Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
pieces
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"pieces"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Textile
1
Tekstil
pieces
i.
daha kaliteli yünlere eklenmek için seçilen eteklik kumaş parçalar
Music
2
Müzik
pieces
i.
parça
"pieces"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 349 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
pieces of oak
i.
meşe odunu
2
Genel
in small pieces
i.
kuşbaşı
3
Genel
aubergine wrapped around pieces of meat and roasted
i.
patlıcan kebabı
4
Genel
bits and pieces
i.
ıvır zıvır
5
Genel
broken into pieces
i.
un ufak olmuş
6
Genel
breaking into pieces
i.
parçalama
7
Genel
pieces of grilled meat on a stick
i.
çöp kebabı
8
Genel
small pieces of casseroled meat
i.
kuşbaşı
9
Genel
bits and pieces
i.
kırıntılar
10
Genel
five pieces of gold
i.
beşi bir yerde
11
Genel
five pieces of gold
i.
beşlik
12
Genel
two equal pieces
i.
iki eşit parça
13
Genel
two pieces
i.
iki tane
14
Genel
chess pieces
i.
satranç taşları
15
Genel
all the pieces of the puzzle
i.
bulmacanın tüm parçaları
16
Genel
pieces of glass
i.
cam kırıkları
17
Genel
broken pieces of glass
i.
cam kırıkları
18
Genel
glass pieces
i.
cam kırıkları
19
Genel
broken glass pieces
i.
cam kırıkları
20
Genel
missing pieces
i.
kayıp parçalar
21
Genel
missing pieces
i.
eksik parçalar
22
Genel
break to pieces
f.
tuzla buz etmek
23
Genel
fly to pieces
f.
dağılmak
24
Genel
fly to pieces
f.
parçalanmak
25
Genel
take to pieces
f.
parçalamak
26
Genel
go to pieces
f.
fenalıklar geçirmeye veya o zamana kadar gizli tuttuğu her şeyi ifşa etmeye başlamak
27
Genel
go to pieces
f.
dökülmek
28
Genel
be broken to pieces
f.
parça parça olmak
29
Genel
go to pieces
f.
bölünmek
30
Genel
be torn to pieces
f.
paralanmak
31
Genel
cut into pieces
f.
parçalara ayırmak
32
Genel
cut into small pieces
f.
küçük parçalara bölmek
33
Genel
pick to pieces
f.
didiklemek
34
Genel
break into pieces
f.
parçalanmak
35
Genel
be broken into pieces
f.
un ufak olmak
36
Genel
go to pieces
f.
yıkılmak
37
Genel
go to pieces
f.
parçalanmak
38
Genel
fall to pieces
f.
parçalanmak
39
Genel
be broken into small pieces
f.
ufalanmak
40
Genel
be torn to pieces
f.
paramparça olmak
41
Genel
take to pieces
f.
parçalara ayırmak
42
Genel
go to pieces
f.
gücenmek
43
Genel
cut to pieces
f.
parçalara ayırmak
44
Genel
break to pieces
f.
parça parça etmek
45
Genel
break into small pieces
f.
ufalamak
46
Genel
tear to pieces
f.
paralamak
47
Genel
beat somebody all to pieces
f.
pöstekisini sermek
48
Genel
break into pieces
f.
parçalamak
49
Genel
pull something to pieces
f.
bir şeyi parçalara ayırmak
50
Genel
pull to pieces
f.
parçalamak
51
Genel
break into pieces
f.
parçalarına ayırmak
52
Genel
break to pieces
f.
paramparça etmek
53
Genel
be broken to pieces
f.
paramparça olmak
54
Genel
tear to pieces
f.
parçalamak
55
Genel
go to pieces
f.
kırılmak
56
Genel
tear into pieces
f.
parçalara ayırmak
57
Genel
fall to pieces
f.
paramparça olmak
58
Genel
dash to pieces
f.
çarpıp paramparça etmek
59
Genel
cut into small pieces
f.
küçük parçalara ayırmak
60
Genel
break into pieces
f.
parçalara ayırmak
61
Genel
go to pieces
f.
bir olay karşısında kendini tutamayıp ağlamaya başlamak
62
Genel
fall to pieces
f.
yıkılmak
63
Genel
fly to pieces
f.
parça parça olmak
64
Genel
go to pieces
f.
dağılmak
65
Genel
break to pieces
f.
parçalanmak
66
Genel
cut into pieces
f.
doğramak
67
Genel
be torn to pieces
f.
parça parça olmak
68
Genel
go pieces
f.
didik didik olmak
69
Genel
fall apart to pieces
f.
bin parçaya bölünmek
70
Genel
fall apart to pieces
f.
mücadele yeteneğini kaybetmek
71
Genel
break to pieces
f.
tuzla buz olmak
72
Genel
fall to pieces
f.
parçalara ayrılmak
73
Genel
fall to pieces
f.
tuzla buz olmak
74
Genel
break to pieces
f.
parçalara ayrılmak
75
Genel
fall to pieces
f.
dağılmak
76
Genel
take to pieces
f.
sökmek
77
Genel
break something to pieces
f.
paramparça etmek
78
Genel
break up into small pieces
f.
küçük parçalara ayırmak/ayrılmak
79
Genel
break up into small pieces
f.
tuzla buz olmak
80
Genel
put the pieces together
f.
parçaları bir araya getirmek
81
Genel
go to pieces
f.
sağlığını kaybetmek
82
Genel
consisting of several pieces
s.
çok parçadan oluşan
83
Genel
containing five pieces
s.
beşlik
84
Genel
holding six pieces
s.
altılık
85
Genel
in pieces
s.
paramparça
86
Genel
all in pieces
s.
paramparça
87
Genel
fallen to pieces
s.
hurdahaş
88
Genel
pulled to pieces
s.
parçalara ayrılmış
89
Genel
shot to pieces
s.
darmadağınık olmuş
90
Genel
shot to pieces
s.
tamamen bozulmuş
91
Genel
shot to pieces
s.
bozulmuş
92
Genel
consisting of several pieces
s.
çok parçalı
93
Genel
two pieces
s.
iki adet
94
Genel
hacked to pieces
s.
lime lime doğranmış
95
Genel
by pieces
zf.
parça parça
96
Genel
in pieces
zf.
parça parça
97
Genel
in pieces
zf.
parçalar halinde
98
Genel
in small pieces
zf.
ufak ufak
99
Genel
(all) to pieces
zf.
tamamen
100
Genel
(all) to pieces
zf.
bütünüyle
101
Genel
(all) to pieces
zf.
parça parça hale
102
Genel
(all) to pieces
zf.
darmadağın hale
Phrases
103
İfadeler
all the pieces finally clicked into place
expr.
sonunda taşlar yerine oturdu
Colloquial
104
Konuşma Dili
bits and pieces
i.
döküntüler
105
Konuşma Dili
bits and pieces
i.
ıvır zıvır
106
Konuşma Dili
bits and pieces
i.
ufak tefek şeyler
107
Konuşma Dili
that beats something all to pieces [rural]
f.
bir şeyden çok daha iyi olmak
108
Konuşma Dili
that beats something all to pieces [rural]
f.
bir şeyi sollamak
109
Konuşma Dili
that beats something all to pieces [rural]
f.
bir şeyin tozunu attırmak
110
Konuşma Dili
that beats something all to pieces [rural]
f.
bir şeyden gömlek gömlek üstün olmak
111
Konuşma Dili
be (all) shot (to pieces)
f.
paramparça olmak
112
Konuşma Dili
be (all) shot (to pieces)
f.
harap olmak
113
Konuşma Dili
be (all) shot (to pieces)
f.
yıkılmak
114
Konuşma Dili
be (all) shot (to pieces)
f.
bozulmak
115
Konuşma Dili
be (all) shot (to pieces)
f.
mahvolmak
116
Konuşma Dili
now, all the pieces of the puzzle are falling into place
expr.
(hah şimdi) taşlar yerine oturdu işte
117
Konuşma Dili
in bits and pieces
expr.
paramparça
118
Konuşma Dili
in bits and pieces
expr.
tuzla buz
119
Konuşma Dili
in bits and pieces
expr.
küçük parçalar halinde
120
Konuşma Dili
in bits and pieces
expr.
ufak tefek
Idioms
121
Deyim
thirty pieces of silver
i.
hainliğin sembolü
122
Deyim
thirty pieces of silver
i.
ihanetin sembolü
123
Deyim
rip (someone or something) to pieces
f.
yerin dibine batırmak
124
Deyim
rip (someone or something) to pieces
f.
yerden yere vurmak/çalmak
125
Deyim
rip (someone or something) to pieces
f.
olumsuz/fena/çok kötü eleştirmek
126
Deyim
rip (someone or something) to pieces
f.
bütün kusurlarını yüzüne vurmak
127
Deyim
pick somebody/something to pieces
f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek
128
Deyim
pick somebody/something to pieces
f.
kılı kırk yararcasına eleştirmek
129
Deyim
pick somebody/something to pieces
f.
tek tek gözler önüne sermek
130
Deyim
pull somebody/something to pieces
f.
kıyasıya/acımasızca eleştirmek
131
Deyim
pull somebody/something to pieces
f.
kılı kırk yararcasına eleştirmek
132
Deyim
pull somebody/something to pieces
f.
tek tek gözler önüne sermek
133
Deyim
pick to pieces
f.
acımasızca eleştirmek
134
Deyim
pull to pieces
f.
acımasızca eleştirmek
135
Deyim
pick someone to pieces
f.
acımasızca eleştirmek
136
Deyim
pick to pieces
f.
ağır biçimde eleştirmek
137
Deyim
pick someone to pieces
f.
ağır biçimde eleştirmek
138
Deyim
pick someone to pieces
f.
birisini çok ağır bir biçimde eleştirmek
139
Deyim
fall to pieces
f.
bozulmak
140
Deyim
pull someone to pieces
f.
birisini çok ağır bir biçimde eleştirmek
141
Deyim
go to pieces
f.
bozulmak
142
Deyim
fall to pieces
f.
bin parça olmak
143
Deyim
cut to pieces
f.
bozguna uğratmak
144
Deyim
thrill someone to pieces
f.
birisini çok heyecanlandırmak
145
Deyim
go all to pieces
f.
çok kötü duruma düşmek
146
Deyim
cut to pieces
f.
hezimete uğratmak
147
Deyim
pick up the pieces
f.
eski durumuna gelmeye çalışmak
148
Deyim
pick up the pieces
f.
işleri düzene sokmak
149
Deyim
go to pieces
f.
işlevini kaybetmek
150
Deyim
pick up the pieces
f.
kendine gelmek
151
Deyim
go to pieces
f.
morali bozulmak
152
Deyim
fall to pieces
f.
kırılmak
153
Deyim
go to pieces
f.
kendini kaybetmek
154
Deyim
be thrilled to pieces
f.
sevinçten neredeyse kalbi durmak
155
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
paramparça etmek
156
Deyim
be thrilled to pieces
f.
sevinçten çılgına dönmek
157
Deyim
pull to pieces
f.
sert biçimde eleştirmek
158
Deyim
be thrilled to pieces
f.
sevinçten deliye dönmek
159
Deyim
fall to pieces
f.
parçalanmak
160
Deyim
rip to pieces
f.
paramparça etmek
161
Deyim
break something to pieces
f.
paramparça etmek
162
Deyim
fall to pieces
f.
paramparça olmak
163
Deyim
go to pieces
f.
ruhsal/zihinsel çöküntüye uğramak
164
Deyim
break something into small pieces
f.
paramparça etmek
165
Deyim
cut to pieces
f.
parçalara ayırmak
166
Deyim
go to pieces
f.
paramparça olmak
167
Deyim
dash something to pieces
f.
paramparça etmek
168
Deyim
break something into small pieces
f.
tuzla buz etmek
169
Deyim
dash something to pieces
f.
tuzla buz etmek
170
Deyim
pick up the pieces
f.
yaşanılan sorunun etkilerini yok etmeye çalışmak
171
Deyim
blow someone or something to pieces
f.
(patlama sonrası) paramparça etmek
172
Deyim
thrill someone to pieces
f.
yüreğini hoplatmak
173
Deyim
thrill someone to pieces
f.
yürek hoplatmak
174
Deyim
fall to pieces
f.
(duygusal anlamda) darmadağın olmak
175
Deyim
pick up the pieces
f.
(bir afetten vb sonra) yaralarını sarmak
176
Deyim
pick somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
177
Deyim
pick somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyi/birini sert bir şekilde eleştirmek
178
Deyim
pick somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak
179
Deyim
pick somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin/birinin negatif yönlerine odaklanmak
180
Deyim
pick somebody/something to bits/pieces
f.
bir şey hakkında kılı kırk yarmak
181
Deyim
pull somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin ıncığını cıncığını çıkarmak
182
Deyim
pull somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyi/birini sert bir şekilde eleştirmek
183
Deyim
pull somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak
184
Deyim
pull somebody/something to bits/pieces
f.
bir şeyin/birinin negatif yönlerine odaklanmak
185
Deyim
pull somebody/something to bits/pieces
f.
bir şey hakkında kılı kırk yarmak
186
Deyim
shoot to pieces
f.
defalarca vurmak
187
Deyim
shoot to pieces
f.
delik deşik etmek
188
Deyim
shoot to pieces
f.
bir iddiayı, tezi, davayı çürütmek
189
Deyim
shoot to pieces
f.
bir iddianın, tezin, davanın kusurlarını/hatalarını bulmak
190
Deyim
shoot to pieces
f.
bir iddiayı, tezi, davayı yerle bir etmek
191
Deyim
take to pieces
f.
dövmek
192
Deyim
take to pieces
f.
pataklamak
193
Deyim
take to pieces
f.
dayak atmak
194
Deyim
take to pieces
f.
ağzını bununu dağıtmak
195
Deyim
take to pieces
f.
evire çevire dövmek
196
Deyim
take to pieces
f.
üste çıkmak
197
Deyim
take to pieces
f.
baskın çıkmak
198
Deyim
take to pieces
f.
alt etmek
199
Deyim
take to pieces
f.
savlarını çürütmek
200
Deyim
take to pieces
f.
yerle bir etmek
201
Deyim
take to pieces
f.
hakkından gelmek
202
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) yerden yere vurmak
203
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) yerin dibine batırmak
204
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) fena benzetmek
205
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) haşlamak
206
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birinin/bir şeyin) ağzına sıçmak/etmek
207
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) saldırgan/ağır bir şekilde eleştirmek
208
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) paylamak
209
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birine/bir şeye) fırça çekmek
210
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) topa tutmak
211
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birine/bir şeye) çıkışmak
212
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) paralamak
213
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) kınamak
214
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) paramparça etmek
215
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) mahvetmek
216
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) darmadağın etmek
217
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birine/bir şeye) zarar vermek
218
Deyim
tear (someone or something) to pieces
f.
(birine/bir şeye) hasar vermek
219
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
220
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi yerin dibine batırmak
221
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi fena benzetmek
222
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi saldırgan/ağır bir şekilde eleştirmek
223
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi topa tutmak
224
Deyim
tear somebody/something to pieces/shreds
f.
birini/bir şeyi kınamak
225
Deyim
tear something to pieces/shreds
f.
bir şeyi parçalara ayırmak
226
Deyim
tear something to pieces/shreds
f.
bir şeyi mahvetmek
227
Deyim
tear something to pieces/shreds
f.
bir şeyi paramparça etmek
228
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi yerden yere vurmak
229
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi yerin dibine batırmak
230
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi fena benzetmek
231
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi saldırgan/ağır bir şekilde eleştirmek
232
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi topa tutmak
233
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi parçalara ayırmak
234
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi mahvetmek
235
Deyim
tear someone or something to pieces
f.
birini/bir şeyi paramparça etmek
236
Deyim
beat (something) all to pieces
f.
(bir şeyden) çok daha iyi olmak
237
Deyim
beat (something) all to pieces
f.
(bir şeyi) sollamak
238
Deyim
beat (something) all to pieces
f.
(bir şeyin) tozunu attırmak
239
Deyim
beat (something) all to pieces
f.
(bir şeyden) gömlek gömlek üstün olmak
240
Deyim
love to pieces
f.
çok etkilenmek
241
Deyim
love to pieces
f.
çok sevmek
242
Deyim
love to pieces
f.
çok aşık olmak
243
Deyim
love to pieces
f.
her şeyiyle sevmek
244
Deyim
pick something to pieces
f.
bir şeyde küçük delikler açmak
245
Deyim
pick something to pieces
f.
bir şeyi delmek
246
Deyim
pick something to pieces
f.
bir şeyde delikler açmak
247
Deyim
tickle (one) to pieces
f.
(birini) çok memnun etmek
248
Deyim
tickle (one) to pieces
f.
(birini) çok hoşnut etmek
249
Deyim
tickle (one) to pieces
f.
(birini) çok mutlu etmek
250
Deyim
tickle (one) to pieces
f.
(birini) çok sevindirmek
251
Deyim
tickle (one) to pieces
f.
(birini) zevkten dört köşe etmek
252
Deyim
blow something to pieces
f.
bir şeyi çürütmek
253
Deyim
blow something to pieces
f.
bir şeyi paramparça etmek
254
Deyim
blow something to pieces
f.
bir şeyi yerle bir etmek
255
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) paramparça etmek
256
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) feci şekilde yaralamak
257
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) sakat bırakmak
258
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) vahşice öldürmek
259
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) hezimete uğratmak
260
Deyim
cut (someone) to pieces
f.
(birini) bozguna uğratmak
261
Deyim
cut (something) to pieces
f.
(bir şeyi) parçalara ayırmak
262
Deyim
cut (something) to pieces
f.
(bir şeyi) küçük parçalar halinde kesmek
263
Deyim
hack (something) to pieces
f.
(bir şeyi) parça pinçik etmek
264
Deyim
hack (something) to pieces
f.
(bir şeyi) didik didik etmek
265
Deyim
hack (something) to pieces
f.
(bir şeyin) ıncığını cıncığını çıkarmak
266
Deyim
hack (something) to pieces
f.
(bir şeyi) bölük pörçük etmek
267
Deyim
hack (something) to pieces
f.
(bir şeyi) un ufak etmek
268
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) didik didik etmek
269
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(biri/bir şey) hakkında kılı kırk yarmak
270
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(birinin/bir şeyin) ıncığını cıncığını çıkarmak
271
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(birinin/bir şeyin) negatif yönlerine odaklanmak
272
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) kılı kırk yararcasına eleştirmek
273
Deyim
pick (someone or something) to pieces
f.
(birini/bir şeyi) acımasızca eleştirmek
274
Deyim
break into small pieces
f.
parçalanmak
275
Deyim
thrill to pieces
f.
çok heyecanlandırmak
276
Deyim
thrill to pieces
f.
yüreğini hoplatmak
277
Deyim
thrill to pieces
f.
yürek hoplatmak
278
Deyim
shot to pieces
s.
mahvolmuş
279
Deyim
shot to pieces
s.
kafayı bulmuş
280
Deyim
shot to pieces
s.
paramparça
281
Deyim
shot to pieces
s.
sarhoş
282
Deyim
tickled to pieces
s.
çok memnun olmuş/edilmiş
283
Deyim
tickled to pieces
s.
çok hoşnut olmuş/edilmiş
284
Deyim
tickled to pieces
s.
çok mutlu olmuş/edilmiş
285
Deyim
tickled to pieces
s.
çok sevinmiş/sevindirilmiş
286
Deyim
tickled to pieces
s.
zevkten dört köşe olmuş/edilmiş
287
Deyim
thrilled to pieces
expr.
çok sevinmiş
288
Deyim
shot to pieces
expr.
dağılmış
289
Deyim
shot to pieces
expr.
çürütülmüş (fikir)
290
Deyim
thrilled to pieces
expr.
çok heyecanlanmış
291
Deyim
thrilled to pieces
expr.
sevinçten/heyecandan kalbi duracak gibi
292
Deyim
shot to pieces
expr.
zil zurna sarhoş
293
Deyim
to pieces
expr.
parçalara
294
Deyim
to pieces
expr.
küçük parçalara
295
Deyim
to pieces
expr.
paramparça
296
Deyim
to pieces
expr.
büyük ölçüde
297
Deyim
to pieces
expr.
çok
298
Deyim
to pieces
expr.
(duygusal olarak) yıkılmış/çökmüş
299
Deyim
to pieces
expr.
içi parçalanmış
300
Deyim
to pieces
expr.
mahvolmuş
301
Deyim
to pieces
expr.
fiyasko
302
Deyim
to pieces
expr.
yerle bir olmuş
Speaking
303
Konuşma
I know pieces
expr.
bölük pörçük bir şeyler biliyorum
304
Konuşma
how many pieces are there?
expr.
kaç parça var?
305
Konuşma
that beats something all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) çok daha iyi
306
Konuşma
that beats all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) her haliyle çok daha iyi
307
Konuşma
that beats all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) bin basar
308
Konuşma
that beats all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) çok daha iyi
309
Konuşma
that beats something all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) bin basar
310
Konuşma
that beats something all to pieces
expr.
(iki şeyi karşılaştırırken) her haliyle çok daha iyi
Trade/Economic
311
Ticaret/Ekonomi
in pieces
expr.
parçalı olarak
Law
312
Hukuk
unidentified body pieces
i.
kimliği tespit edilemeyen ceset parçaları
Technical
313
Teknik
crescent test pieces
i.
ay şeklinde deney parçaları
314
Teknik
preparation of tubular test pieces
i.
boru şeklindeki deney parçalarının hazırlanması
315
Teknik
tensile test pieces
i.
çekme deneyi parçaları
316
Teknik
rules of sampling and selection or test pieces
i.
deney parçalarının seçimi ve numune alma kuralları
317
Teknik
preparation and treatment of test pieces
i.
deney numunelerinin hazırlanması ve işleme tabi tutulması
318
Teknik
work pieces surface characteristics
i.
iş parçaları yüzey karakteristikleri
319
Teknik
sand-cast pieces
i.
kuma dökülmüş parçalar
320
Teknik
small test pieces
i.
küçük deney parçaları
321
Teknik
medium sized test pieces
i.
orta ölçüdeki deney parçaları
322
Teknik
preparation of samples and test pieces
i.
numune ve deney parçalarının hazırlanması
323
Teknik
scandium dendritic pieces
i.
skandiyum dallantı parçaları
324
Teknik
silicon pieces
i.
silisyum parçaları
325
Teknik
sodium pieces
i.
sodyum parçacıkları
326
Teknik
strontium dendritic pieces
i.
stronsiyum dallantı parçaları
327
Teknik
filtering face pieces
i.
süzme maskeleri
328
Teknik
sampling of powders using sintered test pieces
i.
tozlardan sinterlenmiş deney parçalarından numune alma
329
Teknik
rag pieces
i.
üstüpü parçaları
330
Teknik
bonded test pieces
i.
yapıştırılmış deney parçaları
331
Teknik
fatigue test pieces
i.
yorulma deney parçaları
Textile
332
Tekstil
a heavy lace of linen pieces joined by embroidery
i.
güpür
Construction
333
İnşaat
polished and etched test pieces
i.
parlatılmış ve aşındırılmış deney numuneleri
334
İnşaat
repair pieces
i.
tamir parçaları
Marine
335
Denizcilik
quarter pieces
i.
geminin kıçındaki tekne kaburgaları
Medical
336
Medikal
reniform pieces
i.
böbrek şeklinde parçalar
Gastronomy
337
Mutfak
grilled small pieces of meat on wooden skewers
i.
çöp şiş
338
Mutfak
meat cut into morsel sized pieces
i.
kuşbaşı et
Chemistry
339
Kimya
yttrium dendritic pieces
i.
itriyum dallantılı parçalar
Education
340
Eğitim
knowledge-in-pieces
i.
parçalı bilgi
Military
341
Askeri
artillery pieces
i.
topçu silahları
Football
342
Futbol
set-pieces
i.
duran toplar
Slang
343
Argo
be shot to pieces
f.
paramparça olmak
344
Argo
be shot to pieces
f.
harap olmak
345
Argo
be shot to pieces
f.
mahvolmak
346
Argo
be shot to pieces
f.
başarısız olmak
347
Argo
be shot to pieces
f.
suya düşmek
348
Argo
be shot to pieces
f.
yıkılmak
Star Wars
349
Star Wars
pets' "n" pieces
i.
evcil hayvanlar' "v" parçalar
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of pieces
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy