|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde |
concealer i.
|
|
2 |
Genel |
tahıl saklamak için kullanılan kap |
bin i.
|
|
3 |
Genel |
insan külü saklamak için yunanlıların kullandığı bir tür tabut |
larnax i.
|
|
4 |
Genel |
et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı |
meat house i.
|
|
5 |
Genel |
bozuk bir işi saklamak için kullanılan mekanizma |
dutchman i.
|
|
6 |
Genel |
tütün taşımak veya geçici olarak saklamak için kullanılan kutu |
saratoga i.
|
|
7 |
Genel |
tanıtılmadan önce yatı saklamak için gerilen bir astar türü |
petticoat i.
|
|
8 |
Genel |
dondurup saklamak |
deep freeze f.
|
|
9 |
Genel |
fikirlerini kendine saklamak |
keep one's own counsel f.
|
|
10 |
Genel |
tuzlayarak saklamak |
salt down f.
|
|
11 |
Genel |
tuzlayarak saklamak |
pickle f.
|
|
12 |
Genel |
örterek saklamak |
veil f.
|
|
13 |
Genel |
iyi bir yere saklamak |
stash f.
|
|
14 |
Genel |
dondurup saklamak |
deepfreeze f.
|
|
15 |
Genel |
avuç içinde saklamak |
palm f.
|
|
16 |
Genel |
sır saklamak |
keep one's counsel f.
|
|
17 |
Genel |
sır saklamak |
keep secret f.
|
|
18 |
Genel |
ihtiyat olarak saklamak |
have in reserve f.
|
|
19 |
Genel |
kabuk içinde saklamak |
inshell f.
|
|
20 |
Genel |
gizli bir yere saklamak |
cache f.
|
|
21 |
Genel |
sır saklamak |
keep a secret f.
|
|
22 |
Genel |
ilerisi için saklamak |
put by f.
|
|
23 |
Genel |
bir şeyi birinden saklamak |
keep something a secret from someone f.
|
|
24 |
Genel |
saklamak (sır) |
keep f.
|
|
25 |
Genel |
ihtiyat olarak saklamak |
keep in reserve f.
|
|
26 |
Genel |
tuzlayarak saklamak |
salt f.
|
|
27 |
Genel |
kilit altında saklamak |
lock up f.
|
|
28 |
Genel |
güzel ve masum bir kisve altında saklamak (kötü bir şeyi) |
sugarcoat f.
|
|
29 |
Genel |
ihtiyat olarak saklamak |
hold in reserve f.
|
|
30 |
Genel |
sırrı saklamak |
keep under one's hat f.
|
|
31 |
Genel |
sır saklamak |
keep to oneself f.
|
|
32 |
Genel |
uygun koşullarda saklamak |
keep under suitable conditions f.
|
|
33 |
Genel |
sır gibi saklamak |
keep something like a secret f.
|
|
34 |
Genel |
bilgi saklamak |
hide information f.
|
|
35 |
Genel |
fiyatı saklamak |
hide the price f.
|
|
36 |
Genel |
haznede saklamak |
reservoir f.
|
|
37 |
Genel |
depoda saklamak |
reservoir f.
|
|
38 |
Genel |
dondurup saklamak |
deep-freeze f.
|
|
39 |
Genel |
kilitleyip saklamak |
lock away f.
|
|
40 |
Genel |
yeni adla saklamak |
save as f.
|
|
41 |
Genel |
kendi için saklamak |
reserve for oneself f.
|
|
42 |
Genel |
acısını saklamak |
hide one’s pain f.
|
|
43 |
Genel |
bir şeyi uygun bir zamana saklamak |
save something for the right occasion f.
|
|
44 |
Genel |
bir şey/şeyler saklamak |
make a secret of something f.
|
|
45 |
Genel |
bir şey/şeyler saklamak |
hide something f.
|
|
46 |
Genel |
bilgi saklamak |
black out f.
|
|
47 |
Genel |
birisinden birşeyi saklamak |
hide something from someone f.
|
|
48 |
Genel |
duygularını saklamak |
reserve f.
|
|
49 |
Genel |
(ilacı) sonradan kullanmak için yanak içine saklamak |
cheek f.
|
|
50 |
Genel |
(bir şeyi bir yere) saklamak |
niche f.
|
|
51 |
Genel |
belleğinde saklamak |
treasure f.
|
|
52 |
Genel |
hatıra olarak saklamak |
treasure f.
|
|
53 |
Genel |
varile doldurup saklamak |
tub f.
|
|
54 |
Genel |
çalıların arasına saklamak |
emboss [obsolete] f.
|
|
55 |
Genel |
yaprakların arasına saklamak |
emboss [obsolete] f.
|
|
56 |
Genel |
ormana saklamak |
emboss [obsolete] f.
|
|
57 |
Genel |
(mağaraya, çukura) saklamak |
encave f.
|
|
58 |
Genel |
güvenli bir yere saklamak |
ensconce f.
|
|
59 |
Genel |
hazinede saklamak |
entreasure f.
|
|
60 |
Genel |
gelecekte kullanmak üzere saklamak |
bank f.
|
|
61 |
Genel |
zor zamanlar için saklamak |
uphoard f.
|
|
62 |
Genel |
sandıkta saklamak |
chest f.
|
|
63 |
Genel |
mahzende saklamak |
bin f.
|
|
64 |
Genel |
kesede saklamak |
bladder f.
|
|
65 |
Genel |
korumak veya saklamak için kışın üzerini kapatmak |
winter-ground f.
|
|
66 |
Genel |
tamamen saklamak |
blot f.
|
|
67 |
Genel |
hangarda saklamak |
hangar f.
|
|
68 |
Genel |
(suçluyu, kaçağı) saklamak |
harbor f.
|
|
69 |
Genel |
düşmanların kafasını kesip saklamak |
headhunt f.
|
|
70 |
Genel |
olması gerekenden daha uzun saklamak |
hog f.
|
|
71 |
Genel |
biri için saklamak |
hold on f.
|
|
72 |
Genel |
sır saklamak |
hugger mugger f.
|
|
73 |
Genel |
sır saklamak |
huggermugger f.
|
|
74 |
Genel |
kafeste saklamak |
hutch f.
|
|
75 |
Genel |
çamura saklamak |
mud f.
|
|
76 |
Genel |
kovanın altına saklamak |
bushel f.
|
|
77 |
Genel |
tavan arasında saklamak |
loft f.
|
|
78 |
Genel |
(birinin bir yerde) bulunduğunu saklamak |
deny f.
|
|
79 |
Genel |
çok uzun süre boyunca saklamak |
overkeep f.
|
|
80 |
Genel |
(yeşilliklerin arasına) saklamak |
embosk f.
|
|
81 |
Genel |
saklamak için kaydetmek |
commit f.
|
|
82 |
Genel |
tuzlayarak saklamak |
condite [obsolete] f.
|
|
83 |
Genel |
mağaraya saklamak |
incave f.
|
|
84 |
Genel |
(cevheri) geçici olarak kazı alanı çevresinde saklamak |
paddock f.
|
|
85 |
Genel |
dolapta saklamak |
cupboard f.
|
|
86 |
Genel |
kilit altında saklamak |
inlock f.
|
|
87 |
Genel |
kutsal bir yerde saklamak |
inshrine f.
|
|
88 |
Genel |
kesede saklamak |
pouch f.
|
|
89 |
Genel |
avcunda saklamak |
slip f.
|
|
90 |
Genel |
avucunda saklamak |
palm f.
|
|
91 |
Genel |
(saklamak, taşımak için) katlanabilen |
foldup s.
|
|
Phrasals |
|
92 |
Öbek Fiiller |
saklamak üzere bir kutuya koymak |
box up f.
|
|
93 |
Öbek Fiiller |
(parayı) bir yana saklamak |
salt away f.
|
|
94 |
Öbek Fiiller |
daha sonra kullanmak üzere saklamak |
put up f.
|
|
95 |
Öbek Fiiller |
bir kenarda bekletmek/tutmak/saklamak |
place aside f.
|
|
96 |
Öbek Fiiller |
bir kenarda tutmak/saklamak |
place aside f.
|
|
97 |
Öbek Fiiller |
sonrası için tutmak/saklamak/biriktirmek |
place aside f.
|
|
98 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altına/altında saklamak |
bury under (something) f.
|
|
99 |
Öbek Fiiller |
(birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) saklamak |
conceal (someone or something) from (someone or something) f.
|
|
100 |
Öbek Fiiller |
bir yere saklamak/zulalamak |
stash in f.
|
|
101 |
Öbek Fiiller |
bir kenara saklamak |
put aside f.
|
|
102 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin içine saklamak |
hide something in something f.
|
|
103 |
Öbek Fiiller |
birini bir şeyin arkasına gizlemek/saklamak |
hide someone behind something f.
|
|
104 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi birisi için tutmak/saklamak/emanet almak |
hold something for someone f.
|
|
105 |
Öbek Fiiller |
gelecek için saklamak |
stack away f.
|
|
106 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
store something away f.
|
|
107 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
salt away f.
|
|
108 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
stash away f.
|
|
109 |
Öbek Fiiller |
gerçek amacını saklamak |
act a part f.
|
|
110 |
Öbek Fiiller |
gelecek için saklamak |
salt away f.
|
|
111 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
store away f.
|
|
112 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
lay in f.
|
|
113 |
Öbek Fiiller |
gelecek için saklamak |
stash away f.
|
|
114 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
hive away f.
|
|
115 |
Öbek Fiiller |
gelecek için saklamak |
hive away f.
|
|
116 |
Öbek Fiiller |
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak |
stack away f.
|
|
117 |
Öbek Fiiller |
gelecek için saklamak |
lay in f.
|
|
118 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
hive away f.
|
|
119 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
stack away f.
|
|
120 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
store something away f.
|
|
121 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
lay in f.
|
|
122 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
store away f.
|
|
123 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
salt away f.
|
|
124 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak için saklamak |
stash away f.
|
|
125 |
Öbek Fiiller |
müşteri için (ürünü vb) saklamak |
hold something for someone f.
|
|
126 |
Öbek Fiiller |
sonraya saklamak |
put aside f.
|
|
127 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
stack away f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
put in f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
zor zamanlar için istiflemek/saklamak |
hoard something up f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
stash away f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
lay in f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
salt away f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
zulada saklamak |
hive away f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
bir yere saklamak |
bury in f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir yere saklamak |
bury someone or something in something f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
arkasında saklamak |
keep behind f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) içinde saklamak |
plant (something) in (something else) f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi bir şeyin içinde saklamak |
plant something in something f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyde/yerde) saklamak |
store (something) in (something or some place) f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
bir yere tıkıştırıp saklamak |
stuff up f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
bir yere sokuşturup saklamak |
stuff up f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi biri/bir şey) için saklamak |
keep (someone or something) for (someone or something) f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi biri için saklamak |
keep someone or something for someone f.
|
|
144 |
Öbek Fiiller |
-in üzerinde tutmak/saklamak |
keep on f.
|
|
145 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) altında saklamak |
keep under (something) f.
|
|
146 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeyin altında saklamak |
keep someone or something under something f.
|
|
147 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) içinde saklamak |
keep within (something or some place) f.
|
|
148 |
Öbek Fiiller |
bir kenarda biriktirmek/saklamak |
lay aside f.
|
|
149 |
Öbek Fiiller |
ilerisi için tutmak/saklamak |
lay aside f.
|
|
150 |
Öbek Fiiller |
(birinin) arkasından yaptıklarını saklamak/düzeltmek |
sweep up after (someone) f.
|
|
151 |
Öbek Fiiller |
ilerisi için saklamak |
lay by f.
|
|
152 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi (bir yere) gömüp saklamak/gizlemek |
bury someone or something away (some place) f.
|
|
153 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeyin altına gömerek saklamak/gizlemek |
bury someone or something under something f.
|
|
154 |
Öbek Fiiller |
sezon sonunda satılmayan malları ilerisi için saklamak |
carry over f.
|
|
155 |
Öbek Fiiller |
sonraya saklamak |
hold out f.
|
|
156 |
Öbek Fiiller |
-den saklamak |
conceal from f.
|
|
157 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi saklamak/gizlemek |
cover someone or something up f.
|
|
158 |
Öbek Fiiller |
bir şeyi saklamak/gizlemek |
cover something up f.
|
|
159 |
Öbek Fiiller |
(birini/kendini) kılık değiştirerek saklamak |
disguise (someone or oneself) in (something) f.
|
|
160 |
Öbek Fiiller |
ile kılık değiştirerek saklamak |
disguise in f.
|
|
161 |
Öbek Fiiller |
-de saklamak |
enshrine in f.
|
|
162 |
Öbek Fiiller |
ileride kullanmak üzere saklamak |
hive up f.
|
|
163 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi bir yere) saklamak/gizlemek |
hide (someone or something) away (some place) f.
|
|
164 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeyin arkasına saklamak |
hide someone or something behind something f.
|
|
165 |
Öbek Fiiller |
-in içine saklamak/saklanmak |
hide in f.
|
|
166 |
Öbek Fiiller |
'-e saklamak/saklanmak |
hide in f.
|
|
167 |
Öbek Fiiller |
'-de saklamak/saklanmak |
hide in f.
|
|
168 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) içine saklamak/saklanmak |
hide in (something) f.
|
|
169 |
Öbek Fiiller |
(bir şeye) saklamak/saklanmak |
hide in (something) f.
|
|
170 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyde) saklamak/saklanmak |
hide in (something) f.
|
|
171 |
Öbek Fiiller |
zor zamanlar için istiflemek/saklamak |
hoard up f.
|
|
172 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden) saklamak |
hold back (on something) f.
|
|
173 |
Öbek Fiiller |
için tutmak/saklamak |
hold for f.
|
|
174 |
Öbek Fiiller |
(biri) için tutmak/saklamak |
hold for (someone) f.
|
|
175 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) tutmak/saklamak |
hold onto (something) f.
|
|
176 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden) para, bilgi saklamak/gizlemek |
hold out on (someone or something) f.
|
|
177 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden para, bilgi) saklamak/gizlemek |
hold (something) out on (someone or something) f.
|
|
178 |
Öbek Fiiller |
(birinden/bir şeyden bir şey) saklamak/gizlemek |
hold (something) out on (someone or something) f.
|
|
179 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin) içinde tutmak/saklamak |
keep inside f.
|
|
180 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için saklamak |
preserve (something) for (someone or something) f.
|
|
181 |
Öbek Fiiller |
için saklamak |
preserve for f.
|
|
182 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için tutmak/saklamak |
reserve (something) for (someone or something) f.
|
|
183 |
Öbek Fiiller |
için tutmak/saklamak |
reserve for f.
|
|
184 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) saklamak |
sit on (something) f.
|
|
185 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) saklamak |
sit upon (something) f.
|
|
186 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyin) içine saklamak |
stash (something) in (something) f.
|
|
187 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyden/bir yerden) alıp saklamak |
thrust out of (something or some place) f.
|
|
188 |
Öbek Fiiller |
göz önünden almak/saklamak/kaldırmak |
thrust out of (something or some place) f.
|
|
189 |
Öbek Fiiller |
(bir yerin) farklı noktalarına (bir şeyler) saklamak |
tuck (something) around (some place) f.
|
|
190 |
Öbek Fiiller |
farklı noktalara saklamak |
tuck around f.
|
|
191 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi birinden/bir şeyden) saklamak |
withhold (something) from (someone or something) f.
|
|
Proverb |
|
192 |
Atasözü |
gerçeğin bir kısmını saklamak yalan söylemekle eşdeğerdir bazen |
half the truth is often a whole lie
|
|
Colloquial |
|
193 |
Konuşma Dili |
özellikle gelin çeyizi saklamak için kullanılan büyük ahşap sandık |
kist [south africa] i.
|
|
194 |
Konuşma Dili |
en iyisini en sona saklamak |
save the best for the last f.
|
|
195 |
Konuşma Dili |
en iyisini sona saklamak |
save the best for the last f.
|
|
196 |
Konuşma Dili |
kendine saklamak |
keep to oneself f.
|
|
197 |
Konuşma Dili |
pamuklar içinde saklamak |
wrap in cotton wool f.
|
|
198 |
Konuşma Dili |
sır olarak saklamak |
make a secret of f.
|
|
199 |
Konuşma Dili |
pamuklar içinde saklamak |
keep in cotton wool f.
|
|
200 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) bir başka zamana saklamak |
save (something) for another time f.
|
|
201 |
Konuşma Dili |
(birinden bir şeyi) saklamak |
get past (someone or something) f.
|
|
202 |
Konuşma Dili |
kendini gizlemek/saklamak |
lay low f.
|
|
203 |
Konuşma Dili |
planlarını gizlemek/saklamak |
lay low f.
|
|
204 |
Konuşma Dili |
(bir şeyi) avucuna/avucunda saklamak |
palm (something) f.
|
|
Idioms |
|
205 |
Deyim |
gerçek niyetini saklamak için kullanılan şey |
stalking horse i.
|
|
206 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
brush (something) under the mat f.
|
|
207 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
brush (something) under the mat f.
|
|
208 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
brush (something) under the mat f.
|
|
209 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
brush (something) under the mat f.
|
|
210 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
sweep (something) under the carpet [uk] f.
|
|
211 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
sweep (something) under the carpet [uk] f.
|
|
212 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
sweep (something) under the carpet [uk] f.
|
|
213 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
sweep (something) under the carpet [uk] f.
|
|
214 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
sweep something under the carpet [uk] f.
|
|
215 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
sweep something under the carpet [uk] f.
|
|
216 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
sweep something under the carpet [uk] f.
|
|
217 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
sweep something under the carpet [uk] f.
|
|
218 |
Deyim |
kiri tozu halının altına doğru süpürerek gizlemek/saklamak |
sweep something under the carpet [uk] f.
|
|
219 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
brush something under the carpet [us] f.
|
|
220 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
brush something under the carpet [us] f.
|
|
221 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
brush something under the carpet [us] f.
|
|
222 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
brush something under the carpet [us] f.
|
|
223 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
sweep something under the rug f.
|
|
224 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
sweep something under the rug f.
|
|
225 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
sweep something under the rug f.
|
|
226 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
sweep something under the rug f.
|
|
227 |
Deyim |
(bir şeyi ya da birini) gizlemek/saklamak |
cloak (someone or something) in secrecy f.
|
|
228 |
Deyim |
birinden bir şey saklamak |
hold out on someone f.
|
|
229 |
Deyim |
birşeyleri sonra kullanmak üzere saklamak |
squirrel something away f.
|
|
230 |
Deyim |
düşüncelerini kendine saklamak |
keep one's own counsel f.
|
|
231 |
Deyim |
hakikati saklamak |
hide a multitude of sins f.
|
|
232 |
Deyim |
fikirlerini/görüşlerini kendine saklamak |
keep one's opinions to oneself f.
|
|
233 |
Deyim |
hakikati saklamak |
cover a multitude of sins f.
|
|
234 |
Deyim |
ilerisi için saklamak/biriktirmek |
lay something by f.
|
|
235 |
Deyim |
ilerisi için saklamak/biriktirmek |
put something by f.
|
|
236 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
take into one's confidence f.
|
|
237 |
Deyim |
para saklamak |
squirrel away f.
|
|
238 |
Deyim |
sır gibi saklamak |
hold under wraps f.
|
|
239 |
Deyim |
sır gibi saklamak |
keep under wraps f.
|
|
240 |
Deyim |
sır gibi saklamak |
have under wraps f.
|
|
241 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
keep something still f.
|
|
242 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
keep something quiet f.
|
|
243 |
Deyim |
zor günler için saklamak |
hold something back for a rainy day f.
|
|
244 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
brush underneath the rug f.
|
|
245 |
Deyim |
zor günler için saklamak |
keep something for a rainy day f.
|
|
246 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
sweep under the carpet f.
|
|
247 |
Deyim |
zor günler için saklamak |
put something aside for a rainy day f.
|
|
248 |
Deyim |
ürün saklamak |
place something on one side f.
|
|
249 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
brush under the rug f.
|
|
250 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
brush under the carpet f.
|
|
251 |
Deyim |
zor günler için saklamak |
save something for a rainy day f.
|
|
252 |
Deyim |
yedek olarak saklamak |
hold something in reserve f.
|
|
253 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
sweep underneath the carpet f.
|
|
254 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
sweep underneath the rug f.
|
|
255 |
Deyim |
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak |
brush underneath the carpet f.
|
|
256 |
Deyim |
utancıdan yüzünü saklamak |
hide one's face in shame f.
|
|
257 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
stay under wraps f.
|
|
258 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
keep something under wraps f.
|
|
259 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
stay under wraps f.
|
|
260 |
Deyim |
olumsuz bir duyguyu/tepkiyi saklamak için yüzündeki ifadeyi değiştirmek |
rearrange someone's face f.
|
|
261 |
Deyim |
hıçkırıklarını saklamak |
gulp back (one's) sobs f.
|
|
262 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be engraved in (one's) mind f.
|
|
263 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be engraved on/in your heart/memory/mind f.
|
|
264 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be engraved on (one's) heart f.
|
|
265 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be engraved in (one's) memory f.
|
|
266 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be etched on (one's) heart f.
|
|
267 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be etched on your heart f.
|
|
268 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be etched on your memory/mind f.
|
|
269 |
Deyim |
kalbinde saklamak |
be etched on (one's) mind f.
|
|
270 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar saklamak |
take a secret to (one's) grave f.
|
|
271 |
Deyim |
bir sırrı hayatı boyunca saklamak |
take a secret to (one's) grave f.
|
|
272 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar saklamak |
take the secret to (one's) grave f.
|
|
273 |
Deyim |
bir sırrı hayatı boyunca saklamak |
take the secret to (one's) grave f.
|
|
274 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar saklamak |
take a secret to the grave f.
|
|
275 |
Deyim |
bir sırrı hayatı boyunca saklamak |
take a secret to the grave f.
|
|
276 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar saklamak |
take the secret to the grave f.
|
|
277 |
Deyim |
bir sırrı hayatı boyunca saklamak |
take the secret to the grave f.
|
|
278 |
Deyim |
(bir şeyi) koz olarak saklamak/tutmak |
keep (something) up (one's) sleeve f.
|
|
279 |
Deyim |
bir şeyi koz olarak saklamak/tutmak |
have/keep something up your sleeve f.
|
|
280 |
Deyim |
uyuşturucunun etkisi altında olduğunu iyi saklamak |
hold one’s high f.
|
|
281 |
Deyim |
kendini bir yere saklamak |
bury oneself in something f.
|
|
282 |
Deyim |
bir şeyi korunaklı bir şekilde saklamak |
lay something up in lavender f.
|
|
283 |
Deyim |
bir şeyi gizli tutmak/saklamak |
put a lid on something f.
|
|
284 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak |
hide (someone or something) in plain view f.
|
|
285 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) göz önünde bir yere saklamak |
hide (someone or something) in plain view f.
|
|
286 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) ortalık yerde saklamak/kamufle etmek |
hide (someone or something) in plain view f.
|
|
287 |
Deyim |
kart saklamak |
be not playing with a full deck [us] f.
|
|
288 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan saklamak |
brush (something) under the rug f.
|
|
289 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak |
brush (something) under the rug f.
|
|
290 |
Deyim |
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak |
brush (something) under the rug f.
|
|
291 |
Deyim |
yaptığını saklamak |
brush (something) under the rug f.
|
|
292 |
Deyim |
başını kuma gömmek/saklamak |
bury/hide one's head in the sand f.
|
|
293 |
Deyim |
devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak |
bury/hide one's head in the sand f.
|
|
294 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak |
carry a secret to the grave f.
|
|
295 |
Deyim |
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak |
carry a secret to one's grave f.
|
|
296 |
Deyim |
(bir şeyi) saklamak |
draw the curtain on (something) f.
|
|
297 |
Deyim |
(bir şeyi) saklamak |
gloss over (something) f.
|
|
298 |
Deyim |
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak |
hide one's face f.
|
|
299 |
Deyim |
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak |
hide one's head f.
|
|
300 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) göz önünde saklamak/görünmez kılmak |
hide (someone or something) in plain sight f.
|
|
301 |
Deyim |
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak |
hide (someone or something) in plain sight f.
|
|
302 |
Deyim |
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak |
hide face in shame f.
|
|
303 |
Deyim |
ihtiyat olarak saklamak |
hold in reserve and keep in reserve f.
|
|
304 |
Deyim |
(bir şeyi) ihtiyaç olarak/ilerisi için saklamak/tutmak |
keep (something) by f.
|
|
305 |
Deyim |
(bir şeyi) başka bir zaman, gün, hafta için saklamak/tutmak |
keep (something) for another time/day/week f.
|
|
306 |
Deyim |
(bir şeyi) başka bir zamana, güne, haftaya saklamak |
keep (something) for another time/day/week f.
|
|
307 |
Deyim |
(bir şeyi) ileri bir tarihe ertelemek/saklamak |
keep (something) for another time/day/week f.
|
|
308 |
Deyim |
(bir şeyi) ihtiyat olarak saklamak |
keep (something) in reserve f.
|
|
309 |
Deyim |
(bir şeyi kendine) saklamak |
keep (something) to (oneself) f.
|
|
310 |
Deyim |
düşüncelerini kendine saklamak |
keep own counsel f.
|
|
311 |
Deyim |
fikirlerini kendine saklamak |
keep own counsel f.
|
|
312 |
Deyim |
bir şeyi (birinden) saklamak |
keep something from (someone) f.
|
|
313 |
Deyim |
bir şeyi kendine saklamak |
keep something to yourself f.
|
|
314 |
Deyim |
sırrı saklamak |
keep under hat f.
|
|
315 |
Deyim |
sır olarak saklamak |
keep under hat f.
|
|
316 |
Deyim |
olumsuz bir duyguyu/tepkiyi saklamak için yüzündeki ifadeyi değiştirmek |
rearrange (one's) face f.
|
|
317 |
Deyim |
zor günler için saklamak |
save, keep, it for a rainy day f.
|
|
318 |
Deyim |
ilerisi için saklamak |
save, keep, it for a rainy day f.
|
|
319 |
Deyim |
(bir şeyi) ölene/mezara kadar saklamak |
take (something) to the grave f.
|
|
320 |
Deyim |
(bir şeyi) hayat boyu saklamak/açık etmemek |
take (something) to the grave f.
|
|
321 |
Deyim |
sır olarak saklamak/tutmak |
take into confidence f.
|
|
Trade/Economic |
|
322 |
Ticaret/Ekonomi |
değerli eşya saklamak için kullanılan yer |
safe deposit i.
|
|
323 |
Ticaret/Ekonomi |
meyve ve sebze saklamak için kullanılan hava geçirmez kapaklı bir kavanoz markası |
kilner jar® i.
|
|
324 |
Ticaret/Ekonomi |
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi |
self insurance i.
|
|
325 |
Ticaret/Ekonomi |
mallarını saklamak |
conceal its property f.
|
|
326 |
Ticaret/Ekonomi |
rakiplerden bilgi saklamak amacıyla güçlü ya da zayıf olarak düzenlenen (teklif) |
two-way s.
|
|
327 |
Ticaret/Ekonomi |
para saklamak için kullanılan |
money s.
|
|
Law |
|
328 |
Hukuk |
gerçeği saklamak suretiyle yasal mirasçıları bulunmaması sebebiyle devlete geçmesi gereken mallara sahip olma |
obreption and subreption i.
|
|
329 |
Hukuk |
cürüm işleyenleri saklamak ve cürüm delillerini yok etmek |
harboring a felon or removing evidence of felony f.
|
|
330 |
Hukuk |
eşyayı cürmiyeyi satın almak ve saklamak |
buying or concealing property obtained through felony f.
|
|
331 |
Hukuk |
suçluyu saklamak |
harbour an outlaw f.
|
|
332 |
Hukuk |
suçluyu saklamak |
harbour f.
|
|
333 |
Hukuk |
suçluyu saklamak |
harbor an outlaw f.
|
|
334 |
Hukuk |
suçluyu saklamak |
reset f.
|
|
335 |
Hukuk |
suçluyu saklamak |
harbor f.
|
|
Technical |
|
336 |
Teknik |
değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa |
coffer i.
|
|
337 |
Teknik |
(maden ocağı girişinde işçilerin kıyafetlerini saklamak ve değiştirmek için kullandığı) baraka |
doghouse i.
|
|
338 |
Teknik |
yeni adla saklamak |
save as f.
|
|
Computer |
|
339 |
Bilgisayar |
renkli grafik dosyaları saklamak için kullanılan raster tabanlı bir format |
gif i.
|
|
340 |
Bilgisayar |
(verileri) kopyaladıktan sonra depolama cihazında saklamak |
hold f.
|
|
341 |
Bilgisayar |
(dizi gibi yapıları) sonraki öğelerde de kullanılabilecek şekilde ortak havuzda saklamak |
internalize f.
|
|
342 |
Bilgisayar |
(dizi gibi yapıları) sonraki öğelerde de kullanılabilecek şekilde ortak havuzda saklamak |
internalise f.
|
|
Television |
|
343 |
Televizyon |
saklamak amacıyla televizyon programlarını manyetik bant üzerine kaydeden bir cihaz |
videotape recorder i.
|
|
Marine |
|
344 |
Denizcilik |
söküp saklamak |
rig down f.
|
|
345 |
Denizcilik |
demonte edip saklamak |
rig down f.
|
|
346 |
Denizcilik |
parçalarına ayırıp saklamak |
rig down f.
|
|
347 |
Denizcilik |
gemi ambarında saklamak |
stive [scotland] f.
|
|
Printing |
|
348 |
Baskı Teknikleri |
(seçilen baskı harfini) saklamak |
stand f.
|
|
349 |
Baskı Teknikleri |
seçili baskı harfini saklamak |
stand f.
|
|
Gastronomy |
|
350 |
Mutfak |
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu |
vinegarette i.
|
|
351 |
Mutfak |
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu |
vinegarrette i.
|
|
Biology |
|
352 |
Biyoloji |
biyobankada biyolojik malzeme saklamak |
biobank f.
|
|
Botanic |
|
353 |
Botanik |
arka plandaki hoş olmayan görüntüleri saklamak için kullanılan bodur bitkiler |
facer i.
|
|
Agriculture |
|
354 |
Tarım |
yem yapmak için (çim, çiçek) kesip kurutmak ve saklamak |
hay f.
|
|
Breeding |
|
355 |
Hayvancılık |
açık depoda saklamak |
yard f.
|
|
Apiculture |
|
356 |
Arıcılık |
(balı) kovanda saklamak |
hive f.
|
|
Fishery |
|
357 |
Balıkçılık |
balık tuzlamak ve saklamak için kullanılan bir bidon |
kench i.
|
|
History |
|
358 |
Tarih |
15. ve 16. yüzyıl avrupasında erkeklerin cinsel bölgelerini saklamak amacıyla giydikleri kumaş parçası |
codpiece i.
|
|
Environment |
|
359 |
Çevre |
yoğun kesim yapılmış alanı gözden saklamak için kesilmeden bırakılan dar ormanlık arazi şeridi |
beauty strip i.
|
|
Military |
|
360 |
Askeri |
gizli yere saklamak |
cache f.
|
|
Hunting |
|
361 |
Silah/Atıcılık |
pusuya yatan avcıyı saklamak üzere eğitilen av atı |
stalking-horse i.
|
|
362 |
Silah/Atıcılık |
bir silahı taşımak depolamak için yağlayarak saklamak veya korumak |
pack a gun f.
|
|
363 |
Silah/Atıcılık |
(avı) yer altına saklamak |
earth f.
|
|
Volleyball |
|
364 |
Voleybol |
smaçör saklamak |
hiding spiker f.
|
|
Archaic |
|
365 |
Eski Kullanım |
depoda saklamak |
magazine f.
|
|
366 |
Eski Kullanım |
saklamak (parayı, mülkü) |
detain f.
|
|
Slang |
|
367 |
Argo |
homoseksüel bir erkeğin cinsel tercihini saklamak amacıyla topluma romantik bir ilişki yaşıyormuş gibi gösterdiği kız |
beard i.
|
|
368 |
Argo |
cinsel eğilimini sır olarak saklamak |
be in the closet f.
|
|
369 |
Argo |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoop f.
|
|
370 |
Argo |
kendisi için saklamak |
bogart f.
|
|
371 |
Argo |
kıçına kaçak mal saklamak |
keester f.
|
|
372 |
Argo |
kıçına yasadışı madde saklamak |
hoof f.
|
|
373 |
Argo |
(uyuşturucu vb) kıçta saklamak |
boof f.
|
|
Modern Slang |
|
374 |
Modern Argo |
insanların hasta olduklarını saklamak için kullandıkları bir bahane |
allergy season i.
|
|