dry - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dry

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"dry" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 108 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
dry f. kurulamak
dry f. kurumak
dry f. kurutmak
dry s. kuru
General
dry i. kuraklık
dry i. kurak alan
dry i. küçük han
dry i. taverna
dry i. çalışanların giysilerini yıkayıp üstlerini değiştirdikleri bina
dry i. içki içme isteği
dry i. kuruma
dry f. kurumak
dry f. kurutmak
dry f. sütü kesilmek
dry f. kurulamak
dry f. kakırdamak
dry f. kavurmak
dry f. sütten kesilmek
dry s. tatsız (söz, konuşma vb)
dry s. içki karşıtı
dry s. keskin
dry s. kupkuru
dry s. kuru
dry s. suyu çekilmiş
dry s. sek
dry s. susuz
dry s. kurumuş
dry s. yavan
dry s. kart
dry s. sert
dry s. susatıcı
dry s. tatsız
dry s. kurak
dry s. kör (kuyu)
dry s. süt vermeyen
dry s. yağmursuz
dry s. sek (içki)
dry s. sıkıcı
dry s. sütü kesilmiş (inek)
dry s. susamış
dry s. tazeliğini yitirmiş
dry s. taze olmayan
dry s. pörsük
dry s. solmuş
dry s. çişini tutabilen
dry s. sıkı paketlenmiş
dry s. sıkı birleştirildiği halde su geçirmez olmayan (fıçı)
dry s. kayıtsız
dry s. duygusuz
dry s. maddi
dry s. heyecandan uzak
dry s. insani duygularını göstermeyen
dry s. net ve objektif olan
dry s. olaya tarafsız ve hissiz bakan
dry zf. yavan şekilde
dry zf. duygusuz şekilde
Colloquial
dry i. içki içmeyen kimse
dry i. içki yasağı yanlısı/taraftarı
dry i. içki satılmayan bölge
dry i. içki bulunmayan bölge
dry s. ayık (içkiyi bırakmış)
dry s. temiz (içkiyi bırakmış)
Technical
dry f. oksidasyon ve polimerizasyon sonucu katı, dayanıklı ve esnek hale gelmek
dry f. (yağ, boya, vernik) katılaşmak
dry s. katı
dry s. yağsız
dry s. anhidrit
dry s. anhidröz
dry s. anhidrik
dry s. tekrar üretilebilen sıvı hidrokarbondan çok az miktarda içeren (doğal gaz)
dry s. tekrar üretilebilen sıvı hidrokarbon içermeyen (doğal gaz)
dry s. kayganlaştırmadan iş gören (sürtünmeli kavrama)
dry s. bağlanmamış su içermeyen (boya veya pigment)
dry s. tamamen katılaştırılmış
dry s. büsbütün katılaşmış
dry s. artık sıvı veya yapışkan halde olmayan (astar, mürekkep)
dry s. yedek parçalar ile gres, soğutma suyu gibi sıvıların haricinde ölçülen (makine ağırlığı)
dry s. sırsız (çömlek)
dry s. perdahsız (çömlek)
dry s. iyi sırlanmamış (çömlek)
dry s. teorik çalışmalar yürüten (bilim insanı)
dry s. yalnızca hesaplama yapılan (laboratuvar)
Textile
dry s. kuru
Construction
dry s. harç kullanmadan yapılan
dry s. harçsız
dry s. (sıva veya yapışma harcı yerine) önceden imal edilmiş kartonpiyer, mukavva veya ahşap panel kullanılan
Woodworking
dry s. kurutulmuş (kereste)
Gastronomy
dry s. tereyağı veya süt olmadan servis edilen (ekmek)
dry s. buharlaştırma ile suyu alınmış (yiyecek)
dry s. kurutulmuş (gıda)
dry s. toz haline getirilmiş (gıda)
dry s. lapa haline getirilmiş (yiyecek)
dry s. tatsız (içecek)
dry s. şekersiz (içecek)
dry s. mayalanırken tüm şekeri kaybolan (içki)
dry s. mayalanırken şekerinin büyük kısmını kaybetmiş (içki)
dry s. şekersiz (bisküvi)
Chemistry
dry s. tüm koşullarda susuz bulunan
dry s. anhidrit
dry s. suyu uzaklaştırılmış
dry s. anhidröz
Astrology
dry s. teninin yapısı kuru olan (burç)
Zoology
dry s. derisi sarkık veya buruşuk olmayan (köpek)
Geology
dry i. taşta çatlak oluşturan doğal damar
Art
dry s. keskin ve soğuk bir kesinlikle üretilmiş (sanat eseri)
dry s. zarif kontürlerden veya doğal renk geçişlerinden yoksun (sanat eseri)
Archaic
dry s. madeni parayla ödenmiş
dry s. bozuk parayla ödenen

"dry" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
dry goods i. manifatura
General
dry quart i. abd 1,101 litre
dry cleaning i. kuru temizleme
dry cleaner's i. kuru temizleme dükkanı
dry well i. körkuyu
dry nurse i. bakıcı
selling dry goods and notions i. manifaturacılık
dry land i. kurak bölge
dry cold i. ayaz
dry cleaner i. kuru temizleyici
dish of dry bread and broth i. papara
dry stick i. çam yarması
dry beriberi i. kuru beriberi
dry twigs i. çırpı
dry ground i. kuru zemin
dry wall i. harçsız duvar
a dry speech i. yavan söz
dry cleaner's i. kuru temizleyici
dry stick i. hödük
dry bread i. kuru ekmek
dry nurse i. dadı
dry firefighting i. kuru maddeyle yangın söndürme
dry rot i. kerestenin içindeki toz gibi çürüklük
dry cold i. kuru soğuk
dry weight i. kuru ağırlık
dry valley i. kuru vadi
dry nurse i. emzirmeyen dadı
dry fruit roasting machine i. kuruyemiş kavurma makinesi
standardization of dry and dried fruits i. kuru ve kurutulmuş meyvelerin standardizasyonu
dry rale i. kuru ral
dry cough i. kuru öksürük
dry air i. kuru hava
dry point i. asitsiz kullanılan hakkak kalemi
dry kiln i. kereste kurutucu fırın
dry mustard i. toz hardal
dry mustard i. hardal tozu
a dry speech i. tatsız konuşma
dry farming i. kuru tarım
dry work i. sıkıcı iş
dry goods i. mensucat
dry dock i. kuru havuz
dry cell i. kuru pil
dry cleaning industry i. kuru temizleme endüstrisi
dry environment i. kuru ortam
dry year i. kurak yıl
dry cleaning detergent i. kuru temizleme deterjanı
dry year i. yağışsız yıl
dry-fly i. olta sineği
dry-rot i. yozlaşma
dry-rot i. çürük
dry-rot i. çürüme
dry voice i. kuru ses
dry humour i. ince düşündürücü mizah tarzı
dry humour i. nüktecilik
dry place i. kuru yer
dry cargo i. kuru yük
dry mix i. kuru karışım
dry leaf i. kuru yaprak
dry zone i. kurak alan
dry zone i. kurak bölge
dry nurse i. emzirmeyen bebek bakıcısı
dry wash i. ütülenmemiş çamaşır
dry milk i. süt tozu
dry cleaning business i. kuru temizleme işi
hot and dry deserts i. sıcak ve kuru çöller
hot dry deserts i. sıcak ve kuru çöller
dry wine i. sek şarap
dry land i. kurak alan
dry humping i. cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks
dry sex i. cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks
dry erase board i. kalemle yazılan tahta
picture and draw the well dry i. bir kağıt oyunu
dry roasted peanuts i. kavrulmuş yer fıstığı
pat dry i. nazikçe kurulama
dry cleaning store i. kuru temizleme dükkanı
dry mint i. kuru nane
dry fact i. ilgi çekmeyen bilgi
dry iron i. buharsız ütü
dry iron i. kuru ütü
dry skin i. kuru cilt
dry food i. kuru mama
dry summer i. susuz yaz
dry substance i. kuru madde
dry skin cream i. kuru cilt kremi
dry heaving i. öğürme
dry january i. ayık ocak
united states dry unit i. abd ölçü birimleri sisteminde kabul edilen, kuru ürünlerin ağırlığını belirten ölçü birimi
united states dry unit i. abd kuru birim ağırlığı
united states dry unit i. abd kuru birim hacim ağırlığı
drip-dry i. suyu sıkılmadan kuruyan şey
dry [australia] i. yılın yağmursuz mevsimi
dry [australia] i. çorak alan
dry [australia] i. kıraç bölge
dry cleaning i. kuru temizleme ile temizlenenler
dry-erase board i. kalemle yazılan tahta
dry-erase board i. işaretleme kalemiyle yazılabilen pürüzsüz beyaz yüzey
dry-erase board i. beyaz tahta
dry land i. kara toprak
dry land i. kuru arazi
dry light i. engellenmemiş saf ışık
dry light i. net ve objektif görüş
dry mop i. yer tozu almada kullanılan kuru temizlik bezi
dry rot i. ihmalden kaynaklı bozulma ve zayıflama
dry rot i. yeni ve canlandırıcı faktörlere karşı oluşan dirençten kaynaklanan çürüme ve dağılma
dry rot i. çürüme veya zayıflama sebebi
dry-salter [uk] i. kimyasal ürün ve boya tüccarı
dry mop i. toz paspası
fresh and dry weight i. yaş ve kuru ağırlık
run dry f. kurumak
get dry f. kurumak
make dry f. kurutmak
dry away f. uzakta kurutmak (bir giysiyi güneş vb'den)
dry up f. tükenmek
machine dry f. kurutma makinesinde kurutmak
kiln dry f. ocakta kurutulmuş
dry up f. kesmek
dry up f. kurutmak
dry up f. çekilmek
wipe something dry f. bir şeyi silerek kurulamak
become dry f. kurumak
dry up f. kurumak (göl vb)
dry out f. kurumak
dry up f. tüketmek
dry oneself f. kurulanmak
go dry f. körleşmek
drip dry f. sıkmadan askıya asarak kurutmak
dry up f. iyice kurutmak
sponge something dry f. bir şeyi süngerle kurulamak
go into dry dock f. havuza girmek
dry up f. körelmek
dry up f. kesilmek
become dry f. kakırdamak
dry out f. tamamen kurumak
dry up f. kurumak
dry by exposing to smoke f. dumana maruz bırakarak kurutmak
have a blow dry f. fön çektirmek
dry hair f. saç kurutmak
(one's mouth) go dry f. ağzı kurumak
blow-dry f. fön çekmek
kiln-dry f. ocakta kurutmak
drip-dry f. suyu sıkılmadan kurumak
have something dry-cleaned f. bir şeyi kuru temizleyiciye vermek
kiln-dry f. ocakta kurutulmuş
freeze-dry f. dondurarak kurutmak
drip-dry f. çamaşırı sıkmadan askıda kurutmak
dry-clean f. kuru temizlemek
have something dry-cleaned f. bir şeyi temizletmek
kiln-dry f. fırınlamak
sun-dry f. güneşte kurutmak
spin-dry f. kurutma makinesinde kurutmak
dry one’s tears f. gözyaşını silmek
run dry f. tıkanmak
dry up f. dili damağı kurumak
blow-dry f. saç kurutma makinesi ile kurutmak
blow-dry f. saç kurutma makinesiyle saça şekil vermek
blow-dry f. kurutma makinesiyle saçı kurutmak
one's skin to dry out f. cildi kurumak
dry a leaf f. yaprak kurutmak
blow dry f. saçını fönlemek
blow dry f. fön yapmak
dry one's hair f. saçını kurutmak
blow dry f. saç fönlemek
dry out f. kuraklaştırmak
have a dry cleaner f. bir kuru temizleme dükkanı olmak
air dry f. havada kurumak
air dry f. havada kurutmak
dry-heave f. öğürmek
fire the gun dry f. şarjörü boşaltmak
be extremely thirsty or dry f. içi yanmak
take clothes to the dry-cleaner f. elbiseleri kuru temizlemeye götürmek
take clothes to the dry-cleaner f. kıyafetleri kuru temizlemeye götürmek
dry iron f. burharsız ütü yapmak
dry the dishes f. bulaşıkları kurutmak
drip-dry f. suyunu sıkmadan asmak
dry clean f. kimyasal maddelerle temizlemek
dry-nurse f. (çocuğa) emzirmeksizin bakım vermek
dry-nurse f. bakıcı gibi davranmak
dry-nurse f. gereksiz yere gözetimde tutmak
dry-rot f. yozlaştırmak
dry-rot f. köhneleştirmek
dry-rot f. yozlaşmak
dry-rot f. köhneyip çürümek
dry-rot f. ihmal veya tembellikten gerilemek
dry-beat f. şiddetle dövmek
dry-beat f. sertçe vurmak
dry-rub f. ıslatmadan ovalayıp temizlemek
finger-dry f. (parmakları aralarından geçirerek) saçı kurutmak
spray-dry f. (sütü, yumurtayı veya sabunu) sprey tekniği ile kurutmak
dust dry s. toz bırakmaz
not a dry stitch on s. çok ıslanmış
bone dry s. kupkuru
high and dry s. karada kimsesiz ve çaresiz kalmış
high and dry s. kimsesiz ve çaresiz kalmış
high and dry s. sudan dışarı
as dry as a bone s. kupkuru
dry enough s. yeterince kuru
as dry as a bone s. kemik gibi
as dry as s. kadar kuru
sweet or dry s. tatlı veya tatsız
cool and dry s. serin ve kuru
bone-dry s. tümüyle kuru
bone-dry s. kupkuru
cut-and-dry s. alışıla gelmiş
cut-and-dry s. alelade
drip-dry s. sıkmadan askıda kurutulan
drip-dry s. ütü istemeyen kumaştan yapılmış (giysi)
drip-dry s. ütü istemeyen (kumaş)
cut-and-dry s. sıradan
oven-dry s. fırınlanmış
dry-cleanable s. kuru temizlemeye müsait
dry-cleanable s. kuru temizleme yapılabilir
air-dry s. kupkuru
quick-dry s. çabuk kuruyan
dry-eyed s. gözyaşı olmayan
dry-eyed s. gözyaşı dökmeyen
dry-shod s. (ayak, ayakkabı) kuru
tinder-dry s. çok kuru
dry as a desert s. çöl gibi kurak
bone-dry s. susuzluktan ölmek üzere olan
bone-dry s. alkolsüz
bone-dry s. alkol karşıtı
dry [obsolete] s. kan akıtma içermeyen
dry [obsolete] s. ölüm içermeyen
dry [obsolete] s. kan akmadan gerçekleşen
dry [obsolete] s. pinti (kimse)
dry [obsolete] s. eli sıkı (kimse)
dry [dialect] s. içine kapanık
dry [dialect] s. soğuk
dry [dialect] s. ketum
dry [dialect] s. mesafeli
dry-boned s. kuru kemikli
dry-boned s. etsiz kemikleri bulunan
dry-eyed s. duygusallıktan yoksun
dry-eyed s. romantizm barındırmayan
dry-fisted s. çok az
dry-fisted s. cimri
dry-fisted s. azıcık
dry-fisted s. değersiz
dry-eyedly zf. duygusuzca
dry- ök. (takson adlarında) ağaç anlamını veren bir ön ek
high and dry s. karada
Phrasals
dry up f. harcamak
dry up f. bitirmek
dry up f. yok olup gitmek
dry up f. sözcükleri tükenmek
dry up f. susmak
dry up f. (oyuncu) repliğini unutmak
dry someone out f. içki içmemesini sağlamak
dry someone out f. içirmemek
dry someone out f. içki içmesine engel olmak
go dry f. memeleri kurumak
dry off f. kurulanmak
dry off f. kurulamak
dry something off f. kurutmak
dry something out f. kurutmak
dry something off f. kurulamak
dry something off f. silmek
go dry f. sütten kesilmek
go dry f. sütü kesilmek
dry up f. kurumak
dry up f. kurutmak
dry up f. kurulamak
dry up f. akne gibi iltihaplı bir cilt problemini kurutmak/iyileştirmek/geçirmek
dry up f. akne gibi iltihaplı bir cilt probleminin kuruması/iyileşmesi/geçmesi
dry up f. toz olmak
dry up f. ortadan kaybolmak
dry up f. çıkıp gitmek
dry up f. ortamı terk etmek
dry up f. sessiz olmak
dry up f. konuşmamak
dry up f. susmak
dry something up f. bir şeyi kurutmak
dry something up f. (kızarıklığı) geçirmek
dry something up f. (kaşıntıyı) geçirmek
dry something up f. (isiliği, ürtikeri) söndürmek
dry someone or something off f. birini/bir şeyi kurulamak
dry someone or something off f. birini/bir şeyi kurutmak
dry someone or something off f. birini/bir şeyi silmek
Phrases
dry and hot in summers warm and rainy in winters i. yazları kurak ve sıcak kışları ılık ve yağışlı
dry and hot in summers cold and snowy in winters i. yazları kurak ve sıcak kışları soğuk ve kar yağışlı
suck dry f. tüketmek
suck dry f. sömürmek
suck dry f. tüm enerjisini çekmek
suck dry f. tüm kaynaklarını tüketmek
suck dry f. tüm gücünü çekmek
suck dry f. iliğini kurutmak
keep in a cool and dry place expr. soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin
Proverb
put your trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
you never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
put your faith in god, and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your faith in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
put your trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
trust in god and keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
trust in god, but keep your powder dry eşeğini önce sağlam kazığa bağla sonra tanrı'ya emanet et
we never miss the water till the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
we never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
you never miss the water until the well runs dry kuyu kurumadan suyun kıymeti bilinmez
Colloquial
dry fact i. çok fazla detay içermeyen kısa bilgi
a dry run i. deneme çalıştırması
dry towel i. kuru havlu
dry spell i. kuraklık dönemi
dry spell i. durgun dönem
dry spell i. kesat dönem
dry [uk] i. taviz vermeyen muhafazakar politikacı
dry nurse i. iş yerindeki acemi çalışanı eğitip yönlendiren kimse
home and dry f. alnının akıyla bitirmek
home and dry f. alnının akıyla sıyrılmak
home and dry f. başarıyla bitirmek
milk it dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
milk it dry f. bir şeyi dibine kadar sömürmek
milk it dry f. bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek
milk it dry f. bir şeyin kökünü kurutmak
milk it dry f. tüm imkanları tüketmek
milk something dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
milk something dry f. bir şeyi dibine kadar sömürmek
milk something dry f. bir şeyi tamamen bitirmek/tüketmek
milk something dry f. bir şeyin kökünü kurutmak
milk something dry f. tüm imkanları tüketmek
stay dry f. ıslanmamak
dry-gulch f. pusu atmak
dry-gulch f. pusu kurmak
dry-gulch f. pusuya düşürmek
dry-gulch f. tuzağa düşürmek
dry-gulch (one) f. (birine) pusu atmak
dry-gulch (one) f. (birine) pusu kurmak
dry-gulch (one) f. (birini) pusuya düşürmek
dry-gulch (one) f. (birini) tuzağa düşürmek
hardly dry behind the ears s. acemi çaylak
bone-dry s. kupkuru
bone-dry s. kemik kadar kuru
high and dry s. karaya oturmuş
dry wit s. zeki ve sarkastik
keep your feet dry expr. ayaklarınızı kuru tutun
high and dry expr. çaresiz
high and dry expr. tek başına
high and dry expr. yardımsız
dry (don't repeat yourself) expr. bilgisayar programcılığında yazılım geliştirirken kod tekrarına düşmeyi veya gereksiz kodları azaltmak için kullanılan bir prensip
dry (don't repeat yourself) expr. kendini tekrar etme
dry (don't repeat yourself) expr. aynı kodları tekrar etme
dry up! exclam. kes sesini!
dry up! exclam. sus!
dry up! exclam. git başımdan!
dry up! exclam. toz ol!
dry up! exclam. kaybol!
Idioms
dry spell i. çorak geçen dönem
dry spell i. çorak dönem
dry run i. prova
dry spell i. yağışsız dönem
dry spell i. yağmursuz dönem
a dry run i. deneme uygulaması
a dry run i. deneme koşumu
a dry run i. test uygulaması
come up dry [us] f. boş çıkmak
come up dry [us] f. fos çıkmak
come up dry [us] f. sonuç alamamak
come up dry [us] f. umduğu gerçekleşmemek
come up dry [us] f. başarısız olmak
come up dry [us] f. sonuç vermemek
not dry behind the ears f. acemi olmak
hardly dry behind the ears f. acemi olmak
not dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
hardly dry behind the ears f. ağzı süt kokmak
hang someone out to dry f. azarlamak
run dry f. bitip tükenmek
bleed someone dry f. birisini soyup soğana çevirmek
dry-gulch someone f. birisine pusu atmak
leave someone high and dry f. birini dımdızlak ortada bırakmak
be pumping a dry well f. boşa kürek çekmek
be home and dry f. başarıyla sonlandırmak
dry-gulch someone f. birisine pusu kurmak
suck something dry f. bir şeyi tamamen sömürmek
be home and dry f. bir işi kotarmak
leave someone high and dry f. birini beş parasız bırakmak
leave someone high and dry f. birini sap gibi ortada bırakmak
hang someone out to dry f. dımdızlak bırakmak
hang someone out to dry f. cezalandırmak
be like watching paint dry f. çok sıkıcı olmak
hardly dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
watch paint dry f. çok sıkıcı bir şey izlemek
hang somebody out to dry f. dımdızlak bırakmak
not dry behind the ears f. dünkü çocuk olmak
be as interesting as watching paint dry f. çok sıkıcı olmak
keep one's powder dry f. her şeye hazırlıklı olmak
keep one's powder dry f. hazırlıklı olmak
keep one's powder dry f. hazır bulunmak
keep one's powder dry f. hazır olmak
keep one's powder dry f. işini sağlama almak
keep one's powder dry f. mücadeleye iyi hazırlanmış olmak
hang someone out to dry f. ortada bırakmak
bleed someone dry f. kanını emmek
be as dry as a bone f. kupkuru olmak
hang somebody out to dry f. ortada bırakmak
bleed someone dry f. parasını yemek
run dry f. suyunu çekmek
hang someone out to dry f. pestilini çıkarmak
be home and dry f. tamamına erdirmek
bleed someone dry f. tüm parasını almak
not dry behind the ears f. toy olmak
hardly dry behind the ears f. toy olmak
hang somebody out to dry f. yarı yolda bırakmak
hang somebody out to dry f. yalnız bırakmak
leave high and dry f. yaya bırakmak
leave high and dry f. zor durumda terketmek
hang someone out to dry f. yarı yolda bırakmak
hang someone out to dry f. yalnız bırakmak
leave high and dry f. yüzüstü bırakmak
come up dry f. bir sonuca ulaşmamak
come up dry f. sıfıra sıfır elde var sıfır olmak
come up dry f. bir sonuç alamamak
come up dry [us] f. başarısız olmak
come up dry [us] f. sonuç vermemek
milk (someone or something) dry f. (birini/bir şeyi) sömürmek
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) elinde avucunda ne varsa almak
milk (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) neyi var nesi yok almak
squeeze (one) dry f. (birini) sıkıp suyunu çıkarmak
squeeze (one) dry f. (birini) soyup soğana çevirmek
squeeze (one) dry f. (birinin) donuna kadar almak
squeeze (one) dry f. (birinin) elindekini avucundakini zorla/baskıyla almak
squeeze (one) dry f. birini sıkıştırıp her şeyi öğrenmek/bilgi almak
dry (one's) eyes f. (birinin) gözünün yaşını silmek
dry (one's) eyes f. ağlamamak
dry (one's) eyes f. ağlamayı kesmek
be bone dry f. kupkuru olmak
be bone dry f. nemin/suyun zerresi olmamak
be hung out to dry f. dımdızlak kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. ortada kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. yarı yolda bırakılmak
be hung out to dry f. sorunlarıyla baş başa/yalnız bırakılmak
be hung out to dry f. terk edilmek
be hung out to dry f. yalnız bırakılmak
be hung out to dry f. tek başına kalmak/bırakılmak
be hung out to dry f. sorunlarla yalnız baş etmek zorunda bırakılmak
be hung out to dry f. zor bir durum üstüne kalmak
be hung out to dry f. cezalandırılmak
be hung out to dry f. hüsrana uğratılmak
be hung out to dry f. bir kenara atılmak
leave (one) high and dry f. (birinin) sudan etkilenmemesini sağlamak
leave (one) high and dry f. (birinin) kuru kalmasını sağlamak
leave (one) high and dry f. (birini) ıslanmaktan kurtarmak
leave (one) high and dry f. (birini) suya girmekten/su altında kalmaktan kurtarmak
leave (one) high and dry f. (birini) selden/su baskınından kurtarmak
leave (one) high and dry f. (birini) dımdızlak ortada bırakmak
leave (one) high and dry f. (birini) sap gibi ortada bırakmak
bleed (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) iliğini kemiğini kurutmak/sömürmek
bleed (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) varını yoğunu tüketmek
bleed (someone or something) dry f. (birini/bir şeyi) soyup soğana çevirmek
bleed (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) kanını emmek
bleed somebody dry f. birinin iliğini kemiğini kurutmak/sömürmek
bleed somebody dry f. birinin varını yoğunu/tüm parasını tüketmek
bleed somebody dry f. birini soyup soğana çevirmek
bleed somebody dry f. birinin kanını emmek
hang out to dry f. birini dımdızlak bırakmak
hang out to dry f. birini ortada bırakmak
hang out to dry f. birini yalnız bırakmak
hang out to dry f. birini yarı yolda bırakmak
hang out to dry f. dımdızlak bırakmak
hang out to dry f. ortada bırakmak
hang out to dry f. yalnız bırakmak
hang out to dry f. yarı yolda bırakmak
keep powder dry f. hazırlıklı olmak
keep powder dry f. işini sağlama almak
keep powder dry f. hazır bulunmak
keep powder dry f. hazır olmak
keep powder dry f. mücadeleye iyi hazırlanmış olmak
milk somebody/something dry f. birini/bir şeyi tamamen sömürmek
milk somebody/something dry f. birini/bir şeyi dibine kadar sömürmek
milk somebody/something dry f. birinin/bir şeyin varını yoğunu almak
milk somebody/something dry f. birinin/bir şeyin elinde avucunda ne varsa almak
milk somebody/something dry f. birinin/bir şeyin iliğini kurutmak
suck somebody/something dry f. birini/bir şeyi tamamen sömürmek
suck somebody/something dry f. birini/bir şeyi dibine kadar sömürmek
suck somebody/something dry f. birinin/bir şeyin varını yoğunu almak
suck somebody/something dry f. birinin/bir şeyin elinde avucunda ne varsa almak
suck somebody/something dry f. birinin/bir şeyin iliğini kurutmak
suck (someone or something) dry f. (birini/bir şeyi) sömürmek
suck (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) iflahını kurutmak
suck (someone or something) dry f. (birini/bir şeyi) bitirmek/tüketmek
suck (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) varını yoğunu almak
suck (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) kaynaklarını tüketmek
suck (someone or something) dry f. (birinin/bir şeyin) elindekini avucundakini/kaynaklarını kurutmak
the ink isn't dry (on something) f. (bir şeyin) mürekkebi bile daha kurumamış olmak
the ink isn't dry (on something) f. (bir anlaşma, mevzuat, sözleşme daha yeni/henüz yapılmış olmak
the ink isn't dry (on something) f. daha (bir şeyin üzerindeki) imzalar kurumamış olmak
not dry behind the ears s. acemi çaylak
dry as a bone s. kupkuru
dry to the bone s. kupkuru
dry as dust s. kupkuru
cut-and-dry s. sıradan
high and dry s. sorunlardan uzak
cut-and-dry s. yavan
(as) dry as a bone s. kuruyup kemik gibi olmuş
(as) dry as a bone s. kuruyup kemikleşmiş
(as) dry as a bone s. kuruyup sertleşmiş
bone dry s. çok susamış
bone dry s. susuzluktan ölmek üzere
dry as a bone s. aşırı susamış
dry as a bone s. dili damağı kurumuş
dry-as-dust s. sıkıcı
dry-as-dust s. çok sıkıcı