çıkıntı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çıkıntı



"çıkıntı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 96 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çıkıntı bulge i.
çıkıntı protrusion i.
General
çıkıntı raise i.
çıkıntı outgrowth i.
çıkıntı promontory i.
çıkıntı dentation i.
çıkıntı bump i.
çıkıntı projection i.
çıkıntı spur i.
çıkıntı marginal note i.
çıkıntı tab i.
çıkıntı ramus i.
çıkıntı process i.
çıkıntı style i.
çıkıntı ledge i.
çıkıntı overhang i.
çıkıntı saliency i.
çıkıntı venter i.
çıkıntı ridge i.
çıkıntı stylus i.
çıkıntı foreland i.
çıkıntı protuberance i.
çıkıntı salience i.
çıkıntı jut i.
çıkıntı eaves i.
çıkıntı prominence i.
çıkıntı rim i.
çıkıntı ear i.
çıkıntı flange i.
çıkıntı nosing i.
çıkıntı cape i.
çıkıntı hump i.
çıkıntı nodosity i.
çıkıntı nib i.
çıkıntı extension i.
çıkıntı excursion [obsolete] i.
çıkıntı extancy [obsolete] i.
çıkıntı jog i.
çıkıntı limb i.
çıkıntı hill i.
çıkıntı rig [dialect] [uk/scotland] i.
çıkıntı dess [dialect] [uk] i.
çıkıntı dass [dialect] [uk] i.
çıkıntı oversail i.
çıkıntı rising i.
çıkıntı rostrum i.
çıkıntı pooch i.
çıkıntı crop i.
çıkıntı peak [rare] i.
çıkıntı salliance i.
çıkıntı flanch [uk] i.
çıkıntı ord [dialect] [uk] i.
çıkıntı outjutting i.
çıkıntı outshoot i.
çıkıntı outthrust i.
çıkıntı protraction i.
çıkıntı protuberancy i.
çıkıntı protuberation i.
çıkıntı excrescence i.
Technical
çıkıntı rim i.
çıkıntı pawl i.
çıkıntı protrusion i.
çıkıntı riser i.
çıkıntı lug i.
çıkıntı coign i.
çıkıntı end piece i.
çıkıntı offset i.
çıkıntı bezel i.
çıkıntı bulge i.
çıkıntı eave i.
çıkıntı spud i.
Computer
çıkıntı serif i.
Architecture
çıkıntı projection i.
çıkıntı break i.
çıkıntı outjetting i.
Construction
çıkıntı bossage i.
çıkıntı asperity i.
çıkıntı beak i.
Automotive
çıkıntı tab i.
çıkıntı step i.
Medical
çıkıntı eminentia i.
Anatomy
çıkıntı eminence i.
çıkıntı eminency i.
Gastronomy
çıkıntı pone [dialect] i.
Biology
çıkıntı ramuscule i.
çıkıntı boss i.
Linguistics
çıkıntı eaves i.
Geography
çıkıntı noop [scottish] i.
çıkıntı outcrop i.
çıkıntı outcropping i.
çıkıntı ness i.
çıkıntı hoe [obsolete] i.
Archaic
çıkıntı outjet i.
çıkıntı spurn i.
Slang
çıkıntı bug-fucker i.
Star Wars
çıkıntı overhang i.

"çıkıntı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çıkıntı yapmak stick out f.
General
yuvarlak çıkıntı lobule i.
gaga şeklinde çıkıntı rostrum i.
düz çıkıntı ledge i.
kemik içindeki çıkıntı splint i.
burun gibi çıkıntı nose i.
solucan gibi çıkıntı vermiform appendix i.
gaga gibi çıkıntı rostrum i.
çıkıntı derecesi overhang i.
kapağı açmayı kolaylaştıran çıkıntı tab i.
dirsekli çıkıntı outrigger i.
yuvarlak çıkıntı nub i.
çıkıntı (iki koyak arasındaki) spur i.
iskoçça'da denize çıkıntı yapan kara burnu anlamında sözcük mull i.
diş gibi çıkıntı dentation i.
yağmur suyunu akıtan çıkıntı drip i.
taraksı çıkıntı dentation i.
kulağa benzer bir çıkıntı lug i.
şekil itibarıyla kaşığa benzeyen ucunda üç sivri çıkıntı olan mutfak gereci spork i.
öne doğru çıkıntı yapma outpocketing i.
diş gibi çıkıntı denticle i.
vücutta çıkıntı mons i.
yapraklı çıkıntı lamellar protrusion i.
mahmuza benzeyen çıkıntı calcar i.
nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calker i.
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calkin i.
yağ veya gaz haznesinin üstünde pompalama, temizleme gibi amaçlara yarayan çıkıntı casinghead i.
nal üzerinde kaymayı önleyen metal çıkıntı cawker i.
kılıç kınının alt ucundaki metal çıkıntı chape i.
denize çıkıntı yapan toprak parçası nook [obsolete] i.
ufak çıkıntı tonguelet i.
diş benzeri ufak çıkıntı toothlet i.
(bir şeyin) altında çıkıntı yapmış şey underlap i.
dile benzer çıkıntı languet i.
uzun ve ince keskin çıkıntı knife i.
çıkıntı kaya ledge i.
duvarında çıkıntı ledge i.
at nalındaki yukarı doğru çıkıntı beak i.
çıkıntı köşesindeki boşluk jog i.
çıkıntı yapmak lap i.
çıkıntı yapma jut i.
çıkıntı yapma jutting i.
bazı orkidelerde görülen, çiçeğin çanakyaprağı ile ginostemyumundan oluşan çene benzeri çıkıntı mentum i.
bazı yumuşakçaların ağız kısmında yer alan bir tür çıkıntı mentum i.
(uzun nesnelerin ucundaki) çıkıntı head i.
sert çıkıntı hub [us] i.
çıkıntı yapan engel hub [us] i.
çıkıntı yapan kısım huckle i.
kaska benzeyen çıkıntı galea i.
ray kafasının bağlantı yerlerinde meydana gelen çıkıntı lip i.
mukronat çıkıntı mucronation i.
çıkıntı yapan şey bulger i.
aşağı doğru çıkıntı yapan su altındaki bir buz kütlesi bummock i.
küçük çıkıntı ridgelet i.
dalgalı yüzeydeki dairesel çıkıntı ripple mark i.
hayvanı iple bağlarken ipi eyerdeki çıkıntı etrafından geçici olarak döndürme dally i.
(kase) cismin düzlüğünü bozan çıkıntı offset i.
yuvarlak çıkıntı onion [obsolete] i.
sivri uçlu küçük çıkıntı barb i.
belirgin çıkıntı oluşturan kısım belly i.
miğfer üzerindeki çıkıntı comb i.
amerika'nın erken koloni dönemine ait evlerde öne doğru çıkıntı yapan ikinci katın altındaki dikey kalasın ucu drop i.
düzgünlüğü bozan çıkıntı irregularity i.
böceklerin ayağındaki yastığa benzer çıkıntı pad i.
sonradan meydana gelen ince çıkıntı pad i.
at nalının önü veya yanındaki yukarı doğru çıkıntı clip i.
yarımada gibi çıkıntı yapan şey peninsula i.
çıkıntı yapan kısım pop-up i.
boynuz biçimli çıkıntı cornicle i.
silahta çıkıntı ord [dialect] [uk] i.
çıkıntı yapan şey outshoot i.
kumu tutmaya yarayan sivri bir çıkıntı pricker i.
çıkıntı alanı set i.
çıkıntı yapan kısım protrusion i.
çıkıntı yapan kısım protuberancy i.
çıkıntı yapan kısım protuberation i.
beyincikte konik çıkıntı pyramid i.
gaga gibi çıkıntı snout i.
çentikli çıkıntı snug [obsolete] i.
sivri çıkıntı snug [obsolete] i.
çıkıntı yapan şey stickup i.
çıkıntı yapmak run out f.
çıkıntı yapmak stick f.
çıkıntı oluşturmak project f.
çıkıntı yapmak stand out f.
çıkıntı yapmak beetle f.
çıkıntı yapmak jut out f.
çıkıntı yapmak bulge f.
çıkıntı yapmak overhang f.
çıkıntı oluşturmak overhang f.
çıkıntı yapmak jut f.
çıkıntı yapmak protrude f.
(harflerde) çıkıntı yapmak kern f.
çıkıntı yapmak outjut f.
(bir şeyin) altında çıkıntı yapmak underlap f.
çıkıntı yapmak extrude f.
çıkıntı yapmak jet f.
çıkıntı yapmak jetty f.
çıkıntı oluşturmak ledge f.
çıkıntı yaptırmak belly f.
çıkıntı yapmak extend f.
çıkıntı yapmak billage f.
çıkıntı yapmak jutty f.
aşağı doğru çıkıntı yapmak hang out [obsolete] f.
çıkıntı yapmak bouge f.
çıkıntı yaptırmak bulge f.
çıkıntı sağlamak ridge f.
çıkıntı oluşturmak ridge f.
çıkıntı yapmak oversail f.
çıkıntı oluşturmak rise f.
çıkıntı yapmak dome f.
çıkıntı yapmak pooch f.
çıkıntı yapmak pop f.
çıkıntı yapmadan düz çizgi halinde uzanmak plane f.
çıkıntı yapmak pouch f.
çıkıntı yapmak pout f.
çıkıntı oluşturmak outshoot f.
çıkıntı yaptırmak poke f.
çıkıntı yapmak poke f.
çıkıntı yapmak poke out f.
(bir şeyin) çıkıntı yapmasına yol açmak poke out f.
çıkıntı yapmak protend f.
çıkıntı yaptırmak protuberate f.
çıkıntı yapmak push f.
çıkıntı yaptırmak push out f.
çivi gibi çıkıntı yapmak spike f.
çıkıntı yapmak stick f.
üzerine çıkıntı yapmak jut f.
yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan smooth s.
çıkıntı yapan beetle s.
merkezinde dairesel veya yarı dairesel, küçük bir çıkıntı bulunan (arma, haç vb.) nowy s.
çıkıntı yapmış exsert s.
çıkıntı yapmış exserted s.
çıkıntı yapmış exsertile s.
(çıkıntı yapılarak) kaldırılmış upridged s.
çıkıntı yapan jutting s.
belden sarkan bluz gibi çıkıntı yapan bloused s.
çıkıntı yaratan ridgy s.
çıkıntı yapan imminent [obsolete] s.
çıkıntı ile ilgili cuspal s.
çıkıntı yapan popping s.
dolgun bir çıkıntı yaparak pouty s.
küremsi biçimde çıkıntı yapan convexed s.
yukarı doğru çıkıntı yapan outstanding s.
çıkıntı yapan snaggy s.
çıkıntı yapan protrudable s.
çıkıntı yapan sticking s.
çıkıntı yaparak juttingly zf.
çıkıntı oluşturarak ridgingly zf.
çıkıntı yaparak protrusively zf.
Phrasals
aşağı doğru çıkıntı yapmak hang out [obsolete] f.
çıkıntı yapmak run out f.
(göbek vb) çıkıntı yapmak pooch out f.
çıkıntı yapmak stick up f.
çıkıntı yapmak bulge out f.
ile çıkıntı yapmak bulge with f.
(bir şeyle) çıkıntı yapmak bulge with (something) f.
(bir şeyle) yumru/tümsek/çıkıntı yaratmak bulge with (something) f.
dışarı doğru çıkıntı yapmak break out f.
(bir yöne) doğru çıkıntı yapmak stick out to (something) f.
(bir şeyden/bir yerden) çıkıntı yapmak thrust out of (something or some place) f.
(bir şeyden/birinden) çıkıntı yapmak thrust through (someone or something) f.
(bir şeyden/birinden) çıkıntı yapmak thrust up through (something) f.
çıkıntı yapmak come out f.
Idioms
çıkıntı kimse an awkward customer i.
keyif kaçıran çıkıntı tip a wet blanket i.
Industry
çarkla ayakkabılara girinti çıkıntı yapan kimse wheeler i.
metal kesme veya şekillendirme sonucu ortaya çıkan ince çıkıntı veya pürüzlü alan burr i.
Technical
atın kaymaması için nalın ön tarafına yapılan çıkıntı calk i.
kiremitlerin bağlantı noktasını oluşturan çıkıntı nib i.
alt çıkıntı bottom pipe i.
bağlantı noktası olarak kullanılan çıkıntı lug i.
çıkıntı kusurlu yüzey liquidated surface i.
dişe benzer çıkıntı denticle i.
çıkıntı alma snagging i.
dairesel çıkıntı ridge i.
dirsekli çıkıntı outrigger i.
eğimli çıkıntı bevel flanging i.
kese biçiminde çıkıntı sacculation i.
kumlu çıkıntı sand buckle i.
küt çıkıntı stub i.
raf gibi düz çıkıntı ledge i.
sivri çıkıntı cusp i.
şevli çıkıntı bevel flanging i.
yan çıkıntı wing i.
yuvarlak çıkıntı lobe i.
zeminin eşikle birleştiği yerdeki ince ahşap veya metal çıkıntı saddle i.
bir zincire geçecek şekilde şekillendirilmiş diş veya çıkıntı whelp i.
metal üzerinde oluşan küçük çıkıntı whisker i.
(büyük bir şeye ait) küçük çıkıntı lug i.
duvarda çıkıntı yapan ve ucunda kaldırma ekipmanı bulunan sabit kol veya destek derrick i.
(borunun iç üst tarafında meydana gelen) metal çıkıntı icicle i.
çıkıntı oluşturan parça (mimari yapı, kaya formasyonu overhang i.
çıkıntı miktarı overhang i.
kavanoz veya şişe kapağını kaldırmaya yardımcı çıkıntı bead i.
(dikişsiz cilt yapımında) genellikle plastikten yapılıp sırttan çıkan bir dizi yay benzeri çıkıntı comb i.
gemi güvertesindeki pencere gibi açıklıkların etrafında bulunup suyun girmesini önleyen çıkıntı combing i.
kolları janttan çıkıntı yapan tekerlek pilot wheel i.
çok konili çıkıntı polyconic i.
biçme makinesinin kesici çubuğunun dış ucunda bulunup kesilecek ürünü ayıran çıkıntı divider i.
eritme ocaklarında fırın ağzının altında bulunan öne doğru çıkıntı forehearth i.
çıkıntı yapan eleman beard i.
(direğin) makarasını boş tutan dirsekli çıkıntı spider i.
(saat kurma anahtarında) kare biçimli çıkıntı square i.
(çıkıntı) ince, uzun ve genellikle kıvrımlı cirriform s.
Computer
alt/üst çıkıntı aralığı fence overhang i.
aşağıya çıkıntı descender i.
çıkıntı noktası salient point i.
internet ortamında çıkıntı tip troll i.
(genelde uzatma işareti veya çıkıntı barındırmayan harflerden oluşan) bir bilgisayar fontu helvetica i.
(genelde uzatma işareti veya çıkıntı barındırmayan harflerden oluşan) bir bilgisayar fontu sans serif i.
Informatics
alt çıkıntı descender i.
Mechanic
zıvanada veya çevresinde bulunan çıkıntı relish i.
merkezinde iğne veya çıkıntı bulunan bir matkap çeşidi pin drill i.
Architecture
bir binanın dış duvarında bulunan yatak çıkıntı table i.
çıkıntı ve çentiklerle yapılan dekorasyon nulling i.
duvarla bağlantılı ve çıkıntı yapan sütun attached column i.
binanın tabanında veya sütunun etrafında oturmaya yetecek alan sağlayan çıkıntı yüzeyi bench table i.
pervaz veya silmenin alt kenarının ön kısmında bulunan, su akıtırken alttaki duvara temas etmemesi için tasarlanmış çıkıntı larmier i.
üçgen çatıdan çıkıntı yapan kiremit kenarı verge i.
kemer tepesinde çıkıntı yapan bir silme hood molding i.
çatının çıkıntı yapan kısmını, cumbayı veya balkonu destekleyen kısa ahşap dirsek veya konsol lookout i.
çatının çıkıntı yapan kısmını, cumbayı veya balkonu destekleyen kısa ahşap dirsek veya konsol look-out i.
yapının çıkıntı yapan kısmı overhang i.
binanın çatısı veya üst katının alt kısma göre yaptığı çıkıntı overhang i.
çatının kalkan duvarında yer alan çıkıntı barge course i.
çıkıntı altındaki silme bed moulding i.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mold i.
pervaz altındaki alanı yağmur suyundan koruyan çıkıntı drip mould i.
top silahının arka tarafında yer alan topuz benzeri çıkıntı pommelion i.
kapı veya pencere arşitravında köşe çıkıntı crossette i.
uca doğru konsol biçiminde çıkıntı yapmak cantalever f.
uca doğru konsol biçiminde çıkıntı yapmak cantilever f.
Construction
dişi zıvana üzerindeki ufak çıkıntı tusk i.
bir yapının çıkıntı yapan kısmı jetty i.
bir yapının çıkıntı yapan açık bölmesi loggia i.
taze betonun dikey yüzeyindeki çıkıntı belly i.
duvarın dışarı doğru çıkıntı yapan kısmı breast i.
binada yuvarlak çıkıntı lobe i.
şöminenin inşa edildiği duvardaki yatay çıkıntı chimney-breast i.
gemilerin üstünde su yolu açmak için kullanılan bir çıkıntı chine i.
duvarda oluşan çıkıntı scarcement i.
(biri çıkıntı oluşturacak şekilde) tuğla dizmek oversail f.
(biri çıkıntı oluşturacak şekilde) taş dizmek oversail f.
(istihkam duvarı) dışa doğru çıkıntı yapan salient s.
Lighting
ışıkların yerleştirilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı pier i.
Woodworking
duvar kirişinde çıkıntı sally i.
Furniture
(oymalı mobilya bacağında) dize benzer çıkıntı shoulder i.
Automotive
araç arkasındaki yuvarlak çıkıntı turtleback i.
koruyucu çıkıntı scuff rib i.
(pnömatik lastikte) çıkıntı yapan jant veya kenar bead i.
Railway
yol üzerinde çıkıntı yapmayacak şekilde döşenmiş özel raylarda hareket eden yolcu taşıtı tramcar i.
Aeronautic
havaalanı terminal binasından uçak durağına doğru uzanan çıkıntı yapı pier i.
uçak veya başka bir taşıtın çıkıntı yapan ön kısmı nose i.
çift kanatlı uçakta üst çıkıntı skid fin i.
Marine
gemide çarmıkları açmaya ve küpeşteden uzak tutmaya yarayan ahşap ya da çelik çıkıntı channel i.
rıhtımın iç tarafını oluşturan çıkıntı altar i.
gemilerde direkler veya iskele tahtası üzerinde ayakların basabileceği şekilde yapılmış çıkıntı cleat i.
gemi veya tekneye denge sağlamak üzere yanlardan çıkıntı yapan kiriş outrigger i.
gemi gövdesinin kabuğunun şeklindeki değişimle meydana gelen belirgin çıkıntı knuckle i.
suyun üzerine doğru çıkıntı yapan bir düzeneğe sahip, direği geminin ıskaçasına oturtmak veya ıskaçadan çıkarmak için kullanılan büyük bir yapı masting house i.
dirsekli çıkıntı rigger i.
gemi torpidosunun üst bölümünde yer alan kavisli çıkıntı spoon i.
(nesneyi) bir çıkıntı altına sıkıca bağlamak breast in f.
(geminin kenarları) içe ve dışa doğru çıkıntı yapmak pant f.
Mining
şut/chute kapılarında yer alan küçük çıkıntı pocket i.
Medical
dikensi çıkıntı acantha i.
bağırsak içi kılımsı çıkıntı villi i.
çıkıntı belirtisi ressaut sign i.
dış kulağın ortasında içeri giden kanalın önündeki küçük kıkırdaktan çıkıntı tragus i.
dirsek dış kısmındaki çıkıntı çevresinin ağrılı bir hastalığı archer's elbow i.
dirsek dış kısmındaki çıkıntı çevresinin ağrılı bir hastalığı hooter's elbow i.
dirsek dış kısmındaki çıkıntı çevresinin ağrılı bir hastalığı tennis elbow i.
frontal çıkıntı frontal bossing i.
hücre yüzeyinde çıkıntı membrane blebbing i.
kulak zarının dış yüzündeki çıkıntı umbo i.
küçük çıkıntı pedicle i.
mandibular çıkıntı mandibular protrusion i.
küçük çıkıntı torulus i.
öne doğru çıkıntı yapma evagination i.
öne doğru çıkıntı yapma outpouching i.
siğile benzeyen çıkıntı wart i.
soliter spinöz çıkıntı metastazı solitary spinous process metastasis i.
spinöz çıkıntı spinous process i.
lobut benzeri çıkıntı club-like spike i.
mastoid çıkıntı mastoid bone i.
mastoid çıkıntı mastoidal i.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı mastoidal i.
etsi çıkıntı hypersarcosis i.
descemet zarının korneada yaptığı çıkıntı descematocele i.
organın yüzeyinde çıkıntı yapan ufak doku kitlesi granulation i.
bağırsakların ve omentumun fıtıktan dışarıya doğru yaptığı çıkıntı omphalocele i.
(göz) sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yaptığı bir rahatsızlık staphyloma i.
üç çıkıntı gösteren trident s.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoidal s.
mastoid çıkıntı ile ilişkili mastoidal s.
mastoid çıkıntı bölgesinde olan mastoidal s.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoideal s.
mastoid çıkıntı ile ilişkili mastoideal s.
mastoid çıkıntı bölgesinde olan mastoideal s.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoidean s.
mastoid çıkıntı ile ilişkili mastoidean s.
mastoid çıkıntı bölgesinde olan mastoidean s.
sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yapması ile ilgili staphylomatous s.
sklera ve korneanın iltihaplanma sebebiyle dışa çıkıntı yapmasından etkilenen staphylomatous s.
Anatomy
beyin üçgeninin alt yüzeyindeki çıkıntı carina fornicis i.
sinirsel yayı oluşturan iki yanal çıkıntı veya unsurdan her biri neurapophysis i.
kafatasının iç yüzeyinde yer alan tentoryumu gösteren kemikli bir çıkıntı tentorial ridge i.
omurun iki yanından uzanan çıkıntı transverse process i.
kemik üzerinde kasın bağlanması için meydana gelen çıkıntı tuberosity i.
kemik üzerinde kasın bağlanması için meydana gelen çıkıntı tubercle i.
kemik üzerinde kasın bağlanması için meydana gelen çıkıntı eminence i.
kulak kepçesindeki çıkıntı tubercle of darwin i.
kulak kepçesindeki çıkıntı darwin's tubercle i.
kulak kepçesindeki çıkıntı auricular tubercle i.
kulak kepçesindeki çıkıntı auricular tubercle of darwin i.
kulak kepçesindeki çıkıntı tuberculare i.
omurilik soğanının (soğanilik) yan tarafındaki çıkıntı tuberculum cinereum i.
kafatasının arkasındaki çıkıntı tylion i.
bağırsak içindeki kilsi çıkıntı villus i.
dil şeklindeki çıkıntı veya kısım lingula i.
dikensi çıkıntı apophysis spinal i.
enine çıkıntı transverse apophysis i.
göz çukurunun üstündeki kemikli çıkıntı supraorbital ridge i.
kargamsı çıkıntı coracoid process i.
kamamsı çıkıntı xiphoid appendix i.
mastoid çıkıntı mastoid process i.
mememsi çıkıntı mastoid process i.
odontoyid çıkıntı odontoid apophysis i.
birçok bel omurunda bulunan ilave çıkıntı anapophysis i.
kalp kulakçıklarının üst kısmından çıkıntı yapan küçük bir konik kese atrial auricle i.
beyindeki yanal ventriküllerin iç duvarı üzerinde kavisli bir çıkıntı calcar avis i.
vücutta yuvarlak bölge veya çıkıntı ball i.
sfenoid kemiğin tabanındaki bir çıkıntı basipterygoid i.
farklı bir kemikleşme ile oluşmuş çıkıntı epicleidium i.
kemiğin ucunda oluşan yuvarlak çıkıntı epicondyle i.
femurun lateral kondilinin yakınında oluşan yuvarlak çıkıntı lateral epicondyle i.
kaval kemiğinin üst kısmında yer alan ve femur kondili ile eklemlenen çıkıntı medial condyle i.
bazı hayvanlarda korakoidin ortasında görülen çıkıntı mesocoracoid i.
alın kemiğinin kaşların arasında ve üzerinde yaptığı düz çıkıntı mesophyron i.
bazı hayvanlarda skapulanın ortasında görülen çıkıntı mesoscapula i.
bazı memelilerde skapulanın akromiyonundan geriye aşağı doğru çıkıntı yapan bir uzantı metacromion i.
bel bölgesindeki omurun ön eklem uzantısından çıkıntı yapan tüberkül metapophysis i.
ensiform çıkıntı metasternum i.
önkol kemiğinin bilekte çıkıntı oluşturan stiloid çıkıntısı wrist bone i.
anatomik çıkıntı bridge i.
beynin her bir lateral ventrikülünün tabanındaki esas olarak gri maddeden oluşup hafızanın işlenmesinde merkezi role sahip bir çıkıntı hippocampal i.
yüzde bulunan küçük çıkıntı monticulus i.
bir şeyin tepesinde yer alan çıkıntı monticulus i.
beyinciğin orta üst kısmının yaptığı çıkıntı monticulus i.
iki parçanın eklendiği yerdeki çıkıntı rhaphe i.
oksipital kemiğin dış yüzeyinin ortasındaki çıkıntı occipital protuberance i.
oksipital kemiğin iç yüzeyi ortasındaki çıkıntı occipital protuberance i.
göğüs kemiğinin ön kısmında bulunup köprücük kemiklerinin arasından öne doğru çıkıntı yapan ve genellikle ucunda kıkırdak bulunan yapı omosternum i.
her iki serebral yarımkürenin alt ön kısmında bulunup koku almada işlev gören bir çıkıntı olfactory lobe i.
bulbusun her iki tarafında bulunan oval çıkıntı olivary body i.
bulbusun her iki ventrolateral tarafında bulunan oval çıkıntı olive i.
gri maddede bulunan konik çıkıntı infundibulum i.
sağ ventrikülde yer alan geniş çıkıntı infundibulum i.
(bazı hayvan kulaklarında) tragusun içinde ve arkasında yer alan çıkıntı post-tragus i.
(amfibi ve bazı balıklarda) ventrikülde pis ve kirli kanın birbirinden ayrıldığı çıkıntı conus arteriosus i.
koronoid çıkıntı coronoid process i.
koronoid çıkıntı processus coronoideus i.
alt çene kemiğinde temporal kasların bağlanmasını sağlayan koronoid çıkıntı coronoid process of the mandible i.
ön korakoid çıkıntı precoracoid i.
kanatsı çıkıntı kemiği pterygoid bone i.
sfenoid kemik kenarından aşağı doğru uzanan bir çıkıntı pterygoid process i.
bazı dallı bacaklılarda kireçli lofofor desteklerinde bulunan bazal çıkıntı çifti crus i.
beyincikte konik çıkıntı pyramis i.
(lemur gibi hayvanlarda) dilaltı bölgesindeki çıkıntı sublingua i.
süpersiliyer çıkıntı superciliary ridge i.
kulağın arkasındaki temporal kemikte yer alan ve çocuklarda yetişkinlerde olduğu gibi belirgin olmayan çıkıntı ile ilişkili mastoid s.
skapulanın ortasındaki çıkıntı ile ilişkili mesoscapular s.
akciğerdeki dil şeklindeki çıkıntı ile ilgili lingular s.
çıkıntı şeklinde olan cuspate s.
çıkıntı şeklinde olan cusped s.
çıkıntı şeklinde olan cuspated s.
yüzünün alt kısmı çıkıntı yapmayan orthognathous s.
zigomatik çıkıntı altında bulunan subzygomatic s.
çıkıntı üzerinde yer alan superspinous s.
(kürek kemiğinde) akromiyal çıkıntı üzerinde yer alan supra-acromial s.
(kürek kemiğinde) dikensi çıkıntı üzerinde yer alan supraspinal s.
Dentistry
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı alveolar process i.
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı gum ridge i.
üst veya alt çene kemiklerinde diş oyuklarının bulunduğu çıkıntı alveolar ridge i.
molar dişin hipokon ve metakonu arasındaki küçük çıkıntı hypostyle i.
diş tacının tabanındaki çıkıntı cingulum i.
diş tacı üzerindeki çıkıntı cusp i.
Pathology
vücudun herhangi bir yerinde büyüyen anormal etli çıkıntı carnosity i.
kafatasındaki veya omurgadaki kist oluşumuna neden olan bir bozukluktan ötürü meninkslerin çıkıntı yapması meningocoele i.
idrar torbasının vajina duvarına doğru çıkıntı yapmasıyla oluşan fıtık colpocystocele i.
yaşlıların korneasında ortaya çıkabilen sarımsı küçük çıkıntı pinguicula i.
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması flatfoot i.
Dermatology
iyi huylu çıkıntı common wart i.
Veterinary
at ve sığırların dilinin altındaki etli küçük çıkıntı barb i.
koyun postlarında kusur oluşturan siğilli çıkıntı cockle i.
atlarda toynağın çok büyük ve eğimli olup alttaki üçgen şeklindeki bölümün aşırı çıkıntı yapması flat foot i.
inek memesinde oluşan ufak ve şekilsiz boynuzsu çıkıntı spider i.
Geometry
yatay düzlemde iki çıkıntı arasında yer alan girinti reentrant i.
Biology
meme ucu benzeri çıkıntı mamillation i.
bazidyomiset mantarlarda görülen çıkıntı şeklinde hif fazlalığı buckle i.
bazidyomiset mantarlarda görülen çıkıntı şeklinde hif fazlalığı clamp connection i.
bazidyomiset mantarlarda görülen çıkıntı şeklinde bir hif fazlalığı buckle joint i.
(organ, doku veya yapıdaki) küçük çıkıntı hillock i.
canlı üzerindeki kıvrımlı veya dikenli çıkıntı hook i.
tallofitlerde genellikle özel olarak farklılaşmış bir destek yapı işlevi gören çıkıntı rhizoid i.
bitkilerde görülen birtakım çıkıntı şeklindeki küçük yapılar gland i.
(ıstakoz benzeri) kabukluların gözlerinin arasından ileri doğru uzanan çıkıntı rostrum i.
yılan burnunu oluşturan pullu çıkıntı rostrum i.
keski solungaçlıların baş bölümünde bulunan çıkıntı rostrum i.
parmağa benzer çıkıntı digitation i.
(çift kabuklu tatlı su yumuşakçasında) yaprağa benzer etli çıkıntı palp i.
sünger ve yosunlarda su taşıyan doku şeridindeki küçük yumuşak çıkıntı palpocil i.
küçük çıkıntı papillule i.
ek çıkıntı pappus i.
çıkıntı kümesi pappus i.
bitki kısımlarında görülen yumru benzeri çıkıntı intumescence i.
(bazı memeliler, sürüngenler ve amfibilerde) arka bacağın iç tarafında görülen gelişmemiş bir çıkıntı türü prehallux i.
mercan benzeri küçük çıkıntı kümeleri olan glomuliferous s.
(bazı sürüngenlerin üst dudağında yer alan) pullu çıkıntı ile ilgili rostra s.
ucunda ipliksi bir çıkıntı bulunan filose s.
Marine Biology
ömrünün son evresinde spermleri bırakmak için tatlı sulara dönen erkek somon balığının alt çenesinde oluşan çıkıntı kipe i.
ömrünün son evresinde spermleri bırakmak için tatlı sulara dönen erkek somon balığının alt çenesinde oluşan çıkıntı kype i.
balıklarda katı maddelerin brankial yarıklardan geçmesini önleyen kemik çıkıntı gill rake i.
çiftleşme döneminde yetişkin erkek somonların alt çenesinde görülen kancalı bir çıkıntı gib i.
bazı mercanlarda çanak biçimli yapıların ortasını çevreleyen ince kireçli çıkıntı palus i.
deniz yıldızı plakaları arasındaki zara ait küçük boş çıkıntı papula i.
kafasında büyük bir çıkıntı bulunan parlak renkli bir çiklit balığı flowerhorn fish i.
mercan septumları arasında kireçli çıkıntı synapticula i.
Astronomy
ekvatoral çıkıntı equatorial bulge i.
Zoology
iğnemsi sivri çıkıntı needle i.
kırmızı alg, liken ve bazı mantarlarda dişi seks organı işlevi gören tüylü çıkıntı trichogyne i.
böcek ayağında ufak yastık gibi çıkıntı empodium i.
farklı bir kemik yapısına sahip çıkıntı epicleidium i.
at ve sığırların dilinin altındaki etli küçük çıkıntı barbel i.
yumuşakçalarda ve kolsu ayaklılarda kabuğun iç kısmını kaplayan vücut duvarında görülen, tek veya çift olabilen çıkıntı mantle i.
güney gerçek balinasının kafasındaki boynuzumsu çıkıntı bonnet i.
sığır kalça kemiğinin çıkıntı açısı hook i.
afrika'da avlanma için yetiştirilen, taba veya kızıl kahverengi kısa tüyleri sırtında çıkıntı oluşturan iri bir köpek ırkı rhodesian ridgeback i.
bazı memelilerin kafatası kemiğindeki kabarcık benzeri çıkıntı bulla i.
(hayvanda) siğilimsi çıkıntı verruca i.
kuşlar ve bazı sürüngenlerde kaval kemiğinin ucundaki çıkıntı cnemial crest i.
(bazı böceklerde) kaval kemiğinde bulunan çıkıntı comb i.
bazı hayvanların ön yüzlerinde bulunan etli çıkıntı cushion i.
küçük parmak benzeri çıkıntı digitule i.
(omurgasız hayvanlarda) böcek palpusuna benzer bir çıkıntı palpus i.
memeli plasentasında kılımsı çıkıntı tutamı cotyledon i.
horozların bacağındaki çıkıntı cockspur i.
at bacaklarının alt kısmındaki topuk benzeri çıkıntı fetlock i.
bazı kurbağalara ait boynuza benzer çıkıntı shovelspur i.
hindi gagasının üzerinde yer alan etli çıkıntı snood i.
(bazı solucan ve yumuşakçalarda) ağzın üstündeki ilk segmentte yer alan küçük çıkıntı prostomium i.
kurbağa ayağında gelişen boynuzumsu çıkıntı spade i.
gözleri sap yapı üzerinden çıkıntı yapmayan sessile-eyed s.
Botanic
tohum kabuğundaki çizgi veya çıkıntı raphe i.
bazı tohumlarda hiluma yakın çıkıntı caruncle i.
bazı tohumlarda hiluma yakın çıkıntı caruncula i.
böcek yiyen belirli bitkilerin yapraklarında görülen kıla benzer çıkıntı tentacle i.
bitkinin tepe noktasında büyüyen çıkıntı terminal i.
kozalağın reçine kanalında meydana gelen çıkıntı tylosoid i.
bazı bitkilerin üzerindeki çıkıntı barb i.
bataklıkta yetişen ağaçların köklerinden yukarı doğru çıkıntı yapan dikey ve genelde konik olan odunsu yapı knee i.
bataklık servisinin köklerinden yukarı doğru çıkıntı yapan içi boş yuvarlak yumrular knee i.
kanat şeklinde çıkıntı wing i.
bazı tatlısu yosunlarının anteridyumunun duvarını oluşturan sekiz kılıftan her birinin iç duvarının orta kısmında yer alan ve dışa doğru çıkıntı yapan silindirik hücreler manubrium i.
dal ile gövde veya yaprak sapı ile ekseninin birleşim yerindeki hafif çıkıntı bolster i.
bazidyospor üzerindeki sterigmaya bağlanma noktasına yakın küçük lateral çıkıntı hilum i.
tohum kabuğundaki çizgi veya çıkıntı rhaphe i.
üzerindeki tomurcukların yeni zooitler oluşturduğu, gövde duvarının devamı niteliğindeki çıkıntı rhizome i.
dişli çıkıntı dentation i.
yeni bitki oluşturan çıkıntı offset i.
meyve üzerinde çengel benzeri tüy veya çıkıntı barb i.
bitkide gagaya benzer çıkıntı beak i.
dalsız kalın kazık kök üzerinde bulunan çıkıntı dal fang i.
ek çıkıntı corona i.
peyote kaktüsü tepesinde bulunan düğme biçimli çıkıntı peyote i.
peyote kaktüsü tepesinde bulunan düğme biçimli çıkıntı peyote button i.
gövde benzeri çıkıntı podetium i.
(taç yapraklar veya çanakta gelişen) içi boş çıkıntı spur i.
alt dudağın dibindeki çıkıntı ile neredeyse kapalı durumda gelen iki dudaklı çiçek tacında borumsu açıklık bulunan masked s.
Agriculture
çanak yaprağın arkasındaki yuvarlak çıkıntı grain i.
saban kirişinde atların bağlandığı delikli demir çıkıntı drail i.
(farklı oluk ve çıkıntı) kazmak ridge f.
Breeding
at nalının kenarında yer alan yukarı yönlü çıkıntı toe clip i.
(at geminde bulunan) küçük çıkıntı rowel [obsolete] i.
Apiculture
böcek ayağında yastık gibi çıkıntı pulvillus i.
böcek ayağında bir çıkıntı arolium i.
boşluk bıraktırıcı çıkıntı spacer i.
Forestry
ağaçlarda böceklerin neden olduğu hafif çıkıntı gallnut i.
Linguistics
(r veya g harflerinde bulunan) kanca benzeri çıkıntı claw i.
Archaeology
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı conchoid i.
çakmak taşının kırık yüzeyine açılı şekilde vurarak oluşturulan koni biçimli çıkıntı bulb of percussion i.
Religious
mum, çiçek, haç veya süs koymak üzere sunağın arkasında yer alan çıkıntı altar ledge i.
Geography
florida'nın doğu sahilinde atlantik okyanusuna uzanan birçok adadan oluşan çıkıntı cape kennedy i.
namibya'nın kuzeydoğu bölgesinde bulunan uzun ince çıkıntı/uç caprivi strip i.
suda yer alan küçük ada veya kayalık çıkıntı cayo i.
denize çıkıntı yapan yükseklik noup [scottish] i.
dağların denize yaptığı çıkıntı headland i.
denize çıkıntı yapan yükseklik promontory i.
arap yarımadası'ndan kuzeydeki basra körfezi'ne doğru çıkıntı yapan bir yarımada katar peninsula i.