
f.
sert önlemler almak
44
Genel
crack a joke
f.
güldürücü öykü anlatmak
45
Genel
crack one’s knuckles
f.
parmak çıtlatmak
46
Genel
crack the seeds
f.
çekirdek çitlemek
47
Genel
crack open a watermelon
f.
karpuz çatlatmak
48
Genel
crack one's knuckles
f.
parmak çıtlatmak
49
Genel
crack one's knuckles
f.
parmak kütletmek
50
Genel
crack the window
f.
pencereyi aralık bırakmak
51
Genel
crack the window
f.
camı aralamak
52
Genel
crack the window
f.
camı aralık bırakmak
53
Genel
crack up
f.
sinir krizi geçirmek
54
Genel
crack up
f.
sinirsel çöküntü yaşamak
55
Genel
crack one’s skull
f.
kafatası çatlamak
56
Genel
be caught smoking crack pipe
f.
taş kokain çekerken yakalanmak
57
Genel
be caught smoking crack pipe
f.
krek çekerken yakalanmak
58
Genel
crack an egg into a pan
f.
tavaya yumurta kırmak
59
Genel
crack a nut
f.
ceviz kırmak
60
Genel
crack (up)
f.
(baskı altında) verimini kaybedip dağılmak
61
Genel
crack (up)
f.
aracın (kontrolünü kaybederek) çarpmak
62
Genel
crack (up)
f.
öve öve bitirememek
63
Genel
crack (up)
f.
methetmek
64
Genel
crack (on)
f.
yelkenleri açarak hızlanmak
65
Genel
crack [dialect]
f.
böbürlenmek
66
Genel
crack [dialect]
f.
övünmek
67
Genel
crack [uk]
f.
(eve) zorla girmek
68
Genel
crack-brained
s.
kaçık
69
Genel
crack-brained
s.
çatlak
70
Genel
crack-brained
s.
kafadan kontak
71
Genel
crack-brained
s.
kafadan çatlak
72
Genel
crack-brained
s.
kafadan sakat
73
Genel
at the crack of dawn
zf.
şafak sökümünde
Phrasals
74
Öbek Fiiller
crack on
f.
artırmak
75
Öbek Fiiller
crack down
f.
aman vermemek
76
Öbek Fiiller
crack down
f.
aşırı önlem almak
77
Öbek Fiiller
crack down
f.
göz açtırmamak
78
Öbek Fiiller
crack down
f.
sıkıştırmak
79
Öbek Fiiller
crack down
f.
sıkı önlem almak
80
Öbek Fiiller
crack down
f.
(yolsuzlukların) üzerine gitmek
81
Öbek Fiiller
crack open
f.
yarılmak
82
Öbek Fiiller
crack through (something)
f.
(bir şeyi) yarmak
83
Öbek Fiiller
crack through (something)
f.
(bir şeyin) içinden geçip gitmek
84
Öbek Fiiller
crack through (something)
f.
zor bir durumun üstesinden gelmek
85
Öbek Fiiller
crack through (something)
f.
zor bir durumdan çıkmak
86
Öbek Fiiller
crack through (something)
f.
kurtulmak
87
Öbek Fiiller
crack onto (someone)
f.
(biriyle) flört etmek
88
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şeye) rastlamak
89
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şeye) denk gelmek
90
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şey) keşfetmek
91
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
şans eseri (bir şey) bulmak
92
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(birine/bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
93
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(birine/bir şeye) kesin sınır koymak
94
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(biri/bir şey üzerinde) sert önlemler almak
95
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(birine/bir şeye) aman vermemek
96
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(birine/bir şeye) göz açtırmamak
97
Öbek Fiiller
crack down (on someone or something)
f.
(biri/bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
98
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şeye) müsamaha etmekten vazgeçip sert davranmaya başlamak
99
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şeye) kesin sınır koymak
100
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şey üzerinde) sert önlemler almak
101
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şeye) aman vermemek
102
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şeye) göz açtırmamak
103
Öbek Fiiller
crack down on (something)
f.
(bir şey üzerinde) kesin kurallar uygulamak
104
Öbek Fiiller
crack on
f.
hevesle yapmak/devam etmek
105
Öbek Fiiller
crack on
f.
azimle yapmak/devam etmek
106
Öbek Fiiller
crack on
f.
hızla yapmak/devam etmek
107
Öbek Fiiller
crack on
f.
tutkuyla yapmak/devam etmek
108
Öbek Fiiller
crack onto (someone) [australia]
f.
(biriyle) flört etmek
109
Öbek Fiiller
crack onto (someone) [australia]
f.
(biriyle) kırıştırmak
110
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şeye) denk gelmek
111
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şeye) rastlamak
112
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
(bir şey) keşfetmek
113
Öbek Fiiller
crack onto (something)
f.
şans eseri (bir şey) bulmak
114
Öbek Fiiller
crack someone or something up
f.
birini/bir şeyi haşat etmek
115
Öbek Fiiller
crack someone or something up
f.
birini/bir şeyi harap etmek
116
Öbek Fiiller
crack someone or something up
f.
birini/bir şeyi mahvetmek
117
Öbek Fiiller
crack something up
f.
bir şeyi haşat etmek
118
Öbek Fiiller
crack something up
f.
bir şeyi harap etmek
119
Öbek Fiiller
crack something up
f.
bir şeyi mahvetmek
120
Öbek Fiiller
crack something up
f.
bir şeyi çarpmak
121
Öbek Fiiller
crack something up
f.
bir şeyi parçalamak
Phrases
122
İfadeler
crack off
f.
(sıcak camı) üfleme borusundan düşürmek
123
İfadeler
It is harder to crack a prejudice than an atom
expr.
bir önyargıyı yıkmak atomu parçalamaktan zordur
124
İfadeler
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın
125
İfadeler
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
omlet yapmak için birkaç yumurta kırman gerekir
126
İfadeler
you've got to crack a few eggs to make an omelet
expr.
bir şeyleri başarmak için birilerini incitmekten başka şansın yok
Proverb
127
Atasözü
he that would eat the kernel must crack the nut
emeksiz yemek olmaz
Colloquial
128
Konuşma Dili
crack of laughter
i.
çatlak bir kahkaha
129
Konuşma Dili
dirty crack
i.
kötü/kaba söz
130
Konuşma Dili
a tough nut to crack
i.
zorlu rakip
131
Konuşma Dili
crack-rack
i.
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
132
Konuşma Dili
crack-rack
i.
(motosiklette) arka oturak
133
Konuşma Dili
crack-rack
i.
motosiklette, sürücünün arkasındaki ek oturma yeri
134
Konuşma Dili
crack-rack
i.
(motosiklette) arka oturak
135
Konuşma Dili
crack [ireland]
i.
gündelik eğlence etkinliği
136
Konuşma Dili
crack team
i.
uzman ekip
137
Konuşma Dili
crack someone up
f.
birini güldürmek
138
Konuşma Dili
crack a tube
f.
bir bira açmak
139
Konuşma Dili
crack a tube
f.
teneke bira açmak
140
Konuşma Dili
make a crack
f.
küstahça konuşmak
141
Konuşma Dili
make a crack
f.
küçümseyici yorumlarda bulunmak
142
Konuşma Dili
make a crack
f.
iğneleyici konuşmak
143
Konuşma Dili
make a crack
f.
laf sokmak
144
Konuşma Dili
make a crack
f.
dokundurmak
145
Konuşma Dili
crack up
f.
haşat etmek
146
Konuşma Dili
crack up
f.
harap etmek
147
Konuşma Dili
crack up
f.
mahvetmek
148
Konuşma Dili
crack up
f.
kaza yapmak
149
Konuşma Dili
crack [australia]
f.
bulmak
150
Konuşma Dili
crack [australia]
f.
yakalamak
151
Konuşma Dili
crack-brained
s.
deli
152
Konuşma Dili
crack-brained
s.
kafadan çatlak
153
Konuşma Dili
at the crack of dawn
expr.
sabahın ilk ışığında
154
Konuşma Dili
at the crack of dawn
expr.
sabahın köründe
Idioms
155
Deyim
a hard egg to crack
i.
zor biri/mesele/durum/iş
156
Deyim
a hard egg to crack
i.
meşakkatli şey
157
Deyim
first crack at something
i.
bir şeyde ilk deneyim/girişim
158
Deyim
a hard/tough nut to crack
i.
çetin ceviz
159
Deyim
tough nut to crack
i.
çetin ceviz
160
Deyim
a hard nut to crack
i.
çetin ceviz
161
Deyim
hard nut to crack
i.
çetin ceviz
162
Deyim
a tough nut to crack
i.
çetin ceviz
163
Deyim
fair crack of the whip
i.
eşit fırsat
164
Deyim
a fair crack of the whip
i.
eşit fırsat
165
Deyim
a fair crack of the whip
i.
ele geçen şans
166
Deyim
fair crack of the whip
i.
eşit şans
167
Deyim
a fair crack of the whip
i.
kendini kanıtlayabilme fırsatı
168
Deyim
a fair crack of the whip
i.
verilecek uygun şans
169
Deyim
a hard nut to crack
i.
zorlu rakip
170
Deyim
a fair crack at something
i.
fırsat
171
Deyim
a fair crack at something
i.
hak edilen fırsat
172
Deyim
a fair crack at something
i.
uygun fırsat
173
Deyim
a hard egg to crack
i.
anlaşılması güç durum
174
Deyim
a hard egg to crack
i.
içinden çıkılması güç durum
175
Deyim
a hard egg to crack
i.
kapalı kutu
176
Deyim
a hard egg to crack
i.
çözmesi zor kimse
177
Deyim
tough egg (to crack)
i.
çetin ceviz
178
Deyim
tough egg (to crack)
i.
zorlu rakip
179
Deyim
tough egg (to crack)
i.
kapalı kutu
180
Deyim
tough egg to crack
i.
çetin ceviz
181
Deyim
tough egg to crack
i.
zorlu rakip
182
Deyim
tough egg to crack
i.
kapalı kutu
183
Deyim
tough nut to crack
i.
çetin ceviz
184
Deyim
tough nut to crack
i.
zorlu rakip
185
Deyim
tough nut to crack
i.
kapalı kutu
186
Deyim
a fair crack at something
i.
(bir şeyde) eşit şans
187
Deyim
a fair crack at something
i.
(bir şey için) eşit fırsat
188
Deyim
a fair crack at something
i.
kendini kanıtlayabilme fırsatı
189
Deyim
a fair crack at something
i.
kendi yeteneğini deneme/gösterme fırsatı
190
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
kapalı kutu
191
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
anlaşılması zor kimse/şey
192
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
zor kimse/iş
193
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
baş etmesi zor kimse/iş
194
Deyim
a sledgehammer to crack a nut [uk]
i.
gereğinden fazla güç/çaba
195
Deyim
a sledgehammer to crack a nut [uk]
i.
orantısız güç
196
Deyim
a sledgehammer to crack a nut [uk]
i.
yumurtayı balyozla kırma
197
Deyim
a sledgehammer to crack a nut [uk]
i.
fındık kırmak için balyoz kullanma
198
Deyim
a tough nut (to crack)
i.
çetin ceviz
199
Deyim
a tough nut (to crack)
i.
başa çıkılması zor kimse
200
Deyim
a tough nut (to crack)
i.
zorlu kimse
201
Deyim
a tough nut (to crack)
i.
dişli kimse
202
Deyim
a tough nut (to crack)
i.
yaman kimse
203
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
çetin ceviz
204
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
başa çıkılması zor kimse
205
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
zorlu kimse
206
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
dişli kimse
207
Deyim
a hard nut (to crack)
i.
yaman kimse
208
Deyim
a tough nut to crack
i.
zorlu iş
209
Deyim
a tough nut to crack
i.
başa çıkılması güç iş
210
Deyim
a tough nut to crack
i.
halletmesi güç iş
211
Deyim
a tough nut to crack
i.
zor iş
212
Deyim
a tough nut to crack
i.
uğraştırıcı iş
213
Deyim
a tough nut to crack
i.
zor kimse
214
Deyim
a tough nut to crack
i.
baş etmesi güç kimse
215
Deyim
a tough nut to crack
i.
uğraştırıcı kimse
216
Deyim
a tough nut to crack
i.
anlaşması güç kimse
217
Deyim
crack of dawn
i.
sabahın körü
218
Deyim
crack of dawn
i.
sabahın ilk ışıkları
219
Deyim
crack of dawn
i.
karga bokunu yemeden
220
Deyim
first crack at
i.
-de ilk deneyim/girişim
221
Deyim
first crack at
i.
'-de ilk fırsat/şans
222
Deyim
the first crack at (something)
i.
(bir şeyde) ilk fırsat
223
Deyim
the first crack at (something)
i.
(bir şeyde) öncelik
224
Deyim
the first crack at (something)
i.
(bir şeyi yapmak için) ilk şans
225
Deyim
give a fair crack at something
f.
birine fırsat tanımak/vermek
226
Deyim
give a fair crack at something
f.
birine şans tanımak/vermek
227
Deyim
crack one's egg
f.
(bir maçta) ilk sayısını yapmak
228
Deyim
crack one's egg
f.
(bir maçta) iyi bir açılış yapmak
229
Deyim
crack one's egg
f.
sayı yapmaya başlamak
230
Deyim
crack one's egg
f.
şeytanın bacağını kırmak
231
Deyim
crack one's duck
f.
(bir maçta) ilk sayısını yapmak
232
Deyim
crack one's duck
f.
(bir maçta) iyi bir açılış yapmak
233
Deyim
crack one's duck
f.
sayı yapmaya başlamak
234
Deyim
crack one's duck
f.
şeytanın bacağını kırmak
235
Deyim
crack the code
f.
bir sorunu ya da gizemi çözmek
236
Deyim
crack the code
f.
açıklığa kavuşturmak
237
Deyim
crack the code
f.
zor problemlere açıklık getirmek
238
Deyim
crack up
f.
balatayı yakmak
239
Deyim
take a crack at doing something
f.
bir şeyde şansını denemek
240
Deyim
crack something wide open
f.
bir şeyi çatlatmak/yarmak
241
Deyim
crack up
f.
balatayı sıyırmak
242
Deyim
take a crack at doing something
f.
bir şeyi denemek
243
Deyim
use a sledgehammer to crack a nut
f.
bir işi gerektiğinden fazla güç veya çabayla yapmak
244
Deyim
take a crack at something
f.
bir şeyde şansını denemek
245
Deyim
give somebody a fair crack of the whip
f.
birisine şans tanımak
246
Deyim
give somebody a fair crack of the whip (brit)
f.
birine bir şans vermek
247
Deyim
take a crack at something
f.
bir denemek
248
Deyim
take a crack at something
f.
bir şeyi denemek
249
Deyim
give someone a fair crack of the whip
f.
birine bir fırsat vermek
250
Deyim
take a crack at doing something
f.
bir şeyi tecrübe etmek
251
Deyim
take a crack at something
f.
bir şeyi tecrübe etmek
252
Deyim
crack something open
f.
bir şeyi çatlatmak/yarmak
253
Deyim
give somebody a fair crack of the whip
f.
birisine fırsat vermek
254
Deyim
crack open
f.
çatlamak
255
Deyim
crack the whip
f.
despot davranışlar sergilemek
256
Deyim
crack a joke
f.
espri patlatmak
257
Deyim
crack a good joke
f.
güzel bir espri patlatmak
258
Deyim
crack up
f.
gülmekten ölmek
259
Deyim
crack up
f.
gülmekten yarılmak
260
Deyim
crack up
f.
gül gül ölmek
261
Deyim
crack a joke
f.
fıkra patlatmak
262
Deyim
take a crack at doing something
f.
girişimde/teşebbüste bulunmak
263
Deyim
take a crack at something
f.
girişimde/teşebbüste bulunmak
264
Deyim
crack under the strain
f.
iş yükünden/stresinden bunalıma girmek
265
Deyim
to crack something wide open
f.
ortaya çıkarmak
266
Deyim
crack the door open
f.
kapıyı birazcık aralamak
267
Deyim
crack up
f.
kahkahalara boğulmak
268
Deyim
use a sledgehammer to crack a nut
f.
orantısız güç kullanmak
269
Deyim
crack the whip
f.
kamçıyı eline almak
270
Deyim
take a crack at something
f.
şansını denemek
271
Deyim
crack a joke
f.
şaka yapmak
272
Deyim
take a crack at
f.
son bir girişimde bulunmak
273
Deyim
crack wise
f.
şakalar yapmak
274
Deyim
have a crack at
f.
son bir deneme yapmak
275
Deyim
crack up
f.
şalteri atmak
276
Deyim
take a crack at
f.
riske girmek
277
Deyim
take a crack at
f.
son bir deneme yapmak
278
Deyim
have a crack at something
f.
şansını denemek
279
Deyim
take a crack at
f.
sırası gelmek
280
Deyim
crack a crib
f.
soyup soğana çevirmek
281
Deyim
crack the secret of
f.
sırrını çözmek
282
Deyim
crack open the champagne
f.
şampanyayı patlatmak
283
Deyim
have a crack at
f.
son bir girişimde bulunmak
284
Deyim
have a crack at
f.
sırası gelmek
285
Deyim
have a crack at
f.
riske girmek
286
Deyim
crack a smile
f.
tebessüm etmek
287
Deyim
crack up
f.
tepesi atmak
288
Deyim
crack up
f.
tükenmek
289
Deyim
crack open a bottle
f.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak
290
Deyim
crack the top
f.
(listede vb) zirveye ulaşmak
291
Deyim
crack something wide open
f.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
292
Deyim
use a sledgehammer to crack a nut
f.
yumurtayı balyozla kırmak
293
Deyim
crack a bottle open
f.
(kutlama amacıyla) bir şişe açmak
294
Deyim
crack the whip
f.
yetkisini tümüyle kullanmak
295
Deyim
crack up
f.
(sağlık açısından) çökmek
296
Deyim
crack something open
f.
(bir skandalı) gözler önüne sermek/ortaya çıkarmak
297
Deyim
crack the code
f.
zor bir sorunu çözmek
298
Deyim
crack the code
f.
bir gizemi çözmek
299
Deyim
crack the code
f.
bir sırrı açığa çıkarmak
300
Deyim
crack the code
f.
bir bilinmezi ortaya çıkarmak
301
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
orantısız güç kullanmak
302
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
303
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
304
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
305
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
306
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) önceliği olmak
307
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyi) ilk yapan olmak
308
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
309
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
310
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyde) önceliği olmak
311
Deyim
take a sledgehammer to crack a nut
f.
orantısız güç kullanmak
312
Deyim
take a sledgehammer to crack a nut
f.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
313
Deyim
take a sledgehammer to crack a nut
f.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
314
Deyim
use a sledgehammer to crack a nut
f.
basit bir işi gereğinden fazla çaba harcayarak halletmek
315
Deyim
use a sledgehammer to crack a nut
f.
fındık kırmak için balyoz kullanmak
316
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk sırada yer almak
317
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk fırsatı yakalamak
318
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) önceliği olmak
319
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
bir işi gereğinden fazla güç/kaynak kullanarak yapmak
320
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
bir iş için gereksiz güç/kaynak kullanmak
321
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
yumurtayı balyozla kırmak
322
Deyim
employ a steam engine to crack a nut
f.
orantısız güç kullanmak
323
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
324
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
325
Deyim
get the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) önceliği olmak
326
Deyim
give (someone) the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmak için) önce (birine) şans vermek/tanımak
327
Deyim
give (someone) the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) önce (birine) fırsat vermek/tanımak
328
Deyim
give (someone) the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) önceliği (birine) vermek/tanımak
329
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı elde etmek
330
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı elde etmek
331
Deyim
have (the) first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) önceliği olmak
332
Deyim
(take/have a) crack at someone
f.
(birini) konuşturmaya çalışmak
333
Deyim
(take/have a) crack at someone
f.
(birine bir şey) yapmayı öğretmeye çalışmak
334
Deyim
(take/have a) crack at someone
f.
(birine bir şey) yaptırmayı bir denemek
335
Deyim
(take/have a) crack at someone
f.
(birine bir şey) yaptırmada şansını denemek
336
Deyim
(take/have a) crack at something
f.
(bir şey) yapmayı denemek
337
Deyim
(take/have a) crack at something
f.
(bir şey) yapmayı bir denemek
338
Deyim
(take/have a) crack at something
f.
(bir şeyde) şansını denemek
339
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmak için) ilk şansı istemek
340
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) ilk fırsatı istemek
341
Deyim
want the first crack at (something)
f.
(bir şeyi yapmada) öncelik istemek
342
Deyim
take the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk fırsatı/şansı yakalamak
343
Deyim
take the first crack at (something)
f.
(bir şeyde) ilk fırsatı/şansı değerlendirmek
344
Deyim
crack a book
f.
bir kitap açmak
345
Deyim
crack a book
f.
kitap yüzü/kapağı açmak
346
Deyim
crack open a book [us]
f.
bir kitap açmak
347
Deyim
crack open a book [us]
f.
kitap yüzü/kapağı açmak
348
Deyim
crack a window (open)
f.
pencereyi aralamak
349
Deyim
crack a window (open)
f.
camı aralamak
350
Deyim
crack open
f.
açmak
351
Deyim
crack open
f.
aralamak
352
Deyim
crack open
f.
yarmak
353
Deyim
crack open
f.
çatlatmak
354
Deyim
crack open
f.
açığa çıkarmak
355
Deyim
crack open
f.
meydana çıkarmak
356
Deyim
crack open
f.
ifşa etmek
357
Deyim
crack open
f.
herkese duyurmak
358
Deyim
crack open
f.
açığa vurmak
359
Deyim
crack open a bottle
f.
bir şişe (içki) açmak
360
Deyim
crack open the bottle
f.
şişe (içki) açmak
361
Deyim
crack the door
f.
kapıyı açmak/aralamak
362
Deyim
give (one) a fair crack of the whip
f.
(birine) bir fırsat vermek
363
Deyim
give (one) a fair crack of the whip
f.
(birine) şans tanımak
364
Deyim
give (one) a fair crack of the whip
f.
(birine) adilce bir şans vermek
365
Deyim
have a crack at (doing) something
f.
bir şey (yapmayı) denemek
366
Deyim
have a crack at (doing) something
f.
bir şeyi tecrübe etmek
367
Deyim
have a crack at (doing) something
f.
bir şeyde şansını denemek
368
Deyim
have a crack at (doing) something
f.
bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
369
Deyim
get a crack at (doing) something
f.
bir şey (yapmayı) denemek
370
Deyim
get a crack at (doing) something
f.
bir şeyi tecrübe etmek
371
Deyim
get a crack at (doing) something
f.
bir şeyde şansını denemek
372
Deyim
get a crack at (doing) something
f.
bir şey girişiminde/teşebbüsünde bulunmak
373
Deyim
crack open
f.
(kitabı) okumaya başlamak
374
Deyim
you've got to crack a few eggs to make an omelette
expr.
bir şeyi başarmak için bir şeylerden vazgeçmen gerek
375
Deyim
at the crack of dawn
expr.
karga bokunu yemeden
376
Deyim
at the crack of dawn
expr.
sabah sabah
377
Deyim
at the crack of dawn
expr.
sabahın köründe
378
Deyim
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler genç kalır
379
Deyim
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler yaşlanmaz
380
Deyim
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler genç gösterir
381
Deyim
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahiler yaşlanma belirtilerini göstermez
382
Deyim
(good) black don't crack [cliché]
expr.
siyahilerin cildi bozulmaz
383
Deyim
step on a crack, break your mother's back
expr.
çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade)
Speaking
384
Konuşma
leave my door open just a crack
expr.
kapımı biraz açık bırak
Technical
385
Teknik
pressing crack
i.
basma çatlağı
386
Teknik
joint crack
i.
bağlantı çatlağı
387
Teknik
concrete crack
i.
beton çatlağı
388
Teknik
longitudinal corner crack
i.
boyuna köşe çatlağı
389
Teknik
longitudinal crack
i.
boyuna çatlak
390
Teknik
longitudinal facial crack
i.
boyuna yüzey çatlağı
391
Teknik
annular crack
i.
boyun çatlağı (cam)
392
Teknik
neck crack
i.
bilezik altı çatlağı
393
Teknik
wet shrinkage crack
i.
büzülme çatlağı
394
Teknik
crack due to shrinkage
i.
büzülmenin yol açtığı çatlak
395
Teknik
crack propagation
i.
çatlak ilerlemesi
396
Teknik
crack growth
i.
çatlak büyümesi
397
Teknik
crack propagation
i.
çatlak yayılması
398
Teknik
crack formation
i.
çatlak oluşumu
399
Teknik
crack length
i.
çatlak boyu
400
Teknik
crack formation temperature
i.
çatlak oluşma sıcaklığı
401
Teknik
crack detector
i.
çatlak algılayıcı
402
Teknik
crack pattern
i.
çatlak biçimi
403
Teknik
crack-arrester
i.
çatlak durdurucu
404
Teknik
crack plane orientation
i.
çatlak düzlemi konumu
405
Teknik
crack inspection
i.
çatlak kontrolü
406
Teknik
anti-crack steel
i.
çatlak önleyici teçhizat
407
Teknik
crack inspection
i.
çatlak muayenesi
408
Teknik
crack opening displacement
i.
çatlak açılım kayması
409
Teknik
original crack size
i.
çatlağın ilk büyüklüğü
410
Teknik
crack branching
i.
çatlak dallanması
411
Teknik
crack mouth
i.
çatlak ağzı
412
Teknik
opening of crack
i.
çatlak açıklığı
413
Teknik
crack zone
i.
çatlak bölgesi
414
Teknik
crack arrest
i.
çatlak durdurma
415
Teknik
slow crack growth on notched pipes
i.
çentikli borular üzerindeki yavaş çatlak ilerlemesi
416
Teknik
crack mouth opening displacement
i.
çatlak ağzı açılımı kayması
417
Teknik
pull crack
i.
çekme çatlağı
418
Teknik
crack deflection
i.
çatlak saptırma
419
Teknik
crack bowing
i.
çatlak eğilmesi
420
Teknik
tension crack
i.
çekme çatlağı
421
Teknik
crack propagation sensitivity
i.
çatlak ilerleme hassasiyeti
422
Teknik
crack velocity
i.
çatlak hızı
423
Teknik
diagonal crack
i.
çapraz çatlak
424
Teknik
resistance to crack propagation
i.
çatlak ilerlemesi mukavemeti
425
Teknik
crack injection
i.
çatlak içitimi
426
Teknik
crack tip stress intensity
i.
çatlak ucu gerilim yoğunluğu
427
Teknik
anti-crack reinforcement
i.
çatlak önleyici teçhizat
428
Teknik
crack growth rate
i.
çatlak büyüme hızı
429
Teknik
crack propagation rate
i.
çatlak ilerleme hızı
430
Teknik
crack length
i.
çatlak uzunluğu
431
Teknik
crack initiation stress
i.
çatlak başlatma gerilimi
432
Teknik
crack tip displacement
i.
çatlak ucu kayması
433
Teknik
crack formation
i.
çatlak oluşması
434
Teknik
crack front
i.
çatlak önü
435
Teknik
crack propagation test
i.
çatlak ilerleme deneyi
436
Teknik
crack initiation
i.
çatlak başlaması
437
Teknik
crack detector
i.
çatlak detektörü
438
Teknik
crack length
i.
çatlama
439
Teknik
crack extension
i.
çatlak uzaması
440
Teknik
crack detector
i.
çatlak bulucu
441
Teknik
crack size
i.
çatlak büyüklüğü
442
Teknik
crack plane
i.
çatlak düzlemi
443
Teknik
crack pattern
i.
çatlak izi
444
Teknik
mud crack
i.
çamur çatlağı
445
Teknik
crack surface
i.
çatlak yüzeyi
446
Teknik
crack width
i.
çatlak eni
447
Teknik
crack nucleation
i.
çatlak çekirdeklenmesi
448
Teknik
crack depth
i.
çatlak derinliği
449
Teknik
crack surface displacement
i.
çatlak yüzeyi kayması
450
Teknik
crack tip
i.
çatlak ucu
451
Teknik
contraction crack
i.
daralma çatlağı
452
Teknik
etching crack
i.
dağlama çatlağı
453
Teknik
unstable crack
i.
dengesiz çatlak
454
Teknik
restriction crack
i.
daralma çatlağı
455
Teknik
wall crack
i.
duvar çatlağı
456
Teknik
diagonal crack
i.
diyagonal çatlak
457
Teknik
toe crack
i.
dip çatlağı
458
Teknik
underbead crack
i.
dikişaltı çatlağı
459
Teknik
vertical crack
i.
dikey çatlak
460
Teknik
transverse crack
i.
enine çatlak
461
Teknik
electromagnetic crack detector
i.
elektromanyetik çatlak sezici
462
Teknik
pull crack
i.
enine çatlak
463
Teknik
electromagnetic crack detector
i.
elektrikli mıknatıssal çatlak sezici
464
Teknik
crack water
i.
fisür suyu
465
Teknik
effective crack size
i.
etkin çatlak büyüklüğü
466
Teknik
physical crack size
i.
fiziksel çatlak büyüklüğü
467
Teknik
cruciform crack
i.
haç şekilnde oluşan çatlak
468
Teknik
brittle crack propagation
i.
gevrek çatlak ilerlemesi
469
Teknik
crack due to expansion
i.
genişlemenin yol açtığı çatlak
470
Teknik
griffith crack theory
i.
griffith çatlak kuramı
471
Teknik
brittle crack
i.
gevrek çatlak
472
Teknik
rolling crack
i.
hadde çatlağı
473
Teknik
griffith crack model
i.
griffith çatlak modeli
474
Teknik
rolling crack
i.
haddeleme çatlağı
475
Teknik
stress crack
i.
gerilim çatlağı
476
Teknik
expansion crack
i.
genleşme çatlağı
477
Teknik
hertzian crack
i.
hertz çatlağı
478
Teknik
resistance to rapid crack propagation
i.
hızlı çatlak ilerlemesine direnci
479
Teknik
crescent crack
i.
hilalsi çatlak
480
Teknik
resistance to rapid crack propagation
i.
hızlı çatlak ilerlemesine mukavemet
481
Teknik
hair crack
i.
ince çatlak
482
Teknik
heat crack
i.
ısı çatlağı
483
Teknik
crack due to thermal stress
i.
ısıl gerilmenin yol açtığı çatlak
484
Teknik
fire crack
i.
ısıl çatlak
485
Teknik
heat crack
i.
ısıl çatlama
486
Teknik
thermal crack
i.
ısı çatlağı
487
Teknik
mould crack
i.
kalıp çatlağı
488
Teknik
conchoidal crack
i.
kabuksu çatlak
489
Teknik
bark crack
i.
kabuk çatlağı
490
Teknik
capillary crack
i.
kılcal çatlak
491
Teknik
crack temperature
i.
kırılma sıcaklığı
492
Teknik
weld crack
i.
kaynak çatlağı
493
Teknik
hairline crack
i.
kılcal çatlak
494
Teknik
discontinuous crack propagation
i.
kesintili çatlak ilerlemesi
495
Teknik
hair crack
i.
kılcal çatlak
496
Teknik
solidification shrinkage crack
i.
katılaşma çekmesi çatlağı
497
Teknik
solidification-shrinkage crack
i.
katılaşma çekintisi çatlağı
498
Teknik
cone crack formation
i.
konik çatlak oluşması
499
Teknik
drying crack
i.
kurutma çatlağı
500
Teknik
critical crack length
i.
kritik çatlak boyu
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of crack
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy