Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
etkilemek
"etkilemek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 119 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
etkilemek
affect
f.
2
Yaygın Kullanım
etkilemek
influence
f.
3
Yaygın Kullanım
etkilemek
impress
f.
General
4
Genel
etkilemek
penetrate
f.
5
Genel
etkilemek
act upon
f.
6
Genel
etkilemek
empierce
f.
7
Genel
etkilemek
redound on
f.
8
Genel
etkilemek
stamp on
f.
9
Genel
etkilemek
act
f.
10
Genel
etkilemek
sway
f.
11
Genel
etkilemek
prepossess
f.
12
Genel
etkilemek
tip
f.
13
Genel
etkilemek
reach
f.
14
Genel
etkilemek
militate
f.
15
Genel
etkilemek
grip
f.
16
Genel
etkilemek
imprint
f.
17
Genel
etkilemek
thrill
f.
18
Genel
etkilemek
redound up
f.
19
Genel
etkilemek
impress
f.
20
Genel
etkilemek
enthral
f.
21
Genel
etkilemek
impinge on
f.
22
Genel
etkilemek
impose upon
f.
23
Genel
etkilemek
work
f.
24
Genel
etkilemek
overwhelm
f.
25
Genel
etkilemek
condition
f.
26
Genel
etkilemek
impose on
f.
27
Genel
etkilemek
lead
f.
28
Genel
etkilemek
fascinate
f.
29
Genel
etkilemek
enamor
f.
30
Genel
etkilemek
touch
f.
31
Genel
etkilemek
impinge
f.
32
Genel
etkilemek
pierce
f.
33
Genel
etkilemek
impinge upon
f.
34
Genel
etkilemek
operate
f.
35
Genel
etkilemek
enamour
f.
36
Genel
etkilemek
import
f.
37
Genel
etkilemek
strike
f.
38
Genel
etkilemek
set
f.
39
Genel
etkilemek
have a bearing on
f.
40
Genel
etkilemek
dictate
f.
41
Genel
etkilemek
act on
f.
42
Genel
etkilemek
move
f.
43
Genel
etkilemek
concern
f.
44
Genel
etkilemek
smite
f.
45
Genel
etkilemek
turn
f.
46
Genel
etkilemek
impose
f.
47
Genel
etkilemek
catch up
f.
48
Genel
etkilemek
enthrall
f.
49
Genel
etkilemek
spellbind
f.
50
Genel
etkilemek
affect
f.
51
Genel
etkilemek
bring something to bear
f.
52
Genel
etkilemek
govern
f.
53
Genel
etkilemek
influence
f.
54
Genel
etkilemek
effect
f.
55
Genel
etkilemek
prejudice
f.
56
Genel
etkilemek
possess
f.
57
Genel
etkilemek
exercise effect
f.
58
Genel
etkilemek
have effect
f.
59
Genel
etkilemek
have an impact upon
f.
60
Genel
etkilemek
have an effect on
f.
61
Genel
etkilemek
have an impact on
f.
62
Genel
etkilemek
have an effect upon
f.
63
Genel
etkilemek
take effect
f.
64
Genel
etkilemek
work on
f.
65
Genel
etkilemek
motive
f.
66
Genel
etkilemek
inform
f.
67
Genel
etkilemek
impact
f.
68
Genel
etkilemek
exert an influence on
f.
69
Genel
etkilemek
exert an influence over
f.
70
Genel
etkilemek
noodle
f.
71
Genel
etkilemek
capture
f.
72
Genel
etkilemek
reach
f.
73
Genel
etkilemek
redound
f.
74
Genel
etkilemek
tell
f.
75
Genel
etkilemek
till [obsolete]
f.
76
Genel
etkilemek
tincture
f.
77
Genel
etkilemek
attinge [obsolete]
f.
78
Genel
etkilemek
predispose
f.
79
Genel
etkilemek
enthrill
f.
80
Genel
etkilemek
leaven
f.
81
Genel
etkilemek
bite
f.
82
Genel
etkilemek
meet
f.
83
Genel
etkilemek
rine [dialect] [uk]
f.
84
Genel
etkilemek
import
f.
85
Genel
etkilemek
impregnate
f.
86
Genel
etkilemek
dispute [obsolete]
f.
87
Genel
etkilemek
infect
f.
88
Genel
etkilemek
inflect
f.
89
Genel
etkilemek
inspire
f.
90
Genel
etkilemek
clutch
f.
91
Genel
etkilemek
clutch
f.
92
Genel
etkilemek
crosscut
f.
93
Genel
etkilemek
insense [dialect] [uk]
f.
94
Genel
etkilemek
involve
f.
95
Genel
etkilemek
preoccupate [obsolete]
f.
96
Genel
etkilemek
secure
f.
97
Genel
etkilemek
solicit
f.
98
Genel
etkilemek
strike
f.
Phrasals
99
Öbek Fiiller
etkilemek
pass on
f.
100
Öbek Fiiller
etkilemek
stand upon
f.
101
Öbek Fiiller
etkilemek
touch on
f.
102
Öbek Fiiller
etkilemek
come to
f.
103
Öbek Fiiller
etkilemek
impinge upon
f.
104
Öbek Fiiller
etkilemek
impinge on
f.
105
Öbek Fiiller
etkilemek
get to
f.
106
Öbek Fiiller
etkilemek
get to
f.
Colloquial
107
Konuşma Dili
etkilemek
grab
f.
Idioms
108
Deyim
etkilemek
carry (someone) off their feet
f.
109
Deyim
etkilemek
knock them in the aisles [old-fashioned]
f.
110
Deyim
etkilemek
strike a note
f.
111
Deyim
etkilemek
have bearing on
f.
112
Deyim
etkilemek
make a convenience of
f.
113
Deyim
etkilemek
pull strings
f.
Law
114
Hukuk
etkilemek
enure
f.
Technical
115
Teknik
etkilemek
influence
f.
Medical
116
Medikal
etkilemek
affect
f.
Archaic
117
Eski Kullanım
etkilemek
possess
f.
Slang
118
Argo
etkilemek
knock over
f.
119
Argo
etkilemek
slay
f.
"etkilemek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 336 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
etkilemek için abartılı davranan
grandstander
i.
2
Genel
ikna etmek veya etkilemek için başvurulan hayali söz veya eylemler
hand waving
i.
3
Genel
bir topluluğu etkilemek, cesaretlendirmek veya selamlamak için yapılan konuşma
message
i.
4
Genel
başkalarını etkilemek için kullanılan teknik kelime
buzz word
i.
5
Genel
(müzik, şiir) eğlendirmek veya ikna etmek yerine etkilemek üzere tasarlanmış ifade
incantation
i.
6
Genel
olumsuz etkilemek
affect negatively
f.
7
Genel
bir şey başka bir şeyin sonucunu etkilemek
tilt the balance
f.
8
Genel
duyguları etkilemek
affect
f.
9
Genel
olumlu bir şekilde etkilemek
prepossess
f.
10
Genel
ergot mantarı bulaşmak/etkilemek
ergotize
f.
11
Genel
çok etkilemek
overpower
f.
12
Genel
iyi etkilemek
redound
f.
13
Genel
aleyhte etkilemek
bias
f.
14
Genel
hafif etkilemek
tincture
f.
15
Genel
kötü şekilde etkilemek
affect adversely
f.
16
Genel
kötü etkilemek
affect adversely
f.
17
Genel
kötü etkilemek
influence adversely
f.
18
Genel
kötü etkilemek
influence negatively
f.
19
Genel
kötü şekilde etkilemek
influence adversely
f.
20
Genel
kötü şekilde etkilemek
affect unfavorably
f.
21
Genel
kötü etkilemek
affect negatively
f.
22
Genel
kötü şekilde etkilemek
influence negatively
f.
23
Genel
kötü şekilde etkilemek
influence unfavorably
f.
24
Genel
kararını etkilemek
influence one's decision
f.
25
Genel
kötü şekilde etkilemek
affect negatively
f.
26
Genel
toplumu etkilemek
influence the society
f.
27
Genel
kötü yönde etkilemek
affect adversely
f.
28
Genel
kötü yönde etkilemek
affect unfavorably
f.
29
Genel
kötü yönde etkilemek
influence unfavorably
f.
30
Genel
kötü yönde etkilemek
affect negatively
f.
31
Genel
kötü yönde etkilemek
influence negatively
f.
32
Genel
kötü yönde etkilemek
influence adversely
f.
33
Genel
başkalarını etkilemek için tehlikeli hareketler yapmak
hotdog
f.
34
Genel
derinden etkilemek
influence deeply
f.
35
Genel
kötü etkilemek
blight
f.
36
Genel
(giyimiyle/tavırlarıyla vb) etkilemek
cut a dash
f.
37
Genel
-i çok etkilemek
bear down on
f.
38
Genel
dışarıdan etkilemek
cross-fertilize
f.
39
Genel
-i etkilemek
impinge on
f.
40
Genel
birbirini etkilemek
interact
f.
41
Genel
fikrini etkilemek
bias
f.
42
Genel
etkilemek (bir kimseyi belirli bir şekilde)
bias
f.
43
Genel
kararı doğrudan etkilemek
have direct influence on the decision
f.
44
Genel
kararı doğrudan etkilemek
directly influence the decision
f.
45
Genel
kararı doğrudan etkilemek
directly affect the decision
f.
46
Genel
fazlasıyla etkilemek
strike
f.
47
Genel
olumsuz etkilemek
affect adversely
f.
48
Genel
olumsuz yönde etkilemek
affect in a negative way
f.
49
Genel
olumsuz yönde etkilemek
influence negatively
f.
50
Genel
olumsuz etkilemek
influence negatively
f.
51
Genel
olumsuz yönde etkilemek
affect adversely
f.
52
Genel
olumsuz yönde etkilemek
affect negatively
f.
53
Genel
olumsuz etkilemek
affect in a negative way
f.
54
Genel
olumlu biçimde etkilemek
influence positively
f.
55
Genel
olumlu biçimde etkilemek
affect positively
f.
56
Genel
olumlu etkilemek
affect positively
f.
57
Genel
olumlu yönde etkilemek
affect positively
f.
58
Genel
olumlu etkilemek
influence positively
f.
59
Genel
olumlu yönde etkilemek
influence positively
f.
60
Genel
olumlu bir şekilde etkilemek
affect positively
f.
61
Genel
dışarıdan etkilemek
cross-fertilise
f.
62
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
affect in a negative way
f.
63
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
affect negatively
f.
64
Genel
olumsuz anlamda etkilemek
impair
f.
65
Genel
birbirini etkilemek
affect each other
f.
66
Genel
büyük ölçüde etkilemek
overimpress
f.
67
Genel
aşırı etkilemek
overimpress
f.
68
Genel
(duygularını) etkilemek
get
f.
69
Genel
birisini çok etkilemek ve heyecanlandırmak
wow
f.
70
Genel
yakından (ve olumsuz) etkilemek
regard
f.
71
Genel
yeniden etkilemek
reimpress
f.
72
Genel
yeniden etkilemek
reimprint
f.
73
Genel
bir şekilde etkilemek
tryst [scottish]
f.
74
Genel
(hastalık) etkilemek
attaint
f.
75
Genel
güçlü bir şekilde etkilemek
hold
f.
76
Genel
kötü etkilemek
unseason [obsolete]
f.
77
Genel
etkilemek (düşünceleri, zevkleri)
upend
f.
78
Genel
aniden ve kuvvetle etkilemek
zap
f.
79
Genel
çekiciliğiyle etkilemek
beglamour
f.
80
Genel
çekiciliğiyle etkilemek
beglamor
f.
81
Genel
derinden etkilemek
begulf
f.
82
Genel
kötü etkilemek
jolt
f.
83
Genel
pohpohlayarak etkilemek
whilly [scotland]
f.
84
Genel
yağ çekerek etkilemek
whilly [scotland]
f.
85
Genel
pohpohlayarak etkilemek
whillywha [scotland]
f.
86
Genel
yağ çekerek etkilemek
whillywha [scotland]
f.
87
Genel
pohpohlayarak etkilemek
whillywhaw [scotland]
f.
88
Genel
yağ çekerek etkilemek
whillywhaw [scotland]
f.
89
Genel
fısıldayarak etkilemek
whisper
f.
90
Genel
kış gibi etkilemek
winter
f.
91
Genel
yorarak etkilemek
wring
f.
92
Genel
sancılı bir şekilde etkilemek
wring
f.
93
Genel
olumsuz yönde etkilemek
misaffect [obsolete]
f.
94
Genel
yanlış şekilde etkilemek
misbias
f.
95
Genel
yanlış şekilde etkilemek
misincline
f.
96
Genel
geçmişi etkilemek
retroact
f.
97
Genel
(her kısmını) etkilemek
riddle
f.
98
Genel
hileyle etkilemek
gimmick
f.
99
Genel
büyük farkla etkilemek
daguerreotype
f.
100
Genel
(yarışma, soru) sonucu belirleyici şekilde etkilemek
decide
f.
101
Genel
(birini) olumlu şekilde ve derinden etkilemek
grab
f.
102
Genel
yakalarmış veya tutarmış gibi etkilemek
grab
f.
103
Genel
derinden etkilemek
grave
f.
104
Genel
kötü etkilemek
hit
f.
105
Genel
gereğinden fazla etkilemek
overact [obsolete]
f.
106
Genel
aşırı etkilemek
overaffect
f.
107
Genel
aşırı etkilemek
overinfluence
f.
108
Genel
çok fazla etkilemek
overlead
f.
109
Genel
giysi giyerek etkilemek
rock [us]
f.
110
Genel
müzik aleti çalarak etkilemek
rock [us]
f.
111
Genel
tatlılıkla etkilemek
enveigle
f.
112
Genel
tatlılıkla etkilemek
inveigle
f.
113
Genel
bir şey lehine etkilemek
incline
f.
114
Genel
(gök cismi) etkilemek
inflow [obsolete]
f.
115
Genel
gelişimini etkilemek
influence
f.
116
Genel
durumunu etkilemek
influence
f.
117
Genel
bariz etkilemek
drive
f.
118
Genel
bilgi veya fikirle etkilemek
incense
f.
119
Genel
birbirini etkilemek
cross-pollinate
f.
120
Genel
derinden etkilemek
penetrate
f.
121
Genel
bir başka ülkenin meselelerini etkilemek
penetrate
f.
122
Genel
derinden etkilemek
dazzle
f.
123
Genel
önyargılı olarak etkilemek
prejudicate [obsolete]
f.
124
Genel
peşin hüküm ile etkilemek
prejudicate [obsolete]
f.
125
Genel
görüşünü etkilemek
preoccupate [obsolete]
f.
126
Genel
gülerek etkilemek
smile
f.
127
Genel
sihirle etkilemek
becharm
f.
128
Genel
doğal yolla etkilemek
solicit
f.
129
Genel
duygu durumunu etkilemek
strike
f.
130
Genel
ruhsal durumunu etkilemek
strike
f.
131
Genel
telkin vererek etkilemek
suggestionise [uk]
f.
132
Genel
telkin vererek etkilemek
suggestionize [us]
f.
133
Genel
çok etkilemek
overcome
f.
134
Genel
izleyicileri etkilemek üzere planlanmış
grandstand
s.
135
Genel
etkilemek anlamı veren ön ek
be-
ök.
Phrasals
136
Öbek Fiiller
çok etkilemek
choke up
f.
137
Öbek Fiiller
bütünü etkilemek
count towards something
f.
138
Öbek Fiiller
birini bir şeyle etkilemek/büyülemek
charm someone with something
f.
139
Öbek Fiiller
etrafı etkilemek
ripple through something
f.
140
Öbek Fiiller
olarak etkilemek
impress as
f.
141
Öbek Fiiller
toplamı etkilemek
count towards something
f.
142
Öbek Fiiller
-ile etkilemek
impress with
f.
143
Öbek Fiiller
-ile etkilemek
impress by
f.
144
Öbek Fiiller
kötü etkilemek
get to
f.
145
Öbek Fiiller
kötü etkilemek
get to
f.
146
Öbek Fiiller
birini bir şeyle etkilemek
beguile someone with something
f.
147
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi etkilemek
impinge upon someone or something
f.
148
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi etkilemek
impinge on someone or something
f.
149
Öbek Fiiller
biriyle/bir şeyle birini etkilemek
intrigue someone with someone or something
f.
150
Öbek Fiiller
duygusal olarak etkilemek
take away
f.
151
Öbek Fiiller
birini etkilemek
zoom someone out
f.
152
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
spill over on (someone or something)
f.
153
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
spill over onto (someone or something)
f.
154
Öbek Fiiller
(birini) sürekli duygusal olarak etkilemek
pinch at (someone)
f.
155
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir şekilde etkilemek
act upon (someone or something)
f.
156
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) bir şekilde etkilemek
act on (someone or something)
f.
157
Öbek Fiiller
birini etkilemek
appeal to someone
f.
158
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi etkilemek
apply to someone or something
f.
159
Öbek Fiiller
(birini) tartışarak/konuşarak etkilemek
argue (someone) down
f.
160
Öbek Fiiller
(bir şeyi) etkilemek
bear upon (something)
f.
161
Öbek Fiiller
(bir şeyi) etkilemek
bear on (something)
f.
162
Öbek Fiiller
ile etkilemek
charm with
f.
163
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek
detract from (someone or something)
f.
164
Öbek Fiiller
olumsuz etkilemek
ding up
f.
165
Öbek Fiiller
(birini) fiziksel olarak olumsuz etkilemek/rahatsız etmek
disagree with (someone)
f.
166
Öbek Fiiller
(birini bir şeyle) etkilemek
enthrall (one) with (something)
f.
167
Öbek Fiiller
ile etkilemek
enthrall with
f.
168
Öbek Fiiller
(özellikle olumsuz) etkilemek
get into
f.
169
Öbek Fiiller
birini etkilemek
get to someone
f.
170
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
impact upon (someone or something)
f.
171
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
impact on (someone or something)
f.
172
Öbek Fiiller
-i etkilemek
impact on
f.
173
Öbek Fiiller
(birini bir şey) olarak etkilemek
impress (someone) as (something)
f.
174
Öbek Fiiller
(birini bir şeyle) etkilemek
impress (someone) with (something)
f.
175
Öbek Fiiller
(bir şeyle) etkilemek
impress by (something)
f.
176
Öbek Fiiller
birini bir şeyle etkilemek
impress someone by something
f.
177
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
redound on (someone or something)
f.
178
Öbek Fiiller
dönüp (birini/bir şeyi) etkilemek
redound on (someone or something)
f.
179
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) etkilemek
redound upon (someone or something)
f.
180
Öbek Fiiller
dönüp (birini/bir şeyi) etkilemek
redound upon (someone or something)
f.
181
Öbek Fiiller
etrafı etkilemek
ripple through
f.
182
Öbek Fiiller
(birini bir şeyle) etkilemek
thrill (one) with (something)
f.
183
Öbek Fiiller
ile etkilemek
thrill with
f.
184
Öbek Fiiller
(birini) derinden etkilemek
touch to (someone)
f.
185
Öbek Fiiller
(bir şeyle) etkilemek
touch with (something)
f.
186
Öbek Fiiller
(bir şeyle) derinden etkilemek
touch with (something)
f.
187
Öbek Fiiller
(birini) çok kötü etkilemek
turn (someone) upside down
f.
188
Öbek Fiiller
(birinin/bir şeyin) saygınlığını olumsuz yönde etkilemek
weigh against (someone or something)
f.
Colloquial
189
Konuşma Dili
insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapan kişi
hot dog
i.
190
Konuşma Dili
(birini) müthiş etkilemek
knock somebody dead
f.
191
Konuşma Dili
kötü etkilemek
eat up
f.
192
Konuşma Dili
iyi etkilemek
do any good
f.
193
Konuşma Dili
insanları etkilemek için tehlikeli işler/gösteriler yapmak
hot dog
f.
194
Konuşma Dili
(birini) etkilemek
get (one) right here
f.
195
Konuşma Dili
birini derinden etkilemek
get one right here
f.
196
Konuşma Dili
birini bir yerinden (kalbinden, midesinden) etkilemek
get one right here
f.
197
Konuşma Dili
(birini) olumsuz etkilemek istememek
mean (one) no harm
f.
198
Konuşma Dili
(birini) olumsuz etkilemek istememek
not mean (one) any harm
f.
199
Konuşma Dili
(birini) derinden etkilemek
do things to (one)
f.
200
Konuşma Dili
birini/bir şeyi çok etkilemek
hit somebody/something hard
f.
Idioms
201
Deyim
derinden etkilemek
tear the heartstrings
f.
202
Deyim
derinden etkilemek
tug the heartstrings
f.
203
Deyim
derinden etkilemek
pull at the heartstrings
f.
204
Deyim
derinden etkilemek
pull on the heartstrings
f.
205
Deyim
derinden etkilemek
tear one's heartstrings
f.
206
Deyim
derinden etkilemek
tug one's heartstrings
f.
207
Deyim
derinden etkilemek
pull at one's heartstrings
f.
208
Deyim
derinden etkilemek
pull on one's heartstrings
f.
209
Deyim
gürültülü biçimde tekrarlayarak etkilemek
ding (anything) in one's ears
f.
210
Deyim
birini etkilemek
stand one in hand
f.
211
Deyim
kişisel olarak etkilemek
come home
f.
212
Deyim
bir olayın sonucunu etkilemek
turn the scales
f.
213
Deyim
birini hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
mark someone for life
f.
214
Deyim
birisini çok etkilemek
knock somebody off their feet
f.
215
Deyim
birini çok etkilemek
have someone under one's spell
f.
216
Deyim
birini çok etkilemek
have someone in one's spell
f.
217
Deyim
birini derinden etkilemek
hit someone hard
f.
218
Deyim
bir olayın sonucunu etkilemek
turn the balance
f.
219
Deyim
bir olayın sonucunu etkilemek
tip the balance
f.
220
Deyim
bir olayın sonucunu etkilemek
tip the scales
f.
221
Deyim
derinden etkilemek/sarsmak
knock somebody sideways (brit)
f.
222
Deyim
derinden etkilemek
strike home with
f.
223
Deyim
derinden etkilemek
rip someone's heart out
f.
224
Deyim
her iki tarafı da etkilemek
cut both ways
f.
225
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take (quite) a toll (on someone or something)
f.
226
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take its toll
f.
227
Deyim
kendi düşünceleri doğrultusunda etkilemek
bend to one's will
f.
228
Deyim
olumsuz anlamda etkilemek
take a toll
f.
229
Deyim
(bir insanı ya da gurubu) etkilemek
cut ice with (someone)
f.
230
Deyim
birine ulaşmak ve etkilemek
have someone's ear
f.
231
Deyim
birini etkilemek veya yardımı almak için ilgisini kazanmak
have the ear of somebody
f.
232
Deyim
çok etkilemek
hit someone in the eye (or between the eyes)
f.
233
Deyim
(birini) etkilemek
carry (someone) off their feet
f.
234
Deyim
(birini) samimi şekilde etkilemek
get (one) where (one) lives
f.
235
Deyim
(birini) etkilemek
get (someone's) pulse racing
f.
236
Deyim
birini derinden etkilemek
gets one right here
f.
237
Deyim
birini bir yerinden (kalbinden, midesinden) etkilemek
gets one right here
f.
238
Deyim
(birini) derinden etkilemek
gnaw (at) (someone's) vitals
f.
239
Deyim
(bir şeyi) olumsuz etkilemek
play old harry with (something)
f.
240
Deyim
(birini) derinden etkilemek
pierce (one's) heart
f.
241
Deyim
birini derinden etkilemek
pierce someone's heart
f.
242
Deyim
(birini) çok etkilemek
not be lost on (someone)
f.
243
Deyim
bir şeyi kötü/olumsuz etkilemek
put a crimp in something [us]
f.
244
Deyim
bir şeyi kötü/olumsuz etkilemek
put a crimp on something [us]
f.
245
Deyim
çok etkilemek
feel all the feels
f.
246
Deyim
(birini/bir şeyi) hiç etkilememek/biraz etkilemek
have (any/some) bearing on (someone or something)
f.
247
Deyim
birini çok etkilemek
be a hit with somebody
f.
248
Deyim
birini çok etkilemek
make a hit with somebody
f.
249
Deyim
birini ilk görüşte çok etkilemek
make a (big, great) hit with somebody
f.
250
Deyim
birini ilk görüşte çok etkilemek
be a (big, great) hit with somebody
f.
251
Deyim
(birini) çok etkilemek
blow (one's) socks off
f.
252
Deyim
birini çok etkilemek
blow somebody's socks off
f.
253
Deyim
birini çok etkilemek
knock somebody's socks off
f.
254
Deyim
(birini) çok etkilemek
blow (someone) out of the water
f.
255
Deyim
birini çok etkilemek
blow someone away
f.
256
Deyim
çok etkilemek
blow your mind
f.
257
Deyim
çok etkilemek
blow somebody's mind
f.
258
Deyim
çok etkilemek
blow/knock somebody's socks off
f.
259
Deyim
(birini) etkilemek
carry weight (with someone)
f.
260
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek
deal (someone or something) a blow
f.
261
Deyim
(birini/bir şeyi) kötü etkilemek
deal (someone or something) a blow
f.
262
Deyim
birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal somebody/something a blow
f.
263
Deyim
birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal somebody/something a blow
f.
264
Deyim
birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal a blow to somebody/something
f.
265
Deyim
birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal a blow to somebody/something
f.
266
Deyim
(birini) çok etkilemek
get a hold on (one)
f.
267
Deyim
kötü etkilemek
have a bad effect
f.
268
Deyim
(birini/bir şeyi) kötü etkilemek
have a bad effect (on someone or something)
f.
269
Deyim
birini/bir şeyi etkilemek
have an impact on someone or something
f.
270
Deyim
(birini/bir şeyi) etkilemek
have an effect on (someone or something)
f.
271
Deyim
çok etkilemek
have in spell
f.
272
Deyim
birine ulaşmak ve etkilemek
have somebody's ear
f.
273
Deyim
birine ulaşmak ve etkilemek
have the ear of somebody
f.
274
Deyim
(birini) çok etkilemek
hit (one) for six [uk]
f.
275
Deyim
(birini) çok etkilemek
hit (one) like a brick wall
f.
276
Deyim
(birini) çok etkilemek
hit (one) like a ton of bricks
f.
277
Deyim
(birini/bir şeyi) derinden sarsmak/etkilemek/yaralamak
hit (someone or something) hard
f.
278
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek
hit (someone or something) hard
f.
279
Deyim
çok etkilemek
hit between the eyes
f.
280
Deyim
birini/bir şeyi çok etkilemek
hit someone for six
f.
281
Deyim
birini çok etkilemek
hit someone for six
f.
282
Deyim
birini/bir şeyi çok etkilemek
knock someone for six
f.
283
Deyim
birini çok etkilemek
knock someone for six
f.
284
Deyim
birini derinden etkilemek
hit/knock somebody for six
f.
285
Deyim
(birini) müthiş etkilemek
knock (one) dead
f.
286
Deyim
birini müthiş etkilemek
knock someone dead
f.
287
Deyim
birini derinden etkilemek/sarsmak
knock someone sideways [uk]
f.
288
Deyim
(birini) kötü etkilemek
lead (one) astray
f.
289
Deyim
(birini/bir şeyi) etkilemek
make a difference in (someone or something)
f.
290
Deyim
(birini) hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
mark (one) for life
f.
291
Deyim
hayatı boyunca unutamayacağı bir şekilde etkilemek
mark for life
f.
292
Deyim
olumsuz etkilemek istememek
mean no harm
f.
293
Deyim
birini olumlu etkilemek
sweep off someone's feet
f.
294
Deyim
birini olumlu etkilemek
carry off someone's feet
f.
295
Deyim
birini olumlu etkilemek
knock off someone's feet
f.
296
Deyim
bir şeyi kötü etkilemek
play hell with something
f.
297
Deyim
bir şeyi kötü etkilemek
play merry hell with something [uk]
f.
298
Deyim
(birini) etkilemek
score big
f.
299
Deyim
(birini) derinden etkilemek
strike home with (one)
f.
300
Deyim
olumlu etkilemek
sweep off feet
f.
301
Deyim
(birini/bir şeyi) olumsuz/kötü etkilemek
take a toll (on someone or something)
f.
302
Deyim
(birini) çok etkilemek
touch a chord (with someone)
f.
Trade/Economic
303
Ticaret/Ekonomi
abd'de federal rezerv bankası'nın ticari bankaların kredi politikalarını etkilemek üzere yaptığı açıklamalar
moral suasion
i.
304
Ticaret/Ekonomi
bir ürün veya hizmete olan talebi etkilemek için bir kuruluş tarafından kontrol edilen fiyat, promosyon ve hizmet gibi değişkenler
marketing mix
i.
305
Ticaret/Ekonomi
arza göre çok fazla satın alarak kötü şekilde etkilemek
overbuy
f.
Politics
306
Siyasal
muhafazakar partinin politikalarını kullanarak etkilemek
torify
f.
307
Siyasal
muhafazakar partinin politikalarını kullanarak etkilemek
toryfy
f.
308
Siyasal
(tasarı) geçmesi için etkilemek
lobby
f.
309
Siyasal
kamu malı ve müstakil malın birbirine dayalı bütünlüğünü etkilemek
scramble
f.
Technical
310
Teknik
birbirini etkilemek
interact
f.
Informatics
311
Bilişim
olası müşterileri etkilemek için internet sayfasına gereksiz yere eklenmiş animasyonlu grafikler
dancing baloney
i.
Medical
312
Medikal
hastalığın seyrini olumlu anlamda etkilemek
favorably alter the course of disease
f.
Psychology
313
Psikoloji
hastanın ruhsal durumunu etkilemek amacıyla dış koşullarında yapılan değişikliklere ait veya ilgili
alloplastic
s.
Biology
314
Biyoloji
metabolizmayı etkilemek
metabolize
f.
315
Biyoloji
metabolizmayı etkilemek
metabolise
f.
Botanic
316
Botanik
ergot ile etkilemek
ergotize
f.
317
Botanik
ergot ile etkilemek
ergotise
f.
Linguistics
318
Dilbilim
(yan hecenin sesini) etkilemek
infect
f.
Archaic
319
Eski Kullanım
istenen yönde etkilemek
tune
f.
320
Eski Kullanım
duygusal olarak etkilemek
alter
f.
321
Eski Kullanım
kötü etkilemek
annoy
f.
322
Eski Kullanım
tasavvur etme yetisini kullanarak etkilemek
look
f.
Slang
323
Argo
çevresindekileri etkilemek için çok fazla çaba sarfeden kimse
show pony
i.
324
Argo
kadınları etkilemek için modifiye edilmiş araba
fox trap
i.
325
Argo
yanıltmak veya etkilemek için yapılan konuşma veya yazılan yazı
malarkey
i.
326
Argo
birisini etkilemek
blow away
f.
327
Argo
büyülercesine etkilemek
knock the socks off
f.
328
Argo
büyülercesine etkilemek
blow someone's socks off
f.
329
Argo
büyülercesine etkilemek
knock someone's socks off
f.
330
Argo
büyülercesine etkilemek
blow the socks off
f.
331
Argo
çok etkilemek
knock out
f.
332
Argo
birini çok etkilemek
knock someone for six [uk]
f.
333
Argo
birini/bir şeyi kötü etkilemek
do a number on somebody/something [us]
f.
334
Argo
müthiş etkilemek
knock dead
f.
335
Argo
cinsellik kullanarak etkilemek
rope (in)
f.
336
Argo
… ile etkilemek
slay
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of etkilemek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy