on back - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

on back

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"on back" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
on back expr. sırt üstü
on back expr. arka üstü
on back expr. dırdır yapan
on back expr. (birinin) başının etini yiyen
on back expr. vıdı vıdı eden

"on back" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
General
get back on the rails f. yoluna girmek
lie on one's back f. sırtüstü yatmak
fall back on f. başvurmak
fall back on f. müracaat etmek
turn one's back on f. sırt çevirmek
take on one's back f. sırtlamak
keep something on the back burner f. sonra çalışmak üzere şimdilik ertelemek
go back on one's word f. sözünden dönmek
take on one's back f. arkalamak
think back on f. aklına getirmek
lie on one's back f. arka üstü yatmak
pat on the back f. tebrik etmek
cut back on something f. kesinti yapmak
go back on f. caymak
be back on amicable terms f. yeniden dostane ilişkiler kurmak
back on one's word f. su koyvermek
have one's own back on somebody f. intikamını almak
go back on f. dönmek
lie on one's back f. sırt üstü yatmak
keep something on the back burner f. daha sonra bakmak üzere bir kenara koymak
be thrown back on one's own resources f. yalnızca kendi yetenekleriyle idare etmek zorunda kalmak
get back on the rails f. yoluna koymak
go back on one's promise f. sözünden dönmek
go back on f. inkar etmek
look back on f. geçmişe dönüp bakmak
fall back on f. son çare olarak başvurmak
turn one's back on f. dirsek çevirmek
look back on f. anımsamak
go back on someone f. birine ihanet etmek
think back on f. hatırlamak
look back on f. yeniden gözden geçirmek
fallen back on f. başvurmak
get one's own back on somebody f. intikamını almak
fall back on f. el atmak
get one's own back on f. acısını çıkartmak
get one's own back on f. acısını çıkarmak
have one's own back on f. acısını çıkartmak
have one's own back on f. acısını çıkarmak
get back on the road f. yola devam etmek
go back on the contract f. sözleşmeyi ihlal etmek
go back on the agreement f. anlaşmayı ihlal etmek
lie back on pillow f. yastığa yaslanmak
go back on the agreement f. anlaşmaya sadık kalmamak
lie back on pillow f. sırtını yastığa yaslamak
go back on the contract f. sözleşmeye sadık kalmamak
turn one's back (on somebody) f. sırt çevirmek
go back on the agreement f. anlaşma bozmak
cut back on the service f. hizmeti sonlandırmak
cut back on the service f. hizmeti durdurmak
go back on the agreement f. anlaşmaya uymamak
get one's life back on track f. hayatını yeniden rayına oturtmak
back on track f. eski seyrini kazanmak
back on track f. yoluna girmek
get some rash on one's back f. sırtında döküntüler olmak
cut back on expenses f. masrafları kısmak
cut back on expenses f. masraflarda kısıntıya gitmek
lean back on the wall f. sırtını duvara yaslamak
look back on one's accomplishments with satisfaction f. geriye dönüp baktığında başarılarından memnun olmak
get back on one's feet financially f. finansal olarak (yeniden) kendi ayaklarının üzerinde durmak
get back on task f. göreve dönmek
want someone back out on the street f. birinin sokaklara geri dönmesini istemek
need a career to fall back on f. sırtını dayayacağı bir kariyere ihtiyaç duymak
get the jumper/sweater on back to front f. kazağın önünü arkasına giymek
turn the back on one f. sırtını dönmek
turn the back on one f. terk etmek
turn the back on one f. bırakmak
turn the back on one f. vazgeçmek
get one's dick sewn back on f. cinsel organını yerine geri diktirmek
go back on f. terk etmek
flat on one's back s. yatalak
on one's back zf. sırtüstü
on horse back zf. at sırtında
those on the back row zm. arka sıradakiler
Phrasals
step back on someone f. adımını geri atıp birinin üzerine basmak
cut back on f. azaltmak
go back on f. bir sözü tutamamak
go back on f. caymak
reflect back on something f. geçmişi düşünmek/hatırlamak
cut back on f. kısıntıya gitmek
go back on f. (sözü yerine getirmekten) geri kalmak
go back on f. vazgeçmek
drive (one) back on (something) f. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmaya itmek
drive (one) back on (something) f. (birini bir şeyi/kaynağı) kullanmak zorunda bırakmak
drive (one) back on (something) f. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
drive someone back on something f. birini bir kaynağı/birikimi kullanmak zorunda bırakmak/kullanmaya itmek
drive someone back on something f. cebinden yemek/harcamak zorunda bırakmak
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) geri dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine/bir şeye) geri dönüş yapmak
get back (to someone) (on something) f. sonradan (biriyle) konuşmaya devam etmek
get back (to someone) (on something) f. (birine) bir bilgiyle geri dönmek
get back (to someone) (on something) f. (birine) bir bilgiyle dönüş yapmak
step back on (something) f. (bir şeye) geri dönmek
step back on (something) f. (bir şeye) tekrar adım atmak
step back on (something) f. sahneye, alana, sahaya bir aradan sonra geri dönmek/tekrar adım atmak
step back on (something) f. (bir şeyden) geri adım atmak
step back on (something) f. (bir şeyden) geri çekilmek
step back on (something) f. (bir şeyden) dönmek
step back on (something) f. (bir şeyden) kaçmak
fall back on f. yedek olarak yönelmek
drive back on f. -i kullanmaya itmek
drive back on f. -i kullanmak zorunda bırakmak
reflect (back) on someone or something f. birini/bir şeyi hatırlamak
reflect (back) on someone or something f. (geçmişteki) birini/bir şeyi düşünmek
fall back on someone or something f. (geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek
fall back on someone or something f. yedek olarak ayrılan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. rezervleri kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. yedekte tutulan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. ihtiyat olarak saklanan birini/bir şeyi kullanmaya başlamak
fall back on someone or something f. birikimden harcamak/yemeye başlamak
fall back on (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) f. (ihtiyat olarak saklanan birine/bir şeye) güvenmek
fall back on (someone or something) f. (yedekte tutulan birine/bir şeye) bel bağlamak
go back (on) f. fikrini değiştirmek
go back (on) f. söylediklerini veya yaptıklarını inkar etmek
go back on f. yetersiz kalmak
go back on f. başarısız olmak
go back on (something) f. (bir şeyden) dönmek
go back on (something) f. (verdiği bir sözden) dönmek
go back on (something) f. (bir şeyden) caymak
hold back (on something) f. (bir şeyden) ayırmak
hold back (on something) f. (bir şeyden) saklamak
hold back (on something) f. (bir şeyden) az almak/vermek
lean back on (someone or something) f. sırtını (birine/bir şeye) yaslamak
lean back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslanmak
lean back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) yaslamak/dayandırmak
rein back on f. dizginlemek
rein back on (something) f. (bir şeyi) kontrol altına almak
rein back on (something) f. (bir şeyi) dizginlemek
rein back on (something) f. (bir şeye) kısıtlama getirmek
rein back on (something) f. (bir şeyi) kısıtlamak/sınırlamak
walk back on (something) f. (bir şeyden) geri çekilmek
walk back on (something) f. (bir şeyden) geri adım atmak
Phrases
on the way back expr. dönerken
on the way back expr. dönüş yolunda
on the way back expr. dönüşte
on our way back to the airport expr. havaalanına dönerken
Colloquial
a pat on the back i. sırtını sıvazlama
a slap on the back i. sırtını sıvazlama
put the tail back on f. tekrar takibe almak
be on someone's back f. tepesine dikilmek
get back on a label f. tekrar albüm yapmak
on my way back expr. geri dönerken
on the back of your hand expr. elinin arkasıyla
put your mask back on expr. maskeni geri tak
on your back expr. hasta yatağında
on your back expr. yatarak
more on back expr. devamı arkada
Idioms
a monkey on one's back i. sırtındaki kambur
a monkey on somebody's back i. sırtındaki yük
a monkey on one's back i. sırtındaki yük
a monkey on somebody's back i. (birinin) sırtındaki kambur
a monkey on someone's back i. baş belası durum
a monkey on your back i. sırtındaki kambur
a monkey on your back i. sırtındaki yük
a monkey on your back i. hayatı zorlaştıran sıkıntı/problem
a monkey on your back i. külfet
a monkey on your back i. ayak bağı
be on one's back f. çaresiz olmak
claw (one) on the back f. sırtını sıvazlamak
go back on f. geri dönmek
go back on f. bırakmak
claw (one) on the back f. takdir göstermek
go back on f. ihanet etmek
rock one back on one's heels f. şok etmek
rock one back on one's heels f. çok şaşırtmak
get back on the horse (that bucked you) f. düşüp yeniden ayağa kalmak
get back on the horse (that bucked you) f. yeniden başlamak
get back on the horse (that bucked you) f. yeniden direksiyona geçmek
get back on the horse (that bucked you) f. sırtından atan ata tekrar binmek
get back on the horse (that bucked you) f. tekrar sahaya çıkmak/sahalara dönmek
get one's own back on somebody f. birinden kuyruk acısını çıkarmak
get one's own back on somebody f. birinden intikamını almak
turn one's back on f. aldırış etmemek
go back on the deal f. anlaşmada geri adım atmak
go back on the deal f. anlaşmadan caymak
look back on f. arkasına/geriye dönüp bakmak
set one back on one's feet f. ayağa kalkmasını sağlamak
get back on one's feet f. ayağı düze basmak
give someone a pat on the back f. birinin sırtını sıvazlamak
set one back on one's heels f. birini beyninden vurulmuşa döndürmek
fall back on something f. başarısız olduktan sonra farklı bir koz kullanmak
write something on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
pat someone on the back f. birinin sırtını sıvazlamak
fit something on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
get on someone's back f. birisiyle uğraşmak
deserve a big pat on the back f. büyük bir takdiri hak etmek
turn one's back on someone f. birisine sırt çevirmek
set one back on one's heels f. birini şoke etmek
turn one's back on someone f. birisine sırtını çevirmek
be on someone's back f. birisine yük olmak
break one's arm patting oneself on the back f. böbürlenmek
get somebody back on his legs f. birinin elinden tutmak
set one back on one's feet f. birisini (yeniden) yeterli/etkin hale getirmek
lean back on someone f. birine yaslanmak
be on someone's back f. birisiyle uğraşmak
set one back on one's heels f. birini çok şaşırtmak
put something on back burner f. bir şeyi rafa kaldırmak
keep on someone's back f. birisiyle uğraşmak
get back on one's feet f. deveyi düze çıkarmak
rein back on someone f. dizginlemek
turn one's back on f. dikkate almamak
be on the back foot f. defteri dürülmek
be on the back burner f. geri planda olmak
put something on the back burner f. geri plana atmak
look back on f. geçmişe/geriye dönüp bakmak
get on someone's back f. eleştirmek
keep on someone's back f. eleştirmek
be on someone's back f. ensesinde olmak
flat on one's back f. hasta yatmak
turn one's back on f. geri çevirmek
be on someone's back f. eleştirmek
put on the back burner f. geri plana atmak
back on one's feet f. iyileşmek
get one's own back on someone f. intikamını almak
put something on the back burner f. ikinci plana atmak
flat on one's back f. kötü duruma düşmek
flat on one's back f. meteliksiz kalmak
break one's arm patting oneself on the back f. kendini övmek
break one's arm patting oneself on the back f. övüngen olmak
get one's own back on someone f. kuyruk acısını çıkartmak
break one's arm patting oneself on the back f. övünmek
be on the back foot f. köşeye sıkıştırılmak
go back on one's word f. sözünde durmamak
be on someone's back f. sıkboğaz etmek
get back on the rails f. rayına oturmak
go back on one's pledge f. sözünden dönmek
have something back on track f. rayına oturtmak
go back on one's promise f. sözünden dönmek
put back on the rails f. rayına oturmak
get something back on track f. rayına oturtmak
pat someone on the back f. sırtını sıvazlamak
get a pat on the back f. sırtı sıvazlanmak
go back on one's word f. sözünü tutmamak
slap on the back f. sırtını sıvazlamak
go back on one's word f. sözünden dönmek
turn one's back on f. sırtını dönmek
be back on the rails (brit.) f. rayına oturmak
be on someone's back f. sürekli ısrar etmek
pat on the back f. sırtını sıvazlamak
put something back on track f. rayına oturtmak
break one's arm patting oneself on the back f. sürekli olarak kendisini övmek
end up back on the street f. tekrar sokaklara düşmek
be on someone's back f. tepesinde olmak
get back on one's feet f. (yeniden) ayakları üzerinde durmak
be back on one's feet f. (yeniden) ayakları üzerinde durmak
be flat on one's back f. yatalak olmak
ride on the back of something f. (başka bir şeyin başarısından) yararlanmak
flat on one's back f. yorgan döşek yatmak
be flat on one's back f. yatağa düşmek
flat on one's back f. zil olmak
be flat on one's back f. yataklara düşmek
turn one's back on f. yardımı talebini kabul etmemek
be back on the rails (brit.) f. yoluna girmek
ease back on f. yavaşça geri çekmek
set one back on one's feet f. (yeniden) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
set (back) on his heels f. (birini) şaşkınlığa uğratmak şok etmek
make the hair stand up on the back of (one's) neck f. (birinin) tüylerini diken diken etmek
make the hair stand up on the back of (one's) neck f. (birinin) tüylerini ürpertmek
make the hair stand up on the back of (one's) neck f. (birini) dehşete düşürmek
make the hair stand up on the back of (one's) neck f. (birini) korkutmak
make one's hair stand up on the back of (one's) neck f. (birinin) tüylerini diken diken etmek
make one's hair stand up on the back of (one's) neck f. (birinin) tüylerini ürpertmek
make one's hair stand up on the back of (one's) neck f. (birini) dehşete düşürmek
make one's hair stand up on the back of (one's) neck f. (birini) korkutmak
put (one) back on (one's) heels f. (birini) çok şaşırtmak
put (one) back on (one's) heels f. (birini) beyninden vurulmuşa döndürmek
put (one) back on (one's) heels f. (birini) şoke etmek
put (one) back on (one's) heels f. (birini) şaşkına çevirmek
put (one) back on (one's) heels f. (birini) şaşkına döndürmek
put (one) back on (one's) heels f. (birinin) eli ayağı buz kesilmek
be on (one's) back f. dırdır yapmak
be on (one's) back f. (birinin) başının etini yemek
be on (one's) back f. (birinin) kafasını ütülemek
be on (one's) back f. dırıltı etmek
be on (one's) back f. vır vır etmek
be on (one's) back f. vırıldamak
be on (one's) back f. vırlamak
be on (one's) back f. vıdı vıdı etmek
be on (one's) back f. (birine) illallah dedirtmek
be on (one's) back f. kusur bulup durmak
be on someone's back f. dırdır yapmak
be on someone's back f. (birinin) başının etini yemek
be on someone's back f. (birinin) kafasını ütülemek
be on someone's back f. dırıltı etmek
be on someone's back f. vır vır etmek
be on someone's back f. vıdı vıdı etmek
be on someone's back f. (birine) illallah dedirtmek
be on someone's back f. kusur bulup durmak
be on somebody’s ˈback f. dırdır yapmak
be on somebody’s ˈback f. (birinin) başının etini yemek
be on somebody’s ˈback f. (birinin) kafasını ütülemek
be on somebody’s ˈback f. dırıltı etmek
be on somebody’s ˈback f. vır vır etmek
be on somebody’s ˈback f. vırıldamak
be on somebody’s ˈback f. vırlamak
be on somebody’s ˈback f. vıdı vıdı etmek
be on somebody’s ˈback f. (birine) illallah dedirtmek
be on somebody’s ˈback f. kusur bulup durmak
pour water on a duck's back f. havanda su dövmek
pour water on a duck's back f. boşuna çabalamak
pour water on a duck's back f. boşuna uğraşmak
pour water on a duck's back f. zamanını boşa harcamak
pour water on a duck's back f. olmayacak bir şey için vaktini harcamak/çabalamak
pour water on a duck's back f. akıntıya kürek çekmek
back on feet f. tekrar ayaklanmak
back on feet f. tekrar ayağa kalkmak
be (flat) on (one's) back f. ayağa kalkacak gücü olmamak
double back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) geri dönmek
double back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) aynı yoldan geri dönmek
double back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) gerisin geriye gelmek
fit on the back of a postage stamp f. bir konu hakkında çok az bilgisi olmak
fit on the back of a postage stamp f. bir konuda bildikleri çok az olmak
fit on the back of a postage stamp f. bildikleri incir çekirdeğini bile doldurmamak
fit on the back of a postage stamp f. incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az bilgisi olmak
fit on the back of a postage stamp f. çok sınırlı düzeyde olmak
fit on the back of a postage stamp f. kapsamı/içeriği çok az/dar olmak
get your own back (on somebody) f. (birinden) intikamını almak
get your own back (on somebody) f. (birinden) öcünü almak
get your own back (on somebody) f. (birinden) hıncını almak
get your own back (on somebody) f. (birinden) acısını çıkarmak
get your own back (on somebody) f. (birinin) yanına kar bırakmamak
get your own back (on somebody) f. (birine) ödetmek
give (oneself or someone) a pat on the back f. (kendini/birini) övmek
give (oneself or someone) a pat on the back f. (kendini/birini) methetmek
give somebody a pat on the back f. birini takdir etmek
pat somebody on the back (for doing something) f. birini takdir etmek
give yourself a pat on the back f. kendini takdir etmek
pat yourself on the back (for doing something) f. kendini takdir etmek
have a monkey on one's back f. uyuşturucu bağımlısı olmak
have a monkey on one's back f. keş/canki olmak
have a monkey on your back f. sırtında yük olmak
have a monkey on your back f. sırtında kambur olmak
have a monkey on your back f. sıkıntısı olmak
have a monkey on your back f. sırtında külfet olmak
have a monkey on your back f. ayak bağı olmak
have a monkey on your back f. uyuşturucu bağımlısı olmak
have a monkey on your back f. keş/canki olmak
pat (one) on the back f. (birinin) sırtını sıvazlamak
pat (one) on the back f. (birini) övmek
pat (one) on the back f. (birini) methetmek
pat (one) on the back f. (birinin) sırtını pat patlamak
pat (one) on the back f. (birinin) sırtına hafif hafif vurmak
set someone back on their heels f. birini çok şaşırtmak
set someone back on their heels f. birini beyninden vurulmuşa döndürmek
set someone back on their heels f. birini şoke etmek
rock someone back on their heels f. birini çok şaşırtmak
rock someone back on their heels f. birini beyninden vurulmuşa döndürmek
rock someone back on their heels f. birini şoke etmek
set you back on your heels f. çok şaşırtmak
set you back on your heels f. beyninden vurulmuşa döndürmek
set you back on your heels f. şoke etmek
rock you back on your heels f. çok şaşırtmak
rock you back on your heels f. beyninden vurulmuşa döndürmek
rock you back on your heels f. şoke etmek
slap (one) on the back f. (birini) övmek
slap (one) on the back f. (birini) sırtına vurarak tebrik etmek
slap (one) on the back f. (birini) tasvip etmek
slap (one) on the back f. (birinin) sırtını sıvazlamak
slap (one) on the back f. (birini) içtenlikle tebrik etmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırtını çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırt çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) aldırış etmemek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birini/bir şeyi) geri çevirmek
turn (one's) back on (someone or something) f. (birine/bir şeye) sırtını dönmek
turn your back on f. -e sırt çevirmek
turn your back on f. '-e dirsek çevirmek
turn your back on f. '-e aldırış etmemek
turn your back on f. '-i dikkate almamak
turn your back on f. '-i geri çevirmek
turn your back on f. '-e sırtını dönmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye sırt çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye dirsek çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye aldırış etmemek
turn your back on somebody/something f. birini/bir şeyi dikkate almamak
turn your back on somebody/something f. birini/bir şeyi geri çevirmek
turn your back on somebody/something f. birine/bir şeye sırtını dönmek
turn your back on someone f. birine sırt çevirmek
turn your back on someone f. birine dirsek çevirmek
turn your back on someone f. birine aldırış etmemek
turn your back on someone f. birini dikkate almamak
turn your back on someone f. birini geri çevirmek
turn your back on someone f. birine sırtını dönmek
turn your back on something f. bir şeyi reddetmek
turn your back on something f. bir şeye sırtını çevirmek/dönmek
turn your back on something f. bir şeyi geride bırakmak
flat on back s. yatalak
flat on back s. yorgan döşek yatan
flat on back s. kalkamaz halde
flat on back s. başını kaldıramaz halde
flat on one's back s. yatalak
flat on one's back s. yorgan döşek yatan
flat on one's back s. kalkamaz halde
flat on one's back s. başını kaldıramaz halde
flat on one's back s. çaresiz
flat on one's back s. aciz
flat on one's back s. sırtı yere gelmiş
flat on one's back s. eli ayağı bağlanmış
on the back of expr. ardından
on the back of expr. peşinden
on the back of an envelope expr. peçeteye yazılmış
on the back of an envelope expr. alelacele hazırlanmış
on the back of an envelope expr. çalakalem hesaplanmış
on the back of an envelope expr. üstünkörü tasarlanmış
on the pig's back expr. lüks bir hayat yaşayan
on the pig's back expr. rahat bir hayat süren
on the pig's back expr. iyi durumda
back on the horse expr. düşüp yeniden ayağa kalkma
back on the horse expr. yeniden başlama
back on the horse expr. yeniden direksiyona geçme
back on the horse expr. tekrar sahaya çıkma
back on the horse expr. sahalara dönme
on the back of an envelope expr. kabaca hesaplanmış, hazırlanmış
on the back of an envelope expr. dikkatsizce/özensizce hazırlanmış, hesaplanmış
on the back of an envelope expr. öylesine hazırlanmış, hesaplanmış
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) çok korkmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) dehşete düşmüş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) tüyleri diken diken olmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü kopmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü patlamış
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) çok korkmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (biri) dehşete düşmüş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) tüyleri diken diken olmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü kopmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck expr. (birinin) ödü patlamış
on a back burner expr. geri planda
on a back burner expr. arka planda
on a back burner expr. ikinci planda
on a back burner expr. yedekte
on a back burner expr. askıda
back on (one's) feet expr. tekrar ayağa kalkmış
back on (one's) feet expr. (iyileşip) tekrar ayaklanmış
back on (one's) feet expr. tekrar sağlığına kavuşmuş
back on (one's) feet expr. ayakları üzerinde duran
back on (one's) feet expr. deveyi düze çıkarmış
back on (one's) feet expr. iki yakası bir araya gelmiş
back on (one's) feet expr. ayağı düze basmış
back on (one's) feet expr. finansal olarak ayağa kalkmış
back on (one's) feet expr. finansal durumunu düzeltmiş
could be written on the back of a postage stamp expr. bir konuda bildikleri çok az
could be written on the back of a postage stamp expr. bildikleri incir çekirdeğini bile doldurmaz
could be written on the back of a postage stamp expr. incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az (bilgi)
could fit on the back of a postage stamp expr. bir konuda bildikleri çok az
could fit on the back of a postage stamp expr. bildikleri incir çekirdeğini bile doldurmaz
could fit on the back of a postage stamp expr. incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar az (bilgi)
could fit on the back of a postage stamp expr. kapsamı çok dar
could fit on the back of a postage stamp expr. çok sınırlı düzeyde
on (one's) back expr. sürekli (birinin) ensesinde/tepesinde
on (one's) back expr. (birinin) yakasına yapışmış
on (one's) back expr. (birinin) ensesinde boza pişiren
on (one's) back expr. (birinin) başının etini yiyen
on someone's back expr. biriyle uğraşan
on someone's back expr. birinin ensesinde
on someone's back expr. birini eleştiren
on someone's back expr. birinin tepesinde
on the back foot expr. dezavantajlı durumda
on the back foot expr. geriden/geride
on the back foot expr. mağlup pozisyonda
on the back of (something) expr. (bir şeyin) ardından
on the back of (something) expr. (bir şeyin) peşinden
on the back of a postage stamp expr. çok küçük bir alana/alanda
on the back of a postage stamp expr. incir çekirdeğini bile doldurmayacak kadar
on the back of a postage stamp expr. çok sınırlı
step on a crack, break your mother's back expr. çatlağa basanın annesinin beli kırılır (çocuklar arasında kaldırımdaki çatlaklara basılırsa olacağına inanılan ve bir tekerleme olarak söylenen ifade)
Speaking
everything's back on track expr. her şey tekrar yoluna girdi
what is written on the back of the photograph? expr. fotoğrafın arkasında ne yazıyor?
let me get back to you on that expr. onunla ilgili seni arayacağım/ararım sonra
I'll get back to you on that expr. o konuda sana (geri) döneceğim
let me get back to you on that expr. o konuda sana (geri) döneceğim
I'll get back to you on that expr. onunla ilgili seni arayacağım/ararım sonra
at last everything is back on track expr. nihayet her şey yoluna girdi
I think there's something on my back expr. sanırım sırtımda bir şey var
the power came back on expr. elektrikler geldi
get on your back! exclam. arkana yaslan!
Slang
a monkey on (one's) back i. uyuşturucu bağımlılığı
a/the monkey on somebody’s back i. sırttaki kambur
a monkey on (one's) back i. külfet
a/the monkey on somebody’s back i. sırttaki yük
a monkey on (one's) back i. yük
a/the monkey on somebody’s back i. uyuşturucu bağımlılığı
a monkey on (one's) back i. uyuşturucu bağımlılığı/müptelalığı
a monkey on (one's) back i. ayak bağı
a monkey on (one's) back i. külfet
a monkey on (one's) back i. sırttaki kambur/yük
have got a monkey on (one's) back f. (birine) yük olmak
have got a monkey on (one's) back f. (birinin) sırtında kambur olmak
have got a monkey on (one's) back f. (birine) sıkıntı vermek
have got a monkey on (one's) back f. (birine) külfet vermek
have got a monkey on (one's) back f. (birine) ayak bağı olmak
have got a monkey on (one's) back f. uyuşturucu bağımlısı olmak
have got a monkey on (one's) back f. keş/canki olmak
have a chinaman on (one's) back f. uyuşturucu bağımlılığından mustarip olmak
have a chinaman on (one's) back f. uyuşturucu bağımlılığı sıkıntısı çekmek
have a chinaman on (one's) back f. uyuşturucuyu bırakmakla ilgili sıkıntılar yaşamak
have a chinaman on (one's) back f. uyuşturucuyu bırakma aşamasında ortaya çıkan belirtilerden mustarip olmak
carry a chinaman on (one's) back [us] f. uyuşturucu bağımlılığından mustarip olmak
carry a chinaman on (one's) back [us] f. uyuşturucu bağımlılığı (birinin) sırtına yük olmak
carry a chinaman on (one's) back [us] f. uyuşturucu mağduru olmak
on the back burner expr. askıya alınmış
on a back burner expr. yedekte tutulan