Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
money
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"money"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 39 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
money
i.
para
General
2
Genel
money
i.
sikke
3
Genel
money
i.
mangır
4
Genel
money
i.
patpat
5
Genel
money
i.
para
6
Genel
money
i.
servet
7
Genel
money
i.
ücret
8
Genel
money
i.
bedel
9
Genel
money
i.
yarışmada para ödülü kazanan grup
10
Genel
money
i.
para ödülü
11
Genel
money
i.
maddi kazanç
12
Genel
money
i.
para kazancı
13
Genel
money
i.
bir operasyonu finanse eden kimse
14
Genel
money
i.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan eşya
15
Genel
money
i.
değişim aracı, zenginlik göstergesi veya ödeme aracı olarak kullanılan madde
16
Genel
money
f.
para kırmak
17
Genel
money
f.
para basmak
18
Genel
money
f.
satarak paraya çevirmek
19
Genel
money
f.
para vermek
20
Genel
money
f.
para sağlamak
21
Genel
money
s.
kritik durumda olan
22
Genel
money
s.
kritik durum içeren
23
Genel
money
s.
kritik durumda güvenilir olan
Trade/Economic
24
Ticaret/Ekonomi
money
i.
market para piyasası
25
Ticaret/Ekonomi
money
i.
nakit
26
Ticaret/Ekonomi
money
i.
para
27
Ticaret/Ekonomi
money
i.
hesap parası
28
Ticaret/Ekonomi
money
i.
hesap birimi
29
Ticaret/Ekonomi
money
i.
tanınmış bir makam tarafından yasal olarak basılan bir madeni para veya kıymetli evrak
30
Ticaret/Ekonomi
money
i.
borç verilecek veya yatırım yapılacak bir meta olarak değerlendirilen sermaye
31
Ticaret/Ekonomi
money
s.
paraya ait
32
Ticaret/Ekonomi
money
s.
para ile ilgili
33
Ticaret/Ekonomi
money
s.
para koymak için kullanılan
34
Ticaret/Ekonomi
money
s.
para saklamak için kullanılan
35
Ticaret/Ekonomi
money
s.
sermaye veya finansla ilgili
36
Ticaret/Ekonomi
money
s.
sermaye veya finansa ait
Computer
37
Bilgisayar
money
i.
para
Slang
38
Argo
money
i.
arpa
39
Argo
money
i.
canlı
"money"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
money order
i.
havale
General
2
Genel
blood money
i.
adam öldürtmek için ödenen para
3
Genel
black money
i.
kara para
4
Genel
money belt
i.
para taşımaya elverişli kuşak
5
Genel
metal money
i.
metal para
6
Genel
plastic money
i.
kredi kartı
7
Genel
remainder of money
i.
para üstü
8
Genel
adulterated money
i.
sahte para
9
Genel
money owed to one
i.
alacak
10
Genel
dirty money
i.
kara para
11
Genel
ready money
i.
hazır para
12
Genel
token money
i.
itibarlı para
13
Genel
money bag
i.
kese
14
Genel
ready money
i.
peşin para
15
Genel
money management
i.
para idaresi
16
Genel
earnest money
i.
teminat akçesi
17
Genel
money in circulation
i.
emisyon hacmi
18
Genel
earning money
i.
para kazanma
19
Genel
money order
i.
banka havalesi
20
Genel
money changing
i.
sarraflık
21
Genel
remainder of money
i.
para üzeri
22
Genel
hush money
i.
susmalık
23
Genel
hard money
i.
demir para
24
Genel
sum of money
i.
tutar
25
Genel
subsistence money
i.
nafaka
26
Genel
being without money
i.
parasızlık
27
Genel
pots of money
i.
dünya kadar para
28
Genel
money grubber
i.
paragöz
29
Genel
pots of money
i.
yığınla para
30
Genel
a great deal of money
i.
çok para
31
Genel
ransom money
i.
fidye
32
Genel
ready money
i.
nakit
33
Genel
a lot of money
i.
dünyanın parası
34
Genel
dispatch money
i.
dispek ücreti
35
Genel
pin money
i.
harçlık
36
Genel
money doesn't grow on trees
i.
para kolay kazanılmıyor
37
Genel
easy money
i.
kolay kazanılmış para
38
Genel
easy money
i.
kolay para
39
Genel
money plant
i.
ayotu
40
Genel
spending money
i.
cep harçlığı
41
Genel
counterfeit money
i.
kalp para
42
Genel
pocket money
i.
harçlık
43
Genel
money laundering
i.
kara paranın aklanması
44
Genel
money agency
i.
para kurumu
45
Genel
blood money
i.
kiralık katillere verilen para
46
Genel
hard money
i.
peşin para
47
Genel
a wad of money
i.
bir tomar para
48
Genel
purchase money
i.
bedel
49
Genel
too much money
i.
çok para
50
Genel
postal money
i.
posta havalesi
51
Genel
money that's been honestly earned
i.
helal para
52
Genel
pin money
i.
cep harçlığı
53
Genel
money on deposit
i.
mevduat
54
Genel
money order
i.
havale
55
Genel
rent money
i.
kira ücreti
56
Genel
money owed
i.
verecek
57
Genel
hush money
i.
sus payı
58
Genel
money lender
i.
tefeci
59
Genel
easy money
i.
kolay kazanılıp kolay harcanılan para
60
Genel
pots of money
i.
çok para
61
Genel
money doesn't grow on trees
i.
para ağaçta yetişmez
62
Genel
money gathered up from a crowd
i.
parsa
63
Genel
hush money
i.
birine bazı gerçekleri söylememesi verilen para
64
Genel
money maker
i.
çok para getiren
65
Genel
key money
i.
hava parası
66
Genel
money can't buy everything
i.
para herşeyi satın alamaz
67
Genel
money on deposit
i.
bankadaki para
68
Genel
earnest money
i.
pey akçesi
69
Genel
gift or money for poor guests in ottoman empire
i.
diş kirası
70
Genel
hard money
i.
nakit
71
Genel
money order
i.
posta havalesi
72
Genel
money changer's business
i.
para değiştirme kurumu
73
Genel
donation of money
i.
iane
74
Genel
lodging money
i.
kira ücreti
75
Genel
deposit money
i.
mevduat
76
Genel
silver money
i.
ak akçe
77
Genel
earnest money
i.
pey
78
Genel
sum of money
i.
meblağ
79
Genel
lack of money
i.
parasızlık
80
Genel
a piece of money
i.
ufak süs eşyaları
81
Genel
a piece of money
i.
ıvır zıvır
82
Genel
a piece of money
i.
ilginç antika sanat eseri
83
Genel
big money
i.
çok para
84
Genel
fractional money
i.
bozuk para
85
Genel
pocket money
i.
cep harçlığı
86
Genel
old money
i.
eski para
87
Genel
paper money
i.
kağıt para
88
Genel
soft money
i.
kağıt para
89
Genel
even money
i.
yuvarlak para
90
Genel
fresh money
i.
yeni para
91
Genel
postal money order
i.
postayla para havalesi
92
Genel
change of money
i.
sarraflık
93
Genel
money grubbing
i.
paragöz
94
Genel
neutral money
i.
nötr para
95
Genel
illicit money
i.
kara para
96
Genel
hush money
i.
sus payı,susmalık, hakkısükut
97
Genel
money band
i.
para lastiği
98
Genel
money rubber band
i.
para lastiği
99
Genel
money transfer
i.
para transferi
100
Genel
forged money
i.
sahte para
101
Genel
counterfeit money
i.
çürük para
102
Genel
imitation money
i.
sahte para
103
Genel
counterfeit money
i.
sahte para
104
Genel
a bag of money
i.
bir çanta para
105
Genel
waste of money
i.
gereksiz harcama
106
Genel
waste of money
i.
paranın israf edilmesi
107
Genel
waste of money
i.
para israfı
108
Genel
money transfer fee
i.
havale bedeli
109
Genel
prerogative (right) of coining money
i.
para basma yetkisi
110
Genel
speed money
i.
hız parası
111
Genel
dirty money
i.
pis ve kirli işler zammı
112
Genel
day-to-day money
i.
yevmiye
113
Genel
day-to-day money
i.
gündelik
114
Genel
money-spinner
i.
çok kazanç getiren iş
115
Genel
money-box
i.
kumbara
116
Genel
money-changer's business
i.
para değiştirme kurumu
117
Genel
money-market
i.
borsa
118
Genel
money-grubber
i.
paragöz
119
Genel
value-for-money audit
i.
paranın karşılığı denetimi
120
Genel
money box
i.
kumbara
121
Genel
money bill
i.
kağıt para
122
Genel
silver money
i.
gümüş para
123
Genel
money grubbing
i.
açgözlü
124
Genel
telegraphic money order
i.
telgraf havalesi
125
Genel
odd money
i.
paranın üstü
126
Genel
travelling money
i.
yol parası
127
Genel
spending money
i.
harçlık
128
Genel
postal money order
i.
posta havalesi
129
Genel
want of money
i.
para ihtiyacı
130
Genel
money grip
i.
para tutacağı
131
Genel
money trap
i.
para tuzağı
132
Genel
money pit
i.
para tuzağı
133
Genel
small amount of money
i.
az miktarda para
134
Genel
beer money
i.
bira parası
135
Genel
small amount of money
i.
az para
136
Genel
prize money
i.
ganimet olarak verilen para
137
Genel
prize money
i.
ganimet olarak alınan para
138
Genel
prize money
i.
para ödülü
139
Genel
hush-money
i.
sus parası
140
Genel
pocket money
i.
okul harçlığı
141
Genel
money collector
i.
para koleksiyoncusu
142
Genel
hush money
i.
sus parası
143
Genel
money-winning
i.
para kazandıran
144
Genel
new money
i.
sonradan görme
145
Genel
earnest money
i.
kapora
146
Genel
hand money
i.
kapora
147
Genel
key money
i.
kapora
148
Genel
blood money
i.
kan bedeli
149
Genel
killing in the name of money
i.
para adına öldürme
150
Genel
saving money
i.
para biriktirme
151
Genel
money order
i.
para havalesi
152
Genel
money belt
i.
para kemeri
153
Genel
enough money
i.
yeterli para
154
Genel
enough money
i.
yeterli miktarda para
155
Genel
enough money
i.
yeteri kadar para
156
Genel
sufficient amount of money
i.
yeterli miktarda para
157
Genel
remitted money
i.
havale edilmiş para
158
Genel
ambition to make money
i.
para kazanma hırsı
159
Genel
cash money
i.
nakit para
160
Genel
cash money
i.
peşin para
161
Genel
lunch money
i.
öğle yemeği parası
162
Genel
the smell of money
i.
paranın kokusu
163
Genel
a loan of money
i.
borç para
164
Genel
easily gotten money
i.
kolay kazanılmış para
165
Genel
easily earned money
i.
kolay kazanılmış para
166
Genel
money and society
i.
para ve toplum
167
Genel
gold money clip
i.
altın para klipsi
168
Genel
support money
i.
destek parası
169
Genel
entrance money
i.
giriş ücreti
170
Genel
the smart money
i.
akıllı para
171
Genel
the difficulties of earning money
i.
para kazanmanın zorlukları
172
Genel
money machine
i.
para makinesi
173
Genel
(the money) be stuck in atm machine
i.
atm'ye para sıkışması
174
Genel
bait money
i.
tuzak para
175
Genel
same money
i.
aynı para
176
Genel
caution money
i.
kefalet
177
Genel
cheap money
i.
düşük faizle alınan para
178
Genel
caution money
i.
teminat
179
Genel
bag of money
i.
para çuvalı
180
Genel
bag of money
i.
para torbası
181
Genel
sack of money
i.
para çuvalı
182
Genel
money sack
i.
para çuvalı
183
Genel
money bag
i.
para çuvalı
184
Genel
money bag
i.
para torbası
185
Genel
sack of money
i.
para torbası
186
Genel
money sack
i.
para torbası
187
Genel
danger money
i.
risk ödemesi
188
Genel
sizeable amount of money
i.
büyük miktarda para
189
Genel
money-maker
i.
çok para getiren
190
Genel
vast sum of money
i.
büyük miktar para
191
Genel
reward money
i.
ödül parası
192
Genel
the money deposited
i.
yatan para
193
Genel
money for medicine
i.
ilaç parası
194
Genel
importance of money
i.
paranın önemi
195
Genel
a bundle of money
i.
bir tomar para
196
Genel
invalid money
i.
geçersiz para
197
Genel
maundy money
i.
ingiliz kraliçesi ya da kral tarafından her yıl paskalya öncesi perşembe günü geleneksel bir törenle fakirlere verilen özel paralar
198
Genel
money bundle
i.
para destesi
199
Genel
money worship
i.
paraya tapınma
200
Genel
table money
i.
ziyaretçileri ağırlaması için subaylara verilen para
201
Genel
acknowledgment money
i.
(ingiltere) eski ev sahibi ölen kiracının yeni ev sahibine ödediği para
202
Genel
cap money
i.
tilkisi ölen avcı için şapkada toplanan para
203
Genel
virtual money
i.
sanal para
204
Genel
a piece of money
i.
madeni para
205
Genel
mad money
i.
acil ihtiyaçlar veya küçük alımlar için kenarda tutulan para
206
Genel
mad money
i.
randevuya çıkan bir kadının üzerinde taşıdığı, partneri ile kavga etmeleri durumunda eve dönmesine yetecek kadar yol parası
207
Genel
money box
i.
kasa
208
Genel
money changer
i.
para üstü tutup vermek için kullanılan bir alet
209
Genel
money machine
i.
bankamatik
210
Genel
money machine
i.
atm
211
Genel
money-changer
i.
işi döviz bozmak olan kimse
212
Genel
money-changer
i.
madeni para dağıtmak için kullanılan taşınabilir cihaz
213
Genel
money-loser
i.
para kaybettiren şey
214
Genel
money-loser
i.
kardan ziyade zarar ettiren şey
215
Genel
money-maker [obsolete]
i.
para basan kimse
216
Genel
money-maker [obsolete]
i.
kalpazan
217
Genel
money-maker
i.
servet biriktiren kimse
218
Genel
money-maker
i.
para biriktiren kimse
219
Genel
money-making
i.
para kazanma
220
Genel
impress money
i.
(zorla askere alınan kimselere ödenen) para miktarı
221
Genel
impress money
i.
askerlik harçlığı
222
Genel
old money
i.
ailesinden (para) miras kalan kimse
223
Genel
old money
i.
ailesinden (para) miras kalan aile
224
Genel
old money
i.
ailesinden (para) miras kalan soy
225
Genel
old money
i.
ailesinden (para) miras kalan sülale
226
Genel
coat money
i.
palto parası
227
Genel
coat money
i.
eskiden ingiliz ordusunda askerlere palto sağlamak için ayrılan para
228
Genel
dole money
i.
işsizlik yardımı
229
Genel
dole money
i.
işsizlik maaşı
230
Genel
paper money
i.
joss kağıdı
231
Genel
paper money
i.
asya'da dini törenlerde yakılan kağıt
232
Genel
pin money
i.
ufak para miktarı
233
Genel
pin money
i.
erkeğin ailesinden bir kadına ihtiyaçları verdiği harçlık
234
Genel
gate money
i.
spor ve eğlence etkinliklerinden elde edilen gelir
235
Genel
gate money
i.
gişe hasılatı
236
Genel
press money [obsolete] [uk]
i.
kamu hizmetine girmiş bir erkeğe ödenen para
237
Genel
prest money [obsolete]
i.
britanya ordusuna alınan erkeklere ödenen para
238
Genel
smart money
i.
ingiliz askerleri ve denizcilerine yaralanma ve sakatlanmaları karşılığında tazminat olarak verilen para
239
Genel
smart money
i.
ingiliz ordusundaki acemi erin serbest bırakılması için ödenen para
240
Genel
money pool
i.
bellirli bir amaç için toplanan ortak para
241
Genel
money pool
i.
para havuzu
242
Genel
protection money
i.
haraç
243
Genel
protection money
i.
tehdit ile düzenli olarak alınan para
244
Genel
spy money
i.
muhbirlik ücreti
245
Genel
spy money
i.
casus için yapılan ödeme
246
Genel
spy money
i.
ajana yapılan ödeme
247
Genel
extort money
f.
para sızdırmak
248
Genel
be short of money
f.
darda kalmak
249
Genel
lose money
f.
zarar etmek
250
Genel
throw good money after bad
f.
parayı sokağa atmak
251
Genel
have money to burn
f.
para yemek
252
Genel
throw one's money away
f.
parasını sokağa atmak
253
Genel
spend money
f.
para harcamak
254
Genel
have money to burn
f.
aşırı harcama yapmak
255
Genel
see the color of someone's money
f.
birisinin parası olup olmadığından emin olmak
256
Genel
give money
f.
para vermek
257
Genel
spend money like water
f.
su gibi para harcamak
258
Genel
have money to burn
f.
aşırı para harcamak
259
Genel
demand for money
f.
para istemek
260
Genel
get money
f.
paralanmak
261
Genel
play ducks and drakes with money
f.
para yemek
262
Genel
give somebody a loan of money
f.
kredi açmak
263
Genel
be in the money
f.
birden çok para kazanmak
264
Genel
press money into someone's hand
f.
birinin eline para sıkıştırmak
265
Genel
earn money
f.
para yapmak
266
Genel
advance money
f.
avans vermek
267
Genel
spend money like water
f.
tutarsızca fazlasıyla para harcamak
268
Genel
spend money lavishly
f.
açılıp saçılmak
269
Genel
have money to burn
f.
parayı ezmek
270
Genel
accumulate money
f.
testiyi doldurmak
271
Genel
pay an amount of money advanced
f.
avans ödemek
272
Genel
tie up money
f.
para bağlamak
273
Genel
throw (one's) money around
f.
parayı sokağa atmak
274
Genel
invest money
f.
para koymak
275
Genel
save money
f.
para biriktirmek
276
Genel
force somebody to pay money
f.
haraca bağlamak
277
Genel
gain money
f.
eli genişlemek
278
Genel
spend money lavishly
f.
dökülüp saçılmak
279
Genel
spend a lot of money
f.
para dökmek
280
Genel
throw money at something
f.
bir sorunu parayla çözmeye çalışmak
281
Genel
earn money
f.
para kazanmak
282
Genel
lend money at interest
f.
faize vermek
283
Genel
rake in money
f.
çok para kazanmak
284
Genel
stake all one's money on one gamble
f.
rest çekmek
285
Genel
anticipate getting money
f.
avucu kaşınmak
286
Genel
plunk down money
f.
parayı bastırmak
287
Genel
make the money fly
f.
har vurup harman savurmak
288
Genel
have a good run for one's money
f.
bir işte uzun süre başarılı olmak
289
Genel
issue money
f.
para çıkarmak
290
Genel
lose money
f.
içeri girmek
291
Genel
rake in money
f.
para kırmak
292
Genel
live on borrowed money
f.
borç yemek
293
Genel
save money
f.
para tutmak
294
Genel
take in money
f.
para tahsil etmek
295
Genel
manage money
f.
parayı idare etmek
296
Genel
squeeze money out of somebody
f.
para sızdırmak
297
Genel
put money
f.
para koymak
298
Genel
put money on
f.
bir konuda bahse girmek
299
Genel
have money
f.
eli genişlemek
300
Genel
count out money
f.
paraları birer birer saymak
301
Genel
have money to burn
f.
para savurmak
302
Genel
have money owed to one
f.
alacağı olmak
303
Genel
coin money
f.
para basmak
304
Genel
make money
f.
para kazanmak
305
Genel
make a lot of money
f.
altın kesmek
306
Genel
have money owed to one (by)
f.
alacaklanmak
307
Genel
be pushed for money
f.
başı daralmak
308
Genel
throw good money after bad
f.
parasını sokağa atmak
309
Genel
send a money order
f.
havale göndermek
310
Genel
waste money
f.
parayı denize atmak
311
Genel
be in the money
f.
parayı bulmak
312
Genel
change money
f.
para bozdurmak
313
Genel
put together money
f.
para denkleştirmek
314
Genel
run out of money
f.
kesenin dibi görünmek
315
Genel
deposit money in a bank account
f.
banka hesabına para yatırmak
316
Genel
be free with one's money
f.
parasını cömertçe harcamak
317
Genel
be hard up for money
f.
para sıkıntısı çekmek
318
Genel
be pushed for money
f.
eli darda olmak
319
Genel
rake in money
f.
para kesmek
320
Genel
draw money
f.
para çekmek
321
Genel
pump money into
f.
para sağlamak
322
Genel
make money at the expense of others
f.
sırtından para kazanmak
323
Genel
put some money on the side
f.
bir kenara para ayırmak
324
Genel
allocate money
f.
bir kenara para ayırmak
325
Genel
allocate money
f.
para ayırmak
326
Genel
put some money on the side
f.
para ayırmak
327
Genel
force pay protection money
f.
haraca bağlamak
328
Genel
mint (for coining money)
f.
darp etmek
329
Genel
give someone a cheque for (an amount of money)
f.
çek kesmek
330
Genel
spend money freely
f.
para yemek
331
Genel
get into circulation (of blood/money/air/water currents)
f.
dolaşıma girmek
332
Genel
raise the money for (a research)
f.
(bir araştırma için) para toplamak
333
Genel
earn a lot of money
f.
çok para kazanmak
334
Genel
put half the money in the bank
f.
paranın yarısını bankaya yatırmak
335
Genel
become hard up for money
f.
sıkıntıya düşmek
336
Genel
launder the money
f.
kara para aklamak
337
Genel
(money) come from something
f.
para gelmek
338
Genel
(money) come in
f.
para girmek
339
Genel
put money into account
f.
hesaba yatırmak
340
Genel
lose money
f.
para kaybetmek
341
Genel
send money
f.
para yollamak
342
Genel
could not withdraw money
f.
para çekememek
343
Genel
lavish money on
f.
fazla harcama yapmak
344
Genel
get money
f.
para almak
345
Genel
wallow in money
f.
para içinde yüzmek
346
Genel
withdraw money from an account
f.
hesaptan para çekmek
347
Genel
demand money
f.
para talep etmek
348
Genel
allocate money (from the budget)
f.
bütçeden para ayırmak
349
Genel
allocate money from the budget for
f.
bütçeden para ayırmak
350
Genel
allot money from the budget for
f.
bütçeden para ayırmak
351
Genel
be money-grubbing
f.
paragöz olmak
352
Genel
withdraw money from the credit card account
f.
kredi kartından para çekmek
353
Genel
earn some amount of money
f.
eline para geçmek
354
Genel
find some amount of money
f.
eline para geçmek
355
Genel
have some amount of money
f.
eline para geçmek
356
Genel
come into money
f.
eline para geçmek
357
Genel
save money
f.
tasarruf etmek
358
Genel
make good use of money
f.
parayı değerlendirmek
359
Genel
(money) be transferred
f.
(para) hesaba geçmek
360
Genel
put money to good use
f.
parayı değerlendirmek
361
Genel
use the money
f.
parayı değerlendirmek
362
Genel
have money ledged with one
f.
birisinde parası olmak
363
Genel
be short of money
f.
paraca sıkıntıda olmak
364
Genel
demand money from someone
f.
birinden para talep etmek
365
Genel
demand money from someone
f.
birisinden para talep etmek
366
Genel
make money for oneself in a dishonest way
f.
dürüst olmayan yollarla para kazanmak
367
Genel
come into money
f.
paraya kavuşmak
368
Genel
make a lot of money
f.
çok para kazanmak
369
Genel
make a lot of money
f.
çok para yapmak
370
Genel
spend money lavishly
f.
ölçüsüzce para harcamak
371
Genel
get the money
f.
paraya kavuşmak
372
Genel
spend money intemperately
f.
ölçüsüzce para harcamak
373
Genel
tie one's money up in
f.
parayı bağlamak
374
Genel
tie one's money up in
f.
parayı gömmek
375
Genel
tie one's money up in
f.
para gömmek
376
Genel
ask to borrow money
f.
borç istemek
377
Genel
tie one's money up in
f.
para bağlamak
378
Genel
sink money into
f.
parayı gömmek
379
Genel
pay ready money
f.
peşin olarak ödemek
380
Genel
recover one's money
f.
parasını kurtarmak
381
Genel
yield money
f.
gelir getirmek
382
Genel
yield money
f.
para getirmek
383
Genel
bring in money
f.
gelir getirmek
384
Genel
come up short on money
f.
parası çıkışmamak
385
Genel
find money
f.
para bulmak
386
Genel
come up short on money
f.
parası yetmemek
387
Genel
give pocket-money
f.
harçlık vermek
388
Genel
invest money
f.
para yatırmak
389
Genel
make money
f.
para yapmak
390
Genel
invest money
f.
yatırım yapmak
391
Genel
take money
f.
para almak
392
Genel
deposit money
f.
para yatırmak
393
Genel
manage money
f.
parayı yönetmek
394
Genel
transfer money into wrong account
f.
yanlış hesaba para göndermek
395
Genel
need money
f.
paraya sıkışmak
396
Genel
need money
f.
nakite sıkışmak
397
Genel
inherit money from one's family
f.
ailesinden para kalmak
398
Genel
earn money from internet
f.
internetten para kazanmak
399
Genel
earn money from the internet
f.
internetten para kazanmak
400
Genel
earn money from
f.
-den para kazanmak
401
Genel
pay too much money
f.
çok fazla para ödemek
402
Genel
donate money
f.
para bağışlamak
403
Genel
put money in one's pocket
f.
cebine para koymak (harçlık vb.)
404
Genel
transfer money
f.
para aktarmak
405
Genel
transfer money
f.
para transfer etmek
406
Genel
wire money
f.
para aktarmak
407
Genel
wire money
f.
para transfer etmek
408
Genel
ask to borrow money
f.
borç para istemek
409
Genel
broach the subject of money
f.
para konusunu açmak
410
Genel
collect money
f.
para tahsilatı yapmak
411
Genel
lose a lot of money
f.
çok para kaybetmek
412
Genel
triple one’s money in two weeks
f.
parasını iki haftada üçe katlamak
413
Genel
owe a lot of money
f.
bir sürü borcu olmak
414
Genel
make loads of money
f.
çok/yığınla para kazanmak
415
Genel
try to make some money
f.
biraz para kazanmaya çalışmak
416
Genel
spend all of one’s money on drugs
f.
tüm parasını uyuşturucuya harcamak
417
Genel
launder money
f.
para aklamak
418
Genel
launder money
f.
kara para aklamak
419
Genel
lose all one’s money
f.
tüm parasını kaybetmek
420
Genel
ask for one’s money back
f.
parasını geri istemek
421
Genel
make more money in a week than you earn in a year
f.
birinin bir yılda kazandığından fazlasını bir haftada kazanmak
422
Genel
chase for money
f.
para peşinde koşmak
423
Genel
make enough money to buy the house she/he saw
f.
gördüğü evi almaya yetecek kadar para kazanmak
424
Genel
print the money
f.
para basmak
425
Genel
make money off something
f.
bir şeyden para yapmak/kazanmak
426
Genel
run out of money
f.
para suyunu çekmek
427
Genel
run out of money
f.
paraları bitmek/tükenmek
428
Genel
be careful with money
f.
(para konusunda) tutumlu olmak
429
Genel
live on a very small amount of money
f.
çok az bir parayla geçinmek
430
Genel
waste one’s money
f.
parasını israf etmek
431
Genel
lose a lot of money
f.
çok para kaybetmek/yitirmek
432
Genel
funnel money
f.
para akıtmak
433
Genel
have a lot of money
f.
çok parası olmak
434
Genel
save money up
f.
para biriktirmek
435
Genel
not keep money in one’s purse
f.
cüzdanında para tutmamak
436
Genel
get money out of
f.
para çekmek
437
Genel
count money
f.
para saymak
438
Genel
barely had enough gas money to come
f.
gelmek için benzin parasını zar zor denkleştirmek
439
Genel
print counterfeit money
f.
sahte para basmak
440
Genel
steal money from someone's pocket
f.
birinin cebinden para çalmak
441
Genel
steal money from someone's bag
f.
birinin çantasından para çalmak
442
Genel
(the money) be stuck in atm machine
f.
para atm'ye sıkışmak
443
Genel
withdraw the money before the maturity date
f.
vadedeki parayı tarihinden önce bozdurmak/çekmek
444
Genel
withdraw the money before the maturity date
f.
vadeli parayı bozdurmak
445
Genel
waste money
f.
parasını boşa harcamak
446
Genel
want money
f.
para istemek
447
Genel
ask for money
f.
para istemek
448
Genel
raise money for something
f.
bir şey için para toplamak
449
Genel
save money for something
f.
bir şey için para biriktirmek
450
Genel
bring spending money
f.
harcanacak para getirmek
451
Genel
withdraw money from atm
f.
bankamatikten para çekmek
452
Genel
withdraw money from atm
f.
atm'den para çekmek
453
Genel
pay good money
f.
iyi para ödemek
454
Genel
accommodate someone with money
f.
para sağlamak
455
Genel
collect money
f.
para toplamak
456
Genel
have sex with someone for money
f.
biriyle para karşılığı birlikte olmak
457
Genel
pay a lot of money
f.
büyük paralar ödemek
458
Genel
pay a lot of money
f.
dünyanın parasını ödemek/vermek
459
Genel
pay a lot of money
f.
çok para ödemek
460
Genel
share in the money
f.
paradan pay almak
461
Genel
run out of money
f.
parasız kalmak
462
Genel
raise money for school expenses
f.
okul giderleri için para toplamak
463
Genel
run out of money
f.
parası bitmek
464
Genel
make someone a lot of money
f.
birine çok para kazandırmak
465
Genel
load money
f.
para yüklemek
466
Genel
transfer money
f.
ödeme yapmak
467
Genel
transfer money
f.
para transfer etmek
468
Genel
transfer money
f.
ödeme çıkartmak
469
Genel
spend money rationally
f.
parayı doğru harcamak
470
Genel
load money on the card
f.
karta para yüklemek
471
Genel
earn one's own money
f.
kendi parasını kazanmak
472
Genel
abscond with money
f.
para ile kaçmak
473
Genel
grant money
f.
para bağışlamak
474
Genel
be obsessed with money
f.
kafayı parayla bozmak
475
Genel
make money
f.
mal mülk sahibi olmak
476
Genel
transfer money
f.
para göndermek
477
Genel
transfer money
f.
ödeme çıkartmak
478
Genel
donate large sums of money
f.
büyük meblağlar bağışlamak
479
Genel
greedy for money
s.
paragöz
480
Genel
in the money
s.
zengin
481
Genel
without money
s.
parasız
482
Genel
money making
s.
para getiren
483
Genel
money-grubbing
s.
paragöz
484
Genel
money-minded
s.
para odaklı
485
Genel
money-minded
s.
parayı düşünen
486
Genel
money-strapped
s.
para sıkıntısı çeken
487
Genel
money-grabbing
s.
paragöz
488
Genel
money-grabbing
s.
parayı ele geçirmeye çalışan
489
Genel
big-money
s.
büyük miktarda parası olan
490
Genel
big-money
s.
büyük miktarda para içeren
491
Genel
big-money
s.
büyük miktarda para gerektiren
492
Genel
big-money
s.
büyük miktarda para sağlayan
493
Genel
money-making
s.
para kazandıran
494
Genel
money-making
s.
para getiren
495
Genel
old-money
s.
birkaç nesilden miras kalmış serveti olan (kimse)
496
Genel
money-minded
s.
para işlerinden anlayan
497
Genel
money-oriented
s.
para odaklı
498
Genel
money-minded
s.
para işlerinden anlayan
499
Genel
money-minded
s.
mali işlerde iyi
500
Genel
not for love or money
zf.
hiçbir şekilde
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of money
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy