saklamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

saklamak



"saklamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 151 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
saklamak hide f.
saklamak keep f.
saklamak withhold f.
General
saklamak put by f.
saklamak put out of sight f.
saklamak veil f.
saklamak suffuse f.
saklamak secrete f.
saklamak tuck away f.
saklamak reposit f.
saklamak hoard f.
saklamak store up f.
saklamak cover f.
saklamak hide away f.
saklamak keep f.
saklamak disguise f.
saklamak hold back f.
saklamak keep something quiet f.
saklamak bosom f.
saklamak cache f.
saklamak keep back f.
saklamak keep something under wraps f.
saklamak bury f.
saklamak stow f.
saklamak blind f.
saklamak stash away f.
saklamak harvest f.
saklamak lay away f.
saklamak enshrine f.
saklamak withhold from f.
saklamak suppress f.
saklamak put f.
saklamak pocket f.
saklamak screen f.
saklamak stash f.
saklamak keep snug f.
saklamak obscure f.
saklamak hide out f.
saklamak keep dark f.
saklamak salt away f.
saklamak defend f.
saklamak protect f.
saklamak stow away f.
saklamak shade f.
saklamak shelter f.
saklamak dissemble f.
saklamak cloak f.
saklamak plant f.
saklamak lay up f.
saklamak lay down f.
saklamak put away f.
saklamak hide f.
saklamak keep in f.
saklamak store f.
saklamak conceal f.
saklamak reserve f.
saklamak gloss over f.
saklamak couch f.
saklamak mask f.
saklamak preserve f.
saklamak save f.
saklamak lay aside by f.
saklamak withhold f.
saklamak harbor f.
saklamak harbour f.
saklamak lay in lavender f.
saklamak have at one's retinue f.
saklamak tuck f.
saklamak bank f.
saklamak ensconce f.
saklamak uplay f.
saklamak bemask f.
saklamak bescreen f.
saklamak bestow f.
saklamak boggle f.
saklamak wite f.
saklamak mantle f.
saklamak wry [obsolete] f.
saklamak hele [dialect] f.
saklamak hile f.
saklamak hill [dialect] [uk] f.
saklamak hood f.
saklamak hush-hush f.
saklamak obliterate f.
saklamak occlude f.
saklamak darn f.
saklamak delete f.
saklamak deposit f.
saklamak depot f.
saklamak derne [scotland] f.
saklamak overhold f.
saklamak overvail f.
saklamak overveil f.
saklamak immask [obsolete] f.
saklamak dissimule [obsolete] f.
saklamak ingrave [obsolete] f.
saklamak closet f.
saklamak feal [dialect] f.
saklamak insconce f.
saklamak inshelter f.
saklamak plank [scotland] f.
saklamak salve f.
saklamak cork f.
saklamak scog [dialect] f.
saklamak skog [dialect] f.
saklamak scyle f.
saklamak secret [obsolete] f.
saklamak shadow [obsolete] f.
saklamak shuffle f.
saklamak shun f.
saklamak shut out f.
saklamak forwrap f.
saklamak skreen [obsolete] f.
saklamak snug f.
saklamak squirrel f.
saklamak superinduce f.
saklamak hold f.
Phrasals
saklamak put by f.
saklamak hold onto f.
Colloquial
saklamak dern f.
Idioms
saklamak hold under wraps f.
saklamak brush under the carpet f.
saklamak sweep underneath the rug f.
saklamak brush under the rug f.
saklamak keep under wraps f.
saklamak keep dark f.
saklamak have under wraps f.
saklamak sweep under the carpet f.
saklamak brush underneath the rug f.
saklamak brush underneath the carpet f.
saklamak sweep underneath the carpet f.
saklamak draw the curtain f.
saklamak draw the curtain over (something) f.
saklamak keep under cover f.
saklamak hang on f.
saklamak cloak in secrecy f.
Technical
saklamak smother f.
saklamak preserve f.
saklamak store f.
saklamak save f.
saklamak hide f.
saklamak conceal f.
saklamak reserve f.
saklamak withhold f.
Meteorology
saklamak weather-fend f.
Archaic
saklamak overshadow f.
saklamak set to f.
saklamak subtract f.
Slang
saklamak ditch f.
saklamak pickle f.
saklamak rosa [australia] f.

"saklamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 374 sonuç

Türkçe İngilizce
General
özellikle yüzdeki kırışıkları saklamak için kullanılan kozmetik madde concealer i.
tahıl saklamak için kullanılan kap bin i.
insan külü saklamak için yunanlıların kullandığı bir tür tabut larnax i.
et saklamak için genellikle çiftliklerde kullanılan küçük yapı meat house i.
bozuk bir işi saklamak için kullanılan mekanizma dutchman i.
tütün taşımak veya geçici olarak saklamak için kullanılan kutu saratoga i.
tanıtılmadan önce yatı saklamak için gerilen bir astar türü petticoat i.
dondurup saklamak deep freeze f.
fikirlerini kendine saklamak keep one's own counsel f.
tuzlayarak saklamak salt down f.
tuzlayarak saklamak pickle f.
örterek saklamak veil f.
iyi bir yere saklamak stash f.
dondurup saklamak deepfreeze f.
avuç içinde saklamak palm f.
sır saklamak keep one's counsel f.
sır saklamak keep secret f.
ihtiyat olarak saklamak have in reserve f.
kabuk içinde saklamak inshell f.
gizli bir yere saklamak cache f.
sır saklamak keep a secret f.
ilerisi için saklamak put by f.
bir şeyi birinden saklamak keep something a secret from someone f.
saklamak (sır) keep f.
ihtiyat olarak saklamak keep in reserve f.
tuzlayarak saklamak salt f.
kilit altında saklamak lock up f.
güzel ve masum bir kisve altında saklamak (kötü bir şeyi) sugarcoat f.
ihtiyat olarak saklamak hold in reserve f.
sırrı saklamak keep under one's hat f.
sır saklamak keep to oneself f.
uygun koşullarda saklamak keep under suitable conditions f.
sır gibi saklamak keep something like a secret f.
bilgi saklamak hide information f.
fiyatı saklamak hide the price f.
haznede saklamak reservoir f.
depoda saklamak reservoir f.
dondurup saklamak deep-freeze f.
kilitleyip saklamak lock away f.
yeni adla saklamak save as f.
kendi için saklamak reserve for oneself f.
acısını saklamak hide one’s pain f.
bir şeyi uygun bir zamana saklamak save something for the right occasion f.
bir şey/şeyler saklamak make a secret of something f.
bir şey/şeyler saklamak hide something f.
bilgi saklamak black out f.
birisinden birşeyi saklamak hide something from someone f.
duygularını saklamak reserve f.
(ilacı) sonradan kullanmak için yanak içine saklamak cheek f.
(bir şeyi bir yere) saklamak niche f.
belleğinde saklamak treasure f.
hatıra olarak saklamak treasure f.
varile doldurup saklamak tub f.
çalıların arasına saklamak emboss [obsolete] f.
yaprakların arasına saklamak emboss [obsolete] f.
ormana saklamak emboss [obsolete] f.
(mağaraya, çukura) saklamak encave f.
güvenli bir yere saklamak ensconce f.
hazinede saklamak entreasure f.
gelecekte kullanmak üzere saklamak bank f.
zor zamanlar için saklamak uphoard f.
sandıkta saklamak chest f.
mahzende saklamak bin f.
kesede saklamak bladder f.
korumak veya saklamak için kışın üzerini kapatmak winter-ground f.
tamamen saklamak blot f.
hangarda saklamak hangar f.
(suçluyu, kaçağı) saklamak harbor f.
düşmanların kafasını kesip saklamak headhunt f.
olması gerekenden daha uzun saklamak hog f.
biri için saklamak hold on f.
sır saklamak hugger mugger f.
sır saklamak huggermugger f.
kafeste saklamak hutch f.
çamura saklamak mud f.
kovanın altına saklamak bushel f.
tavan arasında saklamak loft f.
(birinin bir yerde) bulunduğunu saklamak deny f.
çok uzun süre boyunca saklamak overkeep f.
(yeşilliklerin arasına) saklamak embosk f.
saklamak için kaydetmek commit f.
tuzlayarak saklamak condite [obsolete] f.
mağaraya saklamak incave f.
(cevheri) geçici olarak kazı alanı çevresinde saklamak paddock f.
dolapta saklamak cupboard f.
kilit altında saklamak inlock f.
kutsal bir yerde saklamak inshrine f.
kesede saklamak pouch f.
avcunda saklamak slip f.
avucunda saklamak palm f.
(saklamak, taşımak için) katlanabilen foldup s.
Phrasals
saklamak üzere bir kutuya koymak box up f.
(parayı) bir yana saklamak salt away f.
daha sonra kullanmak üzere saklamak put up f.
bir kenarda bekletmek/tutmak/saklamak place aside f.
bir kenarda tutmak/saklamak place aside f.
sonrası için tutmak/saklamak/biriktirmek place aside f.
(bir şeyin) altına/altında saklamak bury under (something) f.
(birini ya da bir şeyi birinden ya da bir şeyden) saklamak conceal (someone or something) from (someone or something) f.
bir yere saklamak/zulalamak stash in f.
bir kenara saklamak put aside f.
bir şeyi bir şeyin içine saklamak hide something in something f.
birini bir şeyin arkasına gizlemek/saklamak hide someone behind something f.
bir şeyi birisi için tutmak/saklamak/emanet almak hold something for someone f.
gelecek için saklamak stack away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak store something away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak salt away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak stash away f.
gerçek amacını saklamak act a part f.
gelecek için saklamak salt away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak store away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak lay in f.
gelecek için saklamak stash away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak hive away f.
gelecek için saklamak hive away f.
gelecekte kullanmak üzere bir kenara saklamak stack away f.
gelecek için saklamak lay in f.
ileride kullanmak için saklamak hive away f.
ileride kullanmak için saklamak stack away f.
ileride kullanmak için saklamak store something away f.
ileride kullanmak için saklamak lay in f.
ileride kullanmak için saklamak store away f.
ileride kullanmak için saklamak salt away f.
ileride kullanmak için saklamak stash away f.
müşteri için (ürünü vb) saklamak hold something for someone f.
sonraya saklamak put aside f.
zulada saklamak stack away f.
zulada saklamak put in f.
zor zamanlar için istiflemek/saklamak hoard something up f.
zulada saklamak stash away f.
zulada saklamak lay in f.
zulada saklamak salt away f.
zulada saklamak hive away f.
bir yere saklamak bury in f.
birini/bir şeyi bir yere saklamak bury someone or something in something f.
arkasında saklamak keep behind f.
(bir şeyi bir şeyin) içinde saklamak plant (something) in (something else) f.
bir şeyi bir şeyin içinde saklamak plant something in something f.
(bir şeyi bir şeyde/yerde) saklamak store (something) in (something or some place) f.
bir yere tıkıştırıp saklamak stuff up f.
bir yere sokuşturup saklamak stuff up f.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) için saklamak keep (someone or something) for (someone or something) f.
birini/bir şeyi biri için saklamak keep someone or something for someone f.
-in üzerinde tutmak/saklamak keep on f.
(bir şeyin) altında saklamak keep under (something) f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında saklamak keep someone or something under something f.
(bir şeyin/yerin) içinde saklamak keep within (something or some place) f.
bir kenarda biriktirmek/saklamak lay aside f.
ilerisi için tutmak/saklamak lay aside f.
(birinin) arkasından yaptıklarını saklamak/düzeltmek sweep up after (someone) f.
ilerisi için saklamak lay by f.
birini/bir şeyi (bir yere) gömüp saklamak/gizlemek bury someone or something away (some place) f.
birini/bir şeyi bir şeyin altına gömerek saklamak/gizlemek bury someone or something under something f.
sezon sonunda satılmayan malları ilerisi için saklamak carry over f.
sonraya saklamak hold out f.
-den saklamak conceal from f.
birini/bir şeyi saklamak/gizlemek cover someone or something up f.
bir şeyi saklamak/gizlemek cover something up f.
(birini/kendini) kılık değiştirerek saklamak disguise (someone or oneself) in (something) f.
ile kılık değiştirerek saklamak disguise in f.
-de saklamak enshrine in f.
ileride kullanmak üzere saklamak hive up f.
(birini/bir şeyi bir yere) saklamak/gizlemek hide (someone or something) away (some place) f.
birini/bir şeyi bir şeyin arkasına saklamak hide someone or something behind something f.
-in içine saklamak/saklanmak hide in f.
'-e saklamak/saklanmak hide in f.
'-de saklamak/saklanmak hide in f.
(bir şeyi) içine saklamak/saklanmak hide in (something) f.
(bir şeye) saklamak/saklanmak hide in (something) f.
(bir şeyde) saklamak/saklanmak hide in (something) f.
zor zamanlar için istiflemek/saklamak hoard up f.
(bir şeyden) saklamak hold back (on something) f.
için tutmak/saklamak hold for f.
(biri) için tutmak/saklamak hold for (someone) f.
(bir şeyi) tutmak/saklamak hold onto (something) f.
(birinden/bir şeyden) para, bilgi saklamak/gizlemek hold out on (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden para, bilgi) saklamak/gizlemek hold (something) out on (someone or something) f.
(birinden/bir şeyden bir şey) saklamak/gizlemek hold (something) out on (someone or something) f.
(bir şeyin) içinde tutmak/saklamak keep inside f.
(bir şeyi biri/bir şey) için saklamak preserve (something) for (someone or something) f.
için saklamak preserve for f.
(bir şeyi biri/bir şey) için tutmak/saklamak reserve (something) for (someone or something) f.
için tutmak/saklamak reserve for f.
(bir şeyi) saklamak sit on (something) f.
(bir şeyi) saklamak sit upon (something) f.
(bir şeyi bir şeyin) içine saklamak stash (something) in (something) f.
(bir şeyden/bir yerden) alıp saklamak thrust out of (something or some place) f.
göz önünden almak/saklamak/kaldırmak thrust out of (something or some place) f.
(bir yerin) farklı noktalarına (bir şeyler) saklamak tuck (something) around (some place) f.
farklı noktalara saklamak tuck around f.
(bir şeyi birinden/bir şeyden) saklamak withhold (something) from (someone or something) f.
Proverb
gerçeğin bir kısmını saklamak yalan söylemekle eşdeğerdir bazen half the truth is often a whole lie
Colloquial
özellikle gelin çeyizi saklamak için kullanılan büyük ahşap sandık kist [south africa] i.
en iyisini en sona saklamak save the best for the last f.
en iyisini sona saklamak save the best for the last f.
kendine saklamak keep to oneself f.
pamuklar içinde saklamak wrap in cotton wool f.
sır olarak saklamak make a secret of f.
pamuklar içinde saklamak keep in cotton wool f.
(bir şeyi) bir başka zamana saklamak save (something) for another time f.
(birinden bir şeyi) saklamak get past (someone or something) f.
kendini gizlemek/saklamak lay low f.
planlarını gizlemek/saklamak lay low f.
(bir şeyi) avucuna/avucunda saklamak palm (something) f.
Idioms
gerçek niyetini saklamak için kullanılan şey stalking horse i.
herkesten/kamuoyundan saklamak brush (something) under the mat f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak brush (something) under the mat f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak brush (something) under the mat f.
yaptığını saklamak brush (something) under the mat f.
herkesten/kamuoyundan saklamak sweep (something) under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak sweep (something) under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak sweep (something) under the carpet [uk] f.
yaptığını saklamak sweep (something) under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan saklamak sweep something under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak sweep something under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak sweep something under the carpet [uk] f.
yaptığını saklamak sweep something under the carpet [uk] f.
kiri tozu halının altına doğru süpürerek gizlemek/saklamak sweep something under the carpet [uk] f.
herkesten/kamuoyundan saklamak brush something under the carpet [us] f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak brush something under the carpet [us] f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak brush something under the carpet [us] f.
yaptığını saklamak brush something under the carpet [us] f.
herkesten/kamuoyundan saklamak sweep something under the rug f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak sweep something under the rug f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak sweep something under the rug f.
yaptığını saklamak sweep something under the rug f.
(bir şeyi ya da birini) gizlemek/saklamak cloak (someone or something) in secrecy f.
birinden bir şey saklamak hold out on someone f.
birşeyleri sonra kullanmak üzere saklamak squirrel something away f.
düşüncelerini kendine saklamak keep one's own counsel f.
hakikati saklamak hide a multitude of sins f.
fikirlerini/görüşlerini kendine saklamak keep one's opinions to oneself f.
hakikati saklamak cover a multitude of sins f.
ilerisi için saklamak/biriktirmek lay something by f.
ilerisi için saklamak/biriktirmek put something by f.
sır olarak saklamak take into one's confidence f.
para saklamak squirrel away f.
sır gibi saklamak hold under wraps f.
sır gibi saklamak keep under wraps f.
sır gibi saklamak have under wraps f.
sır olarak saklamak keep something still f.
sır olarak saklamak keep something quiet f.
zor günler için saklamak hold something back for a rainy day f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak brush underneath the rug f.
zor günler için saklamak keep something for a rainy day f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak sweep under the carpet f.
zor günler için saklamak put something aside for a rainy day f.
ürün saklamak place something on one side f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak brush under the rug f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak brush under the carpet f.
zor günler için saklamak save something for a rainy day f.
yedek olarak saklamak hold something in reserve f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak sweep underneath the carpet f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak sweep underneath the rug f.
(kötü bir olayı) sır olarak saklamak brush underneath the carpet f.
utancıdan yüzünü saklamak hide one's face in shame f.
sır olarak saklamak stay under wraps f.
sır olarak saklamak keep something under wraps f.
sır olarak saklamak stay under wraps f.
olumsuz bir duyguyu/tepkiyi saklamak için yüzündeki ifadeyi değiştirmek rearrange someone's face f.
hıçkırıklarını saklamak gulp back (one's) sobs f.
kalbinde saklamak be engraved in (one's) mind f.
kalbinde saklamak be engraved on/in your heart/memory/mind f.
kalbinde saklamak be engraved on (one's) heart f.
kalbinde saklamak be engraved in (one's) memory f.
kalbinde saklamak be etched on (one's) heart f.
kalbinde saklamak be etched on your heart f.
kalbinde saklamak be etched on your memory/mind f.
kalbinde saklamak be etched on (one's) mind f.
bir sırrı ölene kadar saklamak take a secret to (one's) grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take a secret to (one's) grave f.
bir sırrı ölene kadar saklamak take the secret to (one's) grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take the secret to (one's) grave f.
bir sırrı ölene kadar saklamak take a secret to the grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take a secret to the grave f.
bir sırrı ölene kadar saklamak take the secret to the grave f.
bir sırrı hayatı boyunca saklamak take the secret to the grave f.
(bir şeyi) koz olarak saklamak/tutmak keep (something) up (one's) sleeve f.
bir şeyi koz olarak saklamak/tutmak have/keep something up your sleeve f.
uyuşturucunun etkisi altında olduğunu iyi saklamak hold one’s high f.
kendini bir yere saklamak bury oneself in something f.
bir şeyi korunaklı bir şekilde saklamak lay something up in lavender f.
bir şeyi gizli tutmak/saklamak put a lid on something f.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak hide (someone or something) in plain view f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bir yere saklamak hide (someone or something) in plain view f.
(birini/bir şeyi) ortalık yerde saklamak/kamufle etmek hide (someone or something) in plain view f.
kart saklamak be not playing with a full deck [us] f.
herkesten/kamuoyundan saklamak brush (something) under the rug f.
herkesten/kamuoyundan sır olarak saklamak brush (something) under the rug f.
herkesten/kamuoyundan sır gibi saklamak brush (something) under the rug f.
yaptığını saklamak brush (something) under the rug f.
başını kuma gömmek/saklamak bury/hide one's head in the sand f.
devekuşu gibi başını kuma gömmek/saklamak bury/hide one's head in the sand f.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak carry a secret to the grave f.
bir sırrı ölene kadar/ömür boyu saklamak carry a secret to one's grave f.
(bir şeyi) saklamak draw the curtain on (something) f.
(bir şeyi) saklamak gloss over (something) f.
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak hide one's face f.
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak hide one's head f.
(birini/bir şeyi) göz önünde saklamak/görünmez kılmak hide (someone or something) in plain sight f.
(birini/bir şeyi) herkesin görebileceği bir yerde saklamak hide (someone or something) in plain sight f.
utancından yüzünü saklamak/kimsenin yüzüne bakamamak hide face in shame f.
ihtiyat olarak saklamak hold in reserve and keep in reserve f.
(bir şeyi) ihtiyaç olarak/ilerisi için saklamak/tutmak keep (something) by f.
(bir şeyi) başka bir zaman, gün, hafta için saklamak/tutmak keep (something) for another time/day/week f.
(bir şeyi) başka bir zamana, güne, haftaya saklamak keep (something) for another time/day/week f.
(bir şeyi) ileri bir tarihe ertelemek/saklamak keep (something) for another time/day/week f.
(bir şeyi) ihtiyat olarak saklamak keep (something) in reserve f.
(bir şeyi kendine) saklamak keep (something) to (oneself) f.
düşüncelerini kendine saklamak keep own counsel f.
fikirlerini kendine saklamak keep own counsel f.
bir şeyi (birinden) saklamak keep something from (someone) f.
bir şeyi kendine saklamak keep something to yourself f.
sırrı saklamak keep under hat f.
sır olarak saklamak keep under hat f.
olumsuz bir duyguyu/tepkiyi saklamak için yüzündeki ifadeyi değiştirmek rearrange (one's) face f.
zor günler için saklamak save, keep, it for a rainy day f.
ilerisi için saklamak save, keep, it for a rainy day f.
(bir şeyi) ölene/mezara kadar saklamak take (something) to the grave f.
(bir şeyi) hayat boyu saklamak/açık etmemek take (something) to the grave f.
sır olarak saklamak/tutmak take into confidence f.
Trade/Economic
değerli eşya saklamak için kullanılan yer safe deposit i.
meyve ve sebze saklamak için kullanılan hava geçirmez kapaklı bir kavanoz markası kilner jar® i.
muhtemel zararı karşılamak amacıyla birtakım ihtiyatları saklamak suretiyle yapılan kendi kendini sağlama alma eylemi self insurance i.
mallarını saklamak conceal its property f.
rakiplerden bilgi saklamak amacıyla güçlü ya da zayıf olarak düzenlenen (teklif) two-way s.
para saklamak için kullanılan money s.
Law
gerçeği saklamak suretiyle yasal mirasçıları bulunmaması sebebiyle devlete geçmesi gereken mallara sahip olma obreption and subreption i.
cürüm işleyenleri saklamak ve cürüm delillerini yok etmek harboring a felon or removing evidence of felony f.
eşyayı cürmiyeyi satın almak ve saklamak buying or concealing property obtained through felony f.
suçluyu saklamak harbour an outlaw f.
suçluyu saklamak harbour f.
suçluyu saklamak harbor an outlaw f.
suçluyu saklamak reset f.
suçluyu saklamak harbor f.
Technical
değerli belge veya para saklamak için kullanılan dayanıklı metal kutu veya kasa coffer i.
(maden ocağı girişinde işçilerin kıyafetlerini saklamak ve değiştirmek için kullandığı) baraka doghouse i.
yeni adla saklamak save as f.
Computer
renkli grafik dosyaları saklamak için kullanılan raster tabanlı bir format gif i.
(verileri) kopyaladıktan sonra depolama cihazında saklamak hold f.
(dizi gibi yapıları) sonraki öğelerde de kullanılabilecek şekilde ortak havuzda saklamak internalize f.
(dizi gibi yapıları) sonraki öğelerde de kullanılabilecek şekilde ortak havuzda saklamak internalise f.
Television
saklamak amacıyla televizyon programlarını manyetik bant üzerine kaydeden bir cihaz videotape recorder i.
Marine
söküp saklamak rig down f.
demonte edip saklamak rig down f.
parçalarına ayırıp saklamak rig down f.
gemi ambarında saklamak stive [scotland] f.
Printing
(seçilen baskı harfini) saklamak stand f.
seçili baskı harfini saklamak stand f.
Gastronomy
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu vinegarette i.
amonyum tuzu gibi maddeleri saklamak için kullanılan üstü delikli küçük dekoratif şişe veya kutu vinegarrette i.
Biology
biyobankada biyolojik malzeme saklamak biobank f.
Botanic
arka plandaki hoş olmayan görüntüleri saklamak için kullanılan bodur bitkiler facer i.
Agriculture
yem yapmak için (çim, çiçek) kesip kurutmak ve saklamak hay f.
Breeding
açık depoda saklamak yard f.
Apiculture
(balı) kovanda saklamak hive f.
Fishery
balık tuzlamak ve saklamak için kullanılan bir bidon kench i.
History
15. ve 16. yüzyıl avrupasında erkeklerin cinsel bölgelerini saklamak amacıyla giydikleri kumaş parçası codpiece i.
Environment
yoğun kesim yapılmış alanı gözden saklamak için kesilmeden bırakılan dar ormanlık arazi şeridi beauty strip i.
Military
gizli yere saklamak cache f.
Hunting
pusuya yatan avcıyı saklamak üzere eğitilen av atı stalking-horse i.
bir silahı taşımak depolamak için yağlayarak saklamak veya korumak pack a gun f.
(avı) yer altına saklamak earth f.
Volleyball
smaçör saklamak hiding spiker f.
Archaic
depoda saklamak magazine f.
saklamak (parayı, mülkü) detain f.
Slang
homoseksüel bir erkeğin cinsel tercihini saklamak amacıyla topluma romantik bir ilişki yaşıyormuş gibi gösterdiği kız beard i.
cinsel eğilimini sır olarak saklamak be in the closet f.
kıçına yasadışı madde saklamak hoop f.
kendisi için saklamak bogart f.
kıçına kaçak mal saklamak keester f.
kıçına yasadışı madde saklamak hoof f.
(uyuşturucu vb) kıçta saklamak boof f.
Modern Slang
insanların hasta olduklarını saklamak için kullandıkları bir bahane allergy season i.