dikkatle - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dikkatle



"dikkatle" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dikkatle with care zf.
General
dikkatle gingerly zf.
dikkatle minutely zf.
dikkatle carefully zf.
dikkatle intently zf.
dikkatle warily zf.
dikkatle delicately zf.
dikkatle closely zf.
dikkatle attentively zf.
dikkatle shily zf.
dikkatle shyly zf.
dikkatle scrupulously zf.
dikkatle acutely zf.
dikkatle cannily zf.
dikkatle nicely zf.
dikkatle tenderly zf.
dikkatle tentifly [obsolete] zf.
dikkatle intently zf.
dikkatle attently [obsolete] zf.
dikkatle assiduously zf.
dikkatle wistly zf.
dikkatle ginger [dialect] zf.
dikkatle circumspectively zf.
dikkatle deliberately zf.
Archaic
dikkatle wishly zf.

"dikkatle" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 196 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dikkatle bakmak regard f.
General
dikkatle bakma scrutiny i.
dikkatle hazırlanma elaboration i.
dikkatle bakma beholding i.
dikkatle seyretme contemplation i.
dikkatle izleme contemplation i.
dikkatle işleyen elaborator i.
dikkatle okuma perusal i.
dikkatle inceleyen scrutiniser i.
dikkatle inceleme scrutinizing i.
dikkatle inceleyen scrutinizer i.
dikkatle inceleme scrutinising i.
dikkatle dinleme audition i.
karşıt grup, fikir veya faaliyetlerin dikkatle dengelenmesini gerektiren durum balancing act i.
dikkatle inceleme close quarters i.
dikkatle izleme contemplance i.
dikkatle soyutlama prescission i.
dikkatle bakan kimse surveyor i.
dikkatle dinlemek be all ears f.
dikkatle bakmak scrutinize f.
dikkatle incelemek scrutinize f.
bakmak (dikkatle) stare at f.
dikkatle okumak perusal f.
dikkatle seyretmek contemplate f.
dikkatle gözden geçirmek examine f.
dikkatle dinlemeye başlamak prick up one's ears f.
dikkatle bakmak measure f.
dikkatle bakmak regard f.
dikkatle incelemek anatomize f.
dikkatle incelemek traverse f.
dikkatle bakmak peer f.
dikkatle bakmak rock bunting f.
karanlıkta hayal meyal görünen birşeye dikkatle bakmak peer f.
koymak (dikkatle) lay f.
dikkatle okumak con f.
dikkatle okumak peruse f.
dikkatle bakmak eye f.
dikkatle bakmak look carefully f.
dikkatle yerleştirmek ease f.
dikkatle ayırmak anatomize f.
dikkatle bakmak behold f.
dikkatle gözden geçirmek rake through f.
dikkatle izlemek contemplate f.
dikkatle bakmak observe f.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick one's way through f.
dikkatle incelemek scrutinise f.
dikkatle gözden geçirmek scrutinize f.
dikkatle incelemek examine closely f.
dikkatle bakmak glout f.
dikkatle dinlemek pay close attention f.
-e dikkatle bakmak peer at f.
-e dikkatle bakmak peer into f.
dikkatle düşünmek cogitate f.
dikkatle incelemek dissect f.
dikkatle incelemek vet f.
dikkatle dinlemek pay attention to f.
dikkatle boşaltmak decant f.
dikkatle bakmak scrutinise f.
dikkatle ayırmak anatomise f.
dikkatle gözden geçirmek scrutinise f.
dikkatle incelemek anatomise f.
konuya dikkatle yaklaşmak approach the subject with caution f.
konuya dikkatle yaklaşmak approach the subject carefully f.
bir şeyi dikkatle izlemek pree f.
bir şeyi dikkatle izlemek watch something carefully f.
bir şeyi dikkatle seyretmek watch something carefully f.
bir şeye dikkatle bakmak pree f.
bir şeye derinlemesine/dikkatle bakmak look deep into something f.
dikkatle bakmak consider f.
dikkatle gözden geçirmek ranshackle [obsolete] f.
sessizce ve dikkatle hareket etmek tiptoe f.
dikkatle dinlemek take heed to f.
(bir şeyin altından) dikkatle bakmak underpeer f.
(bir şeyin altından) hayal meyal görünen bir şeye dikkatle bakmak underpeer f.
dikkatle inceleyip açıklamak unpick f.
dikkatle bakmak eyeball f.
dikkatle seçmek handpick f.
dikkatle seçmek handpick f.
dikkatle seçmek hand-pick f.
dikkatle düşünmek measure f.
dikkatle seçmek measure f.
dikkatle bakmak have a look f.
bilgi edinmek veya yeni bir şey fark etmek için dikkatle elden geçirmek glean f.
dikkatle bakmak glower [dialect] [uk] f.
dikkatle bakmak ogle f.
dikkatle bakmak ogle f.
dikkatle bakmak rivet f.
dikkatle seçmek fasten f.
(topa veya hokey pakına) hafifçe ve dikkatle vurmak feather f.
(belirli bir bölümü bulmak için) dikkatle araştırmak sieve f.
dikkatle değerlendirmek consider f.
dikkatle işlenmiş elaborated s.
dikkatle izleyen attentive s.
dikkatle hazırlanmış elaborate s.
dikkatle işlenmiş elaborate s.
dikkatle incelenmiş scrutinized s.
dikkatle incelenmiş scrutinised s.
dikkatle yapan painstaking s.
dikkatle seçilmiş hand-picked s.
dikkatle inceleyen emissitious s.
dikkatle incelenmemiş unexamined s.
dikkatle gözden geçirilmemiş unexamined s.
dikkatle işlenmiş lapidary s.
dikkatle incelenmemiş unscrutinized s.
dikkatle incelenmemiş unsifted s.
dikkatle incelenmemiş unsight s.
dikkatle planlanmış buttoned-up s.
dikkatle çalıştırılmış buttoned-up s.
dikkatle incelenmiş buttoned-up s.
(başkasının) ihtiyaç ve isteklerini aşırı dikkatle yerine getiren overattentive s.
dikkatle bakan peery s.
dikkatle ayırt edici olan discriminate s.
dikkatle bakan gazeful [obsolete] s.
(özellikle göz/bakış) dikkatle takip eden single s.
büyük bir dikkatle gingerly zf.
üzerinde dikkatle durarak elaborately zf.
aşırı dikkatle overcautiously zf.
azami özen ve dikkatle royally zf.
büyük bir dikkatle smickly [obsolete] zf.
Phrasals
dikkatle gözden geçirmek rake over f.
bir yerden dikkatle çıkmak nose out f.
dikkatle uymak watch over f.
(iki veya daha çok kişi veya şey) adımlarını dikkatle atmak step between (someone or something) f.
dikkatle arkaya doğru çekmek ease back f.
dikkatle bir noktaya yönelmek zero in f.
dikkatle takip etmek stand over f.
bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak ease (someone or something) along f.
dikkatle üzerine eğilmek bear down f.
(bir şeyin) dikkatle üzerine eğilmek bear down on (something) f.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak peer at (someone or something) f.
arasında dikkatle aramak pick through f.
(bir şeyin) arasında dikkatle aramak pick through (something) f.
(bir şeyi) dikkatle gözden geçirmek rake through (something) f.
'-e dikkatle bakmak stare into f.
(bir şeye) dikkatle bakmak stare into (something) f.
Colloquial
dikkatle ele almak hash f.
dikkatle dinle listen carefully expr.
Idioms
(birisinin) dikkatle değerlendirme yapılmış fikri (one's) considered opinion i.
dikkatle değerlendirme yapılmış fikriniz your considered opinion i.
dikkatle bakmak dap eyes on f.
dikkatle nişan almak draw a bead on f.
dikkatle bakmak lay eyes on f.
dikkatle bakmak/izlemek have one's beady eye on someone f.
dikkatle izlemek watch like a hawk f.
dikkatle bakmak/izlemek have beady eye on f.
dikkatle bakmak set eyes on f.
(ağaçlık/sazlık vb) arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek make one's way through something f.
(ağaçlık/sazlık vb) arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek pick one's way through something f.
dikkatle dinlemeye başlamak perk up (one's) ears f.
birinin dikkatle dinleyeceği bir şey söylemek/yapmak perk up (one's) ears f.
dikkatle dinlemek pin back (one's) ears f.
dikkatle dinlemeye başlamak pin back your ears [old-fashioned] [uk] f.
dikkatle bakmak/izlemek cock an eye at somebody/something f.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek keep a beady eye on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) dikkatle/yakından takip etmek keep one's beady eye on (someone or something) f.
dikkatle dinlemek pin back (one's) ears [uk] f.
dikkatle değerlendirmek walk around f.
dikkatle hedef almak get a bead on f.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak cock an eye at (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek cock an eye at (someone or something) f.
dikkatle dinlememek listen with half an ear f.
dikkatle dinlemek be all ears f.
dikkatle dinlemek be all ears f.
dikkatle bakmak clap one's eyes on f.
dikkatle bakmak lay one's eyes on f.
dikkatle bakmak set one's eyes on f.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak cock an eye at (someone or something) f.
dikkatle dinlemek cock your ear f.
(bir şeye) dikkatle bakmak get a load f.
(bir şeyi) dikkatle dinlemek give heed to (something) f.
(birini/bir şeyi) dikkatle dinlemek give/pay heed (to somebody/something) f.
(birini/bir şeyi) dikkatle dinlemek take heed (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak have (one's) beady eye on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek have (one's) beady eye on (someone or something) f.
(birine/bir şeye) dikkatle bakmak have a beady eye on (someone or something) f.
arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek make (one's) way through f.
arasından dikkatle ve yavaş yavaş ilerlemek pick way through f.
(ağaçlık/sazlık) arasından dikkatle ve ağır ağır ilerlemek pick way through f.
dikkatle yapmak soft shoe f.
(birini/bir şeyi) dikkatle izlemek watch (someone or something) like a hawk f.
boyunca dikkatle ilerlemek work (one's) way along f.
büyük bir heves ve dikkatle with both hands zf.
dikkatle değerlendirdikten sonra on mature consideration zf.
dikkatle değerlendirdikten sonra on mature reflection zf.
dikkatle dinleyen all ears expr.
dikkatle dinleyen all ears expr.
(kutsal bir metni) dikkatle oku ve içselleştir mark, learn, and inwardly digest expr.
dikkatle oku, öğren ve içselleştir mark, learn, and inwardly digest expr.
Speaking
beni dikkatle dinle prick up your ears expr.
beni dikkatle dinle listen to me very carefully expr.
beni dikkatle dinle prick your ears up expr.
dikkatle kullanın use with care expr.
Politics
dikkatle izlemeyi sürdürmek keep the matter under review f.
Technical
dikkatle gözden geçirmek ransack f.
Latin
okurun dikkatine, okurun dikkatle okuması gerekebilir anlamında latince söz caveat lector expr.
Archaic
dikkatle dinlemek hearken f.