Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
diken diken
"diken diken"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
diken diken
hirsute
s.
2
Genel
diken diken
erect
s.
Phrases
3
İfadeler
diken diken
standing on end
expr.
Archaic
4
Eski Kullanım
diken diken
horrent
s.
"diken diken"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 403 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
diken
thorn
i.
General
2
Genel
diken
erecter
i.
3
Genel
diken
sticker
i.
4
Genel
diken
prickle
i.
5
Genel
tüylerin diken diken olması
horripilation
i.
6
Genel
diken diken olmuş deri
cutis anserina
i.
7
Genel
diken diken olmuş deri
goose flesh
i.
8
Genel
ufak diken
prickle
i.
9
Genel
diken
spicule
i.
10
Genel
diken
thorny plant
i.
11
Genel
giysi biçip diken kimse
tailor
i.
12
Genel
diken batması
prick
i.
13
Genel
diken üzümü
barberry
i.
14
Genel
diken
prick
i.
15
Genel
diken
thornbush
i.
16
Genel
diken (hayvan)
quill
i.
17
Genel
diken
hawthorn
i.
18
Genel
diken
brier
i.
19
Genel
kaba diken
christ's thorn
i.
20
Genel
diken diken olmuş deri
goose pimples
i.
21
Genel
kaba diken
bramble
i.
22
Genel
diken
briar
i.
23
Genel
diken
pricker
i.
24
Genel
diken
chaeta
i.
25
Genel
diken
barb
i.
26
Genel
tüylerin diken diken olması
piloerection
i.
27
Genel
diken diken olmuş deri
goosebump
i.
28
Genel
tüyleri diken diken olmuş deri
goosebumps
i.
29
Genel
tüyleri diken diken olmuş deri
goosepimples
i.
30
Genel
tüyleri diken diken olmuş deri
gooseflesh
i.
31
Genel
diken
erector
i.
32
Genel
tüyleri diken diken olmuş
goose bumps
i.
33
Genel
tüyleri diken diken olmuş
goose pimples
i.
34
Genel
tüyleri diken diken olmuş
goose flesh
i.
35
Genel
diken
spike
i.
36
Genel
tüylerin diken diken olması
goose bumps
i.
37
Genel
tüylerin diken diken olması
chill bumps
i.
38
Genel
diken
rearer
i.
39
Genel
ambalaj diken kimse
needler [brit]
i.
40
Genel
diken
spikelet
i.
41
Genel
eldivenlerin başparmak kısımlarını diken işçi
thumber
i.
42
Genel
bir giysiyi uzun ve gevşek dikişlerle diken terzi
baster
i.
43
Genel
kadınlar için elbise, pelerin diken kimse
mantuamaker
i.
44
Genel
eldivenlerin bilek kısımlarını diken bir makine operatörü
wrister
i.
45
Genel
diken
goad
i.
46
Genel
tüyleri diken diken olmuş deri
gooseskin
i.
47
Genel
korse diken kimse
corsetier
i.
48
Genel
diken
pick [obsolete]
i.
49
Genel
diken üstünde tutan davranış
pantaraxia
i.
50
Genel
gözlerini diken kimse
puckerer
i.
51
Genel
dikiş diken kimse
seamer
i.
52
Genel
tüyleri diken diken olmuş deri
chicken skin
i.
53
Genel
heyecandan tüyleri diken diken olma
getting goosebumps
i.
54
Genel
diken
spicula
i.
55
Genel
diken oluşumu
spiculation
i.
56
Genel
diken
spiculum
i.
57
Genel
gözlerini diken kimse
starer
i.
58
Genel
diken üstünde oturmak
be on tenterhooks
f.
59
Genel
saçları diken diken olmak
bristle
f.
60
Genel
diken batırmak
prick
f.
61
Genel
acıtmak (deriye batan diken vb)
prick
f.
62
Genel
tüyleri diken diken olmak
stand on end
f.
63
Genel
diken üstünde olmak
be on tenterhooks
f.
64
Genel
tüylerini diken diken etmek
make one's hair stand on
f.
65
Genel
tüyleri diken diken olmak (saç)
stand on end
f.
66
Genel
batmak (ufak diken vb)
prickle
f.
67
Genel
tüyleri diken diken olmak
get goose bumps
f.
68
Genel
batmak (deriye batan diken vb)
prick
f.
69
Genel
diken üzerindeymiş gibi hissetmek
feel restless
f.
70
Genel
tüylerini diken diken etmek
horripilate
f.
71
Genel
tüylerini diken diken etmek
make someone's blood run cold
f.
72
Genel
diken üstünde olmak
live on one's nerves
f.
73
Genel
diken üstünde tutmak
keep someone on the hop
f.
74
Genel
tüylerini diken diken etmek
make one's hair stand on end
f.
75
Genel
saçı diken diken olmak
bristle
f.
76
Genel
diken batırmak
thorn
f.
77
Genel
diken gibi batmak
quill
f.
78
Genel
tüyleri diken diken olmak
rouse [obsolete]
f.
79
Genel
diken oluşturmak
spike out
f.
80
Genel
(saç) diken diken olmak
stare
f.
81
Genel
diken diken etmek
stiver [dialect]
f.
82
Genel
diken diken olmak
stiver [dialect] [uk]
f.
83
Genel
diken gibi
spicular
s.
84
Genel
diken üstünde
jumpy
s.
85
Genel
diken gibi
thorny
s.
86
Genel
iğne ve diken şeklinde olan
acicular
s.
87
Genel
diken şeklinde
thorny
s.
88
Genel
iğne ve diken şeklinde olan
aciculiform
s.
89
Genel
gözünü diken
agaze
s.
90
Genel
diken üstünde
overwound
s.
91
Genel
tüyleri diken diken olmuş
goosey
s.
92
Genel
tüyleri diken diken olmuş
goosy
s.
93
Genel
gözünü diken
gazy
s.
94
Genel
kulaklarını diken
prick-eared
s.
95
Genel
gözünü diken
single
s.
96
Genel
diken gibi
spiculate
s.
97
Genel
diken gibi
spiculated
s.
98
Genel
diken gibi
stingy [dialect]
s.
Phrasals
99
Öbek Fiiller
tüylerini diken diken etmek
choke up
f.
100
Öbek Fiiller
(çalı/diken) bir şeye takılmak
catch onto something
f.
101
Öbek Fiiller
diken diken yapmak
slick up
f.
Phrases
102
İfadeler
tüyleri diken diken olmak
(hair) to stand on end
f.
Colloquial
103
Konuşma Dili
diken üstünde olmak
have kittens
f.
104
Konuşma Dili
diken üstünde olmak
have the jitters
f.
105
Konuşma Dili
tüylerini diken diken etmek
curl (one's) hair
f.
106
Konuşma Dili
tüylerini diken diken etmek
curl someone's hair
f.
107
Konuşma Dili
diken üstünde
on edge
s.
108
Konuşma Dili
diken üstünde
up to high doh [scotland]
zf.
109
Konuşma Dili
diken üzerinde
on the hop
expr.
110
Konuşma Dili
(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I dread to think (how, what)
expr.
111
Konuşma Dili
(nasıl olduğunu, ne olduğunu ) düşünmek bile tüylerimi diken diken ediyor
I shudder to think (how, what)
expr.
112
Konuşma Dili
düşününce tüylerim diken diken oluyor
I shudder/dread to think
expr.
Idioms
113
Deyim
diken üstünde olma
bed of nails
i.
114
Deyim
tüyleri diken diken olma
gooseflesh
i.
115
Deyim
tüyleri diken diken olma
goose bumps
i.
116
Deyim
tüyleri diken diken olma
goose pimples
i.
117
Deyim
tüyleri diken diken olma
a shiver down (one's) spine
i.
118
Deyim
üstüne tüy diken şey
cherry on top
i.
119
Deyim
diken üstünde olma
looking over shoulder
i.
120
Deyim
birinin tüylerini diken diken etmek
give someone the willies
f.
121
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send a shiver up/down somebody’s spine
f.
122
Deyim
tüyleri diken diken olmak
a chill runs/goes down (one's) spine
f.
123
Deyim
tüyleri diken diken olmak
a chill runs/goes down somebody’s spine
f.
124
Deyim
tüyleri diken diken etmek
send a chill up/down somebody’s spine
f.
125
Deyim
tüyleri diken diken olmak
(one's) blood runs cold
f.
126
Deyim
birinin tüylerini diken diken etmek
give somebody the shivers
f.
127
Deyim
birinin tüylerini diken diken etmek
give somebody the creeps/willies
f.
128
Deyim
birisiyle konuşurken çok dikkatli olmak/diken üstünde durmak
like walking/treading on eggshells
f.
129
Deyim
diken üstünde olmak
be like a cat on tin roof
f.
130
Deyim
diken üstünde oturmak
be keyed up
f.
131
Deyim
diken üstünde olmasına neden olmak
put one on one's guard
f.
132
Deyim
diken diken olmak
go cold all over
f.
133
Deyim
diken üzerinde olmak
sit on a powder keg
f.
134
Deyim
diken üzerinde olmak
be on pins and needles
f.
135
Deyim
diken üstünde oturmak
be like a cat on hot bricks
f.
136
Deyim
diken üzerinde olmak
be sitting on a powder keg
f.
137
Deyim
diken üstünde olmak
be like a cat on hot bricks
f.
138
Deyim
diken üstünde olmak
be on a knife edge
f.
139
Deyim
diken üstünde olmak
be on pins and needles
f.
140
Deyim
diken üstünde oturmak
be on pins and needles
f.
141
Deyim
saçlarını diken diken etmek
make someone's hair stand on end
f.
142
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send shivers down your spine
f.
143
Deyim
tüylerini diken diken etmek
give someone goose pimples
f.
144
Deyim
tüylerini diken diken etmek
give someone goose bumps
f.
145
Deyim
tüylerini diken diken etmek
set one's teeth on the edge
f.
146
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send shivers up your spine
f.
147
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send chills down someone's spine
f.
148
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make somebody's flesh creep
f.
149
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make someone's skin crawl
f.
150
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make someone's flesh crawl
f.
151
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send shudders down one's spine
f.
152
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send a shudder down one's spine
f.
153
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make somebody's blood curdle
f.
154
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make one's hair stand on end
f.
155
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make somebody's blood run cold
f.
156
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send shivers down one's back
f.
157
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make someone's hair stand on end
f.
158
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make somebody's flesh crawl
f.
159
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send shivers down one's spine
f.
160
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make somebody's flesh crawl/creep
f.
161
Deyim
tüylerini diken diken etmek
send chills up someone's spine
f.
162
Deyim
(birisinin) tüylerini diken diken etmek
curl somebody's toes
f.
163
Deyim
(birisinin) tüylerini diken diken etmek
make somebody's toes curl
f.
164
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
curl someone's hair
f.
165
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make somebody's hair curl
f.
166
Deyim
diken üstünde oturmak
be on tenterhooks
f.
167
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make the hair stand up on the back of (one's) neck
f.
168
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make one's hair stand up on the back of (one's) neck
f.
169
Deyim
diken üstünde olmak/oturmak
be on the edge of (one's) chair
f.
170
Deyim
(birinin) tüyleri diken diken olmak
(one's) hair stands on end
f.
171
Deyim
diken üstünde olmak
be looking over (one's) shoulder
f.
172
Deyim
diken üstünde olmak
be looking over your shoulder
f.
173
Deyim
(birini kırmamak/bir durumu bozmamak) için diken üstünde olmak
be treading on eggshells
f.
174
Deyim
(birini kırmamak/bir durumu bozmamak) için diken üstünde olmak
be walking on eggshells
f.
175
Deyim
tüylerini diken diken etmek
curl hair
f.
176
Deyim
tüyleri diken diken olmak
get goose flesh
f.
177
Deyim
diken üstünde olmak
get/have the jitters
f.
178
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
give (one) the shivers
f.
179
Deyim
birinin tüylerini diken diken etmek
give somebody the shivers
f.
180
Deyim
tüyleri diken diken olmak
get the shivers
f.
181
Deyim
tüylerini diken diken etmek
give you the willies
f.
182
Deyim
tüyleri diken diken olmak
have goose bumps
f.
183
Deyim
(birini) diken üstünde tutmak
keep (one) on (one's) toes
f.
184
Deyim
(birini) diken üstünde tutmak
keep (one) on the hop
f.
185
Deyim
diken üstünde tutmak
keep you on your toes
f.
186
Deyim
diken üstünde olmak
live on your nerves [uk]
f.
187
Deyim
diken üstünde olmak
look over (one's) shoulder
f.
188
Deyim
diken üstünde olmak
look over your shoulder
f.
189
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make (one's) blood curdle
f.
190
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make (one's) flesh crawl
f.
191
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make (one's) skin crawl
f.
192
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
make (one's) toes curl
f.
193
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make blood run cold
f.
194
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make flesh crawl
f.
195
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make hair stand on end
f.
196
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your blood curdle
f.
197
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your flesh creep
f.
198
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your flesh crawl
f.
199
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your hair curl [uk]
f.
200
Deyim
tüylerini diken diken etmek
curl your hair [us]
f.
201
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your hair stand on end
f.
202
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your skin crawl
f.
203
Deyim
tüylerini diken diken etmek
make your toes curl
f.
204
Deyim
(birinin) diken üstünde olmasına neden olmak
put (one) on guard
f.
205
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
send a chill down (one's) spine
f.
206
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
send a chill down your spine
f.
207
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
send chills down your spine
f.
208
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
send a shiver down (one's) spine
f.
209
Deyim
(birinin) tüylerini diken diken etmek
send shivers up (one's) spine
f.
210
Deyim
tüylerini diken diken etmek
set teeth on edge
f.
211
Deyim
tüylerini diken diken etmek
set your teeth on edge
f.
212
Deyim
diken üstünde oturmak
sit on the edge of (one's) chair
f.
213
Deyim
tüyleri diken diken olmak
your hair stands on end
f.
214
Deyim
tüyleri diken diken etmek
give goosebumps
f.
215
Deyim
diken üstünde
keyed up
s.
216
Deyim
tüyleri diken diken edici
hair raising
s.
217
Deyim
diken üstünde
on the tenters
s.
218
Deyim
diken üstünde
(as) nervous as a long-tailed cat in a room full of rocking chairs
s.
219
Deyim
diken üzerinde
sitting on a powder keg
s.
220
Deyim
tüylerin diken diken olması
a chill runs/goes down (one's) spine
expr.
221
Deyim
tüylerin diken diken olması
a shiver ran down (one's) spine
expr.
222
Deyim
tüylerin diken diken olması
a shiver runs/goes down (one's) spine
expr.
223
Deyim
tüylerim diken diken oldu
a shiver went down my spine
expr.
224
Deyim
tüylerim diken diken oldu
a shiver went up my spine
expr.
225
Deyim
diken üstünde
on tenter-hooks
expr.
226
Deyim
diken üzerinde
on the edge
expr.
227
Deyim
diken üstünde
on a knife-edge
expr.
228
Deyim
diken üstüne
on the rack
expr.
229
Deyim
diken üstünde
looking over one's shoulder
expr.
230
Deyim
diken üstünde
on the edge
expr.
231
Deyim
diken üzerinde
on tenterhooks
expr.
232
Deyim
diken üstünde
on tenterhooks
expr.
233
Deyim
diken üstünde
on pins and needles
expr.
234
Deyim
tüylerim diken diken oldu
my hair stood on end
expr.
235
Deyim
diken üstünde
on the edge of your seat/chair
expr.
236
Deyim
(birinin) tüyleri diken diken olmuş
(one's) hair is standing up on the back on (one's) neck
expr.
237
Deyim
(birinin) tüyleri diken diken olmuş
the hair is standing up on the back on (one's) neck
expr.
238
Deyim
tüyleri diken diken oldu
a shiver ran up (one's) spine
expr.
239
Deyim
tüyleri diken diken oldu
a shiver went down (one's) spine
expr.
240
Deyim
tüyleri diken diken oldu
a shiver went up (one's) spine
expr.
241
Deyim
diken üstünde
the sword of damocles hangs over someone's head
expr.
242
Deyim
diken üstünde
damocles' sword hangs over (one)
expr.
243
Deyim
diken üstünde
damocles' sword hangs over (one's) head
expr.
244
Deyim
diken üstünde
like a cat on hot bricks
expr.
245
Deyim
diken üstünde
on the edge of (one's) chair
expr.
246
Deyim
diken üstünde
on the edge of (one's) seat
expr.
247
Deyim
diken üstünde
on the edge of seat
expr.
248
Deyim
diken üstünde
on thorns
expr.
249
Deyim
diken üstünde
on toes
expr.
250
Deyim
diken üstünde
on your toes
expr.
Speaking
251
Konuşma
düşününce tüylerim diken diken oluyor
I shudder to think
expr.
252
Konuşma
düşününce tüylerim diken diken oluyor
I dread to think
expr.
253
Konuşma
tüylerim diken diken oldu
the hair stood up on my neck
expr.
Industry
254
Sanayi
kıyafetlere bant diken dikiş makinesi operatörü
bander
i.
255
Sanayi
ilmekleri elbiselere diken kimse
looper
i.
256
Sanayi
ağın dış kenarlarını iplere diken kimse
rigger
i.
257
Sanayi
elektrik ve telefon hatları için çukur açan ve direk diken işçi
groundman
i.
258
Sanayi
deri veya kumaş parçalarını zikzak dikişle diken işçi
beader
i.
259
Sanayi
kıyafetlere vatka diken işçi
padder
i.
260
Sanayi
kıyafetlere dolgu malzemesi diken işçi
padder
i.
Technical
261
Teknik
diken
barb
i.
262
Teknik
diken
thorn
i.
263
Teknik
maden içindeki direkleri diken kimse
cogman
i.
264
Teknik
çıkıntılı diken
beard
i.
265
Teknik
diken diken yapmak
porcupine
f.
266
Teknik
diken diken olmak
shoot
f.
Textile
267
Tekstil
eldivenlere parmak diken kimse
fingerer
i.
268
Tekstil
kol diken tekstil çalışanı
sleever
i.
269
Tekstil
eldiven üzerine pli diken kimse
pointer
i.
Mining
270
Maden
maden içindeki direkleri diken kimse
cogger [uk]
i.
Medical
271
Medikal
diken-dalga deşarjları
spike and wave discharges
i.
272
Medikal
diken
spina
i.
273
Medikal
periodik diken-dalga kompleksleri
periodic spike and wave complexes
i.
274
Medikal
tüylerin diken diken olması
gooseflesh
i.
275
Medikal
tüylerin diken diken olması
horripilation
i.
276
Medikal
tüylerin diken diken olması
pilomotor reflex
i.
277
Medikal
tüylerin diken diken olması
goose skin
i.
278
Medikal
tüylerin diken diken olması
goose bump
i.
279
Medikal
tüylerin diken diken olması
goose pimple
i.
Anatomy
280
Anatomi
diken üstü kası
supraspinal muscle
i.
281
Anatomi
diken
spine
i.
282
Anatomi
diken benzeri organ
spicule
i.
283
Anatomi
diken benzeri küçük organ
spicule
i.
284
Anatomi
diken altı
infraspinous
s.
Parasitology
285
Parazitbilim
özellikle halkalı solucanlarda görülen küçük kıl ya da diken
chaeta
i.
286
Parazitbilim
küçük kıl ya da diken gibi
chaetal
s.
Biology
287
Biyoloji
diken
acicula
i.
288
Biyoloji
diken
anchor
i.
Marine Biology
289
Deniz Biyolojisi
diken
thorn
i.
290
Deniz Biyolojisi
diken
spine
i.
291
Deniz Biyolojisi
hemal diken
haemal spine
i.
292
Deniz Biyolojisi
sırt yüzgecinde diken olmayan çeşitli köpekbalıklarına verilen ad
blue dog
i.
293
Deniz Biyolojisi
avrupa ve kuzey amerika'ya özgü tatlı sularda yaşayan birçok küçük diken yüzgeçli iskorpite verilen ad
miller's thumb
i.
294
Deniz Biyolojisi
sert deniz kestanesi kabuğundaki yumrucuklardan çıkan diken
secondary
i.
295
Deniz Biyolojisi
(kabuklu hayvanlarda) kabuk üzerinde yer alan ince diken
seta
i.
Zoology
296
Zooloji
diken kelebeği
painted lady
i.
297
Zooloji
diken kuyruklu büyük bir kertenkele
dabb
i.
298
Zooloji
diken tüylü devekuşları
casuariiformes
i.
299
Zooloji
diken
spike
i.
300
Zooloji
diken kelebeği
vanessa cardui
i.
301
Zooloji
diken kanatlı kız kuşu
vanellus spinosus
i.
302
Zooloji
(süngerlerde) ucunda ufak dişleri olan dairemsi yapılı ufak diken
amphidisc
i.
303
Zooloji
(süngerlerde) ucunda ufak dişleri olan dairemsi yapılı ufak diken
amphidisk
i.
304
Zooloji
küçük diken halkası
coronet
i.
305
Zooloji
diken başlı solucanları içeren bir şube
phylum acanthocephala
i.
306
Zooloji
diken kafalı
thorn-headed
s.
307
Zooloji
diken kuyruklu
spine-tailed
s.
308
Zooloji
diken biçimli
spiculiform
s.
309
Zooloji
diken üreten
spiculigenous
s.
Botanic
310
Botanik
diken
aculeus
i.
311
Botanik
gümüş diken
stemless carline thistle (carlina acaulis)
i.
312
Botanik
diken kabağı bitkisinin (sechium edule) sebze olarak yenen meyvesi
chayote
i.
313
Botanik
dört köşeli diken
tetraxon
i.
314
Botanik
ufak diken
thornlet
i.
315
Botanik
dikey yetişen bir tür japon diken üzümü
truehedge columnberry (berberis thunbergii erecta)
i.
316
Botanik
amerikan diken üzümü
allegheny barberry (berberis canadensis)
i.
317
Botanik
amerikan diken üzümü
american barberry
i.
318
Botanik
ak diken
yellow berry
i.
319
Botanik
beyaz diken
haw
i.
320
Botanik
beyaz diken
hawthorn
i.
321
Botanik
diken
awn
i.
322
Botanik
diken birleşmesi
briar entwinement
i.
323
Botanik
kızıl diken
crown of thorns
i.
324
Botanik
kör diken
rhamnus oleoides
i.
325
Botanik
sarı diken
spanish oyster plant
i.
326
Botanik
sarı diken
golden thistle
i.
327
Botanik
şayot (diken) kabağı
christophene
i.
328
Botanik
şayot (diken) kabağı
chuchu
i.
329
Botanik
şayot (diken) kabağı
echos
i.
330
Botanik
şayot (diken) kabağı
chocho
i.
331
Botanik
şayot (diken) kabağı
citrayota
i.
332
Botanik
şayot (diken) kabağı
mirliton
i.
333
Botanik
şayot (diken) kabağı
vegetable pear
i.
334
Botanik
şayot (diken) kabağı
chorva
i.
335
Botanik
şayot (diken) kabağı
sayote
i.
336
Botanik
şayot (diken) kabağı
starprecianté
i.
337
Botanik
şayot (diken) kabağı
chowchow
i.
338
Botanik
şayot (diken) kabağı
tayota
i.
339
Botanik
şayot (diken) kabağı
citrayote
i.
340
Botanik
şayot (diken) kabağı
chow-chow
i.
341
Botanik
şayot (diken) kabağı
chayote
i.
342
Botanik
şayot (diken) kabağı
sechium edule
i.
343
Botanik
şayot (diken) kabağı
choko
i.
344
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
american mandrake (podophyllum peltatum)
i.
345
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
mayapple
i.
346
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
wild mandrake
i.
347
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
ground lemon
i.
348
Botanik
sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi
andropogon
i.
349
Botanik
sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi
genus andropogon
i.
350
Botanik
kaktüs üzerinde tüy, diken, dal veya çiçeklerin çıktığı küçük, yastığımsı gözenek
areole
i.
351
Botanik
diken
bindi-eye
i.
352
Botanik
astophythum cinsine ait, yıldıza benzeyen diken kümeleri olan yuvarlak bir kaktüs
sand dollar
i.
353
Botanik
kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide
white fringed orchid
i.
354
Botanik
kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide
habenaria albiflora
i.
355
Botanik
kuzey amerika'ya özgü diken gibi beyaz saçaklı çiçekleri olan bir orkide
white fringed orchis
i.
356
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
mayapple (podophyllum peltatum)
i.
357
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
may apple
i.
358
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir ot
podophyllum peltatum
i.
359
Botanik
yapışkan diken
hackelia
i.
360
Botanik
yapışkan diken
lappula
i.
361
Botanik
yapışkan diken
genus hackelia
i.
362
Botanik
yapışkan diken
genus lappula
i.
363
Botanik
beyaz diken
quickthorn
i.
364
Botanik
tahıllara ve diken üzümüne zarar veren bir pasmantarı
wheat rust (puccinia graminis)
i.
365
Botanik
kuzey amerika'da yetişen zehirli köksapı olan diken üzümü familyasından bir bitkinin yenilebilir fakat genellikle tatsız olan yumurta biçimli sarı meyveleri
mayapple
i.
366
Botanik
sarı diken
horse nettle
i.
367
Botanik
sarı diken
ball nettle
i.
368
Botanik
sarı diken
ball nightshade
i.
369
Botanik
sarı diken
bull nettle
i.
370
Botanik
sarı diken
solanum carolinense
i.
371
Botanik
diken
bush [dialect] [england]
i.
372
Botanik
kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi
christmas holly
i.
373
Botanik
kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi
english holly
i.
374
Botanik
kalın diken kenarlı yaprakları ve kırmızı meyveleri olan bir avrasya bitkisi
ilex aquifolium
i.
375
Botanik
diken kabağı
christophine [caribbean]
i.
376
Botanik
diken kabağı meyvesi
christophine [caribbean]
i.
377
Botanik
diken kabağı meyvesi
mirliton
i.
378
Botanik
kara diken
ono
i.
379
Botanik
diken üzümü
pepperidge [dialect] [uk]
i.
380
Botanik
diken üzümü
pepperidge bush
i.
381
Botanik
sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi
schizachyrium
i.
382
Botanik
sıcak bölgelerde yetişen diken gibi çiçek salkımları olan çok yıllık bir bitki cinsi
genus schizachyrium
i.
383
Botanik
diken kabağı bitkisinin yenebilir meyvesi
sechium (sechium edule)
i.
384
Botanik
(bitki) diken veya tüyle kaplı
barbellate
s.
385
Botanik
diken yapraklı
prickly-leafed
s.
386
Botanik
diken yapraklı
prickly-leaved
s.
Agriculture
387
Tarım
bitkileri yeni yerlere eken/diken bahçıvan
transplanter
i.
388
Tarım
diken ayıklayıcı
debearder
i.
389
Tarım
diken ayırma makinesi
debearder
i.
390
Tarım
diken sökücü
debearder
i.
391
Tarım
diken çıkarma makinesi
debearder
i.
Archaeology
392
Arkeoloji
megalitleri diken topluluklara veya bu toplulukların kültürüne ait
megalithic
s.
393
Arkeoloji
megalitleri diken topluluklarla veya bu toplulukların kültürü ile ilişkili
megalithic
s.
Hunting
394
Silah/Atıcılık
diken
beard
i.
Archaic
395
Eski Kullanım
diken gibi olmuş
horrent
s.
396
Eski Kullanım
diken gibi havaya kalkmış
horrent
s.
397
Eski Kullanım
diken gibi batan
horrid
s.
Ornithology
398
Kuşbilim
diken tüylü devekuşları takımına mensup bir cins
dromaius
i.
399
Kuşbilim
diken tüylü devekuşları takımına mensup bir cins
genus dromaius
i.
Entomology
400
Böcek Bilimi
diken kelebeği
thistle butterfly (vanessa cardui)
i.
401
Böcek Bilimi
elma ağacı veya diken çalıların üzerinde yaşayan bir ağaç çekirgesi
thorn hopper (thelia crataegi)
i.
402
Böcek Bilimi
diken kelebeği
cosmopolite
i.
Star Wars
403
Star Wars
ubese diken-sırtlı savaş ejderi
ubese thorn-back war dragon
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of diken diken
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy