Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
mark
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"mark"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 186 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
mark
i.
iz
2
Yaygın Kullanım
mark
i.
işaret
3
Yaygın Kullanım
mark
f.
işaretlemek
General
4
Genel
mark
i.
nişan
5
Genel
mark
i.
bellik
6
Genel
mark
i.
emare
7
Genel
mark
i.
nişane
8
Genel
mark
i.
yer
9
Genel
mark
i.
leke
10
Genel
mark
i.
alman markı
11
Genel
mark
i.
şöhret
12
Genel
mark
i.
puan
13
Genel
mark
i.
numara
14
Genel
mark
i.
yara yeri
15
Genel
mark
i.
mark
16
Genel
mark
i.
standart
17
Genel
mark
i.
çizik
18
Genel
mark
i.
hedef
19
Genel
mark
i.
belirti
20
Genel
mark
i.
not
21
Genel
mark
i.
şiar
22
Genel
mark
i.
norm
23
Genel
mark
i.
spor başlama çizgisi
24
Genel
mark
i.
alamet
25
Genel
mark
i.
not (derste)
26
Genel
mark
i.
damga
27
Genel
mark
i.
kalıntı
28
Genel
mark
i.
dağ
29
Genel
mark
i.
liyakat
30
Genel
mark
i.
eser
31
Genel
mark
i.
ün
32
Genel
mark
i.
belgi
33
Genel
mark
i.
(okulda) not
34
Genel
mark
i.
im
35
Genel
mark
i.
marka
36
Genel
mark
i.
belirteç
37
Genel
mark
i.
çizgi
38
Genel
mark
i.
röper
39
Genel
mark
i.
belirtke
40
Genel
mark
i.
yara izi
41
Genel
mark
i.
gaye
42
Genel
mark
i.
hedef
43
Genel
mark
i.
(iki ülke arasındaki) sınır
44
Genel
mark
i.
(yarışta) başlangıç noktası
45
Genel
mark
i.
isabet
46
Genel
mark
i.
dikkat
47
Genel
mark
i.
sahiplik, üretim yeri veya kalite bildiren isim, logo veya herhangi bir işaret
48
Genel
mark
i.
sahiplik belirtmek için hayvanın kulağına atılan çentik veya postuna yapılan işaret
49
Genel
mark
i.
imza yerine geçen işaret (haç, çizgi)
50
Genel
mark
i.
önem
51
Genel
mark
i.
öne çıkma
52
Genel
mark
i.
fark etme
53
Genel
mark
i.
belirgin özellik
54
Genel
mark
i.
onaylanmış kalite standardı
55
Genel
mark
i.
kalıcı etki
56
Genel
mark
i.
13 şilin ve 4 peniye eşdeğer bir ingiliz ve iskoç para birimi
57
Genel
mark
i.
avrupa ülkelerinde özellikle altın ve gümüşte kullanılan, 227 gram'a eşdeğer çeşitli ağırlık birimlerine verilen ad
58
Genel
mark
i.
gaz ocağının üzerinde bulunan sıcaklık ayarlarından biri
59
Genel
mark
i.
belirli bir modelin varyasyonlarından birini ifade etmekte kullanılan bir sözcük
60
Genel
mark
i.
konum bildirmesi veya rehberlik yapması için konmuş şey
61
Genel
mark
i.
gezginlere bulundukları yeri bildirmeye yarayan belirgin nesne
62
Genel
mark
i.
havaya atılan hedefi vuracak kimsenin hedefin serbest bırakılması için verdiği talimat
63
Genel
mark
i.
olayların gerçek yüzü
64
Genel
mark
i.
doğru ve gerçek olma
65
Genel
mark
i.
ağaç kütüğündeki sahiplik belirten damga
66
Genel
mark
i.
postanın üzerinde yer alan ve genellikle postanenin ismini ve postalanma saatini belirten resmi işaret
67
Genel
mark
i.
genellikle olumlu yönde olan kalıcı veya güçlü izlenim
68
Genel
mark
i.
liyakat değerlendirmesi
69
Genel
mark
i.
derecelendirme
70
Genel
mark
i.
bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi
71
Genel
mark
i.
çeşitli depolama ortamına zamanlama veya sayım amaçlı basılan veya çentik olarak atılan küçük bir işaret
72
Genel
mark
i.
seviye
73
Genel
mark
i.
Alman markı
74
Genel
mark
i.
para
75
Genel
mark
f.
damga vurmak
76
Genel
mark
f.
numaralamak
77
Genel
mark
f.
etiketlemek
78
Genel
mark
f.
puanlamak
79
Genel
mark
f.
çizmek
80
Genel
mark
f.
not vermek
81
Genel
mark
f.
marke etmek
82
Genel
mark
f.
damgalamak
83
Genel
mark
f.
mimlemek
84
Genel
mark
f.
markalamak
85
Genel
mark
f.
yazmak
86
Genel
mark
f.
dikkat etmek
87
Genel
mark
f.
belirtmek
88
Genel
mark
f.
damgasını vurmak
89
Genel
mark
f.
hesaba katmak
90
Genel
mark
f.
dikkate almak
91
Genel
mark
f.
imlemek
92
Genel
mark
f.
işaretlemek
93
Genel
mark
f.
göstermek
94
Genel
mark
f.
not atmak
95
Genel
mark
f.
işaret koymak
96
Genel
mark
f.
(ölüm yıldönümü vb) anmak
97
Genel
mark
f.
kutlamak
98
Genel
mark
f.
notlandırmak
99
Genel
mark
f.
yoklama defterine işaretlemek
100
Genel
mark
f.
yoklama almak
101
Genel
mark
f.
leke bırakmak
102
Genel
mark
f.
açıklamak
103
Genel
mark
f.
fark etmek
104
Genel
mark
f.
farkına varmak
105
Genel
mark
f.
dikkat etmek
106
Genel
mark
f.
göz önüne almak
107
Genel
mark
f.
göz önünde bulundurmak
108
Genel
mark
f.
doğal izler bırakmak
109
Genel
mark
f.
farklı olmasını sağlamak
110
Genel
mark
f.
sivriltmek
111
Genel
mark
f.
ayırt edici özellik olmak
112
Genel
mark
f.
(bir şeye) dikkati çekmek
113
Genel
mark
f.
belirgin bir izlenim edinmek
114
Genel
mark
f.
sınırlarını çizmek
115
Genel
mark
f.
işaretleyerek seçmek
116
Genel
mark
f.
işaretlercesine seçmek, tayin etmek veya mahkum etmek
117
Genel
mark
f.
gözlemlemek
118
Genel
mark
f.
ayakları ilerlemeden yürürcesine hareket ettirmek
119
Genel
mark
f.
mekanik ve basmakalıp şekilde davranmak
120
Genel
mark
f.
gelişmeleri beklerken ilerlemeyi geçici olarak durdurmak
121
Genel
mark
f.
avın kaçtığı ya da gizlendiği yeri görüp akılda tutmak
122
Genel
mark
f.
çizgi veya sınırla ayırmak
123
Genel
mark
f.
çizgi ile ayırıyormuş gibi sınırını çizmek
124
Genel
mark
f.
iz bırakmak
125
Genel
mark
f.
ile işaretlemek
126
Genel
mark
f.
yıldönümü olmak
127
Genel
mark
f.
(dönüm noktası) olmak
128
Genel
mark
f.
öne çıkmak
129
Genel
mark
f.
(sınav kağıdı, ödev) okumak
130
Genel
mark
f.
markaja almak
Colloquial
131
Konuşma Dili
mark
i.
enayi
132
Konuşma Dili
mark
i.
safdil
133
Konuşma Dili
mark
i.
keriz
134
Konuşma Dili
mark
i.
saf
135
Konuşma Dili
mark
i.
hırsızlık veya dolandırıcılık için seçilen kurban
136
Konuşma Dili
mark
i.
soyulacak/dolandırılacak kurban
137
Konuşma Dili
mark
i.
soymak/dolandırmak için göze kestirilen kurban
Trade/Economic
138
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
alamet
139
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
çizgi
140
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
damga
141
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
işaret
142
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
marka
143
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
finlandiya'nın 1999'a kadar tedavülde kalan temel para birimi
144
Ticaret/Ekonomi
mark
i.
danzig serbest şehri'nin 1919-1923 yıllarında kullandığı temel para birimi
145
Ticaret/Ekonomi
mark
f.
fiyat etiketi koymak
Politics
146
Siyasal
mark
i.
bir topluluğun özgür üyelerinin ortak malı olan toprak parçası
Industry
147
Sanayi
mark
i.
genellikle bir serinin parçası olan ürün veya cihazın spesifik bir modeli
Technical
148
Teknik
mark
i.
marka
Computer
149
Bilgisayar
mark
i.
im
150
Bilgisayar
mark
expr.
imle
151
Bilgisayar
mark
expr.
işaretle
Automotive
152
Otomotiv
mark
i.
işaret
153
Otomotiv
mark
i.
model numarası
Marine
154
Denizcilik
mark
i.
şamandra
155
Denizcilik
mark
i.
suyun derinliğini belirtmek için ölçüm kordonuna çeşitli aralıklarla yerleştirilmiş düğüm veya parça
156
Denizcilik
mark
i.
açık denize giden yük gemilerinin yan kısımlarının tam ortasında bulunan ve yaz sezonu yük çizgisini gösteren işaret
Logic
157
Mantık
mark
i.
(mantıkta) ayırt edici vasıf
Marine Biology
158
Deniz Biyolojisi
mark
i.
üreme halkası
Zoology
159
Zooloji
mark
i.
atın kesici dişlerinin taç yüzeyinde bulunan ve zamanla aşınması sebebiyle yaş tahmini yapılmasına imkan veren dar ve derin oyuk
Linguistics
160
Dilbilim
mark
i.
belirti
Religious
161
Dini
mark
i.
dört incil yazarından biri
162
Dini
mark
i.
markos incili
163
Dini
mark
i.
dört incil'den ikincisi
Geography
164
Coğrafya
mark
i.
illinois eyaletinde yerleşim yeri
Military
165
Askeri
mark
i.
(abd ordusunda) üretimdeki bir askeri ekipmanın edinilme sırasını göstermek için bir numara ile birlikte kullanılan adlandırma
166
Askeri
mark
f.
ayakları ilerlemeden yürürcesine hareket ettirmek
Sport
167
Spor
mark
i.
ulaşılan veya elde edilen nokta
168
Spor
mark
i.
rekor
169
Spor
mark
i.
(bowlingde) tek atışta bütün lobutların devrilmesi
170
Spor
mark
i.
(bowlingde) ikinci atışta bütün lobutların devrilmesi
171
Spor
mark
i.
(çim topu oyununda) sahada sabit duran, iki tarafından basık bir top
172
Spor
mark
i.
(bowlingde) bir kuka türü
173
Spor
mark
i.
(ragbide) kendi 22 m'lik sahasında duran bir oyuncunun rakip tarafından ileriye doğru atılan bir topu yakalaması ve "mark" diye bağırarak serbest vuruş yapmaya hak kazanması
174
Spor
mark
i.
(avustralya futbolunda) serbest vuruş hakkı verilmesi ile sonuçlanan, en az 10 m'lik bir mesafeden yapılan vuruşla gelen topu yakalama
175
Spor
mark
i.
(boksta) sporcunun diz altı şortunun belirlediği ve midesine denk gelen sınıra veya bu sınırın üstüne yumruk atma
176
Spor
mark
i.
(ragbide) serbest vuruşun veya penaltı vuruşunun yapılabildiği nokta
177
Spor
mark
f.
markaja almak
178
Spor
mark
f.
rekor kırmak
179
Spor
mark
f.
(rakip takımın oyuncusuna karşı) defans yapmak
180
Spor
mark
f.
(birinin golf topunu) egzersiz sahasından alıp yerine bir işaret bırakmak
Football
181
Futbol
mark
i.
(avustralya futbolunda) serbest vuruş hakkı verilmesi ile sonuçlanan, en az 10 m'lik bir mesafeden yapılan vuruşla gelen topu yakalama
Card
182
İskambil
mark
f.
kartın arkasına veya ucuna hile amacıyla belirsiz bir işaret koymak
Archaic
183
Eski Kullanım
mark
i.
küçük bir bölge veya prenslik türü
Slang
184
Argo
mark
i.
dolandırıcının gözüne kestirdiği kurban
185
Argo
mark
i.
keriz
186
Argo
mark
i.
kolay aldanan kimse
"mark"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
mark
german mark
i.
2
Genel
mark
mark
i.
"mark"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
leave a mark
f.
iz bırakmak
General
2
Genel
bench mark
i.
seviye işareti
3
Genel
slash mark
i.
taksim işareti
4
Genel
cue mark
i.
geçme işareti
5
Genel
question mark
i.
soru işareti
6
Genel
bench mark
i.
röper
7
Genel
mark sense card
i.
işaret algılama kartı
8
Genel
hitting the mark
i.
isabet
9
Genel
mark sensing
i.
işaret algılama
10
Genel
deutsche mark
i.
alman markı
11
Genel
bench mark
i.
ölçüt
12
Genel
high water mark
i.
azami kabarma göstergesi
13
Genel
a bad mark
i.
zayıf not
14
Genel
bad mark
i.
zayıf
15
Genel
bad mark
i.
kırık
16
Genel
sea mark
i.
deniz işareti
17
Genel
skid mark
i.
fren izi
18
Genel
german mark
i.
mark
19
Genel
black mark
i.
alınkarası
20
Genel
interrogation mark
i.
soru işareti
21
Genel
low water mark
i.
alçak su seviyesi
22
Genel
slash mark
i.
taksim
23
Genel
bench mark
i.
denektaşı
24
Genel
bench mark
i.
röper noktası
25
Genel
high water mark
i.
suyun en çok yükseldiği nokta
26
Genel
skid mark
i.
patinaj izi
27
Genel
hall mark
i.
özellik
28
Genel
quotation mark
i.
tırnak işareti
29
Genel
a bad mark
i.
kırık not
30
Genel
call mark
i.
kütüphanelerde bir kitabın üzerindeki ait olduğu rafı gösteren damga
31
Genel
year mark
i.
yıllık marka
32
Genel
high water mark
i.
azami kabarma esnasında suyun ulaştığı düzeyi belirten gösterge
33
Genel
exclamation mark
i.
nida işareti
34
Genel
d mark
i.
alman markı
35
Genel
demerit mark
i.
uyarı
36
Genel
a bad mark
i.
kötü not
37
Genel
question mark
i.
soru imi
38
Genel
mark reader
i.
im okuyucu
39
Genel
identification mark
i.
marka
40
Genel
registered trade mark
i.
müseccel marka
41
Genel
bench mark
i.
kıstas
42
Genel
punctuation mark
i.
noktalama işareti
43
Genel
exclamation mark (i)
i.
ünlem işareti (i)
44
Genel
check mark
i.
puantaj
45
Genel
german mark
i.
alman markı
46
Genel
finnish mark
i.
finlandiya markkası
47
Genel
diacritical mark
i.
vurgu imi
48
Genel
exam mark
i.
sınav notu
49
Genel
strawberry mark
i.
yüzdeki kırmızı leke
50
Genel
boundary mark
i.
sınır işareti
51
Genel
assay mark
i.
ayar damgası
52
Genel
black mark
i.
kara leke
53
Genel
brush mark
i.
fırça izi
54
Genel
deletion mark
i.
silme imi
55
Genel
diacritical mark
i.
harf imi
56
Genel
diacritical mark
i.
ayırıcı işaret
57
Genel
diacritical mark
i.
belirtici işaret
58
Genel
registered trade mark
i.
tescilli ticari marka
59
Genel
finger mark
i.
parmak izi
60
Genel
black-and-blue mark
i.
morluk
61
Genel
low-water mark
i.
alçak su seviyesi işareti
62
Genel
high-water mark
i.
doruk
63
Genel
high-water mark
i.
en üstün başarı düzeyi
64
Genel
low-water mark
i.
bir şeyin en alçak noktası
65
Genel
high-water mark
i.
suyun azami kabarma noktası
66
Genel
plate-mark
i.
özellik
67
Genel
plate-mark
i.
nitelik
68
Genel
post mark
i.
posta pulu
69
Genel
manufacturer's mark
i.
yapımcı firma işareti
70
Genel
quotation mark
i.
tırnak imi
71
Genel
birth mark
i.
doğum lekesi
72
Genel
bullet mark
i.
kurşun izi
73
Genel
track mark
i.
iğne izi
74
Genel
bite mark
i.
ısırık izi
75
Genel
hoof mark
i.
toynak izi
76
Genel
an identifying mark on the suspect
i.
şüphelinin üzerinde kimlik tespitinde yardımı dokunabilecek bir işaret (dövme/ben vb)
77
Genel
distinguishing mark
i.
ayırt edici işaret
78
Genel
word mark
i.
sözcük işareti
79
Genel
word mark
i.
kelime işareti
80
Genel
figurative mark
i.
temsili işaret
81
Genel
mark-up
i.
fiyat artışı
82
Genel
mark-ups
i.
zamlar
83
Genel
mark-up
i.
alış ve satış fiyatları arasındaki fark
84
Genel
passing mark
i.
ders geçme notu
85
Genel
pass mark
i.
ders geçme notu
86
Genel
speech mark
i.
tırnak işareti
87
Genel
mark I helmet
i.
çelik savaş miğferi
88
Genel
mark I helmet
i.
çelik savaş başlığı
89
Genel
teeth mark
i.
diş izi
90
Genel
order mark (school, brit)
i.
(okulda verilen) ufak ceza
91
Genel
letter with accent mark
i.
şapkalı harf
92
Genel
mark up
i.
düzeltme veya açıklama amacıyla bir kağıdın üzerine not düşme
93
Genel
oil mark
i.
yağ izi
94
Genel
thumb mark
i.
başparmak izi
95
Genel
town mark
i.
şehrin adını gösteren posta damgası
96
Genel
a man of mark
i.
dikkat çeken, ünlü kişi
97
Genel
length mark
i.
uzunluk işareti
98
Genel
witch's mark
i.
cadı damgası
99
Genel
hall-mark
i.
tanımlayıcı işaret
100
Genel
hall-mark
i.
tanımlayıcı nişan
101
Genel
question mark
i.
bilinmeyen şey
102
Genel
question mark
i.
gizemli şey
103
Genel
question mark
i.
muamma
104
Genel
question mark
i.
(sporcu gibi) kondisyonu, başarısı veya yeteneği şüpheli olan kimse
105
Genel
minute mark
i.
kronolojik, coğrafi veya matematiksel dakikaları ifade etmek için kullanılan işaret
106
Genel
ripple mark
i.
dalgalı yüzeydeki dairesel çıkıntı
107
Genel
plague mark
i.
veba izi
108
Genel
plague mark
i.
tedavi edilemeyen bir hastalığın izi
109
Genel
pug mark
i.
ayak izi
110
Genel
pug mark
i.
vahşi memeliye ait ayak izi
111
Genel
shilling mark
i.
şilin ile peniyi ayıran virgül
112
Genel
mark down
f.
not etmek
113
Genel
mark up
f.
fiyatını yükseltmek
114
Genel
mark down
f.
fiyatını indirmek
115
Genel
hit the mark
f.
tahmini doğru olmak
116
Genel
mark a new epoch
f.
çığır açmak
117
Genel
mark something up
f.
fiyatını artırmak
118
Genel
mark up
f.
çizmek
119
Genel
get a poor mark
f.
zayıf almak
120
Genel
overstep the mark
f.
çok olmak
121
Genel
leave a mark
f.
yer etmek
122
Genel
mark up
f.
yükseltmek
123
Genel
overstep the mark
f.
çok ileri gitmek
124
Genel
mark down
f.
ucuzlatmak
125
Genel
mark out
f.
ayırmak
126
Genel
make one's mark
f.
damgasını vurmak
127
Genel
mark time
f.
beklemek
128
Genel
mark out
f.
sınırlarını çizmek
129
Genel
mark out
f.
seçip ayırmak
130
Genel
miss the mark
f.
hedefi tutturamamak
131
Genel
mark off
f.
sınırlarını çizmek
132
Genel
hit the mark
f.
isabet etmek
133
Genel
overstep the mark
f.
haddini aşmak
134
Genel
mark out
f.
planını yapmak
135
Genel
hit the mark
f.
rast gelmek
136
Genel
make one's mark
f.
adından söz ettirmek
137
Genel
overstep the mark
f.
su koyvermek
138
Genel
mark down
f.
düşürmek
139
Genel
make one's mark
f.
ün kazanmak
140
Genel
cause to hit the mark
f.
rast getirmek
141
Genel
overshoot the mark
f.
aşırılığa kaçmak
142
Genel
mark up
f.
fiyatını artırmak
143
Genel
toe the mark
f.
kurallara uymak
144
Genel
mark an era
f.
çığır açmak
145
Genel
mark down
f.
kaydetmek
146
Genel
mark up
f.
zam yapmak
147
Genel
make a mark
f.
nişan koymak
148
Genel
mark somebody down
f.
notunu kırmak
149
Genel
make one's mark
f.
isim yapmak
150
Genel
mark down
f.
fiyat düşürmek
151
Genel
mark out
f.
planlamak
152
Genel
hit the mark
f.
başarmak
153
Genel
miss the mark
f.
ıskalamak
154
Genel
overstep the mark
f.
çizmeyi aşmak
155
Genel
hit the mark
f.
isabet ettirmek
156
Genel
mark something up
f.
zam yapmak
157
Genel
overstep the mark
f.
çizgiyi aşmak
158
Genel
mark time
f.
yerinde saymak
159
Genel
be wide of the mark
f.
hedeften uzak olmak
160
Genel
miss the mark
f.
tahmini yanlış çıkmak
161
Genel
leave a mark on
f.
üzerinde işaret bırakmak
162
Genel
give a mark
f.
not vermek
163
Genel
hit the mark
f.
hedefi vurmak
164
Genel
mark a man
f.
adam tutmak
165
Genel
mark up
f.
fiyatları yükseltmek
166
Genel
overstep the mark
f.
aşırı gitmek
167
Genel
be up to the mark
f.
istenilen derecede olmak
168
Genel
mark somebody up
f.
notunu yükseltmek
169
Genel
mark so as not to forget
f.
mim koymak
170
Genel
get a mark
f.
not almak
171
Genel
leave one's mark on
f.
damgasını vurmak
172
Genel
get low mark
f.
düşük not almak
173
Genel
mark down one's price
f.
fiyatını indirmek
174
Genel
mark down the price
f.
fiyatı indirmek
175
Genel
mark down the price
f.
fiyatı düşürmek
176
Genel
mark down one's price
f.
fiyatını düşürmek
177
Genel
overshoot the mark
f.
aşırı gitmek
178
Genel
make a mark
f.
iz çıkarmak
179
Genel
make a mark
f.
iz bırakmak
180
Genel
leave a mark
f.
iz çıkarmak
181
Genel
mark down the prices
f.
fiyatları düşürmek
182
Genel
mark down the price
f.
fiyatı aşağı çekmek
183
Genel
mark down the prices
f.
fiyatları aşağı çekmek
184
Genel
get poor mark
f.
kırık not almak
185
Genel
get poor mark
f.
zayıf not almak
186
Genel
get low mark
f.
zayıf not almak
187
Genel
get low mark
f.
kırık not almak
188
Genel
get bad mark
f.
kırık not almak
189
Genel
get bad mark
f.
zayıf not almak
190
Genel
mark up price
f.
fiyat yükseltmek
191
Genel
mark up the price
f.
fiyatı yükseltmek
192
Genel
mark up price
f.
fiyat arttırmak
193
Genel
mark up the price
f.
fiyatı artırmak
194
Genel
mark up the price
f.
fiyatı arttırmak
195
Genel
make one's mark in history
f.
tarihe damgasını vurmak
196
Genel
leave one's mark in history
f.
tarihe damgasını vurmak
197
Genel
mark down the price
f.
fiyatı (aşağı) çekmek
198
Genel
mark up
f.
(fiyat) zam yapmak
199
Genel
mark up
f.
artırmak
200
Genel
mark down
f.
indirmek
201
Genel
make speeches to mark the meaning and importance of the day
f.
günün anlam ve önemini belirten konuşmalar yapmak
202
Genel
leave one's mark
f.
kalıcı iz bırakmak
203
Genel
leave one's mark
f.
belleklere kazınmak
204
Genel
just enough off the mark
f.
ıskalamak
205
Genel
just enough off the mark
f.
ucu ucuna kaçırmak
206
Genel
leave a question mark over minds
f.
kafalarda soru işareti yaratmak
207
Genel
raise a question mark in minds
f.
kafalarda soru işareti yaratmak
208
Genel
put a question mark in the minds
f.
kafalarda soru işareti yaratmak
209
Genel
make one's mark
f.
şöhret kazanmak
210
Genel
get a high mark
f.
yüksek not almak
211
Genel
leave a negative mark
f.
olumsuz bir iz bırakmak
212
Genel
leave a negative mark
f.
olumsuz iz bırakmak
213
Genel
mark someone absent
f.
yok yazmak
214
Genel
mark a new period of
f.
yeni bir döneme işaret etmek
215
Genel
put a question mark in the minds
f.
kafalarda soru işareti bırakmak
216
Genel
get a bad mark
f.
kötü bir not almak
217
Genel
get a bad mark
f.
zayıf bir not almak
218
Genel
score high mark
f.
yüksek not/puan almak
219
Genel
put a check mark on
f.
tik atmak
220
Genel
get poor mark
f.
düşük not almak
221
Genel
re-mark
f.
yeniden işaretlemek
222
Genel
make one's mark
f.
amacına ulaşmak
223
Genel
make one's mark
f.
şöhret elde etmek
224
Genel
hall-mark
f.
alamet-i farikasını meydana getirmek
225
Genel
hall-mark
f.
belirleyici özelliklerini göstermek
226
Genel
hall-mark
f.
ayırıcı özellik olmak
227
Genel
date-mark
f.
tarih ve yer işareti eklemek
228
Genel
of mark
s.
meşhur
229
Genel
beside the mark
s.
alakasız
230
Genel
of mark
s.
ehemmiyetli
231
Genel
beside the mark
s.
münasebeti olmayan
232
Genel
beside the mark
s.
konu dışı
233
Genel
below the mark
zf.
istenilen derecede değil
234
Genel
on the mark
zf.
isabetli
235
Genel
up to the mark
zf.
en ince noktasına kadar
236
Genel
good mark
ünl.
aferin
Phrasals
237
Öbek Fiiller
mark out
f.
ayıklamak
238
Öbek Fiiller
mark up
f.
bir şeyin fiyatını yükseltmek
239
Öbek Fiiller
mark down
f.
fiyatını düşürmek
240
Öbek Fiiller
mark down
f.
fiyatını indirmek
241
Öbek Fiiller
mark up
f.
fiyatını yükseltmek
242
Öbek Fiiller
mark with
f.
ile işaretlemek
243
Öbek Fiiller
mark off
f.
sınırla ayırmak
244
Öbek Fiiller
mark out
f.
sınırlarını çizmek
245
Öbek Fiiller
mark off
f.
sınırlarını çizmek
246
Öbek Fiiller
mark up
f.
zam yapmak
247
Öbek Fiiller
mark something in
f.
(x/a vb ile) işaretlemek
248
Öbek Fiiller
mark (someone or something) off
f.
(birinin/bir şeyin) notunu düşürmek
249
Öbek Fiiller
mark (someone or something) off
f.
(birinin/bir şeyin) puanını düşürmek
250
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
251
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birinin/bir şeyin adını silmek
252
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birini/bir şeyi listeden silmek
253
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birini/bir şeyi listeden kaldırmak
254
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birini/bir şeyi işaretlemek
255
Öbek Fiiller
mark someone or something off
f.
birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek
256
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birini/bir şeyi listeden çıkarmak
257
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birinin/bir şeyin adını silmek
258
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birini/bir şeyi listeden silmek
259
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birini/bir şeyi listeden kaldırmak
260
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birini/bir şeyi işaretlemek
261
Öbek Fiiller
mark someone or something out
f.
birini/bir şeyi listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek
262
Öbek Fiiller
mark off
f.
işaretlemek
263
Öbek Fiiller
mark off
f.
ismini listede bir şeyin göstergesi olarak işaretlemek
264
Öbek Fiiller
mark off
f.
isminin yanına bir işaret koymak
265
Öbek Fiiller
mark off
f.
listeden çıkarmak
266
Öbek Fiiller
mark off
f.
listeden silmek
267
Öbek Fiiller
mark off
f.
listeden kaldırmak
268
Öbek Fiiller
mark off
f.
notunu/puanını düşürmek
269
Öbek Fiiller
mark up
f.
işaretlemek
270
Öbek Fiiller
mark up
f.
işaret koymak
271
Öbek Fiiller
mark up
f.
işaretle belirtmek
272
Öbek Fiiller
mark off
f.
ölçüleri düzeltmek için işaretlemek veya çizmek
273
Öbek Fiiller
mark off
f.
(dökümü) makine ile işleme ve yerleştirme için işaretlemek
274
Öbek Fiiller
mark off
f.
(giysi boyası) koyu alanlardan açık alanlara akmak
275
Öbek Fiiller
mark out
f.
sınıflandırmak
276
Öbek Fiiller
mark out
f.
tasnif etmek
277
Öbek Fiiller
mark someone down
f.
birine düşük puan vermek
278
Öbek Fiiller
mark someone down
f.
birinden puan kırmak
279
Öbek Fiiller
mark someone down
f.
birinin puanını kırmak/düşürmek
280
Öbek Fiiller
mark something down
f.
bir şeyi kağıda yazmak
281
Öbek Fiiller
mark something down
f.
bir şeyin fiyatını düşürmek
282
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak etiketlemek
283
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak işaretlemek
284
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birinin/bir şeyin listedeki) isminin yanına (bir şey) işareti koymak
285
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi) listeden (bir şey) olarak işaretlemek
286
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu göstermek
287
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunun göstergesi olmak
288
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunun kanıtı olmak
289
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek
290
Öbek Fiiller
mark (someone or something) as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak yaftalamak
291
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birinin/bir şeyin listedeki) isminin yanına (bir şey) işareti koymak
292
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birini/bir şeyi) listeden (bir şey) olarak işaretlemek
293
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunu göstermek
294
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunun göstergesi olmak
295
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birinin/bir şeyin bir şey) olduğunun kanıtı olmak
296
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak görmek
297
Öbek Fiiller
mark (someone or something) down as (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak yaftalamak
298
Öbek Fiiller
mark (someone or something) with (something)
f.
(birini/bir şeyi bir şeyle) işaretlemek
299
Öbek Fiiller
mark (someone or something) with (something)
f.
(birine/bir şeye bir şeyle) işaret koymak
300
Öbek Fiiller
mark (someone or something) with (something)
f.
(birine/bir şeye) bir işaret koymak
301
Öbek Fiiller
mark (someone or something) with (something)
f.
(birine/bir şeye bir şey) işareti koymak
302
Öbek Fiiller
mark (something) in (something)
f.
(bir şeyi bir şeyle) işaretlemek
303
Öbek Fiiller
mark as
f.
olarak işaretlemek
304
Öbek Fiiller
mark as
f.
olarak imlemek
305
Öbek Fiiller
mark in
f.
ile işaretlemek
Phrases
306
İfadeler
at the six-month mark
expr.
altıncı ayda
Colloquial
307
Konuşma Dili
near to the mark
s.
kabul sınırını aşmış
308
Konuşma Dili
close to the mark
s.
kabul sınırını aşmış
309
Konuşma Dili
god save the mark!
expr.
aman tanrım!
310
Konuşma Dili
up to the mark
expr.
durumu normal
311
Konuşma Dili
up to the mark
expr.
her zamanki gibi
312
Konuşma Dili
close to the mark
expr.
hemen hemen doğru
313
Konuşma Dili
on your mark-get set-go!
expr.
hazır ol . . . başla!
314
Konuşma Dili
near to the mark
expr.
hemen hemen doğru
315
Konuşma Dili
up to the mark
expr.
iyi
316
Konuşma Dili
on my mark
expr.
işaretimle
317
Konuşma Dili
beside the mark
expr.
konu dışı
318
Konuşma Dili
beside the mark
expr.
konuyla alakasız
319
Konuşma Dili
beside the mark
expr.
konuyla ilgisiz
320
Konuşma Dili
right on mark
expr.
kesinlikle doğru
321
Konuşma Dili
god save the mark!
expr.
ne diyeceğimi bilemiyorum!
322
Konuşma Dili
beside the mark
expr.
söz konusu değil
323
Konuşma Dili
beside the mark
expr.
söz konusu edilemez
324
Konuşma Dili
on your mark-get set-go
expr.
yerlerinize . . . hazır . . . başla!
325
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
unutma ki
326
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
dikkatini çekerim ki
327
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
hesaba katmak gerek ki
328
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
bilmek gerek ki
329
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
göz ardı etmemek gerek ki
330
Konuşma Dili
mark you [old-fashioned]
exclam.
göz önünde bulundurmak gerek ki
331
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
yerlerinize/yerinize
332
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
yerlerinizi/yerinizi alın
333
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
hazır olun
334
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
yerlerinize/yerinize geçin
335
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
başlama pozisyonunuzu alın
336
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
başlama pozisyonuna geçin
337
Konuşma Dili
on your mark
exclam.
başlamaya hazır olun
Idioms
338
Deyim
a black mark (against somebody)
i.
kara leke
339
Deyim
there’s a question mark (hanging) over somebody/something
i.
bir kişi/şey hakkında soru işaretinin olması
340
Deyim
a black mark (against somebody)
i.
itibarını zedeleme
341
Deyim
there’s a question mark (hanging) over somebody/something
i.
akılda şüpheler olması
342
Deyim
a black mark (against somebody)
i.
adını lekeleme
343
Deyim
a black mark (against somebody)
i.
kötü şöhret
344
Deyim
a black mark (against somebody)
i.
(birinin) adının çıkması
345
Deyim
a black mark beside (one's) name
i.
mimlenme
346
Deyim
a black mark beside (one's) name
i.
kara leke
347
Deyim
beauty mark
i.
burnun alt kenarındaki veya dudak üstündeki ben
348
Deyim
black mark beside someone's name
i.
adındaki kara leke
349
Deyim
late off the mark
i.
müdahalede geç kalma
350
Deyim
an indelible mark
i.
silinmez bir iz
351
Deyim
indelible mark
i.
silinmez iz
352
Deyim
easy mark
i.
kolayca kandırılan kimse
353
Deyim
easy mark
i.
kolayca oyuna getirilen kimse
354
Deyim
easy mark
i.
kolay lokma
355
Deyim
spot on the mark
i.
tam isabet
356
Deyim
spot on the mark
i.
tamamen doğru
357
Deyim
spot on the mark
i.
kesinlikle doğru
358
Deyim
spot on the mark
i.
harfiyen doğru
359
Deyim
spot on the mark
i.
tam olarak doğru
360
Deyim
spot on the mark
i.
nokta atışı
361
Deyim
spot on the mark
i.
mükemmel şekilde isabetli
362
Deyim
spot on the mark
i.
eksiksiz
363
Deyim
spot on the mark
i.
kusursuz
364
Deyim
a black mark
i.
kara bir leke
365
Deyim
a black mark
i.
uzun süren olumsuz etki
366
Deyim
a black mark
i.
bir hatanın gölgesi/olumsuz etkisi
367
Deyim
a black mark against (one)
i.
(birinin) üzerinde kara bir leke
368
Deyim
a black mark against (one)
i.
(birinin) itibarını zedeleyen olumsuz etki
369
Deyim
a black mark against (one)
i.
(birinin) ismini lekeleyen bir hata
370
Deyim
a black mark against someone
i.
birinin üzerinde kara bir leke
371
Deyim
a black mark against someone
i.
birinin itibarını zedeleyen olumsuz etki
372
Deyim
a black mark against someone
i.
birinin ismini lekeleyen bir hata
373
Deyim
a black mark against someone
i.
kara leke
374
Deyim
a black mark against someone
i.
itibarını zedeleme
375
Deyim
a black mark against someone
i.
adını lekeleme
376
Deyim
a black mark against someone
i.
kötü şöhret
377
Deyim
a black mark against someone
i.
birinin adının çıkması
378
Deyim
a question mark
i.
bir soru işareti
379
Deyim
a question mark
i.
kafalardaki bir soru işareti
380
Deyim
a question mark
i.
belirsizlik
381
Deyim
a question mark
i.
bilinmezlik
382
Deyim
a question mark
i.
bir şüphe
383
Deyim
a question mark
i.
tam olarak emin olmama
384
Deyim
a question mark hangs over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
385
Deyim
a question mark hangs over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında soru işareti
386
Deyim
a question mark hangs over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
387
Deyim
a question mark hanging over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
388
Deyim
a question mark hanging over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında soru işareti
389
Deyim
a question mark hanging over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
390
Deyim
a question mark over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında akıllardaki şüphe
391
Deyim
a question mark over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında soru işareti
392
Deyim
a question mark over somebody/something
i.
biri/bir şey hakkında bir şüphe/kuşku
393
Deyim
beauty mark
i.
güzellik beni
394
Deyim
beauty mark
i.
yüzde bulunan küçük, belirgin ve karakteristik ben
395
Deyim
black mark
i.
mimlenme
396
Deyim
black mark
i.
başarısızlık göstergesi
397
Deyim
black mark
i.
kötü şöhret
398
Deyim
black mark
i.
adının çıkması
399
Deyim
black mark
i.
olumsuz intiba
400
Deyim
black mark beside name
i.
mimlenme
401
Deyim
black mark beside name
i.
kara leke
402
Deyim
black mark beside name
i.
adındaki kara leke
403
Deyim
black mark beside one's name
i.
mimlenme
404
Deyim
black mark beside one's name
i.
kötü şöhret
405
Deyim
black mark beside one's name
i.
kara leke
406
Deyim
black mark beside one's name
i.
birinin adındaki kara leke
407
Deyim
black mark beside one's name
i.
birinin adına düşen gölge
408
Deyim
black mark beside one's name
i.
birinin adının kötüye çıkması
409
Deyim
question mark over
i.
(bir şey) hakkında soru işareti
410
Deyim
question mark over
i.
(bir şey) hakkında belirsizlik
411
Deyim
question mark over
i.
(bir şey) hakkında kuşku
412
Deyim
mark a point
f.
(bilardoda) başarılı vuruş yapmak
413
Deyim
mark time
f.
oyalanmak
414
Deyim
mark a point
f.
(krikette) iyi bir koşu yapmak
415
Deyim
mark time
f.
ertelemek
416
Deyim
mark time
f.
hiçbir yere varmamak
417
Deyim
mark time
f.
(asker) olduğu yerde ilerlemeksizin uygun adım atmak
418
Deyim
mark time
f.
geçici olarak iş durdurmak
419
Deyim
toe a mark
f.
kurala uymak
420
Deyim
toe a mark
f.
söyleneni yapmak
421
Deyim
toe a mark
f.
emirlere uymak
422
Deyim
toe a mark
f.
sorumluluğunu yerine getirmek
423
Deyim
toe the mark
f.
yarış veya maçın başlamasına hazır olduğunu göstermek için ayak veya elle başlama çizgisine dokunmak
424
Deyim
mark (one's) card
f.
tüyo vermek
425
Deyim
mark (one's) card
f.
bir konuda gizli bilgi vermek
426
Deyim
mark (one's) card
f.
bir konuyla ilgili uyarmak
427
Deyim
mark (one's) card
f.
bir konuya dikkatini çekmek
428
Deyim
mark someone's card
f.
tüyo vermek
429
Deyim
mark someone's card
f.
bir konuda gizli bilgi vermek
430
Deyim
mark someone's card
f.
bir konuyla ilgili uyarmak
431
Deyim
mark someone's card
f.
bir konuya dikkatini çekmek
432
Deyim
make one's mark
f.
adını yazdırmak
433
Deyim
fall short of the mark
f.
beklentilerin altında olmak
434
Deyim
toe the mark
f.
bekleneni yapmak
435
Deyim
fall wide of the mark
f.
beklenilenden çok uzakta olmak/kalmak
436
Deyim
hit the mark
f.
büyük ikramiye kazanmak
437
Deyim
mark time
f.
bir şey yapmadan beklemek/oyalanmak
438
Deyim
fall short of the mark
f.
beklentilerin altında kalmak
439
Deyim
mark someone for life
f.
birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
440
Deyim
make one's mark
f.
başarısını kanıtlamak
441
Deyim
get off the mark
f.
bir maçta ilk sayıyı yapmak
442
Deyim
get off the mark
f.
bir maçta ilk golü atmak
443
Deyim
fall short of the mark
f.
beklentileri karşılayamamak
444
Deyim
bring up to the mark
f.
belli bir standarda getirmek
445
Deyim
be wide of the mark
f.
beklenilenden çok uzakta olmak/kalmak
446
Deyim
bring up to the mark
f.
belli bir düzeye getirmek
447
Deyim
leave one's mark on someone
f.
birisi üzerinde iz bırakmak
448
Deyim
bring up to the mark
f.
doğru seviyeye getirmek
449
Deyim
leave one's mark on
f.
damgasını vurmak
450
Deyim
leave its mark on
f.
damgasını vurmak
451
Deyim
fall wide of the mark
f.
hedeften/amaçtan çok uzakta olmak
452
Deyim
overstep the mark
f.
haddini aşmak
453
Deyim
be quick off the mark
f.
hemen/derhal müdahale etmek
454
Deyim
mark down
f.
fiyat kırmak
455
Deyim
toe the mark
f.
emirlere uymak
456
Deyim
be wide of the mark
f.
hedeften/amaçtan çok uzakta olmak
457
Deyim
be wide of the mark
f.
ıskalamak
458
Deyim
leave its mark on something
f.
izlerini bırakmak
459
Deyim
overshoot the mark
f.
ileri gitmek
460
Deyim
be an easy mark
f.
kolay lokma olmak
461
Deyim
mark the occasion
f.
kutlamak
462
Deyim
leave an indelible mark
f.
silinmez bir iz bırakmak
463
Deyim
toe the mark
f.
söyleneni yapmak
464
Deyim
hit the mark
f.
turnayı gözünden vurmak
465
Deyim
be slow off the mark
f.
(müdahale etmede) ağır kalmak
466
Deyim
make one's mark
f.
üne kavuşmak
467
Deyim
hit the something mark
f.
-e seviyesine gelmek/yükselmek
468
Deyim
make one's mark
f.
ünlü olmak
469
Deyim
walk the chalk mark
f.
katı bir şekilde uymak
470
Deyim
walk the chalk mark
f.
katı bir şekilde yerine getirmek
471
Deyim
be wide of the mark
f.
hatalı olmak
472
Deyim
be wide of the mark
f.
kusurlu olmak
473
Deyim
be wide of the mark
f.
doğruluktan/gerçeklikten uzak olmak
474
Deyim
be wide of the mark
f.
yanlış olmak
475
Deyim
be wide of the mark
f.
haksız olmak
476
Deyim
be wide of the mark
f.
uzaktan yakından alakası olmamak
477
Deyim
fall wide of the mark
f.
hatalı olmak
478
Deyim
fall wide of the mark
f.
kusurlu olmak
479
Deyim
fall wide of the mark
f.
doğruluktan/gerçeklikten (çok) uzak olmak
480
Deyim
fall wide of the mark
f.
(tamamen) yanlış olmak
481
Deyim
fall wide of the mark
f.
(tamamen) haksız olmak
482
Deyim
fall wide of the mark
f.
uzaktan yakından alakası olmamak
483
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi şanslı saymak
484
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi mutluluk verici olarak düşünmek
485
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi olumlu olarak düşünmek/hatırlamak
486
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şey aklında olumlu bir yer etmek
487
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi olumlu tanımlamak
488
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi şanslı olarak düşünmek/hatırlamak
489
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi şanslı/uğurlu olarak tanımlamak
490
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şey hakkında hoş/güzel düşünceleri olmak
491
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi hoş/güzel hatırlamak
492
Deyim
mark something with a white stone
f.
bir şeyi olumlu/şanslı olarak kodlamak
493
Deyim
be off the mark
f.
hatalı olmak
494
Deyim
be off the mark
f.
yanlış olmak
495
Deyim
be close to the mark
f.
hedefe neredeyse ulaşmış olmak
496
Deyim
be close to the mark
f.
hedefe yaklaşmak
497
Deyim
be close to the mark
f.
hemen hemen/neredeyse doğru olmak
498
Deyim
be close to/near the mark
f.
neredeyse/hemen hemen doğru olmak
499
Deyim
be close to/near the mark
f.
yaklaşık olarak doğru olmak
500
Deyim
be close to/near the mark
f.
hedefe neredeyse ulaşmış olmak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of mark
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy