Geçmiş

quiet

"quiet" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 60 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	quiet i.	sessizlik
2	Yaygın Kullanım	quiet s.	sakin
3	Yaygın Kullanım	quiet s.	sessiz
General
4	Genel	quiet i.	sükunet
5	Genel	quiet i.	huzur
6	Genel	quiet i.	rahatlık
7	Genel	quiet i.	dinginlik
8	Genel	quiet i.	sükut
9	Genel	quiet i.	sükün
10	Genel	quiet i.	hareketsizlik
11	Genel	quiet i.	sakinlik
12	Genel	quiet f.	susmak
13	Genel	quiet f.	sakinleştirmek
14	Genel	quiet f.	yatıştırmak
15	Genel	quiet f.	kandırmak
16	Genel	quiet f.	dindirmek
17	Genel	quiet f.	yatışmak
18	Genel	quiet f.	sakinleşmek
19	Genel	quiet f.	susturmak
20	Genel	quiet f.	hafifletmek
21	Genel	quiet s.	yumuşak huylu
22	Genel	quiet s.	dinlendirici
23	Genel	quiet s.	mazlum
24	Genel	quiet s.	asude
25	Genel	quiet s.	sükuti
26	Genel	quiet s.	rahat
27	Genel	quiet s.	suskun
28	Genel	quiet s.	gizli
29	Genel	quiet s.	huzur veren
30	Genel	quiet s.	gösterişsiz
31	Genel	quiet s.	kendi halinde
32	Genel	quiet s.	dingin
33	Genel	quiet s.	kuytu
34	Genel	quiet s.	huzurlu
35	Genel	quiet s.	nazik
36	Genel	quiet s.	uslu
37	Genel	quiet s.	yavaş
38	Genel	quiet s.	gürültüsüz
39	Genel	quiet s.	asude
40	Genel	quiet s.	durgun
41	Genel	quiet s.	sessiz
42	Genel	quiet s.	sakin
43	Genel	quiet s.	gösterişsiz
44	Genel	quiet s.	sade
45	Genel	quiet s.	yumuşak
46	Genel	quiet s.	uslu
47	Genel	quiet s.	az bilinen
48	Genel	quiet s.	yaygın olmayan
49	Genel	quiet s.	kamu denetiminin dışında olan
50	Genel	quiet s.	dalgasız (su kütlesi)
51	Genel	quiet s.	parlak olmayan (renk)
52	Genel	quiet zf.	heyecansız bir şekilde
53	Genel	quiet zf.	tesirsiz olarak
54	Genel	quiet zf.	eylemsizce
55	Genel	quiet zf.	sessiz bir şekilde
56	Genel	quiet zf.	sakince
Law
57	Hukuk	quiet f.	mülkiyet tespiti yapmak
Technical
58	Teknik	quiet s.	hareketsiz
Computer
59	Bilgisayar	quiet s.	sessiz
Astronomy
60	Gökbilim	quiet s.	inaktif (güneş)

"quiet" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 175 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	keep quiet f.	susmak
2	Yaygın Kullanım	be quiet f.	susmak
3	Yaygın Kullanım	in quiet zf.	sessizce
General
4	Genel	quiet street i.	sakin sokak
5	Genel	quiet street i.	sessiz sokak
6	Genel	quiet horse i.	sakin at
7	Genel	quiet zone i.	telefonun kullanılmaması gereken yerler
8	Genel	quiet zone i.	telefon kullanılmasına müsaade edilmeyen bölge
9	Genel	quiet down f.	dinmek
10	Genel	quiet down f.	yatışmak
11	Genel	become quiet f.	sessizleşmek
12	Genel	keep something quiet f.	örtbas etmek
13	Genel	quiet down f.	susmak
14	Genel	keep quiet f.	uslu durmak
15	Genel	quiet down f.	sakinleşmek
16	Genel	keep something quiet f.	saklamak
17	Genel	be quiet f.	uslu durmak
18	Genel	be quiet f.	uslu oturmak
19	Genel	keep quiet about one's talents f.	içindeki cevheri göstermemek
20	Genel	keep quiet about one's talents f.	yeteneklerini belli etmemek
21	Genel	seem quiet f.	sessiz görünmek
22	Genel	stay quiet on the topic f.	konu hakkında sessiz kalmak
23	Genel	go someplace quiet f.	sessiz bir yere gitmek
24	Genel	have a quiet night in f.	sessiz bir gece geçirmek
25	Genel	as quiet as a mouse s.	gürültü yapmayan
26	Genel	as quiet as a mouse s.	sıkılgan
27	Genel	as quiet as a mouse s.	sessiz
28	Genel	peace and quiet s.	huzurlu
29	Genel	very quiet s.	ağzı var dili yok
30	Genel	as quiet as a mouse s.	çekingen
31	Genel	as quiet as s.	kadar sessiz
32	Genel	quiet and retiring s.	sessiz sedasız
33	Genel	at quiet zf.	sükunette sulh ve asayiş içinde
34	Genel	at quiet zf.	sulh ve asayiş içinde
35	Genel	at quiet zf.	sükunette
36	Genel	in quiet zf.	yavaşça
37	Genel	on the quiet zf.	gizlice
Phrasals
38	Öbek Fiiller	quiet someone down f.	birini sakinleştirmek
39	Öbek Fiiller	keep quiet about something f.	bir konuda konuşmamak/sessiz kalmak
40	Öbek Fiiller	quiet someone down f.	birini susturmak
Phrases
41	İfadeler	always the quiet ones expr.	her zaman sessiz olanlardan korkacaksın
Colloquial
42	Konuşma Dili	a quiet place i.	sessiz bir yer
43	Konuşma Dili	peace and quiet i.	sükunet ve sakinlik
44	Konuşma Dili	quiet and inoffensive s.	kendi halinde
45	Konuşma Dili	on the quiet(p) expr.	gizli kapaklı
46	Konuşma Dili	so quiet you could hear a pin drop expr.	iğne atsan duyulur
47	Konuşma Dili	keep it quiet expr.	kimseye söyleme
48	Konuşma Dili	quiet places expr.	sessiz yerler
49	Konuşma Dili	so quiet you could hear a pin drop expr.	yaprak düşse duyulur
50	Konuşma Dili	let's go some place quiet expr.	daha sessiz/sakin bir yere geçelim
51	Konuşma Dili	let's go some place quiet expr.	daha sessiz/sakin bir yere gidelim
52	Konuşma Dili	let's go some place quiet expr.	gürültüden uzak bir yere gidelim/geçelim
53	Konuşma Dili	let's go some place quiet expr.	gürültüsüz bir yere geçelim/gidelim
54	Konuşma Dili	let's go somewhere quiet expr.	daha sessiz/sakin bir yere geçelim
55	Konuşma Dili	let's go somewhere quiet expr.	daha sessiz/sakin bir yere gidelim
56	Konuşma Dili	let's go somewhere quiet expr.	gürültüden uzak bir yere gidelim/geçelim
57	Konuşma Dili	let's go somewhere quiet expr.	gürültüsüz bir yere geçelim/gidelim
58	Konuşma Dili	lovely and quiet [uk] expr.	çok serin
59	Konuşma Dili	lovely and quiet [uk] expr.	hoş ve serin
60	Konuşma Dili	lovely and quiet [uk] expr.	tatlı/hoş bir serinliği olan
61	Konuşma Dili	lovely and quiet [uk] expr.	hoş bir şekilde serin
62	Konuşma Dili	let's go somewhere where it's quiet expr.	sessiz bir yere gidelim/geçelim
63	Konuşma Dili	tbqh (to be quiet honest) expr.	dürüst olmak gerekirse
64	Konuşma Dili	be quiet! exclam.	sessiz ol!
65	Konuşma Dili	be quiet! exclam.	sus!
Idioms
66	Deyim	quiet reflection i.	düşünerek geçirilen vakit
67	Deyim	quiet reflection i.	sakince düşünmeye ayrılan süre
68	Deyim	quiet reflection i.	sakince düşünme
69	Deyim	quiet reflection i.	dalıp gitme
70	Deyim	quiet reflection i.	derin düşünme
71	Deyim	keep quiet about something f.	bir konuda sessiz kalmak
72	Deyim	keep something quiet f.	bir şeyi gizli tutmak
73	Deyim	be as quiet as a church mouse f.	çıt çıkarmamak
74	Deyim	keep something quiet f.	sır olarak saklamak
75	Deyim	do anything for a quiet life f.	huzurlu olmak için çalışmak
76	Deyim	do anything for a quiet life f.	huzurlu olmak için her şeyi yapmak
77	Deyim	do anything for a quiet life f.	huzurlu bir yaşam için mücadele etmek
78	Deyim	do anything for a quiet life f.	tek istediği huzur olmak
79	Deyim	do anything for a quiet life f.	problemlerden/anlaşmazlıklardan kaçınmak
80	Deyim	do anything for a quiet life f.	huzurunu bozacak şeylerden kaçınmak
81	Deyim	do anything for a quiet life f.	sorunlardan uzak durmak için her şeyi yapmak
82	Deyim	do anything for a quiet life f.	insanların/kimsenin sinirini bozmasına izin vermemek
83	Deyim	do anything for a quiet life f.	insanların rahatını/huzurunu bozmasına izin vermemek
84	Deyim	do anything for a quiet life f.	soruna/probleme mahal vermemek
85	Deyim	do anything for a quiet life f.	problem/sorun yaşamamak için her şeyi yapmak
86	Deyim	do anything for a quiet life f.	rahatsız edilmemek için ne gerekiyorsa yapmak
87	Deyim	do anything for a quiet life f.	huzuru kaçmasın diye ne gerekiyorsa yapmak
88	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	çıt çıkarmamak
89	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	sessiz olmak
90	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	yumuşak başlı olmak
91	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	uysal olmak
92	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	sesi/çıtı çıkmamak
93	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	çok sessiz sakin olmak
94	Deyim	be (as) quiet as a mouse f.	uslu olmak/durmak
95	Deyim	quiet as a lamb s.	aşırı uysal
96	Deyim	as quiet as a lamb s.	aşırı uysal
97	Deyim	(as) quiet as the grave s.	ölüm sessizliğinde
98	Deyim	(as) quiet as the grave s.	ölüm sessizliğine bürünmüş
99	Deyim	(as) quiet as the grave s.	ölü gibi sessiz
100	Deyim	quiet as a mouse s.	sessiz
101	Deyim	quiet as a mouse s.	gürültü yapmayan
102	Deyim	quiet as a mouse s.	çıt çıkarmayan
103	Deyim	quiet as a mouse s.	çok sessiz
104	Deyim	quiet as a mouse s.	sus pus
105	Deyim	quiet as a mouse s.	gürültü yapmadan
106	Deyim	quiet as a mouse s.	çıt çıkarmadan
107	Deyim	on the quiet zf.	sessiz sedasız
108	Deyim	all quiet on the potomac expr.	hiç ses yok
109	Deyim	all quiet on the potomac expr.	çıt çıkmadı
110	Deyim	all quiet on the potomac expr.	hiçbir gelişme yok
111	Deyim	a quiet baby gets no suck expr.	ağlamayana meme yok
112	Deyim	as quiet as a mouse expr.	ağzı var dili yok
113	Deyim	as quiet as a church mouse expr.	çok sessiz
114	Deyim	as quiet as the grave expr.	çok sessiz
115	Deyim	quiet as a church mouse expr.	çok sessiz
116	Deyim	quiet as the grave expr.	çok sessiz
117	Deyim	as quiet as a lamb expr.	çok sakin
118	Deyim	quiet as a lamb expr.	çok sakin
119	Deyim	on the quiet expr.	gizlice
120	Deyim	on the quiet expr.	gizli gizli
121	Deyim	as quiet as the grave expr.	mezar gibi sessiz
122	Deyim	as quiet as the tomb expr.	mezar gibi sessiz
123	Deyim	quiet as a lamb expr.	kuzu gibi
124	Deyim	as quiet as a lamb expr.	kuzu gibi
125	Deyim	(someone had) better keep quiet about it expr.	(biri) bunu anlatmasa/bir şeyden bahsetmese iyi olur
126	Deyim	(someone had) better keep quiet about it expr.	(biri) bunun hakkında sussa/konuşmasa iyi olur
127	Deyim	(someone had) better keep quiet about it expr.	(biri) bunun hakkında çenesini kapalı tutsa iyi olur
Speaking
128	Konuşma	a quiet place i.	sakin bir yer
129	Konuşma	someone better keep quiet about it expr.	anlatmasa/bahsetmese iyi olur
130	Konuşma	better keep quiet about it expr.	anlatmasa/bahsetmese iyi olur
131	Konuşma	he/she is a bit quiet today expr.	bugün biraz sessiz
132	Konuşma	are the children quiet? expr.	çocuklar sessiz mi?
133	Konuşma	are the children quiet? expr.	çocuklar sessizler mi?
134	Konuşma	let's go somewhere where it's more quiet expr.	hadi daha sessiz bir yere gidelim
135	Konuşma	please be quiet expr.	lütfen sessiz ol
136	Konuşma	could you please be quiet? expr.	lütfen sessiz olur musun?
137	Konuşma	quiet down expr.	sessiz olun
138	Konuşma	someone better keep quiet about it expr.	sussa/konuşmasa iyi olur
139	Konuşma	be quiet in the classroom expr.	sınıfta sessiz ol
140	Konuşma	be quiet please expr.	sessiz olun lütfen
141	Konuşma	you have to be quiet expr.	sessiz olmalısın
142	Konuşma	better keep quiet about it expr.	sussa/konuşmasa iyi olur
143	Konuşma	be quiet in the classroom expr.	sınıfta sessiz olalım
144	Konuşma	learn to be quiet expr.	sessiz olmayı öğren
145	Konuşma	be quiet expr.	sessiz ol
146	Konuşma	be quiet in the classroom expr.	sınıfta sessiz olun
147	Konuşma	stand quiet expr.	sessiz olun
148	Konuşma	we have to be quiet expr.	sessiz olmalıyız
149	Konuşma	we have to be quiet expr.	sessiz olmak zorundayız
150	Konuşma	we have to be quiet expr.	sessiz olmamız lazım
151	Konuşma	we have to be quiet expr.	sessiz olmamız gerek
152	Konuşma	my dream house is in a quiet place expr.	hayalimdeki ev sessiz bir yerde
Trade/Economic
153	Ticaret/Ekonomi	quiet market i.	durgun piyasa
154	Ticaret/Ekonomi	quiet asset i.	kısa vadede paraya çevrilebilen kıymet
155	Ticaret/Ekonomi	quiet market i.	sessiz piyasa
156	Ticaret/Ekonomi	quiet enjoyment i.	zilyetlik
157	Ticaret/Ekonomi	quiet quitting i.	sessiz istifa
158	Ticaret/Ekonomi	quiet quitting i.	sessiz (iş) bırakma
159	Ticaret/Ekonomi	quiet quitting i.	sessiz istifa
Law
160	Hukuk	action to quiet title i.	davacının dava konusu olan birşey üzerinde bir hak iddiasında bulunan kişiye karşı açtığı dava
161	Hukuk	quiet enjoyment i.	müdahalesiz kullanım
162	Hukuk	quiet enjoyment i.	zapta karşı tekeffül
163	Hukuk	quiet title f.	mülkiyet üzerindeki belirsizlik ve iddiaları yasal yollarla bertaraf etmek
164	Hukuk	quiet title s.	mülkiyet tespiti ile ilgili
165	Hukuk	quiet title s.	mülkiyet tespitine ait
Technical
166	Teknik	quiet steel i.	dinlendirilmiş çelik
167	Teknik	quiet running engine i.	sessiz çalışan makine
168	Teknik	quiet water i.	sükunetteki su
169	Teknik	radio-quiet s.	radyo suskun
170	Teknik	radio-quiet s.	radyo dalgaları yaymayan
171	Teknik	radio-quiet s.	radyo sessiz
Computer
172	Bilgisayar	quiet mode i.	sessiz mod
Construction
173	İnşaat	quiet lime i.	ince kireç
History
174	Tarih	quiet revolution i.	(kanada) sessiz devrim
Cinema
175	Sinema	all quiet on the western front i.	garp cephesinde yeni bir şey yok