|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
değerini artırmak |
appreciate f.
|
|
General |
|
2 |
Genel |
kavramın inandırıcılığını artırmak amacıyla bilimsel dilin yanlış biçimde kullanılması |
fruitloopery i.
|
|
3 |
Genel |
ülke sınırlarını genişletmek veya nüfuzu artırmak için askeri güçle alınan toprak parçası |
land grab i.
|
|
4 |
Genel |
alevin ısısını artırmak için hava veya oksijen vermeye yarayan bir tüp |
blowtube i.
|
|
5 |
Genel |
muharebede etkinliği artırmak için kullanılan flama |
meatball i.
|
|
6 |
Genel |
sesi artırmak veya yönlendirmek için kullanılan koni biçimli bir cihaz |
meg i.
|
|
7 |
Genel |
(sac levhada) pürüzsüz kenar elde edip mukavemeti veya sertliği artırmak için kendi üzerine katlanmış bordür |
hem i.
|
|
8 |
Genel |
itibarını artırmak |
honour i.
|
|
9 |
Genel |
harf yüksekliğini artırmak için üzerine baskı plakası yerleştirilen altlık |
mount i.
|
|
10 |
Genel |
(körling sporunda) yer tutuşunu artırmak için körling ayakkabısına takılan kauçuk malzeme |
gripper i.
|
|
11 |
Genel |
mülk sahibinin mülkünün değerini artırmak için eklediği kişisel mallar |
immoveable i.
|
|
12 |
Genel |
esneklik, koordinasyon ve bilinçliliği artırmak için uygulanan hareketler sistemi |
feldenkrais method i.
|
|
13 |
Genel |
artırmak (keyif/öfke vb) |
give an edge to f.
|
|
14 |
Genel |
artırmak (heves/gayret vb'ni) |
whet f.
|
|
15 |
Genel |
fiyatını artırmak |
mark something up f.
|
|
16 |
Genel |
yardımı artırmak |
help grow f.
|
|
17 |
Genel |
kuvvetini artırmak |
boost f.
|
|
18 |
Genel |
artırmak (fiyat) |
boost f.
|
|
19 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
improve one's quality of life f.
|
|
20 |
Genel |
belirli bir miktar artırmak |
put something on f.
|
|
21 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
enhance the quality of life f.
|
|
22 |
Genel |
artırmak (düştükten sonra fiyatları) |
rally f.
|
|
23 |
Genel |
fiyat artırmak |
bid f.
|
|
24 |
Genel |
artırmak (belirli bir şey yaparak) |
supplement by f.
|
|
25 |
Genel |
açık artırmada fiyat artırmak |
bid f.
|
|
26 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
increase the quality of life f.
|
|
27 |
Genel |
gücünü artırmak |
amplify f.
|
|
28 |
Genel |
fiyatını artırmak |
mark up f.
|
|
29 |
Genel |
kirayı çok artırmak |
rack f.
|
|
30 |
Genel |
gücünü artırmak |
soup up f.
|
|
31 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
improve the quality of life f.
|
|
32 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
enhance the quality of living f.
|
|
33 |
Genel |
gücünü artırmak |
make more powerful f.
|
|
34 |
Genel |
bir şey yapmakla yetersiz bir şeyi artırmak |
eke out f.
|
|
35 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
increase the quality of living f.
|
|
36 |
Genel |
artırmak (belirli bir şeyle) |
supplement with f.
|
|
37 |
Genel |
gücünü artırmak |
step up f.
|
|
38 |
Genel |
artırmak (kötü durumdaki bir şeyi) |
exacerbate f.
|
|
39 |
Genel |
yaşam kalitesini artırmak |
raise quality of life f.
|
|
40 |
Genel |
değerini artırmak |
enrich f.
|
|
41 |
Genel |
isteğini artırmak |
whet f.
|
|
42 |
Genel |
artırmak (değer, fiyat vb'ni) |
enhance f.
|
|
43 |
Genel |
artırmak (fiyat) |
put up f.
|
|
44 |
Genel |
satış aşamasında evin fiyatını artırmak |
gazump f.
|
|
45 |
Genel |
süratini artırmak |
hurry something up f.
|
|
46 |
Genel |
süratini artırmak |
expedite f.
|
|
47 |
Genel |
süratini artırmak |
accelerate f.
|
|
48 |
Genel |
süratini artırmak |
quicken f.
|
|
49 |
Genel |
süratini artırmak |
precipitate f.
|
|
50 |
Genel |
süratini artırmak |
speed something up f.
|
|
51 |
Genel |
sayısını artırmak |
increase the number of f.
|
|
52 |
Genel |
sayıyı artırmak |
increase the number f.
|
|
53 |
Genel |
etkinliğini artırmak |
improve one's efficiency f.
|
|
54 |
Genel |
etkinliğini artırmak |
increase one's efficiency f.
|
|
55 |
Genel |
performansını artırmak |
improve one's performance f.
|
|
56 |
Genel |
etkinliğini artırmak |
maximize one's efficiency f.
|
|
57 |
Genel |
kapasite artırmak |
increase the capacity f.
|
|
58 |
Genel |
etkinliğini artırmak |
enhance one's efficiency f.
|
|
59 |
Genel |
etkinliğini artırmak |
boost one's efficiency f.
|
|
60 |
Genel |
performansını artırmak |
enhance one's performance f.
|
|
61 |
Genel |
kaliteyi artırmak |
raise the quality f.
|
|
62 |
Genel |
kaliteyi artırmak |
improve the quality f.
|
|
63 |
Genel |
kaliteyi artırmak |
enhance the quality f.
|
|
64 |
Genel |
maliyet artırmak |
increase the cost f.
|
|
65 |
Genel |
maliyet artırmak |
push up the cost f.
|
|
66 |
Genel |
pay artırmak |
increase share f.
|
|
67 |
Genel |
hızını artırmak |
rev f.
|
|
68 |
Genel |
turizmi artırmak |
increase the tourism f.
|
|
69 |
Genel |
turizmi artırmak |
boost the tourism f.
|
|
70 |
Genel |
maliyeti artırmak |
push up the cost f.
|
|
71 |
Genel |
maliyeti artırmak |
increase the cost f.
|
|
72 |
Genel |
motivasyon artırmak |
strengthen motivation f.
|
|
73 |
Genel |
motivasyon artırmak |
improve motivation f.
|
|
74 |
Genel |
motivasyon artırmak |
increase motivation f.
|
|
75 |
Genel |
fiyatı artırmak |
mark up the price f.
|
|
76 |
Genel |
fiyatı artırmak |
increase the price f.
|
|
77 |
Genel |
aşama aşama artırmak |
gradually increase f.
|
|
78 |
Genel |
tempoyu artırmak |
raise the tempo f.
|
|
79 |
Genel |
tempoyu artırmak |
increase the tempo f.
|
|
80 |
Genel |
tempoyu artırmak |
step up the tempo f.
|
|
81 |
Genel |
üretimi artırmak |
boost the production f.
|
|
82 |
Genel |
üretimi artırmak |
step up the production f.
|
|
83 |
Genel |
üretimi artırmak |
increase the production f.
|
|
84 |
Genel |
(sesi) artırmak |
amplify f.
|
|
85 |
Genel |
değerini artırmak |
enhance f.
|
|
86 |
Genel |
yoğunluğunu artırmak |
increase in intensity f.
|
|
87 |
Genel |
yoğunluğunu artırmak |
grow in intensity f.
|
|
88 |
Genel |
artırmak (düştükten sonra) (fiyatları) |
rally f.
|
|
89 |
Genel |
(fiyat) artırmak |
put up f.
|
|
90 |
Genel |
gerilimi artırmak |
heighten the tension f.
|
|
91 |
Genel |
gerilimi artırmak |
increase the tension f.
|
|
92 |
Genel |
gerginliği artırmak |
heighten the tension f.
|
|
93 |
Genel |
gerginliği artırmak |
increase the tension f.
|
|
94 |
Genel |
suçu artırmak |
breed the crime f.
|
|
95 |
Genel |
suçu artırmak |
breed crime f.
|
|
96 |
Genel |
gelir artırmak |
increase revenue f.
|
|
97 |
Genel |
gelir artırmak |
increase income f.
|
|
98 |
Genel |
pratiği artırmak |
improve the practice f.
|
|
99 |
Genel |
acıyı artırmak |
increase the pain f.
|
|
100 |
Genel |
tüketimi artırmak |
increase the consumption f.
|
|
101 |
Genel |
istihdam olanaklarını artırmak |
enhance/increase the employment opportunities f.
|
|
102 |
Genel |
katkısını artırmak |
increase one's contribution f.
|
|
103 |
Genel |
birinin üzerindeki baskıyı artırmak |
increase the pressure on someone f.
|
|
104 |
Genel |
satışları dört milyondan altı milyona artırmak |
increase sales from four million to six million dollars f.
|
|
105 |
Genel |
sakatlık riskini artırmak |
increase the risk of injury f.
|
|
106 |
Genel |
eğitimde kaliteyi artırmak |
increase quality in education f.
|
|
107 |
Genel |
'ın refahını artırmak |
improve the lot of f.
|
|
108 |
Genel |
tempoyu artırmak |
speed up the tempo f.
|
|
109 |
Genel |
için baskıyı artırmak/yoğunlaştırmak |
step up pressure for f.
|
|
110 |
Genel |
şaraptaki alkol oranını şeker ilave ederek artırmak |
chaptalize f.
|
|
111 |
Genel |
şaraptaki alkol oranını şeker ilave ederek artırmak |
chaptalise f.
|
|
112 |
Genel |
iştahını artırmak |
increase one's appetite f.
|
|
113 |
Genel |
üzerindeki baskıyı artırmak |
increase the pressure on f.
|
|
114 |
Genel |
bilgi ve tecrübesini artırmak |
enhance one's knowledge and experience f.
|
|
115 |
Genel |
farkındalığı artırmak |
expand awareness f.
|
|
116 |
Genel |
bir kuşun uçuş gücünü artırmak için kanat veya kuyruğuna tüy eklemek |
imp f.
|
|
117 |
Genel |
değerini artırmak ( çek, para havalesi vb.) |
raise f.
|
|
118 |
Genel |
kuvvetini artırmak |
reenforce f.
|
|
119 |
Genel |
etkisini artırmak |
reenforce f.
|
|
120 |
Genel |
etkisini artırmak |
re-enforce f.
|
|
121 |
Genel |
yeniden artırmak |
re-escalate f.
|
|
122 |
Genel |
yeniden artırmak |
reincrease f.
|
|
123 |
Genel |
etkisini artırmak |
needle f.
|
|
124 |
Genel |
talebi artırmak |
stimulate the demand f.
|
|
125 |
Genel |
yeni hisse senedi çıkararak bir şirketin sermaye stokunu artırmak |
water stock f.
|
|
126 |
Genel |
besin içeriğini artırmak |
enrich f.
|
|
127 |
Genel |
portföyü artırmak |
increase the portfolio f.
|
|
128 |
Genel |
besin değerini artırmak |
enrich f.
|
|
129 |
Genel |
boyutunu artırmak |
upsize f.
|
|
130 |
Genel |
ilgisini artırmak |
better f.
|
|
131 |
Genel |
limitini artırmak |
bloat f.
|
|
132 |
Genel |
(bir şeyin) etkisini artırmak |
help f.
|
|
133 |
Genel |
ilave ederek artırmak |
build f.
|
|
134 |
Genel |
temizleme gücünü artırmak |
build f.
|
|
135 |
Genel |
havadaki nem oranını artırmak |
humidify f.
|
|
136 |
Genel |
anlamsızca artırmak |
misraise f.
|
|
137 |
Genel |
(bir şeyi) artırmak |
much [dialect] f.
|
|
138 |
Genel |
devlet dairelerinin sayısını artırmak |
bureaucratize f.
|
|
139 |
Genel |
devlet dairelerinin sayısını artırmak |
bureaucratise f.
|
|
140 |
Genel |
toplam satış tutarını artırmak amacıyla farklı tekliflerle müşteriyi daha çok veya daha pahalı olanı alması için yönlendirmek |
upsell f.
|
|
141 |
Genel |
gift aid sistemiyle yapılan bağışın değerini artırmak |
gift-aid f.
|
|
142 |
Genel |
miktarını artırmak |
height [dialect] f.
|
|
143 |
Genel |
sayısını artırmak |
height [dialect] f.
|
|
144 |
Genel |
etkisini artırmak |
height [dialect] f.
|
|
145 |
Genel |
etkisini artırmak |
heighten f.
|
|
146 |
Genel |
nüfusunu artırmak |
impeople f.
|
|
147 |
Genel |
fiyatını artırmak |
improve [obsolete] f.
|
|
148 |
Genel |
(bina, inşaat ile) arazinin değerini artırmak |
develop f.
|
|
149 |
Genel |
değerini artırmak |
distinguish f.
|
|
150 |
Genel |
(değersiz bir şeyin) değerini artırmak |
dignify f.
|
|
151 |
Genel |
tek tek artırmak |
increment f.
|
|
152 |
Genel |
adım adım artırmak |
increment f.
|
|
153 |
Genel |
yoğunluğunu artırmak |
pack f.
|
|
154 |
Genel |
dikişlerini artırmak |
fashion f.
|
|
155 |
Genel |
etkisini artırmak |
potentiate f.
|
|
156 |
Genel |
(ilacın) etkisini artırmak |
potentize f.
|
|
157 |
Genel |
(ilacın) etkisini artırmak |
potentise f.
|
|
158 |
Genel |
daha hızlı artırmak |
outrun f.
|
|
159 |
Genel |
etkisini artırmak |
screw f.
|
|
160 |
Genel |
performansını artırmak |
shape up f.
|
|
161 |
Genel |
(radyo veya televizyon sesini) kademeli olarak artırmak |
sneak f.
|
|
162 |
Genel |
hararetini artırmak |
poke f.
|
|
163 |
Genel |
hızla artırmak |
snowball f.
|
|
164 |
Genel |
(halatın, kayışın) bir direk, pim veya makaranın etrafına dolayarak gerilimini artırmak |
snub f.
|
|
165 |
Genel |
(bir şeyin) etkisini, ilgisini veya çekiciliğini artırmak |
spike f.
|
|
166 |
Genel |
(yarışta) aniden performansını artırmak |
surge f.
|
|
167 |
Genel |
dramatik ölçüde artırmak |
surge f.
|
|
168 |
Genel |
aniden artırmak |
surge f.
|
|
169 |
Genel |
bahis artırmak |
raise f.
|
|
170 |
Genel |
etkiyi artırmak için aynı kelimenin art arda gelen iki cümlenin başında tekrarlanması |
anaphorically zf.
|
|
Phrasals |
|
171 |
Öbek Fiiller |
miktarını artırmak |
put up f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
açık artırmada fiyat artırmak |
bid on f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
(bir sayı) kadar artırmak |
increment something by something f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
her defasında belli bir sayı kadar artırmak |
increment something by something f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(rüzgarla/fırtınayla) şiddetini artırmak/(dalga vb) azgınlaşmak |
whip up something f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(rüzgarla/fırtınayla) şiddetini artırmak/(dalga vb) azgınlaşmak |
whip something up f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
iki kat artırmak |
double up f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
suyun bulunduğu yeri kazarak suyun seviyesini artırmak |
dredge up f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
ilgiyi artırmak/yükseltmek |
drum up f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden küçük bir kısmını) çıkarmak/artırmak |
trim (something) from (something else) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi hızla artırmak |
drive up f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
ışığı artırmak |
dim up f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
ışığı artırmak |
dim something up f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
saygınlığını artırmak |
raise up f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
sayısını artırmak |
number in f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) fiyatını, miktarını, oranını birden artırmak/yükseltmek |
peg (something) up f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
fiyatını, miktarını, oranını birden artırmak/yükseltmek |
peg up f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
(birileriyle bir yerin/şeyin) nüfusunu artırmak |
people (something or some place) with (someone) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
birileriyle bir şeyin nüfusunu artırmak |
people something with someone f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
fiyatını artırmak/yükseltmek |
price up f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin fiyatını artırmak/yükseltmek |
price something up f.
|
|
192 |
Öbek Fiiller |
belli bir derecede artırmak/yoğunlaştırmak |
kick up f.
|
|
193 |
Öbek Fiiller |
gücünü artırmak |
kick up f.
|
|
194 |
Öbek Fiiller |
hızını artırmak |
pick up f.
|
|
195 |
Öbek Fiiller |
satış fiyatını artırmak için kendi mülküne fazladan fiyat teklifi sunmak |
bid in f.
|
|
196 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin (bir şeyini) artırmak/çoğaltmak |
add (something) to something f.
|
|
197 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) artırmak |
add to (something) f.
|
|
198 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi artırmak |
run something up f.
|
|
199 |
Öbek Fiiller |
bahsi artırmak |
bet up f.
|
|
200 |
Öbek Fiiller |
açık artırmada bir şeyin fiyatını artırmak/yükseltmek |
bid something up f.
|
|
201 |
Öbek Fiiller |
(açık arttırmada) fiyat artırmak |
bid up f.
|
|
202 |
Öbek Fiiller |
fiyat teklifini artırmak/yükseltmek |
bid up f.
|
|
203 |
Öbek Fiiller |
miktarını/hacmini artırmak |
bulk out f.
|
|
204 |
Öbek Fiiller |
git gide artırmak |
edge up f.
|
|
205 |
Öbek Fiiller |
sesi yavaş yavaş yükseltmek/artırmak |
fade something up f.
|
|
206 |
Öbek Fiiller |
yavaş yavaş artırmak |
fade up f.
|
|
207 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) artırmak |
hike (something) up f.
|
|
208 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin gücünü artırmak |
hop something up f.
|
|
209 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak |
hop something up f.
|
|
210 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir oranda/seviyede) artırmak |
increase (something) by (something) f.
|
|
211 |
Öbek Fiiller |
kadar artırmak |
increment by f.
|
|
212 |
Öbek Fiiller |
bir oranda/seviyede artırmak |
increment by f.
|
|
213 |
Öbek Fiiller |
(birinin) hevesini/isteğini artırmak |
jolly (one) along f.
|
|
214 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir şey yapma) hevesini/isteğini artırmak |
jolly (someone) into (doing) (something) f.
|
|
215 |
Öbek Fiiller |
(bir sayıyla) çarpıp o oranda artırmak |
multiply by (something) f.
|
|
216 |
Öbek Fiiller |
(bir oranda) artırmak |
multiply by (something) f.
|
|
217 |
Öbek Fiiller |
birileriyle nüfusunu artırmak |
people with f.
|
|
218 |
Öbek Fiiller |
coşkusunu/özgüvenini artırmak |
psych (someone or oneself) up f.
|
|
219 |
Öbek Fiiller |
çabasını artırmak |
rise to (something) f.
|
|
220 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin biri/bir şey) üzerindeki etkisini artırmak/yoğunlaştırmak |
sensitize (someone or something) to (something) f.
|
|
221 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin bir şeye) karşı farkındalığını artırmak |
sensitize (someone or something) to (something) f.
|
|
222 |
Öbek Fiiller |
üzerindeki etkisini artırmak/yoğunlaştırmak |
sensitize to f.
|
|
223 |
Öbek Fiiller |
-e karşı farkındalığını artırmak |
sensitize to f.
|
|
224 |
Öbek Fiiller |
seviyesini artırmak |
dial up f.
|
|
225 |
Öbek Fiiller |
(animasyonda) hızını artırmak |
slow out f.
|
|
226 |
Öbek Fiiller |
bir şeyin gücünü artırmak |
soup something up f.
|
|
227 |
Öbek Fiiller |
bilgisayar hard diskinin hızını artırmak |
spin up f.
|
|
228 |
Öbek Fiiller |
hızını artırmak (motor) |
tach up f.
|
|
229 |
Öbek Fiiller |
(rüzgar) şiddetini artırmak |
pipe up f.
|
|
230 |
Öbek Fiiller |
dolguyla hacmini artırmak |
pad out f.
|
|
231 |
Öbek Fiiller |
(enstrüman telini) sıkıştırarak perdesini artırmak |
set to f.
|
|
232 |
Öbek Fiiller |
(parlaklığını) artırmak |
set to [obsolete] f.
|
|
Colloquial |
|
233 |
Konuşma Dili |
spor performansını artırmak için düzenli olarak steroid gibi maddeler kullanan kimse |
juicehead i.
|
|
234 |
Konuşma Dili |
anlaştıktan sonra satış gerçekleşmeden fiyatı artırmak |
gazumph f.
|
|
235 |
Konuşma Dili |
fiyatta anlaşıp satış yapılmadan önce evin fiyatını artırmak |
gazumph f.
|
|
236 |
Konuşma Dili |
satış tam gerçekleşmeden önce evin üzerinde anlaşılan fiyatını artırmak |
gazumph f.
|
|
237 |
Konuşma Dili |
satışta anlaşılıp işlemler tamamlanmadan evin fiyatını artırmak |
gazumph f.
|
|
238 |
Konuşma Dili |
satış işlemleri sırasında evin fiyatını artırmak |
gazumph f.
|
|
239 |
Konuşma Dili |
fiyatında anlaştığı evin tam satış işlemlerinden önce fiyatını artırmak |
gazumph f.
|
|
240 |
Konuşma Dili |
performansını artırmak |
goose up f.
|
|
241 |
Konuşma Dili |
motorun hızını artırmak |
gun f.
|
|
242 |
Konuşma Dili |
aniden hızını artırmak |
gun it f.
|
|
243 |
Konuşma Dili |
çalışma kalitesini artırmak |
step it up f.
|
|
244 |
Konuşma Dili |
fiyatını artırmak/yükseltmek |
jack something up f.
|
|
245 |
Konuşma Dili |
askeri gücünü artırmak |
muscle up f.
|
|
246 |
Konuşma Dili |
askeri varlığını artırmak |
muscle up f.
|
|
247 |
Konuşma Dili |
tadil edip gücünü/performansını artırmak |
supe up f.
|
|
248 |
Konuşma Dili |
gerçek zamanlı strateji oyunlarında oyun içinde teknolojik becerilerini/kapasitesini artırmak |
tech up f.
|
|
Idioms |
|
249 |
Deyim |
bir şeyin değerini/etkisin ya da cazibesini artırmak için yalan bilgi yaymak |
salt the books f.
|
|
250 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
turn up the pressure f.
|
|
251 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
turn up the heat f.
|
|
252 |
Deyim |
olasılıkları artırmak |
cast/spread your net wide f.
|
|
253 |
Deyim |
bir şeyin fiyatını yükseltmek/değerini artırmak |
put something at a premium f.
|
|
254 |
Deyim |
birinin üzerindeki baskıyı artırmak |
turn up the heat on someone f.
|
|
255 |
Deyim |
birinin üzerindeki baskıyı artırmak |
put the heat on somebody f.
|
|
256 |
Deyim |
birinin üzerindeki baskıyı artırmak |
turn the heat up on someone f.
|
|
257 |
Deyim |
dişinden tırnağından artırmak |
pinch and save f.
|
|
258 |
Deyim |
dişinden tırnağından artırmak |
pinch and scrape f.
|
|
259 |
Deyim |
kalitesini artırmak |
up the ante f.
|
|
260 |
Deyim |
kalitesini artırmak |
raise the ante f.
|
|
261 |
Deyim |
tempoyu artırmak |
pick up the pace f.
|
|
262 |
Deyim |
yavaş yavaş artırmak/yükseltmek |
jack up something f.
|
|
263 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
put the screws on somebody f.
|
|
264 |
Deyim |
(arabanın) aniden hızını artırmak |
put one's foot to the floor f.
|
|
265 |
Deyim |
üzerindeki denetimleri artırmak |
put the screws on somebody f.
|
|
266 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
tighten the screws on somebody f.
|
|
267 |
Deyim |
yavaş yavaş artırmak/yükseltmek |
jack something up f.
|
|
268 |
Deyim |
üzerindeki denetimleri artırmak |
tighten the screws on somebody f.
|
|
269 |
Deyim |
soğuk yüzünden vücudu sıcaklığını artırmak için ellerini ovuşturmak |
cuff jonas [obsolete] f.
|
|
270 |
Deyim |
tedbirleri artırmak |
haul in (one's) horns f.
|
|
271 |
Deyim |
birbirinin yaratıcılığını artırmak |
strike sparks off each other f.
|
|
272 |
Deyim |
birbirinin yaratıcılığını artırmak |
strike sparks off each other (or one another) f.
|
|
273 |
Deyim |
statüsünü artırmak/yükseltmek |
get face f.
|
|
274 |
Deyim |
çalışma hızını artırmak |
get the lead out of (one's) feet f.
|
|
275 |
Deyim |
fiyatını artırmak/yükseltmek |
force a price up f.
|
|
276 |
Deyim |
fiyat artırmak/yükseltmek |
force a price up f.
|
|
277 |
Deyim |
fiyatını artırmak/yükseltmek |
force the price up f.
|
|
278 |
Deyim |
fiyat artırmak/yükseltmek |
force the price up f.
|
|
279 |
Deyim |
gerginliği artırmak/alevlendirmek |
fuel the fire f.
|
|
280 |
Deyim |
gerginliği artırmak/alevlendirmek |
fuel the fires f.
|
|
281 |
Deyim |
gerginliği artırmak/alevlendirmek |
fuel the flame f.
|
|
282 |
Deyim |
gerginliği artırmak/alevlendirmek |
fuel the flames f.
|
|
283 |
Deyim |
hızını durmadan artırmak |
move through the gears f.
|
|
284 |
Deyim |
hızını sürekli olarak artırmak |
move through the gears f.
|
|
285 |
Deyim |
verimliliği/performansı olabildiğince artırmak |
improve the shining hour [old-fashioned] f.
|
|
286 |
Deyim |
temposunu artırmak |
mend (one's) pace [old-fashioned] f.
|
|
287 |
Deyim |
tempoyu artırmak |
swing into full gear f.
|
|
288 |
Deyim |
tempoyu artırmak |
swing into gear f.
|
|
289 |
Deyim |
heyecanı artırmak |
raise the temperature f.
|
|
290 |
Deyim |
duygusal yoğunluğu artırmak |
raise the temperature f.
|
|
291 |
Deyim |
heyecanı artırmak |
raise the temperature f.
|
|
292 |
Deyim |
duygusal yoğunluğu artırmak |
raise the temperature f.
|
|
293 |
Deyim |
bir şeyin değerini, cazibesini, potansiyelini sahtekarlıkla artırmak için yanlış bilgi sunmak/vermek |
salt the mine f.
|
|
294 |
Deyim |
birbirinin yaratıcılığını artırmak |
strike sparks off one another f.
|
|
295 |
Deyim |
fiyatı artırmak |
drive a price up f.
|
|
296 |
Deyim |
fiyatını artırmak |
drive the price up f.
|
|
297 |
Deyim |
bir şeyin fiyatını artırmak |
drive something's price up f.
|
|
298 |
Deyim |
(bir şeyin) fiyatını yükseltmek/artırmak |
force a price up f.
|
|
299 |
Deyim |
(bir şeyin) fiyatını yükseltmek/artırmak |
force the price up f.
|
|
300 |
Deyim |
(bir şeyin) fiyatını yükseltmek/artırmak |
force something's price up f.
|
|
301 |
Deyim |
dünya nüfusunu artırmak |
multiply the earth f.
|
|
302 |
Deyim |
'-in olmuş olma olasılığını artırmak |
lend color to f.
|
|
303 |
Deyim |
'-in güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak |
lend color to f.
|
|
304 |
Deyim |
bir şeyin olmuş olma olasılığını artırmak |
lend colour to something [uk] f.
|
|
305 |
Deyim |
bir iddianın güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak |
lend colour to something [uk] f.
|
|
306 |
Deyim |
bir şeyin olmuş olma olasılığını artırmak |
lend color to something [us] f.
|
|
307 |
Deyim |
bir iddianın güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak |
lend color to something [us] f.
|
|
308 |
Deyim |
(bir şeyin) olmuş olma olasılığını artırmak |
lend color to (something) f.
|
|
309 |
Deyim |
(bir iddianın) güvenilirliğini/inandırıcılığını artırmak |
lend color to (something) f.
|
|
310 |
Deyim |
(bir şeyin) güvenilirliğini/inanılırlığını artırmak |
lend weight to (something) f.
|
|
311 |
Deyim |
söyleyeceği şeyin etkisini artırmak için duraklamak |
pause for effect f.
|
|
312 |
Deyim |
(bir şeyin) fiyatını büyük ölçüde artırmak |
place a premium on (something) f.
|
|
313 |
Deyim |
hızını artırmak |
pour on coal [old-fashioned] f.
|
|
314 |
Deyim |
gayreti artırmak |
pour on coal [old-fashioned] f.
|
|
315 |
Deyim |
fiyatını çok fazla artırmak |
price yourself out of the market f.
|
|
316 |
Deyim |
değerini artırmak |
put at a premium f.
|
|
317 |
Deyim |
(birinin) maskülenliğini artırmak |
put hair on (one's) chest f.
|
|
318 |
Deyim |
(birinin) maskülenliğini artırmak |
put hairs on (one's) chest f.
|
|
319 |
Deyim |
verimi artırmak |
step things up f.
|
|
320 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
tighten the screw f.
|
|
321 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
tighten the screws f.
|
|
322 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
turn on the heat f.
|
|
323 |
Deyim |
(biri/bir şey) üzerindeki baskıyı artırmak |
turn the heat on (someone or something) f.
|
|
324 |
Deyim |
rakibi üzerindeki baskıyı artırmak |
turn the heat on (someone or something) f.
|
|
325 |
Deyim |
(birinin) üzerindeki baskıyı artırmak |
turn the heat on (someone) f.
|
|
326 |
Deyim |
baskıyı artırmak |
turn the heat up f.
|
|
327 |
Deyim |
(birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı artırmak |
turn up the heat (on someone or something) f.
|
|
328 |
Deyim |
(bir şey) üzerindeki baskıyı artırmak |
turn up the heat (on someone or something) f.
|
|
329 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
turn up the heat on f.
|
|
330 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
put the heat on f.
|
|
331 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
put the screws on f.
|
|
332 |
Deyim |
üzerindeki baskıyı artırmak |
tighten the screws on f.
|
|
333 |
Deyim |
karmaşıklığını artırmak |
add a layer of complexity f.
|
|
Trade/Economic |
|
334 |
Ticaret/Ekonomi |
emre yazılı bir senedin devredilebilirliğini artırmak amacıyla üçüncü bir kimsenin ona imza koyması |
accommodation endorsement i.
|
|
335 |
Ticaret/Ekonomi |
prestij artırmak amacıyla yapılan reklam |
prestige advertising i.
|
|
336 |
Ticaret/Ekonomi |
reklama karşı ilgiyi artırmak için eklenen yapay kısım veya bu amaçla kullanılan araçlar |
gimmick i.
|
|
337 |
Ticaret/Ekonomi |
ülkenin ihracatını artırmak için eximbank kanalıyla doğrudan yabancı alıcılara açılan kredi |
buyer's credit i.
|
|
338 |
Ticaret/Ekonomi |
toplum refahını artırmak için kurulmuş iş adamları ve meslek adamları derneği |
apex club [australia] i.
|
|
339 |
Ticaret/Ekonomi |
(abd ve kanada'da) piyasaya olan güveni artırmak için çalışan kar amacı gütmeyen bir kuruluş |
bbb (better business bureau) i.
|
|
340 |
Ticaret/Ekonomi |
piyasadaki fiyatını yükselterek ardındaki şirketin değerini artırmak amacıyla (menkul kıymet) satın almak |
ramp f.
|
|
341 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyat artırmak |
bid f.
|
|
342 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyat artırmak |
overbid f.
|
|
343 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatı artırmak |
run up f.
|
|
344 |
Ticaret/Ekonomi |
ekonomik güçlük dönemlerinde bazı nakit akımlarının giriş olasılığını artırmak düşüncesi ile çok uluslu şirketin yabancı ülke şubelerinden ana merkeze yapılan nakit akımlarını lisans ücretleri farklı bölümlere ayırmak |
unbundle f.
|
|
345 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyat artırmak |
mark up f.
|
|
346 |
Ticaret/Ekonomi |
fazla fiyat artırmak |
overbid f.
|
|
347 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatı artırmak |
boost f.
|
|
348 |
Ticaret/Ekonomi |
istihdam olanaklarını artırmak |
enhance the employment opportunities f.
|
|
349 |
Ticaret/Ekonomi |
istihdam olanaklarını artırmak |
increase the employment opportunities f.
|
|
350 |
Ticaret/Ekonomi |
müzayedede artırmak |
overbid f.
|
|
351 |
Ticaret/Ekonomi |
sermayeyi artırmak |
rise capital f.
|
|
352 |
Ticaret/Ekonomi |
vergileri artırmak |
raise the duties f.
|
|
353 |
Ticaret/Ekonomi |
(kuruluşu) küçülterek etkinliğini artırmak |
slim down f.
|
|
354 |
Ticaret/Ekonomi |
(kuruluşu) küçülterek verimini artırmak |
slim down f.
|
|
Law |
|
355 |
Hukuk |
sahtecilik yaparak bir çekin değerini artırmak |
raise a check f.
|
|
356 |
Hukuk |
arazi üzerindeki haklarını artırmak |
shingle f.
|
|
Politics |
|
357 |
Siyasal |
vergilerden gelen geliri artırmak için kullanılan devlet tekeli |
regie i.
|
|
Industry |
|
358 |
Sanayi |
kağıt, kumaş gibi malzemelere yüzeylerini pürüzsüzleştirmek, ağırlıklarını artırmak için eklenen malzeme |
loading i.
|
|
359 |
Sanayi |
ürün boyutunu artırmak |
upsize f.
|
|
Insurance |
|
360 |
Sigortacılık |
(banka, broker) alacağı komisyonu artırmak için yatırımcıyı ürün veya hizmet değiştirmeye teşvik etmek |
churn f.
|
|
Media |
|
361 |
Medya |
tirajını artırmak |
increase one’s circulation f.
|
|
362 |
Medya |
tirajını artırmak |
boost one’s circulation f.
|
|
Technical |
|
363 |
Teknik |
mukavemetini ve esnekliğini artırmak için kauçuğu kükürtle sertleştiren kimse |
vulcanizer i.
|
|
364 |
Teknik |
mukavemetini ve esnekliğini artırmak için kauçuğu kükürtle sertleştiren kimse |
vulcaniser i.
|
|
365 |
Teknik |
yüksekliği artırmak için kullanılan yapı |
riser i.
|
|
366 |
Teknik |
normal çiviye benzeyip tutuş gücünü artırmak için çimentoyla kaplanan tel çivi |
cooler i.
|
|
367 |
Teknik |
okunabilirliği artırmak veya bir özelliği vurgulamak için (haritadaki gereksiz ayrıntıları) değiştirmek veya ortadan kaldırmak |
generalise f.
|
|
368 |
Teknik |
okunabilirliği artırmak veya bir özelliği vurgulamak için (haritadaki gereksiz ayrıntıları) değiştirmek veya ortadan kaldırmak |
generalize f.
|
|
369 |
Teknik |
(metalin) mekanik bir işlemle sertliğini veya dayanıklılığını artırmak |
work harden f.
|
|
370 |
Teknik |
(perçinleme) titreşimi azaltıp genleşmeyi artırmak için takviye aletini perçine bastırmak |
buck f.
|
|
371 |
Teknik |
(kağıt hamuru) nem direncini artırmak için uzun süre çırpmak |
hydrate f.
|
|
372 |
Teknik |
(reçine ile emprenye sonucu) ahşabın doğal yoğunluğunu artırmak |
densify f.
|
|
373 |
Teknik |
(damarlı yüzeyi) boyayarak damarlı görünümünü artırmak |
overgrain f.
|
|
374 |
Teknik |
(adet pedi, bebek bezi) sıvı emiciliğini artırmak |
introfy f.
|
|
375 |
Teknik |
sülfürün ağaç hamuruna işleyiciliğini artırmak |
introfy f.
|
|
376 |
Teknik |
gerilimi artırmak |
saturate f.
|
|
377 |
Teknik |
(devrede) endüktans kapasitesini artırmak |
stiffen f.
|
|
Computer |
|
378 |
Bilgisayar |
web sayfasının boyutunu küçülterek indirilme hızını artırmak için beyaz alanları ve gereksiz karakterleri silmek |
minify f.
|
|
Informatics |
|
379 |
Bilişim |
düz metin mesajının şifre güvenliğini artırmak için eklenen rastgele seçilmiş baytlar |
salt i.
|
|
380 |
Bilişim |
bilgisayarın güvenliğini artırmak |
harden f.
|
|
Telecom |
|
381 |
Telekom |
kalitesini artırmak |
upgrade f.
|
|
382 |
Telekom |
(ses, görüntü) yavaş yavaş artırmak |
fade in f.
|
|
383 |
Telekom |
(kablolu tv, cep telefonu hizmete sağlayıcıları) mevcut abonelerden elde edilen kazancı artırmak ve yeni abone kazandırmaya çalışmak |
churn f.
|
|
Electric |
|
384 |
Elektrik |
iletim özelliğini artırmak için iletim hattına endüktans ekleme |
loading i.
|
|
385 |
Elektrik |
(alternatif akım veya voltajı) trafo kullanarak artırmak veya azaltmak |
transform f.
|
|
386 |
Elektrik |
akımı artırmak |
build up f.
|
|
Mechanic |
|
387 |
Mekanik |
pistonlu küçük bir yüksek basınçlı silindir ekleyerek (tek silindirli newcomen makinesinin) gücünü artırmak |
m'-naught f.
|
|
Textile |
|
388 |
Tekstil |
bileşime plastik özelliklerini artırmak amacıyla eklenen madde |
plastisizer i.
|
|
Construction |
|
389 |
İnşaat |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboard i.
|
|
390 |
İnşaat |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboarding i.
|
|
391 |
İnşaat |
sertleşmesini artırmak için harçla beraber kullanılan alçı miktarı |
gauge i.
|
|
Dyeing |
|
392 |
Boyacılık |
çözücü ekleyerek (boyanın) viskozitesini artırmak |
reduce f.
|
|
Automotive |
|
393 |
Otomotiv |
fazla ivmelenme sırasında fren bandına etki eden basıncı artırmak üzere tasarlanan valf |
compensator valve i.
|
|
394 |
Otomotiv |
otomobil sistemlerinde çıkış basıncını artırmak ve harcanan çabayı azaltmak üzere kullanılan eleman |
booster i.
|
|
395 |
Otomotiv |
viskozitenin sıcaklığa bağlı olarak değişimini kısıtlayarak performansı artırmak için polimer katkı maddesi eklenmiş (makine yağı) |
multigrade s.
|
|
Railway |
|
396 |
Demiryolu |
demiryolu sistemlerinin verimliliğini artırmak için önerilen sürücüsüz tren |
nopo i.
|
|
Marine |
|
397 |
Denizcilik |
kargo yükleme taşıma verimini artırmak için sağlanan imkanlar |
facilities to promote cargo handling efficiency i.
|
|
398 |
Denizcilik |
geminin hızını artırmak |
freshen the way f.
|
|
Petrol |
|
399 |
Petrol |
benzin üretimini artırmak amacıyla kimyasal katalizörlerin uygulanması |
thermofor process i.
|
|
Medical |
|
400 |
Medikal |
(aşı uygulamasından önce) bağışıklığı artırmak için insanlara çiçek hastalığı virüsü bulaştıran kimse |
variolator i.
|
|
401 |
Medikal |
kalbin debisini kısa süreliğine artırmak için implante edilen bir cihaz |
lvad (left ventricular assist device) i.
|
|
402 |
Medikal |
yoğunluğunu artırmak |
exasperate f.
|
|
403 |
Medikal |
iltihabı artırmak |
draw f.
|
|
Psychology |
|
404 |
Psikoloji |
mastürbasyon sırasında hazzı artırmak için kendini oksijensiz bırakma |
autoerotic asphyxia i.
|
|
405 |
Psikoloji |
amacı katılımcıların belirli ihtiyaç ve hedeflerine ilişkin farkındalıklarını artırmak olan bir grup terapisi yöntemi |
consciousness-raising i.
|
|
Physiology |
|
406 |
Fizyoloji |
(organ, doku, uzuv) hareketliliğini artırmak |
excite f.
|
|
Pathology |
|
407 |
Patoloji |
antijene yeniden maruziyet üzerine gösterilen reaksiyonu güçlü bir şekilde artırmak |
hypersensitize f.
|
|
408 |
Patoloji |
antijene yeniden maruziyet üzerine gösterilen reaksiyonu güçlü bir şekilde artırmak |
hypersensitise f.
|
|
Optics |
|
409 |
Optik |
lensin odak uzunluğunu artırmak için kullanılan cihaz |
teleconverter i.
|
|
Printing |
|
410 |
Baskı Teknikleri |
opaklığı artırmak için ince metal tozu uygulamak |
bronze f.
|
|
Food Engineering |
|
411 |
Gıda |
biranın sarhoş etme özelliğini artırmak için eskiden kullanılan bir madde |
multum i.
|
|
412 |
Gıda |
fermente edilmemiş üzüm suyuna şarap miktarını artırmak için su ve şeker eklemek |
gallisize f.
|
|
413 |
Gıda |
fermente edilmemiş üzüm suyuna şarap miktarını artırmak için su ve şeker eklemek |
gallisise f.
|
|
414 |
Gıda |
fermente edilmemiş üzüm suyuna şarap miktarını artırmak için su ve şeker eklemek |
gallize f.
|
|
415 |
Gıda |
fermente edilmemiş üzüm suyuna şarap miktarını artırmak için su ve şeker eklemek |
gallise f.
|
|
416 |
Gıda |
(kaymağı) yağ kaybını önlemek ve ürünün lezzetini artırmak için yayıklama öncesi bakteriyel faaliyetlerle ekşitmek |
ripen f.
|
|
417 |
Gıda |
(sığır veya av etinin) lezzet ve yumuşaklığını soğutma sırasında enzimlerle artırmak |
ripen f.
|
|
Gastronomy |
|
418 |
Mutfak |
(içki yapımında) alkol oranını artırmak |
needle f.
|
|
419 |
Mutfak |
besin değerini artırmak |
fortify f.
|
|
Physics |
|
420 |
Fizik |
bir gram saf suyun sıcaklık derecesini bir derece artırmak için gerekli ısı miktarı |
gram degree i.
|
|
421 |
Fizik |
(bir maddedeki) bir veya daha fazla radyoaktif izotopun miktarını artırmak |
enrich f.
|
|
422 |
Fizik |
betonun radyasyon kalkanı olarak etkinliğini artırmak için yüksek atom sayılı malzeme eklemek |
load f.
|
|
423 |
Fizik |
(nesnenin) ısı enerjisini artırmak |
heat f.
|
|
Chemistry |
|
424 |
Kimya |
temizleme güçlerini artırmak için sabun ve deterjanlara eklenen madde |
detergent builder i.
|
|
425 |
Kimya |
temizleme güçlerini artırmak için sabun ve deterjanlara eklenen madde |
builder i.
|
|
426 |
Kimya |
aktivitesini artırmak |
activate f.
|
|
427 |
Kimya |
(element veya iyon) pozitif valans değerini artırmak |
oxygenize f.
|
|
428 |
Kimya |
(element veya iyon) pozitif valans değerini artırmak |
oxygenise f.
|
|
Agriculture |
|
429 |
Tarım |
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde düzenlenmiş farklı genlere sahip ekin |
multiline i.
|
|
430 |
Tarım |
yavrulama oranlarını artırmak için dişi koyunlara çiftleşme öncesi fazladan verilen yem |
flushing i.
|
|
431 |
Tarım |
ıslah yoluyla kalitesini artırmak |
upgrade f.
|
|
432 |
Tarım |
su emilimini artırmak veya çimlenmeyi hızlandırmak için (tohumların) dış yüzeyini kazımak |
scarify f.
|
|
433 |
Tarım |
mahsulün hastalığa karşı direncini artırmak için sıralar halinde olan (ekin çeşitliliği) |
multiline s.
|
|
Breeding |
|
434 |
Hayvancılık |
hayvanın vücudunda emilimi artırmak için hayvan yemindeki iz elementlerin amino asitlere bağlanması işlemi |
chelation i.
|
|
435 |
Hayvancılık |
görünen ağırlığını artırmak için kümes hayvanlarını kumlu macunla besleme |
sanding i.
|
|
Tobacco |
|
436 |
Tütün |
(tütünün) tat ve aromasını artırmak |
petune f.
|
|
Forestry |
|
437 |
Ormancılık |
ağaç kabuğundan yaş halkası keserek bereketini artırmak |
girdle f.
|
|
Social Sciences |
|
438 |
Sosyal Bilimler |
cinsiyetin önemini artırmak |
engender f.
|
|
Religious |
|
439 |
Dini |
(protestan ve reform kilisesi'nde) düzenli buluşup dayanışmayı artırmak ve ortak sorunları konuşmak için toplantı düzenleyen papaz grubu |
ministerium i.
|
|
Geography |
|
440 |
Coğrafya |
(akıntının) aşındırıcı gücünü artırmak |
rejuvenate f.
|
|
441 |
Coğrafya |
(akıntının) aşındırıcı gücünü artırmak |
revive f.
|
|
Military |
|
442 |
Askeri |
radar algılama menzilini artırmak amacıyla korunan kuvveten uzak bir yere yerleştirilen gemi, uçak veya araç |
radar picket i.
|
|
443 |
Askeri |
tarımsal üretimi artırmak için savaş zamanı ingiltere'de kurulan kadınlar kara ordusu'na mensup kimse |
land girl [uk] i.
|
|
444 |
Askeri |
metodoloji, taktikler, silah sistemi, mühimmat ve silah teslimatı parametreleri gibi konularda verimliliği artırmak için yapılması gereken değişikliklerin belirlenmesi |
munitions effectiveness assessment i.
|
|
Sport |
|
445 |
Spor |
(hızı artırmak için) aşağı doğru kayma |
inrun i.
|
|
446 |
Spor |
kas gücünü artırmak için hızlı hareketlerin kullanıldığı bir egzersiz biçimi |
plyometrics i.
|
|
447 |
Spor |
kaslardaki karbonhidrat rezervini artırmak için nişastalı gıdalarla beslenmek |
carbo-load f.
|
|
448 |
Spor |
hız artırmak |
speed up f.
|
|
449 |
Spor |
sürat artırmak |
increase the speed f.
|
|
Card |
|
450 |
İskambil |
(briçte) bahis artırmak için fazlasıyla yeterli teklif |
double jump i.
|
|
451 |
İskambil |
peyi artırmak |
kick f.
|
|
452 |
İskambil |
önceki bahsi artırmak |
better f.
|
|
453 |
İskambil |
bahsi yanlış şekilde artırmak |
misraise f.
|
|
454 |
İskambil |
bahsi haddinden fazla artırmak |
misraise f.
|
|
Wagering |
|
455 |
Bahisçilik |
bahsin değerini artırmak için gücü daha az olan takıma verilen avantaj |
spread i.
|
|
456 |
Bahisçilik |
bahisçilerin kazanma şansını artırmak için kullandıkları yöntemler |
system i.
|
|
457 |
Bahisçilik |
artırmak (poker bahis) |
raise f.
|
|
Music |
|
458 |
Müzik |
(majörü veya tam aralığı) yarım ton artırmak |
augment f.
|
|
459 |
Müzik |
mikrofonla (sesi) artırmak |
mike f.
|
|
460 |
Müzik |
(satış rakamlarını artırmak için) fazla sayıda albüm satın almak |
hype f.
|
|
Photography |
|
461 |
Fotoğrafçılık |
fotoğraftaki vurguları artırmak için yapılan ek aydınlatma |
highlighting i.
|
|
462 |
Fotoğrafçılık |
(fotoğrafik emülsiyonu) üretimden sonra ve pozlamadan hemen önce hızını artırmak için işlemek |
hypersensitize f.
|
|
463 |
Fotoğrafçılık |
(fotoğrafik emülsiyonu) üretimden sonra ve pozlamadan hemen önce hızını artırmak için işlemek |
hypersensitise f.
|
|
464 |
Fotoğrafçılık |
(fotoğrafik emülsiyonun) fiziksel veya kimyasal müdahalelerle ortalama tane büyüklüğünü artırmak |
ripen f.
|
|
465 |
Fotoğrafçılık |
eksik pozlamayı telafi etmek veya kontrastı artırmak için (fotoğraf filmini) açındırmak |
push f.
|
|
Archaic |
|
466 |
Eski Kullanım |
(yelkenleri açarak) geminin hızını artırmak |
pack f.
|
|
Engineering |
|
467 |
Engineering |
büyütme veya küçültme yaparken doğruluğu artırmak için tasarım, plan gibi materyallerin karelere bölünmesi |
graticulation i.
|
|
Ornithology |
|
468 |
Kuşbilim |
ılık vücut neminin buharlaşmasını artırmak için kuşların boğaz kaslarını sıkıp ve titreştirmesi |
gular fluttering i.
|
|
Slang |
|
469 |
Argo |
piyasadaki değerini artırmak için hisse senedi satın alan kimse |
ramper i.
|
|
470 |
Argo |
görünüşünü değiştirmek veya performansını artırmak için bir aracı modifiye etme |
modding i.
|
|
471 |
Argo |
çevrimiçi platformların, karını artırmak için genellikle reklamları ve sponsorlu içeriği teşvik ederek hizmetlerinin kalitesini kademeli olarak düşürmesi |
enshittification i.
|
|
472 |
Argo |
enerjiyi artırmak |
toast it up f.
|
|
473 |
Argo |
gerilimi artırmak |
smoke on the horizon f.
|
|
474 |
Argo |
gücünü artırmak için modifiye etmek/değişiklik yapmak |
hop up f.
|
|
Modern Slang |
|
475 |
Modern Argo |
golften önce nişan alma kabiliyetini artırmak için içilen bira veya başka bir alkollü içki |
aiming juice i.
|
|
Anthropology |
|
476 |
Anthropology |
(bazı yerleşik tarım topluluklarında) toprak verimliliğini artırmak için yapılan ritüel uygulaması |
fertility cult i.
|
|