Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sore
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"sore"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 59 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
sore
i.
yara
2
Genel
sore
i.
hastalık
3
Genel
sore
i.
zarar
4
Genel
sore
i.
rahatsızlık
5
Genel
sore
i.
ızdırap kaynağı
6
Genel
sore
i.
ağrı sebebi
7
Genel
sore
i.
dert
8
Genel
sore
i.
bela
9
Genel
sore
i.
keder
10
Genel
sore
s.
ağrılı
11
Genel
sore
s.
ıstıraplı
12
Genel
sore
s.
yaralı
13
Genel
sore
s.
müteessir
14
Genel
sore
s.
hassas
15
Genel
sore
s.
hassas (konu)
16
Genel
sore
s.
kırgın
17
Genel
sore
s.
şiddetli
18
Genel
sore
s.
iltihaplı
19
Genel
sore
s.
feci şekilde
20
Genel
sore
s.
kederli
21
Genel
sore
s.
ağrıyan
22
Genel
sore
s.
kızgın
23
Genel
sore
s.
sinirli
24
Genel
sore
s.
mustarip
25
Genel
sore
s.
vahim
26
Genel
sore
s.
küskün
27
Genel
sore
s.
öfkeli
28
Genel
sore
s.
aşırı
29
Genel
sore
s.
acıyan
30
Genel
sore
s.
alıngan
31
Genel
sore
s.
can sıkan
32
Genel
sore
s.
zihni yoran
33
Genel
sore
s.
üzüntü veren
34
Genel
sore
s.
baş ağrıtan
35
Genel
sore
s.
zor
36
Genel
sore
s.
çaba gerektiren
37
Genel
sore
s.
güç
38
Genel
sore
s.
yorucu
39
Genel
sore
s.
sinirlendiren
40
Genel
sore
s.
irrite eden
41
Genel
sore
s.
sıkıntı veren
42
Genel
sore
s.
kızdıran
43
Genel
sore
zf.
çok
44
Genel
sore
zf.
fena halde
45
Genel
sore
zf.
şiddetle
Trade/Economic
46
Ticaret/Ekonomi
sore
i.
yara
Medical
47
Medikal
sore
i.
sore
48
Medikal
sore
i.
enfekte yara
49
Medikal
sore
i.
enfekte sıyrık
50
Medikal
sore
i.
iltihaplı ülser
51
Medikal
sore
i.
lezyon
Veterinary
52
Veterinerlik
sore
f.
(belirli bir yürüyüş yaptırmak için) atın ayağını sakatlamak
Zoology
53
Zooloji
sore
i.
(hayvan vücudunda) yırtık bölüm
54
Zooloji
sore
i.
(hayvan vücudunda) ülserli bölüm
55
Zooloji
sore
i.
dört yaşındaki yavru geyik
Ornithology
56
Kuşbilim
sore
i.
ördek sürüsü
57
Kuşbilim
sore
i.
bir yaşındaki yavru atmaca
58
Kuşbilim
sore
i.
bir yaşındaki yavru şahin
59
Kuşbilim
sore
i.
bir yaşındaki yavru doğan
"sore"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Medical
1
Medikal
sore
sore
i.
"sore"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 168 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
an open sore
i.
açık yara
2
Genel
sore of anthrax
i.
aslanpençesi
3
Genel
eye sore
i.
çirkin
4
Genel
sore spot
i.
bamteli
5
Genel
sore point
i.
hassas nokta
6
Genel
cold sore
i.
uçuk
7
Genel
pressure sore
i.
dekübitus ülseri
8
Genel
sore issue
i.
hassas durum
9
Genel
sore spot
i.
bam teli
10
Genel
canker sore
i.
ağızda çıkan küçük yara
11
Genel
saddle-sore
i.
at sürmekten gerilmiş ve hassaslaşmış olan
12
Genel
festering sore
i.
kapanmayan yara
13
Genel
sore loser
i.
kaybetmeyi hazmedemeyen kimse
14
Genel
sore loser
i.
kaybedince kızan kimse
15
Genel
sore tooth
i.
diş ağrısı
16
Genel
sore jaw
i.
çene ağrısı
17
Genel
have a sore throat
f.
anjin olmak
18
Genel
get sore
f.
sinirlenmek
19
Genel
have a sore throat
f.
boğazı yanmak
20
Genel
touch a sore spot
f.
hassas bir konuya temas etmek
21
Genel
touch a sore spot
f.
bamteline basmak
22
Genel
feel sore about something
f.
kuyruk acısı olmak
23
Genel
have a sore throat
f.
boğazı şişmek
24
Genel
be sore
f.
et kesmek (hamlamak vb)
25
Genel
touch a sore point
f.
bam teline basmak
26
Genel
touch a sore spot
f.
bam teline basmak
27
Genel
have a sore back
f.
beli tutulmak
28
Genel
have a sore throat
f.
boğazı ağrımak
29
Genel
have a sore neck
f.
boynu tutulmak
30
Genel
have a sore shoulder
f.
omzu tutulmak
31
Genel
have a cold sore on one's lip
f.
dudağında uçuk çıkmak
32
Genel
travel-sore
s.
yol yorgunu
Proverb
33
Atasözü
store is no sore
fazla mal göz çıkarmaz
34
Atasözü
a word of praise is equal to ointment on a sore
övgünün iyileştirici/yatıştırıcı bir etkisi vardır
35
Atasözü
a word of praise is equal to ointment on a sore
bir övgü sözcüğü yaraya sürülmüş bir merhem gibidir
36
Atasözü
a word of praise is equal to ointment on a sore
tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır
Colloquial
37
Konuşma Dili
a sore point
i.
duyarlı nokta
38
Konuşma Dili
a sight for sore eyes
i.
görülmesinden hoşlanılan yer
39
Konuşma Dili
a sore point
i.
hassas nokta
40
Konuşma Dili
festering sore
i.
kapanmayan yara
41
Konuşma Dili
a sore point
i.
zayıf nokta
42
Konuşma Dili
a sore point
i.
zaaf noktası
43
Konuşma Dili
sore loser
i.
mızıkçı
44
Konuşma Dili
sore loser
i.
oyunbozan
45
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
aksi
46
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
huzursuz
47
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
huysuz
48
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
sol tarafından kalkmış
49
Konuşma Dili
like a bear with a sore head
expr.
sinirli
Idioms
50
Deyim
a sight for sore eyes
i.
yüzünü gören cennetlik
51
Deyim
sight for sore eyes
i.
yüzünü gören cennetlik
52
Deyim
a sight for sore eyes
i.
göz banyosu yaptıran kişi/şey
53
Deyim
a sore head
i.
(özellikle akşamdan kalmalık yüzünden hissedilen) baş ağrısı
54
Deyim
a sight for sore eyes
i.
gözleri bayram ettiren şey
55
Deyim
sight for sore eyes
i.
gözleri bayram ettiren şey
56
Deyim
a sight for sore eyes
i.
gözlerin alınamadığı şey
57
Deyim
a sore head
i.
kafası nal gibi olma
58
Deyim
sight for sore eyes
i.
gözlerine ziyafet çektiren şey
59
Deyim
a sight for sore eyes
i.
gözleri bayram ettiren şey
60
Deyim
a sore head
i.
başının içinde fillerin tepişmesi
61
Deyim
sight for sore eyes
i.
gözünü gönlünü doyuran şey
62
Deyim
a sore head
i.
humar
63
Deyim
sight for sore eyes
i.
bir içim su
64
Deyim
a sore point/spot
i.
hassas nokta
65
Deyim
a sore point/spot
i.
zayıf nokta
66
Deyim
a sore loser
i.
kaybedince/yenilince sinirlenen kimse
67
Deyim
a sore loser
i.
kaybetmeyi/yenilmeyi hazmedemeyen kimse
68
Deyim
a sore loser
i.
mızıkçı
69
Deyim
a sore loser
i.
oyunbozan
70
Deyim
a sore point (with somebody)
i.
(birinin) duyarlı noktası
71
Deyim
a sore point (with somebody)
i.
(birinin) hassas noktası
72
Deyim
a sore point (with somebody)
i.
(birinin) zaafı
73
Deyim
a sore point (with somebody)
i.
(birinin) bam teli
74
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
apaçık olmak
75
Deyim
stand/stick out like a sore thumb
f.
ayan beyan ortada olmak
76
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
bariz/belirgin olmak
77
Deyim
touch someone on his sore spot
f.
bam teline basmak
78
Deyim
be sore at someone
f.
birine kızmak/sinirlenmek
79
Deyim
get sore at someone
f.
birine kızmak/sinirlenmek
80
Deyim
touch one's sore spot
f.
damarına basmak
81
Deyim
stand out like a sore thumb
f.
göze batmak
82
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
göze batmak
83
Deyim
touch a sore point
f.
hassas bir noktaya temas etmek
84
Deyim
touch a sore spot
f.
hassas bir noktaya temas etmek
85
Deyim
touch a sore spot
f.
kanayan yaraya parmak basmak
86
Deyim
be like a bear with a sore head
f.
küplere binmek
87
Deyim
stand/stick out like a sore thumb
f.
kabak gibi ortada olmak
88
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
rahatsız edecek kadar dikkat çekmek
89
Deyim
be like a bear with a sore head
f.
sinirlenmek
90
Deyim
stand out like a sore thumb
f.
rahatsız edecek kadar dikkat çekmek
91
Deyim
touch someone on his sore spot
f.
zülfü yare dokunmak
92
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak
93
Deyim
stick out like a sore thumb
f.
yama gibi durmak
94
Deyim
stand/stick out like a sore thumb
f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak
95
Deyim
stand out like a sore thumb
f.
yırtık dondan çıkmış gibi durmak
96
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
yüzünü gören cennetlik olmak
97
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
gözleri bayram ettiren kimse/şey olmak
98
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
gözü gönlü açan kimse/şey olmak
99
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
görmek için heyecan duyulan/heyecanlanılan kimse/şey olmak
100
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
görmekten mutlu olunan kimse/şey olmak
101
Deyim
be a sight for sore eyes
f.
memnuniyetle karşılanan kimse/şey olmak
102
Deyim
touch (on) a sore point
f.
bam teline basmak
103
Deyim
touch (on) a sore point
f.
hassas bir noktaya temas etmek
104
Deyim
touch (on) a sore point
f.
damarına basmak
105
Deyim
touch (on) a sore spot
f.
bam teline basmak
106
Deyim
touch (on) a sore spot
f.
hassas bir noktaya temas etmek
107
Deyim
touch (on) a sore spot
f.
damarına basmak
108
Deyim
cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı huysuz
109
Deyim
as cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı huysuz
110
Deyim
cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı somurtkan
111
Deyim
as cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı somurtkan
112
Deyim
as cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı ters/huysuz
113
Deyim
cross as a bear with a sore head
expr.
aşırı ters/huysuz
114
Deyim
stick out like a sore thumb
expr.
üstü kalay altı kaval
Speaking
115
Konuşma
I've got a sore throat
expr.
boğazım acıyor
116
Konuşma
I've got a sore throat
expr.
boğazım ağrıyor
117
Konuşma
you're a sight for sore eyes
expr.
yüzünü gören cennetlik
Medical
118
Medikal
mouth sore
i.
ağız yarası
119
Medikal
alep sore
i.
alep çıbanı
120
Medikal
canker sore
i.
aftöz ülser
121
Medikal
pressure sore
i.
bası yarası
122
Medikal
pressure sore
i.
basınç yarası
123
Medikal
biskran sore
i.
biskra çıbanı
124
Medikal
sore throat and hoarseness
i.
boğaz ağrısı ve ses kısıklığı
125
Medikal
sore throat
i.
boğaz ağrısı
126
Medikal
inflamed sore
i.
çıban
127
Medikal
decubitus sore
i.
dekübitus ülseri
128
Medikal
delhi sore
i.
delhi çıbanı
129
Medikal
bed sore
i.
dekübitus ülseri
130
Medikal
oriental sore
i.
doğu delhi butonu
131
Medikal
diabetic sore
i.
diyabetik yara
132
Medikal
postoperative sore throat due to intubation
i.
entübasyona bağlı postoperatif boğaz ağrısı
133
Medikal
sore throat
i.
farenjit
134
Medikal
gafsa sore
i.
gafsa çıbanı
135
Medikal
sore throat
i.
gırtlak iltihabı
136
Medikal
halep sore
i.
halep çıbanı
137
Medikal
sore tongue
i.
hastanın hiç bir dental veya tıbbi neden olmamaksızın ağzında yanma hissetmesi
138
Medikal
sore mouth
i.
hastanın hiç bir dental veya tıbbi neden olmamaksızın ağzında yanma hissetmesi
139
Medikal
inflamed sore
i.
kan çıbanı
140
Medikal
a kind of eye sore
i.
kuşkanadı
141
Medikal
nil sore
i.
nil çıbanı
142
Medikal
postoperative sore throat
i.
postoperatif boğaz ağrısı
143
Medikal
tropical sore
i.
şark çıbanı
144
Medikal
streptococcal sore throat
i.
streptokok boğaz ağrısı
145
Medikal
oriental sore
i.
şark çıbanı
146
Medikal
streptococcal sore throat
i.
streptokokal boğaz ağrısı
147
Medikal
cold sore
i.
uçuklama
148
Medikal
pressure sore
i.
yatak yarası
149
Medikal
weak sore
i.
soluk, sarkık ve cansız granülasyonlarla kaplı yara
150
Medikal
putrid sore throat
i.
gırtlak ve yutakta kangrenli iltihaplanma
151
Medikal
suppurating sore
i.
iltihaplı yara
152
Medikal
sore-eyed
s.
kızarmış gözlü
153
Medikal
sore-eyed
s.
göz nezlesi olmuş
154
Medikal
sore-eyed
s.
göz iltihabı bulunan
155
Medikal
sore-eyed
s.
konjonktivitli
Pathology
156
Patoloji
streptococcal sore throat
i.
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu
157
Patoloji
septic sore throat
i.
boğaz ağrısına neden olan bir boğaz enfeksiyonu
158
Patoloji
oriental sore
i.
şark çıbanı
159
Patoloji
veldt sore
i.
genellikle ellerde ve ayaklarda görülen bulaşıcı bir yara
160
Patoloji
fever sore
i.
uçuk
Dermatology
161
Dermatoloji
cold sore
i.
uçuk
162
Dermatoloji
(cold sore) grow
f.
uçuk çıkmak
Veterinary
163
Veterinerlik
saddle sore
i.
eyer yarası
164
Veterinerlik
saddle sore
i.
eyer yüzünden atın derisinde meydana gelen tahriş
Ornithology
165
Kuşbilim
sore falcon
i.
ördek sürüsü
166
Kuşbilim
sore falcon
i.
bir yaşındaki yavru atmaca
167
Kuşbilim
sore falcon
i.
bir yaşındaki yavru şahin
168
Kuşbilim
sore falcon
i.
bir yaşındaki yavru doğan
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sore
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy