Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
string
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"string"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 81 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
string
i.
sicim
2
Yaygın Kullanım
string
i.
dizi
General
3
Genel
string
i.
kiriş
4
Genel
string
i.
koşul
5
Genel
string
i.
yay (keman)
6
Genel
string
i.
lif
7
Genel
string
i.
kaytan
8
Genel
string
i.
keman yayı
9
Genel
string
i.
kordon
10
Genel
string
i.
tel (piyanoda)
11
Genel
string
i.
fasülye kılçığı
12
Genel
string
i.
yay
13
Genel
string
i.
kınnap
14
Genel
string
i.
damar (yaprak)
15
Genel
string
i.
kılçık
16
Genel
string
i.
seri
17
Genel
string
i.
şart
18
Genel
string
i.
tahdit
19
Genel
string
i.
bağcık
20
Genel
string
i.
sicim
21
Genel
string
i.
kılçık (fasulye vb)
22
Genel
string
i.
ip
23
Genel
string
i.
limon kirişi
24
Genel
string
i.
tel
25
Genel
string
i.
sinir
26
Genel
string
i.
yaprak damarı
27
Genel
string
i.
dizi
28
Genel
string
i.
şerit
29
Genel
string
i.
sua
30
Genel
string
i.
hevenk
31
Genel
string
i.
dizgi
32
Genel
string
i.
(gitar) tel
33
Genel
string
f.
ipe dizmek (boncuk vb)
34
Genel
string
f.
kılçıklarını ayıklamak
35
Genel
string
f.
dizmek
36
Genel
string
f.
kandırmak
37
Genel
string
f.
yutturmak
38
Genel
string
f.
germek
39
Genel
string
f.
aldatmak
40
Genel
string
f.
bağlamak
41
Genel
string
f.
ipe dizmek
42
Genel
string
f.
sıralamak
43
Genel
string
f.
tel takmak
44
Genel
string
f.
boncuk dizmek
45
Genel
string
f.
sıra halinde gitmek
46
Genel
string
f.
takmak (ip vb)
47
Genel
string
f.
düzenlemek
48
Genel
string
f.
ipe geçirmek
49
Genel
string
f.
asmak
Irregular Verb
50
Irregular Verb
string
f.
strung - strung
Technical
51
Teknik
string
i.
ayakkabı bağı
52
Teknik
string
i.
bağ
53
Teknik
string
i.
dizgi
54
Teknik
string
i.
dizi
55
Teknik
string
i.
ince damar
56
Teknik
string
i.
ip
57
Teknik
string
i.
rondela
58
Teknik
string
i.
sicim
59
Teknik
string
i.
şerit
60
Teknik
string
i.
tel
61
Teknik
string
f.
sıkıştırmak
Computer
62
Bilgisayar
string
i.
dizilim
63
Bilgisayar
string
i.
dizilim dizi
64
Bilgisayar
string
i.
dize
65
Bilgisayar
string
i.
dizge
66
Bilgisayar
string
i.
dizi
67
Bilgisayar
string
i.
karakter dizisi
68
Bilgisayar
string
i.
karakter katarı
69
Bilgisayar
string
i.
katar
70
Bilgisayar
string
i.
metin
71
Bilgisayar
string
i.
string
Textile
72
Tekstil
string
i.
iplik
Construction
73
İnşaat
string
i.
limon kirişi
Automotive
74
Otomotiv
string
i.
tel
Gastronomy
75
Mutfak
string
f.
çıkarmak (fasulyenin kılçığını)
Linguistics
76
Dilbilim
string
i.
diziliş
77
Dilbilim
string
i.
dizi
78
Dilbilim
string
i.
zincir
Music
79
Müzik
string
i.
piyano teli
80
Müzik
string
i.
tel (telli çalgılarda)
81
Müzik
string
f.
tel takmak (telli çalgıya veya piyanoya)
"string"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Computer
1
Bilgisayar
string
string
i.
"string"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 467 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
string bag
i.
file
2
Genel
string instrument
i.
telli çalgı
3
Genel
second string
i.
ikinci sınıf
4
Genel
string giving the lowest sound
i.
bamteli
5
Genel
word string
i.
kelime dizisi
6
Genel
shoe string
i.
ayakkabı bağı
7
Genel
empty string
i.
boş dizgi
8
Genel
string beans
i.
çalıfasulyesi
9
Genel
string bean
i.
çalıfasulyesi
10
Genel
string bean
i.
ayşekadın
11
Genel
string of fruits
i.
hevenk
12
Genel
string bean
i.
çalı fasülyesi
13
Genel
string models
i.
string modelleri
14
Genel
string trimmer
i.
ot biçme makinesi
15
Genel
g-string
i.
g-string
16
Genel
string-pull
i.
piston
17
Genel
string-pulling
i.
torpil
18
Genel
piano string
i.
piyano teli
19
Genel
string hanger
i.
askı bağı
20
Genel
string puller
i.
kukla oynatıcısı
21
Genel
shoe string
i.
ayakkabı bağcığı
22
Genel
string of victories
i.
zaferler dizisi
23
Genel
balls of string
i.
ip yumağı
24
Genel
leading string
i.
bebek yürüteci
25
Genel
leading string
i.
yürüteç
26
Genel
string beans
i.
taze fasulye
27
Genel
string game
i.
ip oyunu
28
Genel
string of ideas
i.
düşünce silsilesi
29
Genel
string of ideas
i.
düşüncenin devamlılığı
30
Genel
string of ideas
i.
düşünce dizisi
31
Genel
string of ideas
i.
fikir dizisi
32
Genel
string of ideas
i.
fikirler dizisi
33
Genel
string of ideas
i.
düşünce zinciri
34
Genel
string of ideas
i.
fikir silsilesi
35
Genel
guitar string
i.
gitar teli
36
Genel
string trimmer
i.
ot biçici
37
Genel
string trimmer
i.
ot biçme makinesi
38
Genel
string shopping bag
i.
pazar filesi
39
Genel
string shopping bag
i.
alışveriş filesi
40
Genel
glass string
i.
(malezya'daki uçurtmalarla oynanan bir oyunda) tutkal ve öğütülmüş camdan oluşan aşındırıcı tabaka ile kaplı uçurtma ipi
41
Genel
drawing string
i.
bir açıklığın çevresindeki ek yerinden geçen sicimden oluşan bir bağ
42
Genel
five-horse string out
i.
at arabasına bağlanan beşli çubuk
43
Genel
five-horse string out
i.
beş atın yan yana araç çekmesini sağlayan düzenek
44
Genel
five-horse string out
i.
yan yana araç çeken beş at
45
Genel
second string
i.
alternatif eylem planı
46
Genel
second string
i.
ikinci eylem planı
47
Genel
second string
i.
ikinci çare
48
Genel
second string
i.
alternatif yöntem
49
Genel
second string
i.
alternatif yol
50
Genel
four-horse string out
i.
iki atın önde iki atın arkada ilerlediği bir at arabası düzeni
51
Genel
string along
f.
ayak uydurmak
52
Genel
fasten with a string
f.
iple bağlamak
53
Genel
string out
f.
ipe asmak
54
Genel
string up
f.
asmak
55
Genel
string along
f.
kandırmak
56
Genel
string along with
f.
ayak uydurmak
57
Genel
string along with
f.
birinin dediklerini yapmak
58
Genel
string up
f.
sinirlendirmek
59
Genel
string out a utility line
f.
kablo çekmek
60
Genel
string up
f.
ipe çekmek
61
Genel
string along with
f.
uymak
62
Genel
string along
f.
oyalamak
63
Genel
string along with
f.
birine uymak
64
Genel
string out
f.
olması gerekenden daha fazla uzatmak
65
Genel
like beads-on-a-string
s.
art arda dizili/dizilmiş
66
Genel
first-string
s.
çok önemli
67
Genel
first-string
s.
mühim
68
Genel
first-string
s.
birinci derece
69
Genel
first-string
s.
kaliteli
70
Genel
first-string
s.
nitelikli
71
Genel
first-string
s.
vasıflı
72
Genel
first-string
s.
düzenli üyelerden oluşan
73
Genel
first-string
s.
düzenli katılımcılardan meydana gelen
74
Genel
first-string
s.
ana
75
Genel
first-string
s.
temel
76
Genel
first-string
s.
birincil
77
Genel
first-string
s.
as
78
Genel
first-string
s.
baş
79
Genel
first-string
s.
başta gelen
80
Genel
second-string
s.
yedek
81
Genel
second-string
s.
alt dereceli
82
Genel
second-string
s.
düşük dereceli
83
Genel
second-string
s.
düşük kaliteli
84
Genel
second-string
s.
düşük önemde olan
85
Genel
on a string
zf.
sermayesiz olarak baskı veya kontrol altında
86
Genel
on a string
zf.
baskı veya kontrol altında
87
Genel
on a shoe string
zf.
çok az para ile
88
Genel
on the string
zf.
peşinde
89
Genel
like beads-on-a-string
zf.
sıra halinde/birbiri ardına gelen
Phrasals
90
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri ip ile birbirlerine birleştirmek/bağlamak
91
Öbek Fiiller
string out
f.
dizilmek
92
Öbek Fiiller
string out
f.
uzamak (zaman)
93
Öbek Fiiller
string out
f.
uzanmak
94
Öbek Fiiller
string out
f.
zamana yaymak
95
Öbek Fiiller
string together
f.
iple birbirine bağlamak
96
Öbek Fiiller
string together
f.
birbirine bağlamak
97
Öbek Fiiller
string together
f.
birbirine birleştirmek
98
Öbek Fiiller
string together
f.
bir araya getirmek
99
Öbek Fiiller
string together
f.
ipe dizmek
100
Öbek Fiiller
string together
f.
üstüne dizmek
101
Öbek Fiiller
string together
f.
hızlıca arka arkaya dizmek
102
Öbek Fiiller
string together
f.
gelişigüzel sıralamak
103
Öbek Fiiller
string together
f.
yarım yamalak toparlamak
104
Öbek Fiiller
string together
f.
öylesine/gelişigüzel bir araya getirmek
105
Öbek Fiiller
string together
f.
yan yana dizivermek
106
Öbek Fiiller
string together
f.
gelişigüzel sıralayıp oluşturmak
107
Öbek Fiiller
string together
f.
yarım yamalak toparlayıp oluşturmak
108
Öbek Fiiller
string together
f.
öylesine/gelişigüzel bir araya getirip oluşturmak
109
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri iple birbirine bağlamak
110
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri birbirine bağlamak
111
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri birbirine birleştirmek
112
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri bir araya getirmek
113
Öbek Fiiller
string something together
f.
bir şeyleri ipe dizmek
114
Öbek Fiiller
string together
f.
bir araya getirip bir şey yapıvermek
115
Öbek Fiiller
string together
f.
arka arkaya/yan yana sıralayıp bir şey oluşturuvermek
116
Öbek Fiiller
string on
f.
oyalamak
117
Öbek Fiiller
string on
f.
bekletmek
118
Öbek Fiiller
string on
f.
sürüncemede bırakmak
119
Öbek Fiiller
string on
f.
belirsizlik içinde bırakmak
Colloquial
120
Konuşma Dili
junkie with a long string of convictions
i.
sabıkası kabarık bir keş
121
Konuşma Dili
having (thousands/hordes/a string of) men/women at her/his beck and call
expr.
elini sallasa ellisi (başını sallasa tellisi)
Idioms
122
Deyim
apron-string hold
i.
kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
123
Deyim
apron-string tenure
i.
kadının sahip olduğu fakat o yaşadığı sürece kocası tarafından idare edilen mal mülk
124
Deyim
apron-string hold
i.
iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
125
Deyim
apron-string tenure
i.
iç güveyisi tarafından idare edilen mal mülk
126
Deyim
string of good luck
i.
bir dizi şanslı olay
127
Deyim
the first string
i.
birincil
128
Deyim
string of bad luck
i.
bir dizi şanssızlık
129
Deyim
string of bad luck
i.
bir dizi talihsizlik
130
Deyim
another string to one's bow
i.
ek nitelik
131
Deyim
another string to bow
i.
ek nitelik
132
Deyim
the first string
i.
ilk
133
Deyim
string of bad luck
i.
talihsizlik zinciri
134
Deyim
a string of (good) luck
i.
şansın yaver gittiği dönem
135
Deyim
a string of (good) luck
i.
şanslı dönem
136
Deyim
a string of (good) luck
i.
üst üste şanslı olayların gerçekleştiği dönem
137
Deyim
a string of (good) luck
i.
talihin yüze güldüğü dönem
138
Deyim
a string of (good) luck
i.
bir dizi şanslı olay
139
Deyim
a string of bad luck
i.
şanssızlıklar silsilesi
140
Deyim
a string of bad luck
i.
üst üste gelen talihsizlikler
141
Deyim
a string of bad luck
i.
talihsiz/şanssız bir dönem
142
Deyim
a string of bad luck
i.
üst üste şanssızlıkların yaşandığı bir dönem
143
Deyim
a string of bad luck
i.
şanssızlıklar/talihsizlikler serisi
144
Deyim
a string of bad luck
i.
bir dizi şanssızlık/talihsizlik
145
Deyim
a string of bad luck
i.
talihsizlik zinciri
146
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
yedekte bir şey
147
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir yol
148
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
elinde alternatif bir şey
149
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
ek bir nitelik
150
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
ek bir beceri
151
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
ek bir seçenek
152
Deyim
another string to your bow [uk]
i.
başka bir seçenek
153
Deyim
apron string
i.
bir kadının ailesine olan bağı
154
Deyim
apron string
i.
bir kadının kocasına/çocuğuna olan bağı
155
Deyim
apron string
i.
(anasının) dizinin dibi
156
Deyim
apron string
i.
(anasının) kuzusu
157
Deyim
apron string
i.
(annesinin) eteği/dibi
158
Deyim
brother of the string
i.
müzisyen
159
Deyim
brother of the string
i.
kemancı
160
Deyim
gathering string
i.
ayrıntı toplama
161
Deyim
gathering string
i.
detay toplama
162
Deyim
third string
i.
ikinci yedek oyuncu (oyuna ilk çıkan oyuncunun yerine geçen oyuncunun da değiştirilmesi sonucu oyuna üçüncü sırada giren yedek oyuncu)
163
Deyim
harp on one string
f.
bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak
164
Deyim
harp on one string
f.
bir konuyu diline dolamak
165
Deyim
the first string
f.
a takımında olmak
166
Deyim
string someone along
f.
biriyle gönül eğlendirmek
167
Deyim
have somebody on a string
f.
dizginlerini elinde tutmak
168
Deyim
harp on the same string
f.
diline dolamak
169
Deyim
have more than one string to one's fiddle
f.
her alanda kabiliyeti olmak
170
Deyim
have more than one string to one's fiddle
f.
on parmağında on marifet olmak
171
Deyim
have more than one string to fiddle
f.
on parmağında on marifet olmak
172
Deyim
have someone on a string
f.
parmağında oynatmak
173
Deyim
have somebody on a string
f.
parmağının ucunda oynatmak
174
Deyim
have someone on the string
f.
(birini cevap için) bekletmek
175
Deyim
have more than one string to fiddle
f.
birçok alanda yeteneği olmak
176
Deyim
have more than one string to one's fiddle
f.
birçok alanda yeteneği olmak
177
Deyim
have more than one string to (one's) bow
f.
mevcut durumda elinin altında birden çok uygulanabilir seçenek olmak
178
Deyim
have more than one string to (one's) bow
f.
birden fazla şansı/seçeneği olmak
179
Deyim
have the world on a string
f.
dünyanın dizginlerini elinde gibi hissetmek
180
Deyim
have the world on a string
f.
dünya kendi etrafında dönüyor gibi hissetmek
181
Deyim
have the world on a string
f.
her şey lehinde gittiği için mutlu/kendinden emin hissetmek
182
Deyim
have a second string to (one's) bow
f.
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
183
Deyim
have a second string to (one's) bow
f.
bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
184
Deyim
have a second string to (one's) bow
f.
bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
185
Deyim
have a second string to your bow
f.
bir şeye giden ikinci bir yolu olmak
186
Deyim
have a second string to your bow
f.
bir şeye ulaşmak için başka bir yolu olmak
187
Deyim
have a second string to your bow
f.
bir şeye ulaşmakta alternatif bir yolu olmak
188
Deyim
have a second string to your bow
f.
ilk çare başarısız olursa devreye sokabileceği alternatif bir çaresi olmak
189
Deyim
have a second string to your bow
f.
ikinci/alternatif bir eylem planı olmak
190
Deyim
have a second string to your bow
f.
yedek bir yol haritası olmak
191
Deyim
have another string to (one's) bow
f.
ek bir niteliği olmak
192
Deyim
have another string to (one's) bow
f.
ek bir becerisi olmak
193
Deyim
have another string to (one's) bow
f.
ek bir seçeneği olmak
194
Deyim
have another string to (one's) bow
f.
başka bir seçeneği olmak
195
Deyim
have another string to (one's) bow
f.
elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
196
Deyim
have another string/more strings to your bow
f.
yedekte bir/birden fazla şeyi olmak
197
Deyim
have another string/more strings to your bow
f.
kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir/birden fazla yolu olmak
198
Deyim
have another string/more strings to your bow
f.
elinde alternatif bir/birden fazla şeyi olmak
199
Deyim
have another string to your bow
f.
ek bir niteliği olmak
200
Deyim
have another string to your bow
f.
ek bir becerisi olmak
201
Deyim
have another string to your bow
f.
ek bir seçeneği olmak
202
Deyim
have another string to your bow
f.
başka bir seçeneği olmak
203
Deyim
have another string to your bow
f.
elinde alternatif bir becerisi/seçeneği olmak
204
Deyim
keep (one) on a string
f.
(birini) parmağında oynatmak
205
Deyim
keep (one) on a string
f.
(birinin) iplerini elinde tutmak
206
Deyim
keep (one) on a string
f.
(birinin) dizginlerini elinde tutmak
207
Deyim
keep (one) on a string
f.
(birini) kukla gibi oynatmak
208
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birini parmağında oynatmak
209
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birinin iplerini elinde tutmak
210
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birinin dizginlerini elinde tutmak
211
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birini kukla gibi oynatmak
212
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birini kontrolü altına almak
213
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birini istediği gibi yönetmek
214
Deyim
have/keep somebody on a string
f.
birine her istediğini yaptırmak
215
Deyim
add another string to (one's) bow
f.
bir altın bileziği daha olmak
216
Deyim
add another string to (one's) bow
f.
koluna bir altın bilezik daha takmak
217
Deyim
add another string to (one's) bow
f.
bir yetenek daha edinmek
218
Deyim
add another string to (one's) bow
f.
bir beceri daha kazanmak
219
Deyim
have on the string
f.
cevap için bekletmek
220
Deyim
have on the string
f.
sürüncemede bırakmak
221
Deyim
string to (one's) bow
f.
alternatif bir yol
222
Deyim
string to (one's) bow
f.
başka bir seçenek
223
Deyim
string to (one's) bow
f.
bir altın bilezik
224
Deyim
string to (one's) bow
f.
ek bir beceri/nitelik
225
Deyim
how long is a piece of string
expr.
ahiret sorusu
226
Deyim
how long is a piece of string
expr.
ahret sorusu
227
Deyim
latch string is always out
expr.
başımın üstünde yerin var
228
Deyim
how long is a piece of string
expr.
kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı sorulan soru
229
Deyim
how long is a piece of string
expr.
kesin yanıtı olmayan zihin zorlama amaçlı soru
230
Deyim
latch string is always out
expr.
kapım sana her zaman açık
231
Deyim
the first string
expr.
öncelikli
232
Deyim
on the string
expr.
askıda
233
Deyim
on the string
expr.
sürüncemede
234
Deyim
on the string
expr.
belirsizlik içinde
Trade/Economic
235
Ticaret/Ekonomi
shoe-string budget
i.
eksik bütçe
236
Ticaret/Ekonomi
shoe-string budget
i.
kısıtlı bütçe
237
Ticaret/Ekonomi
shoe-string budget
i.
yetersiz bütçe
238
Ticaret/Ekonomi
run on a shoe-string
f.
az parayla işletmek
Technical
239
Teknik
alphabetic string
i.
alfabetik karakter katarı
240
Teknik
alphabetic string
i.
abecesel damga dizgisi
241
Teknik
alphabetic string
i.
abecesel dizgi
242
Teknik
open string
i.
basamaklı limon kirişi
243
Teknik
closed string
i.
basamak oyuntulu kiriş
244
Teknik
unit string
i.
birim dizgi
245
Teknik
null string
i.
boş katar
246
Teknik
unit string
i.
birim katar
247
Teknik
composite string insulator units
i.
birleşik zincir izolatör birimleri
248
Teknik
bit string
i.
bit dizisi
249
Teknik
outside string
i.
dış serbest limon kirişi
250
Teknik
string break
i.
dizgi kırılması
251
Teknik
string manipulation
i.
dizgi işleme
252
Teknik
string processing languages
i.
dizgi işleme dilleri
253
Teknik
string matching
i.
dizgi eşleme
254
Teknik
string length
i.
dizgi uzunluğu
255
Teknik
string break
i.
dizgi bitişi
256
Teknik
flip-flop string
i.
flip-flop dizgisi
257
Teknik
string-gnomon
i.
güneş saati
258
Teknik
string polygon
i.
ip poligonu
259
Teknik
string electrometer
i.
kordonlu elektrometre
260
Teknik
text string
i.
metin dizgisi
261
Teknik
symbol string
i.
simge katarı
262
Teknik
numeric string
i.
sayısal katar
263
Teknik
numeric string
i.
sayısal dizgi
264
Teknik
symbol string
i.
simge dizgisi
265
Teknik
plummet string
i.
şakul iplik
266
Teknik
drill string
i.
sondaj dizisi
267
Teknik
string vest
i.
tire fanila
268
Teknik
vibrating string
i.
vibrasyonlu tel
269
Teknik
bow string
i.
yay kirişi
270
Teknik
string insulator unit
i.
zincir izolatör birim
271
Teknik
string insulator
i.
zincir izolatör
272
Teknik
string insulator unit
i.
zincir izolatör birimi
273
Teknik
g-string
i.
yüksek frekanslı bir tür iletim hattı
Computer
274
Bilgisayar
search string
i.
arama dizesi
275
Bilgisayar
alphabetical string
i.
abecesel damga dizgisi
276
Bilgisayar
alphabetical string
i.
abecesel dizgi
277
Bilgisayar
alphabetic string
i.
alfabetik dizgi
278
Bilgisayar
adapter string
i.
bağdaştırıcı dizesi
279
Bilgisayar
adapter string
i.
bağdaştırıcı dizisi
280
Bilgisayar
empty string
i.
boş dizgi
281
Bilgisayar
null string
i.
boş katar
282
Bilgisayar
bit string
i.
bit dizgisi
283
Bilgisayar
unit string
i.
birim dizgi
284
Bilgisayar
unit string
i.
birim katar
285
Bilgisayar
unknown string
i.
bilinmeyen dize
286
Bilgisayar
null string
i.
boş dizgi
287
Bilgisayar
null string
i.
boş dizilim
288
Bilgisayar
multi string
i.
çoklu dize
289
Bilgisayar
double-quoted string
i.
çift tırnaklı dizge
290
Bilgisayar
string variables
i.
dizi değişkenleri
291
Bilgisayar
other string
i.
diğer dize
292
Bilgisayar
character string
i.
damga dizgisi
293
Bilgisayar
variable string
i.
değişken dize
294
Bilgisayar
string storage
i.
dize deposu
295
Bilgisayar
string number
i.
dize numarası
296
Bilgisayar
string variable
i.
dizi değişkeni
297
Bilgisayar
string option
i.
dizi seçenekleri
298
Bilgisayar
conversion string
i.
dönüştürme dizesi
299
Bilgisayar
string break
i.
dizgi bitişi
300
Bilgisayar
string control byte
i.
dizilim denetim baytı
301
Bilgisayar
string value
i.
dize değeri
302
Bilgisayar
string break
i.
dizgi kırılması
303
Bilgisayar
string length
i.
dizgi uzunluğu
304
Bilgisayar
string storage
i.
dize depolama birimi
305
Bilgisayar
string manipulation
i.
dizgi işleme
306
Bilgisayar
string editor
i.
dize düzenleyicisi
307
Bilgisayar
string processing languages
i.
dizgi işleme dilleri
308
Bilgisayar
invalid class string
i.
geçersiz sınıf dizini
309
Bilgisayar
invalid string
i.
geçersiz dize
310
Bilgisayar
string literal
i.
harflerden oluşan dizi
311
Bilgisayar
second string
i.
ikinci dize
312
Bilgisayar
ia5-string
i.
ia5-dizesi
313
Bilgisayar
bit string
i.
ikil dizgisi
314
Bilgisayar
internal string error
i.
iç dize hatası
315
Bilgisayar
first string
i.
ilk dize
316
Bilgisayar
character string
i.
karakter dizgisi
317
Bilgisayar
character string
i.
karakter dizesi
318
Bilgisayar
character string
i.
karakter dizilimi
319
Bilgisayar
category string
i.
kategori dizesi
320
Bilgisayar
setup string
i.
kurma dizesi
321
Bilgisayar
setup string
i.
kurma dizisi
322
Bilgisayar
text string
i.
metin dizgisi
323
Bilgisayar
text string
i.
metin dizesi
324
Bilgisayar
sample string
i.
örnek dize
325
Bilgisayar
octet string
i.
sekizli dize
326
Bilgisayar
numeric string
i.
sayısal katar
327
Bilgisayar
class string
i.
sınıf dizini
328
Bilgisayar
symbol string
i.
simge dizilimi
329
Bilgisayar
symbol string
i.
simge dizgisi
330
Bilgisayar
symbol string
i.
simge katarı
331
Bilgisayar
numeric string
i.
sayısal dizgi
332
Bilgisayar
test string
i.
sınama dizesi
333
Bilgisayar
ssid string
i.
ssıd dizesi
334
Bilgisayar
string concatenation
i.
string birleştirme
335
Bilgisayar
query string
i.
sorgu dizesi
336
Bilgisayar
single-quoted string
i.
tek tırnaklı dizge
337
Bilgisayar
unicode string
i.
unicode dize
338
Bilgisayar
help string
i.
yardım dizesi
339
Bilgisayar
snobol (string oriented symbolic language)
i.
karakter zincirlerine yönelik sembolik dil
340
Bilgisayar
alphabetical string
s.
alfabetik karakter katan
341
Bilgisayar
edit string
expr.
dize düzenle
342
Bilgisayar
string too long
expr.
dize çok uzun
343
Bilgisayar
string too big
expr.
dize çok büyük
344
Bilgisayar
path string
yol dizesi
Informatics
345
Bilişim
alphabetic string
i.
alfabetik dizgi
346
Bilişim
search string
i.
arama dizgisi
347
Bilişim
null string
i.
boş dizgi
348
Bilişim
unit string
i.
birim dizgi
349
Bilişim
character string
i.
damga dizgisi
350
Bilişim
string variable
i.
dizgi değişkeni
351
Bilişim
string matching
i.
dizgi eşleme
352
Bilişim
character string
i.
karakter dizgisi
353
Bilişim
sorting string
i.
sıralama dizgisi
354
Bilişim
symbol string
i.
simge dizgisi
355
Bilişim
approximate string matching
i.
yakınsak/yaklaşık dizgi eşleştirme
Telecom
356
Telekom
bit string
i.
bit dizgisi
Electric
357
Elektrik
string electrometer
i.
kordonlu elektrometre
358
Elektrik
string insulator unit
i.
zincir izolatör ünitesi
Television
359
Televizyon
neck string
i.
boyun askısı
Textile
360
Tekstil
ball of string
i.
yumak
361
Tekstil
gee string
i.
bacakların arasından ve belin çevresinden geçen kumaş şeritten oluşan kısa bir don
362
Tekstil
gee string
i.
striptizcilerin giydiği bir tür kısa don
Construction
363
İnşaat
face string
i.
alınlık
364
İnşaat
face string
i.
alınlık kirişi
365
İnşaat
open string
i.
basamaklı limon kirişi
366
İnşaat
wall string
i.
duvar limon kirişi
367
İnşaat
string piece
i.
döşeme kirişi
368
İnşaat
drill string
i.
sondaj tertibatı
369
İnşaat
drill string
i.
sondaj düzeneği
370
İnşaat
continuous string
i.
sürekli limon kirişi
371
İnşaat
cut string
i.
merdiven basamaklarını desteklemek için her iki yandan kesilen tahta
Lighting
372
Aydınlatma
lighting string
i.
ışık zinciri
Automotive
373
Otomotiv
string insert tool
i.
biz
374
Otomotiv
string plug
i.
lastik onarım fitili
Marine
375
Denizcilik
navel string
i.
göbek kordonu
Petrol
376
Petrol
drill-string motion compensator
i.
sondaj dizisi hareket dengeleyicisi
Medical
377
Medikal
navel string
i.
göbek kordonu
378
Medikal
purse string
i.
kese ağzı (dikişi)
379
Medikal
purse string
i.
torba ağzı (dikişi)
380
Medikal
string of beads appearance
i.
tespih tanesi görünümü
381
Medikal
purse-string operation
i.
hamilelerde rahim ağzının dikişle kapatılması ameliyatı
Anatomy
382
Anatomi
string ligament
i.
dilaltı bağı
Gastronomy
383
Mutfak
string beans
i.
ayşekadın fasulye
384
Mutfak
string bean
i.
ayşekadın fasülye
385
Mutfak
string beans
i.
çalı fasulye
386
Mutfak
walnuts on a string dipped in starch grape molasses
i.
cevizli sucuk
387
Mutfak
string beans
i.
çalı fasulyesi
388
Mutfak
low-fat string cheese of erzurum
i.
civil
389
Mutfak
string cheese
i.
dil peyniri
390
Mutfak
string cheese
i.
tel peynir
Physics
391
Fizik
string theory
i.
sicim teorisi
392
Fizik
string theory
i.
sicim kuramı
393
Fizik
string theory
i.
string teorisi
394
Fizik
string theory
i.
tel teorisi
395
Fizik
bosonic string
i.
bozonik sicim kuramı
Astronomy
396
Gökbilim
cosmic string
i.
bazı kozmoloji teorilerine göre büyük patlamanın bir sonucu olarak evrende var olduğu düşünülen uzay-zamandaki tek boyutlu bozukluk
Botanic
397
Botanik
string bean
i.
çalı fasulyesi
398
Botanik
string bean
i.
çalıfasulyesi
Linguistics
399
Dilbilim
terminal string
i.
bitim zinciri
400
Dilbilim
constituent string
i.
kurucudizi
401
Dilbilim
terminal string
i.
sonuç dizgisi
402
Dilbilim
basic string
i.
taban zinciri
403
Dilbilim
linguistic string
i.
kelime dizisi
404
Dilbilim
string of word
i.
kelime dizisi
405
Dilbilim
word string
i.
kelime dizisi
Sport
406
Spor
the first string
i.
as kadro
407
Spor
the first string
i.
as takım
408
Spor
the first string
i.
bir klubün as takımı
409
Spor
the first string
i.
ilk beş
410
Spor
the first string
i.
ilk onbir
411
Spor
string line
i.
(bilardo) bir oyunun başlangıcında isteka toplarının arkasına yerleştirildiği düz çizgi
412
Spor
string line
i.
bilardo masasında lastikli iç kenarlara paralel çizilen dört çizgiden biri
413
Spor
string line
i.
çizgilerle sınırlamaların yapıldığı bir tür bilardo oyunu
414
Spor
head string
i.
bilardoda oyuna başlama noktasından geçen çizgi
415
Spor
first string
i.
ana kadro
416
Spor
first string
i.
as oyuncu kadrosu
417
Spor
first string
i.
sahaya çıkan oyuncu kadrosu
418
Spor
first-string
i.
ana kadro
419
Spor
first-string
i.
as oyuncu kadrosu
420
Spor
first-string
i.
sahaya çıkan oyuncu kadrosu
421
Spor
second string
i.
yedek oyuncular
422
Spor
first-string
s.
ana kadroda olan
423
Spor
first-string
s.
(oyuncu) as
424
Spor
first-string
s.
(oyuncu) en iyi
425
Spor
first-string
s.
(oyuncu) gözde
426
Spor
first-string
s.
(oyuncu) en başarılı
427
Spor
first-string
s.
birinci sınıf
428
Spor
first-string
s.
birinci kalite
429
Spor
second-string
s.
yedek kulübesinde oturan
430
Spor
second-string
s.
yedek
431
Spor
second-string
s.
bireysel sporlarda bir takımın ikinci tercihi olan
432
Spor
second-string
s.
ikinci
433
Spor
second-string
s.
geri
Baseball
434
Beysbol
pull the string
f.
(beyzbolda top atıcı) yavaş veya hız değiştirici bir atış yapmak
435
Beysbol
pull the string
f.
temel atıştan daha yavaş bir atış yapmak
436
Beysbol
pull the string
f.
gerekli olan hızın altında bir atış yapmak
Art
437
Sanat
string art
i.
filografi
438
Sanat
string art
i.
filografi
439
Sanat
string instrument
i.
yaylı çalgı
Music
440
Müzik
the string section
i.
(çello, keman veya piyano gibi) telli çalgılar
441
Müzik
the string section
i.
(çello, keman veya piyano gibi) telli enstrümanları çalan müzisyen
442
Müzik
lowest note string
i.
bamteli
443
Müzik
turkish string instrument
i.
çöğür
444
Müzik
four string musical instrument
i.
dört telli müzik aleti
445
Müzik
an indian traditional string instrument
i.
dilruba
446
Müzik
nylon string guitar
i.
klasik gitar
447
Müzik
violin string
i.
kiriş
448
Müzik
g string
i.
kemanın sol en kalın teli
449
Müzik
gut string guitar
i.
klasik gitar
450
Müzik
string models
i.
string modelleri
451
Müzik
string gauges
i.
tel kalınlıkları
452
Müzik
string instrument
i.
telli müzik aleti
453
Müzik
string orchestra
i.
yaylı sazlar orkestrası
454
Müzik
string instrument
i.
yaylı saz
455
Müzik
string quartet
i.
yaylı sazlar dörtlüsü
456
Müzik
string quartet
i.
yaylı çalgılar dörtlüsü
457
Müzik
string gauge
i.
(gitarda) tel kalınlığı
458
Müzik
string instruments
i.
yaylı çalgılar
459
Müzik
string instruments
i.
telli çalgılar
460
Müzik
g-string
i.
g'ye akortlu tel
Slang
461
Argo
string bean
i.
fasulye sırığı gibi kimse
462
Argo
string bean
i.
sırık gibi kimse
463
Argo
string bean
i.
leylek gibi kimse
464
Argo
string bean
i.
uzun ince tip
465
Argo
string bean
i.
upuzun incecik kimse
British Slang
466
İngiliz Argosu
banjo string
i.
penis zarı
Star Wars
467
Star Wars
zareca string
i.
zareca dizilimi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of string
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy