Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
odds
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"odds"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 37 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
odds
i.
ihtimal
2
Genel
odds
i.
şans
3
Genel
odds
i.
fark
4
Genel
odds
i.
kavga
5
Genel
odds
i.
anlaşmazlık
6
Genel
odds
i.
üstünlük
7
Genel
odds
i.
olasılık
8
Genel
odds
i.
eşitsizlik
9
Genel
odds
i.
avantaj
10
Genel
odds
i.
(bahiste) ikramiye oranı
11
Genel
odds
i.
bir olayın gerçekleşme olasılığının gerçekleşmeme olasılığına oranı
12
Genel
odds
i.
bir şeyin diğerini geçme miktarı
13
Genel
odds
i.
bir şeyin diğerini geçme derecesi
14
Genel
odds
i.
bir şeyin diğerinden az olma miktarı
15
Genel
odds
i.
bir şeyin diğerinden az olma derecesi
16
Genel
odds
i.
bir yarışmacının diğerine göre sahip olduğuna karar verilen avantaj
17
Genel
odds
i.
önem
18
Genel
odds
i.
kar
19
Genel
odds
i.
kazanç
20
Genel
odds
i.
yüzde
21
Genel
odds
i.
kullanım
22
Genel
odds
i.
bozuşma
23
Genel
odds
i.
çekişme
24
Genel
odds
i.
çelişki
25
Genel
odds
i.
uyuşmazlık
26
Genel
odds
i.
lütuf
27
Genel
odds
i.
iyilik
28
Genel
odds
i.
özel muamele
29
Genel
odds
i.
özel ilgi
30
Genel
odds
i.
özel sevgi
Medical
31
Medikal
odds
i.
olupolmamasılık
Psychology
32
Psikoloji
odds
i.
bahis oranı
Sport
33
Spor
odds
i.
yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen belirli sayıdaki puan
34
Spor
odds
i.
yarışmadaki tüm yarışmacıların şansını eşitlemek için daha zayıf olana önceden verilen puan avantajı
Wagering
35
Bahisçilik
odds
i.
bookmakerlerin bahisçilere sunduğu oranlar
Archaic
36
Eski Kullanım
odds
i.
avantajlı durumda olma
37
Eski Kullanım
odds
i.
avantajlı konumda olma
"odds"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 307 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
odds and ends
i.
ufak tefek şey
2
Genel
odds and ends
i.
ıvır zıvır
3
Genel
odds and ends
i.
ufak tefek şeyler
4
Genel
odds and ends
i.
öteberi
5
Genel
odds-maker
i.
bahisçi
6
Genel
odds-maker
i.
bahis oynatan kimse
7
Genel
odds-maker
i.
ganyancı
8
Genel
odds [uk]
i.
önemli fark
9
Genel
odds [obsolete]
i.
benzememe derecesi
10
Genel
odds [obsolete]
i.
benzemezlik derecesi
11
Genel
odds and ends
i.
ilgilenilecek çeşitli küçük meseleler
12
Genel
odds-on
i.
avantajlı üstünlük
13
Genel
slim odds
i.
düşük ihtimal
14
Genel
slim odds
i.
az olasılık
15
Genel
be at odds with
f.
aykırı olmak
16
Genel
be at odds
f.
aralarında anlaşmazlık olmak
17
Genel
be at odds
f.
araları açık olmak (birilerinin)
18
Genel
set at odds
f.
ara bozmak
19
Genel
be a odds with
f.
araları bozulmak
20
Genel
be a odds with
f.
araları açılmak
21
Genel
take odds
f.
avans sayı almak
22
Genel
set at odds
f.
birbirine düşürmek
23
Genel
odds [dialect] [uk]
f.
(değiştirerek) bazı ayarlamalar yapmak
24
Genel
at odds
s.
araları açık
25
Genel
overthe odds
s.
genel fiyatından fazla
26
Genel
at odds with
s.
ile anlaşmazlık içinde
27
Genel
odds-on
s.
kazanma olasılığı eşit olan
28
Genel
odds-on
s.
kazanma olasılığı az olan
29
Genel
odds-on
s.
az riskli
30
Genel
odds-on
s.
iyice
31
Genel
odds-on
s.
oldukça güvenli
32
Genel
odds-on
s.
oldukça emin
33
Genel
despite overwhelming odds against
zf.
-e karşı yoğun engellere rağmen
34
Genel
at odds
zf.
kavgalı
35
Genel
odds are
zf.
büyük ihtimalle
36
Genel
odds are
zf.
kuvvetle muhtemel
Phrases
37
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kesinlikle
38
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kati surette
39
İfadeler
by all odds [us]
zf.
katiyetle
40
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kesinkes
41
İfadeler
by all odds [us]
zf.
her hâlde
42
İfadeler
by all odds [us]
zf.
her halükarda
43
İfadeler
by all odds [us]
zf.
her bakımdan/yönden
44
İfadeler
by all odds [us]
zf.
her açıdan/koşulda
45
İfadeler
by all odds [us]
zf.
koşulsuz olarak
46
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kayıtsız şartsız
47
İfadeler
by all odds [us]
zf.
mutlak surette
48
İfadeler
by all odds [us]
zf.
yüzde yüz
49
İfadeler
by all odds [us]
zf.
banko
50
İfadeler
by all odds [us]
zf.
hiç kuşkusuz/şüphesiz/tartışmasız
51
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kuşku/şüphe/su götürmez bir şekilde
52
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kesin/belirgin/inkar edilemez bir şekilde
53
İfadeler
by all odds [us]
zf.
açık ara
54
İfadeler
by all odds [us]
zf.
kat kat
55
İfadeler
by all odds [us]
zf.
katbekat
56
İfadeler
by all odds [us]
zf.
belirgin bir farkla
57
İfadeler
by all odds [us]
zf.
ziyadesiyle
58
İfadeler
by all odds [us]
zf.
fersah fersah
59
İfadeler
the odds are that
expr.
ihtimali var ki
60
İfadeler
may the odds be ever in your favor (hunger games quote)
expr.
şans sonsuza dek sizinle olsun
61
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
büyük ihtimalle
62
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
büyük olasılıkla
63
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
yüksek ihtimalle
64
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
muhtemelen
65
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) pek mümkün değil
66
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
her şey (bir şeyin) karşısında
67
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) uzak ihtimal
68
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) pek olası değil
69
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) için pek şans yok
70
İfadeler
in spite of all odds
expr.
tüm zorluklara rağmen
Colloquial
71
Konuşma Dili
odds and ends
i.
döküntüler
72
Konuşma Dili
long odds
i.
gerçekleşmesi olanaksız şey
73
Konuşma Dili
odds and sods
i.
ıvır zıvır
74
Konuşma Dili
odds and ends
i.
ıvır zıvır
75
Konuşma Dili
odds and ends
i.
ufak tefek şeyler
76
Konuşma Dili
odds and sods [uk]
i.
sıradan insanlar
77
Konuşma Dili
odds and sods [uk]
i.
sıradan kimseler
78
Konuşma Dili
be at odds
f.
araları bozulmak
79
Konuşma Dili
set at odds
f.
aralarını bozmak
80
Konuşma Dili
be at odds
f.
arası bozulmak
81
Konuşma Dili
give odds
f.
bahse tutuşmak
82
Konuşma Dili
set at odds
f.
birbirlerine düşürmek
83
Konuşma Dili
beat the odds
f.
bir güçlüğü aşmak
84
Konuşma Dili
be at odds
f.
biriyle anlaşmazlığa düşmek
85
Konuşma Dili
give odds
f.
bahse girmek
86
Konuşma Dili
lay odds
f.
bahse girmek
87
Konuşma Dili
lay odds
f.
bahse tutuşmak
88
Konuşma Dili
set at odds
f.
birbirine düşürmek
89
Konuşma Dili
beat the odds
f.
bir zorluğu aşmak
90
Konuşma Dili
take odds
f.
kazanma şansı az olana oynamak
91
Konuşma Dili
take odds
f.
kazanma şansı az olana bahse girmek
92
Konuşma Dili
beat the odds
f.
üstesinden gelmek
93
Konuşma Dili
beat the odds
f.
zoru başarmak
94
Konuşma Dili
odds-on
s.
kazanma olasılığı diğerlerinden yüksek olan
95
Konuşma Dili
odds-on
s.
kazanması muhtemel olan
96
Konuşma Dili
odds-on
s.
yüksek başarı şansına sahip olan
97
Konuşma Dili
what are the odds
expr.
olasılığı/ihtimali ne/kaç?
98
Konuşma Dili
what are the odds
expr.
vay be şansa bak! şansa bak! kör talih!
99
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
vay canına
100
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
daha da neler
101
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
hadi canım
102
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
yapma be
103
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
olamaz
104
Konuşma Dili
odds bodkins
expr.
şu işe bak
105
Konuşma Dili
over the odds
expr.
astronomik (fiyat)
106
Konuşma Dili
at odds
expr.
anlaşmazlık içinde
107
Konuşma Dili
at odds
expr.
arası bozuk
108
Konuşma Dili
over the odds
expr.
beklenenin üzerinde (fiyat)
109
Konuşma Dili
over the odds
expr.
çok pahalı
110
Konuşma Dili
over the odds
expr.
çok yüksek (fiyat)
111
Konuşma Dili
over the odds
expr.
fahiş
112
Konuşma Dili
at odds
expr.
karşıt görüşte
113
Konuşma Dili
over the odds
expr.
normalin üzerinde (fiyat)
114
Konuşma Dili
odds and sods
expr.
ufak tefek önemsiz
115
Konuşma Dili
give odds that
expr.
kalıbımı basarım ki
116
Konuşma Dili
give odds that
expr.
bahse girerim ki
Idioms
117
Deyim
odds-on favorite
i.
altılıda/bahiste tek
118
Deyim
odds-on favorite
i.
bahisçilerin tek favorisi
119
Deyim
odds-on favorite
i.
favori
120
Deyim
odds-on favorite
i.
kazanma ihtimali rakiplerinden fazla olan
121
Deyim
odds-on favorite
i.
tek favori
122
Deyim
odds-on favorite
i.
yarışı kazanacağına kesin gözüyle bakılan
123
Deyim
ask no odds
f.
hiçbir şey istememek
124
Deyim
be at odds
f.
anlaşmazlığa düşmek
125
Deyim
be at odds with someone
f.
araları açılmak
126
Deyim
be at odds with someone
f.
araları bozulmak
127
Deyim
pay over the odds
f.
bir servet ödemek
128
Deyim
pay over the odds
f.
değerinden fazla para ödemek
129
Deyim
pay over the odds
f.
ederinden daha fazla ödemek
130
Deyim
stack the odds against
f.
engellemek
131
Deyim
be at odds
f.
ihtilafa düşmek
132
Deyim
be at odds with something
f.
-ile çelişmek
133
Deyim
be at odds with something
f.
-den farklı olmak
134
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
135
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
136
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
137
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
138
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
139
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
140
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
141
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
142
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
143
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
144
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
145
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
146
Deyim
stack the odds in (someone's or something's) favor
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
147
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
148
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinden/bir şeyden) yana ayarlamak
149
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
sadece (birinin/bir şeyin) yararına yapmak/çevirmek
150
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) daha avantajlı kılmak
151
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu sadece (birine/bir şeye) göre olacak şekilde ayarlamak
152
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) lehine olacak şekilde düzenlemek
153
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
kartları (birine/bir şeye) göre dağıtmak
154
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) yararına olacak şekilde düzenlemek
155
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
şansı (başka birinden/bir şeyden) yana kılmak
156
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
hileyle (başka birinin/bir şeyin) lehine çevirmek
157
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(başka birinin/bir şeyin) kazanması için/kazanacağı şekilde ayarlamak
158
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak
159
Deyim
stack the odds in the favor of (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) hak etmediği şekilde avantajlı olmasını sağlamak
160
Deyim
be at odds over something
f.
bir konu üzerinde anlaşmazlık içinde olmak
161
Deyim
be at odds over something
f.
bir konuda ihtilaf içinde olmak
162
Deyim
shout the odds
f.
sinirle bağırmak
163
Deyim
shout the odds
f.
bağırıp çağırmak
164
Deyim
shout the odds
f.
tehditkar şekilde bağırmak
165
Deyim
shout the odds
f.
tehditler savurmak
166
Deyim
shout the odds
f.
inatçı ve yüksek sesle konuşmak
167
Deyim
shout the odds
f.
dediğim dedik bir tavırla konuşmak
168
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşamamak
169
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) anlaşmazlığa düzmek
170
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak
171
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak
172
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle bir şey hakkında) ihtilafa düşmek
173
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(biriyle/bir şeyle) uyuşmamak
174
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(birbirine/bir şeye) aykırı olmak
175
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(birbirine/bir şeye) uymamak
176
Deyim
be at odds (with somebody/something) (about/over something)
f.
(birbiriyle/bir şeyle) eşleşmemek
177
Deyim
be at odds (with)
f.
(ile) uyuşmamak
178
Deyim
be at odds (with)
f.
(ile) eşleşmemek
179
Deyim
give odds that (something will happen)
f.
(bir şey olacağına) kalıbını basmak
180
Deyim
give odds that (something will happen)
f.
(bir şey olacağına) bahse girmek
181
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı hile yapmak
182
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) oyuna getirmek
183
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) karşı haksız avantaj sağlamak
184
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
hile yaparak (birine/bir şeye) karşı avantaj sağlamak
185
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) çalım atmak
186
Deyim
stack the odds against (someone or something)
f.
durumu (başka birinin/bir şeyin) aleyhine çevirmek
187
Deyim
the odds are in favor of something
expr.
gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
188
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
kartlar/şans (birinden) yana
189
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
şansı yaver gidiyor
190
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
191
Deyim
it makes no odds to me
expr.
benim için hava hoş
192
Deyim
give someone odds that
expr.
bahse girerim ki
193
Deyim
I'll give you odds that
expr.
bahse girerim ki
194
Deyim
against all odds
expr.
bütün engellere rağmen
195
Deyim
odds are against you there
expr.
bu konuda her şey sana karşı
196
Deyim
it makes no odds to me
expr.
beni bozmaz
197
Deyim
it makes no odds to me
expr.
bana uyar
198
Deyim
against all the odds
expr.
bütün engellere rağmen
199
Deyim
against the odds
expr.
bütün olanaksızlıklara rağmen
200
Deyim
against all the odds
expr.
her şeye rağmen
201
Deyim
against all odds
expr.
her şeye rağmen
202
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
ibre benden yana değil
203
Deyim
give someone odds that
expr.
kalıbımı basarım ki
204
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
kazanmam/başarılı olmam pek mümkün değil. ibre benden yana değil
205
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
kazanma/başarılı olma ihtimalim düşük/zayıf
206
Deyim
I'll give you odds that
expr.
kalıbımı basarım ki
207
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
şansım yaver gitmiyor
208
Deyim
against all the odds
expr.
tüm zorluklara rağmen
209
Deyim
against all odds
expr.
tüm olanaksızlıklara rağmen
210
Deyim
against all the odds
expr.
tüm olanaksızlıklara rağmen
211
Deyim
against all odds
expr.
tüm tuhaflıklara rağmen
212
Deyim
against all odds
expr.
tüm zorluklara rağmen
213
Deyim
against all the odds
expr.
tüm tuhaflıklara rağmen
214
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
215
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
216
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
217
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
218
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
219
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
220
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
221
Deyim
at odds with the world
expr.
hayatından memnun olmayan
222
Deyim
at odds with the world
expr.
hayatta ne yapacağına karar vermemiş
223
Deyim
at odds with the world
expr.
başkalarıyla çelişki halinde
224
Deyim
at odds with the world
expr.
başkalarına aykırı
225
Deyim
at odds with yourself
expr.
hayatından memnun olmayan
226
Deyim
at odds with yourself
expr.
hayatta ne yapacağına karar vermemiş
227
Deyim
at odds with yourself
expr.
başkalarıyla çelişki halinde
228
Deyim
at odds with yourself
expr.
başkalarına aykırı
229
Deyim
by all odds
expr.
kesinlikle
230
Deyim
by all odds
expr.
tartışmasız
231
Deyim
by all odds
expr.
su götürmez
232
Deyim
by all odds
expr.
her açıdan
233
Deyim
by all odds
expr.
açık ara
234
Deyim
by all odds
expr.
şüphesiz
235
Deyim
by all odds
expr.
kuşkusuz
236
Deyim
at odds over (something)
expr.
(bir konuda) anlaşmazlık içinde
237
Deyim
at odds over (something)
expr.
(bir konuda) ihtilaf içinde
238
Deyim
at odds over (something)
expr.
(bir konuda) uyuşmazlık içinde
239
Deyim
at odds over (something)
expr.
(bir konuda) çatışma içinde
240
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
çelişki içerisinde
241
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
kendi içerisinde anlaşmazlık içinde
242
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
tutarsızlık içerisinde
243
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
(kendinden) hoşnut değil
244
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
(kendinden) memnun değil
245
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
(kendinden) rahatsız
246
Deyim
at odds with (oneself)
expr.
(kendinden) emin değil
247
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) arası bozuk
248
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) arası açık
249
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) kavgalı
250
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte
251
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) anlaşmazlık içinde
252
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) birbirine düşmüş
253
Deyim
at odds with (someone or something)
expr.
(biriyle/bir şeyle) anlaşmazlığa düşmüş
254
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle arası bozuk
255
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle arası açık
256
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle kavgalı
257
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle karşıt görüşte
258
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle anlaşmazlık içinde
259
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle birbirine düşmüş
260
Deyim
at odds with someone
expr.
biriyle anlaşmazlığa düşmüş
261
Deyim
at odds with something
expr.
bir şeyden çok farklı
262
Deyim
at odds with something
expr.
bir şeye zıt
263
Deyim
at odds with something
expr.
bir şeye aykırı
264
Deyim
at odds with something
expr.
bir şeyle çelişkili
265
Deyim
the cards/odds are stacked against somebody/something
expr.
durum/şans/ihtimaller (birinden/bir şeyden) yana değil
266
Deyim
the cards/odds are stacked against somebody/something
expr.
durum/ihtimaller (birinin/bir şeyin) lehine değil
267
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
268
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
269
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
270
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
271
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok
272
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
273
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
274
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
275
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
276
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
277
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
278
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) şansı yüksek
279
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması mümkün
280
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması olası
281
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) lehine
282
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
durum/şartlar (birinden/bir şeyden) yana
Speaking
283
Konuşma
I'll lay odds
expr.
bahse girerim
284
Konuşma
it makes no odds
expr.
fark etmez
285
Konuşma
what's the odds?
expr.
ne yazar?
286
Konuşma
it makes no odds
expr.
önemi yok
287
Konuşma
what's the odds?
expr.
ne fark eder?
288
Konuşma
what's the odds?
expr.
ne çıkar?
289
Konuşma
the odds are stacked against me
expr.
şartlar benim aleyhime
290
Konuşma
the odds are against one
expr.
talih yüzüne gülmüyor
Technical
291
Teknik
odds ratio
i.
(göreceli) risk oranı
292
Teknik
odds ratio
i.
(tahmini) risk oranı
Statistics
293
İstatistik
odds ratio
i.
bahis oranı
294
İstatistik
odds ratio
i.
göreceli olasılıklar oranı
295
İstatistik
log odds ratio
i.
log odds oranı
296
İstatistik
log odds ratio
i.
logaritmik olasılık oranı
297
İstatistik
odds ratio
i.
olasılık oranı
298
İstatistik
odds ratio
i.
tahmini rölatif risk
Wagering
299
Bahisçilik
shortening the odds
i.
bahislerin fazla yapıldığından oran miktarının alçaltılması
300
Bahisçilik
even odds
i.
eşit şans
301
Bahisçilik
odds compiler
i.
oranları hazırlayan kişi
302
Bahisçilik
fixed odds betting
i.
sabit ihtimalli bahis oyunu
303
Bahisçilik
betting odds
i.
bahisçinin bahsinin daha büyük olduğu oran
304
Bahisçilik
odds-on
i.
avantajlı ikramiye oranı
305
Bahisçilik
odds-on
i.
avantajlı bahis oranı
306
Bahisçilik
short odds
i.
yakın ihtimal
307
Bahisçilik
short odds
i.
neredeyse kesin sonuç
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of odds
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy