halde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

halde



"halde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
halde in the act of ed.
halde although bağ.
halde tho' bağ.
halde though bağ.

"halde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
aksi halde otherwise zf.
-diği halde though bağ.
olduğu halde while bağ.
General
kötü halde olma seediness i.
toplu halde yaşama gregariousness i.
yumuşak halde iken deliklerden geçirilen demir çubuklar extruded rods i.
acınacak halde olma pitiableness i.
rezervasyonlu olduğu halde gitmeme no show i.
çalışır halde olma operativeness i.
insanların ve hayvanların toplu halde ve uzun mesafelerde yer değiştirmesi migration i.
zayıf halde meagerness i.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapai i.
iki kişinin de çok istediği halde yapamadığı bir şeyi belki karşıdaki kişi teklif eder diye birbirleriyle bakışması mamihlapinatapei i.
patlamış halde bile giden lastikler run-flat tyres i.
zayıf halde meagreness i.
toplu halde yapılan büyük göç exodus i.
toplumdan dışlanmış halde yaşama reclusion i.
yasak olduğu halde yere çöp atma tipping i.
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymama aliteracy i.
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan kimse aliterate i.
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan kimse aliterate person i.
yıpranmış, kötü halde veya işe yaramaz artık fag end i.
(genellikle birleşik halde kullanılır) ince partiküllerin sürtülmesi sonucu meydana gelen aşınma blasting i.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulcher i.
kötü niyetli olduğu halde dıştan erdemli gibi görünen kimse whited sepulchre i.
(damada) yapabildiği halde rakibin taşını yemeyen taşı tahtadan atma huff i.
gerçekte olmadığı halde erdemli gibi görünen kimse hypocrite i.
arada fark olmadığı halde yapılan ayrım distinction without a difference i.
ayakta veya oturur halde yapılan kontrollü kayış glissade i.
(bir şeyin kullanıma hazır halde olduğunu ilan eden) açılış seremonisi christening i.
yalnızca telefonla çağırıldığında müşteri taşıma yetkisi olduğu halde yoldan da müşteri alan taksi gypsy i.
yalnızca telefonla çağırıldığında müşteri taşıma yetkisi olduğu halde yoldan da müşteri alan taksi gypsy cab i.
iki seyyar evin birbirine cıvatalanmış ve yerleşik halde kullanımı doublewide i.
yeni bir yere toplu halde giriş invasion i.
ciro edilebilir evrakın eksiksiz halde hamiline ilk teslimi issue i.
katı halde olma solidness i.
iki yana açık halde oturma span i.
bir işe fena halde bulaşmış olmak be in something up to one's eyes f.
kalabalık bir halde ilerlemek throng f.
öfkeli bir halde gitmek storm f.
koyun gibi sıkı bir halde toplanmak huddle f.
kalabalık bir halde gelmek throng f.
yıkık dökük bir halde olmak be in ruins f.
atıl halde olmak remain inactive f.
aktif halde tutmak maintain something active f.
kalabalık bir halde toplanmak throng f.
kalabalık bir halde beklemek throng f.
kalabalık bir halde gitmek throng f.
sorulmadığı halde akıl vermek kibitz f.
fena halde bir şey kokmak stink of f.
bir yeri darmadağınık bir halde bırakmak leave a place in a shambles f.
fena halde azarlamak flay f.
fena halde benzetmek beat somebody to a pulp f.
birbirine zıt oldukları halde belirli bir amaç için birlikte çalışmak be strange bedfellows f.
aktif halde tutmak keep something active f.
somut bir halde dışa vurmak embody in f.
fena halde yanılmak be way out in left field f.
kullanılır halde olmak remain usable f.
kullanılır halde olmak be usable f.
iyi halde tutmak maintain f.
fena halde pataklamak beat up f.
birini sokakta yerde yatar halde bulmak find someone laying in the street f.
omzunda bir kurşun deliğiyle yarı ölü bir halde olmak be half dead with a bullet hole in one's shoulder f.
bir bilgisayar sisteme hakkı olmadığı halde/izinsiz girmek hack into a computer system f.
alkollü halde trafiğe çıkmakla suçlanmak be charged with drunk driving f.
konuşurken son heceyi incelterek soru sorulmadığı halde cümleye soru havası vermek uptalk f.
işlemez halde olmak be at a stand f.
kombine halde sahip olmak unite f.
birim halde yönetmek unitize f.
fena halde yakmak bescorch f.
cansız halde hareket etmek mouch [uk] f.
ölü halde yatmak repose f.
toplu halde yaşamak hive f.
(zamanı geçmiş bir fikri, kurumu) işlevsiz olduğu halde muhafaza etmek mummify f.
fena halde bezdirmek overcloy f.
toplu halde iğneler batırmak pincushion f.
(papazı) halk istemediği halde göreve getirmek introvertive f.
üstüne vazife olmadığı halde sorgulamak intrude f.
(haber, bilgi) basitleştirilmiş halde sunmak predigest f.
(vida, çivi) çıkarılamaz halde çakılıp kalmak freeze f.
uyuşuk bir halde olmak slumber f.
pasaklı bir halde yaşamak poke f.
(kalabalık) dağınık halde akıp geçmek spill f.
bilgiyi sadeleştirilmiş halde sunmak spoon-feed f.
atıl halde durmak stand f.
somut halde var olmak stand f.
(gözaltında, tutuklu halde) tutmak remand f.
(toplu halde) erzak tedarik etmek victual f.
(belli bir halde) bırakmak leave f.
toplu halde üretmek mass-produce f.
acınacak halde olan pitiable s.
toplu halde indiscrete s.
acınacak halde olan pitiful s.
ne yapacağını bilmez halde at a loss s.
acınacak halde miserable s.
kötü halde seedy s.
acınacak halde wretched s.
doğal halde in the raw s.
toplu halde yaşayan gregarious s.
pasaklı bir halde slatternly s.
çok kötü halde at a low ebb s.
kötü bir halde shot s.
acınacak halde sorry s.
acınacak halde pitiable s.
acınacak halde pitiful s.
acınacak halde piteous s.
berbat bir halde olan wretched s.
toplu halde yaşayan social s.
soluğu kesilmiş bir halde out of breath s.
açlıktan ölecek halde olan starveling s.
acınacak halde deplorable s.
gaz halde olmayan nongaseous s.
tanınmaz halde incognizable s.
acınacak halde poor soul s.
bitkin bir halde dead-beat s.
hayretten konuşamaz halde dumbfound s.
kusacak halde sick s.
kusacak halde sickish s.
kusacak halde queasy s.
kusacak halde nauseated s.
şaşırmış halde at a loss s.
ne yapacağını bilemez halde nonplused s.
ne yapacağını bilemez halde puzzled s.
çalışır halde, çalıştırılmış switched on s.
yaygın halde kullanılan commonly used s.
ne yapacağını bilemez halde nonplussed s.
bütün halde olan unitive s.
içinden çıkılmaz bir halde intricate s.
eşyalı halde satılan ya da kiralanan (yer) ready-furnished s.
hobi olarak yapıldığı halde kazanç getiren (iş) nonrecreational s.
saçma sapan bir halde nonsensically s.
kullanılamaz halde olan nonusable s.
imkanı olduğu halde okumayan aliterate s.
okuma yazması olduğu halde okumaya ilgi duymayan aliterate s.
toplu halde yaşayan amadelphous s.
(yerel otorite tarafından) iyi halde tutulmayan unadopted [brit] s.
genişletilmiş halde duran uncontracted s.
berbat bir halde olan elenge s.
berbat bir halde olan ellenge [obsolete] s.
katı halde kalan undissolving s.
iyi halde tutulmayan unkept s.
donmuş halde olan unthawed s.
bittiği ya da sona erdiği açıklandığı halde aktif olmaya devam eden zombie s.
bittiği ya da sona erdiği açıklandığı halde farklı bir versiyonuyla geri dönen zombie s.
bütün halde maiden s.
acınacak halde bewailable s.
şaşırmış halde will [dialect] s.
şaşırmış halde will [dialect] s.
acınacak halde hangdog s.
sinirden patlayacak halde loaded s.
kullanılamaz halde olan bung [australia] s.
bakımsız halde debilitated s.
acınacak halde grievable [obsolete] s.
uygun bir şekilde çalışır halde okay s.
yeterli bir şekilde çalışır halde okay s.
kartlar uygun bir şekilde açılmış halde open s.
gözler açık halde yapılan open-eyed s.
acınacak halde olan compassionate [obsolete] s.
nizamsız bir halde disruly s.
karışık bir halde disruly s.
rezil halde olan in dust and ashes s.
gafil halde bulunan in the lurch [obsolete] s.
toplumda kabul edildiği halde yasal olmayan courtesy s.
sıkı birleştirildiği halde su geçirmez olmayan (fıçı) dry s.
(kağıt) pürüzsüz olduğu halde parlaklığı düşük dull s.
bacak bacak üstüne atılmış halde crosslegged s.
hazırlıksız halde yakalanan flatfooted s.
(hanedan armalarında hayvan kuyruğu) hayvanın bir tarafına doğru bükülmüş halde percussant s.
katlı halde pliform s.
(arma figürü) kanatları açık halde duran segreant s.
uyarıcılara tepki verebildiği halde akıl yürütemeyen sensitive [obsolete] s.
fena halde ironik cruel s.
pasaklı bir halde slattern s.
dağınık halde slattern s.
toplu halde yaşayan subsocial s.
üzerine yapışık halde bulunan superjacent s.
çalışamaz halde inoperable s.
sağlam halde intact s.
kullanılamaz halde unusable s.
bütün halde whole s.
eşeysiz halde asexually zf.
arkaik bir halde archaically zf.
zorla getirilmiş bir halde cowedly zf.
sanatkarane bir halde artily zf.
kurak bir halde aridly zf.
şaşkın bir halde perplexedly zf.
harp bir halde devastatedly zf.
onaylanmış bir halde acknowledgedly zf.
dalgalı bir halde alternatingly zf.
dalgalı bir halde choppily zf.
çok seven bir halde dotingly zf.
pislik içinde bir halde dingily zf.
gururu incitilmiş bir halde abashedly zf.
her halde in any case zf.
o halde in turn zf.
kahredici bir halde agonizingly zf.
karmaşık bir halde complicatedly zf.
savurgan bir halde profligately zf.
karada ve suda yaşayabilir halde amphibiously zf.
şu halde in that case zf.
kızdırılmış bir halde enragedly zf.
klişe bir halde tritely zf.
yorgun bir halde effetely zf.
parasız bir halde impecuniously zf.
uykulu bir halde blearily zf.
içekapanık bir halde autistically zf.
itirafçı bir halde repentantly zf.
fena halde a lot zf.
yolunu kaybetmiş bir halde disorientedly zf.
kızarmış bir halde blearily zf.
fena halde unpleasantly zf.
acınacak bir halde ruefully zf.
aksi halde if not zf.
kendine hakim bir halde passionlessly zf.
mahrum bırakılmış bir halde alienly zf.
dönek bir halde capriciously zf.
güçlü bir halde beefily zf.
iğrenç bir halde distastefully zf.
bunak bir halde dementedly zf.
şen şakrak bir halde jovially zf.
cana yakın bir halde congenially zf.
tetiği yarım çekilmiş halde at half cock zf.
zahmetli bir halde arduously zf.
midesi bulanmış bir halde queasily zf.
açıkgöz bir halde vigilantly zf.
genç bir halde youthfully zf.
o halde in that case zf.
verimsiz bir halde leanly zf.
öyle olduğu halde even now zf.
becerikli bir halde adeptly zf.
yöne bağlı bir halde anisotropically zf.
sümüksü bir halde slimily zf.
hüzünlü bir halde somberly zf.
tamamlanmış bir halde accomplishedly zf.
tedirgin bir halde irritatedly zf.
neşeli bir halde zestfully zf.
anlaşılması güç bir halde abstrusely zf.
acıklı bir halde disconsolately zf.
dolaşık bir halde knottily zf.
dışyalıtık halde adiabatically zf.
yemyeşil bir halde lushly zf.
solgun bir halde pallidly zf.
mükemmel halde on the top of the world zf.
narin bir halde fragilely zf.
yoksun bir halde wantingly zf.
agresif bir halde belligerently zf.
üzgün bir halde chagrinedly zf.
yusyuvarlak bir halde rotundly zf.
gergin halde on the stretch zf.
yığılmış bir halde congestedly zf.
iştah açıcı bir halde appetizingly zf.
acayip bir halde queerly zf.
uyumlu bir halde deferentially zf.
sarhoş bir halde jaggedly zf.
şiddetli bir halde with a vengeance zf.
karmaşık bir halde involvedly zf.
asık suratlı bir halde dourly zf.
dayanıklı bir halde impregnably zf.
kaplanabilir bir halde venerably zf.
utanç verici bir halde disgracefully zf.
yüzergezer bir halde amphibiously zf.
kremsi bir halde creamily zf.
şimdiki halde as matters stand zf.
terkedilmiş bir halde foresakenly zf.
müşkülpesent bir halde exigently zf.
gururlu bir halde conceitedly zf.
dokunulur halde tangibly zf.
kendini beğenmiş bir halde insufferably zf.
etkisiz bir halde inefficaciously zf.
yumuşak başlı bir halde pliantly zf.
soyutlanmış bir halde isolatedly zf.
üzüntülü bir halde worriedly zf.
paragöz bir halde acquisitively zf.
tatsız bir halde tastelessly zf.
şimdiki halde at present zf.
fırtınalı bir halde gustily zf.
basık bir halde compressedly zf.
içkili bir halde wetly zf.
çapaklı bir halde crustily zf.
şüpheli bir halde fishily zf.
durgun bir halde torpidly zf.
su götürmez bir halde irrefutably zf.
zarif bir halde lightfootedly zf.
dışarı götüren bir halde efferently zf.
eskimiş halde decrepitly zf.
hoşnut olmuş bir halde delightedly zf.
baygın bir halde languishingly zf.
fena halde hard zf.
ağlanacak halde lamentably zf.
uçarı bir halde dissolutely zf.
harap bir halde desolately zf.
kendini beğenmiş bir halde clannishly zf.
gülünç bir halde grotesquely zf.
üzgün bir halde heartbrokenly zf.
rengarenk bir halde colorfully zf.
serseri bir halde roguishly zf.
uyumlu bir halde cohesively zf.
biçimlenmemiş bir halde amorphously zf.
yapışkan halde clamantly zf.
üşengeç bir halde slothfully zf.
ölçülü bir halde demurely zf.
zor bir halde crucially zf.
istikrarsız bir halde changeably zf.
çetrefilli bir halde crucially zf.
bitkin bir halde drainedly zf.
fena halde by halves zf.
sıkıştırılmış bir halde compactly zf.
dinç bir halde spryly zf.
aşikar bir halde blatantly zf.
sert bir halde acrimoniously zf.
dalgın bir halde thoughtfully zf.
dayanıklı bir halde lastingly zf.
tamamlanmamış halde deficiently zf.
bıktırıcı bir halde disgustingly zf.
şık bir halde chipperly zf.
uyarıcı halde admonitorily zf.
çürümüş bir halde bruisedly zf.
dağınık bir halde sloppily zf.
komik bir halde ludicrously zf.
karmakarışık bir halde promiscuously zf.
tırtıllı bir halde raggedly zf.
dağınık bir halde amorphously zf.
farkına varmış bir halde disillusionedly zf.
kasvetli bir halde murkily zf.
kısaltılmış bir halde acronymically zf.
eski bir halde shabbily zf.
kütlesel bir halde aggregately zf.
solgun halde fadedly zf.
üzgün bir halde downheartedly zf.
emici bir halde absorbantly zf.
yaşlanmaz bir halde agelessly zf.
tatsız tuzsuz bir halde jadedly zf.
şok olmuş bir halde openmouthedly zf.
ağrılı bir halde achingly zf.
eğlenceli bir halde sociably zf.
tartışmaya açık bir halde argumentatively zf.
iyi halde on one's pin zf.
duyulamaz bir halde inaudibly zf.
dengeleştirilmiş bir halde balancedly zf.
beceriksiz bir halde gawkily zf.
darmadağınık bir halde messily zf.
sınıfsız bir halde classlessly zf.
küçük düşürülmüş bir halde degradedly zf.
şaşkın halde bemusedly zf.
durgun bir halde inactively zf.
fena halde badly zf.
ajite bir halde agitatedly zf.
çok dalmış bir halde raptly zf.
bunamış bir halde dottily zf.
şu halde so then zf.
garip bir halde laughably zf.
acınacak halde pathetically zf.
yıpranmış bir halde jadishly zf.
uygunsuz bir halde discordantly zf.
cafcaflı bir halde tawdrily zf.
şık bir halde dandyishly zf.
gülünç bir halde campily zf.
oynak halde allosterically zf.
dumanlı bir halde mistily zf.
uyuşuk bir halde stuporously zf.
beğenilir bir halde admirably zf.
emilmiş bir halde absorbedly zf.
yürüyebilir halde ambulatorily zf.
feci halde disastrously zf.
durgun bir halde latently zf.
öyle olduğu halde bile ever at that zf.
çok düzenli bir halde just so zf.
çapkın bir halde coquettishly zf.
dehşete düşürücü bir halde awesomely zf.
komalık halde enragedly zf.
duygusuz bir halde impassibly zf.
cansız halde apathetically zf.
kimsesiz bir halde emptily zf.
dar görüşlü bir halde parochially zf.
esrarlı bir halde arcanely zf.
kirli bir halde dirtily zf.
karasevdalı bir halde infatuatedly zf.
donuk bir halde colourlessly zf.
burkulmuş bir halde wrenchingly zf.
sırılsıklam bir halde soggily zf.
isli bir halde smuttily zf.
hem iyi hem kötü bir halde bittersweetly zf.
boyun eğmiş bir halde resignedly zf.
onarılamaz bir halde irremediably zf.
sıkıcı bir halde inanimately zf.
gazaba gelmiş halde wrathfully zf.
dargın bir halde displeasedly zf.
neşeli bir halde rambunctiously zf.
kederli bir halde anguishedly zf.
çamurlanmış halde bedraggledly zf.
sönük bir halde uninspiredly zf.
öfkeli bir halde spunkily zf.
değişen bir halde alternatingly zf.
taşınmaz bir halde immovably zf.
panik bir halde panickingly zf.
cansız bir halde vapidly zf.
kafası karışmış bir halde befuddledly zf.
kabarık bir halde puffily zf.
yarılmış bir halde bifidly zf.
sevindirilmiş bir halde elatedly zf.
kabarık bir halde turgidly zf.
mükemmel bir halde dreamfully zf.
bitkin bir halde wearily zf.
anlaşılmaz bir halde intangibly zf.
tuzsuz bir halde boringly zf.
kötü halde in a sad case zf.
sinirli bir halde annoyedly zf.
bitişik halde adjacently zf.
şimdiki halde as affairs stand zf.
anlaşılmaz bir halde eerily zf.
toplu halde en masse zf.
kırpık kırpık bir halde raggedly zf.
ufacık bir halde wispily zf.
frapan bir halde attractively zf.
uyumlu bir halde congenially zf.
tanınmış bir halde distinguishedly zf.
kullanılabilir bir halde availably zf.
anlaşılmaz bir halde enigmatically zf.
müşkülpesent bir halde demandingly zf.
avanak bir halde cully zf.
yumuşak bir halde silkily zf.
rahatsız edici bir halde inconveniently zf.
ablatif halde ablatively zf.
kaba saba bir halde rankly zf.
tiksindirici bir halde nauseatingly zf.
tehlikeli halde daringly zf.
sarkık bir halde floppily zf.
sarhoş bir halde woozily zf.
iç karartıcı bir halde depressingly zf.
eskimiş bir halde rancidly zf.
yakışır halde befittingly zf.
canından bezmiş bir halde lackadaisically zf.
yontulmamış halde craggily zf.
tapınacak bir halde worshipfully zf.
canı sıkkın bir halde disgruntledly zf.
cansız halde abiotically zf.
kemikli sayılır halde angularly zf.
tarifsiz bir halde indefinably zf.
yorucu bir halde fatiguingly zf.
alkışlanabilir bir halde applaudably zf.
saldırgan bir halde offensively zf.
durgun bir halde sleepily zf.
çıtkırıldım bir halde mincingly zf.
üzgün bir halde crestfallenly zf.
derbeder bir halde dowdily zf.
okur yazarlığı olmayan bir halde illiterately zf.
parlak bir halde luculently zf.
berrak bir halde liquidly zf.
kötüleşmiş bir halde aggravatedly zf.
sevgi dolu bir halde warmly zf.
onaylanabilir bir halde certifiably zf.
kimyasal bir halde actinically zf.
iki eşit parçaya ayrılmış bir halde bifidly zf.
iğrenç bir halde filthily zf.
ateşli bir halde racily zf.
sıkıntılı bir halde grayly zf.
ele geçirilmez bir halde impalpably zf.
o halde then zf.
sinir bozucu bir halde aggravatingly zf.
yumuşacık bir halde fluffily zf.
yaşam dolu bir halde bouncily zf.
tuhaf bir halde comedically zf.
aromatik bir halde aromatically zf.
gevşek bir halde laxly zf.
sarhoş edici bir halde intoxicatingly zf.
kendini beğenmiş bir halde complacently zf.
avantajlı bir halde expediently zf.
sarsılmış halde affectedly zf.
incitilmiş bir halde hurtly zf.
aliterasyonlu bir halde alliteratively zf.
şaşılacak bir halde wondrously zf.
acınası bir halde wretchedly zf.
pasif bir halde inactively zf.
kurumlu bir halde snippily zf.
sıkıcı bir halde colorlessly zf.
titrek bir halde plangently zf.
karşı konulamaz bir halde irresistibly zf.
rengarenk bir halde colourfully zf.
derli toplu bir halde sprucely zf.
gösterişli bir halde artily zf.
katışımsal bir halde combinatorially zf.
perişan bir halde distraughtly zf.
öyle olduğu halde, bile ever at that zf.
neşeli bir halde sportively zf.
öğütülmüş halde crushedly zf.
her halde at any rate zf.
çamurlu bir halde drumly zf.
buzlu bir halde gelidly zf.
dalgalı bir halde sinuously zf.
kanlı bir halde murderously zf.
tozlu bir halde dustily zf.
fena halde grossly zf.
kullanışsız bir halde impracticably zf.
o halde at that rate zf.
sevecen bir halde mercifully zf.
uyuşmuş halde numbly zf.
toplu halde gregariously zf.
fena halde sore zf.
kavgalı bir halde litigiously zf.
yaralı bir halde injuredly zf.