Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
ease
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"ease"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 41 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
ease
i.
kolaylık
2
Yaygın Kullanım
ease
i.
içi rahat olma
3
Yaygın Kullanım
ease
i.
rahatlık
4
Yaygın Kullanım
ease
i.
rahat
5
Yaygın Kullanım
ease
f.
rahatlamak
6
Yaygın Kullanım
ease
f.
kolaylaştırmak
7
Yaygın Kullanım
ease
f.
rahatlatmak
8
Yaygın Kullanım
ease
f.
hafifletmek
General
9
Genel
ease
i.
içi rahat olma
10
Genel
ease
i.
ferah
11
Genel
ease
i.
sıkıntısızlık
12
Genel
ease
i.
konfor
13
Genel
ease
i.
dinme
14
Genel
ease
i.
kolaylık
15
Genel
ease
i.
gönence
16
Genel
ease
i.
safa
17
Genel
ease
i.
sühulet
18
Genel
ease
i.
rahatlık
19
Genel
ease
i.
serbestlik
20
Genel
ease
i.
huzur
21
Genel
ease
i.
refah
22
Genel
ease
i.
genişlik
23
Genel
ease
i.
rahat
24
Genel
ease
f.
hafifletmek
25
Genel
ease
f.
gevşetmek
26
Genel
ease
f.
rahatlamak
27
Genel
ease
f.
yatıştırmak
28
Genel
ease
f.
dindirmek
29
Genel
ease
f.
rahatlatmak
30
Genel
ease
f.
yavaş yavaş hareket ettirmek
31
Genel
ease
f.
dikkatle yerleştirmek
32
Genel
ease
f.
kolaylaştırmak
33
Genel
ease
f.
sıkıntıdan kurtarmak
34
Genel
ease
f.
rahat ettirmek
35
Genel
ease
f.
ağrıdan kurtarmak
36
Genel
ease
f.
kolaylık getirmek
37
Genel
ease
f.
yavaş yavaş geçmek
38
Genel
ease
f.
önünü açmak
Trade/Economic
39
Ticaret/Ekonomi
ease
i.
hafif düşüş (fiyat)
Textile
40
Tekstil
ease
i.
kumaş fazlalığını dağıtma
Marine
41
Denizcilik
ease
f.
kaloma vermek
"ease"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 338 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
ease of mind
i.
hafiflik
2
Genel
ease of use
i.
kullanım kolaylığı
3
Genel
great ease
i.
büyük kolaylık
4
Genel
ease of use
i.
kullanım rahatlığı
5
Genel
ease of handling
i.
kullanım kolaylığı
6
Genel
ease of handling and storage
i.
depolama ve taşıma kolaylığı
7
Genel
self-ease
i.
bedensel rahatlık
8
Genel
self-ease
i.
vücut rahatlığı
9
Genel
self-ease
i.
fiziksel rahatlık
10
Genel
ill ease
i.
huzursuzluk
11
Genel
ill ease
i.
tedirginlik
12
Genel
ill ease
i.
sıkıntı
13
Genel
ill ease
i.
rahatsızlık
14
Genel
heart's-ease
i.
gönül rahatlığı
15
Genel
heart's-ease
i.
iç rahatlığı
16
Genel
ease off
f.
gevşemek
17
Genel
ease off
f.
azalmak
18
Genel
be at ease
f.
rahat etmek
19
Genel
ease up
f.
gevşetmek
20
Genel
take one's ease
f.
keyfine bakmak
21
Genel
ease off
f.
hafiflemek
22
Genel
set someone at ease
f.
birini rahatlatmak
23
Genel
be at ease
f.
müsterih olmak
24
Genel
ease up
f.
genişlemek
25
Genel
put somebody's mind at ease
f.
yüreğine su serpmek
26
Genel
ease off
f.
inmek
27
Genel
ease off
f.
yavaşlamak
28
Genel
ease off
f.
gevşetmek
29
Genel
feel at ease
f.
içi rahat etmek
30
Genel
ease out
f.
görevden uzaklaştırmak
31
Genel
feel at ease
f.
rahat hissetmek
32
Genel
ease one's burden
f.
yükünü hafifletmek
33
Genel
feel at ease
f.
içi rahat olmak
34
Genel
ease the burden
f.
yükü hafiflemek
35
Genel
ease one's pain
f.
acısını dindirmek
36
Genel
ease one's distress
f.
acısını hafifletmek
37
Genel
ease ones's pains
f.
ağrılarını dindirmek
38
Genel
ease worry
f.
endişe gidermek
39
Genel
put somenone's mind at ease
f.
içine su serpmek
40
Genel
set someone's mind at ease
f.
içine su serpmek
41
Genel
ease the tension
f.
gerilimi azaltmak
42
Genel
ease one’s conscience
f.
vicdanını rahatlatmak
43
Genel
ease one’s suffering
f.
acısını dindirmek
44
Genel
ease a car into a narrow space
f.
arabayı dar/sıkışık bir yere yerleştirmek/park etmek
45
Genel
ease the life
f.
yaşamı kolaylaştırmak
46
Genel
ease the life
f.
hayatı kolaylaştırmak
47
Genel
rest at ease
f.
rahat olmak
48
Genel
ease someone's pain
f.
birinin acısını dindirmek
49
Genel
ease the communication
f.
iletişimi kolaylaştırmak
50
Genel
ease [obsolete]
f.
yemek ve barınma sağlamak
51
Genel
ease [obsolete]
f.
iaşe ve ibate sağlamak
52
Genel
ease [obsolete]
f.
ağırlamak
53
Genel
ill at ease
s.
huzursuz
54
Genel
at ease
s.
rahat
55
Genel
at ease
s.
teklifsiz
56
Genel
at ease
s.
başı dinç
57
Genel
ill at ease
s.
endişeli
58
Genel
at ease
s.
müsterih
59
Genel
ill at ease
s.
içi rahat olmayan
60
Genel
at ease
s.
huzurlu
61
Genel
at ease
s.
içi rahat
62
Genel
completely at ease
s.
tamamen rahatlamış
63
Genel
with ease
zf.
kolayca
64
Genel
with ease
zf.
kolaylıkla
65
Genel
for ease of calculation
zf.
hesap kolaylığı sağlaması için
Phrasals
66
Öbek Fiiller
ease up
f.
baskıyı azaltmak
67
Öbek Fiiller
ease off
f.
baskıyı azaltmak
68
Öbek Fiiller
ease off
f.
hafiflemek
69
Öbek Fiiller
ease up
f.
gevşetmek
70
Öbek Fiiller
ease off
f.
gevşemek
71
Öbek Fiiller
ease up
f.
gevşemek
72
Öbek Fiiller
ease up
f.
hafiflemek
73
Öbek Fiiller
ease off
f.
gevşetmek
74
Öbek Fiiller
ease off
f.
yoğunluğu azaltmak
75
Öbek Fiiller
ease off
f.
yumuşatmak
76
Öbek Fiiller
ease up
f.
yoğunluğu azaltmak
77
Öbek Fiiller
ease up
f.
yumuşatmak
78
Öbek Fiiller
ease into
f.
yavaşça ve dikkatlice hareket etmek
79
Öbek Fiiller
ease back
f.
geriye yavaşça çekmek
80
Öbek Fiiller
ease back
f.
dikkatle arkaya doğru çekmek
81
Öbek Fiiller
ease back
f.
dikkatli kullanmak
82
Öbek Fiiller
ease back
f.
özenli kullanmak
83
Öbek Fiiller
ease back
f.
daha yumuşak bir tavır sergilemek
84
Öbek Fiiller
ease back
f.
daha hoşgörülü olmak
85
Öbek Fiiller
ease back
f.
daha müsamahalı olmak
86
Öbek Fiiller
ease back
f.
daha merhametli olmak
87
Öbek Fiiller
ease someone into (something)
f.
birini (bir şeye) yavaş yavaş alıştırmak
88
Öbek Fiiller
ease someone into (something)
f.
birini (bir konuda) rahatlatmak
89
Öbek Fiiller
ease someone into (something)
f.
birine (bir şeyi) yavaş yavaş tanıtmak
90
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
(birine ya da bir şeye) yardım etmek
91
Öbek Fiiller
ease someone or something along
f.
birine ya da bir şeye yardım etmek
92
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
destek vermek
93
Öbek Fiiller
ease someone or something along
f.
destek vermek
94
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
(biriyle) iyi geçinmek
95
Öbek Fiiller
ease someone or something along
f.
biriyle iyi geçinmek
96
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
(birine) iyi davranmak
97
Öbek Fiiller
ease someone or something along
f.
birine iyi davranmak
98
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
bir şeyi yavaşça ve dikkatle taşımak
99
Öbek Fiiller
ease someone or something along
f.
suyuna gitmek
100
Öbek Fiiller
ease (someone or something) along
f.
taşırken dikkat etmek
101
Öbek Fiiller
ease out
f.
yavaş yavaş çıkmak
102
Öbek Fiiller
ease out
f.
dikkatlice çıkmak
103
Öbek Fiiller
ease out
f.
sakince çıkmak
104
Öbek Fiiller
ease out
f.
yavaş yavaş çıkarmak
105
Öbek Fiiller
ease out
f.
dikkatlice çıkarmak
106
Öbek Fiiller
ease out
f.
sakince çıkarmak
107
Öbek Fiiller
ease out
f.
sessizce ayrılmak
108
Öbek Fiiller
ease out
f.
tantana çıkarmadan ayrılmak
109
Öbek Fiiller
ease out
f.
sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak
110
Öbek Fiiller
ease out
f.
sakince ayrılmak
111
Öbek Fiiller
ease out
f.
ayrılmaya/bırakmaya teşvik etmek
112
Öbek Fiiller
ease out
f.
ayrılmaya/bırakmaya sevk etmek
113
Öbek Fiiller
ease on out
f.
yavaş yavaş çıkmak
114
Öbek Fiiller
ease on out
f.
dikkatlice çıkmak
115
Öbek Fiiller
ease on out
f.
sakince çıkmak
116
Öbek Fiiller
ease on out
f.
yavaş yavaş çıkarmak
117
Öbek Fiiller
ease on out
f.
dikkatlice çıkarmak
118
Öbek Fiiller
ease on out
f.
sakince çıkarmak
119
Öbek Fiiller
ease on out
f.
sessizce ayrılmak
120
Öbek Fiiller
ease on out
f.
tantana çıkarmadan ayrılmak
121
Öbek Fiiller
ease on out
f.
sessiz sedasız bırakmak/ayrılmak
122
Öbek Fiiller
ease on out
f.
sakince ayrılmak
123
Öbek Fiiller
ease on out
f.
ayrılmaya/bırakmaya teşvik etmek
124
Öbek Fiiller
ease on out
f.
ayrılmaya/bırakmaya sevk etmek
125
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini yavaş yavaş çıkarmak
126
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini dikkatlice çıkarmak
127
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini sakince çıkarmak
128
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sessiz sedasız el çektirmek
129
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sessiz sedasız yol vermek
130
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sakince el çektirmek
131
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birini yavaş yavaş çıkarmak
132
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birini dikkatlice çıkarmak
133
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birini sakince çıkarmak
134
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birine sessiz sedasız el çektirmek
135
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birine sessiz sedasız yol vermek
136
Öbek Fiiller
ease someone on out
f.
birine sakince el çektirmek
137
Öbek Fiiller
ease along
f.
yardım etmek
138
Öbek Fiiller
ease along
f.
destek vermek
139
Öbek Fiiller
ease along
f.
iyi geçinmek
140
Öbek Fiiller
ease along
f.
iyi davranmak
141
Öbek Fiiller
ease along
f.
suyuna gitmek
142
Öbek Fiiller
ease along
f.
taşırken dikkat etmek
143
Öbek Fiiller
ease away (from someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş ayrılmak
144
Öbek Fiiller
ease away (from someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yavaş yavaş uzaklaşmak
145
Öbek Fiiller
ease away (from someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) sakince uzaklaşmak
146
Öbek Fiiller
ease (someone or something) down
f.
(birini/bir şeyi) yavaş yavaş indirmek
147
Öbek Fiiller
ease (someone or something) down
f.
(birini/bir şeyi) dikkatlice indirmek
148
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaşça girmek
149
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş girmek
150
Öbek Fiiller
ease in
f.
sakince girmek
151
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaşça sokmak
152
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş sokmak
153
Öbek Fiiller
ease in
f.
sakince sokmak
154
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş alışmak
155
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş rahatlamak
156
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş tanımak
157
Öbek Fiiller
ease in
f.
yavaş yavaş alıştırmak
158
Öbek Fiiller
ease in
f.
nazikçe alıştırmak
159
Öbek Fiiller
ease in
f.
sakince alıştırmak
160
Öbek Fiiller
ease in
f.
(animasyonda kareler arasındaki boşluğu azaltarak) yavaşlatmak
161
Öbek Fiiller
ease into (something)
f.
yavaş yavaş alışmak
162
Öbek Fiiller
ease into (something)
f.
yavaş yavaş rahatlamak
163
Öbek Fiiller
ease into (something)
f.
yavaş yavaş tanımak
164
Öbek Fiiller
ease off on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı azaltmak/kaldırmak
165
Öbek Fiiller
ease off on (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerine varmaktan vazgeçmek
166
Öbek Fiiller
ease off on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) rahat bırakmak
167
Öbek Fiiller
ease off on (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) salmak/bırakmak
168
Öbek Fiiller
ease out
f.
(animasyonda kareler arasındaki boşluğu artırarak) hızlandırmak
169
Öbek Fiiller
ease out of
f.
yavaş yavaş bir yerden çıkmak
170
Öbek Fiiller
ease out of
f.
sakince bir yerden çıkmak
171
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birini dikkatlice bir şeyden/yerden çıkarmak
172
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birini yavaş yavaş bir şeyden/yerden çıkarmak
173
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birini sakince bir şeyden/yerden çıkarmak
174
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak
175
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek
176
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birine sessiz sedasız yol vermek
177
Öbek Fiiller
ease someone out of something
f.
birine sakince bir şeyden el çektirmek
178
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini dikkatlice bir şeyden/yerden çıkarmak
179
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini yavaş yavaş bir şeyden/yerden çıkarmak
180
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini sakince bir şeyden/yerden çıkarmak
181
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birini sessiz sedasız konumundan uzaklaştırmak
182
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sessiz sedasız bir şeyden el çektirmek
183
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sessiz sedasız yol vermek
184
Öbek Fiiller
ease someone out
f.
birine sakince bir şeyden el çektirmek
185
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir yerden/şeyden) yavaş yavaş çıkarmak
186
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir yerden/şeyden) dikkatlice/yavaşça çıkarmak
187
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir yerden/şeyden) sakince çıkmak
188
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir şeyden) sessiz sedasız el çektirmek
189
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir şeyden) sessiz sedasız uzaklaştırmak
190
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir şeyi) sessiz sedasız bıraktırmak
191
Öbek Fiiller
ease out of (something)
f.
(bir şeyden) sakince el çektirmek
192
Öbek Fiiller
ease up (on someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) üzerindeki baskıyı azaltmak/kaldırmak
193
Öbek Fiiller
ease up (on someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) salmak/bırakmak
194
Öbek Fiiller
ease up (something)
f.
(birinin) üzerine varmaktan vazgeçmek
195
Öbek Fiiller
ease up (something)
f.
(birini) rahat bırakmak
196
Öbek Fiiller
ease up (something)
f.
(birine) sakin davranmak
197
Öbek Fiiller
ease up (on someone)
f.
(bir şeyi) azaltmak
198
Öbek Fiiller
ease up (on someone)
f.
(bir şeyin) sıklığını/yoğunluğunu düşürmek
Phrases
199
İfadeler
with relative ease
expr.
kolayca
200
İfadeler
with relative ease
expr.
zorlanmadan
Colloquial
201
Konuşma Dili
little-ease
i.
mahkumun hareket özgürlüğünü kısıtlayacak kadar küçük olan cezaevi hücresi
202
Konuşma Dili
ease-in
i.
(animasyonda kareler arasındaki boşluğu azaltarak) yavaşlatma
203
Konuşma Dili
ease-out
i.
(animasyonda kareler arasındaki boşluğu artırarak) hızlandırma
204
Konuşma Dili
ease off on someone
f.
birinin üzerine yaptığınız baskıyı azaltmak
205
Konuşma Dili
ease off on someone
f.
birisiyle uğraşmayı bırakmak
206
Konuşma Dili
ease past
f.
(maçı) rahat kazanmak
207
Konuşma Dili
ease past
f.
(rakibini) kolay geçmek
208
Konuşma Dili
ease off on someone
f.
(birini) rahat bırakmak
209
Konuşma Dili
ease off on someone
f.
(artık) üzerine varmamak/varmaktan vazgeçmek
210
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
endişeli
211
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
huzursuz
212
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
hoşnutsuz
213
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
içi rahat olmayan
214
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
rahatsız
215
Konuşma Dili
ill-at-ease
s.
tedirgin
216
Konuşma Dili
every thief has some excuse to ease their conscience
expr.
her hırsızın vicdanını rahatlatmak için bir mazereti vardır
217
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
rahat
218
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
rahatça
219
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
sıkıntısız
220
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
endişesiz
221
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
özgür
222
Konuşma Dili
at (one's) ease
expr.
özgürce
223
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
rahat
224
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
sıkıntısız
225
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
endişesiz
226
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
özgür
227
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
kendinden emin
228
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
rahat
229
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
için rahat
230
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
huzurlu
231
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
endişesiz
232
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
sakin
233
Konuşma Dili
at (your) ease
expr.
müsterih
Idioms
234
Deyim
ease off
f.
azalmak
235
Deyim
put one at ease
f.
birini rahat hissettirmek
236
Deyim
put one at one's ease
f.
birini rahat hissettirmek
237
Deyim
put one at ease
f.
birini rahatlatmak
238
Deyim
put somebody at ease
f.
birisini rahatlatmak
239
Deyim
put at one's ease
f.
birini ferahlatmak
240
Deyim
ease off on someone
f.
birinin üzerine yaptığınız baskıyı azaltmak
241
Deyim
put one at ease
f.
birini dinlendirmek
242
Deyim
put one at one's ease
f.
birini dinlendirmek
243
Deyim
put one at one's ease
f.
birini rahatlatmak
244
Deyim
put at one's ease
f.
birini rahatlatmak
245
Deyim
ease off
f.
gevşemek
246
Deyim
be ill at ease (with)
f.
huzursuz olmak
247
Deyim
put at one's ease
f.
endişeden kurtarmak
248
Deyim
ease off
f.
gerginliğini yitirmek
249
Deyim
be ill at ease (with)
f.
endişeli olmak
250
Deyim
ease down
f.
hızını azaltmak
251
Deyim
ease down
f.
hız kesmek
252
Deyim
ease one's mind
f.
içini rahatlatmak
253
Deyim
put one at (one's) ease
f.
içini rahatlatmak
254
Deyim
fly with the greatest of ease
f.
kolayca/kuş gibi uçmak
255
Deyim
be at ease
f.
kendini iyi hissetmek
256
Deyim
be at ease
f.
kendini rahat hissetmek
257
Deyim
be at ease
f.
kuş gibi hissetmek
258
Deyim
be at ease
f.
rahat hissetmek
259
Deyim
set at ease
f.
rahatlatmak
260
Deyim
ease the sting
f.
sıkıntıyı hafifletmek
261
Deyim
put at ease
f.
rahatlatmak
262
Deyim
put at one's ease
f.
sıkıntıdan kurtarmak
263
Deyim
be at ease
f.
rahata geçmek
264
Deyim
be at ease
f.
rahatlamak
265
Deyim
ease down
f.
yavaşlatmak
266
Deyim
set someone's mind at ease
f.
yüreğine su serpmek
267
Deyim
ease someone out
f.
yol vermek
268
Deyim
put one at (one's) ease
f.
yüreğine su serpmek
269
Deyim
ease off on someone
f.
(birini) rahat bırakmak
270
Deyim
put at one's ease
f.
yatıştırmak
271
Deyim
ease back on
f.
yavaşça geri çekmek
272
Deyim
ease off
f.
yumuşamak
273
Deyim
ease on out of something
f.
yavaş yavaş bir yerden (mesela park yerinden) çıkmak
274
Deyim
ease off on someone
f.
(artık) üzerine gitmemek/üzerine varmaktan vazgeçmek
275
Deyim
be ill at ease (with)
f.
utanmak
276
Deyim
be ill at ease
f.
huzursuz olmak
277
Deyim
be ill at ease
f.
endişeli olmak
278
Deyim
be ill at ease
f.
gergin olmak
279
Deyim
be ill at ease
f.
heyecanlı olmak
280
Deyim
put (one's) mind at ease
f.
(birinin) içini rahatlatmak
281
Deyim
put (one's) mind at ease
f.
(birinin) içine/yüreğine su serpmek
282
Deyim
put (oneself) at (one's) ease
f.
(kendini) rahatlatmak
283
Deyim
put (oneself) at (one's) ease
f.
içini ferahlatmak/ferah tutmak
284
Deyim
put (oneself) at (one's) ease
f.
rahatlamak
285
Deyim
put (oneself) at (one's) ease
f.
sakin olmak
286
Deyim
put (oneself) at (one's) ease
f.
(kendini) yatıştırmak
287
Deyim
set (one) at (one's) ease
f.
(birini) rahatlatmak
288
Deyim
set (one) at (one's) ease
f.
(birinin) içine su serpmek
289
Deyim
set (one) at (one's) ease
f.
(birinin) yüreğine su serpmek
290
Deyim
set mind at ease
f.
içine su serpmek
291
Deyim
set mind at ease
f.
yüreğine su serpmek
292
Deyim
set mind at ease
f.
içini rahatlatmak
293
Deyim
living a life of ease
expr.
ekmek elden su gölden
Speaking
294
Konuşma
I'm set at ease
expr.
içim rahat
295
Konuşma
be at ease
expr.
için rahat olsun
296
Konuşma
I'm set at ease
expr.
müsterihim
297
Konuşma
put your mind at ease
expr.
kafanı rahat tut
Trade/Economic
298
Ticaret/Ekonomi
ease off
i.
fiyat artışlarının yavaşlaması
299
Ticaret/Ekonomi
ease of handling and storage
i.
taşıma ve depolama kolaylığı
300
Ticaret/Ekonomi
for ease of reference only
i.
yalnızca referans kolaylığı (sağlaması) için
301
Ticaret/Ekonomi
ease off
f.
(fiyat) düşmek
302
Ticaret/Ekonomi
for ease of reference only
expr.
sadece referans kolaylığı (sağlaması) için
303
Ticaret/Ekonomi
for ease of reference only
expr.
sadece başvuru kolaylığı (sağlaması) için
Law
304
Hukuk
ease of mind
i.
aklın sükunu
Technical
305
Teknik
ease of operation
i.
çalışma kolaylığı
306
Teknik
ease of dispersion
i.
dağılma kolaylığı
307
Teknik
ease of implementation
i.
uygulama kolaylığı
308
Teknik
ease of application
i.
uygulama kolaylığı
Computer
309
Bilgisayar
ease of installation
i.
kurulum kolaylığı
Mechanic
310
Mekanik
ease of forming
i.
şekillenme kolaylığı
Automotive
311
Otomotiv
ease up on the throttle pedal
f.
gazdan ayağı çekmek
Marine
312
Denizcilik
ease a ship
f.
dümeni sıkı tutmak
313
Denizcilik
ease off
f.
palamarı aşama aşama gevşetmek
314
Denizcilik
ease the helm
f.
dümeni geminin ortasına yerleştirmek
315
Denizcilik
ease the helm
f.
dümen yekesinin geminin ortasına gelmesine izin vermek
316
Denizcilik
ease a ship
f.
orsa giderken baş vurmak
317
Denizcilik
ease away
f.
az direnç göstermek
318
Denizcilik
ease off
f.
az direnç göstermek
319
Denizcilik
ease the ship
f.
gemiyi dalgaya karşı götürmek
320
Denizcilik
ease off
f.
kaloma etmek
321
Denizcilik
ease away
f.
kaloma etmek
322
Denizcilik
ease away
f.
(ipi) yavaş yavaş gevşetmek
323
Denizcilik
ease off
f.
(ipi) yavaş yavaş gevşetmek
Botanic
324
Botanik
western heart's ease
i.
iki gözlü menekşe
325
Botanik
western heart's ease
i.
kuzey amerika'nın pasifik kıyılarında yetişen beyaz yaprakları olan bir menekşe
326
Botanik
heart's-ease
i.
yaygın bahçe hercailerinin türetildiği bir avrupa bitkisi
327
Botanik
heart's-ease
i.
hercai menekşe
328
Botanik
heart's-ease
i.
söğütotu
Linguistics
329
Dilbilim
junctural ease
i.
geçişsel uyuşma
Religious
330
Dini
chapel of ease
i.
bölge kilisesine uzak yaşayanlar için bölge sınırları içerisinde inşa edilmiş kilise
331
Dini
chapel of ease
i.
artan cemaatin ihtiyacı için yapılan ek kilise binası
Military
332
Askeri
ease march
i.
adi adım
333
Askeri
at-ease stance
i.
rahat duruşu
334
Askeri
stand at ease
f.
rahat duruşunda beklemek
335
Askeri
at ease march
expr.
adi adım! komutu
336
Askeri
stand at ease!
expr.
rahat!
337
Askeri
at ease!
expr.
rahat!
Sport
338
Spor
standing at ease
i.
rahat duruş
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ease
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy