Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Geçmiş
odds are
"odds are"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
odds are
zf.
büyük ihtimalle
2
Genel
odds are
zf.
kuvvetle muhtemel
"odds are"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrases
1
İfadeler
the odds are that
expr.
ihtimali var ki
2
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
büyük ihtimalle
3
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
büyük olasılıkla
4
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
yüksek ihtimalle
5
İfadeler
(the) odds are (that)
expr.
muhtemelen
6
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) pek mümkün değil
7
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
her şey (bir şeyin) karşısında
8
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) uzak ihtimal
9
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) pek olası değil
10
İfadeler
(the) odds are against (something)
expr.
(bir şey) için pek şans yok
Colloquial
11
Konuşma Dili
what are the odds
expr.
olasılığı/ihtimali ne/kaç?
12
Konuşma Dili
what are the odds
expr.
vay be şansa bak! şansa bak! kör talih!
Idioms
13
Deyim
the odds are in favor of something
expr.
gerçekleşmesi kuvvetle muhtemel
14
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
kartlar/şans (birinden) yana
15
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
şansı yaver gidiyor
16
Deyim
the odds are stacked in favor of somebody/something
expr.
(birinin) kazanma şansı/olasılığı daha yüksek
17
Deyim
odds are against you there
expr.
bu konuda her şey sana karşı
18
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
ibre benden yana değil
19
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
kazanmam/başarılı olmam pek mümkün değil. ibre benden yana değil
20
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
kazanma/başarılı olma ihtimalim düşük/zayıf
21
Deyim
the odds are stacked against me
expr.
şansım yaver gitmiyor
22
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
her şey (birinin/bir şeyin) lehine
23
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin/bir şeyin) başarılı olması için uygun
24
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
tüm şartlar (birinin) bir şeyin lehine
25
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) şartları başarmak için çok uygun
26
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(biri/bir şey) başarmak için tüm şartlara sahip
27
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
kartlar/şans (birinden/bir şeyden) yana
28
Deyim
the odds are stacked in favor of (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) bu şartlarda başarılı olma olasılığı çok yüksek
29
Deyim
the cards/odds are stacked against somebody/something
expr.
durum/şans/ihtimaller (birinden/bir şeyden) yana değil
30
Deyim
the cards/odds are stacked against somebody/something
expr.
durum/ihtimaller (birinin/bir şeyin) lehine değil
31
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
32
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
33
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
34
Deyim
the odds are against (someone or something)
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
35
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) bir şey yapmada hiç/neredeyse hiç şansı yok
36
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
37
Deyim
the odds are against something/somebody doing something
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
38
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) hiç/neredeyse hiç şansı yok
39
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması çok zor/pek mümkün değil
40
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması pek olası değil
41
Deyim
the odds are stacked against (someone or something)
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) aleyhine
42
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) şansı yüksek
43
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarıya ulaşması mümkün
44
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
(birinin/bir şeyin) başarması olası
45
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
şartlar (birinin/bir şeyin) lehine
46
Deyim
the odds are stacked in (someone's or something's) favor
expr.
durum/şartlar (birinden/bir şeyden) yana
Speaking
47
Konuşma
the odds are stacked against me
expr.
şartlar benim aleyhime
48
Konuşma
the odds are against one
expr.
talih yüzüne gülmüyor
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of odds are
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy