Geçmiş

endişeli

"endişeli" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 89 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	endişeli	apprehensive s.
2	Yaygın Kullanım	endişeli	anxious s.
3	Yaygın Kullanım	endişeli	worried s.
4	Yaygın Kullanım	endişeli	concerned s.
General
5	Genel	endişeli	worried s.
6	Genel	endişeli	distressed s.
7	Genel	endişeli	on the downbeat s.
8	Genel	endişeli	suspenseful s.
9	Genel	endişeli	on edge s.
10	Genel	endişeli	weighty s.
11	Genel	endişeli	nervous s.
12	Genel	endişeli	ill at ease s.
13	Genel	endişeli	windy s.
14	Genel	endişeli	doubting s.
15	Genel	endişeli	uneasy s.
16	Genel	endişeli	fearful s.
17	Genel	endişeli	concerned s.
18	Genel	endişeli	overcast s.
19	Genel	endişeli	pensive s.
20	Genel	endişeli	perturbed s.
21	Genel	endişeli	solicitous s.
22	Genel	endişeli	preoccupied s.
23	Genel	endişeli	obsessed s.
24	Genel	endişeli	tense s.
25	Genel	endişeli	anxious s.
26	Genel	endişeli	dubio s.
27	Genel	endişeli	fraught s.
28	Genel	endişeli	insecure s.
29	Genel	endişeli	keyed up s.
30	Genel	endişeli	alarmed s.
31	Genel	endişeli	angsty s.
32	Genel	endişeli	agitated s.
33	Genel	endişeli	agitated s.
34	Genel	endişeli	rattled s.
35	Genel	endişeli	thoughted [scottish] s.
36	Genel	endişeli	toey s.
37	Genel	endişeli	toey [australia] s.
38	Genel	endişeli	trepidatious s.
39	Genel	endişeli	trepidacious s.
40	Genel	endişeli	all-overish s.
41	Genel	endişeli	uncomfortable s.
42	Genel	endişeli	unease s.
43	Genel	endişeli	ungratified s.
44	Genel	endişeli	unhappy s.
45	Genel	endişeli	queasy s.
46	Genel	endişeli	melancholy s.
47	Genel	endişeli	clammy s.
48	Genel	endişeli	impatient s.
49	Genel	endişeli	dismayed s.
50	Genel	endişeli	disquieted s.
51	Genel	endişeli	disquietful s.
52	Genel	endişeli	disturbed s.
53	Genel	endişeli	flustered s.
54	Genel	endişeli	fazed s.
55	Genel	endişeli	pensative [obsolete] s.
56	Genel	endişeli	plightful s.
57	Genel	endişeli	self-conscious s.
58	Genel	endişeli	skittish s.
59	Genel	endişeli	solicitate s.
60	Genel	endişeli	solicitate s.
61	Genel	endişeli	soyned s.
62	Genel	endişeli	streaky s.
Colloquial
63	Konuşma Dili	endişeli	clutched s.
64	Konuşma Dili	endişeli	worked up s.
65	Konuşma Dili	endişeli	ill-at-ease s.
66	Konuşma Dili	endişeli	unglued s.
67	Konuşma Dili	endişeli	hung up s.
68	Konuşma Dili	endişeli	kacking s.
69	Konuşma Dili	endişeli	kakking s.
70	Konuşma Dili	endişeli	racked with insecurity/insecurities s.
71	Konuşma Dili	endişeli	up to high doh [scotland] zf.
72	Konuşma Dili	endişeli	on the hop expr.
Idioms
73	Deyim	endişeli	(all) het up s.
74	Deyim	endişeli	(all) wrought up s.
75	Deyim	endişeli	like a cat on a hot tin roof s.
76	Deyim	endişeli	like a cat on a hot tin roof (or on hot bricks) s.
77	Deyim	endişeli	all of a doodah expr.
78	Deyim	endişeli	hot and bothered expr.
79	Deyim	endişeli	all hot and bothered expr.
80	Deyim	endişeli	on pins and needles expr.
81	Deyim	endişeli	like a cat on hot bricks expr.
82	Deyim	endişeli	on thorns expr.
Psychology
83	Psikoloji	endişeli	hippish s.
Archaic
84	Eski Kullanım	endişeli	careful i.
85	Eski Kullanım	endişeli	blank s.
86	Eski Kullanım	endişeli	disquiet s.
87	Eski Kullanım	endişeli	doubtful s.
88	Eski Kullanım	endişeli	conversant s.
Slang
89	Argo	endişeli	gallied s.

"endişeli" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	endişeli olma durumu	broodiness i.
2	Genel	endişeli olma	anxiousness i.
3	Genel	endişeli kimse	nervous nellie i.
4	Genel	endişeli olma	troubledness i.
5	Genel	endişeli olma	unease i.
6	Genel	endişeli olma	uneasiness i.
7	Genel	endişeli olma	unquiet i.
8	Genel	endişeli ve karamsar hal	melancholy i.
9	Genel	endişeli kimse	impatient i.
10	Genel	endişeli olma	dismayedness i.
11	Genel	endişeli olma emniyetsiz durum	insecurity i.
12	Genel	endişeli görünüş	hunted look i.
13	Genel	endişeli olma	startle i.
14	Genel	çok endişeli olmak	be worried sick f.
15	Genel	endişeli olmak	be apprehensive f.
16	Genel	endişeli olmak	be worried f.
17	Genel	endişeli görünmek	look worried f.
18	Genel	endişeli gözükmek	look worried f.
19	Genel	(bir şey) hakkında endişeli olmak	be nervous about f.
20	Genel	endişeli olmak	have worry for f.
21	Genel	-den endişeli	anxious about s.
22	Genel	-den endişeli	anxious for s.
23	Genel	çok endişeli	distraught with s.
24	Genel	çok endişeli	distracted s.
25	Genel	son derece endişeli	deeply concerned s.
26	Genel	çok endişeli	deeply concerned s.
27	Genel	aşırı endişeli	overanxious s.
28	Genel	aşırı heyecanlı/endişeli	strung up s.
29	Genel	çok endişeli	earnful [dialect] s.
30	Genel	endişeli olmayan	unalarmed s.
31	Genel	endişeli olmayan	unanxious s.
32	Genel	endişeli olmayan	unfraught s.
33	Genel	aşırı endişeli	harried s.
34	Genel	fazla endişeli	overfraught s.
35	Genel	endişeli bir şekilde	preoccupiedly zf.
36	Genel	endişeli bir şekilde	worriedly zf.
37	Genel	endişeli bir şekilde	suspensefully zf.
38	Genel	endişeli bir şekilde	perturbedly zf.
39	Genel	endişeli bir şekilde	doubtingly zf.
40	Genel	endişeli bir şekilde	solicitously zf.
41	Genel	endişeli bir şekilde	uneasily zf.
42	Genel	endişeli olarak	alarmedly zf.
43	Genel	endişeli bir halde	unquietly zf.
Phrasals
44	Öbek Fiiller	(endişeli/kaygılı) bir hale sokmak	wind up into (something) f.
45	Öbek Fiiller	(bir şeye) endişeli yaklaşmak	worry through (something) f.
Colloquial
46	Konuşma Dili	endişeli bekleyiş	nervous wait i.
47	Konuşma Dili	endişeli bekleyiş	anxious wait i.
48	Konuşma Dili	endişeli bekleyiş	nerve-racking wait i.
49	Konuşma Dili	endişeli bekleyiş	worrying wait i.
50	Konuşma Dili	her hali endişeli	natural worrier i.
51	Konuşma Dili	endişeli kimse	hog in armour i.
52	Konuşma Dili	endişeli olmak	be on edge f.
53	Konuşma Dili	endişeli olmak	be het up f.
54	Konuşma Dili	fazla endişeli	hung up s.
55	Konuşma Dili	(bir konuda) endişeli	worked up about (something) s.
56	Konuşma Dili	(bir konuda) endişeli	worked up over (something) s.
57	Konuşma Dili	çok endişeli	worried sick s.
Idioms
58	Deyim	endişeli kimse	a cat on a hot tin roof i.
59	Deyim	endişeli kimse	cat on a hot tin roof i.
60	Deyim	çok endişeli olmak	tie oneself (up) in knots f.
61	Deyim	bir şey hakkında çok endişeli/heyecan içinde olmak	tear one's hair out f.
62	Deyim	bir şey hakkında çok endişeli/heyecan içinde olmak	pull one's hair out f.
63	Deyim	çok endişeli olmak	be worried sick about f.
64	Deyim	çok endişeli olmak	be quaking in your boots f.
65	Deyim	çok endişeli olmak	have one's heart in one's mouth f.
66	Deyim	endişeli olmak	tear one's hair f.
67	Deyim	endişeli olmak	pull one's hair out f.
68	Deyim	endişeli olmak	tear one's hair (out) f.
69	Deyim	endişeli olmak	be ill at ease (with) f.
70	Deyim	endişeli olmak	tear one's hair out f.
71	Deyim	sabırsız ve endişeli bir şekilde volta atmak	pace the floor f.
72	Deyim	(endişeli biçimde) dolanıp durmak	pace around f.
73	Deyim	(endişeli biçimde) dolanıp durmak	pace about f.
74	Deyim	endişeli olmak	(one's) heart is in (one's) boots f.
75	Deyim	çok endişeli olmak	be all het up f.
76	Deyim	endişeli olmak	be ill at ease f.
77	Deyim	aşırı endişeli/heyecanlı olmak	be tearing (one's) hair out f.
78	Deyim	aşırı endişeli/heyecanlı olmak	be tearing your hair out f.
79	Deyim	aşırı endişeli/heyecanlı olmak	be pulling your hair out f.
80	Deyim	endişeli olmak	be worked up f.
81	Deyim	(bir konuda) endişeli olmak	be worked up about (something) f.
82	Deyim	(bir konuda) endişeli olmak	be worked up over (something) f.
83	Deyim	(biri/bir şey hakkında) çok endişeli olmak	be worried sick (about someone or something) f.
84	Deyim	korkulu/endişeli/üzüntülü bir anıyı/düşünceyi bir kenara bırakmak	lay a ghost f.
85	Deyim	korkulu/endişeli/üzüntülü bir anıyı/düşünceyi bir kenara bırakmak	lay the ghost f.
86	Deyim	bir şey hakkında çok endişeli/heyecan içinde olmak	tear out (one's) hair f.
87	Deyim	endişeli olmak	tear out (one's) hair f.
88	Deyim	çok endişeli olmak	tie (oneself) in knots f.
89	Deyim	çok endişeli olmak	tie (oneself) into knots f.
90	Deyim	çok endişeli olmak	tie in knots f.
91	Deyim	aşırı endişeli	fussy as a hen with one chick s.
92	Deyim	aşırı endişeli	like a hen with one chick s.
93	Deyim	aşırı endişeli	like a hen with one chicken s.
94	Deyim	çok endişeli/kaygılı/tedirgin	all wound up s.
95	Deyim	çok endişeli	rip-snorting mad s.
96	Deyim	çok endişeli	toey as a roman sandal expr.
97	Deyim	öfkeli ve endişeli durumda	on edge on expr.
98	Deyim	son derece endişeli	on the rack expr.
99	Deyim	endişeli bir halde	all of a dither expr.
100	Deyim	(biriyle/bir şeyle) ilgili endişeli	in a stew about (someone or something) expr.
Speaking
101	Konuşma	endişeli görünüyorsun	you look worried expr.
102	Konuşma	endişeli görünüyorsun	you look anxious expr.
Media
103	Medya	izleyicinin daha az stresli veya endişeli hissetmek için seyrettiği eğlendirici dizi	comfort TV show i.
104	Medya	izleyicinin daha az stresli veya endişeli hissetmek için seyrettiği eğlendirici dizi	comfort show i.
105	Medya	izleyicinin daha az stresli veya endişeli hissetmek için seyrettiği eğlendirici film	comfort film i.
106	Medya	izleyicinin daha az stresli veya endişeli hissetmek için seyrettiği eğlendirici film	comfort movie i.
Archaic
107	Eski Kullanım	aşırı endişeli	overcarking s.
Slang
108	Argo	aşırı derecede endişeli	shit bricks i.
109	Argo	endişeli veya meraklı olmak	sweat blood f.
110	Argo	endişeli/kaygılı olmak	be kacking it f.
111	Argo	endişeli olmak	be kacking it f.
112	Argo	endişeli/kaygılı olmak	be kakking it f.
113	Argo	endişeli olmak	be kakking it f.
114	Argo	fazla endişeli	hung s.