odds - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

odds

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"odds" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
General
odds i. ihtimal
odds i. şans
odds i. fark
odds i. kavga
odds i. anlaşmazlık
odds i. üstünlük
odds i. olasılık
odds i. eşitsizlik
odds i. avantaj
odds i. (bahiste) ikramiye oranı
odds i. bir olayın gerçekleşme olasılığının gerçekleşmeme olasılığına oranı
odds i. bir şeyin diğerini geçme miktarı
odds i. bir şeyin diğerini geçme derecesi
odds i. bir şeyin diğerinden az olma miktarı
odds i. bir şeyin diğerinden az olma derecesi
odds i. bir yarışmacının diğerine göre sahip olduğuna karar verilen avantaj
odds i. önem
odds i. kar
odds i. kazanç
odds i. yüzde
odds i. kullanım
odds i. bozuşma
odds i. çekişme
odds i. çelişki
odds i. uyuşmazlık
odds i. lütuf
odds i. iyilik
odds i. özel muamele
odds i. özel ilgi
odds i. özel sevgi
Medical
odds i. olupolmamasılık
Psychology
odds i. bahis oranı
Sport
odds i. yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen belirli sayıdaki puan
odds i. yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen puan avantajı
Wagering
odds i. bookmakerlerin bahisçilere sunduğu oranlar
Archaic
odds i. avantajlı durumda olma
odds i. avantajlı konumda olma

"odds" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 307 sonuç

İngilizce Türkçe
General
odds and ends i. ufak tefek şey
odds and ends i. ıvır zıvır
odds and ends i. ufak tefek şeyler
odds and ends i. öteberi
odds-maker i. bahisçi
odds-maker i. bahis oynatan kimse
odds-maker i. ganyancı
odds [uk] i. önemli fark
odds [obsolete] i. benzememe derecesi
odds [obsolete] i. benzemezlik derecesi
odds and ends i. ilgilenilecek çeşitli küçük meseleler
odds-on i. avantajlı üstünlük
slim odds i. düşük ihtimal
slim odds i. az olasılık
be at odds with f. aykırı olmak
be at odds f. aralarında anlaşmazlık olmak
be at odds f. araları açık olmak (birilerinin)
set at odds f. ara bozmak
be a odds with f. araları bozulmak
be a odds with f. araları açılmak
take odds f. avans sayı almak
set at odds f. birbirine düşürmek
odds [dialect] [uk] f. (değiştirerek) bazı ayarlamalar yapmak
at odds s. araları açık
overthe odds s. genel fiyatından fazla
at odds with s. ile anlaşmazlık içinde
odds-on s. kazanma olasılığı eşit olan
odds-on s. kazanma olasılığı az olan
odds-on s. az riskli
odds-on s. iyice
odds-on s. oldukça güvenli
odds-on s. oldukça emin
despite overwhelming odds against zf. -e karşı yoğun engellere rağmen
at odds zf. kavgalı
odds are zf. büyük ihtimalle
odds are zf. kuvvetle muhtemel
Phrases
by all odds [us] zf. kesinlikle
by all odds [us] zf. kati surette
by all odds [us] zf. katiyetle
by all odds [us] zf. kesinkes
by all odds [us] zf. her hâlde
by all odds [us] zf. her halükarda
by all odds [us] zf. her bakımdan/yönden
by all odds [us] zf. her açıdan/koşulda
by all odds [us] zf. koşulsuz olarak
by all odds [us] zf. kayıtsız şartsız
by all odds [us] zf. mutlak surette
by all odds [us] zf. yüzde yüz
by all odds [us] zf. banko
by all odds [us] zf. hiç kuşkusuz/şüphesiz/tartışmasız
by all odds [us] zf. kuşku/şüphe/su götürmez bir şekilde
by all odds [us] zf. kesin/belirgin/inkar edilemez bir şekilde
by all odds [us] zf. açık ara
by all odds [us] zf. kat kat
by all odds [us] zf. katbekat
by all odds [us] zf. belirgin bir farkla
by all odds [us] zf. ziyadesiyle
by all odds [us] zf. fersah fersah
the odds are that expr. ihtimali var ki
may the odds be ever in your favor (hunger games quote) expr. şans sonsuza dek sizinle olsun
(the) odds are (that) expr. büyük ihtimalle
(the) odds are (that) expr. büyük olasılıkla
(the) odds are (that) expr. yüksek ihtimalle
(the) odds are (that) expr. muhtemelen
(the) odds are against (something) expr. (bir şey) pek mümkün değil
(the) odds are against (something) expr. her şey (bir şeyin) karşısında
(the) odds are against (something) expr. (bir şey) uzak ihtimal
(the) odds are against (something) expr. (bir şey) pek olası değil
(the) odds are against (something) expr. (bir şey) için pek şans yok
in spite of all odds expr. tüm zorluklara rağmen
Colloquial
odds and ends i. döküntüler
long odds i. gerçekleşmesi olanaksız şey
odds and sods i. ıvır zıvır
odds and ends i. ıvır zıvır
odds and ends i. ufak tefek şeyler
odds and sods [uk] i. sıradan insanlar
odds and sods [uk] i. sıradan kimseler
be at odds f. araları bozulmak
set at odds f. aralarını bozmak
be at odds f. arası bozulmak
give odds f. bahse tutuşmak
set at odds f. birbirlerine düşürmek
beat the odds f. bir güçlüğü aşmak
be at odds f. biriyle anlaşmazlığa düşmek
give odds f. bahse girmek
lay odds f. bahse girmek
lay odds f. bahse tutuşmak
set at odds f. birbirine düşürmek
beat the odds f. bir zorluğu aşmak
take odds f. kazanma şansı az olana oynamak
take odds f. kazanma şansı az olana bahse girmek
beat the odds f. üstesinden gelmek
beat the odds f. zoru başarmak
odds-on s. kazanma olasılığı diğerlerinden yüksek olan
odds-on s. kazanması muhtemel olan
odds-on s. yüksek başarı şansına sahip olan
what are the odds expr. olasılığı/ihtimali ne/kaç?
what are the odds expr. vay be şansa bak! şansa bak! kör talih!
odds bodkins expr. vay canına
odds bodkins expr. daha da neler
odds bodkins expr. hadi canım
odds bodkins expr. yapma be
odds bodkins expr. olamaz
odds bodkins expr. şu işe bak
over the odds expr. astronomik (fiyat)
at odds expr. anlaşmazlık içinde
at odds expr. arası bozuk
over the odds expr. beklenenin üzerinde (fiyat)
over the odds expr. çok pahalı
over the odds expr. çok yüksek (fiyat)
over the odds expr. fahiş
at odds expr. karşıt görüşte
over the odds expr. normalin üzerinde (fiyat)
odds and sods expr. ufak tefek önemsiz
give odds that expr. kalıbımı basarım ki
give odds that expr. bahse girerim ki
Idioms
odds-on favorite i. altılıda/bahiste tek
odds-on favorite i. bahisçilerin tek favorisi
odds-on favorite i. favori
odds-on favorite i. kazanma ihtimali rakiplerinden fazla olan
odds-on favorite i. tek favori
odds-on favorite i. yarışı kazanacağına kesin gözüyle bakılan
ask no odds f. hiçbir şey istememek
be at odds f. anlaşmazlığa düşmek
be at odds with someone f. araları açılmak
be at odds with someone f. araları bozulmak
pay over the odds f. bir servet ödemek
pay over the odds f. değerinden fazla para ödemek
pay over the odds f. ederinden daha fazla ödemek
stack the odds against f. engellemek
be at odds f. ihtilafa düşmek
be at odds with something f. -ile çelişmek
be at odds with something f. -den farklı olmak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor f. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor f. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor f. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in (someone's or something's) favor f. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in (someone's or something's) favor f. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in (someone's or something's) favor f. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) f. durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) f. kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
stack the odds in the favor of (someone or something) f. şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
stack the odds in the favor of (someone or something) f. (başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. (birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
stack the odds in the favor of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
be at odds over something f. bir konu üzerinde anlaşmazlık içinde olmak
be at odds over something f. bir konuda ihtilaf içinde olmak
shout the odds f. sinirle bağırmak
shout the odds f. bağırıp çağırmak
shout the odds f. tehditkar şekilde bağırmak
shout the odds f. tehditler savurmak
shout the odds f. inatçı ve yüksek sesle konuşmak
shout the odds f. dediğim dedik bir tavırla konuşmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşamamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşmazlığa düzmek
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) ihtilafa düşmek
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (biriyle/bir şeyle) uyuşmamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (birbirine/bir şeye) aykırı olmak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (birbirine/bir şeye) uymamak
be at odds (with somebody/something) (about/over something) f. (birbiriyle/bir şeyle) eşleşmemek
be at odds (with) f. (ile) uyuşmamak
be at odds (with) f. (ile) eşleşmemek
give odds that (something will happen) f. (bir şey olacağına) kalıbını basmak
give odds that (something will happen) f. (bir şey olacağına) bahse girmek
stack the odds against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı hile yapmak
stack the odds against (someone or something) f. (birini/bir şeyi) oyuna getirmek
stack the odds against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something) f. hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
stack the odds against (someone or something) f. (birine/bir şeye) çalım atmak
stack the odds against (someone or something) f. durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine çevirmek
the odds are in favor of something expr. gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. kartlar/şans (birinden) yana
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. şansı yaver gidiyor
the odds are stacked in favor of somebody/something expr. (birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
it makes no odds to me expr. benim için hava hoş
give someone odds that expr. bahse girerim ki
I'll give you odds that expr. bahse girerim ki
against all odds expr. bütün engellere rağmen
odds are against you there expr. bu konuda her şey sana karşı
it makes no odds to me expr. beni bozmaz
it makes no odds to me expr. bana uyar
against all the odds expr. bütün engellere rağmen
against the odds expr. bütün olanaksızlıklara rağmen
against all the odds expr. her şeye rağmen
against all odds expr. her şeye rağmen
the odds are stacked against me expr. ibre benden yana değil
give someone odds that expr. kalıbımı basarım ki
the odds are stacked against me expr. kazanmam/başarılı olmam pek mümkün değil. ibre benden yana değil
the odds are stacked against me expr. kazanma/başarılı olma ihtimalim düşük/zayıf
I'll give you odds that expr. kalıbımı basarım ki
the odds are stacked against me expr. şansım yaver gitmiyor
against all the odds expr. tüm zorluklara rağmen
against all odds expr. tüm olanaksızlıklara rağmen
against all the odds expr. tüm olanaksızlıklara rağmen
against all odds expr. tüm tuhaflıklara rağmen
against all odds expr. tüm zorluklara rağmen
against all the odds expr. tüm tuhaflıklara rağmen
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. her şey (birinin/bir şeyin) lehine
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
the odds are stacked in favor of (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
at odds with the world expr. hayatından memnun olmayan
at odds with the world expr. hayatta ne yapacağına karar vermemiş
at odds with the world expr. başkalarıyla çelişki halinde
at odds with the world expr. başkalarına aykırı
at odds with yourself expr. hayatından memnun olmayan
at odds with yourself expr. hayatta ne yapacağına karar vermemiş
at odds with yourself expr. başkalarıyla çelişki halinde
at odds with yourself expr. başkalarına aykırı
by all odds expr. kesinlikle
by all odds expr. tartışmasız
by all odds expr. su götürmez
by all odds expr. her açıdan
by all odds expr. açık ara
by all odds expr. şüphesiz
by all odds expr. kuşkusuz
at odds over (something) expr. (bir konuda) anlaşmazlık içinde
at odds over (something) expr. (bir konuda) ihtilaf içinde
at odds over (something) expr. (bir konuda) uyuşmazlık içinde
at odds over (something) expr. (bir konuda) çatışma içinde
at odds with (oneself) expr. çelişki içerisinde
at odds with (oneself) expr. kendi içerisinde anlaşmazlık içinde
at odds with (oneself) expr. tutarsızlık içerisinde
at odds with (oneself) expr. (kendinden) hoşnut değil
at odds with (oneself) expr. (kendinden) memnun değil
at odds with (oneself) expr. (kendinden) rahatsız
at odds with (oneself) expr. (kendinden) emin değil
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) arası bozuk
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) arası açık
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) kavgalı
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) anlaşmazlık içinde
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) birbirine düşmüş
at odds with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) anlaşmazlığa düşmüş
at odds with someone expr. biriyle arası bozuk
at odds with someone expr. biriyle arası açık
at odds with someone expr. biriyle kavgalı
at odds with someone expr. biriyle karşıt görüşte
at odds with someone expr. biriyle anlaşmazlık içinde
at odds with someone expr. biriyle birbirine düşmüş
at odds with someone expr. biriyle anlaşmazlığa düşmüş
at odds with something expr. bir şeyden çok farklı
at odds with something expr. bir şeye zıt
at odds with something expr. bir şeye aykırı
at odds with something expr. bir şeyle çelişkili
the cards/odds are stacked against somebody/something expr. durum/şans/ihtimaller (birinden/bir şeyden) yana değil
the cards/odds are stacked against somebody/something expr. durum/ihtimaller (birinin/bir şeyin) lehine değil
the odds are against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
the odds are against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
the odds are against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are against (someone or something) expr. şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
the odds are against something/somebody doing something expr. (birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok
the odds are against something/somebody doing something expr. (birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
the odds are against something/somebody doing something expr. (birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are stacked against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
the odds are stacked against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
the odds are stacked against (someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
the odds are stacked against (someone or something) expr. şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) şansı yüksek
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması mümkün
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. (birinin/bir şeyin) başarması olası
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. şartlar (birinin/bir şeyin) lehine
the odds are stacked in (someone's or something's) favor expr. durum/şartlar (birinden/bir şeyden) yana
Speaking
I'll lay odds expr. bahse girerim
it makes no odds expr. fark etmez
what's the odds? expr. ne yazar?
it makes no odds expr. önemi yok
what's the odds? expr. ne fark eder?
what's the odds? expr. ne çıkar?
the odds are stacked against me expr. şartlar benim aleyhime
the odds are against one expr. talih yüzüne gülmüyor
Technical
odds ratio i. (göreceli) risk oranı
odds ratio i. (tahmini) risk oranı
Statistics
odds ratio i. bahis oranı
odds ratio i. göreceli olasılıklar oranı
log odds ratio i. log odds oranı
log odds ratio i. logaritmik olasılık oranı
odds ratio i. olasılık oranı
odds ratio i. tahmini rölatif risk
Wagering
shortening the odds i. bahislerin fazla yapıldığından oran miktarının alçaltılması
even odds i. eşit şans
odds compiler i. oranları hazırlayan kişi
fixed odds betting i. sabit ihtimalli bahis oyunu
betting odds i. bahisçinin bahsinin daha büyük olduğu oran
odds-on i. avantajlı ikramiye oranı
odds-on i. avantajlı bahis oranı
short odds i. yakın ihtimal
short odds i. neredeyse kesin sonuç