Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
pinza rápida estañada
double the bet
someone who is a christian religious community of women
in the genes
pay (for something) through (something)
bir yöne
Geçmiş
Cümleler
"bir yöne"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
bir yöne
sidewise
zf.
"bir yöne"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 170 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
sapmak (belirli bir yöne doğru)
take
f.
We must've
taken
the wrong road.
Yanlış yola
sapmış
olmalıyız.
More Sentences
2
Genel
yatırmak (bir şeyi bir yöne)
tilt
f.
Don't
tilt
your chair back.
Sandalyeni arkaya
yatırma.
More Sentences
3
Genel
eğmek (bir şeyi bir yöne)
tilt
f.
Mary
tilted
her head sideways.
Mary başını yana
eğdi.
More Sentences
4
Genel
(belirli bir yöne) yönelmek
orientate [uk]
f.
We must encourage Belarus to maintain its independence as a state and
orientate
itself towards European cooperation.
Belarus'u bir devlet olarak bağımsızlığını muhafaza etmesi ve Avrupa işbirliğine
yönelmesi
konusunda teşvik etmeliyiz.
More Sentences
5
Genel
diğerlerinden farklı bir yöne doğru uzamış saç kümesi
cowlick
i.
6
Genel
başka bir yöne sürme (taşıtı)
swerve
i.
7
Genel
bir yöne eğimli
lateroduction
i.
8
Genel
bir yöne döndürme
sluing
i.
9
Genel
belli bir yöne yöneltme
orientation
i.
10
Genel
belli bir yöne yönelme
orientation
i.
11
Genel
dikkati (bir yöne) çeken kimse
referrer
i.
12
Genel
bir yöne çekme
channelization
i.
13
Genel
bir yöne çekme
channelisation
i.
14
Genel
bir yöne kıvrılmış tek pli
knife pleat
i.
15
Genel
şifa çemberi ile ilişkili olarak taşları dört yöne doğru özel bir desen oluşturacak şekilde dizerek inşa edilen taş anıt
medicine-wheel
i.
16
Genel
belirli bir yöne eğilim
polarity
i.
17
Genel
gitmek (belirli bir yöne doğru)
bear
f.
18
Genel
yönünü değiştirip başka bir yöne çevirmek
deflect something into
f.
19
Genel
dumanlar çıkararak ilerlemek (lokomotif/vapur belirli bir yöne doğru)
puff
f.
20
Genel
bir başka yöne yönelmek
canalize
f.
21
Genel
dönmek (bir yöne doğru)
swing
f.
22
Genel
soluk soluğa (belirli bir yöne doğru) yürümek
puff
f.
23
Genel
geniş bir yay çizerek bir yöne doğru dönmek
swing
f.
24
Genel
dikkatini bir yöne çevirmek
fix one's attention on
f.
25
Genel
çevirivermek (bir yöne)
swing
f.
26
Genel
bir başka yöne yönelmek
canalise
f.
27
Genel
bir yöne doğru eğilmek
tilt
f.
28
Genel
belirli bir yöne bakmak
look across
f.
29
Genel
birdenbire başka bir yöne sürmek (taşıtı)
swerve
f.
30
Genel
bir yöne doğru hareket etmek/ettirmek
head
f.
31
Genel
dikkatini bir yöne vermek
focus attention
f.
32
Genel
dikkatini bir yöne vermek
direct attention to
f.
33
Genel
(bir yöne) kanalize etmek
canalize
f.
34
Genel
suyu bir yöne akıtmak
canalize
f.
35
Genel
bir yöne akıtmak
canalize
f.
36
Genel
büyütmek (bir bitkiyi belirli bir yöne doğru veya belirli bir biçimde)
train
f.
37
Genel
dikkati bir yöne çekmek
call attention to
f.
38
Genel
ilgiyi bir yöne çekmek istemek
call attention to
f.
39
Genel
dikkati bir yöne çekmek
draw attention to
f.
40
Genel
ilgiyi bir yöne çekmek istemek
draw attention to
f.
41
Genel
hareketli bir araç/uçak grubundan ayrılarak farklı yöne gitmek
peel
f.
42
Genel
(bir yöne) kanalize etmek
canalise
f.
43
Genel
suyu bir yöne akıtmak
canalise
f.
44
Genel
bir yöne akıtmak
canalise
f.
45
Genel
diğer yöne keskin bir dönüş yapmak
angle
f.
46
Genel
bir yöne doğru eğilimi engellemek
detrend
f.
47
Genel
bir yöne çekmek
channelize
f.
48
Genel
bir yöne çekmek
channelise
f.
49
Genel
(bir yöne doğru) yaymak
thrust
f.
50
Genel
(bir yöne/kişiye doğru) meşale tutmak
shine a torch
f.
51
Genel
ön yüzü belirli bir yöne çevrilmek
face
f.
52
Genel
belirli bir yöne veya noktaya doğru hareket etmek
verge
f.
53
Genel
(deniz taşıtını) belirli bir yöne çevirmek
lay
f.
54
Genel
yeni bir yöne doğru yüzmek (balina)
mill
f.
55
Genel
tek bir ana yöne bağlı kalmak
hinge
f.
56
Genel
önce bir yöne sonra tersine doğru hareket etmek
move back and forth
f.
57
Genel
(fıçıyı) belirli bir yöne eğmek
gizzen
f.
58
Genel
belirli bir yöne saptırmak
route
f.
59
Genel
(belirli bir yöne) bakmak
orientate [uk]
f.
60
Genel
(belirli bir yöne) yüzünü dönmek
orientate [uk]
f.
61
Genel
(bir şeyin) ucu yukarı yöne bakmak
prick
f.
62
Genel
belirli bir yöne gitmek
set
f.
63
Genel
bir merkezden dışarıya her yöne doğru hareket eden ve gerçekleşen
quaquaversal
s.
64
Genel
bir yöne doğru olan
polary
s.
65
Genel
bir yöne giden
polary
s.
66
Genel
bir yöne doğru
sideway
zf.
67
Genel
yöne bağlı bir halde
anisotropically
zf.
68
Genel
tam bir yöne doğru
due
zf.
69
Genel
bir o yöne bir bu yöne
here and there
zf.
Phrasals
70
Öbek Fiiller
(bir yöne) doğru hareket etmek
bear up to
f.
71
Öbek Fiiller
ateş ederek dikkatini başka bir yöne çekmek
draw someone's fire away
f.
72
Öbek Fiiller
ateş ederek dikkatini başka bir yöne çekmek
draw someone's fire away from something
f.
73
Öbek Fiiller
bir yöne doğru kaymak
tilt to something
f.
74
Öbek Fiiller
çabasını belirli bir yöne yoğunlaştırmak
put to
f.
75
Öbek Fiiller
(bir yöne) bakmak
give on to
f.
76
Öbek Fiiller
uzatmak (bir yöne doğru)
put out
f.
77
Öbek Fiiller
-den başka bir yöne/şeye yönlendirmek
deflect away from
f.
78
Öbek Fiiller
gruptan ayrılıp başka bir yöne doğru gitmek
peel off
f.
79
Öbek Fiiller
bir şeyle aynı yöne sürüklenmek
run with
f.
80
Öbek Fiiller
yeni bir yöne doğru ilerlemek
strike off
f.
81
Öbek Fiiller
başka bir yöne doğru devam etmek
strike off
f.
82
Öbek Fiiller
farklı bir şeye/yöne doğru gitmek
swing to something
f.
83
Öbek Fiiller
(bir yöne) doğru yatmak
lean in (to something)
f.
84
Öbek Fiiller
(birinden/bir şeyden) ayrı bir yöne gitmek
peel off from (someone or something)
f.
85
Öbek Fiiller
belirli bir yöne bakmak
look out on
f.
86
Öbek Fiiller
belirli bir yöne bakmak
look out over
f.
87
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinden/bir şeyden) başka bir yöne yönlendirmek
deflect (something) away from (someone or something)
f.
88
Öbek Fiiller
(bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne saptırmak
deflect (something) away from (someone or something)
f.
89
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne çevirmek
divert (someone or something) from (someone or something)
f.
90
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne yönlendirmek
divert (someone or something) from (someone or something)
f.
91
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
divert (someone or something) from (someone or something)
f.
92
Öbek Fiiller
(bir yöne) bakmak
give onto
f.
93
Öbek Fiiller
bir şeyi başka yöne saptırmak
guide something away
f.
94
Öbek Fiiller
bir şeyi doğru yöne döndürmek/çevirmek
head something up
f.
95
Öbek Fiiller
bir yöne doğru gitmek
go toward
f.
96
Öbek Fiiller
(bir yöne) doğru çıkıntı yapmak
stick out to (something)
f.
97
Öbek Fiiller
(bir yöne) doğru uzamak
stick out to (something)
f.
98
Öbek Fiiller
(bir şeyi) ters yöne döndürmek
turn around (something)
f.
Colloquial
99
Konuşma Dili
aniden bir yöne sapmak
bang
f.
100
Konuşma Dili
bir o yöne bir bu yöne
hither and yon
expr.
101
Konuşma Dili
bir o yöne bir bu yöne
hither and thither
expr.
102
Konuşma Dili
öyle mi diyorsun (bir kadının söylediği bir lafı cinsel bir yöne çekerek şaka yapmak)
that's what she said
expr.
Idioms
103
Deyim
bir yöne doğru ışık/fener tutmak
flash something up (some place)
f.
104
Deyim
bir anda başka bir yöne gitmek
jump the rails [us]
f.
105
Deyim
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
draw fire away from (someone or something)
f.
106
Deyim
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
draw fire away from (someone or something)
f.
107
Deyim
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
draw fire away from (someone or something)
f.
108
Deyim
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
f.
109
Deyim
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
f.
110
Deyim
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
draw (someone's) fire (away) from (someone, something, or an animal)
f.
111
Deyim
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
draw (someone's) fire away
f.
112
Deyim
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
draw (someone's) fire away
f.
113
Deyim
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
draw (someone's) fire away
f.
114
Deyim
hedefi/saldırıyı (birinden/bir şeyden) başka yöne yöneltmek
draw fire from (someone or something)
f.
115
Deyim
saldıran/ateş eden kişinin dikkatini (birinden/bir şeyden) dağıtmak/başka yöne çekmek
draw fire from (someone or something)
f.
116
Deyim
birinin sinirini (birinden/bir şeyden) başka yöne çekmek
draw fire from (someone or something)
f.
117
Deyim
farklı bir yöne gitmek
go in a different direction
f.
118
Deyim
keskin bir şekilde (bir yöne) dönmek
jog to (some direction)
f.
119
Deyim
(bir yöne) doğru kıvrılmak/dönmek
jog to (some direction)
f.
Technical
120
Teknik
bir yöne harekete izin veren aksi yönde hareketi engelleyen mekanik stop
pawl
i.
121
Teknik
çarkın bir yöne dönmesine izin veren fakat geri hareketini engelleyen mekanizma
ratchet
i.
122
Teknik
şiddet ve yöne sahip olan bir nicelik
vector quantity
i.
123
Teknik
tekeri bir yöne kırma
hand turn
i.
124
Teknik
her biri farklı bir yöne bakacak şekilde yerleştirilmiş birden fazla megafon tarafından aynı anda üretilen sesi yükseltilmiş sis işareti
megafog
i.
125
Teknik
bir yöne akışa izin veren, aksi/ters yöne akışı önleyen valf
check valve
i.
126
Teknik
ölçme aparatının iki parçasının birbiriyle temas kurduğu anda bir yöne doğru eğilmesiyle belirlenen hassas seviye
contact level
i.
127
Teknik
bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek
polarize
f.
128
Teknik
bir ışının titreşimlerini belirli bir yöne çevirmek
polarise
f.
129
Teknik
bir yöne eğilmek
sway
f.
130
Teknik
sadece bir yöne doğru derece derece hareket ettirmek
rachet up
f.
131
Teknik
sadece bir yöne doğru kademeli olarak hareket ettirmek
rachet up
f.
132
Teknik
pusuladaki belirli bir yöne göre hizalamak
orient
f.
133
Teknik
sadece bir yöne sağlanan
oneway
s.
134
Teknik
sadece bir yöne hareket eden
oneway
s.
Electric
135
Elektrik
sürekli tek bir yöne hareket eden elektrik akımı
direct electric current
i.
Textile
136
Tekstil
tek yöne düzleştirilmiş parlak tüylü bir ipek kadife
panne velvet
i.
Architecture
137
Mimarlık
(kata) her yanından belirli bir yöne doğru sahne veya platformla hafif eğim vermek
bowl
f.
Automotive
138
Otomotiv
bir yöne çekmek
pull to one side
f.
Aeronautic
139
Havacılık
bir yöne akışa izin veren aksi yöne akışı
check valve
i.
140
Havacılık
çarkın bir yöne dönmesine izin veren mekanizma
ratchet
i.
Marine
141
Denizcilik
yükün veya balastın yer değiştirmesi sonucu oluşan sarsılma ile geminin bir yöne doğru eğilmesi
parliament heel
i.
142
Denizcilik
bir geminin burnunu bir yöne doğru çevirmek
box off
f.
143
Denizcilik
(rüzgar) herhangi bir yöne dönmek
haul around
f.
144
Denizcilik
bir yöne gitmek
lay
f.
145
Denizcilik
gitmek (bir yöne)
lay
f.
146
Denizcilik
(gemiyi) bir yöne çevirmek
head
f.
147
Denizcilik
tüm yelkenleri indirip dümeni belirli bir yöne sabitlemek
hull
f.
148
Denizcilik
(rüzgar) belirli bir yöne yönelmek
come up
f.
Geometry
149
Geometri
düz bir çizginin her yöne rastgele hareketi ile tanımlanan yüzey
twisted surface
i.
Botanic
150
Botanik
güneş ışığından uzak bir yöne doğru büyüyen
apheliotropic
s.
Literature
151
Edebiyat
hikayede anlatılan konunun bağlamına uymayan ancak hikayenin başka bir yöne gitmesini sağlayan olay veya durum
plot convenience
i.
Environment
152
Çevre
akarsuda yüzen kütükleri tek bir yöne yönlendiren engel
sheer boom
i.
Meteorology
153
Meteoroloji
yılın bir bölümünde belirli bir yöne esip daha sonra ters yönden esen rüzgar
monsoon
i.
Geology
154
Jeoloji
tüm katmanları tek bir dalım açısı ile aynı yöne eğim yapan jeolojik yapı
monocline
i.
155
Jeoloji
bir merkezden dışarıya her yöne doğru gerçekleşen
periclinal
s.
Hunting
156
Silah/Atıcılık
(geyik) önce bir yöne sonra diğerine koşmak
beat up and down
f.
Sport
157
Spor
buz pateninde tek ayak üzerinde bir çok yöne dönme
twizzle
i.
158
Spor
topun belirli bir yöne çekmesine neden olan ağırlık veya bozukluk
bias
i.
159
Spor
topun belirli bir yöne doğru sapması
bias
i.
160
Spor
krikette topu şaşırtmalı bir şekilde ters yöne atma
wrong 'un
i.
161
Spor
krikette topu şaşırtmalı bir şekilde ters yöne atma
bosie
i.
162
Spor
krikette topu şaşırtmalı bir şekilde ters yöne atma
bosie ball
i.
163
Spor
krikette topu şaşırtmalı bir şekilde ters yöne atma
googly
i.
164
Spor
(kayak sporunda) kayakların uçlarını içe doğru döndürüp ağırlığı ters yöne vererek yapılan bir dönüş
snowplow
i.
165
Spor
(kriket topu) şaşırtmalı bir şekilde ters yöne gitmek
google
f.
Tennis
166
Tenis
rakibi aniden yön değiştirmeye zorlamak için topu beklenmedik bir yöne atmak
wrong-foot
f.
Archaic
167
Eski Kullanım
(gözler) belirli bir yöne dönmek
goggle
f.
168
Eski Kullanım
herhangi bir yöne
whitherwards
zf.
Slang
169
Argo
öyle mi diyorsun (bir kadının söylediği bir lafı cinsel bir yöne çekerek şaka yapmak)
twss (that's what she said)
expr.
Modern Slang
170
Modern Argo
bir bağımlılıktan kurtulmak için dikkatini başka yöne yönlendirme
adaptive denial
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir yöne
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy